frozen tarafından postalanan herşey
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
peki sen nasılsın canem sıyırmadın inşallah.. bak şimdide diyoki ...söyle buldunmu aradığın aşkı...söyle..yoksa yalnız mısın sen yine..benim gibi boynu bükük..gözü yaşlı tek başına... canemsin
-
Frozen......
iyiyim gıcığım ..sevgi böcüğüm ev darma duman ben umursamıyorum... müziğide açtım...diyoki merak etmeden duramıyorum..geceleri nasıl uyuyorsun...beni boşver kendine cevap ver...lütfen bu kez dürüst olurmusun... öptüm canem
-
figgaro...
bak bende mutlu oldum şimdi... anlasamda yalan söylediğini...
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
sözün bittiği yerdeyim nenecim ...canem bidenem.. çaresizliğin açılımı çok çaresizliğin yaşama yansımaları farklı çaresizliğin yıktığı insan suretleri çok çeşitli ama...ben seni aynı yerden tanıdım desem.....sessizliğin sessizliğim gibi nenem...seni seviyorum...
-
İYİ BAYRAMLAR KOMŞİİİ....:))))))))
tırnaklarımı yedim valla ama değdi...tebrikler milli takımımıza...
-
Forumdaki Ünvanlar Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?
benim oyum NATALIA ya çok güzel olmuş....antikada çok güzel....
-
AVRUPA YAKASI
bende avrupa yakasının eski bir izleyicisi olarak diziye yeni katılanlar ve senaryonun gidişatını oldukça vahim buluyorum...bu kadar zorlama bu kadar yapmacık karakterler ve bu kadar itici diyaloglar bu dizinin başına gelsin şaşırtıcı doğrusu..... şesu volkan ve selin diziyi bıraktıktan sonra izlemeye değer bulmadım... ayrıca elinde bıçak ip ve benzeri aletlerle adam öldürmeye meyilli bir psikopatında (gaffur tiplemesi) böyle sevimli bir karakter gibi görünüp sevilmesinede şaşırmıyorum dersem yalan olur... X Files hala yayınlanıyormu?......
-
Frozen......
iyiyim minecim...sağol bidenem...
-
figgaro...
valla kıskandım şu huzurun kıyısındaki yürüyüşü.. dimek çayda kaçaktı bende severim kaçak çayları oo yaşlı amcanın çayı içişi benim sevgili babacığımın çay içişine benziyormuş...bazen bende çok gülerdim...bazende çok kızardım o sese...keşke şimdide yapsada bende huzurla dinlesem o sesi afet hanımcığınada selamlar...en tazsesinden bir marul yaprağıda benden olsun...sevinsin ...bak ben buraya bırakıyorum sen bi zahmet veriver..
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
nenem ..sen öyle derin öyle güzel bi yüreksinki...kelimelerinin ucunda...söylemediğin ama bağıran gerçeklerinde ve sessizliğindeki onurunda duydum sesini gördüm içini...nasıl bilmiyorum ama hissedebildim....onun için sen hep özeldin ya...nasıl diye sorma...oluyormuş işte... bizi...yani suyun dibindeki çalılara tutunmayı reddedenleri... bizim gibi kendilerinden olmayanları girdiğimiz her yerde tanıyıp öyle uzak duranlar varya..işte onlar o karanlık kuyular..ve toplumsal kurallar..böyle gelmiş böyle gider söylemleri ve çirkin kurallarıyla öyle bir sarıp sarmalıyorlarki...ne onlardan olabiliyoruz ne dönüp kendimize sığınabiliyoruz...bizim yerimiz aradaki karanlık... özgürlüğümüzü daha çocukken esaret altına aldıklarından ne kadar istesekte ne kadar farkında olsakta ne kadar kaçıp kurtulmak için çabalasakta...yok kafesteki kuşlardan farkımız... Tanıklardan Girdiler kapılardan Girdiler pencerelerden Mektuplardan kitaplardan telefonlardan Girdiler kirlettiler ve gecemizi Girdiler ağrıttılar ve gündüzümüzü İşimize saygımızı Ölümüze acımızı, sayrı yatağımızı Özlemlere sevgilere sular gibi akışımızı Kıyımlara kıranlara türkü türkü bakışımızı Gözgözelik, dizdizelik Şu hancı dünyamızı Girdiler, kirlettiler, insan onurumuzu İnsan yüzü güzeldir Çirkindi bunlarınki İnsan yüzü sıcaktır Soğuktu bunlarınki Elleri el değildi Eli andırıyordu Gözleri göz gibiydi Bakışsızdılar Göğse benzer bir kafeste taşıdıkları İçinde yürek yoktu Kapıların arkasında emeklememiş Beşiklere belenmemişlerdi karda tipide Ev dediğin duvar kapı pencere Saygıya gerek yoktu Girdiler akşam sofralarında evlerimize Yoksul sabah çaylarında girdiler Girdiler öpüşürken kuytuda Okşarken saçlarını çocuğumuzun Avutmaya çalışırken acılımızı Duyumsarken sevincini insan oluşumuzun Girdiler bağlarken mektubumuzu Dertleşirken kapısında kırkıncı odamızın Girdiler evlerimize En ağrıtan yerinde bir özlem türküsünün Bunalmış bir kahkahanın orta yerinde Taş gibi yorgunluğunda bir güzelim düşün Ölümcül sayrılıkta umarsız yalnızlıkta Kağıttan kayıklar yüzdürürken geçmiş sularımızda Uçurtmalar salarken umut göklerimize kucaklarken dostlarımızı telefonlarda Girdiler evlerimize Çirkindiler Korkaktılar Yarınsızdılar Geldiler itilerek Girdiler irkilerek Kararttılar gecemizi Isırdılar karanlıkta Kanattılar türkümüzü Kırdılar çiçekli dallarımızı Tükürdüler içine ekmeğimizin Ağrıttılar ağrımızı Ağrıttılar dünya dünya Ağrıttılar vatan vatan Ve çekip gittiler Kanlı izler bırakarak Göğümüzün merdivenlerinde Yoktu yarınları onların Çünkü onlar Suç taşıyan sandık gibi Karanlıktılar Hasan Hüseyin Korkmazgil bizde hiçmi yok suç..nenem var...hayata bakıp korktuk o çalıyı bırakmaktan..çünkü kırılgandık..çünkü sesler ürküttü bizi...bıraktığımız an hissettiğimiz o özgürlüğü duyumsayamadan seslere kulak verdiğimiz için suçluyuz...ve hala bunca farkındalığa rağmen ..bunca acıya rağmen bırakıp gidemiyorsak bırakamıyorsak o çalıyı işte en çokta bunun için suçluyuz..çünkü kalbimiz biliyor başka hayatımız yok...bu şans bir kere.... ben sevdiğim şiirleri değiştirerek okurum bazen seninlede paylaşmak isterim hayat... hayatım incecikti... gül dalıydı... dokunsam.. kırılıcaktı sanki... kırılıcaktım... dokunmadım.... kurudu... ısmarlama bir hayatı yaşıyorum... görenler üstünde iyi duruyor derdi her bakışta ve hala sahi uzak neresiki kendinin bile ücrasında yaşayan benim için neresi daha uzak... oysa en çok en çok ben!!.......... bide şu var nenecim... kaç kurtar kendini bizden olacaklardan korkuyorum aklına kötü kötü şeyler gelecek bak seni son kez uyarıyorum...
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
ben en iyisi şezlongumun altına çimento dökeyimde uğraşın durun siz.. çayıda pitbulun üzerine döktümmü oda tamam ...sizinde kafanız için beyzbol sopamıda alırsam ohhh keyfimi kimse bozamaz...
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
söylediğin iyi oldu bak ben şezlongumu yere çivileyimde görün siz bakalım devirebiliyonuzmu beni..kendimide iyice bağlarsam çayın hepsinide içer bitiririm siz yuvarlanırken...avucunuzu yalarsınız canem
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
- *N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
tabe canem öyledir.. vah vah ...kimse söylememiş buna durumunu...- *N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
bahar dalları ha bi aynaya bak canem herhal aradan uzun zaman geçtiki kendi yüzünü unuttun sen ...üstelik tek gözünde yok- *N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
hahay siz yaşayın bakalım... koca koca yaşlı kadınlar tepeden yuvarlanıyo sabırsızlıkla bekliyciğim- *N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
yuk ben çimenlere uzanamam siz uzanın ben şezlongum ve şemsiyemle yanımdada portatif masam ince fincanımdan güzel bir çay içerken kulaklığımdan sevdiğim bir müziği dinlemeyi tercih ederim... sizin o karga sesleriniz yerine- iks mine iks
canem cimcimem bidenesin sen bidene..- YUMOTEm Meleğimmm için, Meleğim seni çok seviyorum
dün elektiriğim kesildi canem kusuruma bakma bi iyi akşamlar diyemedim..- ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
bunlar gene salya sümük cıvımış nenecim- ^^siyahx^^ Anı defteri
ne diyo bu yaşlı teyze kanka- Frozen......
he canem ağır arabesk sana anca fıçı gerekir zati demlenmek için cenem nenem bende çok severim çayı hoşgeldin kanka- SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
sana ikikere bbbbbbbbböööööööööööööööööööööööööööö- diloş...
bööööööööööööööööö- figgaro...
aklıma komik ve utanç verici bir anım daha geldi onuda yazıp kaçıyorum..yoksam benim için hiç iyi olmayacak lise 1. sınıfta..edebiyat öğretmenim benimle aşırı ilgileniyo hissediyorum...ama adam tombik...saçlar bembeyaz....kendi kendimede yok canım bana öyle geliyor diyorum...falan filan neyse...bigün sınıfı sözlü yapıyor...herkes okuduğu bir kitabı çıkıp tahta önünde özetleyerek anlatıcak.. ama ben o zamana kadar sadece bir kitap okumuşum zorla gülten dayıoğlunun dört kardeştiler kitabı.. adlarını okudukları sırayla çıkıp anlatıyor...ben nereye saklanıcağımı bilemiyom..çünkü karizma fena halde çizilicek çıkarsam neyse sonunda benim ismimi okudu.. ben o dakika kıpkırmızı...yeryarılsada içine girsem..ama mecburum sıfır almak var işin ucunda..biliyormusun hala hatırlarım o zaman hissettiğim utancı... çıktım tahtaya herkes bana bakıyo yakın arkadaşlarım kikir kikir gülüyolar....mecburen başladım anlatmaya dört kardeştiler kitabını ..istersen anlatabilirim okadar aklımda yane gözlerim yerde terden sırılsıklam ben anlattıkça gülüşmeler artıyo.. (çünkü o zamanlar sınıfın muziplerinden biriyim ayrıca herkes komiklik olsun diye ilkokul kitabını anlattığımı düşünüp gülmekte hiçbir sakınca görmüyor )neyse sonunda bitirdim ama bende bittim..öğretmenime baktım adam şok ama oda benim suratımın halini görünce bana acımış olucakki hiçbirşey söylemeden oturmama izin verdi...o günü nasıl geçirdiğimi bilemedim...çok utanmıştım....ve ogün benim için yeni bir aşk başlamış oldu...kitap aşkı ...ogünden bugüne ne kadar kitap okuduğumu bilemiyorum...halada devam ediyorum...ve bazen diyorumki keşke o öğretmenimi görme fırsatım olsada bana farkettirmeden kazandırdığı bu güzellik için teşekkür edebilsem... ay ne çok konuştum...görüşmek üzere filazof ve şair ulu insan figgaro beycim... - *N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.