Zıplanacak içerik

gloria

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

gloria tarafından postalanan herşey

  1. İki gündür süren tartışmada dün Vali bu mailleri gönderenin kendisi olmadığını söylemiş ve sonra geceyarısı yaptığı açıklamada mailleri kendisinin gönderdiğini kabul etmiş bu sefer de içeriğinin açıklanmasını çok manidar bulduğunu ifade etmiş! Ne bekliyordu acaba, yaptığı tüm hakaret ve tehditlerle kişiyi korkutup sindirmeyi mi? Şimdi görelim bakalım demokratikleşme paketi ne kadar işe yarayacak? Habere öyle paldır küldür girdim, mevzuyu bilmiyor olabilirsiniz tabii o nedenle şöyle bir anlatmaya çalışayım: Şimdi Radikal Gazetesi muhabirlerinden İsmail Saymaz, gezi olayları sırasında Eskişehir'de öldürülen Ali ismail Korkmaz'ın davasının il dışında görülmesi nedeniyle görüş Bildiren Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna ile ilgili haber yapınca; Güngör Azim Tuna da kendisine tehdit ve hakaret içeren bir mail atmış.. Mailde yer alan cümleler şunlarmış: “Oğlum İsmail, yine rahat durmuyorsun. Benim Ali İsmail ile ilgili söylemediğim bir sözü tekrar ısıtıp veriyorsun ki sana özel olarak telefonda bunu izah ettiğim halde her fırsatta alçaklıkla bunu tekrar ediyorsun. Failler belirlendi, tutuklandı, yargılanıyor. Bunlardan pek memnun olmadın herhalde. Sana malzeme kalmadı derken, mahkeme bize bir soru soruyor. Biz de savcılık da kamu düzenini düşünerek yüzbinlerce insanın yaşadığı bu şehirde olay çıkmasın diye görüşümüzü yazıyoruz. Bunlar her nasılsa yandaş avukatlarınız tarafından herhalde anında sizlere servis ediliyor. Kuşlar söyledi deme sakın inanmam! Neyse hiç önemli değil. Zaten biz ne dersek diyelim siz vermek istediğinizi veriyorsunuz. Siz bizim Ali İsmail için çok üzüldüğümüze de inanmazsınız. Demokratik tepkiye eyvallah ama amaçları kaos çıkarmak olanların fırsat beklediği bir ortamda bu davanın başka yerde görülmesini istemek Eskişehir’e ve halkın yararına bir şey yapmak demektir. Tabii ki takdir yargının. Diğer konulara girmiyorum çünkü yargılama devam ediyor. Ama siz zaten hem savcı, hem hakim, hem avukatsınız. Müebbet bile sizi kesmez. Bir daha aynı şekilde yorum yaparak bu konuyu işlersen sen adi ve şerefsizsin. Yerin altı da var unutma, eninde sonunda orada görüşeceğiz.” Bu maili gönderdiği ortaya çıkınca bu defa da şöyle bir açıklama yapmış: “Gönderilen mail adresi bana ait. Ancak o maili bizzat ben yazmadım. Mailde yazılanların bir bölümüne katılıyorum. Doğru ifadeler. Söz konusu muhabir sürekli bir şeyleri çarpıtarak yanlış yönlendirmeler yapıyordu. Mail üzerinde de aynı şeyi yapmış. Dediğim gibi maili ben yazmadım. Yurt dışındayım. Eskişehir’e döndükten sonra inceleteceğim” ve gece yarısına doğru yaptığı diğer açıklamada ise şunları ifade etmiş. "02.10.2013 tarihinde bazı yazılı ve görsel basın organlarında ve internet sitelerinde, Radikal Gazetesinden İsmail Saymaz'ın kişisel e-posta hesabına gönderilen mail ile ilgili haberler yayınlanmıştır. Kamuoyunda yanlış anlamaları önlemek ve doğru bilgilendirme amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür: 1. Ali İsmail Korkmaz isimli öğrencimizin hepimizi üzen bir şekilde hayatını kaybetmesi sonrasında yerel, ulusal ve sosyal medyada, olay ve olayın oluş biçimi ile ilgili çoğunluğu yetersiz bilgiye dayalı 'olumsuz' ve 'yorum içerikli' haberler yayınlanmıştır ve zaman zaman yayınlanmaya devam etmektedir. Katıldığım bir televizyon programında konu ile ilgili söylediğim sözler arasından, konuşulan olaya münhasır olmayan bir cümlem, siyasi ve ideolojik olduğunu düşündüğüm amaçlarla çarpıtılarak kamuoyu yönlendirilmeye çalışılmıştır. 2. Valiliğimizce Eskişehir'de meydana gelen olaylarla ilgili olarak kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini temin maksadıyla basın açıklamaları yapılmış, ayrıca Radikal Gazetesi Muhabiri İsmail Saymaz beyle röportaj yapılmış ve konu ile ilgili bilgi verilmiştir. 3. Ancak Sayın Saymaz, bu müessif olayı kendi penceresinden ve kendi bakış açısı ile ele almaya ve kamuoyumuza çarpıtarak sunmaya devam etmiştir. Söylemediğim ya da kastetmediğim manalar yüklediği sözleri sürekli gündemde tutmaya özellikle şahsımı hedef haline getirmeye özel bir gayret sarf etmiştir. 4. Ali İsmail Korkmaz isimli merhum öğrencimizin hayatını kaybetmiş olması şahsımı derinden üzmüş ve bu hissiyatım tarafımdan her fırsatta samimiyetle ifade edilmiştir. Olayın aydınlatılmasına yönelik kararlı tutumumuza rağmen olayla ilgili asılsız haberlerin devam etmesi kamuoyunun moralini bozucu ve zaman zaman da tahammül sınırlarını zorlayan boyutlara ulaşmıştır. 5. Radikal Gazetesi Muhabiri İsmail Saymaz'ın kişisel e-postasına gönderilen mail yukarıda ifade edilen yerli yersiz ve süreklilik arzeden yanlış ve çarpıtılmış haberlere sitem, bir manada tepki amacıyla 'kişiye özel' olarak gönderilmiştir ve medyada ele alınış biçimine ilişkin kişisel rahatsızlığımı ifade etmenin ötesinde bir anlam taşımamaktadır. Bazı basın yayın organları vasıtasıyla yansıtılmaya çalışıldığı gibi tehdit unsuru içermeyen ifadelerimin Sayın Saymaz tarafından farklı anlamlar yüklenmeye çalışılarak ve süratle kamuoyuyla paylaşılması oldukça manidardır. Eskişehir Valisi olarak böyle bir olayla kamuoyunun gündemine getirilmiş olmam şahsımı son derece üzmüştür."
  2. Bugün buralarda hava serin, arada yağmur yağışı var, üç gündür yağıyor, bu hava acayip sıkıcı, güç derman kalmadı bende, eve gidip uyumak istiyorum o derece yani... Ayrıca okuduğum bir habere göre; Uludağ ve Kartalkaya'da mevsimin ilk kar yağışı düşmüş. Kar kalınlığı 5 santimmiş.
  3. Kamptakilerin kaçmaması için her yer elektirik verilmiş tellerle örülüymiş ve bir çok kişinin yapılanlara dayanamayıp bu teller aracılığıyla intihar ettiği de bilinir. Bilmiyorum bu kadar vahşeti aklım almıyor, bunu insanlar nasıl yapabilir, böyle birşeyi yapabilmek için nasıl bir ruh hali yaşamaktadırlar hadi diyelim ki Hitler bir sosyopattı ama onun etrafındaki herkes de mi öyleydi? Hiç mi içlerinde vicdan veya acıma duygusu barındırmıyorlardı bu insanlar... Yoksa herşey savaş yüzünden miydi? Savaş mı insanları bu hale getiriyor? Savaşmak bir yandan da hayatta kalma mücadelesi vermek olduğundan mı? Çünkü savaşıyorsan ya ölürsün ya öldürürsün mantığıyla hareket etmek zorundasın, ölmemek için öldürmek.. Ben ölmeyi tercih ederdim.. Tüm savaşlara hayır!
  4. Bu arada aslında yeri gelmişken bu filme bir gönderme de yapalım... Konuyla ilgili olduğundan... Çizgili Pijamalı Çocuk Tabii daha çok film var, Hayat Güzeldir, Piyanist, Schindler's List, Okuyucu vs. gibi... ama niyeyse aklıma ilk bu film geldi, belki de gönderdiğin çocuklarla ilgili görüntülerdendir.
  5. @@İNTERLOCK bir de aslında şu var ben çok planlı programlı bir insan değilim, çapraz ilişki kurma yöntemi çok planlı programlın yaşayan insanların işleri.. Ben öyle sorun çıktığı anda, çözüm yolu arayan tiplerdenim yani kriz insanıyım bir yerde... Ne cıkarsa karşıma, o an ve spontane halletmeye çalışırım herşeyi ve hayatı da öyle yaşarım. Yapabildiğim tek plan akşam işten çıkıp eve gitmek, ama işten çıkıp eve gidene kadar 10 kez değişiyor plan... Eninde sonunda gidiyorum ama
  6. çapraz ilişki enteresan bir yöntem ama ben hayatımda çok uyguladım mı, planlı olarak hiç yapmadım ama planlamadan böyle birşey yapmış olabilir miyim şu an düşünüyorum bilmiyorum olabilir de olmayabilir de... Neden sordunuz bunu çok merak ettim? Siz mesela kullanıyor musunuz? En son ne zaman kullandınız? Sorun ile hangi nesne arasında çağraz ilişki kurdunuz? Çok merak ettim eğer anlatması problem olmayacaksa tabii.. Çorba pişirirken buna hiç ihtiyacım olmadı daha önce ama dediğim gibi bilinçsizce de yapılacak birşey değil ki bu bilinçsizce yapmış mıyımdır diyeyim
  7. Kütüphaneciyim ama artık o kadar değil, zamanla üstüne eklene eklene bir çok deneyim oluştu ama asıl mesleğim kütüphanecilik... onun yanısıra son 5-6 yıldır yoğunlukla öğretmenlik ki o da yine meslekten uzak değil; bilgiye erişim ve araştırma teknikleri üzerine ve son zamanlarda yavaş yavaş başladığım edebiyat dünyası işte... Özellikle çocuk edebiyatı ve yayıncılığı... Biraz deneme aşamasında editörlük, redaksiyon, çeviri vs. Ama asıl istediğim butik bir otel ya da restaurant sahibi olmak ya da bir çorbacı açmak...
  8. Ayyyy çok canım istedi hemen gidip kahve alayım İki gündür içmemek için kendimi zorluyordum, kahve tüketimim çok arttı, ama yeter gerçekten gidip alacağım ve oturup mis gibi içeceğimmmmmm. Ayrıca bugün şöyle biraz eskilere gittim ve sesini dinlemeyi çok sevdiğim ama epeydir dinlemediğim Demet Sağıroğlu'nu dinliyorum. Ve onun Ağır Roman filminin şarkısı olan "Bir Vurgun Bu Sevda"sını.. Ee hep beraber dinleyelim http://youtu.be/rKMMJcH8SMA
  9. Hepimizin var senin de olsun, neden olmasın, burası senin, tepe tepe kullan, ne istiyorsan, ne düşünüyorsan yaz işte... Gönlünü dök, istemezsen dökme... Senin yani, karar da senin
  10. gloria şurada bir başlık gönderdi: Anı Defteri - Defterleri
    Canım @@irinçköl Senin iç dünyanı seviyorum, doğaya, kedilere, köpeklere, insana verdiğin dostça sevgiyi ve duyarlılığı asla kaybetme Artık az kişiyiz, kendimizi ve birbirimizi koruyalım Senin sayfan için de bir açılış töreni hazırlayalım ve bakalım kurdeleyi kim kesecek Hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam Diyor birisi, yineliyorum Hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam İnsan nasıl direnir başka Hiç unutma. Turgut Uyar yapsın o zaman açılışı
  11. Sevgili @evrim_karakas İyi ki katıldın aramıza, renk oldun, güzellik getirdin.. Ben seni çok sevdim. Şimdi bu sayfanın açılışını yapıyorum ve açılış kurdelemizi kesmek için en sevdiğim insanı davet ediyorum... Gelsin bakalım "Şimdi buradayım biraz önce yoktum" hiç bir şey yok Önce, oldu: kıpırdandı belirsiz - bir şiddetli boşluktan tatlı bir özleme doğru. Belirsiz. Sonra, oluştu: devindi kesik kesik sabırsız - bir sevinçli duyumdan ılık bir beklentiye doğru. Kesik kesik sabırsız. Derken, doldu: yayıldı güçlü güçlü kocaman aldırmasız - bir gerilimli doygunluktan dingin bir sancıya doğru. Güçlü güçlü kocaman aldırmasız. Şimdi, doğdu: patladı çığlık çığlığa nefessiz yırta yırta acımasız - bir tatlı özlemden şiddetli bir boşluğa doğru. Çığlık çığlığa nefessiz yırta yırta acımasız. Şimdi burada: biraz önce yoktu. Oruç Aruoba yaptı açılışı
  12. gloria şurada cevap verdi: *NATALIA* başlık Anı Defteri - Defterleri
    Oooooo jehan Barbur, en sevdiğim seslerden birisi.. Teşekkür ederim ve ayrıca mutlaka tanışalım, çok sevinirim buna Çünkü ben de senin için aynı düşünüyorum.
  13. @@İNTERLOCK bir numara bir mesleğim var bulamayacağım kitap neredeyse yok denecek kadar az Teşekkürler önerin için
  14. Evlenmek üzere trene yetişmeye çalışan adamın bir anda kendisini bir futbol turnuvasında antrenör olarak bulması ve devamında gelen komik olaylar... Ben izlerken çok eğleniyorum. Size de önermek istedim.
  15. gloria şurada cevap verdi: *NATALIA* başlık Anı Defteri - Defterleri
    Kendim için bir şarkı çalayım, seviyorum ya kendisini, ondan gelsin o zaman...
  16. Yaşar Kemal - "Tek Kanatlı Bir Kuş" bence bu ayın kitabı olmalı... Yaşar Kemal'in bu kitabı 1970'lerden beri yazdığı söyleniyor. Kitap ile ilgili tanıtımı arka sayfadan alıntılıyorum çünkü henüz okuma fırsatım olmadı. Edebiyatımızın çınarı, büyük usta Yaşar Kemal'in Tek Kanatlı Bir Kuş kitabı, toplumda bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan korkunun destansı bir romanı. Halkının neden terk ettiği bilinmeyen, gizemli karanlık bir kasaba, bu kasabaya atandığı halde gidemeyen bir posta müdürü, yalnızlığın timsali bir istasyon şefi, "Alamancı" bir genç kadın...Ve bütün fantastikliğine karşın son derece gerçekçi gelen bir dünya... Metafor mu? Alegori mi yoksa? Şaşırtıcı ve çok katmanlı olay akışı, kişilerinin zenginliği ve derinliği, zaman zaman bir röportaj keskinliği kazanan masalsı diliyle tam bir Yaşar Kemal romanı. Tek Kanatlı Bir Kuş'da toplumda bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan korkuyu anlatan Yaşar Kemal, kitabın ana teması korku ile ilgili "Ben hep korkudan korktum. Korkudan çok korktum. Roman yazdığım zaman içimde bir korku istemezdim. O yüzden bu kitapta da korkuyu anlattım. Kayseri'de askerlik yaptığım kasabanın üzerinde büyük bir taş vardı ve bütün kasaba bu taşın üzerlerine düşeceğinden korkuyor, taşı üzerilerine düşmesin diye demir zincirlerle bağlıyorlardı. Madem korkuyorsunuz o zaman çekin gidin derdim. Seneler senesi bu korkuyu yazmak istedim" diyor. Romanının başkahramanları olan Posta Müdürü Remzi Bey ve karısı Melek Hanım'ın çileli yolculuğundan ve o dönem için şartları çok daha ağır olan postacılık mesleğinden bahseden Yaşar Kemal, "O dönemde Anadolu'da postacıdan daha önemli bir kişi yoktu. Özellikle benim için postacı çok önemliydi. O zaman bana mektuplar geliyordu. Bu mektupları benden önce jandarmalar okuyordu. Bazen makale yazar gazeteye göndermek isterdim. Bu makaleler bazen gider, bazen de gitmezdi" diye ekliyor. Yaşar Kemal'in 1960'ların sonunda yazdığı ve şimdi yayımlamaya karar verdiği Tek Kanatlı Bir Kuş romanı, okuru 1960'lı yılların Anadolusu'na götüren tarihi bir belge olmanın yanı sıra büyük ustanın edebiyatında önemli bir dönemi de gözler önüne seriyor. Türkçe (Orijinal Dili:Türkçe) 76 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 21 cm İstanbul, 2013 ISBN : 9789750826184
  17. Ekim 2013 itibariyle en çok satan kitaplar listesinde gördüğüm; Yaşar Kemal'in "Tek Kanatlı Bir Kuş" u ile 'Uçurtma Avcısı' ve 'Bin Muhteşem Güneş' isimli kitapların yazarı Khaled Hosseini'nin "Ve Dağlar Yankılandı" isimli yeni kitabı şu an merakımı inanılmaz celbetmekte..
  18. Dışarıda yağmur yağmaya devam ediyor, Tom Waits'ten "Blue Valentine" kulaklarımı dinlendiriyor ve benim aklıma Mary and Max isimli bu animasyon film geliyor...
  19. Niyeyse birden aklıma geldi bu film, sanırım izlediğim akşam içimde oluşturduğu duyguyu özledim. Bu akşam yeniden mi seyretsem..
  20. Size Bir Şarkı Gönderiyorum Hoşçakalın Versiyonları - Melih Gökçek
  21. cinquantamila lacrime non basteranno perchè musica triste sei tu dentro di me. cinquantamila pagine gettate al vento perchè eterno è il ricordo, il mio volto per te non ritornare, no tu non ti voltare, non vorrei mi vedessi cadere. a me piace così, che se sbaglio è lo stesso, perchè questo dolore è amore per te. cinquantamila lacrime senza sapere perchè sono un ricordo lontano da te. cinquantamila lacrime non basteranno perchè musica triste sei tu dentro di me. non mi guardare, non lo senti il dolore, brucia come un taglio nel sale. a me piace così, che se sbaglio è lo stesso, perchè questo dolore è amore per te. a me piace così, e non chiedo il permesso, perchè questo dolore è amore per te.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.