KesKiNkAleM tarafından postalanan herşey
-
Asiklar atisiyor
sormayın kızlar bana bişey söyleyemem size derdimi kendimi bildim bileli temelin hastasıyım
-
Asiklar atisiyor
ne biri çay mı dedi yanına ne getirdi bak şimdi içim kıyıldı getir iki bisküvit
-
Asiklar atisiyor
keskin sunamaz sana efkar bu akşam evde var nar gel bereber yiyelim taneleri sayalım
-
Asiklar atisiyor
adım keskindir benim namım eskidir benim yiğit derlerdi bana gelene kadar bu oyuna
-
Asiklar atisiyor
ben seni dövermiyim yoksa dövemezmiyim ne diyeceğimi artık bilemezmiyim
-
Asiklar atisiyor
parmaklar olmuş düz ne etsek bilemedik biz size gelecektik yolları şaşırmıştuk
-
Asiklar atisiyor
Sedoşu tanırmıyım tanırsam bilirmiyim sardunyam ne dersin ben burda yenimiyim
-
Asiklar atisiyor
Gide Gide Bir Söğüde Dayandım O Söğüdün Allarına Boyandım Gelin Ben O Yare Dağlar Kadar Güvendim Güvendiğim Dağlar Elime Geldi
-
Asiklar atisiyor
Ay Bulutta Bulutta Medilim Kaldı Dutta Kalırsa Varsın Kalsın Yenisi Var Sandıkta
-
Asiklar atisiyor
Dama Çıkma Üşürsün Gözellikte Menşursun Ne De Kötü Huyun Var Yadınan Gonuşursun
-
Asiklar atisiyor
Bu Kadar Cevretme Aziz Sultanım Ya N'olur İnsafa Gel Bazı Bazı Halime Rahmeyle Ruhi Revanım Bendêne Keremler Kıl Bazı Bazı
-
üsttekinin en çok nesini sewdin.....
bilde çaktırma bende bilmiyom
-
Asiklar atisiyor
Bir Fırın Yaptırdım Doldurdum Ekmekleri Gel Beraber Yiyelim Yaptırdım Börekleri
-
Asiklar atisiyor
Ahmet'im Oturmuş Batlıcan Oyar Batlıcan Rengine Bastonun Boyar Sen Kimin Yarisin Her Yanın Oynar
-
Asiklar atisiyor
Sıra Sıra Siniler Hasta Olan İniler Aldı Gitti Yarimi Denizdeki Gemiler
-
Asiklar atisiyor
Gökte Uçan Teyyare Selam Söylen O Yare Ben Kendime Var Buldum O Da Bulsun Bir Çare
-
Asiklar atisiyor
Dama Goydum Yakacak Şimdi Tren Kalkacak Ben Askere Gidiyom Sana Kimler Bakacak
-
üsttekinin en çok nesini sewdin.....
bilmem sevdim mi ki?
-
Günün Sözü
Bu uçsuz bucaksız dünya içinde, bil ki, Mutlu yaşamak iki türlü insana vergi; Biri iyinin kötünün aslını bilir, Öteki ne dünyayı bilir, ne kendini.
-
Günün Sözü
Muradım nasihat bunda söylemek Size lâyık olan onu dinlemek Sev seni seveni zây etme emek Sevenin sözünden geçici olma
-
Günün Sözü
Dünyada akla değer veren yok madem, Aklı az olanın parası çok madem, Getir şu şarabı, alın aklımızı: Belki böyle beğenir bizi el alem!
-
Günün Sözü
Milletin irade ve emeline uymayanların talihi acıdır, yok olmaktır.!...M.Kemal Atatürk
-
Flew, Önemsiz Bir İnsan mı?
Bizler inandığımız halde kapımızı kilitliyoruz, Allah kısmet ederse diyoruz ama çalışmaktan geri kalmıyoruz sonuçta her istediğimizi elde edemeyeceğimizi biliyoruz. Bizim ayaklarımızda yere basıyor Allah'a şükür. Sen de Flew kadar önemli bir bilim insanı ol sonra yapmış olduğun araştırmaları önemseyelim ve çıkardığın sonucu değerlendirelim. Ömür şu anda nerede biter tahmin ediyormusun? Arkadaşlarını inanırken kırıyorsan zaten yanlış yapıyormuşsun. İnanmak ya da inanmamak arkadaş kırmaya sebeb değil ki. Ne kadar gereksiz bir yazı olmuş. Cenneti ve cehennemi düşünerek yaşamıyoruz (en azından bildiğim insanlar adına) sonuçta insan sonsuzluğu zaten hayal edemez. Önemli olan bizim için nasıl yaşadığımızdır. Yaşarken çevremize verdiğimiz olumlu etkilerdir bizi mutlu eden. Sen Allah'a inanırken kendini özgür hissetmiyordun demek ki, oysa ben özgür hissediyorum, günah ta işliyorum günahtan kaçamıyacağımı biliyorum. Ama en azından ben günahkar bir insanım yani affım sözkonusu yani Allah tanımaz değilim.
-
Ermeni İsyan ve Katliamları
ERMENİ TERÖRÜ Türkiye açısından Ermeni sorununun önemli bir boyutu da, Ermenilerin Türklere karşı silahlı terör metodolojisini kullanmaya başlamalarıdır. Türk devlet adamlarına yönelik bu saldırgan strateji, ilk defa 1905'de II. Abdülhamit'e yapılan bombalı saldırı ile başlamıştır. Anadolu dışında kurulan Hınçak, Tasnak, Ramgavar, Hınçak İhtilal Komitesi, Silahlılar Cemiyeti, Ermenistan’a Doğru Cemiyeti, Genç Ermenistan Cemiyeti, İttihat ve Halas Cemiyeti ve Karahaç Cemiyeti gibi halkı silahlı ayaklanmaya sevk eden örgütlenmeler meydana getirilmiştir. Bütün bunların sonucunda binlerce Türk ve Ermeni’nin hayatına mal olan isyan hareketleri ülkenin dört bir yanına yayılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından 1965 yılına kadar sakin bir dönem geçirildikten sonra, Ermeni lobisinin desteğiyle terör hareketleri birdenbire tekrar ortaya çıkarılmış, Türk diplomatları öldürülmeye başlanmıştır. 1972 yılı sonuna kadar çeşitli ülkelerde 20'ye yakın anıt dikilmiş, basın ve yayın yolu ile karalama faaliyetleri programlı olarak uygulamaya konmuştur. Bu yeni dönemde terörü özendiren, geliştiren, hazırlayan, daha geniş alanlara yayılmasını, ve hedeflerinin çeşitlenmesini sağlayan; terör tim ve grupları oluşturan, yeni örgütlenme çabalarına destek, temas ve ilişkiler ortamı hazırlayanlar, Taşnak ve Hınçak terör örgütleridir. Bunların yanında isminden en çok söz ettiren ve Ermeni terörü ile eş anlamda kullanılan “Ermenistan'ın Kurtuluşu İçin Ermeni Gizli Ordusu” örgüt adının kısaltılmış şekli olan ASALA'dır. Geleneksel terör örgütleri içlerinden çıkardıkları terör tim ve gruplarıyla, ASALA ise terörün en acımasız ve insanlık dışı uygulamalarıyla yeni dönemin terör yaratıcıları olmuşlardır. ASALA da manevi ve psikolojik desteği, temas ve ilişkiler ortamını Hınçaklardan almıştır. Ermeni terörü, yurt dışındaki Türk görevlilerine, temsilciliklerine ve kuruluşlarına yönelik silahlı saldırılar şeklinde kısa zamanda hızlı bir tırmanış göstererek yoğunluk kazanmıştır. Bu dönemde, Avrupa ve doğu ülkeleri ile Suriye ve Lübnan'da üsler edinen Ermeniler, Kıbrıs Rumları ve Yunanistan ile işbirliği içine girerek eylemlerini gerçekleştirmişlerdir. Ermeni terör örgütleri, dış dünyanın tepkileri üzerine 1980’li yıllarda taktik değiştirerek, PKK terör örgütü ile işbirliğine girmişlerdir. 1984 yılında bölücü terör örgütü PKK sahneye itilmiş ve Asala-Ermeni terörü geri plana çekilmiştir. Ermeniler ile PKK arasındaki bağlantıyı ortaya koyan bazı somut örnekler şunlardır: · Bölücü terör örgütü PKK, 21-28 Nisan 1980 tarihini “Kızıl Hafta” olarak ilan etmiş ve 24 Nisan tarihini sözde Ermenilerin katledilme günü olarak anarak, toplantılar yapmaya başlamıştır. · 8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan'ın Sidon kentinde PKK ve ASALA terör örgütleri ortak basın toplantısı düzenlemişler ve toplantı sonucu bir deklarasyon yayınlamışlardır. Ancak bu olayın tepki çekmesi üzerine ilişkilerin illegal alanda gizli olarak sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Bu uzlaşmadan sonra, 9 Kasım 1980 tarihinde Strazburg Türk Başkonsolosluğu’na, 19 Kasım 1980 tarihinde ise Roma Türk Hava Yolları bürosuna yönelik olarak düzenlenen saldırılar, PKK ve ASALA terör örgütleri tarafından ortaklaşa üstlenilmiştir. · Bölücü terörist Abdullah Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından “Büyük Ermenistan hayali fikrine olan katkılarından dolayı” onur üyeliğine seçilmiştir. · Ermeni Halk Hareketi’nin bünyesinde, bir çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi bir Kürdistan Komitesi oluşturulmuştur. · 4 Haziran 1993 tarihinde; Ermeni Hınçak Partisi, ASALA ve PKK terör örgütü mensuplarının katılımıyla Batı Beyrut'ta bulunan PKK terör örgütü merkezinde bir toplantı yapılmıştır. Ermeni-PKK ilişkisiyle ilgili bir başka çarpıcı örnek ise, 6- 9 Ocak 1993 tarihlerinde Beyrut'taki iki ayrı kilisede düzenlenen ve Lübnan Ermeni Ortodoks Başpiskoposu, Ermeni Parti yetkilileri ile 150 gencin katıldığı toplantılarda kullanılan şu ifadelerdir: · Şimdilik Türkiye'ye karşı sakin tutum gösterilmelidir. · Ermeni toplumu gittikçe büyümekte ve ekonomik yönden güçlenmektedir. · Geliştirilen propaganda faaliyetleri sayesinde, bütün dünyada (sözde) soykırım daha iyi bilinmeye başlanmıştır. · Ermenistan devleti kurulmuştur, her geçen gün toprakları genişlemektedir ve atalarının intikamını mutlaka alacaklardır. · Başta ABD olmak üzere, diğer batılı ülkeler de Karabağ'da sürdürülen savaşta Ermenileri haklı bulmaktadırlar. Bu fırsatı değerlendirmek gerekir... Karabağ'da savaşan Ermeni gençlerine yenileri katılacaktır. · Türkiye'de -PKK terör örgütü ile yapılan mücadele kastedilerek- iç savaş devam edecek, Türk ekonomisi sıfır noktasına gelecek ve vatandaşlar baş kaldıracaklardır. · Türkiye bölünecek ve bir Kürt devleti kurulacaktır. · Ermeniler Kürtlerle olan ilişkilerini iyi bir şekilde yürütmeli ve Kürtlerin mücadelelerini desteklemelidirler. · Bugün Türklerin elinde olan topraklar, yarın Ermenilerin olacaktır. Özetle; Ermeni terör örgütlerinin müşterek amacı; her fırsattan yararlanarak Türkiye'yi istikrarsızlığa sürüklemek ve sözde işgal altındaki Ermeni topraklarını kurtararak "Bağımsız Büyük Ermenistan"ı kurmaktır. Bugün devlet olma özelliğini de elde eden Ermenilerin, söz konusu isteklerinin değişik başlıklar altında devam ettiği görülmektedir. Ermeni sorunu tıklayın
-
Ermeni İsyan ve Katliamları
Berlin Antlaşması'nın imzalanmasını izleyen dönemde Ermeni sorunu iki yönde gelişmiştir. Bunlardan ilki, Batılı devletlerin Osmanlı devleti üzerindeki baskı ve müdahaleleri; ikincisi ise, Anadolu, Suriye ve Rumeli'de yaşayan Ermenilerin Anadolu'nun çeşitli yerlerinde, özellikle Doğu Anadolu ve Kilikya'da yeraltında örgütlenmeleri ve silahlanmalarıdır. İlk kışkırtmalar Rusya'dan gelmeye başlamış, Rusların bu tutumu İngiliz ve Fransızları Ermenilerle daha çok ilgilenmeye sevk etmiştir. Doğu Anadolu'daki İngiliz Konsolosluklarının sayısı hızla artmış, ayrıca bölgeye çok sayıda Protestan misyonerler gönderilmiştir. Bu kışkırtmalar sonucunda Doğu Anadolu'da 1880'den itibaren çeşitli Ermeni komiteleri kurulmaya başlamıştır. Ancak, yerel düzeyde kalan bu komiteler, Osmanlı yönetiminden şikâyeti olmayan, barış ve refah içinde yaşayan Ermeni halkının ilgisini çekmediğinden başarılı olamamıştır. Osmanlı Ermenilerini, içeride kurulan komiteler yoluyla devlete karşı harekete geçirmek mümkün olmayınca, bu kez Rus Ermenilerine Osmanlı toprakları dışında komiteler kurdurulması yoluna gidilmiştir. Böylece 1887'de Cenevre'de sosyalist eğilimli, ılımlı militan Hınçak; 1890'da ise Tiflis'te aşırı, terör, isyan, mücadele ve bağımsızlık yanlısı Taşnak Komiteleri ortaya çıkmıştır. Bu komitelere, “Anadolu topraklarının ve Osmanlı Ermenilerinin kurtarılması" hedef olarak gösterilmiştir. İstanbul'da örgütlenen ve Avrupa devletlerinin dikkatlerini Ermeni meselesine çekerek Osmanlı Ermenilerini kışkırtmayı hedefleyen Hınçakların başlattığı ayaklanma girişimlerini, aralarında siyasi mücadele başlayan Taşnaklarınki izlemiştir. Bu ayaklanma girişimlerinin ortak özellikleri; Osmanlı ülkesine dışarıdan gelen komitelerce planlanmış ve yönlendirilmiş olmaları ile örgütlenme faaliyetlerinde Anadolu'ya yayılan misyonerlerin büyük katkısının bulunmasıdır. İlk isyan 1890'daki Erzurum’da gerçekleşti. Bunu, yine aynı yıl meydana gelen Kumkapı gösterisi, 1892-93'te Kayseri, Yozgat, Çorum ve Merzifon olayları, 1894'te Sasun isyanı, Babıali gösterisi ve Zeytun isyanı, 1896'da Van isyanı ve Osmanlı Bankası'nın işgali, 1903'te ikinci Sasun isyanı, 1905'te Sultan Abdülhamid'e suikast girişimi ve nihayet 1909'da gerçekleşen Adana isyanı izlemiştir. 1906-1922 yılları arasında Anadolu’da ve Kafkaslar’da, 517.955 bin Türk, Ermeniler tarafından katledilmiştir. Sayısı tespit edilemeyenlerle birlikte bu rakam 2 milyonu bulmaktadır(1). Ermeniler, Türk halkına en büyük zararı, Birinci Dünya Savaşı sırasında giriştikleri katliamlarla vermişlerdir. Bu dönemde Ermeniler; Ruslar hesabına casusluk yapmış, seferberlik gereği yapılan askere alma çağrısına uymaksızın askerden kaçmış, askere gelip silah altına alınanlar ise silahları ile birlikte Rus ordusu saflarına geçerek, "vatana ihanet" suçunu topluca işlemişlerdir. Daha seferberliğin başlangıcında, Türk birliklerine karşı saldırıya geçen Ermeni çeteleri, büyük katliamlara girişmiş, Türk köylerine baskınlar düzenlemek suretiyle sivil halka büyük zararlar vermişlerdir. Örneğin Van'ın Zeve Köyü'nün bütün halkı, kadın, çocuk ve yaşlı demeden, Ermeniler tarafından öldürülmüştür. İsyanların Osmanlı kuvvetlerince bastırılması, dünya kamuoyuna propaganda maksatlı olarak "Müslümanlar Hıristiyanları katlediyor" mesajıyla yansıtılmış ve Ermeni sorunu giderek daha geniş çapta bir uluslar arası sorun niteliğine büründürülmüştür. Nitekim, döneme ait İngiliz ve Rus diplomatik temsilciliklerinin raporları, “Ermeni ihtilalcilerin hedefinin karışıklıklar çıkararak Osmanlıların karşılık vermesini ve böylece yabancı ülkelerin duruma müdahalesini sağlamak” olduğunu kaydetmektedir. Öte yandan büyük devletlerin diplomatik ve konsolosluk temsilcilikleri Anadolu'nun her köşesine dağılmış Hıristiyan misyonerler ile birlikte, Ermeni propagandasının Batı kamuoyuna iletilmesinde ve benimsetilmesinde büyük rol oynamışlardır.