Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

anatolien

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2
  • Katılım

  • Son Ziyaret

İletiler gönderen: anatolien

  1. Avrupa değil mi?! Laikliği bizden öğrenmediler mi? Mesela Osmanlı dönemlerinde tabiki laik değildik -sanki avrupa o dönemler laik miydi? tabiki hayır. laiklik kavramı o zaman yoktu zaten- ve Atatürk geldi herşey düzeldi, laiklik kavramını O oluşturdu, ve Osmanlıdan eser kalmadı, şimdi avrupa kalkmış bizi eleştiriyor, laikliği bizden öğrenmediler mi???

     

    Dini sorunlar olmasını ben de hiç istemem ama din olduğu sürece her ülkede bu tür sorunlar olacaktır. Fakat Türkiye'deki dini meseleler, Avrupanın ''Türkiye laik değildir'' diyeceği şekilde asla değildir. Sürekli bizi eleştirme içerisinde olan bir Avrupa var zaten ve sürekli de olacaktır. Çünkü asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı hristiyanların hücrelerine sinmiştir. Selçuklular Anadolu'yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler. Bizden nefret etmeleri ve eleştirmeleri içinde yeterince sebepleri var kendilerince...

     

    Tabi benim düşüncelerim bunlar, katılmayabilirsin. Düşüce ayrılıkları insanlar oldukça her zaman var olacaktır..!

     

    Saygılar..

    Sanırım konuyu biraz daha ayrıntılı ele almakta yarar var. Bu aynı zamanda bizi kısır yüzeysel polemiklerden kurtarır.

    Günümüzde birçok laik ülke,kuşkusuz laisizmden uzaklaşma anlamına gelerek,halkı din siyasetiyle kontrol etmeye yönelmişlerdir.En laik burjuva demokrasilerinin başında gelen Fransa,örneğin müslümangöçmenleri kontrol etme ve radikal islam türü ynelimlerden uzak tutma amacıyla,devlet denetiminde fransız islamını oluşturma çabasındadır ve bunu,Fransız islam örgütleri birliği vasıtasıyla yapmaktadır.Atatürk Türkiyesinin Laisizmi,özel bir evlet dini oluşturmasına rağmen yin de laisizmin ileri örnekleri arasındadır yani bir yönüyle katı bir jakoben tavrı vardır.Ancak demokrat parti dönemiyle birlikte bu olgu gericilik lehine bir sürece evrimliştir.

    Zamanla dinci güçlerin önü açılmış dinci-kemalist jakoben laik ikilemi günümüze değin süren bir siyasal çatışmaya dönüşmüştür.

    Günümüzde ise,12 eylülle başlatılan amerikan ılımlı isamında ifadesini bulan yeni din siyasetinde din ile devletin ayrılığı ilkesinden söz etmek artık imkansızlaşmıştır.Bu durumda laisizm yerini "laikçiliğe" bırakmıştır.Bu laikçi devlet anlayışı allahla kul arasına girmekte,taraf olmakta,dayatmada bulunmada,yerine ikame ettiği yeni dünyevi dini Amerikan stratejisine bağlanarak halkın inanç ve duygularını istismara dayalı bir yapı oluşturmaktadır.

    Oysa gerçek laisizm,dinsel inançları ya da inançsızlığı bakımından isteyen istediği gibi yaşayıp davranabilmeli.Laik devlet,din işlerini yönetmek ve dinse alanı düzenlemek için kurumlara ihtiyaç duymaz. laisizmde Diyanet gibi kurumlara,maaşları devletçe ödenen din görevlerine yer yoktur.toplumun dincileştirilmesi,helal gıda,zorunlu din dersi gibi örnekler ise vardığıız noktayı iyi özetliyor sanırım...

  2. Yazdığını tam olarak anlayamadım ama anladığım kadarıyla cevap vermek istiyorum bu konuda. Fakat biraz kırıcı bir cevap olabilir. Ben derim ki; Tabi ki en laik Türkiye!!! Avrupa'da PAPA var, ve Avrupa'nın siyaseti Papa'nın bir lafıyla bile değişiyor. Bizdeyse böyle bir şey yok! Ne olursa olsun bütün kararları halkın önderliğinde siyasiler verir! Şimdi sen söyle bana sence laik değil miyiz????

     

    Sanırım iki yanlış algılamayı birden düzeltmem gerek;Birincisi Aurel'in sözlerinin yanlış anlaşılması;diğeri bir yanlış algılamanın üzerine bina edilen sakat laiklik anlayışı...

    Aurel,belliki ,Avrupa'nın gerçekte laik olmadığını vurgulamış.Türkiye'deki "laik" sistemin bizden çokta fazla farklı bir yapıda olmadığını ifade etmeye çalışmış. hatta sezinlediğim kadarıyla Türkiye'deki laik istemin bazı yönleriyle ilkesel olarak polonya gibi ülkelere nazaran örnek teşkil edebiliceğini ima etmiş

    Ancak,öznel duygulardan ve resmi söylemden etkilenmiş yanılsamalardan sıyrılıp laiklik olgusuna daha nesnel bakabilirsek eğer,Türkiye'de gerçek anlamda bir laik yapıdan bahsedemeyiz.Herşeyden önce laik devlet toplumdaki farklı mezhep inanışlarına karşı tarafsız bir konumda olmalı,bir mezhebi ölçü kabul edip onun ekonomik ve ideolojik yapılanması ve örgütlenmesinde rol oynamamalı. Türkiye devleti sözde laik, gerçekte sünni anlayışın egemen kılındığı bir olguyu görmezden gelemeyiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.