mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey
-
İnsan Hakları Üzerine
İNSAN HAKLARI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMAYA DAİR AVRUPA SÖZLEŞMESİ (11 nolu Protokol ile Değiştirilmiş Metin) Madde 1 - İnsan haklarına saygı yükümlülüğü Madde 2 - Yaşam hakkı Madde 3 - İşkence yasağı Madde 4 - Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı Madde 5 - Özgürlük ve güvenlik hakkı1. Herkesin kişi özgürlüğüne ve güvenliğine hakkı vardır. Madde 6 - Adil yargılanma hakkı Madde 7 - Cezaların yasallığı Madde 8 - Özel hayatın ve aile hayatının korunması Madde 9 - Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü Madde 10 - İfade özgürlüğü Madde 11 - Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü Madde 12 - Evlenme hakkı Madde 13 - Etkili başvuru hakkı Madde 14 - Ayırımcılık yasağı .............. şimdilik bunları doğru okuyalım...bunları doğru okumadan diğer hakları sıralamanın hiçbir anlamı yok!
-
Sorunların çözümlenmesi ve çözülmesi...
işte böyle güzel düşünen birine de helal olsun derim... ayrıca ali0_1 biraz daha açıklarsan sevinirim...ben çözemedim daha valla.
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
Tamam gelinen noktadan devam edeyim... diyorsunuz... elimizden kim mi aldı...yapmayın bu ülkede Kürt kelimesinin yasaklı olduğu yılları görmemezlikten gelmeyin.Ben farkındayım,farkında olduğum için zaten bu sorun...siz tasalanmayın. onların derdinde olduğu kimlik anlayışı beni bağlamaz,onlar gibi düşünmemde...Bakın gündemi takip ediyorsanız,DTP içinde çıkan farklı seslerin bu süreci anlamlandırma ve halkın istediğini görme açısından çok iyi analizlere varabilirsiniz.Emine Ayna silahlı mücadaleyi ve silahı ön koşul olarak sunarken Ahmet Türk,silahları ve ondan doğacak çözümü red etmektir.Bu sadece kendi içerisinde farklı düşünen 20 kişilik bir grupta ki çatışmayı değil,halkın ne demek istediğini göstermektedir ayrıca... lütfen bana insaf demeyin...ben o zaman size derim ki 11 yaşındaki bir çocuğa 13 kurşun sıkılırken insaf nerdeydi? Birilerinin ben şuyum demesi neden sizi rahatsız ediyor... ve neden illah bu insanları siz de iş bulabiliyorsunuz,siz de şuraya gellebiliyorsunuz gibi basit cümlelerle suçlamaya kalkıyorsunuz...Firavunun Mısırı mı burası yoksa Hindunun kastı mı var bu ülke de? diyorsunuz da arkadaşım neden 28 isyan demiyorsunuz,neden tehlike diyemiyorsunuz...Bakın ben size bir örnek vereyim...ben Diyarbakırlı değilim,İstanbul da yaşarken sürekli buraya gelip giden biri olmam bazı kişilerin beni Diyarbaklırlı olarak anlamış,bakın sırf bundan dolayı bir iş arkadaşım benimle 3 yıl boyunca konuşmadı;Diyarbakır'lı olmadığımı öğrenince benimle konuşmaya başladı...ve çoğu kişi Kürtler bilinçsizdir gibi basit düşüncelerini dile getirme hakkını kendilerinde buldular.Kusura bakmayın ben tüm bu basitlikleri hoş göremem,burada Yağız denilen bir arkadaşımızın yazdığı iletiyi Kürtlerle ilgili yazdığı iletiyi de görünce gerçekten acıdım böyle basit düşünenlere... ben hiçbir şekilde silahı ve ölümü meşru görmem,bölücülük falan yapanları da desteklemem,onlar da kendi dünyalarında boğulacaktır...ama bunun yanında olayı böylesi basitleştirenleri de insanı ve ona ait olan tüm değerleri yok sayanları da haklı bulmam. ayrıca sizler yörük diyorsunuz da onların çektiklerine susa susa onları toprağa mecbur eden zihniyetleri beslediğimizi de unutmayalım...saygılar.
-
YARASA
Sevgili Yarasa, tam türban konusunda yazdıklarınızı okurken aklıma bu forumda ki ilk günüm geldi.Aynı konuda tartışmıştık;Sevgili Muki'de vardı.Yersov'dunuz o zaman şimdi Yarasa... beni pek sevmiyor olsanız bile,kimbilir belki de sadece düşüncelerimi sevmiyorsunuz da, aynı düşünmüyorsak bile düşünen birine burada minnetlerimi sunma gereği hissettim.Saygılı ve seviyeli olduğunu düşünüyorum... Saygılar...
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Çok teşekkür ederim.Demokrasi hakkında dediklerinize tamamen katılıyorum...ben de çok severim demokratik anlayışı... evet ben düşüncelerin ispatlanmayacağını söylemek istiyorum;bence doğru olan sizce yanlış olan olabilir...Mesela coğrafyada yağmurun oluşumunu bu kadar açık ve net yazan,size kimse yanlış düşünüyorsun diyemez ama demokrasiyi ve onun getirdiklerini kabullenmeyen biri yanlış düşündüğünüzü söyleyebilir...Saygılar!
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Çarpışık Tümceler, -Ben şu anki iktidarı kendime yakın bulmuyorum,yaptıklarını onaylamıyorum ve kendi adıma bu ülke de yer alan hiçbir partiyi temsilci olarak görmüyorum... ve şunu ekleyeyim;hiçbir siyasi iktidar;%99 oy oranına sahip olsada %1 lik kısmını görmeme hakkına sahip değildir;olamaz da. ve hiçbir kişisel çıkar,masa üstünde yapılan hiçbir hesap;o örtüyü takan %99 gibi bir oran eğer samimi değilse de %1 lik kısmına uygulanan haksızlığı meşru kılmaz. -Ben devlet birey için vardır diyorum;demokrasi sınırsız özgürlük iken işte tam bu noktada sınırsız özgürlüğü diğer insanlar için yasa ve hukuklarla düzenleyen bir devletten bahsediyorum. hemen açayım;siz çok güzel bir örnek vermişsiniz...siz inandığınız ve yaşamak istediğiniz gibi yaşamak istiyorsunuz.Karşınızda bunu onaylamayan bir yasa ve hukuklar zinciri,yani devlet! peki ne yapacaksınız...buna geçmeden önce devlet kavarmımızı ve hak özgürlüklerimize açıklık getirelim... Devlet bireylerden oluşur;birbirinden farklı düşünen ve beraber yaşayan,farklı ihtiyaçları olan ve o ihtiyaçlarını diğer bireylerle gidermeye çalışan birey ve onun üstünde oluşan bir güç.Bakın her yerinde birey olan ve yine birey için var olan... Şimdi gelelim birey,devlet ve özgürlük kavramlarına... ''Çoğunlukla bir gemiye benzetilen devlette, kral kılavuz, halk da kamu yararını gözettiği sürece kılavuzun sözünü dinleyen gemi sahipleri durumundadır; kralsız yaşayan pek çok halklar vardır, ama halksız bir kral düşünemeyiz bile. Krallık düzeyine yükseltilenler, başkalarından güzellik yahut yakışıklılık bakımından üstün oldukları için ya da onları, tıpkı çobanların sürülerini güttükleri gibi yönetmek bakımından bir doğal üstünlükleri bulunduğundan değil, halkın kalanıyla aynı hamurdan yapılmış olmalarından ötürü erk ve yetkilerini onlardan ödünç aldıklarını açıklayacakları için ortaya çıkarılmışlardır.” Stephanos Junios Brutos benim için devlet işte budur...ve demokratik olan bir devlet anlayışında demokrasi; ise maalesf buna dönüşmüştür... arkadaşımın düşüncelerinde yola çıkarak.Şimdi bakın arkadaşımız;demokrasiyi farklılıkları ve onun içerisinde ki düşünceleri bütünleştirme açısından bir ütopya olarak algılamış.Ve eklemiş;birey bu düzeni kendisine uymadığı zaman değiştirebilir. Demokrasinin özünde insan ve onun iktidarı vardır.Sınırsız olan özgürlük vardır.Sınırsız özgürlük doğru olan mıdır;tabi ki hayır.Devleti de haklılaştıran buı değil midir? Dediğiniz gibi bireyin farklı tercihleri vardır;her birey tercihleri doğrultusunda yaşamak ister.Ve bu da olanaksız olandır;çünkü bir de başka olan bir birey daha vardır ve tabi ki onun hakları... Demokrasi ali0_1'in düşüncelerinde bir ütopya olsada,ve çoğu düşünür bunu haklılaştırsa da ben yine derim ki;olabilirliğiği olan bir düzendir,değişim ve dönüşümü olan bir düzendir;yeter ki biz onu ve içerisinde ki dinamikleri doğru kavrayalım... Şimdi belki yadırgamışsınızdır demokrasiyi burada açıklamama...neden mi açıkladım...yazdıklarınız yanlış değil de ondan...çünkü ben de biliyorum ki herkes istediği düzen ve istediği yaşamı kanun ve yasalara dayatırsa o zaman anarşizm olur ve onun getirdiği yıkım,kaous... Demokrasiyi yazdım;çünkü işte bu kaoustan kurtulmanın bir yolu da yine halka dayanmaktır.Ama doğru yerde;doğru zamanda...Çok ünlü bir söz vardır;demokrasi çoğunluğun değil,azınlığındır diye...işte hak ve özgürlük noktasında bunu bilerek... Şimdi dediklerinize dönelim yine...diyorsunuz ki;her insanın tabi ki hakları vardır;ama bunu heryerde yaşayamaz.Haklısınız tabi ki...ama bu hakların oturtuluş şekline bakmak lazım.Mesela yaşama hakkı...bu hakkı hangi güç alabilir sizden? Türban yasağı işte böylesi bir hakkın gasbıdır;çünkü siz bir kadına şunu giyemezsiniz deme hakkına sahip değilsiniz...hele bu kamu hakkından yararlanan birey ise... diyorsunuz,ben size göre dediğiniz seçeneklerden hiçbirini sunmadım...sadece şunu dedim;bireysel hak ve özgürlükler gerçekten özeldir ve biz şu bunu düşünüyor diye bazı haksızlıkları meşru göremeyiz... benim seçeneğim...demokrasi... ayrıca şu ''ya kabul et yada çek git''mantığı gerçekten sinirimi bozuyor...ne gidecek başka yerim var ne de böylesine seveceğim başka bir coğrafya... ve diyorum ki gelin beraber vyine bakalım devlet,hak kavramlarına...Özgürlük anlayışımıza...Saygılar
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Bilimselci, Değerli arkadaşım önce kendi doğrularımı yazarken izlemem gereken yok ve önerdiğiniz referans için teşekkür ederim.Dikkate alacağım.Emin olun.Ve gelelim kendi doğrularıma... Önce çeliştiğimi iddia ettiğiniz noktalara değineyim... 1-Türban ve inanç konusu çeliştiğim olarak anlaşılmış yada gerçekten çeliştiğimdir. Türban kadınların saçını örtmek için kullandığı örtüdür(TDK).Bu teoride budur ve bu kadar basittir.Bunu basitlikten kurtaran nedir peki?Bir taraftan örtüyü Allah'ın emri olarak kabul edenler diğer taraftan bunu irtica tehlikesi olarak görenler... -Bunu Allah'ın emri olarak kabul edenler,ki bende bunu böyle kabul edenlerdenim,sosyal hayatta da bu emrin gereğini yerine getirerek yer almak istiyorlar... -Bunu tehlike olarak algılayanlar,kendine dayatılacak inanç ve sistemlerinden kendilerini koruyacak Laik düzeni koruma yanlısı olanlardır. Bir de bunun yanında gerçekten o örtüyü siyasal anlamda takanlar ve Laiklik kavramını putlaştıranlar vardır.Ki asıl anlaşmazlık burada karşımıza çıkmaktadır.Endişeler,kişisel çıkarlar belki de örtüyü çözümsüzlüğe iten asıl sebeblerdir. Konumuzla ilgisi olmasa da şunu belirtmeden geçemeyeciğim.Ben bu sorunun temel nedenini siyasi arenada yer alan siyasitçilerimizin basiretsizliğinde görüyorum.İktidarlarla değişen anlayışlarımızdan,darbelerle beslenen yasalarımızda ve kendi tarihine yabancılaşan insanlarımızda buluyorum. Bakın sizi anlıyorum.Sizler diyorsunuz ki;bizim için türban Allah'ın emri değildir veya İslam'da türban değil,çarşaf vardır bunun da ötesinde inanmayansanız(sonuna kadar size ait olan değerlerinize saygılıyım) bunu gereksiz görüyorsunuz.Dediğiniz gibi bunu kendi ideal düzenleri içerisinde kendi alanlarını yaratma çabasında olan,şeriat özlemi içersinde bulunan düşünceler de vardır.Ki bu kaçınılmazdır...peki biz bunlara dayanarak insanı ve temel haklarını yok sayabilir miyiz? Çeliştiğim olarak görülen bir nokta vardı.Ben inananım ve örtüyü de emir olarak görenlerdenim;bunu da şu ayete dayanarak söylüyorum... ''İnanan kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar ve açıkta olması gereken yerleri hariç, alımlı yerlerini göstermesinler. Örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar. Vücutlarının alımlı yerlerini kimseye göstermesinler; ancak kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kızkardeşlerinin oğulları, diğer kadınlar, cinsel iktidara sahip olmayan erkek hizmetkarlar ve işçiler ve kadınların cinsel yönlerini henüz anlamayan çocuklar hariç. Gizledikleri alımlı bölgelerini sergilemek:bildirmek için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar, topluca ALLAH'a yöneliniz ki başarılı olasınız.''(nur süresi,31) bu çarşaf mıdır yoksa örtü mü?Buna cevap verecek yeterlilikte değilim.Bu doğru mudur yanlış mıdır;işte bu tartışılır... ben baştan beri şunu yazıyorum;ben örtüyü dini anlamda tartışmam çünkü gerçekten bu konuda yetersizim...ve anlamaya çalışanlardanım.Peki burada örtüyü hak olarak savunup savunmamak için illah inanmalı mı?Bence hayır... ve yine diyorum;benim inanıp inanmam önemli değil çünkü benim inanıp savunduğum,bu başlıkta,din gereği olan türban değil,hak ve özgürlük içerisnde yeri belirlenecek olan türban... Bakın önceki sayfada SimalyıldızıNet arkadaşımızın verdiği çok güzel bir yazı vardı.Orada yazılanları okuyunca farkına vardım ki;hiçbir talep,insani olsada,herkes için samimi olan değildir. Ve şunun da farkındayım ki,bizim Cumhuriyet tarihimiz daha oturtulmamış,Laiklik anlayışımız daha anlaşılmamıştır. Ama biz bunlara sığınarak başkalarına ait olan özel değerleri yok sayabilir miyiz.Kesinlikle hayır.Çünkü bu insana yakışmaz...Düşünün Bilimselci;siz belirli bir yaşamın kıyısında soluk bulmuşsunuz,size ait bir yaşamınız size ait yaşadıklarınız...ya diğer insanlar...onlarda çok farklı yaşamın ürünleri ile vardır.Düşünün ki tüm insanlar aynı kaderi yaşıyor mu ki aynı düşünsün...siz diyorsunuz ki inanmayanlar araştırıp,okuyanlar;inanmayanlar ise doğmalardan beslenenlerdir.Buna işte hayır derim...İnananlar içinde de okuyanlar,araştıranlar çoğunluktadır...sizin için doğma olanlar onlar için gerçeğin tam kendisi değil midir?Peki düşündünüz mü,onlar için inanmayan nedir?Bakın Sivas katliamına...burada da başka düşümnceleri yok sayanlar değil midir?İşte bunun için derim ki;inanıyorsanız kendi doğrularınıza yazın ama başkalarını ben haklıyım diyerek değil,ben de buradayım demek için... Ben bunun için dedim ki;çelişki insan hayatının vazgeçilmezidir ama bu çelişkiler insani olandır;ve benim amacım burada düşündüklerini yazanlara sen çelişiyorsun demek değil,benim yazdıklarım doğru demek değil(ki benim yazdıklarım benim için doğru olsa da yanlışlığı her zaman vardır;ama bu benim yanlışlığımdan değil...farklı olan düşüncelerdebndir ve bu da zenginliktir) ve ben baştan beri sorduğum soruları sormuştum;konuyu dağıtmak için değil...Tabi ki inanan ve inanmayan insanların düşünceleri farklıdır;böyle olmak zorundadır;ama inanan insanların düşüncelerini sadece ahlak ve törelerden beslendikleri ile ilgili olan kısmına katılmıyorum.Bugün din ve onun gereklerini kabullenmiş olan tüm insanlar doğduğu toplumun dinini taşımıyorsa ve dinde evrensel olan ise bu onların da evrensel oan bulgulardan beslendiklerini göstermektedir. oldukça doğru düşünceler...işte buna katılırım...ve açarsanız da büyük bir hazla takip ederim... Bilimselci,bakın ben bu yazdıklarınıza itiraz etmiyorum.Bu devlet kadrosu içerisinde yer alan devlet memurları için geçerli olandır;onun hizmet verdikleri için değil....bakın ben bunu başta da yazdım,dedim ki;evet şu an belki toplum kamu kurumu içerisinde yer alan kişilerin siyasallaştırılan örtüyü bir tehlike olarak görebilir,bunun için ben bu yasağın bu kısmını haklı görmemekle beraber olması gereken olarak görüyorum ama eğitim hakkından yoksun bırakılmaları...hele de üniversitelerde...işte ben bunu nkabul etmiyorum. Bence de türban dini simgedir,çünkü dinin emridir;devlet tarafında korunan bu simge değil,vicdan ve inançtır...Devlet tarafından temsili(Laik olan devlet)olmayan,devlet içerisinde ki yasalarla korunan haklar zincirlerindendir.Geliştiren demek istediğim yine inanç olan kısmı değil;din ve vicdan hürriyetinin geliştirilmesidir.Yani yasa ve hukukla bu hürriyetin sağlam adımlarla geliştirilmesidir.''Devlet kişilerin yaşam ve üretim/paylaşım hakkını korur sadece'' Yaşam hakkı içerisinde inandığı şekilde yaşama hakkı da olabilir mi? ve inananlar okumadan inanırlar,inanmayanlar okumadan inanırlar düşüncesi sizce genel geçerliliği olan bir düşünce midir? gelin kavramlar üzerinden tartışalım... dedim ve ekledim; ve sordum; şimdi de bu kavramlardan yola çıkarılacak cevabınızı bekliyorum...yine çelişki diyeceksiniz;benim kabul ettiğimi varsayarak bu sorularıma cevap verin.Ki bunlar tanımlamadan konunun özüne varılamaz. Saygılar...
-
tanrı herkezı esıt sartlardamı dunyaya getırıyo
Yaratan tüm insanları aynı şartlarla dünyaya göndermiyor...bu gerçek olan.İkinci gerçek ise herkesin kendisine verilenlerden sorumlu tutulmasıdır(bunu bir arkadaşım demişti bana...ve gayet mantıklı geldi.)
-
-'...bursercan...'-
Ve Sevgili Sercan...az önce günaydını aldık,verdik...birde burdan vereyim selamımı canım dostuma...şimdi iştesin...gece gelince okursun...yüreğine,dostluğuna ve sevgine... Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin. Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle... Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin. Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin. Sevdim işte ötesi yok(alıntı) Ben böyle sevdim işte diyor seven bir yürek...kırılgan olan arkadaşım sevginin eb güzelini yaşaman dileği ile...
-
jön anı defteri
Asker olan sevgili kardeşime kocaman bir günaydın ile başlayayım...sevgiyle... ASKER OCAĞINDA BAYRAM SABAHI Güneş tepelerden sancıyla doğar Asker ocağında bayram sabahı İçimi bin türlü acıya boğar Asker ocağında bayram sabahı Ne varsa kesilir neşeden hazdan Şeker şerbet geçmez olur boğazdan Dökülür gözümden yaşlar birazdan Asker ocağında bayram sabahı Tanıdık dost sesi kulaklarımda Ayrılık bestesi dudaklarımda Hayalim memleket sokaklarında Asker ocağında bayram sabahı Yavukludan gelen sır selamına Bir kokulu mektup bir selamına Kaç şarjör boşalır yar selamına Asker ocağında bayram sabahı ........... (Mustafa Dilki) yakında Ramazanı karşılıyoruz...sonra bayram...o zaman askerde olacak canım kardeşime...Jönümüze...
-
İĞRENÇ ŞARKI SÖZLERİ
Hakan sana katılıyorum...zaten onlar mesaj vermek için yazılmıyor zanımca...iş olsun diye ama bak bende arada dinlerim,mesaj falan almak için değil;iş olsun diye arada dağıtıyor kafayı...hem düşün düşün nereye kadar! Bak şimdi iki hattımında pın kodunu yanlış girdim;hatlar gitti...telefonlara bakım onlar kapalı kapalı bana bakıyo(Sercan aha yine unuttum bak) yemeğe gitmeden önce bak sana daha ********* olan şarkı sözleri yazayım...sözler benden(yakında besteci de olurum) sakın beni aramayın, özellikler evdekiler... ben iyiyim...Diyarbakır sıcağındayım... Selamlar...
-
İçindeki nakaratı yaz...
şimdi nasıl intihar etmeyeyim Sevgili Evren...önümüz Ramazan,ne ana var yanımda ne baba...İstanbulda olsam tanıdık çok burada sadece arkadaşlar...önümde bi sürü dosya,olmayan bir sistem...bekleyenler sinirli;''ne bu ya kardeşim'' ben ''yav abi sistem yok,işlem yapamıyorum''dedikçe bana daha da ters bakıyorlar neyse sizin sözünü dinleyip,işime döneyim...işte iş değil mi?Sevgiyle... ''batsın bu dünya...''diye devam edeyim...içimden geçen bu!
-
AZ SONRA...........
işe gideceğim...hava bulutlu ama oldukça boğucu bugün Cuma...yarın iş yok işte bu süper!
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
O zaman şöyle diyeyim...bireye ait olan yada insana ait olanla bireyi ya da kişinin kendisi aynı değildir...Mesela Sayın Çarpışık Tümceler ve düşündükleri... Bunu söylediniz,şunu söyledim kısmını geçelim;devlet tanımınız oldukça güzel...peki devlet bireyi yok sayabilir mi ve Laiklik devletin neresinde yer alır?İnsani hak olarak neden örtüyü kabul etmiyorsunuz?Saygılar!
-
ahmet kaya ağladıkça ve yaptıgı şok açklama ölmeden önce
Sevgili arkadaşım, o öldü...bu konuda ki tüm iddialar asılsızdır!
-
İçindeki nakaratı yaz...
Sevgili Evren şimdi bu şarkıyı da diğer şarkının yanına koyayım...surlardan mı atlasam... oldukça can acıtan sözler ve sesler...sevgiler!
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
Sn Taklamakan, yapmayın,ne demogojisi...neden yazdıklarımın eksik olan,size uymayan noktalarını ve bu konuda düşündüklerinizi yazmıyorsunuz...ben şimdi ne yazayım ki...söz veriyorum...sorun yazayım!Kimlik benim için ne,açık açık yazdım... demiştim...buyrun;eleştirin,eksik olan yönünü söyleyin...ki ben de ne yazacağımı bileyim...eğer yazmazsanız ben sadece beni eleştirmek için yazdığınızı düşüneceğim.
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Bakın işte tartılması gereken düşünceler...
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Sayın Çarpışık Tümceler; verilmesi gereken cevaplara bakalım... evet,ben yönetim biçimini kast etmiyorum,yönetim biçimi kelimesini dahi kullanmadım ve ilgiyi de kuramadım;devlet benim konum.Ve soruyorum devlet nedir ve Laiklik devletin neresinde yer alır? diyorsunuz yine.Kurduğum cümle ise şuydu; Çelişki,oldukça önemlidir insan hayatında,çünkü insan yaşamı çelişkiler üzerine kuruludur. önce açıklama sonra gerekçe sunmuşum...neresi kıvırma? ben insan demedim,insana ait olan dedim...insana ait olan değerlerle insanın kendisi aynı değildir,değil mi? lütfen cümleleri doğru okuyalım,ben bilmediğim konularda yazmam dedim,yazdıklarımı da illah tartışmak için değil,paylaşmak ve anlamak için yazarım. bilmez miyim,başta da yaşama hakkı! peki sizce bu bir hak olsaydı;diğer hakların gasp edilmesi bu hakkı da görmemezlikten gelmemiz için bir gerekçe olabilir mi? söz konusu devlet,tavuk değil;ki bu soru siyaset felsefesinin en tartışmalı konularından biridir, ben yine soruyorum;Bilimselciye değil,size... devlet mi birey için vardır yoksa birey mi...?Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum...ayrıca sonra ki iletinizi de okudum...tam olarak bilmediğim sadece dinin emri ile ilgili kısım...yoksa ben diğer kavramları çok iyi bilmesem de en azından söylenecek sözüm var...Saygılar!
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Bilimselci, her ne kadar beni gençliğin verdiği heyecanla yazdıklarının çeliştiğinin görmek istemeyen biri olarak görseniz de,ben yazmaya devam edeyim...Galiba yaş olarak benden büyüksünüz(vardığınız sonuçtan bunu çıkardım) o zaman derim gelin anlatın da bu kardeşinize o da sizi anlasın. inanan bir insanla inanmayan bir insan arasında benim için hiçbir fark yoktur.İşin beni bağlayan kısmı;o bireyin bana ve yaşadıklarıma olan tutumudur.Yani insani olan nokta.Siz ben inanmıyorum demişsiniz,çünkü okudum,araştırdım ve bu sonuca vardım diye devam etmişsiniz.İnanıp inanmama da özgürsünüz,kimse sizi yargılayamaz.İnanan da aynı temellerle inancını açıklar.Zaten bahsimiz bu değil;yalnız olay ve olgulara inanıp,inandıklarımızla değil;bakmamız gereken yerden bakalım. ve gelelim eleştirilerinize... diyorsunuz tüm yazdıklarıma; evet bunlar benim görüşlerim ve diyorum ki; tabi ki Laik olan devlet dini kendi bünyesi içinde barındırmamalı,yalnız şuna bir açıklık getirelim.Devletin kaynağı eğer yasa ve hukuka dayanıyorssa,Laik olması bu yasa ve hukukta dinin olmamasıdır;yoksa devletin içerisinde yer alan bireyle ilgili değildir bu;katılmıyorsanız gerekçenizi yazın. ben türban yasağı demişim,siz bunu yazmışsınız...Hangi açıdan bunu değerlendirirmem gerektiğini yazarsanız sevinirim... işte ben bunları yazdım,siz değişik birşeyi yazar gibi ahkam kesildiğimi ifade etmişsiziniz;düşüncenize yine de saygı duyuyorum...yalnız nedeni de açıklarsanız çok daha iyi olacak. dedim,gayet açık bir cümle...siz dediniz ki doğmalarla beslenemez devlet,ben de dedim ki evet beslenmez,ama birey beslenebilir,devlet burada bireyi ve onun vicdani değerlerini hak ve hukukla koruyan ve geliştirendir.Geliştirendir;çünkü devlet devlet birey için vardır ve bireye ait değerleri,hak ve hukuk ekseninde geliştiren ve dönüştürendir. Çelişki hakkında yazdıklarımı tekrarlamayacağım,çeliştiğimi hala düşünmüyorum. Din evrensel bir olgudur dedim,çünkü ;rengi ve kimliği yoktur. diyorsunuz,ben bu genellemeyi yanlış buluyorum.Olayı bu kadar basite indirgemek pek doğru olmasa gerek.Ben şundan bunu çıkartırım; demek ki siz sizin gibi düşünmeyen herkesi cehaletle suçluyorsunuz.Bilmelisiniz ki birey farklı düşünür,düşündüğünce yaşar...yani herkesin inanmaması ya da inanması ve herkesin değerleri ile genellemeler yapması...kesinlikle doğru değil. Bilimselci ben size soruyorum; -Devlet nedir?Laik olan devletin kaynağı nedir? -Birey mi devlet için vardır yoksa devlet...? -Din ve vicdan hürriyeti sizce nedir? bunları daha önce de sormuştum...istiyorsanız cevap vermezsiniz...ama ben bu konuda yazılanları göz önüne de alarak,yanlış düşünebilirim,eksik düşünebilirim diyerek cevaplarınızı bekliyorum. Bu arada benim yaşım 23.Dediğiniz gibi deneyim konusunda veya bilgi konusunda eksik olabilirim.Kim tamdır ki?Kimse herşeyi bilemez.Bilgili değilim,alim değilim...bazı insanlar vardır,yazarlar,anlatırlar;onlardan da değilim...olduğuma dair sadece bu konuda değil,forum genelinde tek bir iletimi gösterin bana;ben bu forumda bir daha yazmam.Düşündüklerim yaşadıklarım,tanık olduklarım ve öğrendiklerimdir,bana ait olan ve benim için özel olan...benim için evrensel olan ölçüt İNSAN!iNSANI YOK SAYAN NE OLURSA OLSUN BEN DE ONU YOK SAYARIM. Saygılar!
-
TÜRBAN SORUNU - KONUSU - ANA BAŞLIK
Sayın Yarasa, yağmurun oluşumu ile demokrasi anlayışını kıyaslar mısınız ispatlama açısından?
-
ahmet kaya ağladıkça ve yaptıgı şok açklama ölmeden önce
Ben Evren'in ne düşündüğünü çok iyi biliyorum...anlamasalar da bizi,anlayan tek kişinin varlığı umut veriyor bana!Sevgiler.
-
İçindeki nakaratı yaz...
Giderim Yar - Dila Aldığın küpeleri Bendeki kazağını Veripte burdan Giderim yar Sendeki resimleri Çaldığın yüreğimi Alıpta burdan Giderim yar Sabahın tam üçünde Bir kır kahvesindeyim Sabahın tam üçünde Bir kır kahvesindeyim Yine bildik aynı hüsran Ayrılık günündeyim Yine bildik aynı hüsran Ayrılık günündeyim Aldığın küpeleri Bendeki kazağını Veripte burdan giderim yar Sendeki resimleri Çaldığın yüreğimi Alıpta burdan Giderim yar Kal desende kalamam Buralarda duramam Dayanamam artık Giderim yar Sendeki resimleri Çaldığın yüreğimi Alıpta burdan Giderim yar Zalimce paylaşıldı Yaşanan ve düşlenen Zalimce paylaşıldı Yaşanan ve düşlenen Kanadımı kırdılar Daha gönlüm geçmeden Aldığın küpeleri Bendeki kazağını Veripte burdan Giderim yar Sendeki resimleri Çaldığın yüreğimi Alıpta burdan Giderim yar. Kal desende kalamam Buralarda duramam Dayanamam artık Giderim Yar Sendeki resimleri Çaldığın yüreğimi Alıpta burdan Giderim yar 2 gündür aralıksız dinlediğim tek şarkı!
-
SAVAŞ VE BARIŞ...
Sevgili Godzilla, bende artık barışa inanmıyorum!
-
Kürt Sorunu ve Türkiye'nin geleceği hakkında
Sayın Taklamakan, daha önce ki sayfaya bakmadınız galiba;ben cevap vermiştim... yine bakın verdiğim cevaplar...buyrun şimdi...bekletmeyeyim...