Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

siya ewine

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    26
  • Katılım

  • Son Ziyaret

İletiler gönderen: siya ewine

  1. Terörün sencesi, bendesi yoktur siya ewine terör her yerde terördür ve terörün bir tek anlamı vardır.

    Terör:

    insanları yıldırmak, sindirmek yoluyla onlara belli düşünce ve davranışları benimsetmek için zor kullanma ya da tehdit etme eylemidir.

    Onlara göre Hedefe ulaşmada her yolu meşru sayılmaktadır o nedenle bunun anlamı heryerde aynıdır.

    size göre terör nedir?birde sizin terör anlayışınızı öğrenelim size göre nasıl bürünüyor öğrenelim.

    evet haklı söylüyorsun o sessiz çığlıklar arık patlak vermek üzere depremler oluşturuyor içinde artık sabır kalmadı.

    herkes çok iyi biliyor dağdakilerin ne anlatacaklarını....bunu bilmeyen kaldımı bu ülkede?

     

    Dağa çıkanların elbette hikaysi verdır, ama ne hikaye hep kandırılmış,kaçırılmış,beyni yıkanmış,parayla kendini satmış vs.vs.

     

    Bari birdefa samimi bir cevap verin.

    Bu güne kadar kaçtane ileri gelen aşiretlerden dağa çıkan olmuştur,kaçtane kürt iş adamlrının oğlu dağa çıkmış,kaçtane zengin çocuğu var dağda?

    Nerde gariban,çiftçi,köylü,babası annesi ***** kim varsa onları gönüllü olarak dağa çıkarmışlardır diğerleri zorla yada kanırılarak.Bunu inkar edemezsiniz.

    Evvel Allah bu konuların üstesinden gelebilecek bütün güce ve bilgiye sahibim.

     

    sevgili 'siya ewine'' güz olanı Akıl olacağı görür''dağa çıkanların hikayesini çok duyduk,çok dinledik hep aynı hikaye İHANET..

    ************

    başka ne olabilir ?

    Cuhuriyetten beri kürtler mecliste oldular,cumhur başkanı,başbakan,general,emniyet amiri,vali, vs.bütün brokraside yer aldılar, siz kalkmış azınlığız diyorsunuz.

    daha ne hikayesi arıyorsunuz...

    birde sizin hikayenizi dinleyelim..

     

    insanları yıldırmak, sindirmek yoluyla onlara belli düşünce ve davranışları benimsetmek için zor kullanma ya da tehdit etme eylemidir terör demişsiniz.bu durumda tanımınıza göre ulkemızde en buyuk sorun devlettır.bır de benım hıkayemı dınlemek ıstemışsınız.sızı tatmın eder mı bılmem ama öncelıkle şunu belırtmemde yarar var dıye düşünüyorum.benı sakın A veya B ideolojısını savunan bırı olarak değerlendırmeyın kafanızda. zıra boyle bı tutum kesınlıkle demokratık bır yaklaşım olmaz değer yargılarımda.Çünkü her şeyden önce devletlerın ve onu oluşturan halkların bellı ve tek bır ıdeolojıye sahıp olmaları eşıtlıkten,uzlaşmacı tavırdan, empatı kurmaktan oldukca uzak olan olgulardır.

     

    malesf kı halkımızın bellı bır kısmının bu konuda kesın hukumlerı ve sınırları vardır.ondan yana olan her zaman haklı,her zaman vatansever,farklı düşünce sunanlar ıse her zaman yok edılmye mahkum vatan haını olan ınsanlardır.tabı bunlar bızım ulkemızde normal karşılanıyor.ne de olsa sıyası hafızanın zayıf olduğu, devletın kendını vatandaşa karşı koruduğu bır ulkede bazı şeylerın kabul gormesı,yerıne oturması uzun surecler gerektıren durumlardır.

     

    Devlet en buyuk sorundur dedım yukarıda. bunu da şöyle acıklayayım:Yurttaşlarına hangı dını ınançtan ve etnık kokenden olursa olsun eşit yaklaşmayan, sureklı bellı ınanca veya ırksal kımlıge vurgu yapan, ıdeolojık duruşu olan, bır arada yaşamanın ortamını oluşturmayan bununla da kalmayıp bırbırnden uzaklaşması ıçın zamanında cok çaba harcayan bır devlet guvenılır bır devlet olamaz.boyle bır ortamda da ortalıkta hak arayan kımlığının peşine düşen horlanmaktan usanan çeteler doğar.Umarım bu kadarı yeterlı olmuştur.olayı dramatıleştırmek ıstemem onların da bır hıkayesı vardır derken bunu soylemek ıstemıştım tabı kı oraya gıdenler bu mazlum halkı oluşturan kesım olacaktır.

     

    ayrıca kurtlerın ulkenın belllı başlı kademelerıne yukselmelerı olağan bır durumdur.bunu bır ayrıcalık olarak sunmanız da aslında onları otekıleştırdığınız anlamı cıkarıyor bır nevı.sonuçta turkıye bır ulus devlet değildır bırcok etnık kımlığın bırarada yaşadığı kadim halklardan oluşur.yanı bu toprakların gercek sahıplerınden.

    Vahşetın karanlık sokağında insan, ya ası ışığın ya da koyu karanlığın ıslığını çalarak yurur.

  2. Sonra da 'bu ulkede bazen bır somurgede yaşadığımı zannedıyorum' dıyebılecek kadar her an kan dokmeye musaıt ınsanlar apoyu neden asmadılar dıyerek de nasıl bır zıhnıyetın peşınde olduklarını cekınmeden sergıleyebılıyorlar ınsanlara.Ee tabı bu ulkede kım daha cok kavgacıysa kım daha cok oldurmeye eğımlıyse o kadar ulkesıne duşkun sayılıyor.Yapıcılıktan epey bı uzak olan bu soylemlerden herkesı barışçılığa en onemlısı de ınsanlığa davet edıyorum...

     

    Öncelikle ,zana hakkındaki düşüncenizi yazsaydınız iyi olurdu! ayrıca ''Her an kan dökmeye müsait insanlar ''dediğin insanlar apo denen ...... şahısın terör örgütü'nün başı olduğu için, 30 bin insanımızın katili olduğu için asılmasını istemişlerdir.

    tabi size göre o bir insan ve insan hakları var!

    Ama ödürülen şehit edilen 30 bin'den fazla insanların insan hakkı yok!

    bu insan hakları nasılsa yalnız pkk lılara işliyor..

    nasılsa türkiyeden başka hiç bir yerde yok,medeniyet dediğiniz avrupadaki insan haklarının nasıl işlediğinden haberiniz varmı?

    polisin,askerin yetkilerinden haberiniz varmı?

    avrupadaki iadamdan haberiniz varmı?

    olmaz tabiki !!!!!!!

    ayrıca kim daha çok kavgacıysa öldürmeye eğilimli ise o kadar ülkesine düşkün sayılıyor diyorsunuz...

    o zaman en çok kavgacı ve adam öldüren pkk terörüdür ,şimdi siz bunlarıda, ülkesine düşkünlüğünden abd ye karşı olduğundan yapıyor demeyin.

    Eğer barışçılığa ve insanlığa davet ediyorsan, öncelikle pkk nın bir terör örgütü olduğunu ve terörü lanetlediğini söylemen gerekir.

    yoksa yazdıklarınızda samimi olamasınız.

     

     

     

     

    merak etme ben yazdıklarımı boş yere yazmam bellı bır bılgı bırıkımıne sahıp olmadan da başkaları gıbı laf olsun dıye konuşmam.samımılık payım oldukça yukseksen ınanmasan da. buna benzer yazılarla eleştırılecegımı bılıyorum tabıkı.teor dıyorsun sence teror kımdır ve ne iş gormektedır once bunu acıkla bana.belkı de senın teror dedıklerın benım ıçın başka ıfade şeklıne burunuyordur zıhnımde.kım bılır?bu konular boyle bı kac satır ahkam kesmekle konuşulmaz tarıhın derınlıklerınden sessız çığlıkları cıkarmak gerekır her şeyden once.ama tab kı bunlarla yuzleşmek her baba yığıdın harcı degıldır.unutma kı bu ulkede teror denılen ve lanetlenen dağdakı ınsanların da anlatacak bır hıkayesı vardır.tabı duyabılene.önce beynınızı kuşatmış zırhlara karşı savaşmanız gerekecek belkı o zaman sızınle daha ılımlı bır şekılde knouşabılırız fakat bunu ıstedığınızı hıç sanmıyorum alıştım nasıl olsa.

    kendını sutten cıkmış ak kaşık sanan zıhnıyetlere.....

  3. Burada apoyu adam yerine koyup onun ceteleri ile carpisanlarida kan dökmeye merakli diye göstermen seninde hangi ****** ******** göstermektedir.Asil kan dökmeye siz basladiniz,siz Türkiyenin üniter yapisini bozmaya kalktiniz,siz ABD ve AB ile ortaklasa Türk ulusuna savas actiniz ve hala kan dökenlerden bahsediyor ve adresi kendine göre saptiriyorsun.Apo ******* yöneticilerin sayesinde halkin vergileri ile tatil yapmaktadir.Bu ülke kanla kurtuldu kimse bu ülkeyi bize bagislamadi ve hediyede etmedi tomboladanda cikmadi,Bu ülkeyi kuranlar yarin Apo diye birine topraklarin bir kismini hediye edin diye kurmadilar.

    Bu ülkeyi kim bölmeye kalkisirsa ***** ******** kacinilmazdir,burada kan edebiyati yaparak ülkesini vatanini savunan insanlara ***** ediyorsun. Öldürmeye en cok egilimi olanlar PKK ceteleridir, ******** dösenmis mayinlarla gencecik insanlarin ölmesinden zevk duyanlar kan dökmeye merakli olanlardir.

     

    nedense bu sıtede benım yazdıklarım kişiler tarafından yasakalnıp konulmuyor ama bi başkasının hakaret dolu sozlerı bı guzel cevap olarak sunuluyo bızlere.ayıp ya kardeşim sana bu saatten sonra hıç bı şey dıyemem.yazdıklarını bı daha oku v e benımle oyle muhattap ol.benı neyle sucladıgının farkında mısın sen.kım olugunu sanıyosun.sankı bu ulkede bı tek sen savaştın tarıhın sızlere verılen sacma sapan bılgılerıyle donanıp bana cvp yazıyosun ya.

    admınler sızde şu adamın yazdıalrına kayıtsız kalıyosunuz ya şıkayetımı verecegım merak edılmesın.adama bak ya hangı cesaretle boyle bı yazıyı yolluyo bana senı n gıbılerın işi yaş arkadaşım o kadarını soyllıyım bu duygularla beslenen bı zıhnyetın gelecegını cok merak edıyorum bu kadar kın nefret dolu sozcukler neden.ama sen yolun otekı tarafına coktan gecmışsın sana ugurlar olsun benımle hıç bı şekılde muhattap olma bı daha.

  4. AKP nın Amerıkan emperyalızmın maşası olarak goren ınsanlara şunu da demek gerekır.Kendılerının dedığıne gore bır numaralı vatansever ve ABD karşıtı olanlar acaba neden bu emperyalızmın en saldırgan ve sevıyesız yuzunu temsıl eden güçlere(neokonlara) sempatı duyuyorlar?Amerıkan emperyalızmıne onurlu ulusal duruş boyle mı oluyor acaba?amerıkan ınsanlarının cıddıye bıle almadıkları bu ınsanları neden bızım ulkemızde en ıyı şekılde ağırlıyorlar hem de kendılerını mıllıyetcı kabul eden kışıler tarafından?

    bırılerını sert bır şekılde eleştırırken lafın bı ucunun da kendılerıne dokunacağını akıllarından gecıremeyen bu zatlar gerekırse neokonların isteklerı gıbı kuzey ırak konusunda en acımasız tavırlarını sergıleyıp kım ve ne için kanlar akıtmaya gıdeceklerını bılmeden(hıç sorgulamadan) bu vahşete ortak oluyorlar.

    Sonra da 'bu ulkede bazen bır somurgede yaşadığımı zannedıyorum' dıyebılecek kadar her an kan dokmeye musaıt ınsanlar apoyu neden asmadılar dıyerek de nasıl bır zıhnıyetın peşınde olduklarını cekınmeden sergıleyebılıyorlar ınsanlara.Ee tabı bu ulkede kım daha cok kavgacıysa kım daha cok oldurmeye eğımlıyse o kadar ulkesıne duşkun sayılıyor.Yapıcılıktan epey bı uzak olan bu soylemlerden herkesı barışçılığa en onemlısı de ınsanlığa davet edıyorum...

  5. Köşe yazısı yazmaya başladığımdan bu yana geçen yaklaşık 5 yıldır her fırsatta 'Yeni Anayasa'nın hazırlanması ve vakit kaybetmeden yürürlüğe konulması zaruretini anlatmaya çalıştım. Aslında, geçen yasama döneminde bunun yapılması lâzım gelirdi. Bu konuda gecikilmiştir. Zira, çeyrek asırdır Türkiye'nin önündeki en büyük engeli oluşturan bu gayrımeşru Anayasa'nın bir an evvel kaldırılması gerekir. Aksi takdirde,

    hiç bir köklü reformun ve değişikliğin gerçekleştirilmesi mümkün olamayacaktır.

    ***

    Bence Türkiye'de siyasî sistemdeki tıkanıklık ve istikrarsızlıkların temelinde, geçen yüzyıldan beri devam eden, aydınların halktan yabancılaşması, taklitçi ve şuursuz bir batılılaşmanın peşin hükümlü bir ideoloji hâline dönüştürülerek halka dayatılması yatmaktadır. Son iki asırdır Batı'daki gelişmeleri doğru teşhis edemeyen, pozitivizmi ve modernizmi en kaba şekliyle anlayıp Batı'yı gecikmeli olarak taklide çalışan bürokrat yarı aydınlarımız, milletin birikimini ve irfanını hiçe saymışlar; 'resmî ideolojiler' icat edip halka, bazen zor kullanarak darbelerle, çoğu zaman da hukuk yoluyla dayatmalarda bulunmuşlardır. Bu dayatmaların esas kaynağını ise anayasalar teşkil etmiştir .

    127 yıllık bir anayasal tecrübeye, parlamenter geçmişe ve yarım asırlık

    bir demokrasi uygulamasına sahip olan Türkiye'de, anayasaların hiç biri millet tarafından, en azından milletin değer yargıları dikkate alınarak hazırlanmış değildir. Özellikle, son yarım asırlık 'darbeler dönemi'nde anayasalar, darbe sonrasında asker-sivil bürokratların hazırlayarak zorla millete kabul ettirdikleri 'antidemokratik metinler' şeklinde ortaya çıkmıştır.

    Bu anayasalar, birbirlerine 'tepki' şeklinde hazırlanmışlar; bu yüzden öngörülen sistemin aksamadan işletilmesi mümkün olmamıştır. İfrat ile tefrit arasında dolaşan bu uç metinlerin uygulamasında istikrarsızlıklar ve krizler ortaya çıkmış; ya 'kuvvetlerin birliği ve temerküzü' ile (Misâl; 1924 Anayasası) veya 'kuvvetlerin infiradı' (ayrılıkçılığı) ile (Misâl; 1961 Anayasası) sistem kilitlenerek işlemez hâle gelmiştir.

    ***

    1982 Anayasası, 'gayrımeşrû' bir hukukî metindir. Sadece bunun için dahi, 12 Eylül Cuntası tarafından yaptırılan bu gayrımeşrû ve antidemokratik Anayasa, mümkün olan en kısa zamanda yürürlükten kaldırılmalıdır. 'Kılıç zoru' ile iktidarı elde edebilirsiniz; anayasalar, kanunlar da yapabilirsiniz; fakat bunların meşrûiyetini asla sağlayamazsınız.

    Asıl ayıp olan, normal demokrasiye(!) geçildikten 57 yıl sonra dahi bu gayrımeşrû anayasanın yürürlükte bulunmasıdır.

    Bundan da, Türkiye'deki rejimin ne derece sınırlı bir demokrasi uygulaması olduğu anlaşılmaktadır.

    Anayasaların meşrû olmayan vazıları (koyucuları), kanunları vaz'eden milletin meclisine ve millî iradeye güvenmedikleri için, anayasaları çok teferruatlı ve sert (değiştirilmesi zor) metinler şeklinde hazırlamışlardır. Türk Anayasaları, özellikle hâlen yürürlükte olan 1982 Anayasası, çok ayrıntılı, katı, sert, merkeziyetçi ve sınırlayıcı hukuk metinleridir.

    1982 Anayasası, antidemokratik bir anayasadır . Temel hak ve hürriyetler

    tümüyle sınırlandırılmıştır. Özellikle düşünce, düşünceyi ifade, din, vicdan ve ibadet hürriyeti önemli ölçüde tahdit edilmiştir. Laiklik

    anlayışı, -gerekçedeki ikaza rağmen- din ve vicdan hürriyetini ortadan kaldıracak şekilde yanlış vaz'edilmiştir.

    1982 Anayasası, parlamenter sisteme göre hazırlanmış, ancak Cumhurbaşkanı'na bu sistemle bağdaşmayan yetkiler vererek, yetki-sorumluluk dengesini alt üst eden; çok ayrıntılı olmasına rağmen sistemin işleyişinde boşluklar bulunan; kuvvetlerin (erklerin) birbirlerinin alanına müdahale ettiği, 'devletçi' ve 'merkeziyetçi' bir anayasadır.

    Mevcut anayasada, Millî Güvenlik Kurulu gibi yarı bürokratik bir kurul,

    Bakanlar Kurulu'nun, yürütmenin ve bazı durumlarda TBMM'nin üstünde tasarlanmıştır. Silahlı Kuvvetlerin statüsü ve yetkileri hususunda tartışma vardır.

    Gene bu anayasada, Kuvvetler Ayrılığı prensibi işletilememiş; 'yargı bağımsızlığı' tam olarak sağlanamamış; bazı yüksek yargı kuruluşları, yasama ve yürütme organlarının üstüne çıkarılmış ve 75 yıllık metruk bazı kanunların ve darbe kalıntısı hükümlerin anayasa teminatı altında muhafazası sağlanmıştır.

    ***

    Kısaca, 1982 Anayasası, Türkiye'nin önünde, gelişmesini engelleyen bir ayakbağı durumunda bulunmaktadır. Artık bu gayrımeşru ayakbağı kaldırılmalı ve yerine 'milletin iştirakı' ile millet temsilcileri tarafından hazırlanmış bir 'Yeni Anayasa' yürürlüğe konulmalıdır.

    Hasan Celal Güzel(Radikal)

  6. Öncelikle ülkelerin ana dili olmaz.TÜRKİYE'ninde yoktur resmi dili vardır oda türkçedir,ikincisi soru bildiğiniz yabancı diller diye değil,bildiğiniz diller diye sorulmuştur,banada sorulsa bende aynısını yazardım çünkü bende türkçe biliyorum ha bide kürtçe biliyorum ama onu yazamam eğer fransızca bilipte onu yazarsam gerginlik olmaz büyütülmez ama kürtçe bilipte yazarsam vay halime vatan haini ilan edilirim,şimdi kim utanmalı?

     

     

     

    botan kardeş düşüncelerinizi paylaşıyorum ama bu konuda ne yazık ki hiçbir şey yapamayacağınızı da(insanların önyargılarını kıramayacağınızı) malesef üzülerek söylemek istiyorum. İnsanlara bir şeyleri açıklamak gerçekten zor bu ülkede. en iyisi boşuna cok uç noktalarda yazan kişilere cevap yazmayın ne de olsa bu kişiler sizi dınlememekle kalmayıp düşman da ilan edebilirler.Daha ılımlı daha paylaşımcı fikirler öne süren insanlarla düşüncelerimizi paylaşmak her zaman yararımıza olur diye düşünüyorum.Yıne de sizin için doğru olduğuna inandığınız şeyı yapmakta hürsünüz her ne kadar bu farklı yerlere çekılmek ıstense de.

    çok mu karamsar oldum bu ülkede acaba?

  7. Elbette ki DTP/PKK için meclise temsilci göndermek büyük başarıdır. Ancak ilk aşamada DTP/PKK'nın başarısı dikkatimizi çekse de, orada başka bir başarı vardır. O da AKP'nin, Günoydoğu illerinde % 60 a yaklaşan oy oranlarına ulaşarak, DTP/PKK'nın elinden "Kürtlerin temsilcisi" sıfatını almasıdır. Bu gelişme DTP/PKK'nın özellikle Avrupa'da "Kürtlerin temsilcisi" sıfatıyla at koşturması önleyecek ve Türkiye'ye PKK ile mücadelede büyük bir moral/etik destek sağlayacaktır.

     

    Öte yandan, DTP'nin meclise girmesini Kürt sorununun çözümü için olumlu bir adım olarak görüyorum.

     

    Umarım hem AKP, hem de DTP kendilerinin önüne çıkan bu fırsatı kullanırlar.

     

    Saygılar.

     

     

    AKP nın ulke genelınde buyuk bır sıcrama yapması elbette beklenmedık bır netıceydı.Ozellıkle guney ve dogu ıllerınde bu kadar yuksek bır oranın ortaya çıkması şaşırtıcıdır. Fakat bunlar AKP nın 4.5 senedır gorevını cok ıyı yerıne getırdığı anlamını ıfade etmez.bunda cumhur başkanı secımlerı, anayasal değişiklerin gundeme getırılmesı gıbı magdurıyetle bıten netıcelerın AKP ye oy getırdıgı herkesın kabul ettığı bir gercektır.yanı aslında ulke genelındekı duşunce bu yondedır.halkımız artık refah ve barış ıstıyor ulkesınde muhtıraların baskıların savaşların kurbanı olmak istemıyor.Ak partınn bu konuda pek de onemlı adımlar attığını soyleyemyız buna karşın diğer partılerden daha ılımlı bır polıtıka surdurmuştur.

    diğer taraftan DTP için kullanılan bazı basmakalıpların değişeceğinğ de umut edıyorum.ulkemızın kanayan yarası olan bu savaşı elbette kı onlar da istemıyor ve desteklemıyorlardır.avrupa konusuna gelınce tabı kı de kurt sorununu acık ve carpıcı bır şekılde gozler onune seren bu partı dılerım meclıste de oncelıkle bu konu üzerınde durur. oradakı halk artık ekonomık ozgurluğunu elıne almaktan yana kımse savaş derdınde değil onlar yaşam mucadelesını zor bır şekılde verıyor bunu sağlamak ıçın de her şeyden once onların sesı olacak bır guce gerek var.lutfen bunu kımse başka taraflara çekip halkın zaten ağır olan yukune bu yuku de yuklemesınler.zıra bu yuk çoktandır sırtımızda ve yorulduk artık taşımaktan....

  8. CHP ve MHP nın secım sonucunda husrana ugradığını rahatlıkla soyleyebılırız.fakat DTP lıler ıcın bunu soylemek o kadar da yerınde bır soylem olmasa gerek.Bilindiği uzere bağımsız mılletvekıllerı uzun sureden sonra ılk defa meclıste grup oluşturabılecek seviyede sayısal bı çoğunluğu elde ettıler. Bu elbete kı takdır edılmesı gereken bır husustur.

    Ayrıca bu partının de dığerlerı gıbı mıllıyetcı duyguları baza alarak seçıme gıttiklerını düşünmüyorum.burada kabul edılmesı gereken en onemlı unsur, ülkemızde sesını duyurmaya calışan vatandaşların demokratık yollarla oluşturduğu bu partı ülkemızın huzuru, barış ve kardeşlığımızın bolunmezlık ılkesını korumak ıçın meclıse gırmışlerdır.Varolmak, unutulmamak, ses oluşturabılmek ısteyen tum halklara seslenen bır düşünüştür bu.Dilerım meclıste kazandıkları bu başarının hakkını vererek yandaşlarının ısteklerını dıle getırebılırler.

  9. Din herkesi huzura ve refaha kavuşturmaz; hak edeni hak ettiğine kavuşturur...

     

    Ben hayat disiplinini anlamlı bir hayat için gerekli buluyorum, bu ayrıca kulluk bilincinin yerleşmesi ve böylece insanın ne olup ne olması gerektiğini anlayabilmesine yarar...

     

    Saygılar...

     

    :zorro:

     

     

    Sizi anlayabiliyorum.aslında kurtuluş gayemiz açısından pek de uzak düşünmüyoruz birbirimizden.Siz hayatı anlamlı kılabılmek, hayatın dışında olmamak için dine sığınıyorsunuz ben ise içimden söküp çıkaramadığım bu olguyu kabullenmemekte ısrar ediyorum.Kendi varoluşum için ondan kaçıyorum.bu bir şekilde hayata tutunma çabası...

    Söylesenize bi insanın, parçası olduğu bir varlıktan böylesine kaçmak istemesi,ruhunun derinliklerinin sahibi olan o bütünden bu kadar ayrı olması neyle açıklanabilir.

    Belkı de kendisi olabılmek için onu unutmaya muhtaç bu ruh. Ya da ancak onun sayesınde kendisi olabılıyor insan.....

  10. 'Yalnız yaşamak için bır hayvan veya tanrı olmak gerekır.Yıne de üçüncü bir durum var kı ıkı durumda bırden olabılen:Filozof.'

     

    'Kişisel acı bir nimettir, varolmanın acısını karşılayabilmek için girilen bir eğitim sahasıdır.'

     

     

    NIETCZSCHE.İçinde bütün meselelerını halletmış,maddesının otesıne gecmış,orada gozumuzun onunde bır yıldız uzaklığıyla parlayan bır ruhun saltanatını yaşayan buyuk dahı....

     

    bu buyuk ruhun etkılendıgım en onemlı yonu can sıkıntısı ve ruh bunalımlarını bu kadar asıl ve bu kadar üstün şeklyle hayatı boyunca yaşamış olmasıdır.

     

    'Acılarım derınleştıkçe, içimde bu acılardan garıp bır haz alma duygusu gelışıyor.'

     

     

    Fakat yıne de belkı yaşamda kendısıne duşenı yaptığını sandıgı için yalnızlığının bulanık labırentınde kaybolan bu dahı, huzuru derınlerde buluyordu.Ya da her şeyden ve herkesten sıyrıldığı, kendi köşesine çekıldığı içindi duydugu huzur.Onun da sırları vardı.Hatta kendi yokluğunda olsa bile buna eriştiği için mutlu ve rahat ayrıldı hayattan.kim bilir?ve insanlardan ayrılırken onu anlayacaklarnı hissediyordu.Fakat onu anlaya bilmek hiçte kolay değil...

     

    Yaşamının ayrı dönemlerinde büyük ölcüde etkilendiği Voltaire,Schopenhaver,Richard Wagner,Schumann,Dostoyevski gibi önemli şahsiyetleri bilmeden onun düşüncelerine ulaşmak inkansız gibi...

     

    'CAN SIKINTISI VE ACIDIR VARLIĞIMIZ'

  11. Hayır...

     

    Böyle bir şey olmadı...

     

    Çünkü din zaten insanı insan yapan gerçeklikten pay sundu; Peygamberler müjdeleyici ve uyarıcıydı, kitaplar da öyle ; ya insan, insan kendini kendine pay verilmiş olan gerçeklik yoluna adamalıydı, din kavramı insanın dünya ihtiraslarıyla yozlaştı...

     

    :zorro:

     

     

     

    herşey bu kadar basıt galıba sızın için.yaşamımıza dın gırdı ve bız huzur ve refaha kavuştuk.soylesenıze dının bızlere yukledıgı bı yıgın şey olmasaydı ınsanlık ıçın ne eksık olurdu.herkes tanrı yı ıçınde yaşar bunu kabul edıyorum ama bunu herkesın aynı şekılde yaması zorunlu olan gorevler halıne getırmek bıraz bencıllık olmuyor mu?belkı de herkesın kendısıne gore bı tanrısı vardır ve ona benlıgını farklı şekılde sunmak ıster.illahı namaz mı kuran mı?

  12. Din olgusu, aslında insanlığı yozlaştırdı ve zayıflattı. ama onu gelıştırdıgını ıddıa ettı.Bilinmeyene karşı tehlıke,endişe,rahatsızlık,suçluluk duygusu aşılayarak hayatı içinden çıkılmaz bır sınav maratonuna mahkum ettı.

    İnsanlık için de bilinmeyeni bilinir kılmak işi kolaylaştırdı, dinginlik,sevinç ve dahası bir guç duygusu yarattı.Bilinmeyeni açıkladıkları bu yaklaşımda bilinen o kadar ıyıydı kı gerçegın yerını aldı.

    sonuç:arzu edılen bu neden gıttıkçe daha baskın bır hal alıp bır sıstem içerısınde yogunlaştı ve tum degerlere hakım oldu.Diğer neden ve açıklamaları ise silip yok etti.bunu daha kolay yapabılmek içinse gunah ve ceza sıstemını yarattı.

    İnsanlık bu cambazlık oyununun ıcerısınde ınsan olabılmenın ozellıklerı unutup, vasıflarını bır kenara ıttı ve kutsanmış bu degerlere köru körune baglandı.

    yaşamdakı amaclar yerıne hayat, yaşam amacı uzerıne kuruldu.

  13. Şu yaşamın anlamı sorununa deyineyim ben...

     

    Başka bir forumda da konuşulmuştu ve orada da benzer yaklaşımı sunmuştum, ondan daha rahatça kalıp ifadelerimi kullanayım ben...

     

    Yaşamı sorgulamak, yaşamın üzerine çıkabilmekle mümkün değil midir hani, hani kendimizi dahi sorgularken en iyi silahlarımız hep empati ya da hayat disiplini olmamış mıdır???İşte burada da sanırım yaşam sorgusu için ancak ölmek gerekir, yani yaşama amacımız nedirin cevabını biz hayatta bulmayız...

     

    Peki, der birileri, Allah'ı tanımak değil midir sizlerde amaç, evet, derim; evet ama nasıl evet???

     

    Yaşamdaki amacımız değil midir bu, sonuçta ölümden ve hesaptan sonra her şey daha net olmayacak mıdır zaten???Evet...

     

    Yani bana göre yaşama amacı değildir sorgulanabilir olan yaşamdaki amaçlardır...

     

    Saygılar...

     

    Sevgiler...

     

    :zorro

    bır an once yuksek dunya yaşamına ulaşmalıyız.__cok daha alçak ve gerçek olanın yerıne!__mı demek ıstıyor sunuz?yoksa sokratesın dedıgı gıbı 'yaşamak uzun süre hasta olmak anlamı taşır' soylemı mı fıkırlerınızı ozetler?

    bılmıyorum ama bana bu duşunce tembellıgımızın arkasına saklanıyoruz hıssını uyandırır hep.sankı bu dunya sadece ruhumuzu kotu duşuncelerden sakınmak,ya da şoyle soyleyeyım sadece 'ruhumuzun huzuru' ıçın yaşamak zorunda kaldığımız bır goruntu dunyasıdır.gerçek yaşam ise uzun bır gerılım ve belırsızlık işkencesı sonrası kesınlık kazanacak ote taraftır.

    içimizdeki korkuyu bu şekılde uysallaştırıyoruz ve tembellığımızın arkasına bu gerekçelerle sıgınıyoruz.şunu da bılmek gerekır kı ruhun dınlenmemesı,huzur aramaması durumunda kişi yaşamı ve onun getırdığı gizemleri keşfeder.

  14. sadece 1 elmamı yedik? daha çok hatalar yapıyoruz vede yapmaktayız elma sadece bir temsil aracı.. neden tanrıyı tahtında oturan bir kral gibi düşünüyoruz bu soruyu hem ateistlere hem müslümanlara soruyorum müslümanlarda böyle düşünüyor öyle olmasa onda erimek onda bütünleşmek için fena fillah denen yani (orjin i nirvana) olayına adepte olmazlardı tanrıyla kimse bütünleşemez onda eriyemez hz. musa onu görememiştir o dağa tecelli ettiğinde dağ paramparça olmuştur onu yerlere göklere sığdıramayızki onu yargılamaya gücümüz yetiyor, bu bize verilmiş fakat onu anlayıp tanımak ahiret e kalmış onu bir kral gibi düşünmeseydin bu sorularda aklına gelmezdi biz ona hesap soramıyoruz o bize sorabilir imtahan ın zorluğundan bunalıp böyle düşünmekle bir şey elde edemeyiz

    evet.İlahi varlık.Yaratılış gereği tüm iplerin sahibi, ruhumuzu engin bir öğrenme isteğiyle doldurup bulanık hisler labirentinde kendimizi ve onu bulma çabalarımııza göre bizleri sınayacak olan ve sonunda ona yöneleceğimizin tek kaçınılmaz yol olduğunu bilip, hakikat arayışlarımıza hülyalı bir sessizlık ıçınde şahit olan yüce ruh!

    insanlığın onu yargılamak ve doğasının emsalsizliğini anlamak gibi bir seçeneği yok.aslında o varlığına körü körüne inananlardansa cesaretle sorgulayan ve aklını kullanarak inananları tercih eder.

    Ondan en uzak olduğumuzu sandığımız bir anda bulanık,ıslak nefesini alnımızda duyarız.Ömrümüzü idare eden kudretler, arzularımıza ne kadar uygun olurlarsa olsunlar, bizi ondan kurtaramazlar.

    Elbette ki bu hüsranlı ve uzun karanlık yolda yürürken yaşam nedenimizi bilirsek neredeyse bütün niçin ve nasıllarla baş edebiliriz.

    okuyan arkadaşlara soruyorum nedenleri ve nasılları sorabilecek kadar cesaretli misiniz.Yoksa siz zaten her şeyi onun halledip bize sadece inanmak seçeneğini bıraktığını mı düşünüyorsunuz?

  15. yasak elma ile cezanın ve kötülüğün mekanizmasını kendi elleriyle yaratan Tanrının,özgür iradeye yüklediği sorumluluk altında ezilen insan, kendini kendinden başka hiç kimsenin yargılayamayacağından habersiz, yasak elmayı yediği için hala kendini cezalanırıyor.Halbukı yasak elmayı yaratan o.Demek ki Tanrının merakı seçımımızde.Kendi seçimimiz için kendimizi yargılamayı ve cezalandırmayı bize bırakmış.Zaten öyle şeylerle uğraşamaz,sıkılır Tanrı.Onun merakı sadece seçimimizdedir.

     

    Sonsuzlukta kendine akıl almaz eğlenceler yaratmakta üstüne olmayan tanrı,öyle şeyler düşünür ve yaratır kı onun önünde hayranlıkla, korkuyla tıtrerız.O her şeyı onceden bılmeyı secmez, bundan sıkıcı daha ne olabılır kı?Aptal değildır Tanrı.Yrattığına özgür irade verip eline yasak bir elma tutuşturuverır ve tahtına kurulur,gösteri başlamıştır.Tanrı elınde kocaman bır popcorn, merakla seyreder.Ne gösterıdır ama herkes bırbırını yer.İyı içindekı kotulukle, kotuluk içindekı ıyılıkle savaşır ve nedense bu savaş çok eglendırır Tanrıyı.

     

    'Neden?' dıye sorarsın cevap vermez cunku cevap verme zorunluluğu yoktur.O normal yemek yemez, yaşamla beslenır, yanı yarattığını yer.B utun bu vurdumduymazlık maskesıyle , yarattıığının gösterısını seyrederken de, kötuluğu kendı ıstegı, kendı özgur ıradesıyle yenmesını, yok etmesını bekler ınsandan.....

  16. bugün ülkede 15 milyona yakın kürt yaşamaktadır ve bunların çoğu dehapa oy vermektedir.öyleyse bir kürt sorunu vardır.

    ne mutlu türküm diyene, türkiye türklerindir, türküm doğruyum çalışkanım mesajlarıyla bu konu çözülemez.

    aynı zamanda türkiyede bir alevi sorunu da vardır.diyanet ve trt tarafından temsil edilmemektedirler.ibadetlerini özgürce yerine getirememektedirler.bu konuyu sonraya bırakalım.

    ben tunceliliyim.ama sakın yanlış anlaşılmasın.kürtçü de değilim alevici de değilim.sadece demokratım.

    kürtler,lazlar gibi türkleşmeyi kabul eden bir toplum değildir.sadık değillerdir diyebiliriz.anadilde eğitim ve diğer kültürel haklar talep etmektedirler.

    bu kürt sorunu bence kansız savaşsız çözülmeli.yani diyalogla.

    analar ağlamasın yürekler dağlanmasın diyorum.benim gibi barışçı düşünen cesur insanlar olduğunu biliyorum.

    kürdistan diye bir ülke olsa sen o ülkede 1500 sene yaşasan ve hakların kısıtlansa sorarım sana ey türk hakkını aramaz mısın.

    pkk yı lanetliyorum.sorunun barışçıl yollarla çözülmesinden yanayım.

    1-sınırsız kültürel haklar 2-eyalet sistemi(türkiyeye bağlı bir eyalet, federasyon) ile bu sorunun dış güçlere ihtiyaç duymaksızın tarafımızdan çözüleceğine inanıyorum.

    saygılar...

    ülkemizde ne yazık ki etnik ve sosyal sorunlara çözüm antidemokratik yollarla halledilmeye çalışılmaktadır.evet bu ulkede bır varoluşçuluk sorunu vardır.kabul edılemeyen, her zaman sorun çıkardıklarına ınanılan,kulturel varlıkları hıçe sayılan bır kürt halkı ve onların bu duruma karşı inançlı duruşları vardır.tumcenızın genelınde savundugum fıkırler olmakla bırlıkte yıne de sıze katılmadıgım yanlar var.kürtler lazlar gıbı turkleşmeyı kabul etmedıklerı ıcın sadık bır halk degıldır duşuncesı asımıle edılmenın dıger bır ıfadesıdır.bır kurt olarak elbette temennım bu ulkede kulturel degerlerımı korumak ve onları hur bır şekılde yaşamaktır.bunun neresı kotu anlayamadım.fakat her ozgur duşunen ve ınsan olabılen varlıklar gıbı kana susamış ınsanlar olmak ıstemıyoruz sızın de dedıgınız gıbı bu meseleyı halledebılmenın en kestırme ve temız yolu barışçıl yollardan geçmektedır.

  17. DTP'yi engelleyerek bir yere varılmaz

     

    Türk siyaseti DTP'nin önünü kapatarak büyük bir hata yapıyor. Oy uğruna bu ülkeyi ilerde belki de beklenmedik şekilde rahatlatabilecek bir gelişmeyi engelliyor. Son derece önemli bir sorunun çözümüne katkıda bulunmaktan kaçınıyor.

     

    Bazı kesimler ateş püskürüyor. DTP'yi dövmek ve seçimlere giremez hale getirmeye çalışanlar var.

     

    İktidar partisi de elinden geleni ardına bırakmıyor. Son olarak bağımsızların adlarının da seçim pusulasına eklenmesini kararlaştırarak, Kürt sorununa genel bakışını ortaya koydu.

     

    Buna halk arasında “bel altından vurmak” denir. Amaç çok açık: Güneydoğu'nun vatandaşına, DTP'nin bağımsız adayının adını bulamayacağı karışıklıkta bir seçmen pusulası vermek ve bu partiden bağımsız aday çıkmasını engellemek. Engelleyemese dahi, sayılarının azalmasını sağlamak.

     

    AK Parti bu tutumuyla, Kürt sorununun, TBMM çatısı altında daha kolay çözülebileceğine inanmadığını gösteriyor. Ayrıca, iki mesaj veriyor.

     

    Biri, Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik. Özellikle 27 Nisan muhtırası çerçevesinde “Bakın, ben bu konuda ne kadar duyarlıyım” demek isteniyor. Diğeri ise kendi kadrolarına yönelik. Onlara da “DTP'nin alamayacağı oylara hazırlıklı olun” mesajı yollanıyor.

     

    AK Parti belki iç denge hesapları açısından haklı olabilir. Ancak, Kürt sorununu “yaşanabilir” durumuna sokabilmek açısından, bu yaklaşım çok hatalıdır.

     

    DTP'yi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sokmak, eğer gerçekten çözüm isteniyorsa, vazgeçilmez bir koşuldur.

     

    En basitinden, TBMM'deki DTP ile Meclis dışında bırakılmış bir DTP'nin tutumu arasında büyük fark oluşacaktır. Seçmen pusulaları olsun, diğer engellerle olsun, DTP'yi dışlamak ters tepecektir. Bölge halkına “Görüyor musunuz, bizi Meclis'te görmeye dahi tahammül edemiyorlar” denecek ve PKK bu durumda zeminini güçlendirecektir. Kürt milliyetçiliğini Meclis yerine, sokağa ve dağa itmenin sakıncaları ortadadır.

     

    Tabii bu arada, DTP kadrolarının da sorumluluklarını bilmeleri ve farklı bir söylem ve tutumla ortaya çıkmaları gerekiyor. Türk toplumunun duyarlıklarına, ülkenin bölünmezliğine dikkat etmeleri bekleniyor.

     

    Kim ne derse desin, DTP'yi dışlayarak ülkemizin önündeki en önemli engel sayılan Kürt sorununu çözmek imkansız görülüyor.

    farklılıklara tahammülü olmayan,kendi gibi düşünmeyeni kolayca ötekileştiren,kendisinden farklı yaşam biçimlerine ve varoluş tarzlarına duyduğu nefreti,yaratılan korkular ve düşmanlarla her daim canlı tutan,kendi hayali cemaatleri içinde hapsolmuş insanların oluşturduğu bir toplumsal yaşama doğru sürükleniyoruz malesef.başkalrının demokratik hakları gündeme geldiğinde artık yasalar değişmiştir,bölücülük hortlamıştır,gözün üstünde kaş vardır.....bu sistem hep böyle süregelmştir.yaşadığımız bu kriz ortamı demokrası algımızı yeniden masaya yatırmamız ve daha demokratık ve özgürlükçü bir siyasal yapılanmayı tartışmak açısından bir fırsat olarak değerlendirilebilir. dilerim bu konuda da dtp elınden gelenı yapar ve bagımsız adaylarla meclıse gırmeyı başarır.

  18. Ben rejimle ilgili düsüncelerden bahsettim ve Atatürkcü düsünce ile Türkiyenin yoluna devam edecegini vurgulamaya calistim.Tabiiki herkes birseyler düsünebilir ben kimsenin düsünmesine itiraz etmedim bizi ilgilendirmez dedim.Ülkemizin peskes cekilmesini önleyecek cesur insanlar var ama bunlar maalesef siyasi arenada degil elestirdiginiz ordunun icindedir.Laik demokratik gecinen derken bile sizinde aynen peskes cekenlwer gibi düsünenlerden farkiniz olmadigini anliyorum.Ben sizi neden düsman göreyi ki yani her karsi görüste olan düsman olsa idi herkes birbirine düsman olurdu.Biz burada tartisiyoruz bazi seyler agirda kacsa sonucta tartismaliyiz ki dogruya ulasalim.Ben Ordunun normal sartlarda siyasete karismasini asla tasvip etmem.Eger ülkede siyaset dogru dürüst ve ülke yararina yürüyorsa,ülkenin gelecegini tehdit etmiyorsa,siyasi kavgalara ordu taraf olmamalidir,ama bir ülkenin gelecegi tehdit altinda ve bu tehdit ülke yönetiminden kaynaklaniyorsa buna dur diyecek birilerinin olmasi gerekir.Türkiyenin sartlarinda bu birileri ne yapalim ki Ordu olmaktadir.Bunu kabul etsekte etmesekte bu böyledir,cünkü Türkiye iktidarlarin diktasi altindadir ve halkin yaptirim gücü maalesef saglikli olmamaktadir.Bugün Türkiye halkin 3 te birinin oylarini almis fakat mecliste cogunluga sahip bir parti tarafindan yönetilmektedir,bu demokrasiye zaten aykiri bir durumdur bu yetmiyormus gibi birde bu cogunluk ülkenin gelecegini tehdit altina sokmustur.Türkiye hem icerden hemde disardan baski altindadirbu baskiya birilerinin dur demesini fazla yadirgamamak gerekir.

     

    saygilarla

    dediğim gibi beni zaten hemen kafanızın bir yerine ülkesini peşkeş çekenlerin içine aldınız.tabi ki de bazı şeyler ağır kaçacak işte ben de bundan bahsediyorum.ordunungerektiğinde halkın egemenliğini alt üst edecek bir şekilde ellerinde silahlarla sözde ülkesini korumak için halkı savunduğunu siz de söylemişsiniz.işte ben bu zihniyeti algılayamıyorum.ne yazık ki ülkesini korumak için binbir güçlükle bişeyleri aşmaya çalışan insanları da ordunun kendisi engellemektedir.bunun örneklerini geçmişte görmek mümkün.bu ülkede ordunun kendi başına buyruk tavırları yüzünden insanlarımız yok yere ölüyor diğerleri de karşılarına geçip bunu göğüsleri kabara kabara izleyebiliyorlar.zaten bu gun de durumumuz pek iç açıcı değilse bunun sorumlusunun darbeciler olduğunu söylemek doğru olur.bu ülkede temizlikçiler çok iyi iş görüyorlar kapalı kapılar ardında.iyilik maskelerini de yüzlerinden düşürmüyorlar.öyle ya güdülecek ***** bol olduktan sonra....

  19. 'Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı her türlü düşünce ve hareket irticacıdır.'anlayışı sizce de çok katı ve demokrasiden uzak gelmiyor mu kulaklara?Yıllardır halka bu dayatmayı yapan, bu sistemi hor gören, hazmedemeyen, onu yok etmek için tüm yolların mübah ve kutsal olduğunu savunan devlet büroksasisi ve ordu, bir yerde Atatürkü ilahlaştırmıyor mu?Peki böyle düşünen bir ilah için adalet kavramının varlığı ne kadar yerınde olur?yoksa ilahlar hak ve adaletin varlığından zaten haberdar değildirler mi?

  20. Sokaklarda insanlarin ellerinde bicak degil bayrak vardi heralde o bayrak sizce bicak anlamini tasiyor.Bu ülke Mustafa Kemal ve arkadaslari ile kuruldu bunun icinde onun düsünceleridir bizim icin önemli olan,baskasinin ne düsündügü bizi ilgilendirmiyor yeterki ülkemi huzursuz etmesinler.Sizin baska düsünceye diye saygi beklediginiz düsüncenin ne oldugunu biliyoruz zaten ülkesini korumak icin ellerine bayrak pardon bicak alanlarda o nedenle sokaklara cikmistir.

    Evet Türkiyedeki medya yalaka bir medyadir,Türk ulusunun medyasi degildir,onlar dedigim gibi kimin düdügü zevk verirse o düdügü agizlarina alir ve calarlar.Türkiyenin bagimsizligindan Laik devlet yapisindan Atatürkcü düsüncesinden rahatsiz olanlar sunu cok iyi bilmelidirlerki bu ülke kanla kurtarildi ve kuruldu,bu ülkeyi kanlari ve canlari ile kurtaran ve kuranlar 80 yil sonra birileri gelsin bu ülkeyi babalarinin ciftligi gibi kullansin diye kurtarmadilar.Demokrasi birilerinin isine gweldiginde tramvay olabiliyorsa arac olabiliyorsa o kimselerin demokrasi bekleme haklarida olamaz.

     

    saygilarla

    keşke her şey böylesine basit ve tek yönlü çözülebilse.ülkemizde demokrasi çanları çalan insanlar nedense bu ülkeden olan vatandaşının farklı bir düşünce üretmesine şiddetle karşı çıkıyor, başkasının ne düşündüğü bizi ilgilendirmiyor diyecek kadar da kapalı düşünebiliyor.ayrıca saygı ve birazcık da olsa anlayış bekleyen farklı düşünceler size neyi ima etti acaba merak ettim doğrusu.

    bu ülkeyi elbette kanlarıyla canlarıyla bizim halkımız kurtardı ama keşke ülkemizin başında da yine o mazlum ve ülkesini başkalarına peşkeş ceken yöneticileri devirebilecek kadar cesur insanlar olsaydı.bunu yapamıyorllarsa bu güne kadar işleyen sistemde bir yanlışlık olsa gerek.belki de cevabı bu ülkenin laik demokretik halkçı geçinen ve ülkenin yolunu bitürlü açmak istemeyen ordusunda bulmak gerek.tabi siz yine çok aykırı düşündüğümü iddia ederek belki de benı bi şekilde yok edilmesi gereken büyük bir düşman olarak algılayacaksınız.fakat bilmeniz gerekir ki ben de en az sizin kadar bu ülkenin huzuru için temennilerde bulunan iyi huylu bir vatandaşım o kadar...

  21. Bu gazeteler ve yazarlari heralde kendilerini Türkgazetecisi olarak nitelemeyenlerdir.Cünkü ancak bunlar bu tarz yazilar yazabilirler.Birde nerelerden yemlendiklerini söyleyebilseler yüzleri kizarmadan.

    Bu kadar mi bir gazeteci yalaka olabilir,bu kadarmi bir gazeteci olan bitenlere gözü kapali bakabilir.Bu kadarmi bir gazeteci Atatürk karsitlari ile ayni saflarda sirf kendi ideolojilerine uygun diye yer alabilir.

    Bunlar icin Türkiye degil paradir önemli olan,kimden daha fazla zirnik koparirsalar onun düdügünü agizlarina almaktan zevk duyarlar.Demekki simdiki düdük tam agizlarina göre.

     

    saygilarla

    her şeyden önce bu ükede herkes mustafa kemal gibi düşünecek diye bi kaide yok olmamalı da.olanları da bu şekilde hiçe sayarak birilerinin yaltakcılarıymış gibi görmek zihniyeti de bi an önce uzaklaştırılmalı beyinlerden.ülkede demokrasi yok diyerek sokağa çıkmış onca insan neden bi başkasının düşüncesine demokrası adına saygı duymuyor.bence asıl sorun burada.ne yazık ki türkiye,kara emeller uğruna her geçen gün sokaklarda ellerinde cinayet bıçağıyla sözde ülkesini korumak için cinayet işleyen insanlarla doldu.bunu farkedip önlem alınması için de köşelerinde halkına bağırarak haykıran bi avuç isanı bu sistemin içinde ezmek bir yarış haline geldi.dilerim insanlar bir gün çok yönlü düşünmeyi öğrenir ve gerçek bilinçli toplumu bi an önce oluşturur.

  22. ABD nin üç yıl öncesinden Kuzay Irakta bir Kürdistan devleti kurmaya çalıştığını biliyoruz.Hatta yakın zamanda

    bu deklare edilebilir.İyi ama Irakın kuzeyinde ıraklı kürtler gerçekten bir huzur bulabilirmi?İran,Suriye gibi ülkelere

    rağmen ve bir ölçüde Türkiyenin varlığına rağmen orada bir kürt devleti ne kadar yaşıyabilir.

     

    ABD elbet bir gün çekilecek.Sistemin maliyeti belini bükmeye yeterlidir.Yeni bir israil modeli

    ne ortadoğuya nede dünyaya bir yarar sağlar.Ama dedik ya tarihte herşey olması gerektiği

    için olmuştur....Asıl olanlar ıraklı kürtlere olacektır.Bunun ötesini sadece hayal edebiliriz.

    İsrail ortadoğuda nasıl yer bulup tüm ülkelere rağmen hakimiyetini sürdürebiliyorsa kürdistanda o denli bu yeni oluşumda kendisine yer bulacaktır .Bunu yıkmaya başka ülkelerin gücünün yeteceğini sanmıyorum.Çünkü Amerikan ******* yapan ülkeler, amerikan baskısını nerde olursa olsun hep enselerinde hissedeceklerdir.Kürtler bugün amerika için israilden daha önemli bir müteffik durumundadır.

    Kuzey ıraktaki kürtler kerkükteki petrolle süper güç olmaya aday bir ülke konumundalar.Ayrıca Amerika bu denli büyük bir müttefiğini kaybetmemek için bu devlete her şekilde yardımda bulunacaktır.

    ıraktaki kürtlerin bu ülke dışında da elbette büyük destekçileri vardır.Türkiyedeki kürtler kürdistanda oluşacak olası bir tehdide karşı suskun kalmayacaklardır.Bu durumda asıl hallerine acınacak olanlar türkiyedeki güçler olcaktır.

  23. Nevruz bir türk bayramıdır. Bu tartışma götürmez. Binlerce yıl önceki yazıtlarda bile Nevruz bayramı kutlamalarından bahsedilmektedir.

     

    Yanılmıyorsam Nevruzu ilk resmi bayram ilan eden, Timur du.

    .

    .

    .

    Yani resmen bu bayram, PKK tarafından ideolojik gösteri gününe çevirildiği için artık Türkiyedeki türkler tarafından unutuldu ve kutlanmıyor.

     

    kötü ne diyeyim.

    bir milleti herşeyiyle kabul görmek ne kadar da zor öyle değil mı?gerçı bu soruyu sormadan önce böyle bi milletin varlığını kabul edip etmedığinızı sormak lazım. hal boyle olunca o mılletın tum değerlerını dılını kımlıgını kulturunu sahıplenmek de zor olmuyor.işte newroz da yıne bu yollarla turklerın kendilerıne mal etmek ıstedıklerıbır kutlu gun durumuna düşürülüyor.halbukı turk halkının cogu bunu henuz daha kulturlerıne sındırememışler.madem bu kadar eskı bı gelenektır bu neden turk halkı o gun sokakalara cııkıp kutlamıyor bıldıgımız kadarıyle turkler kulturlerıne sahıp cıkan onu yaşatan bır mıllet.newrozun el değiştirdği yok aslında suç onu gercek kımlıgıyle kabul edemeyen kendısınden farklı olan her şeyi düşman gibi goren zıhnıyette.ayrıca pkk nın de bununla ne alakası var anlamadım

  24. Tabiat ile iç içe, kucak kucağa yaşayan, toprağı "ana" olarak vasıflandıran Türk'ün düşünce sisteminde "baharın gelişi" elbette önemli bir yere sahip olacaktı.

     

    .

    .

    .

    Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon'dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak "ortak kültür ocağı"nda binlerce ruhu ısıtacaktır. Avrasya'nın , Türk âleminin Nevruz toyu kutlu olsun,Nevruz gülleri geleceğe umutlar taşısın.

     

    Kaynak: Hatice Emel AŞA, Yeni Avrasya Dergisi, Mart-Nisan 2000

    şu dünyada herşeyi türkler yarattı zaten alın newroz da sizlerin olsun gerçi onu da ellerıne gözlerine bulaştırdılar ya neyse.özünde sevgi kardeşlık olan her ne varsa silip süpürmek en güzel şeydir bu ülkede.güle oynaya kutlayın bu barış günününüzü.ama dikkat edin de başka millletlere zarar vermesin bu cok gelişmiş ıyı yanınız...

  25. yazdıklarında anlam belirsizliği var. anladığım göre ateistsin. ama ateizm de bir inançtır. sen aynı zaman da inanmıyorum diyorsun. eğer hiç inanmıyorsan( devlet, hukuk,din v.s..) anarşist sin demektir ki bunu telaffuz etmediğine göre değilsin. o zaman sadece şunu söyleyebilirim: "******."

    inanmadığın için değil bilmediğin için diyorum bunu. çünkü yeteri kadar açıklama yapamamışsın. neye inanmadığını tam olarak bilmiyorsun. belki kızacaksın; af buyur ama görünen başka bir şey değil.

    belki de yazdıklarınla asıl *****liği senin yaptığını söylemek doğru olur.ya da hoşgörüsüz biri olduğun kanısına varabiliriz.sorgulamak, yanlışlarla mücadele etmek insanoğlunun en büyük silahıdır.insanları herhangi bir kategoriye böyle çabuk sığdırmak bu kadar kolay olmasa gerek.asıl *****lik burada başlar diye düşünüyorum

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.