diloş tarafından postalanan herşey
-
fotoğraf makinası
adrenalininde dediği gibi amaç önemli.. fotoğrafçılığı profesyonel anlamda yapmayı düşünüyorsan bende Nikon derim..ama hobi olacaksa bu senin için Canon rahatlıkla işini görür..
-
Erkeklerden Yemek Tarifleri...
çok şeker tariflerdi Gece'cim..tavuğun kendi kendine hareketlenmesi maddesine ayrıca bayıldım..
-
diloş...
hadi bakalım..benden size.. ben söylüyorum..sizde eşlik etmezmisiniz..
-
diloş...
hakikaten çok dinlendirici bir ezgi..çok teşekkür ederim Keskinkalem.. sevgili egzorsist.. bende sana şiir seçerken aynı duygulardan geçiyorum..şiir zevkin o kadar hoş ki..senden gelecek şiirleri merakla bekler oldum..bu şiirde çok ama çok güzel...teşekkür ederim şiir dostum.. hayat her istediğimizi vermiyor egzorsist..ya da biz almasını beceremiyoruz..
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Yılları durduracak Güneşi doğduracak Dünyamı dolduracak Bir sevgi istiyorum.. Deli gibi secevek.. Ömür boyu sürecek.. Gözlerimde tütecek.. Bir sevgi istiyorum.. Halimi anlıyacak Derdime katlanacak Benimle ağlayacak Sevgili istiyorum.. hadi gel beraber söyliyelim bitanem..
-
jön doğum günü
Sevgili Jön, Daha sen askere gitmeden çook doğum günlerini kutlarız biz senin inşallah.. Yeni yaşın sana sağlık,mutluluk ve başarı getirsin.. İyiki doğdun..
-
Geldim de iyi mi ettim?
diloş şurada cevap verdi: GuNeSLi_GeCe başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımiçimizden biri evet..!!!ama hangimiz..?
-
///Egzorsist Anı Defteri///
şiir dostum senin için.. Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar Dursam ölürüm paramparça olur dünya Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak (Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç) Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı (Soluğunun elma kokması bundandı belki) Bir elma kokusuna tutundum düşerken Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Çocuksun sen, çocuğumsun
-
Frozen......
güzel gülüşlüme.. Gün biter gülüşün kalır bende anılar gibi sürüklenir bulutlar Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır yarım kalan bir şiir belki de Aykırı anlamlar arayıp durma güz bitip sular köpürür de kapanmaz gülüşünün açtığı yara uçurum olur zaman her gece Her gece yeni bir savaş baslar acı ses olur, ses deli yağmur Sığındığım her yer adınla anılır ben girerim sokağı devriyeler basar Bir de gülüşün eklenir kimliğime.
-
Erbay
uşağuma.. Uzun zamandır yoksun Yoksun lu sabahlara uyanıyorum Aynı Bildiğin gibi Yeni bi şey yok Eski bi şey de yok Sen gibi.......... Bir ben kaldım O da... Ben miyim değilmiyim belli değil artık Arta kalan ne ki? Daha ne kadar özleyebilirim seni Şimdi yalvarsam geçmişime Bir gün daha yaşamak istesem misket oynadığım sokakta İlkokuldaki yerli malı haftasına katılsam? Bana 3 beden küçük gelir çocukluğum Sende öyle sevgilim Boşluğunu dolduramaz kimse demiştim giderken Gelme......... Sana bol gelicek artık bu aşk!
-
Gloria
Gloriacım.. senin benim defterime yazdığın şiir kadar güzel mi bu şiir tartışılır..ama bu zatın en sevdiğim şiirlerinden biri diyebilirim..eminim duyduğun bir şiir bu..şairini sevmem...ama bazı şiirleri çok güzeldir,inkarda edemem..işte buda onlardan biri.. Her şey yapılabilir Bir beyaz kağıtla Uçak örneğin uçurtma mesela Altına konulabilir Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için Sallanan bir masanın Veya şiir yazılabilir Süresi ötekilerden kısa Bir ömür üzerine Bir beyaz kağıda Her şey yazılabilir Senin dışında Güzelliğine benzetme bulmak zor Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan Her şeyden Bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor Belki tabiattadır çaresi Senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin Ve benim bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim Anlarım bitkiden filan ama anlatamam Toprağın güneşle konuşmasını Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla Sen bana ışık ver yeter Bende filiz çok Köklerim içimde gizlidir Gelen giden açan soran bere budak yok Bir şiir istersin İçinde benzetmeler olan Kusura bakma sevgilim Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel bir şey yok Uzun bir yoldan gelen Tedariksiz katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu Her şeyi anlattım Olan olmayan acıtan sancıtan Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Severadım gelirdim Gözlerinin mercan maviliğine Sana bakmak Suya bakmaktır Sana bakmak Bir mucizeyi anlamaktır Sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır Aşk sorgusunda şahanem Yalnız kelepçeler sanıktır Ne yazsam olmuyor Çünkü bilenler hatırlar Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar Bahçıvanlar değil tüccarlardır Sen öyle göz Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı Sen teninde cennet kayganlığı iken Sana şiir yazmak ahmaklıktır Bir tek söz kalır Dişlerimin arasından Ben sana gülüm derim Gülün ömrü uzamaya başlar Verdiğim bütün sözler Sende kalsın isterim Ben sana gülüm derim Gül sana benzediği için ölümsüz Yazdığım bütün şiirler Sana başlayan bir kitap için önsöz Sana bakmak Bir beyaz kağıda bakmaktır Her şey olmaya hazır Sana bakmak Suya bakmaktır Gördüğün suretten utanmak Sana bakmak Bütün rastlantıları reddedip Bir mucizeyi anlamaktır Sana bakmak Allah'a inanmaktır
-
diloş...
Merhaba Erdal Aktaş..
-
redblack
Bonibonum.. yine o sevmediğimiz adam..ama şiire bi bakarmısın..? Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü, Kavim göçlerinden bu yana ağlayan Ve durmadan Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler Çalan, çaldıran, yakalatan Adı bende gizli bir kadındı İstanbul Şehre bir yağmur yağdı Ben ağladım Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü yerlerinden Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk sipariş edildi yeniden Bir şehre yağmur yağdı Ben ağladım Kim daha çok yalan söndürdü çay bardaklarında Hangisi talandı demli öpücüklerin Ve buğularda yitirilen kimin adıydı Bir aşktan diğerine kaç saate gidiliyordu Soyulur muydu kabuğu hayatın Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı? Yağmur şehre bir yağdı Ben ağladım Ben ençok seni götürdüm giderken Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı Ben... Yağmur... Ağladım...
-
TAURUSMUTİS...............
Şiiri "kızım" yerine "oğlum" koyarak ve Ege'm diye başlayarak okumayı dene..sana daha uygun düşer.. bana çok anlamlı geldi bu şiir,bakalım sende beğenecekmisin..? Berfinim, içimin güler yüzü, yaşanılası iklimim hoşgeldin. (adımın çapraz yazılması kimin umrunda.. denize düşen yılana öykünür biraz da...) bir aralık sızıverdin işte ömrümüzün en gevrek zamanı... çıt diyor kırılıyoruz, öfke kadar saydamız o zamanlar ve kırılgan bıçak kadar! kızım demeyi öğrettiğin için o tanrısal kokun ve gülüşündeki baban için ki hala zilleri çalıp kaçmak istiyorduk yarım yamalak aşk kırıntıları tabakta bırakılmış, yazık atılacak bir sevda haritası, hatta el değmemiş delilikler istiyorduk.. çocuktuk daha büyümeye direniyorduk, iş toplantılarında lolipop zamanlar düşlüyorduk ama sızıverdin işte... bir avuç yeşil gevrek rokaydık, mayışmamıza bir limon yetecekti.. biz garsonu bekliyorduk, sen çıkageldin... hoşgeldin berfinim... kızım kızgınlığım.. bilmiyorduk daha, objektiflerin objektif olmadığını, ikimize yeter sanıyorduk ikimizin toplamı, meğer doyurmak çok zormuş içimizdeki hayvanı.. habersiz geldin, kusura bakma ortalık biraz dağınıktı... şimdi hemen toparlarız sanıyorduk, olmamıştık daha... işin zor kızım, hem büyüyecek hem bizi büyüteceksin.. baban mı var, derdin var kızım.. hoşgeldin kızım, içimin gülen yüzü, hoşgeldin...
-
diloş...
beğenmez olurmuyum taurusmutis..bayıldım..çok güzel..teşekkür ederim..
-
.....::Radya::.....
yasak bana gözlerini anlamak ellerin bana yasak ah olaydım gözünde yaş fikrinde telaş düşünce suçun beraatin olaydım fakat yasak yasak bana gözlerini anlamak ellerin bana yasak ah olaydım yüzünde sürgün yatağında mülteci vatanın anayurdun olaydım fakat yasak yasak bana gözlerini anlamak ellerin, bana yasak.............
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
uyuyor musun..? o canım yüreğinde uyuyor mu..? o uyumaz hiç,bilirim.. 24 saat kesintisiz ağır işçi o..! ah..dinlense ya biraz.. o zaman sen olmazdın di mi Sarmaşığım.. ve o zaman ben kimi böylesine severdim.. ..... sana yaralarımdan çiçekler, ilk yardım geceler biraz da, ve yangında kurtarılması imkansız acılar bırakıyorum.. seni özümün gizinde saklıyorum.. bütün aşklarımın izlerini sayıklayarak ve aldatarak tüm sevdiklerimi, sana cinayetimin ipuçlarını bırakıyorum... vasiyeti olmayan ölüler ülkesinden yazık bir nakarat bırakıyorum sana "ben sana gülüm demem gülün ömrü az olur" öç biter, biter şarkı, yaz olur...
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
ne büyük bir şans seni tanımış olmak.. Rabbime şükürler olsun.. şu şiirin pozitifliğine bak gökkuşağım..insanın içini ısıtıyor.. İstersen mutlu oluruz seninle Evimiz ve çocuklarımız olur Yemek pişirirsin kendi elinle Kalplerimizde esenlik ve huzur İstersen mutlu oluruz seninle Birbirimiz için yaratılmışız Ruhlarımız düşüncelerimiz bir Bizim gibi olur çocuklarımız Ben şair, sen baştan ayağa şiir Birbirimiz için yaratılmışız Ayrılık olmaz fikirlerimizde Kahkahamız ta uzaklardan duyulur Mutluluk parıldar gözlerimizde Rüyalarımız bile aynı olur Ayrılık olmaz fikirlerimizde Ne hayaller kurarız uzun uzun Üzüntüleri atarız bir yana Gizli bir şeyi kalmaz ruhumuzun Bütün şiirlerimi okurum sana Ne hayaller kurarız uzun uzun Kim ne derse desin mutlu oluruz İçimizde ümit, arzu teselli Bende aşk ve sende güzellik sonsuz Aşkımız gözlerimizden besbelli Kim ne derse desin, mutlu oluruz..
-
LilaC..
Güzel kelebek... sana.. Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı Gittiler akşam olmadan ortalık karardı Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara Geceler uzar hazırlık sonbahara..
-
Boğa burcu Bayanlar
diyelim gitsin be bonibonum..
-
diloş...
Gloria, canım o kadar çok sevdim ki armağan ettiğin şiiri..tam benlik.. hangi mısrasını daha çok sevdiğimi seçemedim..bütün olarak muhteşem..çok teşekkür ederim arkadaşım..
-
Boğa burcu Bayanlar
buyrunn..bana mı seslendiniz..? Boğa burcu kadını için söylenecek çook şey vardır.. zararsızları;her türlü güzelliğe olan merakı genellikle sanatın hemen her koluna ilgi duymasını ve en azından birkaçında kendini ifade edebilmesini sağlar..zevk sahibidir..çok iyi aşçıdır..kuralcıdır..rahatına düşkündür.. benden de bu kadar olsun..
-
hangi şarkıyı dinliyorsun?
uykusuz her gece.. bu soğuk kahvede.. sabahlarım bazen günlerce.. rüyalarıma gelme diye..
-
Frozen......
sıra sıra siniler.. diloş olan iniler.. sizi ne yapmalı bilmem bre melun ecinniler.. şiirle atışıyomuşsunuz ya..ambiansı bozmıyım dedim..
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
sen kimseyi bilerek kırabilecek yapıda değilsin Leylam..şu paragrafın en sonuna yazdığın dileğin seni o kadar iyi anlatmış ki..evet sen,kırmaktansa kırılmayı tercih edecek kadar güzel bir kalbe sahipsin..seni bu kadar çok sevmemin bir nedeni de bu işte..