Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

zeyynepp

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    4.469
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    1

zeyynepp tarafından postalanan herşey

  1. dinlenmeye ihtiyacı var hem de çokk
  2. kim çalarsa çalsında koca bi paket çikolatayla gelsin
  3. zeyynepp

    İLKYARDIM

    SICAĞA VE SOĞUĞA MARUZ KALMA Normal vücut ısısı 36 - 37 °C dir. Bu ısı, karmaşık mekanizmalarla sabit tutulmaya çalışılır. Normalde, vücudun ısı düzenleyici mekanizmaları iyi çalışır ve organizma (vücut) belirli ısı değişikliklerini oldukça iyi tolere edebilir. Ancak, organizma başa çıkabileceğinden fazla sıcağa maruz kalırsa hastalıklar oluşabilir : sıcak krampları, sıcak bitkinliği ve sıcak çarpması gibi. Ya da tam tersi, başa çıkabileceğinden düşük ısıya maruz kalırsa yine sorunlar ortaya çıkacaktır : kısmi veya tam donma gibi. SICAK KRAMPLARI : Aşırı egzersizden sonra, genellikle, bacak kaslarında görülen ağrılı kas spazmlarıdır. İlkyardım: * Kişi gölgelik ve/veya serin bir yere alınır, * Hasta yatırılarak (veya oturtulabilir de) kramp geçene kadar kasları dinlendirilir. Özellikle sporcuların tekrar antremana başlayabilmeleri için en az 12 saat dinlenmeleri gerekir. * Su (veya dengeli elektrolit solüsyonu; limonata, ayran vb) içirilebilir. Sıcak krampında vücutta yeterli elektrolit vardır, ancak kramp nedeniyle dengeli dağılımı engellenmiştir o nedenle bol sıvı içmenin yanı sıra dinlenme çok önemlidir. * Tedavi edilmezse sıcak bitkinliğine dönüşebilir. SICAK BİTKİNLİĞİ (yorgunluğu; baygınlığı) : En sık görülen sıcak acillerindendir. Aşırı terleme nedeniyle, aşırı sıvı-elektrolit (su - tuz) kaybı ortaya çıkar. Bunun sonucunda ise aşağıdaki belirtiler görülür : - Aşırı terleme sonucu cilt soğuk ve nemlidir, - Baş dönmesi, bayılma hissi olabilir, - Nabız hızlı ve zayıftır, - Vücut ısısı artmıştır, ancak 39°C üstüne çıkmaz. İlkyardım: * Kişi serin ve/veya gölgelik bir yere alınır, fazla giysileri çıkartılır, * Bilinci yerindeyse (kendi içebilecek durumdaysa); su, ayran gibi içecekler içirilir (1 litre kadar). ASLA ALKOLLÜ İÇKİ İÇİRİLMEZ ! * Durumu düzelmiyorsa veya daha kötüleşiyorsa hemen hastaneye götürülür. * Tedavi edilmezse sıcak çarpması gelişir. SICAK ÇARPMASI : Vücut başa çıkabileceğinden çok fazla ısıya maruz kalmışsa, vücut ısısı, hızla, doku hasarına yol açan düzeye yükselir ve ölümle sonuçlanabilir. Sıcak çarpmasına yol açabilecek sebepler : kapalı-kötü havalanan-nemli ortamlarda aşırı fiziksel aktivite yapmak, sıcak hava dalgaları esnasında havalandırma sistemleri bulunmayan veya havalandırılmayan binalarda yaşamak (özellikle yaşlılar, bebekler, kalp veya kronik hastalığı olan kişiler risk altındadır), sıcak yaz gününde çocukları kilitli arabada bırakmak, aşırı sıcak ve nem ortamı yükselmiş havalarda dışarıda spor veya ağır iş yapmak. Havadaki nem oranı % 70 in üzerine çıktığında, ortam neme doyduğundan terleme olmayacağı için, vücuttan ısı kaybı gerçekleşemez dolayısıyla vücut ısısı artar, cilt ısıyı atamadığı için sıcak, kuru ve kızarıktır. Belirtileri : - Vücut ısısı hızla yükselir, 39° C üzerindedir, - Cilt kuru, sıcak ve kızarıktır, - Kişinin çevreye olan ilgisi hızla azalır, bilinç kaybı gelişir, - Nabız yavaşlar ve zayıftır,( kan basıncı düşer ), İlkyardım: * Vücut 39°C’ ye kadar hızla soğutulur, 39°C’ den sonra yavaş soğutulur. Hızlı soğutmada iki soğutma yöntemi bir arada kullanılır : 1- Vücut ıslak çarşafla sarılır veya normal musluk suyu ile ıslatılır, 2- Varsa vantilatör açılır ya da kapı pencere açılarak cereyan sağlanır. Yavaş soğutmada bu iki uygulamadan sadece biri kullanılır. * Bilinci yerindeyse, içecek bir şeyler verilir ( kesinlikle alkolsüz içecek olmalıdır) . * Kişi hemen soğutma işlemine başlanarak hastaneye götürülmelidir, aksi halde ölümle sonuçlanabilir. ÖNEMLİ: * Vücut ısısını düşürmek üzere vücuda doğrudan BUZ UYGULANMAZ ! Ya musluk suyuyla duş aldırılır, ya da vücut musluk suyu ile silinir. * Yarı yarıya sulandırılmış sirkeli su ile vücudun silinmesi, özellikle çocuklarda ve yetişkinlerdeki ateş yükselmelerinde rahatlıkla kullanılabilecek soğutma yöntemidir. SOĞUĞA MARUZ KALMA Vücudun bir kısmı veya tümü soğuğa maruz kalabilir. 0°C veya altındaki soğuk, nem ve rüzgardan vücut etkilenir. Birkaç saat içinde soğuk yarası denilen yaralar oluşabilir. Soğuğun derecesi ve maruz kalınan süre yaranın şiddetini belirler. Belirtiler: - Organda hareket azalması, uyuşukluk, - Şişme, morarma, ağrı, - Büller (yanıklarda görülen su toplanması) ve yaralar. İlkyardım: * Ilık uygulama yapılır, organ ılık -soğuk arası su olan kaba daldırılır ve alıştıkça biraz daha sıcak su ilave edilerek yavaş yavaş ısıtılır. Ya da giysilerle örtülerle sarılarak ısınması sağlanır. ORGAN DOĞRUDAN SICAĞA TUTULMAZ !!! (Sıcak sobaya tutmak gibi) * Büller patlatılmaz, yaralar steril kuru pansumanla kapatılır. DONMA : Genel olarak vücudun tümüyle soğuğa maruz kalması sonucu oluşur. Dokular, soğuğun etkisiyle yeterince kanlanamadığı, dolayısıyla da beslenemediği için sorunlar ortaya çıkar. Soğuğun şiddeti, maruz kalınan süre, giysi ve beden direncine bağlı olarak değişik belirtiler görülebilir. Belirtiler: - Başlangıçta deride pürüzlenme, kılların dikleşmesi, karıncalanma ve sızlamalar, - Deride solukluk ve soğukluk, - His kaybı, - Aşırı bitkinlik, uyuşukluk, uyku hali, uykunun derinleşmesi ve katılaşma olabilir İlkyardım : * Donmayı önlemek üzere şeker içeriği fazla, sıcak şeyler yedirilir veya içirilir (çikolata, pekmez, çay, çorba vs). * Giysiler giydirilir veya üstü kalın örtülerle örtülür; ıslak giysileri kuru giysilerle değiştirilir. * Kişi uyutulmaz, mümkün olduğunca aktif ya da pasif hareket yaptırılır. * Kişi ılık bir ortama alınarak, ortam ısısı yavaş yavaş yükseltilir. ASLA YAPILMAYACAKLAR : * Donmuş kişi doğrudan sıcak ortama, soba yanına alınmaz * Karla ovulmaz, istenirse hafif yüzeysel, dairesel masaj yapılabilirse de önerilmez * Uyutulmaz * Alkollü içecek verilmez sağlıklı günler
  4. zeyynepp

    İLKYARDIM

    YANIKLAR Yanık Nedir? Isı, ışın, elektrik veya kimyasal maddelere maruz kalma sonucunda deri ve derialtı dokularda meydana gelen bir çeşit yaralanmadır. Yanıkların değerlendirilmesi :yanıkların şiddetini 5 ETKEN belirler. 1-Derinlik 1. derece yanıklar: Derinin sadece en üst tabakasının zedelendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik ve ağrı görülür. Örnek: güneş yanıkları. 2. derece yanıklar: Derinin üst ve değişen oranlarda alt kısmının etkilendiği yanıklardır. Kızarıklık, gerginlik, ağrı ve su toplanması (bül) ile karakterizedir. 3. derece yanıklar: Tüm deriyi kapsayan; derialtı dokularına, derin dokulara ve hatta kemiklere kadar ulaşan yanıklardır. Deri kuru kayış gibi olabilir veya renk değişikliği görülebilir (kömür gibi, beyaz veya kahverengi olabilir ). Şiddetli yanıklarda, yüzeysel sinir uçları ve kan damarları zedeleneceğinden yanık alanda his kaybı olabilir, buna karşın çevredeki daha az yanmış olan doku aşırı ağrılı olabilir. 2- Yüzey miktarı : Dokuzlar kuralı ile belirlenir. 3- Kritik alanların yanması : Eller ayaklar, yüz ve cinsel organlar. 4- Hastanın yaşı : Çok genç veya çok yaşlı olma. 5- Hastanın genel sağlık durumu : Diğer yaralanmalar veya hastalıklar (diabet, kalp, kronik böbrek hastalığı vb gibi). HAFİF YANIKLAR: Vücut yüzeyinin, % 2 sinden az olan 3. derece yanıklardır. % 15 inden az olan 2. derece yanıklardır. ORTA ŞİDDETLİ YANIKLAR Erişkinlerde vücut yüzeyinin, % 2-10 u arasındaki 3. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç) % 15-25 i arasındaki 2. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç) % 50-75 i arasındaki 1. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç) Çocuklarda vücut yüzeyinin, % 10-20 si arasındaki 2. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç) Bebeklerde, tüm 1. derece yanıklar (el, ayak, yüz, cinsel organ hariç) ŞİDDETLİ YANIKLAR Erişkinlerde vücut yüzeyinin, % 10 undan fazla olan 3. derece yanıklar ve 3. derece el, ayak, yüz, cinsel organ yanıkları. % 25 inden fazla olan 2. derece yanıklar. Çocuklarda vücut yüzeyinin % 20 sinden fazla olan 1. derece yanıklar Bebeklerde, tüm 3. derece yanıklar. YANIK ÇEŞİTLERİ Isı Yanıkları Yaş ısı (buhar, her türlü kaynayan sıvı -su, yağ) ve kuru ısı (sıcak metaller, ütü, alev, güneş) ile meydana gelirler. İlkyardım: Yanma sürecini sona erdirerek daha fazla yaralanmayı önlemek gerekir ; alevi söndürmek, kızgın metali uzaklaştırmak, yaş ısıya maruz kalmış giysileri çıkarmak vb gibi. (DİKKAT: alev yanığında sentetik giysiler deriye yapışmışsa dokunulmaz; kaynar sıvı yanığında eğer olayın üzerinden zaman geçmişse giysiler soğuk suya tutulmadan önce çıkarılmaz aksi halde yapışan deride çıkar) 1. derece yanıklarda * ASLA yoğurt, salça, diş macunu, zeytinyağı vb. şeyler sürülmez ! * En az 10 dakika soğuk suya tutulur. * Gerginliği azaltmak üzere yağlı krem veya ağrısını almak ve gerginliği azaltmak üzere yanık merhemi sürülebilir. * Geniş yanıklarda, kişi kendi içebilecek durumdaysa bol sıvı içirilir. 2. derece yanıklarda tedavi 1. derece yanıklarla aynıdır. İlave olarak; büller ASLA PATLATILMAZ ! Gerekiyorsa hastaneye götürülerek steril koşullarda pansuman yaptırılır. Eğer bül geniş bir alanı kapsıyorsa, üstteki deri ASLA SOYULMAZ ! Eğer patlamışsa, o zaman içindeki sıvı boşaldıktan sonra o kısım antiseptikle silinip üzeri steril gazlı bez ile kapatılıp sargı beziyle sarılır. Zira flaster yanıklı dokuyu zedeleyebilir. 3. derece yanıklarda hastanın mutlaka bir yanık merkezine veya hastaneye götürülmesi gerekir. Hasta bilinçli (kendi içebilecek durumda) ise bol sıvı içirilir. ALKOLLÜ ve ASİTLİ içecekler İÇİRİLMEZ! * Açık yanık yarası hava ile temas ettiği sürece ağrıya neden olacağından, yaranın hemen hava ile teması kesilmelidir, bunun için yara nemli steril gazlı bez ile kapatılır. Böylece enfeksiyondan da korunmuş olur. Kızgın madde sıçraması Kızgın yağ, katran, zift gibi maddeler vücuda sıçradığında, yakıcı etkileri soğuyana kadar devam eder. Bu nedenle bunların sıçradığı kol ya da bacak hemen soğuk su içerisine sokularak uzun süre bekletilmelidir. YANGINDAN VE YANMAKTAN KURTARMA Alev nedeniyle yanan kişi ayakta durursa oluşan gazlar ve dumanlar kolaylıkla solunum yollarına gider, saçlar tutuşur. Tutuşan bir kişinin hemen yere yatırılması ve kendi çevresinde yuvarlanması sağlanmadır. Bu yangının sönmesini sağlayacaktır. Alevler çoğu kez bu şekilde ya da kişinin hemen bir battaniye ya da halıya sarılmasıyla söndürülebilir. Alevler söner sönmez yanan elbiselerin hepsinin hızla çıkartılması gerekir. Çıkartırken sıyırarak çıkartılmamalı gerekirse kesilerek çıkartılmalıdır. Sıyırarak çıkartılmaya çalışırken alttaki yanık doku daha fazla zedelenir ve zarar görür. Yanan bölgeye beş dakika içerisinde soğuk su ya da soğuk uygulayarak yanma derecesi ve aşırı ağrı engellenebilir. Ayrıca geniş ve derin yanıklarda tetanoz aşısı yaptırmakta yarar vardır. Kimyasal Yanıklar Kuvvetli asit veya bazlarla meydana gelir. Çoğunlukla endüstri, laboratuar veya fabrikalarda görülür. Sadece kimyasal maddeler değil onların oluşturduğu gazlar ve buharlar da kimyasal yanıklara (özellikle solunum yolunda) neden olurlar. Bu gibi iş yerlerinde normalde gerekli önlemlerin alınmış, kişilerin eğitilmiş olması gerekir. Bu kişilerin yönlendirmeleri ile yardımcı olunması, ilk yardımcının kendisini koruması açısından önemlidir. ilkyardım · Kendinizi korumayı sakın ihmal etmeyin. · Hastanın kimyasal madde ile teması kesilmelidir. Kimyasal madde; KURU (TOZ) ise: Toz kimyasal madde, önce bir fırça veya kuru bezle (en doğrusu elektrik süpürgesi ile) iyice vücuttan uzaklaştırılır, ondan sonra bol akan su ile yıkanır. Öncelikle fırçalamanın nedeni: toz halindeki kimyasal madde su ile karşılaştığında aktive olarak ciddi yanıklara yol açmaktadır. SIVI ise: Hemen etkilenen bölgedeki giysiler çıkarılır ve etkilenen alan basınçlı su ile en az 10 dakika (ağrı dinene kadar) yıkanır. · Açık yanık yarası oluşmuşsa, hemen steril gazlı bezle kapatılıp hastaneye götürülür. Elektrik Yanıkları Elektrik yanıkları, düşük veya yüksek voltajlı akımla temas sonucu meydana gelir : 0.9 - 1 mA etkisizdir 1 -10 mA hafif etkilenme/ağrı 10 -30 mA kol ve/veya bacakta kuvvet azalması 30 -75 mA solunum durması 75mA - 4 A kalp ritminde bozulma veya kalp durması 4 A ve üstü, kalp durması ve ölüm nedeni olabilir. Ev aletleri yeterince ciddi yanıklara yol açabiliyorsa da, ciddi yanıklar genellikleyüksek voltajın bulunduğu fabrika ve yüksek gerilim hatlarında çalışanlarda görülmektedir. Elektriğin yanığa neden olabilmesi için, bir noktadan vücuda girip başka bir noktadan çıkması gerekir. Elektrik yanıkları sonucunda 2 önemli tehlike vardır: Doku hasarı, dıştan görülen kısmın küçüklüğünün tersine iç kısımda (derin dokularda) çok fazla olabilir. Giriş yarası küçük ama çıkış yarası tam tersine çok geniş ve derin olabilir. Yüksek voltajlı elektrik enerjisi kasları ve deriyi, organ amputasyonu gerektirecek ölçüde harap edebilir. Yanığa ilaveten (birkaç saat sonrasında bile) kalp durabilir. o nedenle yüksek voltajlı akıma kapılmış kişi mutlaka hastaneye götürülmelidir. Akıma kapılmış kişiye DOKUNULMAZ ! Öncelikle akım kesilir, bunun için şalter indirilir veya eski tip sigorta ise tamamen çıkartılır (gevşetilip bırakılmaz!). Eğer sigorta ve şaltere ulaşma olanağı yoksa o zaman, yalıtkan bir madde ile (kuru tahta, lastik, plastik gibi) kişi elektrik kaynağından, ya da elektrik kaynağı (kablo vb ) kişiden uzaklaştırılır. Aksi halde yardım etmek isteyen kişi devreyi tamamlayacağından kendisi de akıma kapılabilir. Elektrik yanıklarının, vücudun tümünün veya bir bölümünün elektrik kaynağı ile toprak arasındaki devreyi tamamlaması sonucu oluştuğu hatırdan çıkarılmamalıdır. DİKKAT: Akım kesildikten sonra kişiye ilkyardım yapmak üzere dokunmanın hiçbir sakıncası yoktur. Akım kesildikten sonra kişinin size elektrik aktarması (yani sizde de elektrik çarpması olması) söz konusu değildir. O nedenle dokunmaktan korkmayın. ilkyardım ABC değerlendirilir ve devamlılığı sağlanır. Gerekiyorsa TYD sağlanır. Unutmayınız ki elektrik akımına kapılma nedeniyle kalbi durmuş kişileri hemen başlatılan TYD ile hayata döndürme şansı çok yüksektir. Yanık yaraları varsa kuru steril pansumanla kapatılır. Olası kırıklar tesbit edilerek atellenir. Tüm elektrik yanıkları hastanede daha ileri tedavi gerektiren ciddi yaralanmalardır. sağlıklı günler
  5. zeyynepp

    İLKYARDIM

    ORGAN KOPMASI VE İLKYARDIM Organ kopması (amputasyon, ampute organ); vücutta çıkıntı oluşturan organların herhangi bir nedenle bulunduğu yerden ayrılmasıdır. Çıkıntı oluşturan organlar: burun, kulaklar, çene, kollar, bacaklar, eller, ayaklar, parmaklar şeklinde sıralanabilir. Organın yerinden ayrılması, genellikle kazalar sonucunda görülmekle beraber tedavi amaçlı da (örnek: gangren nedeniyle ayakların kesilmesi…)olabilmektedir. Kaza nedeniyle oluşan organ kopmalarının en önemli nedenleri: motorlu araç kazalarında sıkışma, iş kazaları, düşme veya kesici nitelikteki bir şeyin düşmesi ve benzeridir. Kopan organ, 24 saat içinde(McCarthy, 1990) uygun koşullarda, uygun hastaneye nakledildiği takdirde, yerine dikildiğinde eski görevini sürdürebilir. Uygun koşullar: 1- Hasta, 2- Kopan organ açısından ele alınmaktadır. 1 Hasta için uygun koşullar: - Kanama hemen doğrudan basınçla durdurulmalıdır - Hastanın soluk yolunun, solunumunun ve dolaşımının devamlılığı sağlanmalıdır - Şoka karşı önlem alınmalıdır: ayakların yükseltilmesi gibi - Kanama, doğrudan basınca ve kalp seviyesinden yükseğe kaldırmaya rağmen durdurulamamışsa, son seçenek olarak turnike uygulanabilir. Doğrudan turnike uygulanması, dokunun beslenmesini bozacağından istenmemektedir; beslenmesi bozulan organın yerine dikilmesinde sorunlar ortaya çıkmaktadır (McCarthy,1990; Caroline,1995). 2- Kopan organ için uygun koşullar: - ISLATILMAMALIDIR (doğrudan su içine konulmamalıdır) - DONDURULMAMALIDIR (doğrudan buz ile temas etmemelidir; kuru buz kullanılmamalıdır) - Organ nemli ve soğuk tutulmalıdır. Bunun için: bulunabilen en temiz kumaş (çevrede hiçbir şey yoksa kazazedenin fanilası kullanılabilir) bulunabilen en temiz su (varsa çaydanlıktaki kaynamış ve soğumuş su, içme suyu, musluk suyu vs.) ile nemlendirilir(ıslatılıp sıkılır). Kopan organ nemlendirilmiş bu kumaş parçasına yerleştirilerek, sarılır ve bulunabilen en temiz, deliksiz bir plastik torbaya konur. Ağzı sıkıca bağlandıktan sonra içinde su ve buz parçaları olan bir başka torba yada kap içine yerleştirilir. sağlıklı günler
  6. zeyynepp

    İLKYARDIM

    KANAMALARDA İLK YARDIM KANAMA NEDİR? Çeşitli nedenlerle kanın damar dışına çıkmasına KANAMA denir. Yetişkin bir insanda 5-6 kg. kan vardır. 1-1.5 kg. kan kaybeden bir insanın hayatı tehlikeye girer. İÇ KANAMALAR: İç organlardaki dokuları besleyen kan damarlarının yırtılması ,zedelenmesi sonucu kanın damarlardan vücut boşluklarına akmasıdır. İç kanamalar 2 şekilde olur. Gözle görülebilen : Akciğer, mide, bağırsaklar, böbrekler vb. kanamalar. Gözle görülmeyen: Karaciğer, dalak, pankreas vb. kanamalar. İç kanamalar kişiyi ölüme götürebilir. Bulguları: - Baygınlık hali, baş dönmesi vardır. - Huzursuzluk vardır. - Yüzde, dudaklarda ve parmak uçlarında solukluk vardır. - Deri, nemli ve soğuktur. - Susama hissi vardır. - Nabız hızlı ve zayıftır. Güçlükle hissedilir. - Solunum hızlıdır. - Sanki hava alamıyormuş gibi his (hava açlığı) olur. - Şuur azalır ve en sonunda şuur kaybolur. YAPILACAK İLKYARDIM: - Yaralı sırt üstü yatırılır. - Baş yana çevrilir. - Şoka karşı tedbir alınır. - Ağızdan içecek madde verilmez. - Sarsmadan ambulans veya sedye ile hastaneye götürülür. DIŞ KANAMALAR: Kanın damardan vücut dışına çıkmasıdır. Genellikle yaralanmalar sonucu olur. Atardamar, toplardamar, kılcal damar kanamaları şeklindedir. DIŞ KANAMALARI DURDURUCU YÖNTEMLER: Parmakla Basınç Yapma : Yara ufak ve kanama az ise, yara üzerine temiz bir bez ya da pansumanla BASTIRIN sağlıklı günler
  7. zeyynepp

    İLKYARDIM

    BURKULMALARDA İLK YARDIM BURKULMA NEDİR? Bir eklemin etrafındaki bağların, eklem kapsülü ve diğer yumuşak doku yapılarının; eklemin normal hareket genişliğinin ötesinde zorlanmasına BURKULMA denir. Eklemde şişlik, ağrı, morluk olur. Bu yapılar normalden fazla gerilebilir. Hatta yırtılabilir. Hareketler ağrılıdır. Burkulmuş eklemi hareket ettirmeyiniz. O eklem üzerine yarım saat havluya sarılı buz torbası koyunuz. Burkulmuş ayağın üzerine basılmaz. Koltuk değneği kullanınız. Burkulmuş ayağın altına 4-5 yastık koyarak kalp seviyesinin üzerine kaldırınız. Burkulmuş yeri sarkıtmayınız. Şişlik, kanama ve ağrı olabilir. Burkulma kolda ise, kolu kalp seviyesi üzerinde olacak şekilde tülbentle kolu boyuna asınız. Kesinlikle sıcak havlu yada termofor uygulamayınız. Şişliğin artmasına yol açacaktır. Burkulan eklemi ovmayınız. Dinlendiriniz. Elastik sargı ile sıkmayacak şekilde sarınız. Parmaklarınızı oynatarak kaslarınızı çalıştırınız. Böylece kasların pompalayıcı etkisi ile şişliğin azalmasına çalışınız. Her burkulmanın altından bir kırık, çıkık ya da eklem bağı yırtığı çıkabileceğini unutmayınız. Bir ortopedi ve travmatoloji kliniğine götürün sağlıklı günler
  8. zeyynepp

    İLKYARDIM

    YARALANMALARDA İLK YARDIM YARA NEDİR? Çeşitli nedenlerle vücut dokularının bütünlüğünün bozulması yada bir kısmının kaybına YARA denir. Yaralar 2 şekilde görülebilir: Açık Yaralar, Kapalı Yaralar AÇIK YARALAR: Deri yüzeyinde görülebilen yaralara Açık Yaralar denir. Sıyrık şeklindeki yaralar. Kesik şeklindeki yaralar. Delici yaralar. Ezici yaralar. Yırtılma şeklindeki yaralar. Ateşli silah yaraları. Isırma yaraları. Yanık yaraları. KAPALI YARALAR: Deri yüzeyinden görülmeyen, deri altı doku yaralanmalarına Kapalı Yara denir. YARALANMALARDA İLKYARDIM: YAPILMASI GEREKENLER: Yaralıyı emniyetli bir yere alarak oturtunuz veya yatırınız. Varsa önce kanamayı durdurunuz. Ellerinizi sabunlu su ile yıkayınız. Yara üzerindeki varsa giysileri dikiş yerinden sökünüz veya kesiniz. Yara çevresinde varsa kılları temizleyiniz. Yara üzerine pansuman koyduktan sonra yara etrafını sabunlu su ile temizleyiniz ve yaraya değmeyecek şekilde tentürdiyot sürünüz. Yara kirli ise pansumanı kaldırıp, yarayı merkezden dış çevreye doğru ılık sabunlu su ile yıkayınız. Yara üzerine pansuman koyup, sargı bezi ile sarınız. Yaralı kısmın altına kalın karton vb. koyup sararak tespit ediniz, dinlendiriniz. Ağrıyı, şişliği ve morluğu önlemek için o bölgeye havluya sarılı buz koyunuz. Yara içinde batık cisimler varsa, simitçik yapıp koyunuz ve sargı bezi ile sarınız. YAPILMAMASI GEREKENLER: Yara üzerine tentürdiyot ve benzeri antiseptik sürmeyiniz. Yara üzerine yara tozu, pudra, merhem, kül, tütün vb. şeyler koymayınız. Yara üzerine pamuk koymayınız. Batmış olan cisimleri çıkartmayınız. Yaraya ve pansuman malzemesine el sürmeyiniz. sağlıklı günler...
  9. zeyynepp

    İLKYARDIM

    ŞOKLARDA İLK YARDIM ŞOK NEDİR? Kelime anlamı SARSILMA demektir. Dolaşım sistemindeki kanın çeşitli nedenlerle azalması, hücrelere yeterli oksijenin gelmemesi sonucu ortaya çıkar. BELİRTİLERİ Kaza yerinde sessiz, sakin, hiç hareket etmeyen bir yaralının şuuru genelde yerinde olmayabilir. Rengi soluk, Vücudu soğuk ve terli, Gözleri göz çukuruna batmış şekilde, sanki burnu sivrilmiş gibidir. Nabız zayıftır ve hızlıdır. Solunum hızlanmıştır. YAPILMASI GEREKENLER: - Uygun bir yere sırt üstü yatırınız. - Etrafındaki kalabalığı dağıtınız. - Az hareket ettirmeye çalışınız. - Beynin kan dolaşımını ve çalışmasını kolaylaştırmak için, başta kanama yoksa başı aşağı getirip, ayak ucunu kaldırınız. - Yakasını, kemerini, gömleğini gevşetiniz. - Solunum yolu tıkanıklığı varsa gideriniz. - Gerekirse yapay solunum ve kalp masajı yapınız. - Kanaması varsa kanamayı durduracak önlemi alınız. - Kırık varsa tahta parçası ile tespit yapınız. - Soluk almakta güçlük çekiyorsa baş ve göğüs kısmını hafifçe yükseltiniz. - İhtiyaç durumunda dudakları ve dili birkaç damla su ile ıslatınız. sağlıklı günler....
  10. Kuaföre gitmekten bıktıysanız ya da yaratıcılığınızı kullanmak istiyorsanız, saçınızı kendiniz boyamaya ne dersiniz? Buna bir türlü cesaret edemiyorsanız, belki aşağıdaki yazı fikrinizi değiştirebilir. Her kadın aynaya baktığında kendinde bir değişiklik görmek ister. Bunun da en kolay yolu saç rengini değiştirmektir. Ancak çalışan kadınlar için kuaförde zaman harcamak, bir başka zamandan çalmak anlamına geldiği için çoğu kez böylesi değişiklikler arka plana atılır. Bu nedenle artık her gün daha fazla kadın gerek zamandan ve paradan tasarruf etmek, gerekse sadece denemek amacıyla saçını evde boyamayı tercih ediyor. Siz de markette dolaşırken saç boyası reyonunda takılıp bir türlü karar veremeyenlerdenseniz, işte size mükemmel sonuçlar elde etmenin püf noktaları! Seçiminizi iyi yapın Daha önce hiç kalıcı boya denemediyseniz önce geçici bir boya seçmeniz iyi olacaktır. Böylece beğenmediğiniz bir sonuç aldığınızda geri dönmeniz kolaylaşır. Teninize uyacak ve doğal saç renginizden iki ya da üç ton koyu olacak bir renk seçin. Beyazlık ya da grilikleri de dikkate alırsanız, birkaç ton koyuluk iyi bir kapatma görevi görecektir. Aksi takdirde bu bölgelerde ilginç turunculuklarınız olabilir. Kendinizi hazır hissettiğiniz anda adım adım uygulamaya geçebilirsiniz 1- Saçlarınızın durumunu değerlendirin Saçınızı boyamadan önce, ne halde olduklarını kontrol edin. Saçınız ne kadar sağlıklı olursa, alacağınız sonuç da o kadar iyi olacaktır. Bu nedenle boyama işlemini gerçekleştirmeden önceki hafta, saçınıza birkaç kez bakım yapın. İçinde, saçları güçlendiren B vitamini, pantenol, E vitamini, avokado veya Hindistan cevizi yağı gibi nemlendirici maddeler bulunduran ürünleri deneyin. Eğer saçlarınız çok kuru ve yıpranmışsa ve kırıklar varsa, o zaman saçı boyamak pek iyi bir fikir olmayabilir. Saçlarınızı biraz kestirip, bir süre bakım uygulamak ve boyayı sonraya bırakmak daha iyi olacaktır. Saçlarınızı boyadıktan sonra da ayda iki kez bakım yapmaya devam edin. 2- Doğru rengi seçin Başarının anahtarı doğru rengi seçmektir. Parlak gün ışığında doğal saç renginize iyice bakın. Daha sonra gözlerinize ve cilt renginize uyan, bunları tamamlayan bir renk seçin. Örneğin; eğer cildiniz sarımsı veya buğday tonlarındaysa o zaman kırmızı, kestane rengi, bakır veya kızıl - kahve tonlarını tercih edebilirsiniz. Cildiniz beyaz veya kırmızıysa, o zaman küllü renkleri ve bej tonlarını deneyin. 3- Bir yöntem belirleyin Profesyoneller, yarı kalıcı veya yıkanınca çıkan boyalarla başlamayı öneriyor. Bunlar daha hafif ürünlerdir ve genelde 28 yıkamaya kadar dayanırlar. Kalıcı boya istiyorsanız, damlamayan formülleri tercih edebilirsiniz. Ayrıca kurumuş olan uçlar için, boya öncesi bakım paketi olanları tercih edebilirsiniz. Boyamaya başlamadan önce, kutu üzerindeki talimatları mutlaka okuyun. Böylece uygulamanız daha kolay olur ve alerji olasılığını da düşürebilirsiniz. 4- Rengi korumak için Saçınızı boyayıp şekil verdikten sonra, elde ettiğiniz rengi korumak isteyeceksiniz. Saç renginizi uzun süre muhafaza etmek için güneş ve klordan uzak durun, saç kurutma makinesi, fön ve maşa gibi sıcaklığı çok yayan aletleri fazla kullanmaktan kaçının. Bunlar hem rengin atmasına hem de saçın yıpranmasına neden olurlar. Saçınızı parlak ve nemli tutmak için, özellikle boyalı saçlar için üretilmiş şampuan, saç kremi ve bakım ürünlerini uygulayın. bunlara dikkat Başlamadan önce mutlaka kullanım kılavuzunu iyice okuyun. Boyamaya başlamadan önce bütün gereçlerin tam olduğundan emin olun. Eski bir gömlek giyin ve eski bir havlu kullanın. Saçınızın etrafındaki cildin lekelenmemesi için biraz vazelin sürün, ancak saça bulaştırmamaya dikkat edin. Boya sürerken mutlaka eldiven kullanın. Saçları bölerken ve boyayı dağıtırken geniş ağızlı bir tarak kullanın. Cilde bulaşan boyayı ıslak mendil, şampuanlı veya cilt temizleyicili pamuk ile silin. Rengin tutması için saati ayarlayın. bunlardan kaçının Saçınız açık kahverengiden daha koyuysa renk açıcı ya da sarartıcı maddeler kullanmayın. Aksi takdirde saçınız turuncu olur. Cereyan yapan bir yerde ya da ateş yakınında oturmayın. Bu uygulama sürecini ve sonucu etkileyebilir. Bekleme sırasında telefonla konuşmayın, aksi takdirde zamanın nasıl geçtiğini farketmeyebilirsiniz. saç boyalarını özellikleri Doğal boyalar (bitkisel boyalar) saç telinin içine nüfuz etmez ve beyaz saçı tam olarak kapatamaz. Ancak saça bir ışıltı ve dolgunluk kazandırır. Dolayısıyla saça bakım yapmaları nedeniyle avantajlıdır. Eğer saçınızı boyamak değil de sadece kuvvetlendirmek istiyorsanız, nötr kına uygulayabilirsiniz. Doğal boyaların özelliği; sentez ile elde edilmiş boyalarınkine oranla çok daha ufak olan molekülleridir. Bu özellik onların saç telinin tümüne ve özellikle saç telini oluşturan kabuğa nüfuz etmelerini sağlar. Böylece direkt boyaların yaptığı gibi saç renginin geneliyle bütünleşirler. Doğal boyalar şampuanlamayla yok olur. Düzenli olarak kullanılırsa yoğunlukları artar. Çünkü saçta halen var olan boyanın üzerine tutunurlar. Böylece doğal boyalar, saçın genel bütünlüğünü bozmadan saç renginin sabit tutulabilmesi açısından yararlıdır. Kimyasal boyalara oranla daha uzun bir bekleme süresiyle uygulanmalıdırlar. Bu süre genellikle bir saat olmasına rağmen, her şey saçınızın doğal rengi ve kalitesine bağlı olarak dikkatle uygulanmalıdır. Örneğin açık renk saçta 'havuç turuncusu' gibi bir sonuç istemiyorsanız, uygulama süresi kısa tutulmalıdır. Doğal boyayla boyanmış bir saça kimyasal boya uygulandığında, kutuda belirtilen süreden daha uzun bir uygulama süresine ihtiyaç vardır. Kimyasal bazlı boyanın kuvvetlenen saça nüfuz etmesi ve bunu aşması daha uzun sürer. Beklenen neticeyi almak bazen birkaç denemeyle mümkün olur. alıntı
  11. zeyynepp

    ^^^^^zeyynepp^^^^^

    yaşasın pasta evet abla yazısı anlamlı tadıda nefis
  12. Kaçak kuyular ve iklim değişikliğinin Tuz Gölü'nü 18 yılda yüzde 60 küçülttüğü; bugünkü koşulların devam etmesi durumunda 2015 yılında Tuz Gölü'nün tamamen kuruyacağı bildirildi. Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Semih Ekercin, İstanbul Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Cankut Örmeci danışmanlığında �Tuz Gölünde Kuraklık ve Kirlilik� konulu doktora tezi hazırladığını; ayrıca, aynı konu üzerinde TÜBİTAK ve Fransız Uzay Ajansı tarafından desteklenen projeyi tamamladıklarını söyledi. Çalışmaları sonunda Tuz Gölü'nün 18 yıl içinde yüzde 60 küçüldüğünü tespit ettiklerini belirten Ekercin, şunları kaydetti: Tuz Gölü'nün küçülmesinde iki faktör var. Bunlardan birincisi iklim değişikliğine bağlı kuraklık etkisidir. Tuz Gölü Havzası'nda son yıllarda yaz kuraklığı artarken, yer altı sularını besleyen yağışlar da azaldı. İkinci faktör ise bilinçsiz yer altı suyu çekilmesidir. Bölgedeki kaçak kuyular ve iklim değişikliği, Tuz Gölü'nü 18 yılda yüzde 60 küçülttü. 1987 ve 2005 yıllarının 17 Mayıs saat 08.45'te alınan iki uydu fotoğrafında Tuz Gölü'nün küçülmesini görmekteyiz. Uydu fotoğrafları üzerinden; 1987 yılında Tuz Gölü'nün alanı 92 bin 562 hektarken, 2005 yılında 32 bin 552 hektara düşmüştür. Tuz Gölü Havzası'nın son 35 yılda ortalama 2 dereceye yakın ısındığını vurgulayan Ekercin, şöyle devam etti: Havzayı çevreleyen 9 meteoroloji istasyonunun 35 yıllık günlük verileri üzerinde yaptığımız çalışmada, iki periyodun karşılaştırmasını yaptık. Sonuç olarak yer altı sularını besleyen kış aylarındaki yağış miktarında iki periyot arasında yüzde 30 azalma; yaz aylarında ise temmuz ayı sıcaklıklarında 2 dereceye yakın bir artış var. Tuz Gölü Havzasında yaz kuraklılığı son yıllarda artış gösteriyor. Arazide oluşan gölcükler gözümüzün önünde kuruyor. Bilimsel verilere göre, sıcaklıklardaki 1 derecelik artış, iklime bağlı afetlerin meydana gelme ihtimalini de yüzde 30 oranında artırmaktadır. alıntıdır
  13. hayvan fizyolojisi çok zor özellilkle labaratuarında kurbağa kesmekten bıktım 2. dönem bitki fizyolojisi dersim var o daha kolay gibi
  14. zeyynepp

    parmak çıtlatma

    Kimi insanlar, her iki elinin parmaklarını birbirine geçirerek ve onları gererek ses çıkartırlar, yani çıtlatırlar. Çoğumuz buradan gelen sesin kemiklerden geldiğini sanırız, hatta rahatsız oluruz ama nedense bunu yapanlar durumlarından memnun görünürler. En çok ve kolaylıkla çıtlattığımız yerler vücudumuzda en çok bulunan sürtünmeli eklem yerleridir. Bu tip eklem yerlerinde, örneğin, parmaklarınızda, iki kemiğin birleştiği yerde bir bağlantı kapsülü ve bu kapsülün içinde de, kemiklerin hareketleri sırasında, buraları yağlayan bir sıvı bulunmaktadır. Bu sıvının içinde erimiş durumda oksijen, nitrojen ve karbondioksit gazları bulunur. Vücudumuzda en kolay çıtlatabileceğimiz eklem yerlerimiz parmaklarımızdır. Parmaklarımız gerilince ve eklem yerlerimiz düzleşince bu kapsül de gerilir. İçindeki sıvının basıncı azalır ve gaz kabarcıkları patlamaya başlar. İşte duyduğumuz bu seslerdir. Patlayan kabarcıklar sonucunda gazlar bu sıvıyı terk eder, sıvı daha da genleşir ve eklem yerinin hareket yeteneğini artırır. Kuşkusuz ki eklem yerinin gerilmesi, bu kapsülün boyu ile sınırlıdır. Eğer parmaklarınızı çıtlattığınız anda röntgenini de çekmiş olsanız, eklem içinde oluşan gaz kabarcıklarını görebilirsiniz. Bu olay eklem yerindeki hacmi yaklaşık yüzde 15-20 artırır. Aynı parmağınızı arka arkaya çıtlatamazsınız. Bir süre beklemeniz gerekir, çünkü gaz kabarcıklarının sıvı içerisinde tekrar oluşması biraz zaman alır. Tüm bu açıklamalar, deneylerle kanıtlanmasına karşın, yine de bu kadar küçük gazın, bu denli büyük bir ses çıkartabilmesinin nedeni hâlâ anlaşılmış değildir. Ayrıca detaylı çalışmalar göstermiştir ki, çıtırdama sırasında iki ayrı ses duyulmaktadır. Birincisinin gaz kabarcıklarının patlaması olduğu biliniyor. İkinci sesin ise kapsülün uzama sınırına vardığında çıktığı sanılıyor. Peki, parmaklarımızı çıtlatmak vücudumuz için zararlı mıdır? Bunu alışkanlık biçimini getirenlerde, eklemler çevresindeki yumuşak doku zarar görmekte, parmaklar şişmekte, dolayısıyla elin kavrama gücü azalmaktadır (alinti)
  15. zeyynepp

    ^^^^^zeyynepp^^^^^

    anneee her yaşta babalarımızla olan ilişkimizi nasılda özetlemiş bu yazı özellikte yazının bu son kısmı tek kelimeyle harika.....teşekkür edrim annem
  16. abla senin alp pek çapkın çıkmış okulda kızlar falan hep peşindeymiş bi kızla karşılaştım bana radyanın geliniyim Alp bizi tanıştırmıyo sen tanıştır dedi ne yapayım dayanamadım bende resmini koyuyorum abla tanış gelininle artık kalp tokalarıda pek şirin gelininin hani
  17. olleyyy biliyodum abla bulcağını yumurtayı kıran yarın penceremize taş atıp camımızıda kırabilir
  18. oooo ablamda ne kediler var sen bi bilsen spices cam silen kedisi bile var
  19. zeyynepp

    ^^^^^zeyynepp^^^^^

    ayyy ne şeker kedi gerçeğini istiyorum ben ii ablacım sen nasılsın
  20. zeyynepp

    ^^^^^zeyynepp^^^^^

    ablacım çok duygulandım ne güzel sözler böyle vee ben bu şarkıyı ilk defa duydum müziği nasıl acaba kim söylüyo abla bu şarkıyı...
  21. ablacımm alaştırmaların nasıl gidiyo yumurtaya kıyanı ya da kıyanları(çok CSI izlemekten ) bulabilcekmisin öptümm seni kocaman
  22. çok iyi olur abla
  23. balkonda biri yatıyoo....abla ne işin var orda yatak vardı ne çok uykun gelmiş senin öyle bende seni seviyorum ablacım
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.