-
İçerik Sayısı
3.633 -
Katılım
-
Son Ziyaret
-
Lider Olduğu Günler
1
İçerik Tipi
Profil
Forumlar
Bloglar
Fotoğraf Galeresi
- Fotoğraflar
- Fotoğraf Yorumları
- Fotoğraf İncelemeleri
- Fotoğraf Albümleri
- Albüm Yorumları
- Albüm İncelemeleri
Etkinlik Takvimi
Güncel Videolar
diloş tarafından postalanan herşey
-
yağmur yağıyor..seller akıyor..arap kızı camdan bakıyor.. iki öğretmen maaşıyla yıllardır hayalini kurdukları yazlık evlerine kavuştuklarını müjdeleyen müteahhitin boynuna atılmamak için güç tutmuştu annem ve babam kendini...adam evi öyle bir anlatıyordu ki hayalimizde büyülü bir şato resmi vardı artık..evden villa diye bahsediyordu ve herşey birinci sınıf oldu diye ballandırıp duruyordu...nasıl hazırlandığımızı bilemedik...ben onbeş..kardeşim 7 yaşlarında...ertesi sabah yola çıktık..eşyalar içinde bir kamyon tutuldu...kamyonun daha yavaş gideceği düşünüldüğünden bizden birkaç saat önce yola koyuldu... aman nasıl keyifli bir yolculuktu anlatamam...şarkılar söylüyor,hayaller kuruyoruz hepcek...bu güzelliği ara sıra annemin panik atak halleri bozuyor ..sağdan büyük bir taşıt geçince annem gerilerek sola..soldan geçince sağa kayıyor..bazen her iki yanımızdan geçiyorlar o zaman annem kafası arabadan dışarı fırlıyacak şekilde yukarı zıplıyor ..ben ve kardeşim arka koltukta çılgınlar gibi eğleniyoruz...yanımızdan atletli uzun yol şoförleri geçiyor kamyonlarıyla..biz kamyonun arkasına yazılmış o muhteşem sözleri yorumlamaya çalışırken..babam böyle ağır bir taşıtın bizi geçmesine hayıflanıp,hırs yapıyor..annemse onu dizginlemeye çalışıyor...bu şahane yolculuk,babamın daha inşaat halinde olan bir viranenin önünde durmasıyla son buldu... hepimiz soran gözlerle önce babama..sonra inşaata baktık..babamın; -İşte bizim villa..demesinin ardından derin bir sessizlik ve onun ardından da annemin hıçkırıkları geldi...arabanın içinden vurgun yemiş misali zorlukla çıkabildik..bahçe denilen yerden..-içinde irili ufaklı kazıklar,tuğlalar,çimento torbaları vs..-penceresi ve de kapısı olmayan inşaata herhangibir delikten girerek hilkat garibesini gezmeye başladık...mutfak diye tabir edilen yerde hiçbir şey yok...salon olacak yerin ortasında büyük bir harç yığını...trabzanı olmayan merdiven benzeri şeyden yukarı çıktığımızda da odaya benzer iki koca delik gördük...trans halindeydik..ne yapacağımızı bilemez halde yanyana dizildik ve ardından eşyalar geldi..salon müsveddesine yığdık çoğunu..gerçi kapı, pencere ve de cam gibi unsurlar olmadığından bizim için içeri ile dışarının bir farkı yoktu...düzenbaz müteahhit ev konusunda bize fena halde kazık atmıştı...hayal kırıklığı,yorgunluk ve şoktan olacak hepimiz salondaki üstüste yığılmış eşyaların üzerinde uyuyakaldık... sabah olmuştu... gözümü zorlukla açmaya çalışarak kalktığımda karşımda zebellah gibi kapkara yabancı bir adam gördüm..ve uzunca bir süre çığlık attım..işin asıl ilginç kısmı bu tuhaf adamında bana korku dolu gözlerle bakıp çığlık atmasıydı..karşılıklı bir süre bağırdıktan sonra adamın eve gelen işçilerden biri olduğunu idrak ettim..çünkü evde buna benzeyen birkaç kişi daha dolanıyordu..gözümün biri açık biri kapalı vaziyette lavoboya gittiğimde işçilerin oraya astığı kırık aynada daha önce hiç görmediğim bir ucubeyle karşılaştım...penceresi olmayan salonumuzda biz yarı baygın yatarken kanımı tatlı bulan alçak arı yüzümü dört yerinden şişlemişti bu sebepten gözümün biri tamamen kapanmış,üst dudağım burnuma kadar şişmiş,çenem iki katına çıkmış,ve yanağımın biri balon gibi olmuştu ..evet, bu demincek beni görüp elektrik çarpmış gibi bağıran işçinin durumunu açıklıyordu..bende onun gibi yaptım..aynadaki şekli görür görmez bastım çığlığı ...bizimkiler uzunca bir zaman beni ve birbirlerini sakinleştirmeye çalıştılar... günler geçiyor, biz dört kişi evdeki işçiler ve ustalarla beraber köle isaura gibi çalışıyorduk..ev iyiden iyiye birşeye benzemeye başlamıştı...ama bizim tipimiz günden güne kayıyordu o ayrı... 3.ayın sonunda, tatilde bitmişti zati...annem eve halılarımızı gitmeden serelim de içimde ukte kalmasın dedi...halılarımızı serip, her bir santiminde alın terimiz olan evimize şööle bir geriden baktık..yüzlerimizde, kılıcındaki kanı silen bir şövalye edası vardı... bu gururu yeri göğü inleten bir gök gürültüsü kesti..Ağustos'un sonu..annem; -yağmur yağacak galiba dedi..babam; -saçmalama hatun..havaya baksana hiç yağmur havası var mı..dedi. böyle dedi ama hava iki dakika içinde kapkara oldu..sanki cehennem..bu arada gök "sıkı durun birazdan üstünüze çökecem"dercesine gürlüyor..şimşekler çakıyor..annem oldum olası yağmuru sever..."gelin yağmuru içerden seyredelim..ne romantik"dedi..hepimiz camın önünde yağmuru bekliyoruz...ne yağmuru arkadaş.. bir tufan çıktı ki sormayın..kasırga..hortum..sanki dehşetli bir korku filmi seyrediyoruz..önce evin önündeki sandalyeler,sonra masa uçtu..ardından evin üstündeki tuğlalar...bizim uçan masanın yerine civar evlerden uçup gelen başka bir masa kondu..derken o da uçtu camın önünde korkuyla bağrışıyoruz ama yapılacak hiçbirşey yok..birbirimize sarılıyoruz ev üstümüzden uçarsa birbirimiz kaybetmiyelim diye..birden gök delinmişcesine yağmur yağmaya başladı...sonra ceviz büyüklüğünde dolu..derken ayaklarımız su içinde kaldı..çünkü çatı tam olarak yapılmamıştı ve tufan olan kiremitleride uçurduğundan tepeden evin ortasına niyagara şelalesi gibi su akıyordu..suyun seviyesi yükselerek dizlerimize geldi..annemin özenle serdiği halılar üzerinde yüzüyordu ...ağlayacaktık belki ama yaşadığımız şok buna izin vermiyordu... 1 saat kadar sonra güneş bizimle alay edercesine parladığında mahşer yerine dönmüş site ahalisi birbirine geçmiş olsun dilemek ve ne tür kayıplar verildiğini anlamak için sorgu suale başlamıştı...söylendiğine göre son elli yıldır o bölge böyle bir doğal afetle hiç karşılaşmamış..bizi beklemiş olmalı dostlarım..alıştınız bu köşede benden hep duygusal ya da romantik birşeyler okumaya biliyorum...ama anılarımızda böylesi şeylerde var...tür, trajik-komedi oldu bugün...idare edin artık...
-
Allah seni inandırsın bende beni seviyorum bu durumda senide seviyorum..aynıyız ya o bakımdan.. sarmaşığım benim
-
piki o zaman katılmaktayım şikerim
-
niye ki?..sarışın diye mi?
-
valla şöyle söyliyim..kulaklarım benden,ben kulaklarımdan çokça memnunuz seviyoruz birbirimizi ayriyetten sesim bülbül sesi gibidir...onaylıdır..söylemesi ayıp senin kulaklarda bi sorun var sanırsam ayrıca seni sevsem nolcek??? bundan sana ne?
-
Tanju Okan...o davudi ses...ve o şarkı...tek kelimeyle muhteşem şöyle bir şarkısı vardı ; benim en iyi dostum;içkim,sigaram onlarda terk ederdi olmasa param canım kadar yakınım el oldu şimdi dünyada dost denilen kelime yalan! bugün yine aynı moddayım...sanat müziği modu:P Çiçek nedir görmeden bozkırlara dalmışsan Çaldığın kapılardan hep nasihat almışsan Üstelik bu âlemde aşktan mahrum kalmışsan Desene ki güzelim, sen hiç yaşamamışsın! Su verdiğin goncalar açmadan soluyorsa Sığındığın geceler insafsız oluyorsa Üstelik bu hikâye aşksız son buluyorsa Desene ki güzelim, sen hiç yaşamamışsın! yaaa çoğu kişi hiç yaşamıyor anlayacağın... ha,unutmadan..mutluluk sana çok yakışıyor!
-
canımın içi defterime yazdığın şiir o kadar güzel ki..hani Behçet Necatigil'den olan...bayıldım Vücud ikliminin sultanısın sen Efendim derdimin dermanısın sen Bu cism-ü natüvanın canısın sen Efendim derdimin dermanısın sen...
-
dimek karga sesim rahatsız eyliyor sizi...o halde; Unutturamaz seni hiçbir şey, unutulsam da ben Her yerde sen, her şeyde sen, bilmem ki nasıl söylesem? Bir sisli hazân kesilir rûhum eğer görmesem Neş'em de sen, hüznüm de sen, bilmem ki nasıl söylesem? umarım yeterince rahatsızlık vermişimdir...
-
içi doldurulmuş ördek kız..sus..bir duyan olcek şimdi...heveslendirme birilerini bak..sus..heveslenen olur dimiştim şimdi nolcek? hayatın tehlikede haberin olsun evde fazla pamuk..sünger neyim bulundurma bari..hani içine doldurulması bakımından şeediyorum.. naaptınız bakıyım bensiz iki gün?...özlediniz mi beni?...sarılacak başka bir dalmı buldun yoksa? ha sarmaşığım? Göze mi geldim, sen mi unuttun, gelmiyorsun âh Öyle karanlık gece ki ruhum, olmuyor sabah Yüksel ufuktan sineni göster bir gün göreyim Öyle karanlık gece ki ruhum, olmuyor sabah
-
ne demek başka özelliğim yok ..çokça özelliğin var senin...ve ben..ve biz bunun farkındayız.. şu deftere anlam katan güzellikler...Sarmaşığım ve Gülbeşekerim ..sizlere sözüm...özlüyorum yav sizi.. ne yaptınız bana böyle iki gözüm? ayrıca anladım ben onu sardunyam...
-
akıllara durgunluk veren bir şahsiyetim öyle diil mi? yav..cooloney'in her şekli ve pozuna doyduk sayende.. değişiklik iyidir..ve ben clint'i çok karizmatik bulurum..bu şimdi bu söylediğimide üstüne alınır
-
bıkmıştık canım cooloney'den.. ...biraz da Clint Eastwood görelim..bence isabetli bir seçim olmuş hayırlı ve de uğurlu olsun...
-
bilmem..güçlü olmak zorundayız..ama ne kadar güçlüyüm..inan bunu bilmiyorum canım... bugünde Sezen'den bir şarkı yolluyorum sana..eminim seveceksin .. Bende hiç tükenmez bir hayat vardı Kırlara yayılan ilkbahar gibi Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı Göğsümün içinde ateş var gibi Başını göğsüme sakla sevgilim Güzel saçlarında dolaşsın elim Bir gün ağlayalım bir gün gülelim Sevişen yaramaz çocuklar gibi Hissedince sana vurulduğumu Anladım ne kadar yorulduğumu Sakinleştiğimi durulduğumu Denize dökülen bir pınar gibi.. Sözün şiirlerin en mükemmelidir Senden başkasını seven delidir Yüzün çiçeklerin en güzelidir Gözlerin bilinmez bir diyar gibi
-
seri sonu üretim mi? ...ilahi ...valla haklısın galiba.. bugün senin için canın Sezen'den bir şarkı seçtim.. Hep binbir maske ve binbir duyguda Hep karmaşa sen ve senden başka Bir insana dönüp yaşıyorsun Parça parça her duygunu olmaz Yeter yeter beni bırak seninle kendi halime Yeter artık içindeki yabancıya söyle gitsin Hüzün olup binbir damga vuruyor sevgim üstüne Yeter gidip o sevgisizliğinde kendi tükensin Hep yarım yarım ve erken yaşanan Her sevgiden izler var içinde Çizgi çizgi ve silemiyorsun onları bir türlü Hayır olmaz..
-
beğensen şaşardım zati
-
canım arkadaşım...maharet orda değil mi zaten..sıradan şeyleri,özel hale getirmek.. bunu başarabilen herkes özeldir..biliyorsun değil mi?..senin de çok özel olduğunu.. güzel sarmaşığım benim ..doğru dersin..doğru dersin de...derinlerin o uğultulu basıncını da bilirsin diil mi?..hani nefes alamaz gibi olur insan kimi zaman... lilaccım hoşgeldin canım ne güzel bir hikaye bu böyle ..bir yanılsama öyküsü...renk kattın.. sağolasın canım
-
sunduğun yaşamsal kısa kesit,bayaa eğlendiğini gösteriyor ..gülmeyi de, güldürmeyi de seviyorsun...ne güzel!..böylede olmalı..hayat çok kısa... anılar..geride kalandır demişsin..doğru tabii..ama ne kadar kaçsakta bundan..her anımız an be an eskimiyor mu?..yapılacak birşey yok..kabullenmekten başka.. işte böyle..ara sıra yaz defterine.. şarkı ise mükemmel! ..bak..sende eskilerden seçmişsin..eeee,ne de olsa yaş artık 30..normaldir.. veeee..Ahmet Kaya'dan..biliyorsundur; birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş.. aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu! birer tomurcuktuk hayatın kollarında birer çiğ damlasıydık bahar sabahında gül yaprağında gözüm yaşarıyor yüreğim kanıyor olmasaydı sonumuz böyle..
-
ŞEYTANIN FISILDADIKLARI.....................................
diloş şurada cevap verdi: adrenalin başlık Diğer Edebi Türler Forumu
bozkır kelimesi niçin sansürlendi anlıyabilmiş değilim -
ŞEYTANIN FISILDADIKLARI.....................................
diloş şurada cevap verdi: adrenalin başlık Diğer Edebi Türler Forumu
topicin tamamını büyük bir keyifle ve umulmayacak bir hızla okudum...çokça değerli buldum...ama içlerinden bunu seçtim...öylesine tanıdık ki... ve bende şu anda okuduğum bir kitaptan bir pasaj geçmek istiyorum.. "Birbirlerinin dilini bilmiyorlar.Ancak bunu hemen hiç önemi yok.Hibir zaman da olmadı.Ayrıca o an batan *********ır güneşi ufku da,tuğlalı,demirli,naylonlu düzlüğü de pembeliklere boyamaya aday görünmekte hala..Hala umulabilir.Ellerimiz ve gözlerimiz hayatı kaldığı yerden biçimlendirebilir. .. Son saatler..Ayrılıştan sonra arda kalacak olan ne sevgilim,her günbatımında küller altında boğulmak mı? .. Aşk an'lıktır demiştir;öpülmeyi beklemeden uzanıp delikanlıyı öpmüştür ve artık bilmektedir bunu adamakıllı güçlü bir ruh üşümesinin atlatıldığı an olduğunu.. Arzın merkezi soğusa da,soğumasa da,adamla kadın birbirlerine çok güzel bakıyorlar.Elbette sahte bir umut,aptal bir inanışla değil,artık düşlenmesi bile güç olan bir dayanışmanın dilinden söyleyerek.Hatta,ikisinin de aramayı çoktan unuttukları bir şeyi ansızın avuçlarının içinde buluvermekten doğan bir şaşkınlıklarının olması gerektiğini de düşünüyorum." Adelet Ağaoğlu-Ruh Üşümesi -
tabii artık büyük ölçüde tanıyorum seni..o hüzünlü tarafını...duygusallığını...canım benim ..bu şarkıyı çok sevdiğini de biliyorum çünkü bu şarkının son kısmını bi yere yazmıştın bi vakitler.. çok haklısın leylacım..bu şarkı sözleri..bu besteler.. gerçek duygularla yapılmış..ondan eskimiyorlar..günümüz şarkıları da günümüz aşklarını yansıtıyor..bir iki dinlemede sıkılıyor insan...derinlemesine hiçbir duygu içermiyor çünkü
-
ol kelebeğim ...melek gibi kon omzuma ...mutlu edebilmişsem seni ne mutlu bana...dileklerin içinse çok teşekkür ederim.. akide şekerim...