frozen

gız bende yanılacak göz varmı

bende bundan korkuyordum zati

Fay hattı değildir gözlerin, Bilirim! Ama her gülüşünde, Önce, Bakışının enkazında kalıp, Sonra, En acı ölümlerden dönerim.

çok saf gördüm diloşum seni..

benide kendinize benzettiniz ya pessssssss

lütfen cıvımayalım

evet çok ilginç değil mi..fettullaha ve akp ye toz kondurmayanlar..konu asker ve ulusalcılık oldumu mangalda kül bırakmıyorlar..utanmadan çıkıp şehitler üzerinden siyaset yapmayın diyorlar..teröristin sayısının rakamlarını istedikleri gibi değiştirmekte ve kıbrısta oynadıkları oyunlar ve yedirdikleri paralarla mevkilendirdikleri şahsiyetlerle amaçlarını utanmadan yürütmekte bir sakınca görmüyorlar.. sonrada çıkıp ''Bir tek şehidimizin bir damla kanını 550 milletvekiline değişmeyecek kadar bu ülkeye bu vatana aşkla bağlı bir siyasi partiyiz. Birilerinin duyması için bir kez daha tekrar ediyorum. Bir damla şehit kanını 550 milletvekiline değişmeyiz. Şehadet gibi ulvi bir mertebeyi, bu ülkede yeni bir ayrışma vesilesi kılmak isteyenlere yazık demekten başka bir söz bulamıyorum. Şehit cenazelerinin kendi siyasi sembollerini sergileyeceği, birer kampanya haline getirmek isteyenler bilerek ya da bilmeyerek bu ülkede bu vatanda bu bayrağa kötülük planının parçası haline geliyorlar. Cami avlularını siyaset ve slogan haline getirmek, şehit cenazelerini siyasi istismar malzemesi haline getirmek milli ve manevi değerlerimize tek kelimeyle kötülük yapmaktır. Siyaset yapmanın yeri seçim meydanlarıdır, cenaze törenleri değildir." diyebiliyorlar..hiç sıkılmadan.. söyleyecek sözüm yok artık..kafasını kuma gömenlerle tartışmanın bir faydasıda yok..

ve tabi kendimide seviyorum

ertelemeden söylemek istiyorum..hayat bu bellimi olur..SENİ SEVİYORUM leylam

ertelemeden söylemek istiyorum..hayat bu bellimi olur..SENİ SEVİYORUM sardunyam

ertelemeden söylemek istiyorum..hayat bu bellimi olur..SENİ SEVİYORUM diloşum

bende seni seviyorum karabatağım silahşörüm karaçalım

malesef arkadaşım ve bu artık hiç sakınılmadan büyük bir cüretle yapılmaktadır ki bence asıl vahimide bu...Türk askerine geçmişi unutup bu sözleri söyleyebilmek hainliktir..akp nin elinin değdiği her yerde olduğu gibi..kıbrıstada olan budur..

tıkandım yaw

yazacak bişe bulamadınmı gıcığım..hayret doğrusu

olduğun gibi katıl canem nasıl olsa öylede şahanesin...

çok sinirliyim sular kesilecekmiş 20 saat..bu ne yaw

çoooookkkk sıcakkkkkkkkkkkkkkkkkkk

Askerden BRT'ye veto Kıbrıs'ta Türk askerini işgalci gösteren filmi yayınlayan BRT'ye askerden veto. KKTC’nin resmi yayın organı olan Bayrak Radyo ve Televizyonu’nun (BRT), Gazimagosa'da yapılacak Şehit Teğmen Caner Gönyeli 2007 Arama-Kurtarma Tatbikatı'nı izlemeye alınmayacağı bildirildi. Kararın gerekçesi olarak BRT'nin tartışmalı ‘Duvarımız’ belgeselini yayınlaması ve yayınlama kararını alan Hüseyin Gürşan'ın halen Genel Müdür olarak görevde olması gösterildi. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK) ile Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı'nın (KTBK) birlikte düzenleyeceği tatbikata ilişkin olarak Boğaz’daki GKK karargahında gazetecilere brifing verildi. Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Mehmet Eröz tarafından verilen brifinge gelen BRT muhabiri ve kameramanı salona alınmadı. Gazetecilere tatbikatı da izleyemeyecekleri bildirilirken, kararın gerekçesi olarak “Duvarımız belgeselinin yayınlanması ve Hüseyin Gürşan’ın görevde olması'' gösterildi. “Duvarımız” adlı belgeselde, Türkiye"nin Kıbrıs Barış Harekatı “istila” olarak tanımladı, 1974 öncesi Rum saldırılarına karşı direnen Kıbrıslı Türklerin kurduğu TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı"nı (TMT) ise eleştirildi. Belgesel üzerine KKTC medyası hükümete ve BRT yönetimine karşı kampanya başlattı. BRT'de yayınlanan belgeselde 1974 yılında Samson darbesi üzerine garantörlük anlaşması uyarınca, Türkleri korumak için Kıbrıs'a çıkan Türk subayları hakkında Rumların eleştirel ifadelerine yer veriliyor. Belgeselde Rumlar, Türk subayların kendi kızlarına tecavüz ettiklerini ve çocuklarını annelerinin kucaklarından alıp yere attıklarını öne sürüyor. Belgesel üzerine KKTC medyası hükümete ve BRT yönetimine karşı kampanya başlattı. BRT Genel Müdürü Hüseyin Gürşan için “Gürşan istifa” manşetini atan Volkan Gazetesi, “Cumhurbaşkanı Talat, Başbakan Soyer, BRT Yönetim Kurulu ve Yüksek Yayın Kurulu bu rezalete ve ahlaksızlığa seyirci mi kalacak?” ifadesine yer verdi. BRT Genel Müdürü Gürşan ise "Duvarımız" adlı belgeselinin Kıbrıslı Türk ve Rumların yaşadığı acıları yansıttığını savunuyor. Gürşan, belgeselde, Kıbrıs basınında yer alan yorumların aksine, EOKA"nın eleştirildiğini söylüyor. Gürşan, belgeselin, EOKA"nın kuruluş yıldönümü olan 1 Nisan'da yayınlandığına dikkat çekerek, "EOKA"nın Kıbrıs"ta neler yaptığını, nelere neden olduğunu göstermek için belgeseli yayınladık" diyor. Türk basının belgeselin sadece Türk tarafını dikkate alarak eleştiride bulunduğunu söyleyen Gürşan, belgeselde Rumların şiddetle eleştirildiğini belirtiyor. BRT Genel Müdürü, belgeselin Avrupa"da ve Türkiye'deki film festivallerinde gösterildiğini söylüyor. Kıbrıslı Türk Niyazi Kızılyürek ile Panikos Hrisantos adlı Rum tarafından hazırlanan ve bazı Avrupa ülkelerinde gösterilen filmin BRT’de yayınlanması skandal olarak nitelenmişti. Filmde Türk askerinin ‘işgalci ve tecavüzcü’ olduğunun ima edilmesi nedeniyle BRT Genel Müdürü Gürşan çeşitli kesimlerden tepki görmüştü. Filmin Abdi İpekçi Dostluk Ödülü’nü aldığını hatırlatan Gürşan, “Tabii ki Türkiye'nin Kıbrıs'ta işgalci olduğunu, askerlerin tecavüzcü olduğunu söylemek gibi düşüncemiz yoktu. Filmin en temel mantığı, Kıbrıs'ta iki toplum tarafından yaşanan acıları birlikte gösteren bir Kıbrıslı Türk ile Rum tarafıdan hazırlanan bir film olmasıydı''

o kaybetti ama sen yenildin..bunu hazmetmek hem zor..hem cevapsız...hemde anlamsız... HİÇ…. Savaş biteli çok oldu, ateşkesin süresi uzun oldu ya, bilmeliydim sen antlaşma planlarını sıkı yapmışsın. Sen kaybettin ama ben yenildim, bu işte bir karışıklık var sanki. Şimdi hepiniz çıkın sınırlarımdan, rahat bırakın beni. ne kaldıysa elimde, umuda ve zafere dair başka rotalar çizdim ben onlara. içinde sevdaya dair hiç bir kırıntının olmadığı bir coğrafyadayım artık.. inanmıyorum hiç birinize, ne sahte özlemlerinize ne bitmeyecek sevgilerinize. Artık savaş yok, müttefiksiz bir tarafsızlık ilan ediyorum. siz savaş meydanlarında imparatorluklar kurarken, ben ruhumun meydanına gömüyorum kendimi. kendimi yaşıyorum bundan böyle,uzak durun benden. Kalanlarla bırakın beni,terk edin sınırlarımı…

kaan çok kıvırır gördüm seni ben deniz kızıyım demi.. duyuyormusunuz yaşlı sarmaşıklar ...gören görüyor vallahi.. kaan bu çiçek sana arkadaşım..güzel yüreğine..

BENİM HİÇ SENİM OLMAMIŞ GİBİ! Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa ...? Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşkın şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan, Sanki benim hiç senim olmamış gibi... Semih Tanrıver

çok severim bu şarkıyı diloşum teşekkür ederim.. bidenem ..nenem..azcık nazlanıyom sende hemen ağlıyon...üzme beni yeter.. sevgili zates küsmedim tabi..profil sayfanızada belirttiğim gibi sizde uğramayınca foruma sayfa öksüz kaldı...ben ekliyorum..sizde unutmayın.. sevgiler arkadaşım..

ee kaan o zaman benim balıklar hergün yıkanıyo..çünküm ben her sabah sularını değiştiriyorum... madem üşürler bize niye tavsiye ediyon oda ayrı bir konu.. ikinci bir sorum balıkların ablası olabileceğimi sana ne düşündürdü kanıtın varmı nenecim çok akıllı gördüm sizi maşallah maşallah tam zıttı mümkündür zannımca şuh tombiliğim..