di-lara
-
İçerik Sayısı
59 -
Katılım
-
Son Ziyaret
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf Kritikleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm Kritikleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
İletiler gönderen: di-lara
-
-
Sevdasına Yandığım Hayat
sesli
http://www.edebiyatdefteri.com/sesli_siirler/139801.mp3
Kalabalık kentler ürkütür yüreğimi
uğultular doldurur beynimi yürüdükçe
tüm gözlerden incinmiş bir bakış sızar istasyonlara
kirli vagonlarda taşınan ince bir hüzün gibi
ki,
hep aynı yerimi burkan
bu yüzü kirli şehirde
kimse kimseyi sevmiyor
bilmiyor avuçları kar çiçeği kokan
bir çocuğun saçlarına dokunmayı
şiirler okumayı bir alacaşafağa
kaç kez ittiysem uçuruma yüreğimi
bir çift göz gördüm deltalarda
yalvaran bir ses
kırıldı içimde yıllarca gizlediğim ayna
kalbime batıyor şimdi kırıkları
nehirler boyu kanıyorum
ateşler boyu yanıyorum
alın götürün beni buralardan allah aşkına
dayanamıyorum
nereye baksam denizi duman
neye dokunsam ah
hüznün acıyla öpüştüğü bir kıyıda kaldım
yok,
yok gidemem başka bir liman
anla
anla ve al bu acıları koy bir yana
kör bir sevdanın imgeminde
bir yanı Mecnun’dur çöllerimin bir yanı Leyla
bir yanı Yusuf’tur zindanımın bir yanı Züleyha
yorgunum her akşam yollara bakıp ağlamaktan
yüregimde hasret ateşleri yakmaktan
her kıyıda başka bir cehennem bekler beni
nereye baksam güz bahçeleri
nereye gitsem üstüme devrilir gök
kime nasıl anlatırım sancıyan yanlarımı ah, kim anlar beni
hasretin bin çeşidiyle delik deşik yüreğim
kimsem de kalmadı halime ağlayacak
yaralarımı saracak
böyle boynu bükük duruşum ondan
ondan bir yanım hep vurgun, hep yetim, hep kırgın
ömrüm oy
ömrüm oyy
şiir cıvıltıları oysa gönül ormanımda
yıldız ışıltıları
uzanıpda tutamıyorum
hüznün en kuyu gecelerde boğuldu sevinçlerim
yıldızlar örtmüyor artık yaralarımı
gözyaşlarımı saklamıyor
en ucuz şarkılar yıkıyor ruhumu karanlık sularda
unutulmuş bir sokak ortasında
düş denizlerine bırakıyorum soluğumu
ellerim üşüyor, yüreğim, gözlerim üşüyor
dönüp bakmıyor kimse, bölüşmüyor sevinçlerini benimle
uzak bir kıyıda tutsak kalıyor hayallerim
bütün iskeleler yıkılıyor
bütün iskeleler yıkılıyor
hiç bir gemi almıyor beni
bir damla gözyaşı olup akıyor yüreğim avuçlarıma
yüreğim ki, deliboran, delipoyraz, kızılkan
hasretim kızıl alev bir güldür yangınlara
koparıp göğsümden ateşlere atıyorum
hiç kimse çekip almıyor kalbimi ateşler içinde
kanıyor en katı yerinde gece, yanıyor yüreğim
yüreğim alev topu
yüreğim kanrevan
yüreğim nar
yüreğim ateş
yüreğim ah!
tutunduğum dallar kırık
sokulduğum kucak çiçek açmıyor
aldırmıyor çığlıklarıma sevdasına yandığım hayat
acının ve ateşin burgacında
ince bir sızı gibi geçip gidiyor ömrüm
nasıl katlanacaksa kalbim bunca ağrıya
ömrüm oy
ömrüm oy
gülüm oy
Nuri CAN
-
.
Ne Giysek Yakışmıyor Hüzünden Başka
Yüzümüzü sulara bıraktık
hayallerimizi sıvası dökülmüş duvarlara
sardıkça yangınlar içimizi
yoksul bir yaşamın cenderesinde
yaralarımız üşüdü...
Önce miydi, sonra mıydı,
kar mıydı?
yağmur muydu?
bilemedik?
üşüdükçe içimize çöktü sis...
Hep sancısını çektik kahreden hayatın
ne giysek yakışmıyor hüzünden başka
eğilip bakmaya korktuğumuz,
sahipsiz mezarlara döndü içimiz.
her akşam tanımadığımız bir hicran
görmediğimiz bir ıstırap çaldı kapımızı...
Kalbimizi bir vefasız,
ömrümüzü bir hayırsız aldı
hayatın çıkmazında hep teselli aradık
buruk gülümsemeler dindirebilir mi hüznü ah! Can?
kime ne verebiliriz ki,
gönül mü?
ömür mü?
can mı?
mal mı?
yok, yok yüreğimizden başka servetimiz
Her baktığımız göz yuttu gönlümüzü
hançerini sapladı her tuttuğumuz el
hangi adaya sığınsak ihanet kokuyor.
nereye gidebiliriz ki ah! Can,
yüreğimizden başka
sokaklar çıkmaz sokak ömrümüzde,
kahretsin...
Çıktığımız her yolculukta
düştüğümüz her kalabalıkta
ıssız bir kıyıda üşüdü ömrümüz
yetim ruhumuz, nemli gözlerimizle
her gece sarılıp bir hayale,
yalnızlığımızı alıp bastık bağrımıza...
Yetimdik mevsimlerin koynunda, yaralıydık
acılarla yattık, acılarla kalktık,
bir ömür acılara acılar kattık.
kurudu gözpınarlarımız,
karanlığı siper edip gözlerimize
yüreğimizle ağladık.
Kimsesiz bir çocuğun yüreğine çizip resimlerimizi
kayıp mezarlara gömdük,
yüzümüze siper ettiğimiz gülüşleri
ve yükleyip sevdalı bir kuşun kanadına kaygılarımızı
ardında el açıp aşka ve acıya ağladık...
Hep yüreğimizde saklı tuttuk sevgimizi,
gözlerimizde, yüzümüzün hüznünde saklı tuttuk...
gökyüzünü doldurup soluğumuza
isyanımızı kilometrelere zincirleyip
kayıp bir vadide idam ettik geçmişimizi...
Gidenler dönmedi ah! Can
solgun bir güz bahçesi renginde,
boynu bükülü gelincikler gibi kaldık
yaralı uçurumları birer birer koşarak
boş yere yollara baktık, türküler yaktık
kurudu gözpınarlarımız, yüreğimizle ağladık.
Yaralı bir ülkeyiz şimdi, terkedilmiş bir şehir
nehir nehir acılar damlıyor bedenimize
önümüzde dağ dağ uçurumlar
ardımızda ölümün ayak sesleri
nasılda acıyor hayatımız ahh!
Gurbet ki, kahreden yanımız
acılara gömdüğümüz isyanımız
derdimizi kime nasıl anlatırız,
kimimiz var ki, ah! Can
lime lime yüreğimiz,
ilmik ilmik gözyaşlarımızdan başka…
Hasret ki, göçmen kuşların kanadında taşıdığı
gamdan bir dağ gibi oturmuş gözlerimize...
buruk gülümsemeler dindire bilir mi hüznü ah! Can?
kime ne anlatabiliriz ki,
ağızdan çıkan her söz yaralıyor yüreğimizi.... .
Nuri CAN
.
-
Sustum!
SESLİ YORUMLARI dinle
http://www.hanedan.info/Gulnaz/Sustum.mp3
Sustum!
"Herkes konuştuğunu yazar,bense sustuklarımı"
Herkesin konuştuğu dünyada
ben sustum!
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
kimse duymuyor...
Sustum!
Bin ah sürüp dudaklarıma
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
sustu benimle deniz,
sustu deli dalgalar, sustu martılar...
umutlarımı sarıp rüzgarlara
uzaklara savuruyorum her gece
yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
kimse görmüyor...
Sustum!
Tam acılarımı haykıracaktım ki,
sustum
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
bir çığlık kanıyor demedim, en derininde yüreğimin...
içimdeki volkanları boğarak sustum!
açmadım kimselere yüreğimi
hançeri sadece kendime sapladım
sapladım ve sustum!
hüznü yüzümde,
acıları gözlerimde topladım sustum!..
Sustum!
sustu dudağımdaki şarkı,
gözlerimdeki şiir
yaraları yalayan rüzgar
sokaklarında kahrolduğum şehir
gözlerim konuşuyor yalnız!
Saçı ağarmış hayaller
nemli kirpiklerle
bulutlandığında gözlerim
gökte şimşek olup çakıyorum
kimse görmüyor...
Sustum!
tuz basıp yaralarıma!
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
yaslanıp yalnızlığın duvarına
gül döküp kalabalıklara her gece
kimsesiz geziyorum gönül ülkemi
kimse bilmiyor...
Sustum!
tam sevdiğimi haykıracaktım ki, sustum
sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
acılar konuşuyor şimdi yalnız
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
atıyorum uçurumlardan
kimse görmüyor
Ne zaman
dudaklarından öpmeye kalksam hayatı
saçlarını koklasam rüzgarların
içimde incecik bir sevgi ürperiyor
sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
gelmiyor beklediğim bahar
yaralar merhem tutmuyor
gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
kimse silmiyor
yağmur dinmiyor
sevdiğim bilmiyor
Sustum!
sustu benimle sarı sabır,
sustu hasret, sustu zaman
yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
kimse duymuyor
Sustum!
İçimde dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
sustum
sustu dudağımdaki şiir
gözlerimdeki nehir
gönlümdeki yara
bulutlar haykırdı isyanımı
şimşekler haykırdı
sadece ben duydum
sadece ben
Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
yaralar merhem tutmuyor
geceler avutmuyor
ben sustum
acılarım konuşuyor yalnız
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
Ben sustum!
susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
pencereme vuran yağmur damlaları
susmuyor dışarda inleyen rüzgar
yıldızlar küs
ay üzgün
yağmur dinmiyor
içimde binlerce şiir kanıyor her gece
kimse bilmiyor
kimse duymuyor
sustum!
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
sustu hayat, sustu zaman
acılar konuşuyor yalnız
acılarım konuşuyor
kimse duymuyor...
duymuyor...
duymu...
duy...
Nuri CAN
-
-
İkimizin Masalı
Sen bir çiçek olsaydın sevda çöllerinde
ömrümce yaş dökerdim kurumayasın diye
seni yalnız güneşin aklığı
güllerin sıcaklığı ile beslerdim
ve mehtabın büyüsü ile süslerdim yapraklarını
her sabah kızıllığında yeniden koklamak için
sen bir defter olsaydın, ben kalem olurdum
seni yazardım gece gündüz şiirlere, romanlara,
dağlara, bulutlara, rüzgarlara
elimin ulaştığı, gözümün gördüğü heryere seni yazardım
dilime destan, yüreğime mühür kazardım
bir ömür seninle yaşamak, seninle yaşlanmak için
sen bir ceren olsaydın avcıların önünde
sevgimi siper ederdim vurulmayasın diye
yaralarını rüzgarın diliyle okşar
güllerin eliyle sarardım
ve seni dağların moruyla gizler
pınarların diliyle seslerdim
kem gözlerden, katı yüreklerden korumak için
sen bir çoban olsaydın sürüler peşinde
kalbimde taşırdım hep yorulmayasın diye
ve kavalını rüzgarın nefesi ile üfler
çağlayanların sesiyle dinlerdim
her gece ayışığında duygularını okşamak için
sen bir kardelen olsaydın dağların eteğinde
ben yaprak olurdum rüzgarda titreyen
dört bir yana kokular saçar dururdum
her dem aşkın ile sarhoş olmak için
sen bir dal olsaydın, ben toprak olurdum
sen bir göl olsaydın, ben ırmak olurdum
kalbine akardım gece gündüz
senden uzak kaldığımda ağlar dururdum
sen güneş olsaydın, ben dünya olurdum
dönerdim ekseninde durmadan
her sabah, her akşam yeniden buluşmak için
ve saçlarını gökyüzünün mavisi ile yıkardım
her dem güzelliğinden sarhoş olmak için
Nuri CAN
www.nuricann.com
.
-
.
Geldi hazân, Yine hüzün, Yine gam
Cümbüş kırık, neyzen suskun, ney suskun
geldi hazân, yine hüzün, yine hüsran, yine hicran
şarkı suskun, meyhan suskun, mey suskun
geldi hazân, yine giryân, yine figan ,yine efgân
gönüllere elem konuk her akşam ...
Bülbülü bir güle zar eylemişler
dünyayı sevene dar eylemişler
sevdayı göğsüme nar eylemişler
geldi hazân, yine giryan, yine hüsran, yine gam
yine hicran, yine hüzün, yine efgân, yine figan
bir ince sızıdır nereye baksam…
Bahçe mahsun, gül mahsun, gönül hicran
bülbül bi-zar-ı figan, bi-zar-ı fizan, bi-zar-ı efgân
ey vah yine hicrân, yine giryân, yine hüsran, yine gam
bir ince sızıdır düşer sineye her akşam
Hicran dilsiz, yaş gözsüz, mevsimler güz
şair suskun, şiir suskun, tar sözsüz
yine boyun büktü akşamlar öksüz
ey vah yine hazân, yine efkar, yine ah-u zar
yine firgat, yine hasret, yine gurbet, yine gam var
bir ince sızı düşer sineye her akşam ah leyli yar
Rüzgar hicran inler gönül secdede
nağmeler aşkı kanar her hecede
ay küser bir efkâr basar gecede
yine hazan, yine hüzün, yine hicran, yine gam
yine figan, yine efgân, yine giryân, yine hüsran
bir kara dumandır iner her akşam
Felek ki, demirden örmüş ağını
ceylanlar aşk için yakmış dağını
gazeller savurmuş gönül bağını
geldi hazân, yine hüzün, yine hüsran, yine gam
yan ey deli gönül dermansız derdine yan
Yine efkar vakti, yine her yer karardı
bahçe gazel döktü yaprak sarardı
her sokak başını bir elem sardı
geldi hazân, yine giryan, yine hüsran, yine gam
yine hicran, yine hüzün, yine giryan, yine hicran
bir ince sızıdır nereye baksam
Tipi bize, boran bize, kar bize
feryat bize, figan bize, zar bize
hicran bize, fizan bize, har bize
yine firgat, yine gurbet, yine hasret ey Ozan
dinmez bir sızıdır yüreğinde ne yapsan
gönüllere elem konuk her akşam
Geldi hazân, yine hicran,yine hüsran, yine giryân bana düştü...
yine firgat, yine hasret,yine figan, yine efgân cana düştü...
attı felek, her birimiz bir yana düştü
yan ey gönül yan, şimdi dermansız derdine yan
ah ile vah ile geçip gidiyor zaman
hüzünlere yazılmış bir ömür bizimkisi
ah!
neylersin leyli yar...
Nuri CAN
www.nuricann.com
.
-
Sustum ve Gülümsedim..
Sustum ve gülümsedim..
bir çığlık kanıyor demedim,
en derininde yüreğimin...
Gülümsedim...
gülümsedim ve sustum...
içimdeki volkanları boğarak...
Sustum ve gülümsedim..
susturarak içimdeki sabır taşını
hüznü yüzümde,
acıyı gözlerimde toplayarak...
Demedim kimselere
bir çığlık kanıyor,
en derininde yüreğimin...
bilirim acının dili olmaz...
Sustum!
sadece sustum ve gülümsedim!
bastırarak içimdeki depremleri...
hançeri sadece kendime sapladım.
sapladım ve sustum!...
Görmedi kimse,
kimselere göstermedim.
içime akıttığım gözyaşlarımı...
öldürdüm,
ıslatmadan kirpiklerimi...
Ama ağlamadığım hiç bir çiçek
konuşmadığım hiç bir yıldız kalmadı
bu şehrin parklarında...
İnadına,
açmadım yüreğimi kimselere
kimselere ağlamadım, inadına
hançeri sadece kendime sapladım.
sapladım ve sustum!...
sustum ve gülümsedim!...
Sadece sustum ve gülümsedim!
boğarak içimdeki dalgaları...
kıyısız denizler gibi...
Sadece sustum… sustum ve gülümsedim!...
gülümsedim ve sustum içimdeki çocuğa!...
açan çiçeğe, uçan kuşa, gökteki aya!...
yüreğim kan ağlarken de gülümsedim.
gülümsedim acılara, ihanetlere…
gülümsedim baharlara!...
yağmurlara,bulutlara
rüzgarlara, sulara
gülümsedim!...
gülümsedi!..
gülümse...
gülüm...
gülü...
gül...
Nuri CAN
-
.
Dinlemek için Linklerin üzerine tıklayın
Erkek Sesi
http://www.hanedan.info/Asksiirlerim/Sustum.mp3
Bayan sesi
http://www.hanedan.info/Gulnaz/Sustum.mp3
Sustum!
Sustum!
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
kimse duymuyor...
sustum
sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir
yaraları yalayan rüzgar
sokaklarında kahrolduğum şehir
gözlerim konuşuyor yalnız!
sustum!
bin ah sürüp dudaklarıma
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
sustu benimle deniz,
sustu deli dalgalar, sustu martılar...
umutlarımı sarıp rüzgarlara
uzaklara savuruyorum her gece
yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
kimse görmüyor...
saçı ağarmış hayaller
nemli kirpiklerle
bulutlandığında gözlerim
gökte şimşek olup çakıyorum
kimse görmüyor...
Sustum!
tuz basıp yaralarıma!
sustum
içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
yaslanıp yalnızlığın duvarına
gül döküp kalabalıklara
kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece
kimse bilmiyor...
sustum!
sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
acılar konuşuyor şimdi yalnız
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
atıyorum uçurumlardan
kimse görmüyor
sustum!
saçlarını kokluyorum rüzgarların
dudaklarından öpüyorum hayatı
içimde incecik bir sevgi ürperiyor
sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
gelmiyor beklediğim bahar
yaralar merhem tutmuyor
gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
mendil silmiyor
yağmur dinmiyor
sevdiğim bilmiyor
sustum
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman
sustum
yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
kimse duymuyor
sustum!
İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
sustum
sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım
sustu gözlerimdeki şiir
gönlümdeki nehir
bulutlar haykırdı isyanımı
şimşekler haykırdı
sadece ben duydum
sadece ben
ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
yaralar merhem tutmuyor
geceler avutmuyor
ben sustum
acılarım konuşuyor yalnız
ben sustum!
susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
pencereme vuran yağmur damlaları
susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar
gelmiyor bahar
kuşlar sevinmiyor
yıldızlar küs
ay üzgün
güneş doğmuyor
acılar dinmiyor
içimde binlerce şiir kanıyor her gece
kimse bilmiyor
sustum!
sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
sustu hayat
sustu zaman
acılar konuşuyor yalnız
acılarım konuşuyor
kimse duymuyor...
duymuyor...
duymu...
duy...
Şiir: Nuri CAN.
.
-
Sizin Hiç Anneniz Öldü mü?
Sizin Hiç Anneniz Öldü mü? Benim Öldü
Kalk anam kalk, Allah aşkına kalk
Bak mevsim umut mevsimi
papatya mevsimi, gül mevsimi
mevsim bahar
dağlar kar
suların coşup taştığı zamandır
kalk yarasına merhem olduğum kalk
ben geldim uyan da bir bak
yatma öyle sessiz, öyle nefessiz n’olur
yatma öyle çaresiz
aç gözlerini yaşadığını bileyim
gülersen güleyim
ağlarsan gözyaşını sileyim
oynat kirpiklerini bulutlar uçsun gözlerinde
bahar yağmurları yıkasın saçlarını
ölmek gerekiyorsa ben öleyim...
kalk anam
allah aşkına kalk
ben geldim bak
kime bu nazın, kime bu küsün
bu inat niye
konuş benimle, allah aşkına konuş
yatma öyle sessiz, öyle nefessiz kurban olduğum
bir ses ver, bir nefes
yaşadığını bileyim
kalk anam kalk
allah aşkına kalk
ben geldim uyanda bir bak
saklandığımız kovuklarda
şidetli yağmurlar yağsın yine
rüzgarlar essin, fırtınalar kopsun, şimşekler çaksın
koynuna al beni, sarıl sımsıkı
başımı göğsüne yaslayayım
yeneyim bütün korkularımı
ve sen beni hiç bırakma, bıkma n'olur
koynuna al yine, sarıl sımsıkı, üşüyorum
korkuyorum yıldızlar uykuya yattığında
tut elimden güneşe götür beni
saçları sümbül anam, yanağı gül anam
sayki, küçük bir çocuğum daha hiç büyümedim
şimdi ben ne yaparım, nereye giderim
kime gösteririm kanayan dizlerimi
uyan anam bak sümbül vakti, gül vakti
bin hayat tomurcuğu umuda kızarır dallarda
usul, ağır, yorgun uyuyor bedenin
ah ne kadarda güzelsin anam
uyan kurban olduğum uyan bak rüzgar vakti dağlarda
tut elimden kırlara gidelim
beyaz papatyalar toplayayım sana
düşersen yalnız kalırım
gidersen öksüz
taşıyamaz yüreğimin ağrısını hiç bir beden
kalk allah aşkına kalk
böyle yapayalnız boynu bükük koma beni
senin sıcaklığından ayrı, sevginden uzak
kime koşarım, nasıl yaşarım böyle bir başıma
teninin kokusunu özledim anne, sımsıcak nefesini
yavrum diyen o nazlı yumuşacık sesini
hadi uyan canyoldaşım, gözbebeğim
sarı gülüm, altın kalplim, iyilik meleğim
gözlerime acılar yağdıran
kalk ki, yine sana türküler söyleyeyim
Ey dağlar taşlı dağlar
başı telaşlı dağlar
ben anamı yitirdim
gözlerim yaşlı dağlar
bağların gülü kaldı
gamlı bülbülü kaldı
ah komşular komşular
ben annemi yitirdim
boynum bükülü kaldı
kalk anam kalk allah aşkına kalk
bu yürek nasıl dayanır
derdini kalem olup yazmaya, dil olup söylemeye
sana sarılmayı özledim, nazlanıp darılmayı
kanayan gözlerimde sızılar akıyor bak
kırmızı yağmurlar yağıyor üzerime
ıslanıyor sensíz kalan yanım
hadi uyan yüreğini öptüğüm
koma beni buralarda yalnız
bırakıp gitme
yıkılırım
bir kez değil, her gün bin kez ölürüm
Sarılki
kokun sinsin tenime anne
sevgin işlesin yüreğime
bu yalancı dünyada kimim varki senden başka
gözlerimden öpecek, üstümü örtecek
karanlık soğuk gecelerde
kalk anam allah aşkına kalk
karanlık çöküyor bak goncagül sevinçler üstüne
boynunu büküyor yaşam
yaralı ceylanlar meliyor uzak dağbaşlarında
turnalar da geçmiyor artık
kalk allah aşkına kalk
sen bir maral ol, ben ceylan
dağlar gökkuşağı olsun, ovalar seyran
Sarıl sımsıkı tenim ol, beni bırakma
tut ellerimi benimle ağla, benimle yan
benimle uyu, benimle uyan
birlikte çıkalım dağlara bak yayla zamanı
ben munzur suyu olayım, sen teyran
sen nisan ol, ben haziran...
ben küçük bir pınar, sen çağlayan
akıp gidelim koyun koyuna
Sen yoksan kurur kurnalar
dereler susuz, koyunlar kuzusuz kalır
melemez bir daha ardından koyunlar
kan süzülür kirpiklerden yüreklere
keklikler de ötmez bir daha, turnalar da geçmez buralardan
bir daha koşamam çayır kuşlarıyla, yarışamam deli sularla
bastırıp göğsüme acılarımı küserim yaşama
kalk anam kalk allah aşkına kalk
bulutlarda ağlıyor bak
kalk şiirler dizilsin yollara, türküler dizilsin
eğilsin önünde kavak ağaçları akakasyalar
çiçekler dursun selama
yaşamın adı sensin, senin adın yaşam
düşersen omuzuma
üşürsen yüreğime yaslan
tut ellerimi sevinçlere yürüyellim ana
nasıl taşıdıysan beni dokuz ay karnında
ben sırtımda taşıyayım seni bir ömür
.......
ah nazlı anam
uzansam
dokunabilir miyim? yüreğindeki incinmişliklere
durdurabilir miyim? zamanı
gözlerinin içindeki yaşları öpebilir miyim?
anlayabilir miyim? yaşamı ve ölümü
anlatabilir miyim? acının dayanılmazlığını
yaşamın umursamazlığını
kim dinler beni
ey benim dağ dağ kalbime gömdüğüm nazlım
benki, düşleri ıssız nehirlere akan o küçük çocuğum daha
kar yağıyor, rüzgar uğultuları dışarda
al sıcaklığına sar beni, üşüyorum
ya gece, gecede üşür mü anne
kimsesiz kalınca
bırakıp gitme n’olur
.........
ben başımı nasıl taşlara çalmazım dağlar oy
gözyaşımı nasıl çaylara salmazım dağlar oy
ah komşular komşular hele deyin
ya ben nasıl, ya ben nasıl ağlamazım dağlar oy...
Sizin hiç anneniz öldü mü? Benim öldü
Nuri CAN
www.nuricann.com
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Nuri Can'ın yüreğinden Esintiler
- Şiir Forumu
Gönderi tarihi:
En Haykırdığım Yerden Sustur Beni Ey AŞK
yağmursuz bir çöl,
susuz bir göl
yolcusuz bir yolum ey aşk
durmadan akrepler sızıyor içime
ihanet yüklü kamyonlar geçiyor üzerimden.
İçime acı yağıyor, dışıma kahır
kan kusuyor duvarlar her öksürdüğümde
dikiş tutmayan en ince yerinden yırtıldı kalbim
solgun gelincikler sızıyor yaralarımdan şimdi
durmadan kan kaybediyor ömrüm
durmadan can kaybediyor ömrüm
Ey! ömrümü verdiğim aşk, ey sebebi çilem
bir bahar sevdasına koşarken kelebekler
dallar bir rüzgar masalını anlatırken kuşlara
duygulardan yapılmış bir darağacına asıyorum ömrümü
dudaklarımı sonsuza mühürlüyorum aşkla
öldür beni ey aşk
öldür beni
kırılgan düşlerime kar yağmadan
düşmeden mahşer ateşi çocuk sevinçlere
öldür beni ey aşk
öldür beni ki,
hüzün kokulu gidişler kalsın ardımda
Yüreğim, gün be gün erirken hasretlere
hayatın gri rengine ürperirken yapraklar
kör bir bıçak mı zaman kırılmış aynalarda?
söylenmemiş sözlerin ağrısı mı içimdeki fırtına?
bu hüznümde taşıdığım,
kırılgan duygular oteryosu nedir söyler misin?
Kirlendi hayalimdeki uçuk mavi ey ömrüm
vuruldu en güzel düş martısı denizlerin
konuşmak artık bir şey anlatmıyor kimselere ey dünya
varsın sessiz kalmış çığıklar örtsün bedenimi
en haykırdığım yerden sustur beni ey aşk
ey sebebi ezam, cennetim, cehennemim
solgun bir gül gibi sustur beni
varsın susuşum kendime
küsüşüm dünyaya
isyanım hayatın sancısına olsun
anla
Anla ve Öldür beni
teneşirlere yatır son arzumu
ölümsüz aşklara, adsız sevgilere kalsın sevdam...
Nuri CAN