Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

mavi olmayan gökyüzü

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

mavi olmayan gökyüzü tarafından postalanan herşey

  1. BU NE YAMAN ÇELİŞKİ ANNE Ahmet Kaya’nın politik duruşuyla ilgili pek çok şey söylenebilir. Kimileri ‘lümpen’ deyip bir kenara atar. Kimileri Kürtlerin ozanı der. Ahmet Kaya bunlardan hiçbirisidir belki de hepsidir.... Bir yenilgi dönemi ozanıdır Ahmet Kaya. Ülkedeki postmodern altüst oluş, onun yaşamına, politik görüşlerine ve şarkılarına da yansımıştır. “Magazin gazetecileri” ödülünü alırken yaptığı ajitasyon, Jet Fadıl’ın sponsorluğunda verdiği konserler, yoksulların gönlünü titreten müzikler sayesinde bindiği lüks arabalar… Kimi zaman bıçkın bir sosyalist, kimi zaman Kürt özgürlük savaşçısı, kimi zaman ortalamacı bir birleştirici, kimi zaman türbanlı kızların Ahmet abisi... Ahmet Kaya’nın ünlendiği dönem tam bir alt üst oluş dönemiydi. Solun yenildiği, cezaevlerinde yaşananların ağır havasının ortalığı kapladığı, sosyalizmin bir tarihsel döneminin kapandığı, umudun yittiği, dini ve ulusal kimliklerin ön plana çıktığı bir dönem… Solcuların kimisinin “bizi anlamadınız” melankolisiyle içki masalarında umut aradığı, kimisinin de yeni dünya düzeni trenine binmek için gelmişine geçmişine küfür ettiği bir dönem… İnsanların azgın bir piyasa denizine atıldığı, ellerindeki her şeyin kayıp gittiği yıllar… İşte tam da bu yenilgi dönemini, çekilen acıları ve savrulmaları anlatır Ahmet Kaya... Yenilmiş ama isyankar ses tonuyla hayat verir şiirlere… Henüz 17-18 yaşında 12 Eylül zindanlarına düşmüş, akla hayale gelmez işkencelerden geçmiş ya da arkadaşlarının çektiği acıları görmüş bir kuşak düşünün. “Uçurtmam tel örgülere takıldı, hani benim gençliğim nerde” sözlerine o kadar anlam yükleyebilir ki o kuşak? Ya da dışarı çıktığında inandığı değerlerin çöktüğünü, korumak için nice acılara katlandığı sevdiklerinin yenidünyanın nimetlerine kapıldığını gören bir kişinin, “beni kaç kere dövdüler adını söylemedim, yıkılsın evin…” derken ki isyanını… Ahmet Kaya’nın politik duruşuyla ilgili pek çok şey söylenebilir. Kimileri yere göğe sığdıramaz, kimileri “lümpen” deyip bir kenara atar. Kimileri Kürtlerin ozanı der kimileri “sağcılarla da kol kola girebilen bir adam.” Ahmet Kaya bunlardan hiçbirisidir belki de hepsidir. Çünkü bahsettiğimiz dönem tüm bu zıtlıkları bir arada tutar. Yenilginin tozunun ve dumanının arasında neyin ne olduğunun birbirine karıştığı, yenilenme arayışında nice savrulmaların yaşandığı süreçtir aslında. Ahmet Kaya’yı sevenlerin sadece solcularla sınırlı olmaması hatta sağcı-dinci kesimlerinde Kaya’yı kimi zaman utanarak kimi zaman da açıkça benimsemesi dönemin politik durumuyla alakalıdır. Ezilenlerin ağıtını yakan Ahmet Kaya, o dönemde kendisini ezilen hisseden ve öfke biriktiren her kesime hitap eder. 12 Eylül’de “fikirleri iktidarda kendi zindanda” olan güruhun yaşadığı bunalıma da birebirdir Kaya... Ya da solun umut olmadığı dönemlerde ezilmişliğini başörtüsüne indirgeyen kesimlerin duruşuna... “Bu ne yaman çelişki anne” diyebileceğimiz çatallı süreç, Ahmet Kaya’nın politik duruşuna ve yaşantısına da yansır elbet. Bir programında ben sosyalistim diye haykırdığı rivayet olunur, eşinin verdiği bir söyleşide MHP’ye konser vermek istediği kulaklara çalınır ama kendisi ÖDP şenliğine çıkar. Kimi çevreler onu “bölücü” ilan eder kimileri İslamcıların kuyrukçusu... Ahmet Kaya kimdir dendiğinde tek bir cümlede ortaklaşma sağlanamayacağı çıkar belki bu yazıdan. Ama öyle değil… Herkesin kabul ettiği bir şey vardır ki, “Ahmet Kaya delikanlıdır”. İşte o yüzden “güneşten ışık yontan sert adamların” hikâyesini, yani en önce ipi göğüsleyenlerin, yeşil parkalıların hikâyesini, bizim hikâyemizi yani, en iyi o anlatır. O yüzden her şeye rağmen, onca söylentiye, inkâra rağmen Ahmet Kaya bizimdir. Bizimle güzeldir… BARIŞ İNCE 16 Kasım 2008 / Birgün Gazetesi
  2. Dün gece gördüm düşümde Seni özledim anne Elin yine ellerimde Gözlerin ağlamaklı Gözyaşlarını sildim anne Camlar düştü yerlere Elim elim kan içinde Yanıma gel yanıma anne İki yanımda iki polis Ellerim kelepçede Beni bul beni bul anne Dün gece gördüm düşümde Seni özledim anne Gözlerinden akan bendim Düştüm göğsüne Söyle canın yandımı anne Camlar düştü yerlere Elim elim kan içinde Yanıma gel yanıma anne Sevgili Ahmet Kaya,ne zaman bu nağmelerde kendimi arasam;o geceden kalan şaşkın,acı dolu gözlerin gelir aklıma.Sen ''dilimle klip'' derken sana fırlatılan çatal ve bıçaklarda gördüğüm basitliği,seni anlamayanları,seni kullananları ve yalnız bırakanları affetmeyeceğiz. Titrek bir mum alevinin havaya bıraktığı bulanık bir is Ve göz gözü görmez bir sis değildik biz Beni bilimle anla iki gözüm , felsefeyle anla Ve tarihle yargıla Bal değildir ölüm bana , idam gül değildir bana ) 2 Geceler çok karanlık , gel düşümdeki sevgilim ) Ay ışığı yedir bana ) Ahh...ben hasrete tutsağım , hasretler tutsak bana Bıyığımdan gül sarkmaz , bıyık bırakmak yasak bana Mahpus bana, sus bana , yağlık ilmek boynuma Sevgili yerine , koynuma idamlar alır, idamlar alır yatarım Ve sonra sabırla beklerim , bulutları çekersiniz üstümden Suçsuzluğumun yargılayıcılarını yargılarsınız Ve o güzel geleceği getirirsiniz bana Ölüm tanımaz işte o zaman sevgim Tırnaklarımı geçirip toprağın sırtına, doğrulurum Gözlerimde güneş koşar Ve çiçekler ekersiniz, çiçekler ekersiniz toprağıma Duygu bana, öykü bana , roman gibi her an bana ) 2 Hücremde yalnızım gel , gel düşümdeki sevgilim ) Soyunup hazırlan bana ) Biraz sonra asmaya götürecekler beni Biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni Hoşçakalın sevdiklerim Dört mevsim , yedi kıta , mavi gök , bütün doğa hoşçakalın Hoşçakalın sevdalılar Çocuklar , üniversiteliler , genç kızlar Sonsuz uzay , gezegenler ve yıldızlar , hoşçakalın Hoşçakalın senfoniler, oyun havaları Sevda türküleri ve şiirler Bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler Dağlarında yürüdüğümüz toprak Yalın ayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler hoşçakalın Hoşçakalın ağız tatları , sıcak çorbam , çayım , sigaram Havalandırma sıram , banyo sıram, kelepçe sıram Parkamı , kazağımı , eldivenlerimi , ayakkabılarımı Ve kalemimi , ve saatimi Ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar Hoşçakalın , hoşçakalın Dostum bana , sevdam bana , soluğunu geçir bana ) 2 Uyku tutmuyor gözüm , anılar sıraya girdi ) Gel anne süt içir bana ) Hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar Mutluluğu için dövüştüğüm insanlar Yedi bölge, dört deniz , yedi iklim , altmış yedi şehir Okullar , mahalleler , köprüler , tren yolları Deniz kıyıları , balıkçı motorları , takalar Asfalt yolları boyu dizilmiş fabrikalar Ve işçiler ve köylüler.... hoşçakal ülkem Hoşçakal anne , hoşçakal baba , kardeşim Hoşçakal sevgilim , hoşçakal dünya Hoşçakalın dünyanın bütün halkları Sınırlı olmayan mekâna Sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben En sevda halimle , en yaşayan halimle , gidiyorum dostlarım Hoşçakalın , hoşçakalın... Beni yaşamımla sorgula iki gözüm Beni yüreğimle , beni özümle Bilimle anla beni , felsefeyle anla beni Tarihle anla beni , ve öyle yargıla __________________ Seni unutmayacağız...yüreğimizdesin,umudumuz ve barışımızdasın güzel insan.Bıraktığın yerde sevgimiz.
  3. Bu araba zaten senin bahtındır,al senin olsun derdim yalnız benim arabam yok kesin doğru cevap
  4. yarasın Angelim biliyom yorgunsun ama gel gör
  5. ''Zamanı durdurabilmenin formülünü bilsem önce sana öğretirdim '' dedin ya,çoooooooooook sevindim kıskanmasın kimsecikler
  6. tükenmiyorsak nedir bu yıkımlar Yayamazım...neyse bize yakışmaz değil mi umutsuzluk
  7. Sevgili dostum, Doğduğunuz da bakarsınız ki coğrafyanız da kan vardır,her daim silahlar patlar.Önce korkarsınız,sonra alışırsınız.Acı coğrafyanızın diğer adı olur,anlamaya çalışırsınız,çalıştıkça yok olur ve sonra ansızın susarsınız. ve bu size biçilen kaderdir,sadece siz yaşarsınız.Ben artık bu sorunlar yığınından çok sıkıldım,çözüm konusunda umutsuzum.Maalesef yarının çocukları da bunu konuşucak;birbirine yabancı kalacaklardır. Düşüncelerinizle,objektifliğinizle burada olduğunuz için çok teşekkür ederim.
  8. Sayın Suheda,benim için dilim özeldir;benim için değerlerim özeldir.Töre dediğiniz de sadece kadınları öldürmek yada kan davalarını haklı çıkartmak değildir. Öteki olma sevdası;bireyin kendi kimliği ile varolma isteği ise orada kırmızı noktayı bırakıyorum.İstediğiniz şekilde düşünmekte özgürsünüz.Saygılar! ''Bu arada etnik köken diyeceğime kimlik demişim dilimi eşek arısı soksun..'' demiştiniz ya,Allah korusun demeyi unutmuşum
  9. Çok ağır cümleler,bence Peygamber bunu haketmiyor.Mevalana kimin yolundaydı ki kime sırt çevirsin?İslam Peygamberi ardında bu kadar büyük kitleler bırakmışsa,biraz daha dikkatli olalım;lütfen.
  10. Sayın Suheyla,kapitalizm sadece bir ekonomik sistem değildir,aynı zamanda üretimiyle,yatırımıyla,paylaşımıyla sosyal bir sistemdir.Öylesi bir sistemdir ki;emeğin bile fiyatını belirleyen bir ekonomik anlayışı vardır. Kadına şiddet,taciz vs...Bunu yapanlar,buna göz yumanlar;birey de olsa yasa da olsa suçludur.Bunu hiçbir vicdan kabul edemez,etmemeli.Eminim ki bu hepimizin ortak olduğu düşüncedir. Peki nedir kadını böylesi yok sayan zihniyetin çıkış noktası,sığınılan,kalkan olarak kullanılan nedir bu şiddette?Din midir bunun vebalinden kalkacak olan yoksa herhangi bir sosyal düzen midir,yoksa...? Siz din olarak göstermişsiniz,İslam ülkelerinden örneklerle de kanıtlama yoluna gitmişsiniz.Cyrano ise kapitalizm demiş. Ben dinlerin kadınlara bakış açıları hakkında fazla bilgiye sahip değilim maalesef,yalnız İslam'ın kadına bakış açısı hakkında pek de olumsuz yargılara sahip değilim.Özellikle kafa karıştıran noktalar,İslam Peygamberi'nin Ayşe ile olan evliliği,tanıklık olayı ve şu çok eşlilik gibi mevzular.Buna mantıklı cevaplar aldığımı düşünüyorum.Bu benim düşüncem,birey buna göre yaşar yada yaşamaz,inanan inanır,inanmayan inanmaz;bu da bireyin kendisini bağlar. Bu sadece İslam için geçerli değil,Hristiyanlık dininde günahkar kadın motifi de tartışılması gerekendir.Ortaçağ Avrupa'sın da yaşananlar da yazılması gerekendir.Bırakın dinleri;kocası ile diri diri gömülen kadınları değer olarak gören zihniyetler bile hala var. Ki ben İslam'ın kadına getirdiği ayrıcalıkları;yaşandığı coğrafya ve zamana bakarak büyük bir devrim olarak niteleyenlerdenim. Bakın,eğitim demişsiniz,eğitim şart diye de eklemişsiniz.Çok doğru cümleler.Afganistan da Irak'ta eksik olan bunlar olmasın mı?Ve bu eksikliğin temel nedeni de kapitalizm olmasın mı?Sayın Cyrano,başına silah doğrultulan gibi bir ibare kullanmıştı başka bir yerde,evet başına silah doğrultulan bir Afganistan;yaşaam derdinden başka ne düşünülebilir ki o coğrafya da... Ve kapitalizm... Aynı kapitalizm,güçlü olanın seçilmesine olanak sağlar,insanları sefalete sürükler,aç olanın gözyaşlarına zerre olsun değer vermez.Kenya'dan gelen Zenci Barack Obamanın halkını mülteci kamplarında çok iyi yok eder,Irak'ta işgali haklılaştıran bir araca dönüşüverir. Şimdi fakirlerin mülkiyet sahibi olması daha mı kolay?Emin olun ki kapitalizm feodalizmden daha acımasız. İnsan hakları kavramı mülkiyet kavramı ile yanyana geliyorsa,bu bir anda değişen dünyanın dengeleri ile aaçıklanmalıdır,özel mülkiyet bunu tek başına karşılayamaz.Asıl köleler kapitalizmin pençelerindedir. Mülkiyet dediğiniz gibi insanoğlunun gelecek hakkında düşünmesini sağlar,yalnız kapitalist bir toplumun,kapitalist bir bireyin hiçbir insani değeri onun geleceğinde söz sahipliği yapmaz. Bunlar kapitalizm olmadan da olur.Kapitalizmi,komünizm ile açıklamaya çalışma yerine olması gerekenleri konuşalım. Kapitalizm şiddetle mi savaşır,bunu nasıl yapar?Zenci kadın şunun da farkında olmalı;ne zaman ki feodalizm yerini kapitalizme bırakıverdiyse,işte o zaman beyaz adam, dediğiniz o kaliteli üretimi yapmak için; onu ve onun yaşama alanı elinde aldı. Kapitalizm,sosyalizm,din...ne olursa olsun,kadını ezen kim olursa olsun,kadın veya insanı yok saymak insani değildir.Bugün kapitalizmin belası tüm Ortadoğuda kan damlaları ile yeşermektedir.Sudan da çocuklar açlıktan ölmektedir.Benim ülkemde patronlar sefa sürerken,tersanelerde işçiler bir parça ekmek için can vermektedir. Savaş,işgal.Bakın size yakın zamandan bir örnek:IRAKKKKKKKKKKKKK!Orada kadınlar taciz,şiddet,tecavüz ile yaşıyor,yaşatanlar,o dediğimiz medeniler,o laikler! Afganistan da burka var değil mi,ama ABD' de de orada.Düşünmek lazım;neden...?Çünkü o burkayı kullanmak birilerinin işine gelmektedir. Bugün İslam ülkeleri olarak nitelenen ülkeler İslam ile değil,emperyalizm ile açıklanacak bir kısır döngüyü yaşamaktır.Gerçek olan bu. Kadını zorla kapatan da açan da zalimdir. Kadına el uzatan da ona tecavüz eden de zalimdir. Hepsini görelim...saygılar!
  11. Kâfiristan'da Ey gözlerim, göremedin! Ey ayaklarım, gidemedin yanlarına! Ama kulaklarım, sen işittin! Ey gezgin, dünyanın en yüksek dağlarının eteğindeki daha alçak dağlarda, adına Kâfiristan denilen, evet Kâfiristan denilen o topraklarda, çok küçük, çok gizemli; gözlerinden saçlarına, giysilerinden Tanrılarına, aşkları ve bayramlarına kadar rengârenk bir halk yaşar. O dağların eteklerine kadar gittin, Hunza Nehri'nin daha alçak yamaçlarında, su gibi akan mutlu saatler geçirdin. Lakin, Müslümanlar ile Müslümanların, birbirlerini Müslüman olmadıkları için yok etmeye çalıştıkları bir zamandı. Hindukuş Dağları'nın her iki ülkeye uzanan derin vadileri, Afganistan ve Pakistan'a uzanan sarp geçitlerinin adlarının hepsi silinmiş, hepsine birden ölüm vadileri denilir olmuştu. Oradan döndün. Şunun şurasında daha gün bile olmadı. Bu renkli gözlü, sarı saçlı halkın adı Kalaş'tır. Sayıları iki bin ya vardır ya yoktur. Kalaşlar der ki, başlangıçta Tanrı yeryüzünde toprakları yarattı, ama tarlalar öyle çok sarsılıyordu ki, onları korusun diye dağları yarattı ve bu sarsıntı durdu. Söyledikleri dağlar Himalayalar'dır. Onların da yakınındaki Karakurum Dağları'dır. Onların da yakınındaki Hindukuşlar'dır. Bu dağların, insanın ulaşabildiği yamaçlarındaki kayalıklara, bütün Orta Asya'nın pek çok yüksek ve kutsal dağlarında olduğu gibi kadim resimler kazılmıştır. Kalaşlar, 'Dizila vat' yani Yaratıcının Taşları dedikleri bu kayalıkların başlangıcı anlattığını düşünür. Zamanın başlangıcında Tanrılar, ruhlar, insanlar, hayvanlar ve bitkiler hep birlikte yaşarlardı. Birbirlerinin dillerini anlarlardı. Sonra bir şey oldu, ayrı düştüler. Etraflarında yaşayan Müslüman halkın Adem ve Bibi Havva öyküsüne çok benzer birkaç cennetten kovulma öyküsü vardır bu konuda. Kalaşlar, Yaratıcının kendilerinden ayrılan hayvan bitkileri taşa dönüştürdüğü bu yerde, başlangıcı anma ayinleri yaparlar. Ahşap evlerinin duvarlarına bu resimlerin aynılarını çizerler. Sonra onların hamurdan tıpkılarını yaparlar, ateşte pişirirler ve gece yarısı, ellerinde meşalelerle dışarı çıkıp buzlarla kaplı bir dağ yamacını tırmanır ve Tanrı Mahandeo sunağına heykel ekmeklerini koparıp koparıp fırlatırlar. Bir yandan da uzun sopalarla karanlığı döver, heykelciklerin ruhlarını güttükleri keçiler gibi cennete doğru kovalarlar. Hadi hadi hadi hadi! Heh heh heh heh he! Bunu yaparken de şafak sökene kadar şu şarkıyı söylerler: 'Dezau'nun topraklarında bir düşün içindeydik, orada bizi terk ettiler, bir solukta uzaklaşıp gittiler…' Özcan Yüksek
  12. aferin bana mı çektin çalışmadığım sınavları es geçtim,uyanamdıımdan dolayı gidemediğim işe kaçmalıyım...iyi eğlenceler.
  13. İyi de arkadaşım,burada''Doğuda ÇOCUK,KADIN ve İNSAN olmak........''ile ilgili düşünce ve verileri paylaşıyoruz.Benim paylaştığım da bir araştırmanın sonucuydu.Çok mu önemli sizin için bu cinayetlerin kökeni.''ama bunlarda Kürt kökenli''şeklinde ki yaklaşımınıza diyecek tek lafım yok.Siz orayı ve insanları beyninizde çok iyi ötekileştirmişsiniz. Evet bu cinayetleri töre diye kutsallaştıran bnim bölgemin insanı,benim kökenim.Sadece o olmasa da genelde o.Ama benim derdim cinayeti kimliklerle açıklamak değil,olmadı hiçbir zaman.Sizin de olmayacağınızı düşünüyorum;sonuç itibariyle ölen insan öldüren insan.Siz bizden diyemezsenizde ben bizden bunlar ,hepimizin ayıbı diye ekleyeyim.
  14. mavi olmayan gökyüzü şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Evet,çok özür dilerim...resmi tarih olacaktı resmi tarih dediğiniz gibi bir Çin gözü ile anlatılacaksa;ben inandırıcılığını sorgularım.
  15. Çocuklarımız sokakta ve bizler hala yarın diyoruz...kimi kandırıyoruz?
  16. Bu arada Doğrucudavut,sorunuzu unutmadan... BU ÜLKENİN İNSANLARI AÇ İSE DAĞITILAN BİR PAKET MAKARNA BİLE TÜM OYLARI ALMAYA YETER!
  17. Değerli arkadaşım, ben bu ülkede hiçbir siyasi partiyi samimi bulmuyorum.Ne CHP ne AKP ne diğerleri...açlıkla terbiye edilen bizler yalanla da çok iyi uyutuluyoruz. hayır için ha,başörtüye saygı için ha(biraz konuşma diline kaçtım ama)ben bu aldatmacaları bayadır geçtim... beni tek düşündüren;bir ton kömüre satılan iradelerin taşındığı nokta. kim,neden,nasıl...?
  18. ben inanıyorum onlara... kendimde inanmadım buna...
  19. Teşekkür ederiz...ben şaşırmadım;bu ülkede öylesi ilişkiler var ki alıştık,alıştırıldık...tabi yinede bilginin sağlamlığı da önemli...saygılar.
  20. mavi olmayan gökyüzü şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    Şimdi ben alınayım mı Öğretmenlik yapmasam da bende bir öğretmenim Forumda ki öğretmenlerimin ayrıca çok sevgili öğretmenlerimin bu özel günü ktlu olsun. Her ne kadar bizi olmadık ticari hesaplarla değerlendirmeye kalkışsalarda...güzellikler için direnmeye ve anlatmaya devam... Ad versem;onlar duymayacak ama...Yıldırım,Edam,Zeyno,Orhan,Memo,Taylan,Gülsüm....iyi ki varsınız beyni kadar yüreğide kocaman olan öğretmenlerimiz...
  21. ben çok hastayım canım.ilk defa korkuyorum bu kadar...uyumak,gözlerimi kapatmak istemiyorum...sadece aydınlık,sadece bu an...facebooka döneyim ama
  22. Benim canım,yürekli Yayamazım...lanet olsun,lanet olsun...lanetler olsun.Tek söyleyeceğim çaresizlik...onlar kazanıyor.Tükeniyoruz...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.