Efendi Türkler

Yığınakta Yapılan Hata… Bu altın kural Türklerin askeri dehasının ürünüdür. Batılılar bizim askeri üstünlüklerimize barbarlık diye dursunlar, bizim bu alanda yarattığımız yönetim birikimi tarihin her köşesinden fışkırır. Savaşın, başka araçlar ile sürdürülen siyaset olduğunu biliyoruz. Bunu aklımızdan bir an bile çıkarmamız gerekir. Devletlerin gücü orduların gücü ile belirleniyor. Bu gücü yönetenlerin siyasetin dışında olması gerektiğini söylememiz, sadece kendimizi kandırmamıza yarar. Amerikan ordusunu siyasetin dışında sananlar veya öyle gösterenler ya çok saftır ya da haindir. Silaha sahip olmadan yapılan siyaset, güçsüzün siyasetidir. Batının devamlı Türk Ordusunu siyasetin dışında tutun demesi, aslında Türk Ordusunu Türkiye’yi savunmasın demesine benzemektedir. Savaş gerçek bir siyasi araçtır. Batılılar bu amaçla ordularını sonuna kadar kullanırken, sıra bize geldi mi, ordunuzu siyasetin dışında tutun diyorlar. Siyasetin dışındaki bir ordu, ancak başkasının siyasetine hizmet edecek araçtan başka bir şey değildir. Bunu 12 Mart ve 12 Eylül’de gördük. Kendi siyasetine hizmet edemeyen orduların, başkalarının siyasetine hizmet etmek durumuna düştüklerini biliyoruz. Orduların stratejisi milli devletin stratejisidir. İçerdeki strateji yani milli devletin stratejisi milli devleti var eden yolların stratejisidir. Artık bir dönüm noktasına geldik. Batıyla bütünleşmek, içerde ayrışmaktır, bölünmektir. Ordumuz iç cephede M. Kemal devrimlerinin stratejisini savunurken, dış cephede NATO’nun ve Avrupa Birliğinin stratejisine bağlı kalıyor. Başka bir değişle strateji bir süreçtir. Bir bütündür. Parçalanamaz. Hem tehdit batıdan gelecek, hem de sen Batı ile beraber strateji yapacaksın. Kime karşı? Batının stratejisinde (siyasetinde) belirlediği düşmana karşı. İşte yığınakta ki hata buradadır. Batı Türk Ordusunu Türk halkına karşı kullanamadığı için Türk ordusuna saldırmaktadır. Yani kendi siyasi ve ekonomik amacı (stratejisi) doğrultusunda kullanmak istemektedir. TSK’nin hatası, NATO ve AB’nin stratejilerine bağlı kalmasıdır. Ergenekon Tertibinden de, başka siyasi etkilerden de kurtulmanın tek yolu NATO’dan çıkmaktır. AB’yi medeniyet projesi sanmak, TSK’nin yapabileceği en son hatadır. Çürüyen bir medeniyet ile karşı karşıyayız. Batının medeniyeti Gazze’dir, Irak’tır, v.s. İç bölünmeye karşı mücadele etmek Batı tarafından adeta yasaklanmaktadır. PKK ile mücadele eden generaller bir bir tutuklanmakta ve Ordunun eli kolu bağlanmaktadır. Bir ordunun subayları kahrından ölüyorlarsa, durum çok vahim demektir. Bülent Esinoğlu

Burda neyi izahat etmeye calisiyorsunuz tam anlasilmiyor. Birde Rasyonel eklenmis felsefe olsun diye! İslami kaynaklarda Melhame-i Kübra olarak adlandırılan, Müslümanlar ile Yahudiler arasında yaşanacağı ifade edilen söz konusu büyük savaş, ... Yani demek istediginiz Türkiye bu savasin icinde yer alacak mi almayacak mi? Bunu belirleyecekde olan da Obama mi oluyor?

Devletin zirvesinde önemli karar 21 Ocak 2009 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un bundan sonra her Perşembe günü bir araya gelecekleri bildirildi. Başbakanlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’un her Perşembe bir araya gelmeleri kararlaştırıldı. Erdoğan ile Başbuğ’un ilk görüşmesi yarın 16.00’da Başbakanlık Merkez Bina’da gerçekleşecek. Erdoğan ile Başbuğ olağanüstü bir durum olmadığı sürece Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında ve Yüksek Askeri Şura’da bir araya geliyor. PERŞEMBE OLAĞAN GÖRÜŞME GÜNÜ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’u ayrıca Perşembe günleri Çankaya Köşkü’nde bir araya geliyordu. Başbakan Erdoğan ise MİT Müsteşarı Emre Taner ile Askeri Başdanışmanı Korgeneral Mehmet Eröz’ü kabul ediyor. ANKA

Asker-Hükümet ilişkisinde tarihi adım Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un her Perşembe buluşmasına karar verildi. İlk buluşma yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un bundan sonra her perşembe günü görüşeceği ve ilk görüşmenin yarın saat 16:30'da gerçekleşeceği bildirildi.

:alkis:

Erkan und Muhammed Cüneyt Arkin Show

Erkan und Muhammed Osuruk http://de.youtube.com/watch?v=Vb3PvxBZ7Wg

Erkan und Muhammed/ Yesilcam Show http://de.youtube.com/watch?v=IfYKd_PmF-U

Ermeni bakandan hayal kırıklığı yaratan açıklama 21.01.2009 Çarşamba Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan, Ankara ile ilişkileri normalleştirmek amacıyla “fedakarlıklar” yapmayacaklarını vurgularken, “Türkiye ilişkilerimizi normalleştirerek bize bir iyilik yapmıyor” dedi. Nalbaldyan, “Ermenistan, soykırımın tanınmasını amaçlayan politikadan hiç bir zaman vazgeçmeyecek" şeklinde konuştu. Edward Nalbandyan, düzenlediği basın toplantısında Ermenistan’ın hükümetler arası bir komisyonun kurulmasını, ancak Türkiye’nin sınırı açması ve ön koşulSuz olarak Ermenistan ile diplomatik ilişkileri kurması halinde kabul edeceğini bildirdi. Ermeni basınına göre, Nalbandyan, “Türkiye, ilişkileri normalleştirerek Ermenistan’a bir iyilik yapmıyor” ifadesini kullandığı basın toplantısında “Yerivan, Ankara ile ilişkileri normalleştirmek için fedakarlıkları yapmayacak” dedi. Nalbandyan şöyle konuştu: “Ermenistan, Ermeni Soykırımı’nın uluslar arası toplum tarafından tanınması amaçlayan politikadan hiçbir zaman vazgeçmeyecek. Tarihin kara sayfalarının çevrilmesi gerekir ancak geçmişin dersleri hiçbir zaman unutulmamalı. Ermenistan hiçbir zaman Ermeni Soykırımı gerçeğini sorgulamayacak.” "BABACAN İLE MUTABIKIM" Ermenistan Dışişleri Bakanı, mevkidaşı Ali Babacan’ın iki ülkenin barışmaya yakın olduğu yolundaki değerlendirmesi ile mutabık olduğunu da söyledi. Ancak Nalbandyan “Sorunlar, sadece Türkiye, koşulsuz olarak Ermenistan ile diplomatik ilişkileri kurmayı kabul ederse çözülür” dedi. Bu arada, Nalbandyan, Türkiye’nin önerisi olan Kasfas İstikrar ve İşbirliği Platformu’nun planlanan toplantısına katılacağını da bildirdi.

Bak arkadasim bu tarihlerde ellikere ayni konulari degindin nedir bu takinti? ben elimden geldigince izahat etmeye calistim fakat piskinlige vurarak ayni sekilde devam ediyorsun izahat yerine soru devam ediyor? buyur bakin demin aradim buldum tarih 10-01-2009, ondan öncesi sonrasini bir zahmet bir defa oku ve bu soruyu heryerde eklediginde oda ayri konu amac ne? Tarih

Farkindaysan sayin MeRVe güzel bir ritmus tutturmusuz gidiyoruz böyle kalmasi güzel ilk 10.larda devamli yer aliriz bu demek dilimizi ingilizcede söylesek farketmez dilimizi kuvvetlendirir dilimiz dünyada sayginlik kazanir bu dilin yani dilimizin zaten yeterince türbünlerde yeri var yeterki o türbinlere oynamaya devam..

Arkadasim degerli bilgilerin icin tesekkür ederim.

Hadise kızımızın pantolonu yırtılmış! Hadise'nin Sivas'taki akrabalarının yorumu bir hayli ilginç oldu Uğur Dündar yönetimindeki Star Ana Haber bülteni yine farklı bir habere imza atarak, Hadise'nin köyüne gitti. Sivas'ın Yıldızeli ilçesinde 21 kişinin yaşadığı Fındıcak köyünde yaşayan akrabaları canlı yayına katıldı ve onun Eurovision şarkı yarışmasında başarılı olarak Türkiye'yi sevindirmesini dilediler. Canlı yayında Hadise'nin bir akrabasının sözleri, Uğur Dündar gibi izleyen herkesi güldürdü. Akraba, yılbaşı akşamı TRT'de ekrana gelen Eurovision şarkımızın tanıtımında Hadise'nin giydiği pantolana kafayı takmıştı. Hadise'nin annesini telefonla aradığını söyleyen akraba, "'Ya paranız yok mu' dedim. 'Pantolonu yırtık' dedim. Annesi de 'menajer öyle giydirmiş' dedi" şeklinde konuşunca izleyenleri gülümseltti. Hadise'nin yırtık kot pantolonuna akrabanın bu takıntısı Uğur Dündar'ı da güldürdü ve Dündar, şöyle konuştu: "Hadise'ye bir pantolon gönderelim de yırtık pantolon ile dolaşmaktan kurtulsun."

Hate it or Love It

Ghetto Gospel

Tupac - Change http://youtu.be/o8Y9-JlSRXw

Bende merak ediyorum Hizbullah mi terörist? yoksa Hamas mi daha terörist samimi cevap bekliyorum.. Arkadasim bu sorumu tekrar soruyorum olsada olmasada diye cevap beklemiyorum samimi cevap bekliyorum.. veyahutda zorlaniyorsan! Hangisi teröristtir sana göre tipik ortadogu cevabi alalim?

Rusya, kaybettiği mevzileri geri topluyor Bütün dünyanın gözünün Gazze'ye döndüğü bir dönemde Rusya, sessiz ve derinden attığı adımlarla Soğuk Savaş sonrası kaybettiği mevzileri geri alıyor. İsrail'in Gazze saldırısı gündemin birinci sırasını korurken, Rusya bir yandan gaz kriziyle uğraşıyor, diğer yandan da dünyanın sıcak bölgelerine yakın yerlerde etkinliğini artırmaya uğraşıyor. Bu adımların en önemlilerinden biri geçtiğimiz hafta içerisinde geldi. Rus ajanslara düşen haberler, Rusya'nın Akdeniz’de yeniden üs kurma arayışlarında sona yaklaştığını bildiriyordu. Sovyetler Birliği döneminde Suriye'nin Tartus limanında bir Rus lojistik merkezi bulunuyordu ve burası şu anda da gemi bakım tesisi olarak kullanılıyor. Rusya ile Suriye arasında yürütülen görüşmelerde buranın yeniden askeri bir üsse dönüştürülmesi ve Rus donanmasına evsahipliği yapması konuları tartışılıyor. Libya ve Yemen üs kurmak için görüşülen diğer ülkeler.

21 OCAK 1522- Rodos fethedildi. 1774- Padişah III. Mustafa öldü. I. Abdülhamit tahta çıktı. 1924- Sovyet Devrimi'nin mimarı Viladimir İliç Uliyanof Lenin öldü. 1946- İş ve İşçi Bulma Kurumu kuruldu. 1951- Ankara'ya, Kore'den ilk hasta ve yaralı kafilesi geldi. 1952- Milli Savunma Bakanlığı, Kore'de 34 subay, 46 astsubay ve 1252 erin şehit olduğunu açıkladı. 1954- İlk nükleer denizaltı USS Nautilus, ilk seferine çıktı. 1958- Lefkoşa'da taksim lehine gösteri yapan Kıbrıslı Türk gençlerine İngiliz askerleri müdahale etti; bir genç ağır yaralandı, 6 kişi tutuklandı. 1961- Saraçhane Tiyatrosu açıldı. İlk olarak Cevat Fehmi Başkut'un Hacıyatmaz oyunu sahnelendi. 1972- Cidde'deki hac seferinden dönen ''Marmara'' uçağı 5 kişilik mürettebatıyla düştü. Hostes Hülya Maviler yanarak öldü, diğerleri yaralı olarak kurtarıldı. 1983- Yazar Kemal Bilbaşar 73 yaşında öldü. 1985- Yazar Oktay Arayıcı 49 yaşında öldü. 1985- 1983'ten beri süren Yazarlar Sendikası davasında, sanıklar beraat etti. 1990- Adnan Oktar ve ''müridi'' oldukları öne sürülen 66 erkek ve 68 kadın gözaltına alındı. 1996- Filistin'de ilk kez yapılan devlet başkanlığı seçiminde, Yaser Arafat devlet başkanı seçildi. 2005- İzmit İşletmesinin kapatılmasını protesto için fabrikaya kapanan SEKA işçileri, Kurban Bayramı'nı fabrikada geçirdi. 2008- Türkiye nüfusunun ''Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine'' göre 2007 sonu itibarıyla 70 milyon 586 bin 256 kişi olarak açıklandı. Ülkede ikamet eden 98 bin 339 yabancı uyruklu sayısı düşüldüğünde Türkiye'de yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısının Efendi Türkler le beraber 70 milyon 487 bin 917 kişi olduğu bildirildi.

Keremcem - AŞK BİTTİ http://www.youtube.com/watch?v=x1A2wa2njck

Başını istediğin kadar salla!.. Bizim ülkemizde böyle kafa sallayanlar için bir söz vardır. Buraya tam oturur ama şimdi burada söylenmez' diyen Erdoğan, salanda da gülüşmelere neden oldu.. Tam bu noktada bende düsünmeye basladim Efendi Türkler olarak benim memleketimde ne olabilir! Recm desen yok idam desen yok benim bildigim kafa sallayana kafa sallanir.. Bir söz vardır diyor? bu noktada tekrar düsünmeye basladim. Ne olabilir Google ye bastim Başını salla diye hic bir sey bulamadim Allahin selami vardi okadar.. tekrar Erdogan Başını salla diye You Tube bastim belki altlarinda yorumlarda birsey bula bilirim diye fakat oda yok var olan herkes Başını salla diyor birde kikir kikir diye yorumlar! istiharatde oldugum icin disariyla yüzde doksan baglantimda kesik.. sorayim Başını salla ne demek? inanin dün forumda arkadaslara sorucaktim Başını salla buraya tam oturur ama şimdi burada söylenmez le nedemek istedi diye.. kuskuluydum muhakak ciddi sonuclari olan birsey olabilecegi noktasinda sormakdan vaz gectim..Başını salla Al Başını diye birden agzimdan tekerleme cikti olsa olsa Al Başını olabilir diye.. inanin daha tam manasiyla bilmiyorum Al Başını mi hic abartma yok inanin dün yasadiklari mi samimi yaziyorum Başını salla Al Başını olabilir mi..

Baracuda - „I Will Love Again" Erdoğan'dan Rum vekile fırça 'Türkiye Kıbrıs'ta işgalcidir' sözü Başbakan'ı çok kızdırdı... http://youtu.be/8SRS1-96ZTg Çeşitli temaslarda bulunmak için Belçika'da bulunan Başbakan Erdoğan, Brüksel'de Avrupa'nın Dostları isimli kuruluşun düzenlediği toplantıda soruları cevapladı. Toplantıya katılan Güney Kıbrıslı bir Avrupa Parlamentesu üyesinin Erdoğan'a sorduğu soru ise salonda soğuk rüzgarlar estirdi. Erdoğan'a "Türkiye 35 yıl önce Kıbrıs'ı işgal etti. Ancak Kıbrıs şimdi AB üyesi. Askerlerinizi çekecek kadar AB'ye güveniyor musunuz" diye soran Rum parlamenter, Erdoğan'ın çok sert cevabıyla karşılaştı."Türkiye Kıbrıs’a işgal kuvveti olarak girmedi. Yunanistan Kıbrıs’a neden girdiyse Türkiye o amaçla girdi. Soydaşlarımız katledilirken biz ona seyirci kalamazdık. 1974’ten sonra Yunanistan askeri neden orada durduysa biz de o yüzden durduk." diyen Erdoğan, 'Bir kere Kıbrıs değil, güney Kıbrıs AB üyesidir' diyerek parlamenteri çok sert sözlerle uyardı: "Kıbrıs üye derseniz adama AB’den Kuzey Kıbrıs’a ne gidiyor diye sorarlar. Annan planına AB ne diyordu, “Ne olur destekleyin şu referandumda bunu çıkartalım” tarih 1 mayıs 2004. Siz bunları bilmezsiniz. Siz anlatılanları konuşuyorsunuz, ben yaşadıklarımı anlatıyorum. Bu konuyu Annan’la konuştum dedim ki” Gelin bu konuyu çözelim, Türkler Rumlar’dan bir adım önde olacak”. Annan bu konuda çok uğraştım ama muvaffak olamayacağımı düşünüyorum” dedi. Bütün çalışmaları yaptık, askerlerin çekilme takvimi şarta bağlandık, arazilerin dağılma meselesini hallettik. İş imzaya gelince Yunan ve Rum tarafı “bunu erteleyelim” dediler. Annan bana dönüp ne diyorsun dedi bende “siz söz verdim 1 mayısta bu iş bitecek dedim. Referandumda Kuzey Kıbrıs sözünde durdu. Ama güneyde yüzde 70 hayır çıktı. Bunlar yaşandı mı yaşanmadı mı? AB’yi aldatan Güney Kıbrıs olmuştur ve ne yazık ki Güney Kıbrıs AB’ye alınmıştır. Merkel ne demiştir “Kıbrıs’ın AB’ye alınması yanlış olmuştur” demiştir. Güney Kıbrıslı Avrupalı parlamentere: “Sen anca başını salla aslında bizim ülkemizde tam bu duruma göre güzel bir söz var ama burada olmaz” Hiçbir zaman TSK Türkiye işgalci değil kardeşlerinin yanında garantör ülkedir. Bunu böyle bilmelisiniz." Erdoğan'ın konuşması sırasında Rum Parlamenter'in kafasını sallaması, Başbakan'ı daha da kızdırdı. 'Başını istediğin kadar salla!.. Bizim ülkemizde böyle kafa sallayanlar için bir söz vardır. Buraya tam oturur ama şimdi burada söylenmez' diyen Erdoğan, salanda da gülüşmelere neden oldu

UMUDUMUZ OBAMA DÖNEMI En kalabalık yemin Eski Başkan Bush ve ailesini uğurladı Değişim sloganı ve ezici bir zaferle ABD’nin 44. ve ilk siyah başkanı seçilen Barack Obama yemin ederek resmen göreve başladı. 2 milyon kişinin katıldığı törenle daha şimdiden tarih yazan Barack Obama, yaşanan ekonomik krizin aşılması için herkesi "sorumlu" davranmaya çağırırken, teröristlere de "sizi yeneceğiz" mesajını yolladı. OBAMA'NIN YAPTIĞI KONUŞMANIN TAM METNİ 20 Ocak gününe Kilise’ye ve ardından da Beyaz Saray’a kahve içmeye giderek başlayan Obama, Kongre’nin Batı Cephesi’nde düzenlenen törende yemin etti. Kongre’den Lincoln Anıtı’na kadar uzanan geniş alanı "yaşanan tarihi olayın bir parçası olmak isteyen ve 3,5 kilometrelik bir insan seli oluşturan " yaklaşık 2 milyon kişi doldurdu. Barack Obama ve 49. Başkan Yardımcısı olarak yemin eden Joseph Biden ve aileleri ile tüm yaşayan ABD Başkanları ve aileleri, Kongre’nin üyeleri, yüksek yargıçlar, Hollywood’un ünlü isimleri, bürokratlar ve çok sayıda davetli yemin törenine katıldı. Lincoln’ün İncil’i Obama, yemin etmeden "beş dakika önce" resmen ABD Başkanı oldu. Anayasa’ya göre seçilen başkan TSİ 19.00’da Başkan oluyor. Obama, 19.05’te yemin etti. Obama, "First Lady" olan eşi Michelle’in tuttuğu ve 1861’de Abraham Lincoln’ün yemin töreninde kullanılan İncil’e el basarak "37 kelimeden oluşan" başkanlık yeminini etti. Obama, zorunlu olmamasına rağmen, yemini bitirdikten somra "Tanrı yardımcım olsun" dedi. Obama, yemin ettikten sonraki konuşmasına eski Başkan George W. Bush’a içten teşekkür ederek başladı. Obama, ekonomide yaşanan ciddi krize dikkat çekerek, sınavların çok büyük olduğunu, ancak bunları aşacaklarını belirtti. Obama, "Umudu korkuya, birliği çatışmaya tercih ettik" dedi. Amerika’yı Amerika yapan ruhu tekrar yakalamaları gerektiğine işaret eden Obama, geçmiş nesillerin özverilerini hatırlattı. İlk siyahi başkan Kenyalı bir baba ile Kansaslı beyaz bir annenin oğlu olan 47 yaşındaki Barack Obama, Kongre Binası önünde yemin ederek ABD’nin 233 yıllık tarihinde ilk siyahi başkanı olarak göreve başladı. ’Hussein’ adını da kullandı Abraham Lincoln’ün İncil’ine el basan yeni başkan, "Barack Hussein Obama" adını kullanarak anayasayı koruyacağına dair yemin etti. Bu tarihi ana yaklaşık 2 milyon insan başkentte tanık oldu. Böyle yemin etti Obama, "Ben Barack Hussein Obama, Birleşik Devletler başkanlık görevini bağlılıkla yerine getireceğime ve becerimin elverdiğinin en iyisiyle Birleşik Devletler Anayasası’nı koruyacağıma, muhafaza edeceğime ve savunacağıma yemin ederim" dedi ve "Tanrı yardımcım olsun" diye ekledi. KONUŞMA NOTLARI Obama 17 dakikalık konuşmasında özetle şu mesajları verdi: Müslümanlara seslendi "Müslüman dünyaya sesleniyorum. Karşılıklı çıkar ve saygıya dayalı yeni bir yolun peşindeyiz. Çatışma tohumları ekmeye çalışanları kendi halklarının da mahkum edeceğini bilmelerini istiyorum. Sıkılı yumruklarınızı açarsanız dostluk elimizi uzatırız. Babama yemek verilmezdi Bugün özgürlüğümüzün ve inancımızın günü. Nitekim her ırktan ve her inançtan herkes bu meydanda toplandı, 60 yıl önce lokantalarda babasına yemek bile verilmeyen bir adamın çocuğunun yemin töreni için bir araya geldi. Terörü yeneceğiz Biz eski dostlarımız ve eski düşmanlarımızla el ele vererek nükleer tehdidi azaltmaya ve iklim felaketiyle karşı karşıya kalan dünyayı daha yaşanır bir hale getirmeye çalışacağız. Herkes şunu da bilsin ki masum insanları hedef alan teröristleri mutlaka yeneceğiz." Obama’nın yemin töreninden sonra yaptığı konuşmanın beklentilerin altında kaldığı ifade ediliyor. Seçim kampanyası sırasında ortaya koyduğu performanstan dolayı çıtayı çok yüksek tuttuğu belirtilen Obama’nın, bu seferki konuşmasında belağatten ziyade rasyonelliği öne çıkardığı savunuluyor.Ya Obama fos çıkarsaWASHINGTON

“Tuncay Güney’i niye çıkarıyorlar” Sibel Can’ın, TRT’nin kendisine kapılarını kapatmasına kızgınlığı sürüyor Sibel Can ve TRT arasındaki sular durulmuyor. Her şey yılbaşı öncesi başladı. İddialara göre, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Sibel Can’dan yılbaşı gecesi ücret almadan ekrana çıkmasını istedi. Ünlü şarkıcı, bu isteği kabul etti ancak sazcıların 30 bin YTL’yi bulan ücretini istedi. İbrahim Şahin bu parayı ödemeyeceklerini söyleyince Sibel Can da “Kendi cebimden mi vereyim” diyerek tavır koydu. Ergenekon kozu Bunun üzerine Şahin iddiaya göre, “Ben varken bir daha Sibel Can TRT’den içeri giremez” diyerek sanatçıya yasak koydu. Bu olayı içine sindiremeyen Can şunları söyledi: “Ben profesyonel bir sanatçıyım sözleşmem gereği TRT’ye 2 program daha yapacağım. TRT’ciler bana karşı gönül kırıklığı yaşıyorlarmış. Bu hiç profesyonel değil. Beni yasaklılar listesine alıyorlar ama Ergenekon soruşturmasının esrarengiz ismi Tuncay Güney’i 2,5 saat canlı yayına çıkarıyorlar. O gün TRT’yi dehşet ve şok içinde izledim. Beni bir daha TRT’den içeriye sokmayacağını söyleyenlerin Tuncay Güney’e kapısının açık olmasına şaşırdım. TRT önce bunun hesabını vermeli. Bence TRT’nin gündemindeki konu bu olmalı, ben değil.”VATAN