xminex tarafından postalanan herşey
-
YUMOTEm Meleğimmm için, Meleğim seni çok seviyorum
meleğiimm benimm.. yüzündenn gülücüklerrinn hiç eksilmesinn cicim.. SENSİZ BAHAR Sevmek şöyle dursun sensiz baharı Yaşamak ölmekten hazin geliyor Kapanmış sabahın bütün yolları Geceler ömrümden uzun geliyor... Kadehler açıyor dostla aramı Kimse dinlemiyor sarhoş dramı Şarkılar deşiyor gönül yaramı Her telden bir başka hüzün geliyor... Duymuyor ahımı anlamıyor dil Hançeri bağrımdan çekmiyor katil! Zalim hasretinden ne bir gün tatil Ne de bir gecelik izin geliyor!.. Bir değil bin fırsat geçse elime Seni tenkit etmek düşmez dilime Şu anda aklıma iki kelime "Sensiz yaşayamam" sözün geliyor... Vicdanım elvermez şeytana uysam Ağlarsın, kıyamam, canıma kıysam Ne zaman bir tren çığlığı duysam İçime elveda sızın geliyor!.. Cemal Safi
-
Frozen......
bidenemmm öpüyorumm senii kocamann... eyisinn demii çoktandır görüşemiyoss BAŞEDEMEZSİN İş işten geçmeden gel de söz dinle, Sen benim aşkımla başedemezsin. Ben sarhoş gezerken senin derdinle, Sen kendi gönlünü hoş edemezsin. Gül sefa sürse de bülbül çilerken, Bin pişman olmaz mı rengi solarken, Ben sana dört mevsim bahar dilerken, Sen benim yazımı kış edemezsin. Fırtına biçersin ey rüzgar eken, Borcunu faizle öder geciken, Sen benim gezdiğim yolları diken, Yattığım yatağı taş edemezsin. Gülersin aşığı yedekte sayıp, Yetmez mi arından verdiğin kayıp, Kınalı kekliğim elde var deyip, Sen beni kafeste kuş edemezsin. Kapılma hayalin renk akışına, Ağlarsın gerçeğin can yakışına, Ben kurban olurken bir bakışına, O canım gözleri yaş edemezsin. Aklını başına topla da vazgeç, Gel beni dinle de vuslata gün seç, Sen benim elime mecbursun er geç, Bahtımı mecnuna eş edemezsin... Cemal Safi
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
leylamm,ablamm,gülümm... özledimmm senii RÜYALARIM OLMASA Yıldızlara baktırdım, fallara çıkmıyorsun, Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa. Pencereden bakmıyor, yollara çıkmıyorsun; Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa... Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak? Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak? Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak, Seni sarmam imkânsız rüyalarım olmasa... Sevmesem özler miyim seni can pahasına? Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına. Adını söyleyemem, senden bir başkasına; Seni sormam imkânsız rüyalarım olmasa... Düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam, Sana değil, saçının bir teline kıyamam. Yıllar sonra dönsen de nerde kaldın diyemem; Seni kırmam imkânsız rüyalarım olmasa... Yalvarırım mektup yaz, beş dakkanı ayır da, Su serp yanan sineme sağlığını duyur da, Yaban gülü gibisin, dağda, kırda, bayırda; Seni dermem imkânsız rüyalarım olmasa... Cemal Safi
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
oyyyy oyyyy benimm sıcakk aplam,gül aplam,bal aplammm... ne dee sımsıkı sarıwerdinn beni... canımmmsınn ablacım
-
Çağrışım
ailemmm... bi de canısı
- Çağrışım
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, Sinemaların kapısı, Camekanlar bedava; Peynir ekmek değil ama Acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, Esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz, bedava. Orhan Veli Kanık melek ablacımm.... sanaa kocaman sarılıpp hasretimi gidermekk istiyorummm ablacımm... izin var mıdır sarıldımm bilee
-
iks mine iks
aşkolsunn yanee abicimm.. herhalde takdir yanee.. teessüf ettim haberinn olaa bnmm derslerle ilgili sözlerimm latifeydi... dersler ii yaaff
-
iks mine iks
çaktırma abicmmm yaa... herşeyi de anlayıwerion.. ölee şey mi olarr heçç..bn kimm derslerden çakmak kimm...
-
iks mine iks
yaa sorma abimm çoktandırr giremiyomm forumaa... sözde tatildeyisde derslerr bırakmıyoo yaa... yokluğumu hissettiğinn içinn çook sevindimm biliyon mu..abimm sende olmasann unutulcass yaff
-
iks mine iks
meleğimm ne güsell bi şiirr...çoook saol
-
iks mine iks
güselimm çook teşşekkür ediyorumm
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
canımmm... çoktandır görüşemiyos ablacımm... ösledimm senii.. ÖLÜMLÜ AKARSU Aktığı her yere, Kırgınlığını götüren bir akarsuyum… Ellerine saçıldım… Yüzüne çarpılmak için… Ayaklarının arasından geçerek, Su diyen çocuklarına yetişen akarsuyum… Nice denizlerde kendimi gizledim, Kızaran yüzümü saklamak için… Önündeki bentlerden aşamayan, Asırlık taşları eriten, Doğumundan çok denize öldüğü yer önemli olan, kıvrımlı bir coğrafyayım… Bir ders kitabında ölmeden önce, son isteğim tenine dolanmak, her bir hücrendeki acıyı yıkamak… Volkan İPEK
-
Frozen......
bidenemmm ösledimm seni yaff... çoktandır görüşemiyoss... senii çoook seviyorumm cnmın içiii... DUVAR ben bir duvarım hiç güneş görmedim sen hiç güneş görmemiş bir başka duvar yüzümüz benek benek tahta kurusundan ve sinemiz baştan başa ak üstünde karalar Ñkelepçeden kahroldu kahroldu bileklerim Ñsıyrılıp çıktım artık ölüm korkusundan Ñdilim dilim sırtımdaki yaralar ben demirbaşım sığır siniriyle dayak yedim biz de duvarız dinleyen duyan düşünen duvarlar bizim kucağımız terkedilmiş bir yatak gibi kirli soğuk ve bizim kucağımızda kasırgalı insanlar yüzündeki deniz parlaklığıyla durur hatıramızda o çocuk yumruklu dev o dev yumruklu çocuk o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda bir cumartesi akşamı girdi kapımızdan gözlerinde kıpkızıl diken diken öfkesi adeta birdenbire aydınlandı zindan onu böyle görünce nasıl da korkmuştuk sapından fırlamış bir balta gibi çehresi ve omuzlarında delikanlı gölgesi o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda o sırtüstü yatağında yatardı sımsıcak gözleri şimdi bile aklımdadır bir sana bakardı bir bana bakardı dışarda tabiat mevsimin en çıngıraklı ayındadır toprak ana bütün zincirlerinden çözülmüş sabahlar akşamüstleri manolya gibi parlak tarlaların yüzü gülmüş işte her akşam geçtiği denize çıkan sokak ah işte annesi annesi sevgilisi işte biz dinleyen duyan düşünen duvarlar işte o çocuk yumruklu dev o dev yumruklu çocuk dışarda tabiat mevsimin en çıngıraklı ayındadır bizim kucağımız terkedilmiş bir yatak gibi kirli soğuk o birkaç defa kartal gibi gitti kartal gibi döndü çığlıklarını değil kırbaç sesini duyduk biz duvarız neyleyelim gözlerimiz ağlamayı bilmez onu bir gece sabaha karşı büsbütün götürdüler kendi gitti ismi kaldı yadigâr bağrımızda o zaman mayıs'tı yağmurlar başımızda ya biz idam duvarıyız karşımızda çok insan öldürdüler onlar hep döküldü biz hep ayakta kaldık temelimiz kanla beslendi ama nedense uzamadık öyle bakmayın bu yaralar şerefli yara değil getirirler vururlar biz öyle dururuz yağmurlar gözyaşı bulutlar mendil elimizden ne geldi de yapmadık ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz onlar hep döküldü biz hep ayakta kaldık bir mayıs sabahı toprak rezil gök rezil yıldızlar küfür gibi yüzümüze tükürür gibi şafak sancılarıyla iki büklümdü ufuk ve simsiyah çamur gibi bir manga ortasında siyaset meydanına geldi dev yumruklu çocuk bulutlar eğilip alnının terini sildiler ve mermiler birdenbire ölümü getirdiler o düştü biz yine ayakta kaldık halbuki ne kadar ne kadar yorgunuz öyle bakmayın bu yaralar şerefli yara değil ah öyle bakmayın utanırız kahroluruz Attilâ İlhan
-
En cok sevdiginiz uye kimdir?
sedatt abicimm bn de senii çooook sevdimm.. hala daha sevmekteyimm...
-
iks mine iks
abicimm... kalbinn o kadar iyi ki..etrafındakilerii sıcaklığıyla hemencecikk sarıyoo... sendeee hep böyle sıcacıkk vee güsell kalpli kal olur mu..??bu karanlıkk dünyaa seninn kalbine gölge düşürmesin sakın... kendine iyi bak abicimm... YAĞMURDA SİS DÜDÜKLERİ.. imdat çigliklari midir bir felaketi mi duyururlar anlaşilmaz söyledikleri salkim saçak çökerler karanligima yalnizligimi dagitirlar yagmurda sis düdükleri camlarda çehreler hayal meyal aramizdan müthiş ayrilmişlardir anlaşilmaz niye öldükleri son nefeslerini tasarladikça insan israrla ölümünü yaşiyor yagmurda sis düdükleri yürekte keder yogunlaştikça bulutlar buz tozuna yozlaşiyor anlaşilmaz neleri götürdükleri sabahlar olur bir türlü uyuyamam içimde sanki şilepler çarpişiyor yagmurda sis düdükleri Attilâ İlhan
-
iks mine iks
abimm çook saoll yaa... çook güzelmişş...
-
iks mine iks
tatlışş kankitomm çook saol..çokk sevdiğim bi şiirr...sanaa armağann olsun bnden.. ALINYAZISI SAATİ Yeryüzüne ayı indir o bir şehir olsun Yaklaştıkça büyüyen Ayrıntıları setleri bahçeleri Yumuşak çizgileriyle ortaya çıkan İşte ben o şehri yaşadım yıllarca İstanbul'da parça parça Çeşmelerinde ayı yaşadım Servilerinde ayla birlik bölündüm Ayla birlik yaralandım İstanbul mezarlıklarını aydınlatan ayla Soludum bölük bölük ahiretin Keskin çizgili özgürlüğünü Kanlı canlı özgürlüğünü ay kesmesi İçtim sıcak bir yaz günü içilen buz gibi bir vişne şurubu benzeri Kutsallığın ballı biberli çilekli çile kevserini İstanbul'dur bu otuz yıl kana kana yaşadığım Taşlarına adeta resmim işledi Ben İstanbul'da dağıldım zerre zerre İstanbul damla damla içimde birikti Mermer tozu gelip gelip içimde oluştu bir şehir Bu yeryüzünden ve gökyüzünden ötedeki şehirdir O bir kılıçtır Doğudan Batıya uzanıp Çin ipeğinden örülmüş şeytan kozasını bölen Darbeleriyle Batı çeliğini lime lime eden O Tanrı'nın kılıç halindeki hilali İslam ruhunun kristalleşmiş heykeli İçimin sesi rüyamın öfkesi merhametimin şehri İstanbul'a gel oruç günleri gez gör ve dinle derinden Taştaki oymalarını incele bir er gözüyle Semerkant'tan kalkıp gelmiş erlerin gözüyle gör her yeri Camileri mezarlıkları çeşmeleri ve sebilleri Git Sümbülefendi'ye servilerden sor olan biteni Merkezefendi'de tüket maddeyi yırt maddeciliğin kefenini Bağdat'ta ebedi bağı ruhun ve ilahi hikmetlerin Şam'da son sınırı manevi medeniyetlerin Kozmik bakış metafizik sezgi Bağdat'tan dal, Şam'dan yaprak Diyarbekir'den çizgi Hep İstanbul'da kırık dökük Parçalanmış silinmiş sönmüş Hayaletler gibi kaçmış gizliliklere Loş boşluklara sığınmış kan rengi bir huzur arzusu Sabah Karacaahmet'te öten şafak kırmızısında savaş borusu Sökün eder her sabah ufkun bir ucundan yeniçeriler Su şırıltısından gök gürültüsüne değin Bütün seslere düzen vermiş ebedi mehter Yok olduysa bu şehir ruhu ruhuma sindi Ben yaşadıkça o yaşayacak bende Kimbilir belki o da dirilecek benimle İslam Milletinin dirilişinde O yeniden güneşin güneş ayın ay ve dünyanın dünya İnsanın insan olduğu o günde Ölümün biliyorum ey İstanbul diriliş içindir Öyleyse indir ruhunun teslim bayraklarını indir göm toprağa Doğrul ve kalk ayağa Kemiklerinle etin arasında Sonsuz güç topla korku ve muştuyla Mucize muştusuyla Yüreğim yırtılıyor çınlıyor ağlıyor yüreğim Fırtına yaprak yaprak dökülüyor Gecenin tüyleri savruluyor havaya Ölümümü kutlayan Arz oğullarıyla Mübarek toprağın anlamından bile yoksun Taşın demirin mermerin ve tozun metafizik kadrine bile düşman Kabus ruhumu çalmak isteyen hırsız Madde dönüşür binbir şeye ama ruh kaybolmaz Altın madeni gibi pırıl pırıl kalır ve solmaz Ve ben kardan geldim ama denizi üstlendim Denizi yüklendim adeta denizle evlendim Denizle yaşadım denizle öldüm Öldükten sonra denizin gözlerini gördüm Denizden denize yükseldim Birliğin şarkısını işittim dinledim derinliklerinde Sedeflerinden yapılmış İstanbul camilerinin taşları Beyaz güvercin kanadı köpüklerinde kubbelerini gördüm camilerin -Ama gizleyerek saklayarak itiraf etmeyerek- Bursa'dan gelen yeşil bu denizi boyadı gökten sonra Ve trenler şifreli düdükleriyle trajedileri perdelerken Dönüp bir köşeden ötede kaybolurken Ben kayalarını denizin ahenkleştirdiği kıyılarda Gerçeği koğaladım hayal meyal görünen kelimeler arkasında Ve derken birden karaya sıçradım Ayasofya Padişah türbeleriyle örtülmüş maskelenmiş şehzade mezarlarıyla Kayboldu o deniz o kentle birlikte Rabbim bildir bana olup biteni O yeşil ötesi ışığı o güneşi tahlil eden su çizgisini Ve sen ey Avrupa yerin dibine batacaksın bitmez tükenmez suçlarına karşılık Ve derken Ayasofya yüzüme çarpan karanlık Serin ve kilim nakışlı kızıl gözlü dev bir cam gibi Ve kılıcımın ucunda Ayasofya küçük bir bilya gibi Uçuyorum göklerin kubbesine bir ikram gibi Gök sofrasında bir çeşni bir garnitür gibi Kalk ve kavra ruhum bir kadavra gibi solan bu göksel yapıyı Bir kartal taşırken yere düşmüş Ve kalakalmış kaldığı yerde Sonra karanlıklardan çıkan kartallar tünemiş üstüne Yemişler ötesini berisini Ey kozmiğin kemirdiği bir kent gibi yükselen yapı Ey Allah'a açılan ve kapanan ulu kapı Bir at gibi soluyorsun kulelerinle Deniz öfkenin köpükleriyle benekli Gel barışın köprüsü ol içimizde dışımızda Yeniden sularından içelim kana kana Savaşabilirim bugün bütün dünyayla Gerekirse Ruhumuzun susadığı hakikat olan Evrensel İslam Barışının zaferi için Aşk için Tanrı hakikati aşkı için Göğe çıkan İsa yere insin diye -Fazla çıkardılar göğe- Gel ey Muhammed ve İsa hakikati Burada sizi bekleyen bütün bir insanlık var Bulutlar yaralı insanlar zehir saçan fırtınalar Kara-düşünce fırtınalarıyla yüklü kurşun levha havaları Savaşırım doğudan daha doğu Doğrudan daha doğru olanı bulmak için Zulme karşı savaşabilirim İnsan başı yalnız Tanrı önünde eğilecektir Ebedi hakikat budur Bunun için savaşırım ben Bunun için kanım helal olsun Şehrimin altına özgür Tanrı aşkını yazmak İstanbul'u yeniden Tanrı şehri yapmak Bunun için savaşırım ben Servi için savaşırım çınar için savaşırım Tozlanmamış gün doğuşu için Yıldızlar geceleri yeniden görünsün diye Tuz deniz damlasında gülsün Çam denizle gülüşsün Su tenimizle barışsın Ruhumuzla ışısın diye Savaşçıyım ben atalarım gibi İstanbul için savaşırım Bağdat'ın dervişlik ortağı Şam'ın kılıç kardeşi Olan İstanbul için Benim güneşimden öteye kimse gidemez Benim güneşimin üstüne doğmadığı hayat hayat değil "Benim duvarımdan yüksek duvar haraptır" Gerçek özgürlüktür kölelik değil Tanrı'ya kulluk İstanbul olacak yine gerçek özgürlüğün türküsü Kıyamete kadar söylenecek türkü Sezai Karakoç
-
iks mine iks
melekk ablacımm bnmm... ablacımm uzun süredir foruma giremediğimden sana cvp atamadımm canımıniçi... mesajını okuyunca öyle çokk sevindim ki anlatamam... içim öyle rahatladı kii... ben meğersemm boş yeree kendi kendime üzülmüşümm... ablacımmm herşey için çook saol ve bu güsell şiir için çook teşşekür ederim... annelerinn yeri her zaman apayrı tabii...anne olabilmekk apayrı...ANNEMİİ ÇOOOK SEVİYORUM... KIRKİKİNDİ YAĞMURLARI Sabahları aşık değilim dedim Hakikaten de öyleyimdir Her sabah rahat, neşeli olurum Hatta sesime bakmadan türkü söylerim Herkes gibi işime giderim bende Çalışmak sanki özlediğim bir şeydir Sonra yavaş yavaş o aklıma gelir Havam bulutlanır gitgide Peşinden koşmaktan yorgun düşerim Çekilmez olur artık şehir Bilirim şimdi kırlarda Bir hayvan sakince suya eğilmiştir Trenler geçip giderken küçük kuşlar Durmadan yer değiştirir telgraf tellerinde Gitsem gezinsem derim limanda Rıhtım kahvelerinden birinde otursam Bir şey içsem ve dönsem Değiştirsem elbisemi, Yahut uzanıp saatlerce uyusam Belki bu dertten kurtulurum Derim ama akşam olur Gene kapına düşer yolum. Necati Cumalı
- mineu
-
iks mine iks
Ablacımmm....ne de güselll bi şiirr....çoook saoll bitanemm bnm... HAYAT BİZE MUTLU OLMA ŞANSI VERMEDİ... Hayat bize mutlu olma şansı vermedi Biz kendimizden başka Herkesin üzüntüsünü Üzüntümüz, Acısını acımız yaptık. Çünkü Dünya'nın öbür ucunda, Hiç tanımadığımız bir insanın Gözyaşı bile içimizi parçaladı... Kedilere ağladık Kuşların yasını tuttuk. Yüreğimizin yufkalığı Kimi zaman hayat karşısında Bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir İnsanın insana yanması Sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep Üzüldüm, hep yandım.. Yaşamak ne güzeldir be sevgili Sevinerek, severek, sevilerek, Düşünerek... ve o vazgeçilmez sancılarını Duyarak hayatın Yılmaz Güney
-
ॐ๑ Murti San ๑ॐ
kalbinin sıcaklığı tümm karları eritmeye yeterr cnm abicim...
-
iks mine iks
güsell kalpli kardeşimm... ben de senii çoook seviyorumm canımm..
-
iks mine iks
meleğimm çoook teşekkür ederimm...
-
==kaan bebeto==
GÜZELDİ... Seninle akşamların karanlığını aramak, Yağmur sonraları toprağa özlem duymak… Yarımdı yaşananlar belki, Tamamlanamadı zamanın sonsuzluğu gibi, Ama yine de güzeldi… Acısını bile çekmek aşkın, Kanamasını izlemek ilişki denen varlığın, Ya da bizsel düşlerdeki hazsız darlığın, Dedim ya, Tümü, tamamı ve hepsi güzeldi… En aç günlerdeki tokluk hissi veren sevgin, Maviye aşkındaki, Denizi sevmendeki heyecanın, Avazın çıktığı kadar susuşun, Fısıltıyla bağrışın, Beni, benden alışın Güzeldi… “Güzele anlam veren yüzün, Kahvenin renk bulduğu gözün, Gidişlerinle büründüğüm hüzün, Beraber yaşadığımız, kışın, yazın, güzün, Güzeldi… Şimdi güzel günleri anıyorum, “Güzeldili cümleler kurup, Güzeli arıyorum, Bulacağımı da biliyorum, Ama nerede, Ne zaman ve nasıl gelir ölüm bilmiyorum… Yaşamak sensiz çekilmezdi, Sen varsan içinde, Cehennem bile güzeldi… Bugün yaşamdan uzaktayım, Geldim işte, yanındayım, “Sen, seninle de sensiz de güzeldi…