gloria tarafından postalanan herşey
-
Birisi Kahve Yapsa da İçsek Şöyle Hüpppppppppppppp Diye
Valla tam şu an biz yapıyoruz kahvemizi... Sizinle de paylaşırız, afiyetler olsun ve GÜNAYDINNNNN
-
Diktatorluge Karsi Halk Direnisi-Tarihte Ikinci Diyojen Olayi
- 3-5 ağaç kervanı yola çıkıyor
Bütün Mesele 3-5 Ağaç! Salyaları ağIzlarında kapitalistler saldırıyor dört bir yana. Bize, yatağında akamayan dereler, kumsalında gezilemeyen sahiller, gölgesinde serinlenemeyen ağaçlar vadediyor; Ağacın, balığın, kuşun, suyun olmadığı bir geleceği müjdeliyorlar utanmadan. Kepçeler çalışıyor, dinamitler patlıyor, polisler ve jandarmalar da halk ile katledilen doğa arasına barikat kuruyor. Yıkıma karşı direnenleri vatan haini, terörist, vandal, cahil, çapulcu ilan etme basitliği bir tarafa; tabiattaki bütün canlıların yaşam hakkını savunanların mücadelesini 'üç beş ağaç meselesi' diye küçük gösterme gayretindeler. Ama haklılar. Bütün mesele 'üç beş ağaç meselesi' bir bakıma. Boğazpınar'daki çocukların o büyük iddiası; Birinci ağaç: "Hes yapma boşuna yıkacağız başına!" İkinci ağaç, metropolün göbeğindeki küçük bir parkın yerine yapılmak istenen AVM'ye karşı hayatlarını dikmiş gencecik canların dilinden döküldü: "Bu daha başlangıç mücadeleye devam!" Üçüncü ağaç, devletin kolluk güçlerine, sermayenin kepçelerine yumruğunu kaldırmış Metin Lokumcu'dan geldi: "Her yer Hopa her yer direniş." Katliamın belleği olmuş Munzur. Zulme karşı isyanın deresine çekilmek istenen bir set! Munzur yıkacak betondan parmaklılarını! Dördüncü ağaç: "Ho ver bıde Munzur!" Köyleri yakılmış, gözaltında kaybedilmiş, bedenleri canlı canlı kuyulardakilerin Diyar-ı Bakır. Gerçek adıyla Amed. Hewsel'de yaşam damarları kesilmek istenen Amed'de Beşinci ağaç: "Serhildan Jiyane!" Sermaye için gölgesi para etmeyen ağacın kellesi tez kesile. Biz doğa, insan, yaşam derken onların dilinde hep aynı terane: "Daha fazla kâr, daha fazla kâr, daha fazla kâr" Bir kervan çıkıyor yola, duyduk duymadık demeyin; müzik, tiyatro, pandomim, masal, resim... Hewsel'den Fındıklı'ya 'Türk Kürt kardeş HES'çiler kalleş' Mersin'den Sinop'a 'borsaları, şirketleri ve iktidarları hepsi halka karşıdır' çizgiler çekilecek ve sanatımız buna eşlik edecek. Kapitalizme ve onun doyumsuzluğuna bir siper yola çıkıyor: "ÜÇ BEŞ AĞAÇ KERVANI" #üçbeşağaçkervanı- El Ele mi, Elele mi?
El Ele mi, Elele mi? Doğru: El ele Yanlış: Elele el ele (zarf) Birbirinin elini tutarak- Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı – The Secret Life of Walter Mitty (2013)
Ben filmin konusunu beğendim ama işleniş biçimi o kadar iyi miydi emin değilim. İzleseniz de olur izlemeseniz de olur yani..- Beşiktaş-Kadıköy Vapuru Müzikle İsyan
Geçen çarşamba günü Kadıköy-Beşiktaş seferini yapan 15.15 vapuruna bindim. Alt arka salon yolcuları arasındaydım. Vapur kalktıktan kısa süre sonra, üç gencin oturduğu köşeden caz notaları yükseldi. Delikanlının biri gitar, öteki saksafon, genç kız ise mızıka çalıyordu. Ankara'nın Bağları türküsünü, başarılı bir caz yorumuyla çalıp söylemeye başladılar. Keyifle dinliyorduk. Ansızın ızbandut gibi bir çımacı girdi içeri. Hiddetli adımlarla gençlerin yanına gidip, bir şeyler söyledi. Gençler müziği kesti, ama kütük yasakçılara da şerbetli görünüyorlardı. Gitar çalanın, "Para toplamıyoruz ki, müzik ve şarkı da mı yasak?" diye sorduğunu duydum. Ansızın bir erkek yolcu fırladı kalktı yerinden. "Bu da mı yasak?" diye sordu, çam yarması vapur görevlisine. "Bu da mı?.." Bir başka yolcu, oturduğu yerden, "Biz şikâyetçi değiliz, canımız isterse para da veririz, sana ne?" diye bağırdı, kendisinden iki kat iri çımacıya. *** Derken, inanılmaz bir şey oldu, itiraz eden ilk yolcu, türküyü kaldığı yerden alıp, avazı çıktığı kadar bağıra bağıra söylemeye başladı: "Ankara'nın bağları da Büklüm büklüm yolları Ne zaman sarhoş oldun da Kaldıramıyon kolları!..." O ana kadar sessiz kalan kadınlar,erkekler, türküyü alkışlar eşliğinde, bir ağızdan söylemeye başlamasın mı? Yer yerinden oynuyordu. İçeri girerken afrından tafrından geçilmeyen çımacı, epeyce şaşkın ve ürkmüş, çıkıp gitti. Yolcuların,"Çalın çocuklar, çalın!" diye teşvik ettikleri genç müzisyenler, Ankara'nın Bağları'nı bitirip, Commandante Che Guevara ağıtına geçtiler. Salona, dokunanı çarpacak bir öfke egemendi. Kimi sözlerini bilmediği şarkıya "nını, nını" diye eşlik edip el çırparken, kimileri de yüksek sesle verip veriştiriyordu: "Mevlüt okusalar yasak değil tabii!", "Suriyeli dilencilerin para toplamasına ses çıkarmazlar ama!.." *** Bazıları gençlerin yanına gidip, "Siz istemiyorsunuz, ben veriyorum!" diye ceplerine para tıkıştırdı. Beşiktaş'a yaklaşmıştık. Enstrümanlar kılıflandı. Müzisyenlerden gitarist olanı, "Desteğinize teşekkür ederiz"dedi. "Ama şimdi zabıtayı çağırmıştır bunlar, bizi iskeleden alacaklar. Birlikte çıkalım, belki bir şansımız olur..." Vapur iskeleye yanaşıyordu. Gerçekten de dört zabıta bekliyordu çıkışta, lumbozlardan görüyorduk. Yolcular ayağa kalkıp gençleri ortalarına alarak çıkışa doğru yürüdü. Küçük kızının elini tutan bir baba,müzisyenlere "Sizin eli boş çıkmanız daha doğru olur" dedi. "Verin bakayım şu gitarı bana!" Tüm gerçek cesurlar gibi, ufak tefek,kendi halinde bir adamdı. Aldı gitarı,bir elinde kızı, bir elinde gitar, ilerledikapıya. Bir başka yolcu, saksofonu alıp astı omzuna. Genç kıza, mızıkayı cebine sokup, önden gitmesi söylendi. Eh, artık benim de bir şey yapmam gerekiyordu. Müzik üçlüsünün lideri olduğu anlaşılangitariste yaklaşıp koluna girdim,"Sen benim oğlumsun, ben de senin annen, yürüyelim!" dedim. *** Müzisyenler, yolcuların nasıl gergin ve her birinin yaptığı her hareketin bir karar olduğunun, pek farkında değildi. Gençliğe özgü aldırmazlıkla durumu çok eğlenceli buluyor, kıkır kıkır gülüyorlardı. Oysa onlara sahip çıkanlar, kavgayı göze almışlığın sessiz ciddiyeti içindeydiler. Korumaya aldığımız gençlerin göremediği o vahim kararlılığı, onları bekleyen dört zabıta sezdi. Donup kaldılar. Gözlerinin içine baka baka,önlerinden geçip gittik, hep birlikte. Yola çıktığımızda, müzik aletlerini teslim alan gençler "Sağol abla, sağol abi!" cıvıltıları arasında uzaklaşırken, biz erişkinler aynı gergin sessizlik ve ciddiyet içinde dağıldık. *** Hava kurşun gibi ağır, sevgili okurlarım. Bu ülkede, azgın bir azınlığın sürekli tekmelediği mutsuz çoğunluğun öfkesi artıyor. Türkiye fokur fokur kaynayan bir kazan. Kapak henüz atmadı, çünkü itici gücüne henüz ulaşmadı. Bu çoğunluğa yön vermesi gereken muhalefet partileri, ne kaynayan öfkenin farkında, ne kendilerinden kesilen umutların... Sabır tenceresi ne zaman taşar,kapak nerede, nasıl bir gerekçeyle atar bilemem. Ama ufukta, hem iktidarın, hem de muhalefet partilerinin boyunu aşacak, atıllaşan siyasal arenayı basacak bir öfkeselinin boğuk uğultusu büyüyor. - Mine G. Kırıkkanat, Cumhuriyet Gazetesi- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Ben hayatım boyunca kimse için beddua etmedim, yanlışlıkla ağzımdan kötü bir söz çıksa içimden hemen o sözü ettiğim için pişmanlık geçer. Kimsenin vebali olmak istemem. Ama bunlar o kadar çok insanın vebali oldular ki ve nasıl içleri rahat bilemiyorum anlayamıyorum. Sizin için de beddua etmeyeceğim, hepinizi Allah'ınıza havale ediyorum eğer adaleti varsa göstersin artık. Çünkü şu an olan biten her şey çok ama çok adaletsiz.- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Bakın bir de bu habere bakın! ''HEPSİ ÖLÜYDÜ, ÇIKARIRKEN YÜZLERİNE MASKE TAKTILAR'' Dün akşam Halk TV'de 'Halkın Arena'sı programına katılan ve Soma faciasından sağ kurtulmayı başaran işçilerden birinin anlattıkları ise tam anlamıyla şoke etti: ''Hepsi ölüydü, çıkarırken yüzlerine maske takıp battaniye örttüler ve sağ dediler...'' ve şimdi de dünden beri sosyal ağlarda paylaşılan bu fotoğrafa bir bakın Bir şey fark ettiniz mi? OKsijen maskesinin ucu boşta, dünden beri bu tartışılıyor, bir yanlışlık yok mu?- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Ben bu rakamlara inanmıyorum ama haber yeni, son durumun rakamları açıklanmış paylaşayım Radikal.com.tr- Manisa Soma'daki maden faciasının dördüncü gününde Bakan Taner Yıldız ve Soma Holding hemen aynı zamanlarda kamera karşına geçerek bilgi verdiler. Bakan Yıldız, hâlâ 18 işçinin maden bulunduğunu tahmin ettiklerini ve bu rakamın maksimum olduğunu söyledi. Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan ve ekibi kamera karşına geçip soruları yanıtladı. Ekip kurtulan madenci sayısı olarak 363 rakamına işaret etti. Bu bilgiler ışığında yaklaşık dört gündür bir muammaya dönüşen tablo da biraz olsun netleşmiş oldu. Maden faciasının meydana geldiği anda madende 787 kişi vardı. 284 işçi hayatını kaybederken 18 işçinin hâlâ içeride olduğu tahmin ediliyor. 122 madenci hastanede tedavi görürken 363 madenciyse kurtuldu.- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Hükümet yetkilileri ve medya tarafından verilenrakamlara göre ölen sayısı 284 deniliyor. Oysa yabancı ya da tarafsız yayınlar daha dün çıkarılan ölü sayısının neredeyse 600'lere yaklaştığından bahsediyordu. Soma'da yaşayan insanlardan gelen haberler de zaten hemen hemen böyle rakamlardan bahsediyor. Bu alttaki haberle de ben rakamın özellikle en baştan itibaren kurmaca olduğundan iyice emin oldum, insanlar orada yerin altında gömülü kalacaklar ve biz herkese kurtardık ya da çıkardık diyecekler.- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Başbakan Erdoğan Soma ziyareti sırasında yuhalanınca soluğu markette aldı. Markete kaçan başbakanın görüntüleri burada.. Bu da o ana yapılan bir gönderme- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Soma faciasının ilk defini bugün yapıldı. Ailelerine teslim edilen cenazeler toprağa verilmeye başlandı. İşçiler için Soma'da Kırkağaç yolu üzerindeki belediyeye ait şehir mezarlığında yan yana mezarlar açıldı. 5 bin metrekarelik alan ölen madencilerin mezarları için ayrıldı.- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Soma'daki maden faciasından sonra Manisa seferber oldu. Merkez ve köylerdeki cenaze araçları, tabutlar ve tüm personel Soma'ya gönderildi- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Yaralılar ve kaldırıldıkları hastaneler şöyle: Kırkağaç Devlet Hastanesine kaldırılanlar: Vedat Kılınç (39), Yüksel Tanrıöven (24) Akhisar Devlet Hastanesine kaldırılanlar: Murat Bilgin (30), Serdar Fenercioğlu (28), Veli Anaç (24), Ferhat Genç, Faruk Onur, Salih Erkan (34), Sadettin Güngör, Muzaffer Kemiksiz (32), Barış Değirenci (33), Ali Aslan Yılmaz, Murat Karabulut (32) Soma Devlet Hastanesine kaldırılanlar: Sezai Karakobak (41), Erdal Bıçak (24), Murat Yokuş (29), Ümit Çetin (37), Mustafa Elibol (43), Mehmet Uçkun (26), Refik Bostancı (26), Ali Karadağ (36), Kudret Özelden Akhisar Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan Hasan Kuzu İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine, Servet Keskin (20) Celal Bayar Üniversitesi Hastanesine, Engin Altınöz (30) Ege Üniversitesi Hastanesine sevk edildi. Taburcu edilen işçilerin isimleri: Soma Devlet Hastanesine kaldırılan Selahattin Şen (57), Murat Aktaş (27), Murat Yalçın (36), Ercan Metin (32), Hasan Hüseyin Keskin (20), Bayram Çoban (31), Yusuf Kocaman (33), Fatih Işılak (49), Hasan Soylu (34), İsmail Kahrıman (32), Mehmet Akça (36), Nail Kılıç (37), Serdar Tavukçu (37), Bihan Erkan (32), Tevfik Sert (42), Mehmet Çelik (32), Ramazan Atik (31), Yüksel Ünlü (29), Hasan Serhat Öztürk (31), Muzaffer Eren (40), Orhan Turan (30), Cafer Ataş (22), Cumhur Ataş (27), Ferhat Ay (29), Mehmet Ali Dinçer (38), Ramazan Kılıç (32), Ramazan Kıymaz, Murat Kılıçarslan, Abdurrahman Yılancı (28), Cemil Yılmaz (45), Emre Alaca (29), Mehmet Çoban (42), İbrahim Genç (31), Ayhan Canbal (39), Fazlı Baraş (34), Halil İbrahim Durak (41), Şaban Gezen (31), Ahmet Bilici (39), Osman Yıldırım (37), Mehmet Kaya (27), Hüseyin Sarı (42), Recep Gök (39), Selçuk Köken (35), Ahmet İren (30), Taner Kılınç (22), Kamil Çeliker (30), Süleyman Abaydın (23), Ayhan Yalçın, Sadettin Özkoç, Fatih Öcay, Ahmet Mutluer, Eray Atik (34), İlyas Dolğun (38), Akif Ilgaz (19), Yahya Ilgaz (39), Şemsettin Çeliker (26), Galip Çoban (41), Orhan Avcı (26), Muharrem Uçar (41), Ramazan Erol (33), Süleyman Anar (36), Ramazan Akkoç (34), Ramazan Demir (35) taburcu edildi. (Hürriyet)- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız 205 madencinin hayatını kaybettiğini söyledi. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ise hayatını kaybeden madenci sayısının 350'ye yaklaştığını ifade etti. http://youtu.be/dNPPaJsRn9Q- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Galatasaray Lisesi önünde Soma protestosu Manisa'nın Soma ilçesinde kömür ocağında dün meydana gelen faciada hayatını kaybeden işçiler için Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi başlatıldı. © Tolga Sezgin / NarPhotos Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencileri #Soma için boykotta- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Soma'da hayatını kaybedenler için vatandaşlar Taksim Metrosu'nda, ölüm mizanseni ile Soma'daki faciayı protesto ettiler. Taksim Metrosu'ndaki protestoların ardından, Şişli'de de bir vatandaş kafasına madenci bareti takarak, Soma'daki iş cinayetini protesto etti. (Foto: Yarın - Twitter) İstiklal Caddesi'nde de vatandaşlar duran adam eylemine başladılar. Dün Soma'daki iş cinayetinin ardından CNN Türk ekranlarında"Karbonmonoksit gazıyla ölüm tatlı bir ölümdür" diyen Orhan Kural'ın İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki odasına baret bırakıldı. Orhan Kural'ın masasındaki camın altında yer alan para koleksiyonu da dikkat çekti. (Foto: İÜ Muhalefet - Twitter)- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Ankara Kızılay'da madenci heykeli önünde Soma'daki iş cinayeti protesto ediliyor. İzmir Nene Hatun Kız Teknik Meslek Lisesi öğrencileri Soma'daki iş cinayetini protesto ediyor. (Foto: Sıla Ay - Twitter) Çanakkale'de Soma'daki iş cinayetini protesto etmek isteyen vatandaşlar, iskelede toplanmaya başladı. (Foto: Sendika.org - Twitter) Koç Üniversitesi öğrencileri de Soma'da yaşanan iş cinayetini protesto ediyor. (Foto: Vakıf Kolektif - Twitter) Levent'teki Soma Holding'in önünde de protestolar yapılıyor. (Foto: Lambadaistanbul - Twitter)- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
An be an İstanbul ve Türkiye'in birçok yerinde Soma'da yaşanan katliam protesto edilmeye başlandı. İşte o protestolardan görüntüler Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi'nde Soma'daki iş cinayeti protesto ediliyor. (Foto: 140journos - Twitter) ODTÜ'lüler Eskişehir yolundan Enerji Bakanlığı'na yürüyor. (Foto: Öğrenci Kolektifleri - Twitter) Özyeğin Üniversitesi'nde ders boykotu gerçekleşiyor. (Foto: Öğrenci kolektifleri - Twitter)- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Radikal.com.tr - Başbakanlık internet sitesinde şu duyuru yer aldı: "Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan ve aziz milletimizi hüzne boğan maden faciası nedeniyle Başbakanlık tarafından 13 Mayıs 2014 tarihinden itibaren ülkemizde üç günlük milli yas ilan edilmiştir. Yas alameti olarak bugün tüm yurtta ve dış temsilciliklerimizde bayraklar yarıya indirilecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur." 19 MAYIS KUTLAMALARI DA İPTAL Manisa'nın Soma ilçesinde yaşanan facia dolayısıyla, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında gerçekleştirilecek resmi tören dışındaki tüm kutlama programları da iptal edildi.- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Bu resmi hatırlayanınız var mı, Bir madencinin çocuğu tarafından çizilmişti bu resim.- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılan açıklama gün içinde basına dağıtıldı. Açıklama şu şekilde: "Manisa Soma'da bulunan kömür ocağımızda trafo patlaması nedeniyle çıkan yangın sonucu elim bir kaza yaşanmıştır. Alınan en yüksek ve sürekli denetim altında olan tedbirlere rağmen yaşanan kaza sonrasında anında müdahale gerçekleştirilmiştir. Kazanın nasıl gerçekleştiğine dair inceleme ve araştırmalar başlatılmıştır ama birinci önceliğimiz içerideki çalışanlarımızın bir an önce sağ salim kurtarılması; sevenlerine, ailelerine ve bizlere kavuşturulması yönündedir. Yaşanan tüm gelişmeler an be an kamuoyu ile tarafımızdan paylaşılacaktır. Bu elim kazada ne yazık ki hayatını kaybeden çalışanlarımız olmuştur. Vefat eden çalışanlarımıza Allah'tan rahmet, milletimize ve ailelerine başsağlığı ve sabırlar dileriz"- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Bunlar da hala yalakalık derdinde olanlar... Yüzlerce insanın ölümünün kendi çıkarlarının tersine kullanılmaması için uğraşanların sesine tanıklık edelim, iğrençlik, vicdansızlık neymiş bir görelim. Devletin ajansı, Kendisi anayasa hukuku profesörü ayrıca kendisi TBMM Anaysa Komisyonu başkanı, işte kendisinden beklenen çooook seviyeli açıklamalar.- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Hatırlayacaksınız 17 Mayıs 2010 tarihinde de Zonguldak'ta grizu patlaması olmuş, yerin 540 metre altında 30 işçi göçük altında kalmıştı. İşte o zaman Zonguldak'ı ziyaret eden başbakanın sözleri “Üzüntümüz büyük. Ama bu bölgenin insanı bu tür olaylara alışık. Şöyle 20 yıl gerisine gidiyorum. 90’lı yıllardan bugüne Zonguldak’ta bu tür faciaları hep yaşadık. 2 bin metre derinlikte madencilerin nasıl çalıştığını orada gördüm. Onlarla iftar yaptım. Bu mesleğin kaderinde bu var. Mesleğe girerlerken de bu tür şeyler olabileceğini bilerek giriyorlar. Babası, amcası göçükte kalmış bir bakıyorsunuz o da madenci olmuş. Bu tür olayları gördük. Devlet olarak iç ve dış desteği de alarak kurtarma çalışmalarını yürütüyoruz. Size kim derse ki bir gün sonra bu iş bitecek inanmayın. Günle alakalı değil. Ama en kısa zamanda arkadaşlarımıza ulaşmaya çalışacağız. Ondan sonra da kazanın nedenini araştırıp nedenini bulmaktır amacımız.” Hani bir hatırlayalım dedim, başbakanın gözünde kara kömürün insan ömründen daha değerli olduğunu...- Soma'da Maden'de Kitlesel İşçi Katliamı
Takım elbiseler ve ayakkabılar gıcır gıcır... O karmaşanın tozun toprağın içinde böyle pırıl pırıl durabilmek sanırım samimiyetsizlikten ileri gelmekte, her şeyin sadece bir protokol gereği olmasından. O elbiselerinize işçi teri değmesin aman, ayakkabılarınıza kömür tozu bulaşmasın. - 3-5 ağaç kervanı yola çıkıyor
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.