Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

kaplan-200

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.083
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

kaplan-200 tarafından postalanan herşey

  1. Bunlar başlangıçtır, adımın ilkidir. Umarım bu yazdıklarınızı bir gün hatırlarsınız o zaman anlarsınız.Bunlar senaryonun en ufak parçalarıdır başlangıcıdır.katil herşeyden çok istediği en önceliklilerinden biri kürt enstitüsü'nün kurulmasır.Çünkü kürt enstitüsünün kurulması kürtçenin resmi dilinin önünün açılması demektir . Diye açıklamlarda bulunmuştur. Bunun ardından Camilerde kürtçe vaazların verilmesi,banka ve resmi dairelerde kürtçe yazışmaların yapılması,mahkamelerin kürtçe yapılması gibi şeylerle dierterek kürtçenin 2. resmi dil olması ve ardından diğer adımlarla ilerledikleri yollarla özerklik ve referndum sonrası k ırk. Bu senaryoyu yaklaşık 10 yıl önce okumuştum ve adım adım uygulanıyor. Bu durumda lazlar ve diğer etniklerinde bu konuda aynı şekillerde yol almaları gerekmektedir.
  2. DTP Iğdır İl Teşkilatı, “Barış” adı altında yaptığı mitingi yine PKK ve İmralı’da yatan PKK elebaşısı Abdullah Öcalan için destek mitingine dönüştürdü. Geçtiğimiz günlerde polisin “dur!” ihtarına uymayarak kaçan ve açtığı ateş sonucu 2 polisimizi yaralayan ve aynı çatışmada vurularak su kanalına düşüp ölen Suriyeli terörist için açık provokasyona dönüşen mitinge DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve DTP Iğdır Belediye Başkanı Mehmet Nuri Güneş katıldı. Mitingde yaptığı konuşmada çizgiyi aşan DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, “Iğdır’da meydana gelen olaylara değinerek Iğdır’da 2 gün önce vahşice bir katliam yaşandı. Kimliği bile belli olmayan biri katledildi. Bu infazla o insanın ideolojisine, inancına kurşun sıkılmıştır. Buda gösteriyor ki T.C hukuk devleti değildir.Vedat Aydın, Musa Anterlere sıkılan kurşun bu kişiye de sıkılmıştır.Berhuden Yoldaşa sıkılan kurşun Kürt halkına sıkılmıştır. Berhuden yoldaş yalnız değildir, Kürt Halkı yanındadır. Bu olay barış sürecine vurulan bir darbedir. Bu süreci baltalamak, köstek olmak sabote etmektir. Barış sürecinde Bombalar patlıyor, İnsanlar öldürülüyor. Berhuden yoldaşımız şehit olmuştur. Iğdır valisi bunun hesabını vermeden 4 gün izin alıp Iğdır’dan gitmiştir. Geldiğinde Berhuden yoldaşın hesabını bize vermelidir.” dedi. Kalabalık daha sonra Suriyeli teröristin 7 Kasım Mahallesinde bulunan su kanalının yanına gelerek suya karanfil bıraktı. Kalabalık sık sık “Iğdır Ovası Aponun Yuvası”, “TC Askerine intikam ölüm” gibi sloganlar attılar. Kalabalık daha sonra dağıldı. ---------------------------------------------------------- Iğdır’da adam kalmamış gibi Hakkari’den getirilerek Iğdır’da milletvekili yapılan Pervin Buldan önceki gün Iğdır’da öldürülen Suriyeli teröristin avukatlığına soyundu. Iğdır Valisi ile görüşen Buldan 7 Kasım mahallesindeki olay ile ilgili olarak “Iğdır da açık bir infaz oldu” dedi. Iğdır’da adam kalmamış gibi Hakkari’den getirilerek Iğdır’da milletvekili yapılan Pervin Buldan önceki gün Iğdır’da öldürülen Suriyeli teröristin avukatlığına soyundu. Iğdır Valisi ile görüşen Buldan 7 Kasım mahallesindeki olay ile ilgili olarak “Iğdır da açık bir infaz oldu” dedi. DTP Iğdır’da ilgin olaylara imza atıyor. Iğdır’da Türkü ile Kürdü ile o kadar adam varken Iğdırlı olmayan birisini Iğdırdan milletvekili yapan DTP son olarak da kazandığı Iğdır belediyesine Diyarbakır’dan Av. Kemal Şahin’i ve Muş’tan Evrim Turpçu’yu getirerek işe yerleştirmişti. Iğdırda yaşayan Kürtleri açıkça aşağılayan bu davranışlar yetmezmiş gibi bu defa da ithal milletvekili Pervin Buldan Suriyeli teröriste sahip çıktı. Iğdır’ın Iğdırlının o kadar sorunu varken bu sorunlarla ilgilenmeyen Buldan’ın kendi seçmenlerinin sorunlarıyla ilgilenmek yerine öldürülen Suriyeli teröriste avukatlığa soyunması Iğdırlı Kürt seçmenin de dikkatinden kaçmamıştır. IĞDIRLILAR SİTESİ
  3. YÖK, Mardin Artuklu Üniversitesi’ne Kürtçe yüksek lisans ve doktora programı açmak için izin verdi. Üniversite gerekli görürse Irak’ın kuzeyinden akademisyen getirecek İktidarın açılım çalışmaları meyvelerini veriyor. Yüksek Öğretim Kurulu dün toplanarak Kürtçe bölüm açmak isteyen üniversitelerin taleplerini ele aldı. YÖK Başkanı Yusuf Ziya zcan, YÖK Genel Kurulunun yaklaşık 8 saat süren toplantısının ardından gazetecilere açıklama yaptı. Mardin Artuklu Üniversitesinin Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açılması talebi bulunduğunu anımsatan Özcan, konuyu Genel Kurul’da görüştüklerini ifade etti. Diğer dilleri de kapsayacakmış! Özcan, toplantıda, Mardin Artuklu Üniversitesinde “Türkiye’de Yaşayan Diller Enstitüsü” adı altında bir enstitü kurulması kararı alındığını belirtilerek, “Üniversite, istediği taktirde bunun altını Kürtçe yüksek lisans ve doktora programıyla isterse Farsça, Arapça, Süryanice gibi programlarla doldurabilecek. Ben, biraz önce kendilerine de bunu duyurdum” dedi. Enstitüdeki programların sadece Kürtçe’yi değil diğer dilleri de kapsayacağını vurgulayan Özcan, şunları söyledi: Modeli çok beğenmiş “Bu, sadece Kürtçe’yi değil diğer dilleri de kucaklayan bir çözüm oldu. Zaten, geçen günkü toplantımızda rektörlerimizden birisinin fikriydi bu. Benim çok hoşuma gitmişti. Bugün Genel Kurulumuz da bu fikri çok iyi buldu. Bu modele sadece Kürtçe değil, diğer diller de dahil olacak” dedi. Kuzey Irak’tan hoca gelebilir Bir gazetecinin, “Lisans programı açmaktan neden geri adım attınız?” sorusu üzerine Özcan, “Geri adım atmadık. Buradaki esas amaç önce gerekli öğretim üyesini yetiştirmekti. Bu enstitünün asıl amacı lisans öğretimi açıldığı zaman ihtiyacımız olacak öğretim üyelerini yetiştirmek. Onun için yüksek lisans ve doktorayla başlayacak” dedi. Enstitünün ne zaman faaliyete geçeceğinin sorulması üzerine Özcan, “Biz birkaç güne kadar kararımızı kendilerine bildiririz. Onlardan gelen yüksek lisans ve doktor taleplerini de hemen kabul ederiz” diye konuştu. “Kuzey Irak’tan öğretim üyesinin gelmesi söz konusu mu?” sorusuna Özcan, “Zannediyorum Türkiye’den karşılayabilecekler” yanıtını verdi. Akademisyenler tepkili YÖK’ün kararına tepki gecikmedi. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, YÖK’ün verdiği kararın Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek, “Seçmeli ders olsun diyorlar, madem öyle neden seçmeli? Anadil anadan öğrenilir. Seçmeli olarak değil. İşte ’İngilizce, Sümeroloji ve Yunanca nasıl öğretiliyor’diyorlar, onlar devlet dilidir. Öğretilmesinde sakınca yoktur. Ama şu anda Türkiye, Kürdistan diye bir devleti kabul etmediğine göre, Kürtçenin de yabancı dil olarak okutulması hukuken mümkün değildir. Ama bizim haberimiz olmadan Kürdistan’ı tanımışlarsa bilemem. Anayasa’nın 42. maddesine aykırı bir karar vardır” şeklinde konuştu. Özerklik yok sayılıyor Üniversiteyi diğer eğitim ve öğretim kurumlarından ayıran en önemli özelliğinin özerkliği olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Ayhan şöyle konuştu: “Eğer açılacaksa, bunu üniversite olarak biz açarız. Yani senatomuz bir araya gelir, karar verilir ve biz açarız. YÖK’ün bu şekilde üniversite özerkliğine doğrudan doğruya müdahaleden bir tarzda, ’şunu açacaksınız’diye dayatması son derece yanlıştır. Tabi ben bilemiyorum üniversitelerin özerkliği kalktıysa onu bilemiyorum. Ama üniversite özerkliği mevcut ve Anayasal teminat altında. YÖK’ün bu şekilde bir karar almaması gerekir. Bu durumun hukukende Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırıdır.” ‘Devletin dili Türkçedir’ Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, iktidarın açılım adı altında Kürtçe ile ilgili atmayı planladığı adımlara karşı olduklarını açıklamıştı. Orgeneral Başbuğ, Zafer Haftası dolayısıyla yayınladığı mesajında, TSK’nın üniter yapının korunması konusunda taraf olduğunu belirterek şunları kaydetmişti: Anayasa’nın değiştirilmesi teklif bile edilemez olan 3’üncü maddesinde ifade edildiği gibi “Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir.” Türk Silahlı Kuvvetleri, ATATÜRK tarafından bizlere emanet edilen ve Anayasa’nın 3’üncü maddesinde de belirtildiği şekilde; Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus-devlet ve üniter-devlet yapısının korunmasında taraftır ve taraf olmaya da devam edecektir.
  4. Evet sevgili Yarasa burasını görmüyorlar,gösteremiyoruz ne yaptıysak anlamazdan geliyorlar. Bu illerde böylesine ne çetışma olmuştur nede zulümler,kimse inanmasın. Eğer birileri birşey yaşamışsa çevresindeki cehaletin sebebinden çıkarlarının çatışmalarından kaynaklanan olaylardır. İstisnai (yalan ihbar,kan davası,uyuşturucu,çıkar gibi) durumlar haricinde bir olay olmaıştır. İsteyen ığdırın arşiv haberlerine bakabilir.
  5. kendi militanlarını öldürüp törenle gömüyor!.. Eşkıya her fırsatta gövde gösterisi yapmaya özen gösteriyor, özellikle militanlarının cenazeleri, ölüye olan yaklaşımın yarattığı imkanlar nedeniyle eşkıya propagandalarına imkan tanıyor... PKK çetesi de ölü istismarını becerip, cenazelerin dibinde boy gösteriyor, ortaya çıkan “dokunulmazlık” sayesinde devlete kin kusabiliyor!.. Bu yüzden PKK, militanlarının ölümünden yararlanıyor!.. Ortada daha da çarpıcı bir durum da var!.. PKK, “Türklere karşı savaşırken şehit(!) oldu” diye cenazelerinde slogan attığı bazı militanlarını kendisi öldürüyor!.. Yani, çete içi çekişmelerde, menfaatler yüzünden eşkıya çetesi bir biriyle silahlı biçimde kapışıyor... Sonuçta, örgüt içi infazlar gerçekleşiyor... Eşkıya çetesi bu çatışmalarda infaz edilen militanlara da “tören” yapıyor... Militanları kendilerinin infaz ettiğini, öldürdüklerini ailelerinden saklıyorlar ve onlara çocuklarının “Türklere karşı çarpışırken kahramanca öldüğü” masalını anlatıyorlar!.. Böylece aynı zamanda çete içinde de, militanların kayıplarının sorgulanması, öteki militanlarca kötü örnek alınmaması amaçlanıyor... Bu şekilde son infazların da, “Murat İrikmen, “Rodi” kod adlı Metin İğne, “Hozan Faraşin” kod adlı Hasan Maho, “Akif” kod adlı Muhittin Kelekçiler ve “Hamza” kod adlı Musa Yılmaz” isimli örgüt mensupları olduğu ortaya çıktı. Vekiller kaldırdı!.. Yukarıda adlarını yazdığım eşkıya militanları, Erzurum bölgesinde öldüler.. Cenazeleri malum partinin o meşhur vekillerinin de katılımıyla kaldırtıldı.. Arkalarından kahramanlık menkıbeleri(!)söylendi. Aysel Tuğluk adındaki vekil kadın, “Bu ortamın bu ölümleri getirdiği” nutkunu attı.. Şimdi gelelim zurnanın zırtladığı yere!.. Elimde, çete kaynaklarından bir bilgi notu var.. O not, şu satırlardan oluşuyor.. “Örgüt içinde son dönemde tırmanışa geçen ve kırsal alanda hızla yayılan ” çeteleşme “ ve rant kavgasına kurban edilen örgüt mensuplarının ailelerinden ve Kürtlerin tepkisinden çekinen PKK yönetimi, öncekilerde olduğu gibi, bu defa da infazları ” kaza “(!) diye duyurdu. Yani infazlara bulunan yeni kılıf: Kaza!.. PKK’nın televizyonuna yansıyan açıklamada (19 Ağustos 2009); ” HPG Basın ve İrtibat Merkezi, Murat Nehri’ni geçmeye çalışırken birbirlerine yanlışlıkla çarpıp kayarak nehre düşen 6 gerilla hayatını kaybetti. HPG’nin açıklamasına göre, 24 Temmuz günü yaşamını yitiren gerillaların kimlikleri şöyle: Bingöl Karlıova doğumlu Murat İrikmen, Bingöl Karlıova doğumlu “Rodi” kod adlı Metin İğne, Van doğumlu “Hozan Faraşin” kod adlı Hasan Maho, Bingöl doğumlu “Akif” kod adlı Muhittin Kelekçiler ve Hatay doğumlu “Hamza” kod adlı Musa Yılmaz Kendi adamları!.. Bu bilgi notu örgütün oldukça derininden!.. Çok da detaylı... Şöyle devam ediyor.. “Geçen ay da PKK televizyonuna yansıyan benzer bir haberde, 1980 Diyarbakır Silvan doğumlu ” Hogir Merqani “ kod adlı Hayrullah Alphan, 1988 Diyarbakır Bismil doğumlu ” Berxwedan Amed “ kod adlı Sait Soylu ve 1966 Dersim Pülümür doğumlu ” Faysal Astare “ kod adlı Yüksel Yıldız’ın ” kaza “(!) sonucu öldükleri açıklanmıştı. (” Kaza “(!) denilmişti, ama nasıl bir kaza olduğu konusunda bilgi verilmemişti.)” PKK’nın infaz listesi bile oluşmuş!.. “İntihar etti” , “kendini yaktı”, “yıldırım düştü”, “kayadan yuvarlandı”, “ayağı kaydı selde boğuldu”, “psikolojik bunalımdaydı”, “kalp krizi geçirdi”, “kaza kurşunu” türünden bahanelerle kamuoyuna duyurulan Faruk Bozkurt, Engin Sincer, Yasin Kanat, Viyan Soran, Berzan Dürre, Mustafa Günaydın, Murat Bayun, Nazime Adtürk, Salih Tatoğlu, Abdurrahman Öz, Bilal Dilek, Özcan Koyuncu, Atilla Kanda, Şeyhmus Erden, Suriyeli Ziryan, Sakine Kahraman, Akif Zagros, Şirvan Nali, Mehmet Taş, Şahbettin Kereman gibi militanların ölümlerinin “infaz” sonucu gerçekleştirildiği anlatılıyor.. PKK’nın tepesinde sonsuz bir saltanat olduğu malum... Şu açılım meselesinde bile, bu tepedekilere bir formül arandığı bilgileri geliyor!.. Bir konu da şu... PKK içinde despotizm en üst seviyede.. İnfazlar için çete başları bu kadar insafsız... Bölgede, dağda taşta hayvan kemiklerini toplatıp “toplu katliam” (!) diye devlete saldıran o malum vekillerin “aydın” teranesindeki sahtekarların bu açık infazlar karşısında sesleri çıkmıyor!.. PKK çetesinden ilk kurtarılacaklar, önce Kürt kökenli insanlarımızdır.. BEHİÇ KILIÇ
  6. Anlamışsınız sevgili mavi. Şunu söyleyeyimki ığdırda hiç bir zaman ne terör nede kürler adına eziyetler yapılmış olsun. Sabahlara kadar neyi kimi bekledin yada ne sebeple asker gelip evi bastı o da ayrı konu. Kişsel çıkarların çatışmalarını yada iki kardeşin birbirini yalan yere ihbar etmleri yada kan davaları haricinde asker kimsenin ne evine gelmiştir nede kimseyi rahatsız etmiştir. kusura bakmayın ama söylediklerinizin hiçbiri gerçek değil.Yada kişisel olayları çarpıtıyorsun. Çünkü kars-Ardahan-Iğdır Türkiyenin örnek İlleridir, farklı etnikler yıllardan beri kardeşçe yaşadılar kız alıp verdiler kimsenin kimsyle bir sorunu olmadı. Bu hala böyle devam ederken son zamanlarda araya nifak sokarak bu huzuru bozmaya çalışıyorlar. Yani buraları bilmesem yaşamasam, ığdırda zulum var ığdır bir diyarbakır.bir hakkarı diyerek bizede yutturacaksın. Ama yine insaf diyorum.İNSAF.Hiç kimsenin bu ili böyle gösermeye hakkı yoktur.
  7. Yahu arkadaşım nasıl bir zihniyettirbu anlamak imkansız. Ne demek bu operasyonlarla terör tırmanıyor demek? Ne yapacak ordu? operasyon yapmasında pkk iyice konuşlansın bölgelerde güçlensin öylemi?Asker operasyon yapmasın pkk köylerde daha iyi propagadna yapsın öylemi. Ordumuz sınır dışında operasyon yapmıyor uçanşahin, ordumuz kendi topraklarımızdaki aslakları,virüsleri temizlemeye çalışıyor. Bu aslak ve virüsler vücudumuzda ki aslak ve virüs gibidir temizlemedikçe çoğalır kanser olur ve kanser olan yeri kesip atar. Aynı matığında koruculuk sişstemine karşı çıkmasıdır. Kime karşı koruyormuş diyorlar.Kime karşı olacak katil pkk ya karşı koruculuk sistemi yapılmıştır. pkk ya karşı kurulan bu sistemden rahatsız olanların zihniyeti açıkça belli olmuyormu? Bugünki oparasyonlara karşı olanlar gibi.
  8. Bu yazdığım anlaşıldımı acaba ?
  9. Öncelikle şunu söyleyeyim sizin türkiyeden ayrılmama samimiyetinize inanmıyorum.Şöyleki; fırsatınız ,gücünüz olsa ilk fırsatta ayrılacak olanların başında sizin gibi düşünceler gelir. Sakın yok demeyin,çünkü daha önceki iletinizde k ırak,barzani hakkaındaki düşüncelerinizi açıklamıştınız. Ayrıca bizim kadar refah ve barış içinde yaşamak istiyorsunuz ha. Gelin Ardahanda 1 yıl kalın bakalım nasıl refah içinde yaşayacaksınız.Barış içinde nasıl yaşanılır onuda öğrenmiş olursunuz ayrıca! Zenginlik içinde yaşadığımızı nerden çıkardın?Ardahanda göç hat safada iş yok para yok,imkan yok yol yok iz yok, devlet bize her 4 çocuk karşılığında para vermiyor,doğum parası vermiyor, her ay 100 tl elektirik 20 tl su parası vererek sırtımızdan boğazımızdan keserek ödüyoruz ! Özgürlükse şuna emin olunki siz bizdende özgürsünüz.Bu gün Türküm demek suç olurken,301 ile Türklüğe hakareti bile serbest saydılar. Sizin hangi özgürlüğünüzü kısıtladılar?benim olupta sizin olmayan özgürlüğünüz ne bülücük haricinde? İstabul-Adana-izmir gibi illere giderken vizemi alıyorsunuz,bu illerde iş yerimi açamıyorsunuz.Yoksa millet vekili,bakan,asker ,polismi olamıyorsunuz...Allahınızdan ne istiyorsunuz. Ben kürtlere hiç bir zaman karşı olmadım artık söyleme gereği bile duymuyorum defalarca söyledim , benim çevrem kürt hiçde sorunumuz yok, hatta en iyi dostlarımda kürt. Fakat bu kürtler ne pkk nede dtp yandaşıdır.Onların samimiyetine inanıyor ve güveniyorum onların sayesinde bu kardeşliğinde bozulmayacağına inanıyorum. Bu gün katil öcalaın yol haritasını kendine klavuz sayanların kardeşliğine inanmıyorum o kadar. Buna inanmamam kardeşliğe barışa karı olmam anlamına gelmez. Söylüyorum,madem kardeşlikten barıştan yanasınız bebek katiline katil deyin,terörist deyin,kürtleri temsil etmiyor deyin,teröristler şartsız gelip teslim olsun deyin,dtp pkk kürtlerin değil pkk nın sözcüsü deyin.(Diyebiliyorsanız) O zaman bende sizin barışınızı destekleyim.(ne barışıysa ,bizim kürtlerle küs olmadıkki barışalım, bizim sorunumuz pkk-dtp-barzani ve katil ile)
  10. Ya hemşo vallahi pes artık .Yazdıklarımı okumadınmı? Yine anlamazadan gelipte konuya politik yaklaşıp konuyu parçalara ayırarak başka yön vermeye çalışmayın.Yazdıklarım gayet açık şimdi tekrar yazacağım kalın harfleri okuyun yeterli. Sevgili mavi,Politika bölümünde; ''Yahu ben 1985 doğumluyum,çok da büyük değilim.Üzerimize sıkılan kurşunları,sabaha kadar süren çatışmaları,dakka başı patlayan silahları çok iyi hatırlıyorum;ben buna zulüm derim'' Diyen siz değilmisiniz sevgili mavi. Bu cümlerin ardından bende size ''Bende o bölgenin insanıyım'' ığdırda çatışmaların dakka başı patlayan mermilerin olmadığını söyledim ve Yazınızı okuyanda ığdırda hergün çatışma var cinayet var,köy sürgünü var sanacak. Diye yazdım. Sizde bu yazıma karşılık. Diyarbakır'da yaşanan olaylardan bahsediyorum.Bağlar'da evler basılıyordu,pencereden dışarıya bakanlara gelişigüzel silah sıkılıyordu.Çocuklar öldürülüyordu. Diye yazdınız. Daha sonra yine başka bir yazınızda ''Bir yıldır yaşadığım,beş yıldır tanıdığım bir kent Diyarbakır'' dediniz. Şimdi ise ığdırda bu zulmü gördüm diyorsunuz. Özetle: Anlayamadığım, önce ığdır dediniz ben ığdırda böyle şeyler olmadı dediğimde ise diyarbakırdan söz ediyorum dediniz.. fakat şimdi yine ığdırdan bahsettiğinizi söylediniz. Son olarak ığdır dediğiniz için ığdırı dikkate alarak,bende diyorumki ığdırda ne üzerimize kurşunlar sıkılıdı ne sabaha kadar çatışmalar sürdü nede dakka başı patlayan silahlarla sürülen köyler olmuştur. Bu yazıyı okuyup bize yardımcı olacak başka arkadaş yokmu ?yardım lütfen.Anladıysanız siz anlatmaya çalışın eğer sizde anlamadıysanız nereyi anlamadığınızı söyleyin farklı şekilde anlatmaya çalışayım. Yani kendimden şüphelenir oldum.
  11. Bu listeleri hangi 34 kriter e göre belirliyor ? Liste sırlamasının gerçekle hiç bir alakası yok...
  12. Şaka yapıyorsunuz sanırım Yazdıklarımı anlayan varmııııııııııııı?
  13. Bu yazdığım anlaşıldımı acaba ?
  14. Sevgili mavi,Politika bölümünde; ''Yahu ben 1985 doğumluyum,çok da büyük değilim.Üzerimize sıkılan kurşunları,sabaha kadar süren çatışmaları,dakka başı patlayan silahları çok iyi hatırlıyorum;ben buna zulüm derim'' Diyen siz değilmisiniz sevgili mavi.Bu cümlerein ardından bende size ''Bende o bölgenin insanıyım'' ığdırda çatışmaların dakka başı patlayan mermilerin olmadığını söyledim ve Yazınızı okuyanda ığdırda hergün çatışma var cinayet var,köy sürgünü var sanacak. Diye yazdım. Sizde bu yazıma karşılık. Diyarbakır'da yaşanan olaylardan bahsediyorum.Bağlar'da evler basılıyordu,pencereden dışarıya bakanlara gelişigüzel silah sıkılıyordu.Çocuklar öldürülüyordu. Diye yazdınız. YDaha sonra yine başka bir yazınızda ''Bir yıldır yaşadığım,beş yıldır tanıdığım bir kent Diyarbakır''dediniz. Şimdi ise ığdırda bu zulmü gördüm diyorsunuz. özetle: anlayamadığım, önce ığdır dediniz ben ığdırda böyle şeyler olmadı dediğimde ise diyarbakırdan söz ediyorum dediniz.. şimdi yine ığdırdan bahsettiğinizi söylediniz. Son olarak ığdır dediğiniz için ığdırı dikkate alarak,bende diyorumki ığdırda ne üzerimize kurşunlar sıkılıdı ne sabaha kadar çatışmalar sürdü nede dakka başı patlayan silahlarla sürülen köyler olmuştur. Doğru söylemiyorsunuz sevgili mavi çünkü bende o bölgenin insanıyım güvenlik güçleri tarafından kars-ardahan-ığdır illerinde hiç bir zaman ne şiddet nede zulüm yapılmıştır. İnsaf demekten başka diyemeyeceğim.. Umarım anlatabildim...Eğer anlatamadıysam anlayan yada anlamayn arkadaşlardan yardım bekliyorum.
  15. Sizin düşüncelerinizi biliyorum sevgili gelincik bu yorumu size karşı değil gösterdiğiniz kanun maddesine yazdım. Ayrıca bir terörist bir aylık hatta üç günlük bir zaman içerisinde serbest bırakılamaz. Ergenekonu savunduğumdan değil fakat, ergenekon adı altında kaç suçsuz insan tutuklandı, aylardır göz altına alındı üstelik hiç bir suçu olmadığı halde.Şimdi bu insanla dağdaki teröriste yapılan davranış size göre adilmi. Evet sevgili gelincik bu durumda Devletimiz acizdir,bu gün bütün insan hakları AB adına teröristlerin,hainlerin bölücülerin lehine çalışıyor. Vatana ihanet ve bölücülük içeren davaları takip etmek için insan haklarından gözlemci geliyor ve mahkemeyi takip ediyor dolayısıyla mahkemeyide etkilemiş oluyor. Aynı şekilde olan davaları örn ergenekon yada diğerleri gibi davalarında neden insan hakları gözlemcileri gelmiyor . Bununla beraber dtp ve pkk nın sözcüleri her fırsatta türklüğe hakaret ederken,çatışmalarda öldürülen teröriste devletin aracını tahsis ederken,kürdistan haritalı havuz yaptırırken ve pkk teröristlerine türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde belediye tarfından anıt mezarlar yaptırılırken aciz olmayıp da ne oluyor.
  16. kaplan-200

    PKK Katliam Kronolojisi

    PKK Katliam Kronolojisi29 October 2008 Tarihinde Eklendi 20-25 Ağustos 1982 tarihleri arasında Suriye-Şam’da yapılan PKK 2.kongresinde, kurulması planlanan demokratik bağımsız kürdistan devletinin silahlı bir mücadele sonucu inşa edilmesi fikri benimsenerek, 1983 yılından itibaren eğitim gören militanların eylem yapmak amacı ile yurtiçine gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Alınan bu karar sonrası, Filistinli teröristlerden gerilla taktikleri alan örgüt militanları öğrendikleri sözde gerilla taktiklerini Türkiye koşullarında uygulamak, üslenecekleri ilk alan olarak seçilen Botan kırsalını tanımak, Yöre halkı içerisinde güvendikleri köylerde dar komiteler kurmak, Küçük askeri hedefler seçerek keşiflerini yapmak, Bölgede yaşayan köylü gençlere propaganda yaparak kendi saflarını genişletmek amacıyla; Hedeflenen tarihten bir yıl sonra 1983 ‘de AGİT (K) Mahzun KORKMAZ isimli teröristin önderliğinde iki grup illegal yollardan Türkiye’ye gönderilmiş, ancak bu gruplar bir süre sonra geri dönmek zorunda kalarak tekrar K.Irak’a çekilmişlerdir. Örgüt tarafından yapılan değerlendirmede, Çoğunluğu üniversitede okuyan öğrenciler olması dolayısıyla halkın gelenek ve kültürüne yabancı olmaları, Vahşi doğa şartlarına ilk etapta alışamamaları (Genelde şehirde büyüyen insanlardan oluşması ), Yöre halkından çok az insanın gruplarda yer alması, Araziye yabancı olmaları, Yeterli lojistik ve cephaneleri olmaması gibi sebeplerden ötürü bu grupların başarıya ulaşamadığı ortaya çıkmıştır. PKK’nın Katliamları ve Kronolojisi · 18.08.1987 günü Siirt-Eruh-Bağgöze bucağı, Kılıçkaya köyü Çağlayan (Milan) mezrasına yapılan saldırıda (2)’si çocuk, toplam (25) vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. · 10.10.1987 günü Şırnak-Meşeiçi köyü Çobandere mezrasına yapılan silahlı saldırıda (13) vatandaşımızı katletmiştir. · 29.03.1988 Siirt-Eruh-Yağızoymak köyü civarında koyun otlatan çobanlardan (9)’u teröristler tarafından boğularak katledilmiştir. · 07.05.1988 günü Şırnak-Taraklı ve üç kardeşler mezrasına saldıran teröristler (5)’i kadın toplam (13) vatandaşımız katledilmiştir. · 02.05.1988 günü Hakkari-Uludere-Ortabağ köyüne yapılan silahlı saldırıda (6) vatandaşımız katledilmiştir. · 08.05.1988 günü Mardin, Nusaybin, Taşköy Balminin mezrasına saldıran teröristlerce (7)’si çocuk olmak üzere toplam (10) vatandaşımız katledilmiş, (3) vatandaşımızda yaralanmıştır. · 24.11.1989 günü Hakkari-Yüksekova İkiyaka köyü Aşağımolla Yasin Mahallesine yapılan silahlı saldırıda (28) vatandaşımız katledilmiş, (2) vatandaşımız da yaralanmıştır. · 25.12.1991 günü İstanbul-Bakırköy İstanbul Caddesi üzerinde terör örgütü PKK lehine sloganlar atarak kanunsuz gösteri yürüyüşü yapan (40-50) kişilik bir grup Egebank, Kit, Arçelik, Emlak Bankası, Çetinkaya Mağazalarına molotof kokteyl atmış, Çetinkaya Mağazası’nda çıkan yangın sonucu (3) erkek, (1) çocuk, (7) kadın toplam (11) vatandaşımız hayatını kaybetmiş, (14) vatandaşımız yaralanmış, olayla ilgili olarak (47) kişi yakalanmıştır. · 21.03.1992 günü Şırnak-Cizre ilçe merkezinde toplanan bir grup, PKK lehinde slogan atarak yürüyüşe geçtiği sırada Cizre’nin Güneydoğusundaki Saklan deresi istikametinden 1000-1500 kişilik PKK bayraklı bir grupta Cizre ilçesine doğru yürüyüşe geçmiş, ilçe merkezinde topluluk içerisinden Güvenlik Kuvvetlerine ateş açılmış, çıkan olayda (13) vatandaşımız katledilmiş, (26) sivil de yaralanmıştır. · 12.02.1994 günü İstanbul-Tuzla istasyonunda tren beklerken çöp bidonuna PKK terör örgütü mensuplarınca yerleştirilen bombanın patlaması sonucu (5) askeri öğrenci hayatını kaybetmiş, (16) askeri öğrenci ve (11) er yaralanmıştır. · 04.05.1995 günü İstanbul, Küçükçekmece Cennet Mahallesi, Hürriyet Caddesi üzerinde bulunan Nazlı Giyim Mağazasına kimliği teröristlerce molotof kokteyl atılmış, çıkan yangında (3) vatandaşımız ölmüş, (1) kişi de yaralanmıştır. · 22.06.1996 günü Diyarbakır-Elazığ karayolu üzerinde bulunan Altındağ dinlenme tesislerine teröristler tarafından yapılan silahlı saldırı sonucu, (1) Uzman Çavuş, (1) Polis Memuru şehit olmuş, (6) vatandaşımız hayatını kaybetmiş, (1) Polis Memuru ile (11) vatandaşımız yaralanmıştır. · 09.07.1998 günü İstanbul-Eminönü-tarihi Mısır Çarsında bulunan ÜNLÜOĞLU büfesine teröristlerce konulan bombanın infilak etmesi sonucu (7) vatandaşımız hayatını kaybetmiş, (3) Alman, (3) Fransız, (2) Norveç ve (2) de Irak olmak üzere toplam (10) yabancı uyruklu ile (111) vatandaşımız yaralanmıştır. · 13.03.1999 günü 16.30 sıralarında İstanbul-Kadıköy-Fahrettin Kerim Gökay Caddesinde bulunan İbrahim TAŞLI’ya ait 5 katlı Mavi Çarşı işhanına bir grup terörist tarafından molotof kokteyli atılması sonucu çıkan yangından ve duman zehirlenmelerinden dolayı (10)’u Kadın, (2)’si Erkek, (1) hastanede olmak üzere toplam (13) vatandaşımız hayatını kaybetmiş, (2)’si kadın (5) vatandaşımız da yaralanmıştır. Olayın failleri güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlar sonucunda yakalanmıştır. · 01.07.1999 günü saat 21.40 sıralarında Elazığ-Merkez-Yenimahalle-Muharrem Çorbacıoğlu Sokakta bulunan Poyraz Kıraathanesine, PKK terör örgütü mensuplarınca yapılan silahlı saldırı sonucu (4) vatandaşımız ölmüş, (5) vatandaşımız yaralanmış, olayda yaralanan (1) Polis Memuru daha sonra 07.07.1999 günü şehit olmuştur. Olayda (1)’i kadın (2) terörist ise ölü olarak ele geçirilmiştir. Teröristlere ait (2) uzun namlulu silah ve (1) bomba (4) şarjör, (58) mermi ele geçirilmiştir. Bu haberi paylaşın lütfen.
  17. . Yıllarca dağda kalmış birçok eyleme katılmış birçok insanın kanına girmiş bebek katillerinin Teslim olmaktan başka çaresi kalmayınca mecburen güvenlik güçlerine gelerek ben pişman oldum, bunca yıl dağda kalmama rağmen her hangi bir olaya karışmadım diyerek serbest bırakılıyor. Böyle bir yasa varken aklı başında olan biri ben bu kadar eylem yaptım bu kadar adam öldürdüm diyebilirmi. Siz hala hayata pembe gözlükle bakmaya devam edin. 2005 yılından bu yana 295 terörist aftan yararlanarak serbest bırakıldı Bunların yarısından çoğu tekrar dağa çıkarak asker ile girdiği çatışmalarda öldürüldü. PKK terörünün teslim olan teröristleri serbest bırakacağını düşünebiliyor musunuz? Daha önce teslim olup öten teröristler örgüt peşimizi bırakmazlar mutlaka bizi öldürür diyordu. Yani, bu teröristler kendi akıbetlerini biliyor bu virüsü kaptıktan sonra temizlemesin ne kadar zor ve imkânsız olduğunun farkındadır. Dağdaki teröristleri topluma kazandıracaklarmış. Dağdaki teröristleri topluma kazandıracaklarını söylüyorlar ama tek suçu vatanını sevmek olan bedelini canıyla ödeyen, vergisini, elektriğini, suyuna kadar zamanında ödeyen masum vatandaşı ise toplum dışına itiliyor. Eve dönüş yasasıyla bu teröristlere ne kıyaklar geçiliyor. İsteyene devlet tarafından estetik ameliyatı bile yaptırılacak diyor. Vatana ihanet etmeyenler bu ekonomide işsizlik ve parasızlıktan bunalım geçirip intihar ederken, teröristlere İş bulunacak, eğitilecek, ne isterlerse verilecek… Öyle ya onları toprak altında yatan 40 bin insan terörist yaptı! Onlar masum! Hiç mi hiç suçları yok! Anaların ak sütü gibi tertemiz çocuklar! Bu dünyayı garanti ettiniz, oldum olası ahiret için de bir şeyler yaptırın bari… Bu teröristlerin serbest bırakılmasının sebebi ebetteki TCK 221. maddesidir. Bizim sitemimizde bunadır zaten. Kim ben adam öldürdüm eylem yaptım diyecek. Böylesine saçma kanunları kendilerine göre yorumlamakta vicdan işidir. O nedenle Allah’a havale ediyorum bu hacı hoca geçinenleri.
  18. Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü PKK'ya ait kamplardan kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan 2 terörist serbest bırakıldı. Edinilen bilgiye göre, Irak'ın kuzeyindeki terör örgütünün kamplarından kaçarak Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim olan 2 terör örgütü üyesiyle ilgili soruşturma dosyası, Silopi Cumhuriyet Başsavcılığınca Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Savcısına gönderildi. Burada yapılan incelemenin ardından ''etkin pişmanlık'' hükümlerinden yararlandırılan 2 terör örgütü üyesi salıverildi. AA Daha dün verdiğimiz dört şehidin kanı kurumadı.hacı hoca ayağına yatarsınız Allahınızdan bulun dilerim aleme ibret olursunuz. Beddua etmekten başka birşey gelmiyor elimden. Düşüncelerimi yazsam foruma uygun olmayacak yazmasam olmayacak. ''Kandile gönüllüler''Kervanına vicdanı olan herkesi bekliyorum.
  19. CHP nin KILIÇTAROĞLU Tuncelili ve kürt değilmi?Buna ne diyeceksiniz.ve diğer partilerdeki kürt vekillerin aldıkları oylardan haberin varmı onları nereye koyacaksınız?
  20. Ndemek sözüm size değildi ! yazdığınız yazılar bu forumda herkesi ilgilendirir.
  21. siz 11 yaşına kadarken ığdırda çatışmalar ve köy baskınları vardı hergün bombalar patlıyordu öylemi? Ben ığdırı çok iyi bilirim,size ığdırda böyle olayların olmadığını söylediğimde siz,diyarbakırdan bahsediyorum dediniz.Oysa şimdi 11 yaşına kadar ığdırda çatışmaların olduğunu söylüyorsun. http://www.turkish-media.com/forum/topic/172451-acilim-ve-sonrasi/page__st__75 Bakın yukarıdaki adrese sizin yazınız. ''Yazınızı okuyanda ığdırda hergün çatışma var cinayet var,köy sürgünü var sanacak.''dediğimde verdiğiniz cevap Diyarbakır'da yaşanan olaylardan bahsediyorum.Bağlar'da evler basılıyordu,pencereden dışarıya bakanlara gelişigüzel silah sıkılıyordu.Çocuklar öldürülüyordu. Mardin'de kalkan edilen çocuk! sırtından vuruldu.11 yaşında ki çocuğa 13 kurşun sıkıldı.Ve onu öldürenler şimdi masum! Hukuk buydu işte... PKK tarafından insanlar ölrürüldü,öldürülen PKK'lılar vardı...doğru,doğru,doğru...Buyrun size bir doğru daha;orada insanlar sadece orada olduğu için öldürüldü. Güvenlik için boşaltılan köylerin ahalisi;şimdi çoğunluğu Diyarbakır'ın Seyrantepe bölgesinde devlet eliyle gelen yıkımından aldığı nasiple,birer canlı bombaya dönüşüyor.Evini yakanlar,şimdi nerde? Iğdır'dan bahsetmiyorum ben,ki Iğdır bu tür şiddet olayların en az yaşandığı yer(şiddetin en azı hala dün gibi hafızamda)Kişi ve basit hesapları da yazmıyorum;gelenekselleşen hukusuzluklar ve yanlış olan politikalar benim konum. Senaryo değil bunlar,bizim varlığımız kadar gerçek...Yasaklanan ve ayıplanan dili yazmıyorum zaten;sağduyunun egemen olduğu bir yarında konuşulacak yine tüm bunlar. Ayrıca ben son dört yıldır Gündem gazetesini elime dahi almadım,ama yarın sizin için özellikle bakacağım. Bunu yazanda sizsiniz... Şimdi ise ''Ben on onbir yaşına kadar şiddettin hemen içindeydim.Dediğiniz olayı Iğdır'da yaşadım.'' diyorsunuz. Ben hala birşey anlamadım...iftarımıda yaptım ama yine anlamadım.Kusura bakmayın. Haa birde diyarbakırda 2004 yolında güvenlik güçlerinin 14 çocuğu öldürdüğünü idda ettğiniz olayı biraz açarmısınız ,nerede ne hangi ne sebeple öldürüldü ben böyle 14 gencin öldürüldüğünü duymadım,hiçbir heberede rastlamadım. Lütfen politik cevap olmasın.
  22. Sn mavi diyarbakırda öldürülen 14 çocuğun hakkınadaki konuyu biraz açarmısınız. Ayrıca sizin çok büyük olmadığınız dönemde üzerinizden sıkılan kurşun,sabaha kadar süren çatışma ve dakka başı patlayan silahler neredeydi. Diyarbakırmı ığdırmı? Daha önceki yazınızda siz ığdırda doğup büyüdüğünüzü ,Diyerbakırı ise 5 yıldır tanıdığınızı 1 yıl kadığınızı yazmıştınız. Ben ığdırda böye bir olayların olmadığını söylediğimde ise ığdır değil Diyarbakırdan bahsettiğinizi yazdınız ... Bu konuyu biraz aöçarmısınız benim kafam karıştı sanırım anlayamadım. oruçlu olmamadnmıdır nedir anlayamadım !
  23. Bunun cevabını merakla bekliyorum sevgili mavi.
  24. Bende iyi bilirim .Yapmazlar demeyelimde, yapacak olanlar var fakat yapamazlar. Sanırım siz, hak arayan ortalığı yağmalayan gurubun içerisine düşmüş olan bir sivil polisi nasıl linç ettiklerini adamı resmen çiğ-çiğ yediklerini görmediniz. Ayrıca sizin çocukluğunuz döneminde üzerinizden mermiler geçmişti bu dönem diyarbakırdamı yoksa ığdırdamı olmuştu ? Daha önceki iletide yazmıştım cevap vermemiştiniz,bende merak ettim hala bekliyorum.
  25. Her fırsatta pkk yı temize çıkarma çabasına giriyorsunuz. Geçenlerde patlayan mayın olayında sonuca bakarsanız cevabınıda görürsünüz.Böylesine büyük bir hata yapan bir insanın nasıl davranmasını bekliyordunuz? Olaydan sonra, yaralı ve şehitler hastaneye kaldırıldığında sıcağına yapılacak haberde pkk mayınlarının olduğunu gösterecektir.Olay sonrasında ise gerçekler sonunda ortaya çıktı/çıkacaktırda. Sanki patlayan onca mayınlardan pkk nın haberi yokmuş gibi hava yaratmaya çalışıyorsunuz.30 yıldır pkk nın nasıl bir kanlı örgüt olduğu,bebek-çocuk demeden insanları katlettiğinini biliyoruz. Ayrıca ; Ne kurum nede bir başkası böylesine cahilce bir cezayı haklı görüyor o nedenle TSK iç hizmet ve ceza kanunlarının tekrardan gözden geçirilmesi gerekir. her ne kadar iç hizmette bu tür cezaların verilemeyeceği konusunda olsada,iyi bir yönetici,iyi bir lider olayan birine böylesine yetki verilirse bu durumun buraya gelmesine sebep olur... Askerin eline pimi çekilmiş el bombası veren teğmene ,verilmesi gereken cezanın en büyüğünün verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu örtbas edilecek bir konu değildir,elbette bu olaylar örtbas edilmemeli ,çünkü edilemez zaten.Olayın bir çok şahidi olan diğer askerler var kimsede yanlış haber yapılyor diyemez.Eğer örtbas gibi durumların olabileceği düşünülürse bu örtbaslar diğer olaylarında arkasını getireceği gibi pkk ve yandaşlarınada zemin hazırlıyor olup düşmanı sevindirerek orduyu yıpratmaya güvensiz göstemeye çalışanlara fırsat vermiş oluyor.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.