Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

haberci55

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    47
  • Katılım

  • Son Ziyaret

haberci55 tarafından postalanan herşey

  1. 2007 yılına hızlı girdik, seçime rağmen 410 milyar dolarlık olduk Türkiye yılın ilk çeyreğinde beklentilerin üzerine çıkarak yüzde 6.7 büyüdü. Böylece Türkiye 21 çeyrektir hiç arama vermeden büyümesini sürdürdü. Hiçbir sektörde küçülmenin yaşanmadığı ilk 3 ayda en yüksek büyüme ise yüzde 16.7 ile inşaatta oldu. TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın birinci çeyreğinde yılın ilk üç ayında GSMH’nin (Gayri Safi Milli Hasıla) yüzde 6.7, GSYH’nin de (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) yüzde 6.8 arttığını açıkladı. Beklentilerin üzerinde gerçekleşen yüzde 6.7’lik oranla, Türkiye 21 çeyrektir büyümesini sürdürmüş oldu. En yüksek büyümeyi inşaatın kaydettiği ilk üç ayda hiç bir sektör küçülmedi. Böylece Türkiye ekonomisi iki seçim birden yaşayacağı 2007 yılına hızlı başladı. GSMH 129 MİLYAR DOLARI AŞTI: TÜİK’in açıkladığı ilk çeyrek sonuçlarına göre, yüzde 20.6 gelişme hızıyla 129 milyar 641 milyon 509 bin 473 YTL’ye yükseldi. Cari fiyatlarla dolar bazında GSMH, yüzde 13.8 büyüme hızıyla 91 milyar 801 milyon dolar oldu. Sabit fiyatlarla GSMH yüzde 6.7 büyüyerek 33 milyon 759 bin 20 YTL’ye çıktı. GSYH ise, cari fiyatlarla yüzde 20.5 gelişme hızı göstererek 129 milyar 905 milyon 831 bin 643 YTL’ye çıktı. Cari fiyatlarla GSYH, dolar bazında, yüzde 13.8 gelişme hızıyla 91 milyar 989 milyon dolar oldu. Sabit fiyatlarla GSYH yüzde 6.8 büyüyerek 34 milyon 155 bin 611 YTL’ye yükseldi. 2002’DEN BU YANA ARA VERMEDİ: Türkiye, yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.7 büyüyerek, aralıksız büyüme sürecini 21’inci çeyreğe çıkardı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, GSMH’de ilk çeyrekte görülen 6.7 büyüme ile 2001’deki yüzde 9.5 küçülmenin ardından üst üste 21 çeyrektir büyüme sürdürüldü. BÜYÜMEYİ İNŞAAT SÜRÜKLEDİ: 2007’nin ilk çeyreğinde hiç bir sektörde küçülme yaşanmazken, sektörel bazda en yüksek büyüme sabit fiyatlarla yüzde 16.2 ile inşaatta oldu. İlk 3 ayda tarım yüzde 1.1, sanayi yüzde 7.5, ticaret sektörü de yüzde 6.3 büyüdü. Büyüme, ulaştırma ve haberleşmede yüzde 7.3, mali kuruluşlarda yüzde 7.2, konut sahipliğinde yüzde 2.3, serbest meslek ve hizmetlerde yüzde 4.8, devlet hizmetlerinde yüzde 1.3, kár amacı olmayan kuruluşlarda yüzde 1.2, ithalat vergisinde ise yüzde 8.8 olarak gerçekleşti. 410 MİLYAR DOLARLIK EKONOMİ: TÜİK verilerinden yapılan hesaplamalara göre, Türkiye ekonomisinin büyüklüğü, yılın ilk çeyreği itibariyle 410 milyar 823 milyon dolara yükseldi. Türkiye ekonomisinin büyüklüğü geçen yıl sonunda 399 milyar 673 milyon dolar düzeyinde bulunuyordu. DIŞ TİCARET ETKİLİ OLDU: Yüzde 6.8’lik GSYH büyümesinde, mal ve hizmet ihracatının payı 6.8 olurken, ithalatın payı yüzde 2.3 olarak hesaplandı. Böylece dış ticaretin büyümedeki payı yüzde 4.5 oldu. Gelişme hızı yüzde 14 büyüyen mal ve hizmet ihracatından sonra yüzde 9 ile en yüksek oran olan devletin nihai tüketim harcamalarının büyümedeki payı 0.6 olarak hesaplandı. Yatırımların büyümedeki payı 0.8, özel tüketim harcamalarının payı ise yüzde 1 oldu. Kişi başına milli gelir 5.561 doları buldu 2007 yıllık programında öngörülen 73 milyon 875 bin kişilik nüfus esas alınarak yapılan hesaplamaya göre, ilk çeyrek sonu itibariyle kişi başı GSMH da 5 bin 561 dolar oldu. Kişi başı gelir geçen yıl sonu itibariyle 5 bin 477 dolar olmuştu. Devletin tüketim harcamaları arttı SEÇİM yılının ilk çeyreğinde devletin nihai tüketim harcamaları sabit fiyatlarla yüzde 9 büyüyerek, 2 milyon 205 bin YTL olarak gerçekleşti. Bunun 1.3 milyonu maaş ve ücretlerden kaynaklandı. Cari fiyatlarla ise devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 23.5 artarak 19 milyar 389 milyon YTL oldu. Özel nihai tüketim harcamaları sabit fiyatlarla yüzde 1.6 artarak 23 milyon 773 bin YTL oldu. Bunun 7.5 milyonu gıda ve içki, 5.6 milyonu dayanıklı tüketim malları, 4.4 milyonu yarı dayanıklı tüketim malları, 2.6 milyonu enerji, ulaştırma ve haberleşme; 2 milyonu hizmetler, 1.7 milyonu konut sahipliğinden kaynaklandı. Harcamalar içinde özel tüketimin payı yüzde 65.8 olurken, devletin harcamalardaki payı ise yüzde 6.1 oldu. Bu arada gayri safi sabit sermaye oluşumu yüzde 3 büyüdü. kanak:hürriyet
  2. haberci55

    Evlilik disi cocuk

    Bu yapılanların Irkla ilgisi yok bunların hepsi insan olmakla ilgili... Belki namus kavramı bir kısım insanda yanlış yorumlanıyor olabilir bunu tüm insanlara indirgeyemezsin insanlar birbirlerinden farklılar kimisi bin düşünüyor bir yapıyor kimisi düşünmeden yapıyor. sonrada pişman oluyor.
  3. galiba ben bu sorunu cevabını biliyorum medya şu anda 1 ay sonra yapılacak olan genel seçime o kadar odaklanmış durumda ki Türkiye yansa umurlarında olmaz
  4. Polisin gürültü cinayeti Bu başlıkla giryor 3. sayfa haberi doğan grubunda Türk polisine döner bıcağı ile saldırıyor polis kendini korumak için ateş ediyor sonra adı cinayet oluyor. Polis memuru Erdem Yüce, 'Gürültü yapıyorsunuz' diye uyarıp tartıştığı Mete Ergün adlı genci altı kurşunla öldürdü ]MUTLU BOZDAĞ, OSMAN KARA İstanbul Bağcılar'da bir polis memuru, gürültü yaptıkları gerekçesiyle tartıştığı gençlerden birini öldürdü, diğerini de yaraladı. Olaydan sonra gerginliğin yaşandığı mahallede gencin yakınları polis memurunun oturduğu binayı taşladı. Polis memuru ise, çıkarıldığı adliyede "meşru müdafaa hakkını kullandığı" gerekçesiyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olay, önceki akşam 17.00 sıralarında İstanbul Caddesi 25/3 Sokak üzerinde meydana geldi. İddiaya göre; Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Erdem Yüce, bekâr polis arkadaşlarıyla birlikte kaldığı daireden inerek yan binanın girişinde ME&AD adlı oyun salonunun önünde oturan salon sahibi Mete Ergün (20) ve arkadaşlarını gürültü yaptıkları gerekçesiyle uyardı. Kolunu sarıp geri geldi Polis Yüce ile Ergün arasında çıkan kavgada Yüce, oyun salonu ile oturduğu bina arasındaki boşluğa çektiği Ergün'ün kafasına silahının kabzasıyla vurdu. İşyerinden döner bıçağı alan Ergün ise Yüce'yi kolundan yaraladı. Oturduğu binanın girişinde bulunan büfeye girerek kolunu bandajlayan Yüce, geri dönerek dışarıda bulunan Ergün'e 6 el ateş etti. Ergün hayatını kaybederken, seken kurşunlardan Ergün'ün arkadaşı Erkin Çalışkan (19) yaralandı. Merkeze sığındı Olayın ardından mahalleli gençlerin kovaladığı polis memuru Erdem Yüce, 300 metre mesafedeki çalıştığı Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne sığındı. Ergün'ün yakınlarından oluşan 50 kişilik bir grup da olayı protesto etmek için Yüce'nin oturduğu binanın önünde toplanarak, "Mete'yi öldürenler bizi de öldürsün" şeklinde slogan attı. Yüce'nin oturduğu binayı taş yağmuruna tutan grup, Çevik Kuvvet polisi tarafından biber gazı sıkılarak uzaklaştırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, 8 kişiyi gözaltına aldı. Ayrıca sabah saatlerinde yine Bağcılar Emniyet Müdürlüğü önüne gelerek protesto gösterisi yapmak isteyen Ergün'ün bir grup arkadaşı da yine polis tarafından gözaltına alındı. Hastanede tedavi edilen Ergün'ün yaralı arkadaşı Çalışkan da tedavisinin ardından gözaltına alınarak Bağcılar Polis Merkezi'ne götürüldü. Polis serbest kaldı Erdem Yüce'nin ise hastanede tedavi edilerek kolunun dikildiği öğrenildi. Çevik Kuvvet polisinin ise cinayetten birkaç saat sonra Erdem Yüce'nin ve diğer polis arkadaşlarının eşyalarını bir kamyona yükleyerek götürdüğü öğrenildi. Ergün'ün babası Yektan Ergün, oğlunun 3 ay sonra askere gitmeye hazırlandığını belirterek, "Canımızı koruması gereken polis bizi öldürüyor. Oğlum hiçbir suçu yokken pisi pisine öldürüldü. Kime güveneceğiz artık?" dedi. Bağcılar Adliyesi'nde savcıya ifade veren polis memuru Yüce, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi mahkeme ise, "meşru müdafaa hakkını kullandığı" gerekçesiyle Yüce'yi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı.
  5. Amaç nedir Türkiye'nin sınırı içinde kürt devleti kurmak mıdır? hayır neyi eksik verdi Türkiye 'size' kimseyi ne siyasette ne eğitimde ne sağlıkta ne de sosyal imkanlarda sen kürtsün diye dışlamadı. Kürt sorurunu çıkaran Türkiye değil kürtlerdir ne yapıldıysa bir türlü bir grup kürdün amaçından vaz geçiremedi. Ben samsunluyum bir sürü kürt arkadaşım oldu çok iyi insanlardı tam bir Türkiye sevdalıları. Ama kötü olanlarını da biliyorum iyi sanıpda sohbet ettiğim kişiler bir süre sonra pkk üyesi çıktı. Türkiye kürtlere Türk gibi davrandı hiç bir şeylerini ayırt etmedi. ***** ******
  6. Deniz baykal 36 yıllık siyaset yaşamı vardır. Bunun 19 yılını muhalefet olarak iktidarı yıkmaya çalışmıştır. Ama ne hikmetse 19 yıl hiç başaramadı. Bu seferde olmazsa Deniz Baykal dönemi kapanır. Bence CHP'nin başında Deniz Baykal fazla bile kaldı.
  7. haberci55

    sezerin afları...

    Ezebere laflar diyorsun aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsun kendin konuyu çarpıtıyorsun başkalarına söylüyorsun. Ya Allah aşkına ne laiklik Atatürkculuk gericilik bunların konuyla hiçbir alakası yok. Bu konu terör üyelerinin selbest bırakılması. Konuyu saptırmaya çalışıyorsun saynı Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer beyfendi 142 mahkumu affediyor. bunların 50 küsürü terör örgütünün üyesi çıkıyor. Üstelikte affettigi adamlar tekrar dağa çıkıyor. Sonrasında ölü olarak ele geçiriliyor. 16 Mayıs 2000 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’na seçilen Ahmet Necdet Sezer, adeta bir rekora imza attı. Sezer daha 3 yılını tamamlamadan 142 mahkûmu affetti. Affedilen mahkûmların çoğunluğunun ölüm orucu eylemcisi olması dikkat çekiyor "Anayasa’nın 104’üncü maddesi, Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerini düzenliyor. Cumhurbaşkanı’nın yürütme ile ilgili görev ve yetkilerini düzenleyen b fıkrası, af yetkisini de içeriyor. 104’üncü maddenin b fıkrasının 13’üncü bendi, Cumhurbaşkanı’na “Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak” yetkisini veriyor. İşte Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de Anayasa’nın verdiği bu yetkiyi kullanıyor ve bazı mahkûmları affediyor. Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü ve Dışişleri Başdanışmanı Tacan İldem’in, 6 Şubat 2003 tarihinde Çankaya Köşkü’ndeki basın bilgilendirme toplantısının ardından dağıtılan bilgi notunda, Cumhurbaşkanı Sezer'in, af çalışmalarına ilişkin de bilgi verildi. Bilgi notunda, göreve başladığı 16 Mayıs 2000 tarihinden 6 Şubat 2003 tarihine kadar geçen 996 gün içinde Sezer’in toplam 137 mahkûmu affettiği belirtiliyordu. Hemen ardından Cumhurbaşkanı Sezer’in 3 mahkûmu affettiğine dair kararlar da 7 Şubat 2003 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu sayı ile Sezer’in affettiği mahkûm sayısı 142’ye ulaştı. ANKA Haber Ajansı, 7 Şubat tarihinde Sezer’in en son affettiği 3 mahkûmla ilgili ilginç bilgileri veriyordu: “Sezer”in af kararı verdiği Nergiz İzci (29), ‘silahlı terör örgütünün sair efradı olmak ve meskun yere patlayıcı madde atmak’ suçlarından İzmir DGM tarafından 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştı. Canker Aslan (31) ise ‘silahlı terör örgütünün sair efradı olmak ve meskun yerde patlayıcı madde atmak’ suçlarından Ankara DGM tarafından 21 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Ökkeş Karaoğlu (32) da, ‘silahı terör örgütünün sair efradı olmak’ suçundan İstanbul DGM'de yargılanarak, 15 yıl ağır hapis cezası almıştı. Karaoğlu, bir süre, F tipi cezaevlerine karşı başlatılan ölüm orucu eylemine katılmıştı.” Anadolu Ajansı ise Sezer’in bu mahkûmları Adli Tıp kurumu tarafından saptanan sürekli hastalıkları sebebiyle affettiğini belirtiyordu. Rahşan Ecevit affı olarak da bilinen ve çok tartışılan af yasasında bile 40 bin mahkûmun serbest kaldığı düşünülürse Sezer tarafından 142 mahkûmun affedilmesinin hiç de küçümsenmeyecek bir rakam olduğu görülecektir? Aslında Anayasa, Cumhurbaşkanı Sezer’e mahkûmları affetme yetkisi veriyor. Bundan önceki Cumhurbaşkanları da bu yetkiyi zaman zaman kullanmışlar. Ancak o dönemde affedilen mahkûmlar genelde çok yaşlı ve ileri derecede hasta olan kişilerdi. Sezer’in affettiği mahkûmlar ise son örnekte de görüldüğü gibi, ne hikmetse genelde gençlerden oluşuyor. İlginç bir tesadüf de, birçoğunun, hatta yarısından fazlasının ölüm orucu eylemcisi olması… Şimdi herkesin kafasında bir soru var." Sezer kimleri ve niçin affediyor?
  8. Ben de canı gönülden kutulyorum sayın Abdullah Gül'ü eşide aynı Atatürkün eşi Latife Hanım gibi o makama yakışacak emin olabilirsiniz.
  9. Hocam ne kadar da abartıyorsunuz "apoya saygı duyduğunu her fırsatta söyleyen" adamın bir kere, kere dili sürştü. saygı duyduğunu her fırsatta dile getiriyor ha... Pkk'yı bir anda bitirmek kolay değil üstelikte tam seçim döneminde bunları yapamaz. Bu zamana kadar kim yapmışki Akp hükümeti yapsın doğru zamanda doğru adım atmak gerekir. Pkk'dan bahsederken basit bir çeteden bahsediyor gibi konuşuyorsunuz yıllardır çözülmeyen bir sorun olduğunu bildiğiniz halde. Her şeyden önce Pkk'ya destek veren ülkeler bir bakın en son iki ay kadar önce gündeme gelen ırakta düzeni sağlamak amaçıyla 3000 uçak savar Pkk örgütlerinin elinde bulunmuştu. Gündeme gelmeyen destekleri göz önüne alırsak bir de....Pkk bir grup çapulcunun dışında başka bir şey değildir asıl önemli olan onlara destek veren onların üzerinden oynanan siyasette. Yani diyeceğim o ki şu anda seçime odaklanmış bir ülke olarak yapabileceğimiz bir şey yok. Çünkü her parti kendine oy kapma çabasında... Buna Akp'de dahil.
  10. seninde dediğin gibi bak ne kadar farklı anlamlar içeriyor. Aynı ayeti farklı yorumlayanlar var onun için ben de diyorumki orijinalinden okumak daha faydalı...Biz Kur-an'ın Arapcadan Türkçeye çevrilmiş yorumunu okuyoruz ve bunun üzerine yorum yapıyoruz. Yapılmış yorum üzerine yorum. Onun için orijinalinden okumak daha faydalıdır diye düşünüyorum. Ama bunun içinde Kur-an okumayı bilmek gerekiyor. Okuduktan sonra anlamına bakılabilir. Ama ben Türkçe çevirileri okuyorum...
  11. Emin olabilirsiniz ki bu konuda sizle aynı düşüncedeyiz. Ama bir takım gerçekler da ki inkar edilemez. Şöyle ki bir dilden başka bir dile çeviri yaptığımızda aynı karşılığı vermeyebilir. Bunun sebebi kültürel farklılıklar. Örneyin teyemmüm etmek (ellerimizi toprağa sürülerek abbest almak anlamına geliyor. Bunu Türkçe olarak benimsemişiz ve herkez anlamını biliyor. Şimdi biz teyemmümün ingilizce karşılığına bakalım (toz abdestti) yani demek istediğim arapcadan Türkçeye çevrilen bazı kelimeler aynı anlamı taşımıyor. Üstelikde bu Kur-an gibi çevirisi zor bir kitap olunca. Kur-an meallerine baktığımızda bir çok kelimenin Türkçe olmadığını görürsünüz çünkü o kelimeler çevrildiklerinde anlamları dışında farklı anlamlara gelebilir. Buda Kur-an'da bir takıp yanlış anlamalara yol açabilir.
  12. Arkadaşlar ben Kur-an kurslarına bir yaz katıldım. 8 yaşındaydim neler yapıldığını anlatayım. 1Temizlik hakkında detaylı bilgi veriyorları 2 abdest almayı öğretiyorlar. 3 sureleri öğretiyorlar, dua etmeyi öğretiyorlar. 4 nasıl namaz kılınır onu öğretiyorlar uygulamalı olarak Bunların dışında islam dininin felsefesi sayılabilecek olan ilmahalden bilgiler öğretiyorlar HZ. Peygamberimizden bilgiler. Ailemize ve arkadaşlarımıza karşı nasıl davranmamız gerektiği İnsan sevgisi HZ.Peygamberimizin hayatı Bence bu kadarı yeterli çünkü, 8 yaşındaki bir çocuğun kapasitesi vardır. Daha fazla zorlayamazsın. (dondurmam kaymak filmmini izlediyseniz oradaki yaz kursuna biraz benziyor. Ama o kadar selbest değil. Yani hocayla dalga geçecek kadar değil) Bu kurslarda inanın bana hiçbir zorlama yoktur. Eğer bu kurslara bu yaşlarda göndermezsek çocuk artık genç olduğunda 15 yaşlarında öğretmek imkansızlaşır. Dinden kopar. İnanınn bana hiçbir baskı hiçbir sakınca yok. Ben bunları genel anlamda söylüyorum binde bir çıkabilecek bir baskı olabilir. Sonuçta okullarda da aynı olay söz konusu her öğretmen aynı değil.
  13. nasıl yani şimidi üniversileteler iki yıllıklar ve açık öğretim de dahil 400 bin öğrenci alınıyor. Yani normal liseler 400 bin kişimi alacak siz eğitim seviyesini arttırmıyor tam tersi düşürüyorsunu. Hem bu nasıl olacak kimin liseye girip girmeyeceği nasıl belli olacak. OKS bu yıl kaldırılıyor. Liseler eşit hele getirilme çabasındalar. Şimdi bu demek oluyor ki OKS türü sınavlar tekrar gündeme gelecek. Bu milletin kaderi karalama tahtüesi değil. Bir parti gelsin şunu yapsın diğeri yelsin beğenmesin yaptığını yıksın yenisini yapmaya çalışsın. Üstelikte geride kalan o kadar öğrenciyi nasıl mesleki liselere sokacaksınız onu anlamıyorum. Arkadaşlar bir gerçek vardır bu söylenenler bir anda olacak şey değil uzun bir süreç gereklidir. 5 yıl içinde bu söylenenlerin gerçekleşmesi hayalden başka bir şey değildir. Seçim dönemlerinde bir sürü vaadler duyyoruz alışmış olmanız gerekir iktidar yada muhalefet olabilmek için yapılan bu vaadlere. Sorun birilerinin oy alabilmek amacıyla yaptıkları seçim ayaklarıdır.
  14. Akp vaadlerde bulunmadı onların pusulası daha yayınlanmadı. Asıl sorun nedir biliyormusunuz olmayacak vaadlere bizim milletimizin kanmasında "ÖSS'nin kaldırılacağına" Yal Allah aşkına ÖSS nasıl kaldırılır Akp hükümeti kat sayıyı kaldırmaya çalıştı iktidar olmasına rağman başaramadı. Çok istekli olmasına rağman şimdi katsayı farkını kaldırmak ÖSS yi kaldırmaktan 100 kat daha kolay CHP kim ki ÖSS yi kaldıracak. Üstelik chp dönemini de gördük biz neden bu kadar savunuyorsuz anlamıyorum. Bunların hepsi oy almak adına yapılan vaadler Ey Türk Halkı Olmayacak Vaadlere Kanmayın
  15. yaz geldiğinde bazı medya kuruluşları yaz kurslarını kötülemek ve karşı çıkmak adına yapmadıklarını bırakmıyorlar Bence bunlarda hiçbir sakınca yok bu kurslarda olmasa çocuklar dini öğretileri nereden öğrenecekler. İnsanların dinlerini öğrenmeleri kadar doğal ne olabilir ki... Son derece doğru bir uyğulama... Aileler sabah işe çıkıyor akşam geliyorlar zamanları olmadıkları için dini konuda çocuklarına bir şeyler öğretemiyorlar. Bir yıl boyunca haftada bir ders okullarda dinkültürü derseleri veriliyor. Ama bu yeterli değil onun için yazları bir ay da olsa çocukların gönderilmesinde sakınca yok..
  16. yazınızın tamanını okumadım ama "pusula-07" yi okudum nedense hiç yabancı gelmedi.... CHP bildirgesi umut dolu: Emeklilik prim günü 9 binden 7 bine inecek. Nüfus cüzdanı, yeşil kart yerine geçecek. Her çocuğa iyi eğitim, her üniversiteliye yurt CHP lideri Deniz Baykal, partisinin seçim bildirgesini açıklarken 18.5 milyar YTL'lik bir kaynakla gerçekleştirilecek iddialı vaatlerde bulundu. Baykal'a göre, haftada yaklaşık 1 milyar dolar faiz ödeyen Türkiye, bu ek kaynağı yaratma potansiyeline sahip. Baykal'ın, "Allah bizi mahcup etmesin. Gemi yola çıktı, pusula önümüzde vira bismillah yolumuz açık olsun. Bu program ideolojik, sağ-sol çağrışımı yapan değil, restorasyon, rehabilitasyon programıdır. Niyetimiz halisane, hedefimiz milli, kadromuz niteliklidir" diyerek okuduğu seçim bildirgesinde şu vaatler var: Teröre son vereceğiz, ülkemizin bütünlüğüne sahip çıkacağız. Sokaklar kapkaççıya teslim edilmeyecek. Türkiye huzurun ülkesi olacak. Toplum destekli güvenlik sistemi ve şeffaf semt karakolları ile güvenli kentler yaratacağız. Muhtarlık sistemini halka en yakın hizmet birimine dönüştüreceğiz. Çağdaş laik, demokratik cumhuriyetimizi her koşulda koruyacağız. Dış ilişkilerimizde Türkiye'nin haklarını çıkarları ve onurunu koruyacağız. Temel hak ve özgürlükleri koruyacağız. Yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi hukuk devletinin önkoşuludur. Hedef dürüst yönetim ve yolsuzlukla sürekli mücadele. Siyasi ahlak yasası çıkarılacak. Devlet sırtından usulsüz zenginleşmenin kapılarını kapatıp yapanlardan hesap soracağız. Orta vadeli kalkınma stratejisiyle kriz riskini aşıp sürdürülebilir büyüme sağlayacağız. Güçlü ve ileri teknolojiye dayalı dışa açık bir sanayileşme projesiyle işsizlik azaltılacak. Ziraat Bankası özelleştirilmeyecek. Halk Bankası, Esnaf ve Kobiler ulusal ihtisas bankasına dönüştürülecek. TMSF, BDDK ve SPK tek çatı altında birleştirilecek. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınacak. Ücretlinin vergi yükü azalacak. Çiftçinin mazotunda ÖTV kaldırılacak, mazot fiyatı yarı yarıya düşürülecek, çiftçinin kullandığı elektrik ucuzlatılacak. 1 milyon aç yatağa tok girecek. Esnaf ve KOBİ bakanlığı kurulacak. Güneydoğu Anadolu'da özel endüstri bölgeleri kurulacak. Bölgesel teşvik kaldırılacak sektörel teşvik verilecek. Fındık borsasını Türkiye'de kuracağız. Çaya hak ettiği fiyat ve prim verilecek. Hayvancılık canlandırılacak. Köye dönüş projesine hız verilecek. İşsizlik sigortası yeniden düzenlenerek. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı tek çatı altında toplanacak. Emekli maaş farkları ödenecek. 7 bin prim gününde emeklilik sağlanacak. Yeşil kart uygulamasına son verilecek. Nüfus cüzdanıyla sağlık hizmeti sağlanacak. Dul ve yetime asgari aylık bağlanacak. ÖSS kalkacak, öğrenci yönünü lise 2'de belirleyecek. Zorunlu eğitim 10 yıla çıkacak. Öğrencilere aylık 250-375 YTL kredi verilecek. Yılda 1 milyon öğrenciye burs verilecek. Tüm üniversite öğrencilerine devlet yurdu imkânı yaratılacak. Öğretmenlere grevli-toplusözleşmeli sendikal hak verilecek. Sanatçıların telif haklarını koruyacağız, sanatta sansüre son vereceğiz. Madımak hoşgörü müzesi oluşturulacak. Ulusal spor konseyi oluşturulacak. Amatör spor kulüpleri desteklenecek. Kadınlara şiddete sıfır hoşgörüyle yaklaşılacak. Hamilelik nedeniyle işten çıkarmalara son verilecek. Milletvekili dokunulmazlığı kaldırılacak. ya bu vaadler bir yerlerden tanıdık geliyor Mazot 1.1 ytl olacak ,ÖSS kalkacak, İssizlik maaşı verilcek hemde 300 ytl Cem Uzanın dediği gibi taklit edenler çok Hem Pusula07 ye baktığımda bazı gazetelerinde yazdığı gibi bi cennet eksik onu da koyarlarsa kesin oyumu veririm...
  17. haberci55

    Oyak Bank'da satıldı

    Milli kurulşuların yabancı sermeyeye satılmamalı" diyen Oyak grubu'nun Oyakbank'ı Hollandalı bir şirkete devretmesi büyük tepki çekti. Erdemir'de ulusalcılık yapan Oyak'ın yanında saf tutan çevreler, satış karşısında hem şaşkın hemde kızgın olduklarını ifade ediyor Oyakbank'ın 2,7 milyar dolara Hollandalı bir şirkete satılması, yabancı sermaye konusundaki tartışmaları yenden başlattı. Oyakbank genel müdürü Çoşkun Ulusoy,ordunun bankasının olmayacağını söyledi. Sorulan sorular karşısında ne yapacağını şaşıran Ulusay, sucu TSK attı. TSK onay vermese Oyakbank satılmazdı Sadece emekli genarallerden tepki geldi. Emekli subay ve genaraller: bizim bütün kişisel bilgilerimiz Oyakbankda mevcut Hollandali şirket grubunun da PKK ya bakış açısı ortada güvenliğimizi tehlikeye sokuyorlar diyerek tepki gösterdi.
  18. gizli oyunlar senin kafanın içinde kimsenin türbanında değil kimsenin türban altında yaptığı yanlış şeyler yok yanlış şeyler düşünende çarşafı araç olarak kullanır amaç olarak değil
  19. haberci55

    Masonlar ve AKP

    Masonlukğun ne olduğunu bilmeyenler için: Masonluğun aslında son derece yaygın ve etkili bir örgüt olduğu da kendiliğinden anlaşılmaktadır. Çünkü sözkonusu inkar yöntemi, toplumun farklı kesimlerinde pek çok insan tarafından ısrarla savunulmaktadır. Dinsizliği savunurken bunu "çağdaşlık", "modernlik" vs. adına yaptıklarını söyleyenler; dinle bilimin çatıştığını iddia edenler; insanın, Kuran'ın yol göstericiliğine gerek olmadan doğruyu bulabileceğini savunanlar, tüm bu insanlar gerçekte birer masondurlar. Bazıları masonların ifadesiyle "önlüklü" masondur, yani mason localarına kayıtlı birer fiili üyedirler. Daha büyük bir kısmı ise "önlüksüz" masondur, yani localara kayıtlı olmasalar, hatta masonluğu tanımasalar da masonik felsefeyi benimsemiş kişilerdir. Onları bulmak içinse uzağa gitmeye gerek yoktur. Gazete sayfalarında ya da televizyon kanallarında biraz gezinmekle yüzlercesine rastlanabilir. Peki bu masonların-önlüklülerin ve önlüksüzlerin-amaçları nedir? Basit: Amaçları, tamamen dinsiz bir dünya kurmaktır Şimdi Akp lideri Erdoğan'ın dindan bir insan olduğunu biliyoruz masonluk ise dinsizliği teşvik ediyor. Hangi mantıkla masonlukla-akp bağlantısı kurdunuz anlamadım
  20. barış, kardeşlik, demokrasi ha! bozan kardeşim, sizin taraftan ne zaman böyle sesler yükselse yine sizinkiler toplumsal barışı kardeşliği, demokrasiyi, ülke çıkarlarını ayaklar altına alıyorlar demektir. bu bahsettiğin çatışmaları çıkaranlar bu sizin çok sevdiğiniz AKP li din tüccarlarıdır. ülke onların hükümetinden beri toplumsal kamplaşmalardan,çatışmalardan, kavgadan, terörden, enflasyondan yaşanmaz hale geldi. türk- kürt, alevi-sünni, sağcı-solcu çatışmaları nedense bu dönemde arttı. bu ulusun en temel prensibi olan atatürkçülü düşünce neredeyse suç işlemekle eşdeğer tutuldu. oysa bu düşünce bizim çimentomuzdur. demokrasi, kardeşlik, barıştan bahsedip atatürkçüleri darbeci,antidemokrat ilan edenler bu ülkeye pkk lı teröristlerin verdiği zarardan daha fazlasını verdiler. bunları git, akp li kürtçü-şeriatçı irtica yanlılarına anlat! sevgili rua, sizin taraf bizim taraf diye çoktan ayırmışsın Türkiye bir bütündür sizin taraf bizim taraf yoktur. Bir taraf muhafazakar kesimdir saygı duymak gerekir. Sırf islami kesim diye bu kadar ağır laflar etmen yanlış gelir bana. Kürt meselesi, terör akp zamanında oldu dimi, yazık ya gerçekten yazık, sırf bir tarafı kötülemek amacıyla ne yazıcağınızı şaşırıyorsunuz. Komşumuz olan Irak yeni adıyla IraQ Amerika tarafından sömürülüyor, Amerika Irak'ta yaşayan kürtleri kışkırtıyor K. Irak'ta kürt devleti kuracaksınız diye onları kandırıyor. Doğal olarak barzani Amerikadan aldığı gazla siz K.Irak'a karışırsanız biz de Diyarbakır'a karışırız diyorBu kadar kiritik bir dönemde Akp hükümeti gene iyi dayandı. size önerim birazda başkasının çercefesinden dünyaya bakın ve çercefenizi geniş tutun Ortadoğuda olan bitenlerden haberiziniz olsun... Komşularımızda gerçekleşen bir olay bizi direk olarak etkiler( İsarail-Firilsin savaşı, İsrail-Lübnan'ı bobbalaması, Amerikanın-Irakı işgali, İranın nükleer projeleri devamında Amerika-İran gerginliği) bunların hepsi Türkiye gibi etnik çeşitliliği olan bir ülkeyi etkiledi. Şimdi soruyorum Akp hükümeti yerine bana bir altarnatif söylede Türkiye iç karışıklıktan kurtulsun.... dur sana yardımcı olayım ip uçlarından yolaçık geleçeğin başbakınını gör("mazot 1.25ytl olacak, öss kalkacak")
  21. haberci55

    dünya mülteciler günü

    Dünya mülteciler günü dolayısıyla bir programa katıldım geri dönüşte gazeteci bir arkadaşımla konuşmaya başladık Amerikanın %65 obesite Avrupanın %40 cıvarı ve Türkeye'nin de oldukça fazla... tamam obesite bir hastalıktır. Açlık da mı bir hastalık anlatmakla olmuyor görmeniz gerekli... Neyse asıl konumuza dönelim Türkiye Afrika'dan mülteci kabul etmiyor. Türkiye Avrupa'lı mültecilere kapılarını açıyor. Onun için somalili, sudanlı, nijeryalı, Afganistanlı, mültecilerin Türkiye'de durması yasak sınır dışı edilecekler... Ya biz Türküz biz müslümanız ilk önce ihtiyacı olanlara yardım etmeliyiz... Bu mültecilerin programı başlamadan önce bir somalili yasini şerif okudu inanın gözyaşlarımı zor tuttum... şimdi Avrupada bir savaş olacak mülteciler geldiklerinde kabul görecek... Yanlız Avrupanın Amerikanın sömüdükleri ülkelerden mülteciler geldiklerinde onları sınır dışı edeceğiz.... Bu yazılarıma hergangi bir siyasi yanıt verilmemesini rica ediyorum verilecek yanız insani duygular içerisinde olsun
  22. bu ne ya hayvana işkence yapılmasını beklerken ne çıktı
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.