
frozen
Φ Üyeler-
İçerik Sayısı
4.763 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
2
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
frozen tarafından postalanan herşey
-
yuk canem ben öleyim sen hep kal..
-
canem arkadaşım..dilerim seninde ayaklarına batmasın diye bütün cam kırıklarını toplayacak bir sevdiğin olur..biliyorum bir yengemiz var..birbirinizin kıymetini bilirsiniz inşallah bir ömür boyu... YİNE DE BEN TOPLARDIM YERLERDEN KALBİMİN KIRIKLARINI en çok senin yanında üşürdüm sen beni her zaman üşütürdün de haddimi aştığım zamanlarda sana yaklaşmayı denediğim zamanlarda yani en acımasız soğuğunu çarpardın üstüme çok toydum dayanamazdım buz kesilirdim ve son bir vuruşla paramparça etmeyi de ihmal etmezdin o buz kütlesini her seferinde yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını suya benzerdin musluktan damlardın mesela ben uykuya dalmadan hemen önce uykumu ******mek için yada durup dururken bir salgın hastalık getirirdin uzaklardan bana armağan ederdin hiç bi şey yapmasan ayakkabımın içine girerdin tam da evden yeni çıkmışken ben sen basbayağı suya benzerdin ne zaman kötü hissetsen kötü hissettirmek için yokuş aşağı akmaya başlardın bütün gücünle tabi ki ben olurdum yokuşun altında ve her zaman hazırdı savunman; yokuş yukarı nasıl akacaktın ve tabi ki gövdemi parçalardın sen benim gövdemi parçalardın da yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını sen suya benzerdin ya sensiz olmazdı olduğu kadar da olmazdı yani ben bir hiç kimseydim ama yine de ben toplardım yerlerden kalbimin kırıklarını sırf ayaklarına batmasın diye... emre aydın
-
sende hak ediyorsun egzo..senin gibi insanların var olduğunu bilmek çok güzel..iyiki sende varsın..
-
bencede egzo.. amma çok çiçek verdik bizde bu akşam ağlama arkadaşım..senin o iyilik dolu yüreğin sevdiklerinle beraber hep gülsün..
-
pişman olmada..
-
senin yazdıkların bana sevdiğim bir şiiri anımsattı... ÖLÜR MÜYDÜN SANKİ SEVSEN BENİ Yaşadığımdan emin değilim.Gittiğinden eminim ama bak,seni özlediğimden eminim. Yirmi beş yaşında bir hayal kırıklığı olduğumdan hiç şüphem yok mesela. Beceriksizliğimden,yalnızlığımdan,bu şehri sevmediğimden,düzensizliğimden,yorgunluğumdan,huysuzluğumdan,baltalarınızdan birine sap olmamışlığımdan hatta olamayacak olmamdan,kırgınlığımdan,bir gün bana ayrılan sürenin sonuna geleceğimden her tavşan kesildiğimde dünyanın dağ olma vaziyetinden filan eminim. Örnekleri çoğaltabilirim.Örnekleri çoğaltabileceğimden eminim. Birileri namusum üzerine yemin edecek, Ölür müydün sanki sevsen beni. Günlerdir doğru dürüst uyuyamıyorum.Ellerim parçalanıyor ne zaman yazmayı denesem.Ağzım artık daha bozuk. Her tarafta pis bir koku;nefes alamıyorum. Çok bekledim seni.Her halimle,her yerimle bekledim. Yetkiler verdim kendime;tuttum seni affettim. Aramanı bile bekledim bazen.Ağır küfürlerle örtbas ettim sonra aramayışlarını.Bunca zaman aramayışlarını biriktirdim. Seni bekledim ben çünkü Seni bekledim. İçtim..içtim..içtim... Kustum. En çok giderken bıraktığın kelimeleri kustum.Sanat filan dedi bazısı o kelimelere bazısı bunlardan bi ********* olmaz dedi. Senin önemsediğin kadar önemsemedim ben o kelimeleri,senin danışma gruplarının önemsediği kadar önemsemedim. Kustum..kustum..kustum. İçtim. Ellerimle yaptığım cam evim kırılacak, Ölür müydün sanki sevsen beni. içimden geç içimi sil artık özlemek istemiyorum. Neye el atsam **** ediyorum. Yine de fiyakalı durumlar peşindeyim hep. En sert içkileri kaçırıyorum soluk boruma bilerek.Her yıl ilkokula başlıyorum.Her gün yeni bir krallık kurup öldürüyorum kralını gece yarısına doğru. Uzatmaya gerek yok;sen olmayınca yapamıyorum. Yokluğun gümüş tepside intihar sunacak, Ölür müydün sanki sevsen beni. Emre aydın
-
ne bir bardağı egzo için dışın çay olana kadar ikram ederim sen merak etme...
-
egzo ne çok ayrılık şiiri var değilmi..insanlar mutluyken üretemiyor galiba..acının tarifsiz bağımlılığı belkide bizi esir eden..hani güya hep mutlu olmak isteriz ya hiç çaba sarfetmeden..hep karşılık bekleriz ya duygularımıza yada yaptıklarımıza..nasıl bir kirlenmişlikse bu acıyla yıkarız kendimizi..yıkarız çünkü başka çıkışı yok vicdanımızın.. teşekkür ederim
-
evet egzo birden bir rüzgar çıktı..şahaneydi..şimdi bütün camlar açık..üşeyerek çay içmenin zevkine varıyorum... çok sıcak gerçektende ben baya ciddi ciddi düşünüyom egzo nolucak sonumuz diye..çünkü durum vahim... deniz kenarına çık püfür püfür esiyordur..birde masa koy suyun içine ohhh..bide termosta çay...
-
canem gecem bana gönderdiğin emailleri daha yeni farkettim ve çok mutlu oldum..teşekkür ederim bidenem.. KALBİM UNUT BU ŞİİRİ Uğuldayan ve hep uğuldayan bir orman kadar üşüyorum şimdi yanlış rüzgârlar esiyor dallarımda yanlış ve zehirli çiçekler açıyor Kanımda kocaman gözleriyle bir çığlık Su ve ses kadar beklediğim ne kaldı geride, bilmiyorum uzanıp uyumak istiyorum gölgeme ve sarınmak o kocaman gözlerin uğuldayan rüzgârlarına Bir acıyı yaşarım ve zehrinden çiçekler üretirim kömür karası uçurum kadar bir yalnızlık yaratırım kendime, atlarım Anısı yoktur küçük rüzgârların Yapraklarım yok artık kuşlarım yok büsbütün viran oldu dağlarım ezberimdeki türküler de savrulup gitti ömrümün karşılığı kalmadı sesimde sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü Yanlış, daha baştan yanlış bir şiirdi bu, biliyorum ve belki ömrümüzün yakın geçmişi bu kadar doğruydu ancak, kimbilir Kalbim unut bu şiiri Ahmet TELLİ
-
seni görmekte güzel gecekuşu
-
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler. Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü beni şaşırtan güzel insana...
-
canem neneme Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doğuşu izler, Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. Görmediğim bir çok yere giderdim. Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten. Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan, Gitmeyen insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım. Eğer yeniden başlayabilseydim, İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer. Ama işte 85′indeyim ve biliyorum… Ölüyorum… Jorge Luis Borges
-
karaçalım tam bizlik gerçektende yüreğinin sesi ulaştı bana bidenem...teşekkür ederim.. sayfana bende bıraktım bir şiir..
-
diloşum buda bizim için olsun nedersin... smileylerimiz geri gelmiş bidenem çok mutluyum... AYRILIK AYRACI Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun Bir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadın Gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi Ve ne kadar az konuşur olduk günboyu Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor Tam da susuşların birbirine eklendiği yerde Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada Kirletilmemiş bir bulut bile yok artık Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışımda Yaşadığın kent de sana benziyor gitgide Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor Ya da erteletiyorum biletimi son anda Uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam Karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kalbin Yazdığım şiirler de canımı sıkıyor artık Fotoğraflarımı yırtıp atıyorum tek tek Ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi Eylül diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık Üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için Uçaklar gemiler trenler çiziyorsun duvarlara Kendine bir deniz bul artık bir de rüzgâr Parçalanacağın bir uçurum bul bu dünyada Tek tutkun o kenti bırakıp gelmek olmalı Ve gelirken havaya uçurmak bindiğin otobüsü Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor Tam da çiçeklerin sulanmadığı yerde Konuşacak bir şeyler bulamıyorsak günboyu Derim ki ayrılık gündemdedir ne yapılsa Ve sen bütün ayraçları kaldırdığını sanmıştın Ama unutmuşsun yine de ayrılık ayracını
-
SENİ BİR ANIT BIRAKTIM KENDİNE!
frozen şurada cevap verdi: frozen başlık Aşk - Sevgi - Mutluluk - Güzellik
sevgili erbay ve zates2003 bu güzel paylaşımlarınız için teşekkürler... Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan İki ayrı yürekte durmadan kanayan Seyduna’yla Şahrud Yüreklerin akarken bıraktığı izi Birbirlerinin gözlerinde aradılar. Yoktu. İki iklim farkıydılar Ne zaman göz göze değseler Yangın çıkmayacak denli uzaktılar. Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı Üçüncü bir kente düşmüş suretleri Şahrud gökyüzü geliniydi. Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri. Bir solukluk rüzgarda bile Usul usul kanardı gelincik bedeni. Seyduna yeryüzü cehennemi. Ölüm, çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını Yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı, Onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi. İki iklim ayrıldılar. “Ya Şahrud!” dedi Seyduna “Gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm. Ardına bakma, gözyaşımla vurulursun. Su gibi git.” Şahrud’un yüzüne keder mayın gibi durdu. Ve zaman gözlerinin su yeşilinde kuruldu. Hüzün bir Buda heykeli gibi çırılçıplak, Yüzlerine oturdu. Rivayet odur ki, Şahrud vardığı denizlerde hala Seyduna türküleriyle uyanmakta, Seyduna, Şahrud’un gözlerinden kalan Masalla yaşlanmakta.) (Yitik öyküdür) -
kankaların en karizmatiğine.. kanka burda gökgürlüyor biliyonmu..sanırsam yağmur yağacak..
-
ne desen haklısın ama gelemedim..senin nikahın aklıma geldiğinde pazartesiydi buna ben bile inanmam ama unutkanlığım had safhada..sıcaklardan beynimde sulandı...her türlü cezaya razıyım ..ama sende insaflı ol kanka... ama seni tekrar forumda görmek de ayrı bir mutluluk kanka...sakın gitme birdaha.. ben pasta yapıyom şimcik...arada geliyom bakmaya..
-
ya ne bunlar be intihar edecem kendimi biz şimdi nassıl yoluşacağız diloşum... ben bir şikayet dilekçesi yazıyom canem... hade görüşürüz...vıınnnn
-
nasıldı balayı kanka...mutluluklar dilerim.... bronzlaştınmı bakiyim..biz burda olduğumuz yerde bronzlaştık valla her yanımız amele yanığı
-
kanka geldin demek..hoşgeldin..özledim seni..geel geel sorma diloşum bu ifadeler beni çok üzdüler..bu ne ya..biz nası ifade ediciğiz kendimizi şimdi ah nenecim şu an her tarafımdan çekiştiriliyorum..okulların kapanması heç iyi olmadı..küçük cadılar geçeçekmiş pc ye..canavar bunlar iiimmmmdddddaaaaattttttttt...
-
egzo şu an rüzgar çıktı..nasıl güzel bilemezsin...bu gidişle hasret kalacağız ha ne dersin... KORKARAK YAŞIYORSAN Öyle bir hayat yaşadım ki; Cenneti de gördüm cehennemi de Öyle bir aşk yaşadım ki, Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de. Bazıları seyrederken hayatı en önden Kendime bir sahne buldum oynadım. Öyle bir rol vermişler ki; Okudum, okudum anlamadım. Öyle bir hayat yaşadım ki; Son yolculukları erken tanıdım Öyle çok değerliymiş ki zaman Hep acele etmem bundan anladım. Kendi kendime konuştum bazen evimde Hem kızdım, hem güldüm halime. Sonra dedim ki, Söz ver kendine! Denizleri seviyorsan, Dalgaları da seveceksin. Sevilmek istiyorsan, Önce sevmeyi bileceksin. Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin Korkarak yaşıyorsan, Yalnızca; hayatı seyredersin... Şebnem Ferah
-
kısaca desene kıyamam ben ona diye... egzo bu şiir harikaymış ...gerçektende..kendimizden başka bizi üzecek yok değilmi..biz izin vermezsek... iyiki varsın su gibi duru arkadaşım...
-
yoluşalım diloşum..ben burdayımm..bakıyomda kaçmışsın.. nenem benim yerime sen arada bir yoluver saçlarını karaçalımın..