Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

diloş

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

diloş tarafından postalanan herşey

  1. o soruları sanki tahmin edebiliyorum.. du bakali..
  2. şey demeye geldim.. seni çok seviyorum da...
  3. tatbik ediciim.. yarın sabaha sağ çıkarsam sonuçları burdan bildiririm
  4. sahi,bu kadar iyimsermisin Sardunyam yoksa benim gibi pesimist birine moralmi aşılamaya çalışıyorsun,ha bitanem? canımın çekirdeği... yok dipte öyle ee şeyler..benimkisi alışkanlık...takma o güzel kafanı sen..
  5. bizim ruhlarda pek bi fiyakalı canem..
  6. gel, beraber olsun canem.. sen şey olma kız.. kıyamam biliyosun
  7. valla şikerim benimde aklıma bişey geldi fekat omu değilmi bilemiyorum
  8. o şiir benide yaktı... içmem ama akşam iş çıkışı bir 75'lik alıp evde demlenmeyi düşünüyorum.. şaka bi yana..enfes bişey..insanın içine işleyen bişey...etkisinde bırakan bişey
  9. canım Leylam benim.. ne kadar da doğru söyledin..şimdiki kadar değil... vay yer cücesi vay... sizin ufaklığı öpen bücür cadıya söylüyorum... demek şefkatli buseler ha...
  10. Atam!!!..o ateş fışkıran gözlerine bakamazdım inan..sadece yazabiliyorum...sana layık olabilmek..o şerefi tatmak kimbilir ne kadar gurur verici olurdu..ama bizler seni utandırdık Atam!...olamadık istediğin gibi...düzen dişli çarkları arasına alıp öğütüyor hepimizi...esiriz Atam!...ne yapsak kurtulamıyoruz...muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızda dolaşıyor lakin kılımızı kıpırdatamıyoruz Atam!...hakikat bu...yine de sen mıh gibi aklımdasın Atam..yüreğimdesin..bunları görüpte üzülme..rahat uyu Atam!!!
  11. "artık bulutlarmı bişeye benzemiyorlar, yoksa benmi artık göremiyorum?" artık o gözlerle bakamıyoruz da ondan Sardunyam..oysa bulutlar yerli yerinde duruyor..herzamanki gibi...değişen onlar değil,bizleriz canım arkadaşım...
  12. dün yine ordaydım..yıllar sonra..okul yolumda.. her köşesinde, her karesinde adımlarımın görünmeyen izlerini aradım...iki yanı ağaçlı okul yolum...şahittir ruhumun her dalgalanışına..yüzümün her ifadesine..gözyaşlarıma... baharla birlikte ağaçlar beyaza kesince..ayaklarım yere deymeden uçarcasına hülyalı hülyalı geçtiğim okul yolum...saçlarımı uçuşturan bahar rüzgarı...başımda tatlı tatlı esen kavak yelleri..kaldırımlar boyu çınlayan kahkahalar...o şenlik..o cümbüş..hiçbirşeyin ve hiçkimsenin dizginleyemeyeceği o çılgın yürek... takılıp bir hayalin peşine..bakışlarına methiyeler konduruş...sonra...oturup yolun ortasındaki bahçe duvarına..yatırmak gözleri geleceği yere...görününce köşeden..yenilmek kalbinin çarpıntısına ve kaçmak ürpertiyle.. baktım..herşey değişmiş...okul yolum...her seferinde ayağımın takıldığı o taşı göremedim...sonra yolun kenarındaki pastane yokolmuş...üstüne yıkılıp kaldığım o bahçe duvarı yıkılmış...bir zamanlar şiirlerime ve şarkılarıma kahraman olmuş hayali düşündüm...inanılır gibi değildi..yüzü aklıma gelmiyordu...gözlerimi kısıp,hafızamı zorladım...olmuyordu...silik soluk birşeyler..ama o değil!..dalgın ve şaşkın artık misafir olduğumu anladığım okul yoluma son kez baktım..bir tek ağaçlar tanıdı beni..güldüler halime....onlarda biliyorlardı sebeb-i ziyaretimi... kutlama değildi bu sadece anımsamak istemiştim..içgüdüsel olacak..yıllaryılı ezberinde tuttuğu o şarkıyı mırıldanmaya başladı ruhum..sevgili ağaçlarda gecikmiş yapraklarını döktüler üstüme..ya eşlik etmek için..yada teselli olsun diye.. eylülde gel.. eylülde..okul yoluna.. beraber yürüyelim gireyim koluna görenler dönmüş hemde mutlu diyecekler ağaçlar sevinçten başımıza konfeti gibi yaprak dökecekler... yaprak dökecekler... yaprak dökecekler...
  13. Leylam Allah seni inandırsın bizim yer cücesi de kızlardan dayak yiyip ağlayarak eve gelirdi.. bakma sen onun iki kızın ortasında küçücük bir yerde büzüştüğüne...eminim kızlar korkutmuştur...
  14. ne çare ki ordan çıkamıyorum...
  15. sence ben aşk şiiri yazabilirmiyim Sardunyam???
  16. bu şiiri okur okumaz sen geldin aklıma...çok hüzünlü ama paylaşmadan edemedim.. On Derste Birisi Ölünce Ne Yapmak Gerekir 1- ve içerki odaya koş yatağın üstünde zıplamaya başla bağır ki o yok artık dünyadaki bütün gözyaşlarıyla beraber gitti 2- ölüm benim neyimdir adamın biri olarak en sevdiğim ön koltuk minübüs yolcusu “bir edirnekapı uzatır mısınız” matematik bilen biri o yüzden mi hep üşürdü elleri 3- dünyaya yenilmenin de vahşi bir tadı var uygun adam olmanın ve bir gece ayakta ölmenin 4- oğluyla vedalaştırılmamış bir adam mı ölür yoksa bir “ulan tonton yanak” efsanesi mi aniden 5- bu solmuş çiçeklerin altında kimse yaşayamaz gösterişli yırtılmalar bundan böyle bir beden bol gelsin cüzdanında iki yaprak glayöl taşıyan bir çocuğa “-niye?” “-ne niye?” 6- peki hanginiz vidalayacak beni bu dünyaya bu ölüme bu matematiğe? 7- taşa saplı bir kılıcı kanırtmak gerekir 8- ölüm oyunu bıraktı “saklambaç oynayan kaleye mum diksin” burnu yerine ölümü karıştıran bir çocuk kelime oyunu sandı arkadaşları 9- geri geri zıplayan zaman, bütün bunları ezberle dur durak bil ve hatırlan, şiire yol aç: annem seni istiyordu sen beni istemiyordun 5'imde vardın da neden 15'imde yoktun o kadar hızlı geçmeseydin belki duyardın dediğimi “seni özleyebilir miyim baba baba baba” 10- ben bugün babamdan öldüm bunu bana on gün söylemediler oğlum doğana kadar tuttum ağlamamı şimdi ne zaman uzanıp oğlumu öpsem alnıma sakalları batıyor babamın Enis AKIN
  17. UÇURUM Bir ağaç sürüsünün üstünden Çok ağaçlı bir ağaç sürüsünün üstünden Kesilmiş limon dilimleri gibi düşüyor güneş Votka bardağımın içine Benim olmayan bir sevinç duyuyorum. Kesiyorum durduğumuz yeri ortasından Ey görünüş! seni bir yerinden hiç anlamıyorum Dibimde değil ayaklarımın, damarlarında Derinliğini orda tutan, orda harcayan Uçsuz bucaksız bir uçurum. Zamanla değil, bir yerde Benim olmayan bir şeyle yaşlanıyorum Geçiyorum ilk şeklimi tüketerekten Ağır ağır yanan bir tuğla harmanını Billurdan sarkaçlarıyla. Kalbim, sersemliğim benim.. Edip CANSEVER
  18. Sözcül Birisi gelse, Bana candan bi şey verse, Ben de alsam; Ne iyidir Onun ve benim için. Birisi gelse, Bana bir söz dese, Ben de anlamasam; Ne kötüdür İkimiz için. Birisi gelse, Benden bir şey çalsa, Ya da saklasa; Bu yıkımdır İkimizden birisi için. Özdemir Asaf seversin sen Özdemir Asaf'ı...hassas..duygulu Leylam..
  19. madem seviyorsun şekerim.. al bakalım bir tanecik daha..umarım beğenirsin... ADSIZ BİR ÇİÇEK Rengini dünyaya ilk defa sunan Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim Sevgilim Bana 'sen bir şairsin' dediğin zaman. Yalnız sana yazıyorum bu şiiri İstersen bir şiir gibi okuma Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu Soğuklar başlayınca havalanıp Millerce yol katettikten sonra Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle. Ve yazmış olacağım bir de Her dönemde her çağda Sevdanın kendine özgü diliyle. Edip CANSEVER
  20. Hüzün ve Serseri Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra, Büyülü, mavi, derin ve ışıl ışıl yanan Bambaşka denizlere, bambaşka semalara, Şu kahrolası şehrin simsiyah havasından? Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra? Hey trenler, vapurlar beni burdan götürün! Ne var gözyaşlarından çamurlar yuğuracak? Arasıra der mi ki Agathe'ın ruhu, üzgün, "Nedametten, azaptan ve ıstıraptan uzak Hey trenler, vapurlar, beni burdan götürün." Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet, Ey, sadece sevincin, aşkın ürperdiği yer, Ey, her ruhun içinde bulunduğu saf şehvet, Ey bir ömür boyunca gönül verilen şeyler! Ne kadar uzaktasın ey mis kokulu cennet! Ah o yeşil cenneti, çocuksu sevdaların, O koşuşlar, şarkılar, o demetler, buseler, İnildeyen kemanlar arkasında sırtların, Akşam, korkuluklarda şarap dolu kaseler, - Ah o yeşil cenneti çocuksu sevdaların! O bilinmez zevklerin yüzdüğü masum belde Çok daha uzakta mı yoksa Çin'den, Maçin'den? Beyhude bir arzumu inildeyen dillerde, Canlanan bir hayal mi billur sesler içinden, O bilinmez zevklerin yüzdüğü masum belde. Charles BAUDELAIRE
  21. ÇOCUKLAR Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizin değildirler, Onlar kendilerini özleyen Hayat'ın oğulları ve kızlarıdırlar, Sizler aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir ama sizden değildirler, Sizlerin yanındadırlar ama sizlerin malı değildirler, Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi asla, Çünkü onların kendi düşünceleri vardır, Onların bedenlerini barındırabilirsiniz ama Ruhlarını asla, Çünkü onların Ruhları geleceğin sarayında oturur, Ve sizler düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz, Kendinizi onlara benzetmeye çalışabilirsiniz, Ama onları kendinize benzetmeye çalışmayın hiç , Çünkü Hayat ne geriye gider ne de geçmişle ilgilenir, Sizler,evlatların birer canlı ok gibi fırlatıldıkları yaylarsınız, Yayı gerenin elinde seve seve bükülün, Çünkü oku atan O güç ,uzaklaşan okları sevdiği kadar, Elindeki sağlam yayı da sever .... Halil CİBRAN |
  22. vah zavallı kardeşim benim... çok rahatsız edicidir bilirim bi kez benimde başıma gelmişti gün ışığına çıkamıyordum..umarım bir an önce toparlanırda aramıza katılırsın...yokluğun fazlasıyla hissediliyor...şaka maka özledik yav..seninle cenk etmeyi bile özlemişim düşün artık.. geçmiş olsun arkadaşım..bir an önce iyileş..bunlar da çiçeklerin..
  23. boşver be Frozenim ..anlıyan anlıyor... Sardunyam...usta yine yapmış yapacağını...şu şiirin güzelliğine bir bak... sevmek zenaatinde güzel arkadaşım...ne denli özel olduğunu biliyorsun benim için... :clover:
  24. Bilinenleri görmezlikten gelmekti Baştan kaybedişlerin sebebi.. Sevgili Keskinkalem.. defterimi bu anlamlı şiirle ziyaretin çok mutlu etti beni..incelemen gibi..öyle sanıyorum kaliteli bir arkadaş kazanıyorum... Suhedam... harika bir şiir bu.. demek sende şiirkoliksin ha...bunu duyduğuma çok sevindim...o halde şiir alışverişi başlasın bakalım...
  25. o ihtimali anladın sen...dahası biliyordun zaten... itiraf etmeliyim merak ettim sizdeki şu nastoljik tepsileri... ne yapıyorsun onlarla..korkunç Hary'ye kahvemi ikram ediyosun yoksa? Sevgili Keskinkalem... Efendim sizi buralarda görmek..hele ki anılarınızla..ne hoş .. sizin bu saklanma anınız bizim bahriyeliyle(köşemizin müdavimleri bilirler..kendisi kardeşim olurlar..şu an asker) ilgili bir hatırayı çağrıştırdı..hemen naklediyim... öğretmenlerin katıldığı bir yaz kampıydı..Akçay'da..kardeşim 3, ben 11 yaşlarındayız..o yaz bizim ufaklığın başına gelmeyen aksilik kalmadı..daha 3.gün körpe bağırsakları kampın yemeklerine adapte olamadığından iflas etti ...zavallıcık daha iyileşemeden zehirli bi haşeratın hücumuna uğradı..sol göz şişerek tamamen kapandı.. çocuğa baktıkça içimiz acıyor...kendiside kendine acıdığından olacak bütün fotoğraf çekimlerinde minicik eliyle sol gözünü kapatmaya çalışıyor... neyse efendim..birkaç gün sonra bir akşam yemek vakti bizimki ortadan yok oldu...bütün alanı fır dönüyoruz yok!...arama ekibine her geçen dakika başkaları da katılıyor...bi zaman sonra kampın yarısı bizimkini arar oldu... restorant bölümü denize çok yakın..annem çığlık çığlığa sahile seyirtti..tabii bütün ekipte arkasından...fakat oraya gittiğine ilişkin en ufak bir ipucuna rastlanamadı...heryerden bizimki anons ediliyor.."üç yaşlarında,üstünde şu renk şortu olan,gözünün biri kapalı bir erkek çocuğu kaybolmuştur.." bir süre sonra annemle ben ağlamaya başladık...belli etmesede babamın gözleri dolup dolup boşalıyor...hep beraber son bir kez daha şu tarafa bakalım diye birkaç adım atmıştık ki..kulağıma derinlerden bi yerden bizimkinin sesi geldi..sağıma soluma baktım yok..ama o ses derinden derine halen devam ediyordu..kalabalığa" susun" dedim...sesin geldiği yere konsantre olup yürümeye başladım...tabi ki ekipte peşimde...biraz ileride bir bilardo masası vardı...ses sanki oradan geliyordu...fakat görünürlerde kimse yoktu...eğilip altına baktığımda masanın dibinde ağaç kovuğu gibi bir delik..ve o deliğin içinde yine 3 yaşlarında iki kız ve ortalarında tek gözü kapalı bi şekilde pusmuş duran bizim kerata uzunca bir zaman o ufacık deliğe nasıl girmiş oldukları bir türlü anlaşılamayan ve muhabbet kuşu gibi birbirine sokulmuş üç afacanı soluğumuzu tutarak seyrettik... sonrada bastık kahkahayı tabii... manzara o denli komikti ki annemin gözyaşlarıyla kahkahaları birbirine karışmıştı...sanırım bizim tek gözlü bastıbacak durumdan o denli memnundu ki bizleri tamamen unutmuştu...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.