Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ftoyd

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.386
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ftoyd tarafından postalanan herşey

  1. Sayın Maraba.Evet bastıra bastıra söylüyorum,aklınıza çok güvenmeyin.Her alanda bilgi sahibi olanmazsınız,yani dünyadaki her alanda uzman olamazsınız.Sizlerin yaptığı üç beş falanca kitabın yorumlarıyla şekillenen düşünce sisteminize güvenerek zan ile Din konusunda kendinizi uzmanlaşmış görmek.Halbuki din konusunda kesin hüküm verecek kadar bilgi sahibi ya da uzman değilsiniz.Sizin hurafe masal dedikleriniz evrensel gerçeklerdir,gerçek her zaman tekdir.Günümü güzelleştiren bu Kitaplar için Allah a şükürler olsun.
  2. ftoyd

    BİR TEK KELİME

    Pardon da yürürlükte olan yeni yasalarla ,düzenlemelerle bu anlattığınız sahnelerin %90 ı kalktı .Kalkmayan yerlerde de sizler gibi düşünen ender insan yaşadığından sorun yok.Ayrıca bu etlerin dağıtılış şeklini ve uzun süre hane halkının da ihtiyacını karşılıyor oluşunu düşününce,neden böyle faydalı bir dini emre bu kadar tepkili olduğunuzu düşünün derim.Din mi dedi bu insanlara Kurbanı kesin ama işkembeyi,kelleyi oraya buraya atıp etrafı olabildiğince kirletin diye.Kusura bakmayında Utanç eğitim sistemimizde.. Bugün klozetin tepesine ayakkabılarıyla çıkıp ihtiyacını karşılarken komple kapağı kirletmekten çekinmeyen insanların bulunduğu yerdeyiz.Hatta daha da fazlası için alışveriş yerlerindeki görevlilerle konuşun. Kısacası,bugün ,kurban için gerekli kesimhaneler nasıl yürürlüğe girdiyse,yasalarla sokakta kesilen kurbanlara nasıl son verildiyse,bu yıllar öncesindende düşünülebilir,yıllar öncesinden de daha güzel alternatifler sunulabilirmiş.Gelişmemişliğin nedenlerini dine mal etmekten bi vazgeçseniz zaten,çoklarından iyi müslüman olursunuz ya neyse... Haydi Selametle....
  3. Katılıyorum.Bu insanları,yani kitaplara inananları diğer inanmayanlardan daha tehlikeli ve yanlışlıklar içinde bırakan nokta nedir?hadi bunu düşünelim.Onlar en tehlikeli guruptur,çünkü Allah ın kitaplarını bırakmış ve başkalarının kitaplarını,kendilerini Allah a yaklaştıracak zannıyla din edinmişlerdir.Onlar hep tek başına Kuran okumak yetmez,tek başına İncil okumak yetmez,tek başına Tevrat yetmez deyip yüz çevirmiş,Allah ın gücünü ve sözünü hiçe saymışlardır.Onlar din adı altında Allah ın dinine ve ismine sövdürmüş ve gün be gün daha da şerli hale gelmişlerdir.Daha önce Kitaplardan anlamayan ve ona inanmayan ama bir İlahın olduğunu hisseden herkes için bence yüksek bir şans vardır,gün geldiğinde yaptıkları iyilik nispetinde ilim verilmesi için.Ama Kitaplara inandığını söyleyip,ondan uzaklaşan,onun içeriğinden habersiz olan,dini sorulduğunda İslam deyip Kurandan bi haber olan,dini sorulduğunda Hristiyanım deyip İncil den bi haber olan ve onunla hükmetmeyen,ve yahudi olup Tevrat la hükmetmeyen,Allah ın kendisine Kitabıyla sunduğu nimeti bırakıp,işine gelen dünyalık insanların ya da onların kitaplarının ya da öğretilerinin peşine düşen,belli gurupların ardı sıra giden ve dinini Allah a has kılmayan,kısacası bi İbrahim Peygamber gibi yalnızca Allah a,ya da God a ,ya da adını sınav gereği şimdi burada yazamayacağım İlahımızın gerçek ismine has kılmayan ,her zaman kaybedecektir.Hem bu dünyada hem diğer dünyada .
  4. ? hepimiz için konuşuyorum sayın Suheyla.. inanın hepimiz için...az bildiklerimi ve aklımın yetersizliğini düşünmek ,benim için kayıp olmasa gerek,çünkü öğreneceklerim hiç bitmiyor.Ama sizlerin limit dolmuş anlaşılan, o kadar çok yüklenmişsiniz ki,yeni şeyleri idrak edecek en ufak bir az bilgililikten bahsedemezsiniz.Bildiklerinizin doğruluğunu da ara ara karşıt tezlerle sorgulayamazsınız.Mükemmel doyuma ulaşmışsınız anlaşılan,ne diyeyim tebrik ederim..ama bir sözünüze de katılmadan geçemeyeceğim.. Çok Yazıkk! .. inanın Rahman ve Rahim sıfatlarının ne kadar anlamlı olduğunu görmek,ah ah değil mi ya.. çok yazıkk...
  5. Bu ne ya. İslamın kitabı ne Kuran.. Kuran da makyajla ilgili hüküm var mı yok.. Yüzü peçe ile örtün diye baskı var mı yok,peçe ne için tavsiye edilmiş tanınıp zarar görmeyin diye Peygamber eşlerine,var mı yüzün erkeği tahrik eder kapat diye bir ayet yokk.. kısasa kısas dışında öldürme var mı yok. Zulüm görmeden biri farklı dinden diye onu öldürme var mı yok. Hatta bunları geçeyim ve inanan arkadaşlara sorayım,Kuran da dövme ile ilgili tek ayet var mı,erkek küpe takmasın var mı,cevzelerine söyle kapansınlar dışında ,kapanmazlarsa vurun kırın öldürün diye bi ayet var mı,,,içene bile ayılda öyle namaza dur diyen dinimde içen kişi kafirdir kesin diye bir ayet var mı. ???Bu kadar haddini aşan insanlara karşı,yanlış bildiklerini ıspatlamanın en güzel yolu,onlarla ayetlerle savaşmak iken siz varın dinsizliği seçin.Ama bu tür davranışlarla alakası olmayan Allah ın dinine de bu kadar laf söylemeyin.Bu kitaplar ısrar ediyorum,herşeyi yaratan Allah tan.. İncil,Tevrat,Zebur.. okuyorsunuz.. bunları okurken anlamanın herkese nasip olmayacağını da biliyorsunuz. Nerden mi biliyorum,daha önce okuyup inanmamamdan ve şimdi okuyup inanıyor olmamdan.. Ne değişti bakış açımda,çok şey.. Çok mu az bi değişiklik,hayır çok fazla.. Bir zamanlar özellikle Kur'an a inanmamam için sıraladığım onca ayete şimdi ne oldu.. Kısacası arkadaşlar,aklınıza o kadar çok güvenmeyin.Bende dahil kimse güvenmesin..Ya herşeyi yanlış anlıyor ve haksızlık ediyorsanız,inanın bunun pişmanlığı çok korkunç oluyor.O kitaplarda merhamet ve güzellik,insanlar için huzurdan başka birşey yok..Onlar öğütler,Onlar rehberler... Bi kaç dinsiz dinimin adını kullanıyor diye göz göre göre güzel olana laf söylemeyin artık.Gelin bu insanların hareketlerni konuşalım,gelin kendine müslüman diyenlerin hareketlerini konuşalım,ayetlerle uyumlu olup olmadığını eleştirelim ama bu tür davranışlarla alakası olmayan ve bunları tasvip etmeyen bir Kitaba bu kadar haksızlık yapmayalım.
  6. Ha bu arada yazmayı unutmuşum,ben ayetten ne kadar anlarsam O ,o kadardır bende.Çokları gibi hadissever olmadığım için kusura bakmayın yani..Anlatılan hiçbir rivayet beni bağlamaz yani..Ne nerde ne diye inmiş.. Yok arkadaşlar,bu iş biraz farklı.. Örneğin çok çalışkan bir öğrenci düşünün..Geometri sınavı için inanılmaz bir tempoyla çalışıyor.O kadar çok soru çözüyor ki,en ağırlarından.Formüllere ve ağır sorulara alışmış bu insanın karşısına,çok ama çok basit bir geometri sorusu koyun,muhtemelen çözemeyecektir.Daha önce örneklerini çok gördüğüm için bu örnek geldi aklıma.. her neyse.. Bizim kitapları okuyuşumuzda sanırım buna benziyor.O kadar çok falanca kitap filanca şahıs okunuyor ki,o kadar çok düşünce akımından etkileniyor ki, bazen çok basit olabilecek bir şey okurken bile,yani anlamı çok olası açık bir şey okurken bile,altında bi ton anlamlar aranıp ana anlam görünmeyebiliyor.Bence çok açık anlamlara çok büyük haksızlıklar ediliyor sıkça..Ne diyelim,hayırlısı.. Söz konusu din olunca Allah selamet versin...
  7. Sayın Halkalıyıldız,Kur'an bir bütündür ve yazılı olan şeyler evrenseldir.Taşıdığınız her ayet,anlatılan her olay gerçekten de çok ince nasihatlar taşır.Hiçbir şey boşa yazılmamıştır.Ben bu ayetten,çağrılmadan,davet edilmeden kafama göre misafirliğe gitmemem gerektiğini,misafirliği uzatmanın hoş olmaması ve zamanlı olarak ordan ayrılmam gerektiğini,çekincelerimiz olsa dahi ,kırmamak adına olsa dahi ,bizi sıkan ya da sıkıntıya sokan durumlarda gerçeği söylemenin daha kutsal ve daha iyi bir kavram olduğunu,misafirlik için gidilen evdeki kişinin eşine karşı temkinli davranılması gerektiğini yani haramdan gözün sakındırılması durumunu anlıyorum.Ev hali düşünüldüğünde,birbirlerine sık gidip gelen insanlar arasında,kalplerde oluşabilecek bi sıkıntıya bile ince bir atıf yapılmış.Kur'an bir bütündür ve bu anlamlar farklı ayetlerde daha güzel biçimlenir,desteklenir.Mesela Nur suresi,yani her ayeti farz kılınan sure.Komşumuzun evine girişimize kadar herşey vardır ve bu kavramlar tamamen insan yararınadır.Peygamberin eşiyle sonradan evlenememe durumuna gelince,bu da üzerinde bütün müminlerin iyi düşünmesi gereken bir kavramdır bence.Eş kavramı o kadar önemli bir kavramdır ki,eşlerin birbirine elbise olması,eşlerin birbirini örten olması ve bu eşlerin eğer müminlerse hesapta ve cennette yan yana anılması(ne evlat,ne akraba ,ne farklı bir kişi bulamazsınız bir arada ama eş bulabilirsiniz ayetlerde) ,Kur'an ın bütününden çıkan bir derstir ve bu koşulda çok ama çok ihtiyaci farklı bir durum olmadıkça,boşanma ya da başka biriyle evlenme hoş karşılanmamaktadır. Orhunca kardeşimizin dediği gibi,bizler sadece Kuran değil,İncil ve Tevrat tanda sorumlu olduğumuzdan,bu kavramın daha ağır olduğu koşulları görürüz.Kur'an bu anlamda daha esnek bir tutum sağlamıştır bize.Üstün tutulan bir halka indirilen kuralların ağırlığı ile,ibadetiyle namazıyla kuralları daha esnek olan Kuran ın karşılaştırması yapsanız,gerçekten ilginç bir adalet sistemi göze çarpar.O kadar adildir ki,herkes herşeyi aldığı ve verdiği oranda dengeler.
  8. Hangi teze sayın hoppa? Ben hadisleri reddediyorum ve evet,Peygamberlerin ve müminlerin hayatını anlamada Kur'an ve İncil ve Tevrat-Zebur yeter diyorum.Gelelim Nisa 3 ve aslında tam anlamıyla Nisa suresi..Kendisi inanmayanlar açısından meşhur bir suredir ve ne mutlu bu sure ile imanı artanlara. 3. Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur. Bu da diyanetten.. Sizce neden diyanet parantez içinde vermiştir bazı cümleleri?ikişer üçer dörder nedir?iki üç ya da dört nedir?Başka bir ayette ,erkeklerin iki eş arasında tam anlamıyla adaletli davranamayacağına dair bir anlatım var mıdır yok mudur?Bütün dinlerde Peygamberlerin evli bulunduğu bir ya da birden fazla eş kavramının bulunuyor olması,örneğin İncil de bu peygamberlerin eşlerinden bahsedilmesine karşın,bir kez evlilik hakkı tanınması ve boşanılsa dahi bir daha başka biriyle evlenilemeyeceğinin,yani evlense dahi zina etmiş sayılacağının anlatılmış olması sizlerde ne ifade ediyor.Neyse soruya sorucuklar yapmayım daha fazla. 2. O halde yetimlere mallarını verin, [kendi] değersiz malları[nızı] [onlara ait] güzel şeyler ile değiştirmeyin ve onların mallarını kendi mallarınız ile birleştirerek tüketmeyin. Bu, doğrusu büyük bir suçtur. Yetim kızların malları ile ilgili,adaletli bir davranış sergileyebilmekle ilgili bir ayetten sonra Nisa 3 geliyor ve diyor "Eğer yetim kızlar hakkında adaletsizliklik yapmaktan korkarsanız".şimdi velilik kavramını 2 den çıkardık,tamam.Velisi olunan bu kızlarla evlilik kavramı,çevirinin birebir karşılığında çıkıyor mu gerçekten? İyisi mi başka çevirilere bakalım 3. Eğer yetimlere karşı adil davranamamaktan korkuyorsanız, o zaman, size helal olan kadınlardan biri ile evlenin ,ikisi, üçü veya dördü ; ama onlara adil bir tarafsızlıkla muamele edemeyeceğinizden korkarsanız, o zaman bir tane ile yahut meşru şekilde sahip olduklarınız ile . Bu, doğru yoldan sapmamanız için daha uygundur. şimdi velisi olunan bu yetim kızlarla evleniliyor mu,ya da onlara davranışta destek teşkil eden cici anneler mi tavsiye ediliyor? Gelgelelim,bir yerine iki,iki de yetmedi üç e giden erkek için konulmuş kurallar düşünüldüğünde,yine ayetler bütün çelişkiden uzak oluşları ve hükümlerin her ayette aynı tekrarlanışı ile karşımıza çıkıyor.İki eş arasında adil davranamayacaksan(ki davranamayacak Allah izin vermedikçe ve uygun koşul oluşmadıkça)bir ile yetin ya da sahip olduğun ile.(meşru şekilde sahiplik ilkesi diyanet çevirisinde yok bu kez,sahip olduğunuz ile yetinin var,yani daha öncesi).Her zaman ki gibi Rabbim tam anlamıyla Arap dili ve edebiyatı hususunda ileri gitmiş kişileri ,din olarak tan ziyade dil olaraktan ileri gitmiş kişileri eksik etmesin diyorum.Tek bildiğim benim bu ayeti sizin gibi anlamadığım.Bazı koşullarda iki eş kavramının ne kadar güzel olabileceğini hayretle gözlemlemiş olmam uzak bir akraba aracılığıyla(ki bu gözlemin sonucuna erişmek ve anlamak için nerden baksanız 20 yıllık kendi gözlemim ve ondan öncesinin de aile bireyleri tarafından anlatılışı gibi bir deneyim sözkonusu), bu konularda temkinli düşünmemi sağlıyor.Yani her kulağa kötü gelen aslında kötü olmayabilir.İyi sanılan şeyler kötü,kötü sanılan şeyler iyi çıkabilir.Erkeğin biyolojik yapısı açısından getirilen kısıtlandırıcı kavramlar ,benim gibi bir bayan açısından bence zararlı değil aksine faydalı kavramlar.Kusura bakılmasın ama ,hele hele bizimki gibi bir ülkede gözlemlerim ve çoğulun tutumu,bıraksanız erkeklerimizi daldan dala kuş gibi görmeme vesile oluyor.Bırakın bir eşi,dört eş ile yetinmek bile mucize bazılarına.Durum bu olunca ,ayeti evirip çevirip,birin daha hayırlı oluşundan ziyade dörde kadar gitmenin olabilirliğini gündemden düşürmemeleri sanırım bunun en güzel ispatı.Eğer bu Kitap,Allah tan olduğuna inanılan Kutsal bir kitapsa,kusura bakmayın ama gerçek bir mümin daha hayırlısını yapabilecekken,kendini sıkıntılı bir duruma ya da sınava ya da davranışa itmez tahminim.Anlayana yine de şüphesiz.
  9. Sizi ikna etmek gibi kaygımız yok.Siz sadece duyupta inanmadığınız şeyleri ,duyupta inanmamanız için vesile kılınan insanlarla yazışıyorsunuz.Ya da arada bakarsınız çok azı duyupta inanır bilinmez..ya da bakarsınız arada inançlı olan size uyar da kafası karışıp o yolundan döner bilinmez.İddiayı biz atmadık ortaya,sadece varlığına yüzde yüz inandığımız Yaratıcının ,Ondan olduğuna sorgulayarak ve yaşayarak inandığımız Kitaplarının anlattıklarından evet emin olduk.Emin olduğumuz şeye sizin inanmıyor oluşunuz sizi bağlar,bizim inanır olmamız da bizi bağlar,o kadar. Size bütün hayat hikayemizi oturup günlerce anlatmaya kalksak ,yaşanılan sıradışı olayları üst üste sıralasak,yaşamadığımızı iddia eder yine bizi psikoloğa yönlendirirsiniz.Bunun da en güzel kanıtını cümlenizde ki uyduruk kitap kelimesi veriyor zaten.Siz bizim ispatlarımızla inanacak olan değilsiniz. Size Allah ın rahmetinden başka yol görünmüyor.Yalnız gün gelir size varlığını ispatlarsa ,İnşallah merhameti ve affıyla olur,İnşallah sizler için çok geç olmaz.. İnananlardan bunu isteyen kişiden,yokluğunu bana ispatla diye birşey istersem heralde mazur görürsünüz.Lütfen bana Yaratanın olmadığını ve Kutsal Kitaplarının Ondan olmadığını bilimsel olarak ispatlayın.İspatlayamıyorsanız,ispatlayamadığınız şeye inanmadığım için benim sizi hoşgöreceğim kadar yapabiliyorsanız siz de beni hoşgörün.Bu Kutsal kitapları ,bu kadar aynı kalemden çıkmış olarak okumama ve algılamama vesile olan şeyin,sadece ve sadece zeki insanların kaleminden çıkan bir öğreti ve kopyalar zinciri olduğunu ispatlayın bana.Farklı kültürlerde farklı zaman aralıklarında oluşan bu Kitapların yaygın bir inanır kitlesine sahip oluşunun altındaki sebepleri ve sizi yani kendinizi bunca insandan üstün olarak nitelendirmenizin altındaki bilimsel beyinsel kanıtlarınızı sunun bana. Oysa ben metafizik var diyorum.Eğer ben var diyorsam,isteyim ya da istemeyeyim bilim yetersiz demiş oluyorum.Demek ki daha fazla bilimsel araştırma ve teknik gerekiyor.Ben size araştırma için yol açıyorum,siz bana yok deyip önyargınızla bilimin önünü kesiyorsunuz.Yokluğuna inandığınız şey için bilim yapamazsınız,ama varlığına inandığınız şeyi ispatlayabilmek için hayatınızı ,bütün hayatınızı araştırma ve bilime adayabilirsiniz.İşte bu anlamda bilimselliğinize fazlasıyla hayranım zaten. Uydurma olduğuna şahit değilsiniz.Psikoloji de sizin uzmanlık alanınız değil.Siz baştan kestirip atıyorsunuz.Siz önyargılı olansınız,biz inancımızdan dolayı daha fazlasını,daha fazla bilgiyi her daim merak edeniz.Biz ileriye açık olanız,siz kapalı olansınız.Psikoloji bu kadar önemli madem sizin için,bol bol Freud,Wilhelm Reich okumanızı tavsiye ederim.Haklısınız bu arada,korku filmlerini çok severim.Duygusal filmleri sevdiğim kadar,ya da çizgi filmleri sevdiğim kadar,ya da bilim kurgu sevdiğim kadar.Siz izlediğiniz korku filminden etkilenip hayatınızı ve bakış açınızı değiştiriyorsunuz diye,her izleyen aynı şeyi yaşıyordur çıkarımına varıyorsanız malesef bu sizin sorununuz.Ben size filmden alıntı yapmadım,ben size yaşayan insanların yaşadıkları olaylardan,yaşadıklarına inanmama sebep olan tanımışlığımdan çıkardığım deneyimlerle bazı şeyleri yazıyorum.Siz hangi masal kitabına dayanarak gerçekleri bu kadar kolay hiçe sayıyorsunuz. Hepsi sorunlu olan bu insanlar,aynı ortamda aynı kültürde olmamalarına karşın aynı şekli tarif ediyorsa ve aynı tarifi ve hissi anlatıyorsa ,demek bu kadar insanın beyninde ya da biyolojisinde aynı sistem işliyor.Yani dünyanın bi ucunda ,hristiyan biri ,aynı şeyi anlatabiliyorsa burada bulunan sıradan bir türk gibi,bunda düşünülmesi araştırılması gereken bi nokta yok demek.Hemen ilaç tedavisi,olay tamam yani.. Haklısınız bu arada ,biraz cinleri düşünerek yazmıştım.Eğer cinlerin varlığına bile daha inanılası yaklaşan sizler ,onların tam anlamıyla musallat olup bırakmadığı insanlar olursanız günün birinde,bakalım inanmadığınız O yaratandan başka yalvarıp medet umacağınız nasıl bir doğa ya da doktor ya da bilim işinize yarar.Tabi bu tarz sözler sizi güldürmekten öteye pek geçmez şimdilik ama ben yine de içimde kalmasın yazayım.Ha bu arada ben onları görmedim .Yanlış anlamayın yani.Sadece onlarla tanışmış insanlar tanıdım,okudum ve bunların çoğu dindar bile değil .Tek bildiğim kurtulmakta zorlandıkları bu varlıklara karşı gerçekten gözlerine yansıyan korku ..İnançtan ve Yaratıcıya sığınmaktan başka çaresi olmayan bu insanların,bunu bile korkularına yapamıyor oluşlarındaki acı hiç kolay değil.Ha bu insanların gördüklerini birebir görmezken bize ne oluyorda bunlara inanıyoruz.Malesef adına tesadüf denilemeyecek metafiziksel bazı olaylara şahit olduk inanın ya da inanmayın. Hadi cinler ispatlandı bilimsel olarak,dediniz ki "öteki dünyayı kanıtlamış mı oluyorsunuz?"..ben de dedim ki önünüze ne koysak,siz Yaratan dilemedikçe inanmayacaksınız. Bunun için yatağında ölmekte olan birilerini iyi gözlemlemeniz yeterli sayın Yersoy.Ben iddia ediyorum ki,düzenli olarak ölecek olan insanların yanında araştırma amaçlı bulunup iyi bir gözlem yaparsanız ve gözlemlerinizi o insanların yaşarken nasıl bilindiklerine dair verilerle desteklerseniz,mutlaka bizim kavuştuğumuz nihayi gerçeğe kavuşacaksınız.Hatta bu araştırma için farklı ülkelere gidin ve farklı dinlere mensup kişileri aynı şekilde araştırın.Kişilerin sürdükleri hayat biçimi ve bilindikleri yani anıldıkları iyi ya da kötü genellemesine göre ölüm biçimlerindeki farklı ama aynı gidiş ve kademeler yeterli. Mesela ben iddia ediyorum ki,hayatını kötü yaşamış,yani kötü derken,örneğin hırsızlığı bol ,zinası bol,yalanı bol,aldatması dolandırıcılığı bol,tamamen kötü olarak anılan kişi ile,hayatını tek eşi ile düzenli geçirmiş,hiç hırsızlık yapmamış,yalanı sevmeyen,kimseyi dolandırmamış,bol bol yaptığı iyiliklerle anılan bir kişi bulun.Öyle kişiler olsun ki ,ölüm anında yaşları,biyolojik hastalıkları,bütün yapıları aynı olsun(farklı karakter özelliğine sahip ikizler gibi düşünün).Tam da ölüm anında,bütün ölümü gerektiren sebepler aynı olacak şekilde bir çalışma da yapılsa,bütün bilim adamları herşeyin,her koşulun aynı olması için herşeyi yapmış da olsa,bu iki kişi farklı şekilde can verecektir.Birinin canı şiddetle ve kötü bir biçimde çıkarken,diğeri daha sakin ve kolay çıkacaktır.Fen okumadığım ve doktor olmadığım ve maddi olanaklarım yeterli olmadığı için gerisini size bırakıyorum.Ben gözlemlerimden,deneyimlerimden ve inancımdan yani ayetlerden hareketle bu tezi sunuyorum. Varsa sizin olanaklarınız buyrun bu tezi çürütün.Koşulların aynı olmasına dair benim deneyimim yok,ama zıt olarak yaşamış iyi anılan ile kötü anılan insanların ölüm tarzındaki aynılık tesadüflüğü tesadüflükten çıkalı çok oldu.İnanmazsanız,etrafınızdaki,ölüm anına şahit olmuş insanlara sorun.Bakalım herkes neler anlatacak.Ama dediğim gibi,ölenlerin yatağında uyurken ölüp ölmemesi önemli nokta. Ne demek efendim,elbette bilim kurgu üzerine aktarımlarınız konusunda anlaşıyorsunuz inananlarla.Ama yine de bi cümlenizi es geçemeyeceğim sayın Muallim-i Ali kardeşimize verdiğiniz cevaba böyle atlarken,"Bilim diyelim ki öyle bir ilerledi ki," Ya burda bi haksızlık sezdim ve yazmadan geçemeyeceğim.Sizler bu tarz diyelim ki ile başlayan cümleleri kullanabiliyorken,bizler neden size farzedin ki Yaratan var,Cennet-Cehennem var dediğimizde çok tepki alabiliyoruz."Yani biz toprak olacaksak hiçbirşey kaybetmeyeceğiz ama toprak olmayacaksak siz çok şey kaybedeceksiniz" diye bir cümle kullandığımızda,neden çok tepki topluyoruz da siz aynı şeyi yaparken varsayımlarla,bunu bilimsel gibi gösterebiliyorsunuz.Bu mudur sizlerin bilimsel kanıtlama dizgeniz.Sadece merakımdan yani,yanlış anlamayın. Gelelim misyonerlik olayına.Bu tarz yazdıklarım yüzünden gerçekten de tepki alabiliyorum inanın ya da inanmayın.Kısacası yalnızca sizlerle yani ateist ya da Kitaba inanmayanlarla yazışmıyorum,bir taraftanda inanan kardeşlerimizle paylaşımlarımız oluyor ve tabi gerçektende çok tepki alabildiğim durumlar.Benim hadisleri reddeder olmam dahi,bazıları için yakalayıp kesme nedeni olabilir.. Ama ben inandığım Kur'an dan ötürü,Yalnızca Allah tan korkmanın getirdiği cesaretle ısrarla tekrarlıyorum.Allah ın,Kur'an da anlatılan bütün Kitaplarına inanıyorum ve onların hiçbirini ayırmıyorum,tıpkı Peygamberlerim arasında ayrım yapmamam gibi.Hepsi bütündür,bana düşen geliş sıralarına göre yürürlükte olan ya da olmayan kuralları idrak edip(Allah ne kadarını nasip ederse),o doğrultuda yaşamaya çalışmaktır.Kur'an da dediği gibi,bizler İnandığımız Allah ın Kitapları ile hükmetmedikçe bi yol üzerine değiliz,Tevrat sahipleri Tevratla,İncil sahipleri İncille ,Kur'an sahipleri Kur'an la hükmetmek zorundadır.Ve bunu yapan mutlaka kurtulacak olandır.İster Yahudi olsun,ister Hristiyan,ister Müslüman.Dinini Allah a yani Yaratıcıya has kılmayan ise!!!Rabbim merhamet etsin ...... İnanan kardeşlerimiz diyanetin arama motoruna sadece sırasıyla Tevrat,İncil yazsınlar.Ve bu Kitapların değiştiği ve okunmaması yönünde bana tek bir ayet sunsunlar.Saklandığı ya da "bu Allah tandır" diyerek ortaya atıldığı ileri sürülen ,din adamlarının davranışları değil kastım.Malum bu söze en güzel örnekler hadisler bana göre.Benim istediğim,birebir İncil ve Tevrat tan uzak durmamızı ve okumamamızı açıklayan tek bir ayet,değişmiştir inanmayın diye tek bir ayet.. Üzgünüm ama bulamayacaklar.Bana hadislerden ve falancaların kitaplarından başka kaynak sunamayacaklar.Ve Kur'an da ,bu Kitaplardaki nurdan,hidayetten ,yol göstericiliklerinden bahseden ayetler dışında bişey okumayacaklar.
  10. Tam anlamıyla Kutsal kitaplara kendini adamış ve bunun dışında ne kadar mezhep,tarikat,en ufak bir ayrım kavramından uzak durmaya çalışan insanların azlığını kavrayabilseydiniz,zaten şimdiye kadar uygulamalardaki insan hatalarının İslamla bağdaşmazlığından kaynaklanan öfke ve önyargınızın bu denli esiri olmazdınız.Bütün dinler,Allah tan olan bütün dinler,evrensel kurallar taşır,evrensel doğruları emreder ve uygulandıkları ,tam anlamıyla inanılarak uygulandıkları her ortamı,gerçektende cennet vari huzurlu bir ortama çevirirler.Kur'an,Tevrat,Zebur ve İncil asla ve asla insan işi değildir,onlar doğa üstü,kimsenin,hiçbir beşerin yapamayacağı,sağlamayacağı şeyler sağlarlar insanlar için.. Herşeyden şüphe etmeye ve sorgulamaya adanmış sanılan önyargılar bırakılıp,keşke "acaba benim mantığım doğru mu?"şüphesini ya da sorusunu bi sorabilseydiniz. Hiçbirimiz mükemmel değiliz,hiçbirimizin aklı yeterince iyi değil,sizler her alanda uzman değilsiniz,bizlerde değiliz.Ama bilmediğimiz konularda,tam anlamıyla kavrayamadığımız konularda ,o kadar kendi düşüncemizin doğruluğundan eminiz ki,yanlış olma ihtimalini nasıl da atlıyoruz.işte inanan ile inanmayan arasında ki ince çizgi burda başlıyor. Tartışılan dini konular,gerçek anlamda asla varlığına ya da yokluğuna şahit olmadığınız kavramlar.Hayatınıza bir müdahale yok diye,yoktur deyip kestirip attığınız konular.Sizler yokluk kavramından çıkan,bilimsel kanıtlardan uzak olan yani kanıtlanamayan şeyi reddederken,,,bizler hayatımıza müdahalesini birebir yaşadığımız,duamıza bile gereği gibi cevap veren,günümüzü şekillendirip bize yardımcı olurken bunu hissettiren bir Yaratıcıya ve Kitaplarına inanıyoruz. Biz bildiğimize inanıyoruz,siz ise bilemediğinize hüküm kesiyorsunuz. Ama yapacak bişey yok.. Siz Kuran-ı öğrendiniz,diğer Kutsal kitapları okudunuz ve reddettiniz,ve bunu yapmanız gerekiyordu zaten.Olması gerekeni yaşadığınızın farkında bile değilsiniz ve yaptığınız her bir hareketin ya da düşünce sisteminizin bile yazılı oluşu ve tek tek anlatılışı bile sizlere görünmüyor.Kısacası bakıyor ama görmüyor,işitiyor ama duymuyor ve anlamıyorsunuz.Allah dilemedikçe anlamayacaksınız zaten.Biz sizlere dua edenleriz,varsın siz bizler için farklı düşünün.. Selametle....
  11. yoo... cezasından korkmak suçluların işi,ak pak suçsuz varsa niye korksun ki,niye cehennemi düşünsün ??ha cidden korkanlarsak(ben tam bir korkak oldum çıktım zaten) demek ki yapmışız bi ton yanlış,var gocunacağımız noktalar..Sizlerin inananlardan çok daha fazla bir şekilde cehenneme takmış olmanız,kafalardaki hele hele dalga vari cızbız olayını kabullenemeyişin kökeni,kuralların işinize gelmeyişi değil mi zaten?
  12. Gerçek her zaman doğru cevaptır. İşte bu .. Tek bir ana kaynak,bütün düşünceleri de birler böyle.Yazdıklarınızı,eğer hatırlarlarsa bazı arkadaşlarımız (özelden görüştüğüm bazı kişiler)çok tanıdık bulacaklar İnşallah.Ben ve Biz kavramında özellikle..Ellerinize ,Yüreğinize sağlık. Saygılarımla..
  13. Sayın Gerçekislam,bundan öte ne yazılır ki.Kur'an a tutunanla ondan uzaklaşan asla bir olmaz şüphesiz.Ellerinize,yüreğinize sağlık. Saygılarımla..
  14. İyi ya,gittikleri yerden bu kadar eminsiniz demek,demek muhakkak toprak oldular,ruh kavramını ya da bilinç kavramını varlık ya da yokluk olarak bilimsel olarak ıspatlayın ve sonra bu insanların hiçbirşey görmediklerini,hissetmediklerini ıspatlayın.Ispatlayamadığınız bir şeye inanmıyorsunuz,yokluğunu ıspatlayamadığınız şeye nasıl böyle hükmediyorsunuz. Tutunduğunuz bilim yetersizdir, biliminiz metafiziksel hiç bir olguya cevap verememektedir.Bilim adamları,insanların birebir gördüğü ya da gerçekten birşeyler paylaştığı metafiziksel varlıkları bile ıspatlayamamış,keşfedememişlerdir.Ya milyonlarca insan aynı şeyi,benzer yaratıkları gördükleri için psikolojik sorunlu,ya da sizler bu kadar insana inat metafiziksel olgulara yüz çevirmekle saplantılısınız ya da önyargılı. Ölümden sonra çok şey vardır,herşeyi hatırlayacaksın,göreceksin,hissedeceksin vs.Kork.. İlk ölen sen olmayacaksın. Ne bilim adamları ne alimler gitti toprak hayaliyle...
  15. Kur'an,incil,Zebur ve Tevrat ,bütündür ve şimdiki zamana hitap edişleri onları muhteşem yapan öğedir.Cihad kelimesi,savaşıp can almak ile kısıtlandırılmış olup din adına bir mektup yazmanın dahi cihad kabul ediliyor oluşu,bir ortamda bütün alaylara rağmen dinini imanını muhafaza edip savunan insanların cihad ediyor oluşu,canlarıyla mallarıyla derken öldürmekten ziyade bu yolda gideceklerin yani feda edileceklerin daha çok vurgulanıyor oluşu gibi kavramlar hep atlanmakta.. Arada misyonerler ile ilgili de bazı şeyler vardı,değinmeden geçemeyeceğim.Misyoner denilen kişiler,bildiğim kadarıyla inandıkları dini yaymaya çalışan kişiler.Bu insanlar,örneğin İncil e inanıyorlarsa,İncil i yaymak için bedava Kitap dağıtıyor,mektuplar yolluyor,bu yolda bilmedikleri ülkelerde ölmeyi bile göze alıyorlardır.Ve bana göre bundan dolayı ölen,sonsuz şehitlik mertebesine nail olmuş bile olabilir.Yahudilik ve Hristiyanlık Allah ın dini olduğuna göre,Din Allah ın oluncaya kadar sözü altında,Allah tan olmayana karşı verilen mücadele vardır ki,bu cümle ile münafık kelimesinin geçtiği bütün ayetler iyiden iyiye önyargısız incelenirse,olayın bütün kökeni Allah tan olana inanmayanlar etrafında şekillenmektedir. Mesela,din adı altında ,bire bir zıt ayet sunmanıza karşın ısrarla Allah tan olmayan bir hadise saplanıp kalmış kişi de bir münafık olabilir.
  16. Yaratanın işine müdahale ya da değil..Yaratanın işi asla tehlikeye girmez,ne yapılıyorsa zaten O izin verdiği içindir.Hiç bir varlık Onun izin verdiğinin dışında bir davranışı sergileyemez.Kısacası bir müdahale varsa da bu yine Yaratanın işidir. Yaratıcı her ana kaynağı yoktan var eder,yaratılmışlar ise yoktan yaratılmış kavramlar üzerine yeni şekilleri çıkarmaya çalışırlar.Genetik kopya yapılabilir,her türlü bilimsel çalışma yapılabilir,ancak bunlar esnasında ,doğal olan üzerinde yapılan deneylerde ortaya çıkan doğal olmayan durumların hesabı da elbet verilir. İnsan oğlunun ısrarla atladığı en acı gerçekliktir bu.Bilim her zaman hoşluk sağlamaz,hoş olmayan nice olaylara sebebiyet verebilir.Bana göre,şahsım adına,bütün bu çalışmalar hep daha ilerisinin kaosuna kendini kaptırmış,gereksiz işler peşindeki saplantılı insanların,saplantılı araştırmalarıdır.Bu tür araştırmalar insana hizmet kavramından kopuktur ve tehlikelidir. İnsan sağlığı ya da soyu ya da daha ne tür açıklama ya da bahane üretirlerse üretsinler,gerçeklikle alakası olmayan laflardır.Hadi hayvanlar için diyelim,doğa bütün doğallığıyla olması gerektiği gibi düzgün işlemekte ve doğallığı bozan tek varlık olarak insan ortaya çıkmaktadır,bırakın genetik kopyalarla çoğalmayı,insan artık azalmalıdır.Doğa bu azaltma görevini yakında tüm gücüyle sağlayacaktır zaten.Kısacası beklemedeyiz.Bütün Bilim adamları keşke "küresel ısınmayı nasıl durdururuz" sorusuna yönelip buluşlar bulsalar .Artık diğer buluşlar için boşa oyalanıyorlar.Malum iş adamları gününün derdinde devam edeceklerinden,iş bilim adamlarına kalıyor.Adam akıllı çalışma ise yok ortada ya da duyulamayacak kadar az. En son kutup bölgesinde bazı çalışmalar vardı Ozon tabakasının dokusu üzerine ama neyse..
  17. Yaratıcı vardır,hayatıma müdahalesini bütün deneyimlerimle biliyorum ve dinli ya da dinsiz hep ona inanmamın huzurunu ayrı yaşıyorum. Yaratıcının iletileri vardır,şimdiye kadar kitaplarını okuduğum bütün dünyasal insanlar üzerine şahidim ki,Kur'an,İncil,Zebur ve Tevrat ,kesinlikle insan işi değildir,hepsi aynı Yaratıcıdan,aynı tarzda,aynı öğütlerle bütündür ve hepsine özellikle ve özellikle değişti kelimesine inat inanırım,inanıyorum ve inanıyorum. Bilim Yaratıcının sağladığı kadardır,Yaratıcının dilediğinden fazlasını kimsenin ıspatlamaya gücü yetmeyecektir.Metafiziksel bir çok olgu doğrudur ama bilim yetersizdir,yetersiz birşeye de gereğinden fazla,bastıra bastıra tekrarlayım Gereğinden Fazla güvenemem.Güvenenler olayı abartmasınlar,çünkü abarttıkları gerçek için hayatları yetersizdir,bilim ölümsüzlüğü asla sağlamayacaktır,ölümlü hayatlar için ölümlü şeylere saplanıp kalanlar,ölümsüzlük kavramının sırrına eremezler,eremedikleri şeye de zaten iman edemezler,iman edemedikleri şeyden de boşa müdahale beklemesinler. Bütün Kutsal Kitaplarda denildiği gibi,bu kez alıntımı İncil den yapayım "Tanrı onların gözlerini kör etti Ve yüreklerini nasırlaştırdı. Öyle ki ,gözleri görmesin, Yürekleri anlamasın Ve bana dönmesinler. Dönselerdi onları iyileştirirdim."
  18. Dinimizde savaşın koşulları bellidir.Meleklere olan vahyi bile buralara taşımışlar.Yüz yüze kılıç sallamanın adı ,alakasız bir binayı havaya uçurmakla karıştırılınca,insanlar da hangi ayetten neyi nasıl anlayacaklarını karıştırmaya başlıyor tabi..Bütün dinlerin özü sabırdan,merhametten geçer.İnananın çekecekleri açık ve nettir hatta derecelere göre.Kısacası öldürmek yerine öldürülmek terimi her zaman ağır basar genel kapsamda.Bir savaş halinde kendi varını yoğunu umursamayıp savaşmanın adı,yani kaçmamanın adı,yani seyirci kalmamanın adı,dinle karıştırılıp korkunçlaştırılırken,bugün ufacık bi savaş halinde etrafımızdaki nice gönüllü bende seve seve giderim diye ortalığa atlıyor.Ne o, bu insanlar mı tuhaf şimdi.İncil de bile geçer "Senin uğruna bütün gün öldürülüyoruz,kasaplık koyunlar sayılmışız." Dinim,İncil e de inanmamı gerektirdiğine göre ,din adı altında bunun tersini yapanları dinimle karıştırıp,cihad adı altında yapılan onca katliamı onaylamam beklenemez,ama dinim İslam diye beni katletmeye kalkan bi kere kısas hükmünden dolayı canı için endişe etsin.. Kısacası bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın,dokunan karşılığını tam olarak dokunmayla alsın. Dokunmayı itmeye ya da yumruğa çevirirsen,inanan olarak hesabının karşılığını bekle derim.İşte dinimden anladığım bu. Yani..öncelikle Öldürmektense öldürülmeyi tercih ederim dinimden dolayı ve dinlerden dolayı... Islam is a religion of Peace. You will learn...
  19. Suçlamak mı?keşke inanmamakla kalsanız ama kalmamanız da yani inanmayanların rahat durmaması da sabit,inananların acı çekeceği de,sabrının zorlanacağı da.. 2000 yıl önce ne ise şimdide aynı Kitaplarda vurgulananlar.Bu yüzden mucizeler yaa.Özünde şu an yaptığınız ve söylediğiniz herşey yazılı.. Her neyse .Diyanetin sayfasında arama motoruna Diledi yazın,herşey ortada zaten.Allah neyi nasıl dilerse öyle olur.Kendini ne kadar aciz hissedersen o kadar Allah a yakın kulsun zaten.. sen buna defo de,biz buna asıl kurtuluş deriz
  20. Sana hakvermek durumundayım kendi çapımda.Allah katında 1 gün bizde 1000 gün ,gibi ayetler de var.. Zaman kavramı çok çok geçer ayetlerde..Zaman,mühlet.. Allah ,eksik sıfatlardan münezzehtir,yani her türlü eksik sıfattan uzaktır.Ancak zaman olayını destekleyen,yani zamandan münezzeh oluşunu vurgulayan bir ayet aklıma gelmiyor.evvel ve baki de desek,başı olmayan sonu olmayan da desek,onun katında bir zaman kavramı vardır ve ayetler hep bu yöndedir.Öyle ki yaratırken,ya da son olan kıyamet için hep bir zaman vardır. Zaman bellidir.Zamandan ayrı bir tarif yoktur.Belki olmayan zaman kavramını da O yaratmıştır,biz ne kadar düşünsek neyin ne olduğunu O öğretmeden yani ölmeden ya da ilim vermeden bu konuda kavrayamayız. İyisi mi,bilmediklerimiz hakkında zanla konuşmaları bırakalım derim. Yoksa bana musallat edilebileceklerden endişe duymaya başlarım,çokları gibi.
  21. Sayın Yersoy,hayal kırıklığınızın nedenini tam olarak kavrayamasamde,bize sunduğunuz alternatiflerden 1 e oy kullanıyorum.1 diyorum çünkü özgür irade diye bir kavram yok bana göre.Ben bunu yazıyorsam yine Allah izin verdiği için.Bunun karşılığı ya sevaptır ya günahtır ya başka bişeydir ama neyse Allah dilediği kadardır. Bir Yaratan ve ona bağımlı yaratılmış varlıklar dizgesi.Ben bir budistin çocuğu değilsem,ben bir ateist değilsem,ben bir hristiyan değilsem ,kısacası inandığım ve öğrendiğim ne varsa Allah dilediği için öyle. Ben neysem Allah ın dilediği kadarım. O neyi nasıl bilmemi isterse ve bana nasıl bir akıl nasip ederse ben o kadarım.Allah bilir biz bilmeyiz. Mesela siz bunun eğlence olduğunu düşünüyorsanız,Allah öyle düşünmenize izin verdiği için ve aksi düşünmenize izin vermediği için bunu düşünüyorsunuz. Allah ,kimleri seçecekse ne mutlu onlara,ama hiç kimse O seçmemişse kurtulamayacak .Yalnızca O'nun seçtikleri aklanacak.İşte ben bu kadar hiçim,varsın siz kendinizi çok sayın.Ben hiçliğimde huzur buldum,siz çokluğunuzda sevinin.Gün ola... zaman...
  22. Sayın Dumanlı,nerden buldun nerden aktardın bilmem ama,aktaran ellerine sağlık.. Sen beni öyle bir duyguyla ağlattın ki,Rabbim senden bu tarz ağlamayı hiç eksik etmesin İnşallah.. Çok beğendim,gerçekten çok beğendim.. Teşekkürler..
  23. Sayın Yam Yam aklıma geldi bu başlıkla.. içim cız etsede, bloğundaki şiirlere gülmüştüm.. Sorun İslam ın hoşgörülü olması değil özünde.. Çünkü dinimizde gerçekten hoşgörü var.. Mesela ayetlerle ilgili dalga vari dedikodu yapılıyorsa bir ortamda, o ortamdan uzaklaşmamız ve ancak konu başka bir yöne kayarsa,yani ayetlerle ilgili dedikodu biterse o ortama geri dönmemiz koşulu vardır.. Ya da dinimizin en güzel öğütlerinden biri, karşınızdakinin dinine İlah ına sövmeyin,olaki o da sizin Peygamberinize Allah ınıza sövmesin.. Ama ortada bunun aksi bir sürü davranış var.. yani açın youtube da ateistlerle dindarlar arasındaki yazışmalara bakın,o ona diğeri ona,al birini vur ötekine si...lifkesiz sözcük kuramıyorlar..Ha sadece din mi,siyasi olur,Türklük Kürtlük olur,futbol olur,kısacası nerede ayrım orada başla küfretmeye zihniyeti.. Demek ki olayın özü,yani bu tarz tutumların özünde din değil,eğitimdeki bir sıkıntı yatmakta.Toplumsal,kültürel bir sıkıntı demek ki herşeyin özü.. Öyle ya,bir düşünelim en yakınımızı,kapı komşumuzu.. Sanki hayatımızdan sorumluymuş gibi,özellikle bayansak,nerden geldi-kaçta geldi gitti gibi takipte olan gözlerle karşılaşmazmıyız,hatta ve hatta kimilerimizin başında anne babası olmasına karşın.. Bütün bu açılardan bakınca,ve küfre yatkın ve küfre tepkisi de şiddetli gelebilen kişilerin yaşadığı bir ortamda,din gibi önemli bir konuda birinin şaka yapması ya da fıkra anlatması,insanları cinayete bile sürükleyebilir malesef.. Din,bunun önündeki engel değil,ama kültür bunun önündeki engel.. Saygılarımla..
  24. Kutsal Kitapları bi daha okuyun,Adem ile Havva nın Cennetten kovulurken başına gelenleri de okuyun.. Çıplaklar mı değiller mi anlarsınız.. Peki yaratılış itibariyle ne nasıldır bunları düşünün,ama iyisi mi düşünmeyin..Düşünmeyin çünkü okuduklarınızı nasıl düşündüğünüzü zaten ele veriyor her başlık ya da imza. İnanılmayan kavramı ne diye siyasi lekelerle lekelersiniz ki.. Bu konuda tek damla iyi niyet yok.. ya da bilmeye dair ya da çelişkiye dair tek bir ana fikir yok.. İslamdan da Hristiyanlıktan da nasiplenenler düşünsün bunları.. siz bunları düşünmeyin.. nasıl olsa inancınız olsa olsa topraktan yana.. siz gideceğiniz toprakta ,daha çabuk nasıl çürüyebilir ve doğaya daha çabuk faydalı olurum diye,araştırmalar yapın. Bilimsel ve faydalı insanlar olarak ,aman toprağınızın cinsini ve yerini ihmal etmeyin..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.