Zıplanacak içerik

suheda

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

suheda tarafından postalanan herşey

  1. suheda şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Futbol - Süper Lig - Dünya - Avrupa
    Hiç üzülmedim Fransa milli takımına hatta sevindim bile en kötü futbolu oynayıp neredeyse kupayı alacaklardı Zidane güzel veda etti futbol hayatına nasılsa kariyerime nokta koyuyorum ha eller üstünde ha bu şekilde diye düşünmüştür yahu adama bir kafa attı Allah'tan boyu yetişmedi yoksa suratına indirecekti kafayı nerdeyse göğüs kafesinin sesini tv başında duydum kardeşim küfürse işittiğin sende küfret kafa niye atıyon neyse layığını buldu.Gerçi bize ne kendi halimize bakalım İnşallah birgün bizede nasip olur o kupa.
  2. suheda şurada cevap verdi: berceste başlık Anı Defteri - Defterleri
    Pek fazla tanımıyorum ama yazdıklarından gözlemlediğim kadarıyla biraz kendime benzetiyorum lafını esirgemeyen dürüst taşı tam gediğine oturtan bir arkadaşımız.Sevgiler Bir itirafta bulunayım ilk kez galiba bir anı defterine yorum yazdım oda dogville oldu hadi hayırlısı
  3. suheda şurada cevap verdi: commandante başlık Güncel Konular
    Bir antikomünist olarak bende yorum ekleyebilirmiyim sevgili kontrasağduyu?Bu görüşü benimseyip savunan kişilerin tek amacı din düşmanlığıdır başka bir şey değil dini afyon olarak gören bir akımın arkasından gitmenin tek açıklaması budur diye düşünüyorum dikkat edin bakın forumda ki bu görüşe mensup olan arkadaşların sürekli yaptığı şey bu açtıkları topicleri takip edin yada dinle hiç alakası olmayan konulara yaptıkları yorumları okuyun sizde göreceksiniz...Şimdi kalkıp bana komünizmin yararlarından ve nasıl mantıklı bir görüş olduğundan dem vurmaya kalkacaklar aslında bu iddamın ne kadar yanlış bir tespit olduğunu söyleyecekler oysaki benim yaşadığım yerde yıllarca bu siyasi görüşle yönetilmiş ülkelerden gelen yüzlerce insan var bizzat kendileri ile sohbet ederken öğrendiklerimden tüylerim ürpermiştir kaçak olarak gelip 3 kuruş paraya çalıştırılan rus işçileri onların burdan günlük yevmiye olarak aldığı parayı kendi ülkelerinde komünizmle yönetilirken ayda kazanamadıklarını ve inanmıyacaksınız ama muzu bile tanımayan insanlar olduğunu tepedekilerin lüks sefa içinde yaşarken halkın açlıkla nasıl mücadele ettiklerini kendi ağızlarından dinliyorum hergün,diplomalarının hiç bir önemi olmayışını ve inanmıycaksınız ama şuan bile çay tarlalarında çalışan bu insanların hemen hepsi üniversite mezunu eşitlikmiş neyin eşitliği hani savunulan eşitlik o yüzdenmi bu kadar nefret ediyorlar bu görüşten o yüzdenmi burda bir kaç gün daha kalabilmek için bir sürü tehlikeyi göze alıyorlar.
  4. Dünyadaki 2 milyara yakın müslüman *****,bir o kadarda başka dinlere mensup Allah'ın varlığına inanan **** ve siz parmakla sayılacak kadar az olan Ateistler dünyanın en zeki insanları sizsiniz öylemi?ve hatta belkide dünya sizin etrafınızda dönüyor değilmi?Bizim zihnimiz meşgul değil gayet net ve açık fikirlerimiz herşeyi yaradan bir yaratıcıya inanıyoruz sorgusuz sulasiz tüm benliğimizle..Sizin savuduğunuz fikirleri ortaya atanlarıda biliyoruz biz,sen onların yolundan git senin gibi düşünen 3-5 kişi ile birlikte biz topyekun aynı istikamette yürüyelim nasılsa büyük gün geldiğinde karşılaşacağız öteki tarafta her ne kadar sen inanmak istemesende bak dikkat et inanmasanda demiyorum inanmak istemesende diyorum. Teşekkürler kontrasağduyu
  5. suheda şurada bir başlık gönderdi: Televizyon ve Radyo
    Aslında daha çok vardı dizi ile ilgili resim eklemek istediğim fakat sayfa ebatında ekleyemediğim için canım sıkıldı vaz geçtim
  6. Bir Gece On dört asır evvel yine bir böyle geceydi Kumdan ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler Halbuki kaç bin senedir bekleşmedelerdi Nerden görecekler göremezlerdi tabi Bir kere zuhur ettiği çöl en sapa yerdi Bir kere de ma'mure-i dünya o zamanlar Buhranlar içindeydi bugünden de beterdi Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin Salgındı bugün Şark'ı yıkan tefrika derdi Derken büyüyüp kırkına gelmişti ki öksüz Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi Bir nefhada kurtardı insanlığı o masum Bir hamlede kayserleri kisraları serdi Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi Zulmün ki, zeval akılına gelmezdi, geberdi Alemlere rahmetti evet şer-i mübini Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi Dünya neye sahipse onun vergisidir hep Medyun ona cemiyeti medyun ona ferdi Medyundur o masuma bütün bir beşeriyyet Ya Rab! Bizi mahşerde bu ikrar ile haşret Mehmet Akif Ersoy
  7. Naat Seccaden kumlardı... Devirlerden, diyarlardan Gelip göklerde buluşan Ezanların vardı! Mescit mü’min, minber mü’min... Taşardı kubbelerden Tekbîr, Dolardı kubbelere “âmin!” Ve mübarek geceler, dualarımız, Geri gelmeyen dualardı... Geceler, ki pırıl pırıl, Kandillerin yanardı. Kapına gelenler, yâ Muhammed, -Uzaktan, yakından- Mü’min döndüler kapından! Besmele, ekmeğimizin bereketiydi, İki dünyada aziz ümmet; Muhammed ümmetiydi. Konsun –yine- pervazlara güvercinler, “Hû hû”lara karışsın âminler... Mübarek akşamdır; Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler! Şimdi seni ananlar, Anıyor ağlar gibi... Ey yetimler yetimi, Ey garipler garibi; Düşkünlerin kanadıydın, Yoksulların sahibi... Nerde kaldın ey Resûl, Nerde kaldın ey Nebi? Günler, ne günlerdi, yâ Muhammed, Çağlar ne çağlardı: Daha dünyaya gelmeden Mü’minlerin vardı... Ve bir gün, ki gaflet Çöller kadardı, Halîme’nin kucağında Abdullah’ın yetimi Âmine’nin emaneti ağlardı. Hatice’nin goncası, Aişe’nin gülüydün. Ümmetinin gözbebeği Göklerin resûlüydün... Elçi geldin, elçiler gönderdin... Ruhunu Allah’a, Elini ümmetine verdin. Beşiğin, yurdun, yuvan Mekke’de bunalırsan Medine’ye göçerdin. Biz bu dünyadan nereye Göçelim, yâ Muhammed? Yeryüzünde riyâ, inkâr, hıyanet Altın devrini yaşıyor... Diller, sayfalar, satırlar “Ebu Leheb öldü” diyorlar. Ebû Leheb ölmedi, yâ Muhammed Ebû Cehil kıt’alar dolaşıyor! Neler duydu şu dünyada Mevlidine hayran kulaklarımız; Ne adlar ezberledi, ey Nebî, Adına alışkın dudaklarımız! Artık, yolunu bilmiyor; Artık, yolunu unuttu Ayaklarımız! Kâbe’ne siyahlar Yakışmamıştır, yâ Muhammed Bugünkü kadar! Hased gururla savaşta; Gurur, Kafdağı’nda derebeyi... Onu da yaralarlar kanadından, Gelse bir şefkat meleği... İyiliğin türbesine Türbedâr oldu iyi. Vicdanlar sakat Çıkmadan yarına, İyilikler getir, güzellikler getir Âdem oğullarına! Şu gördüğün duvarlar ki Kimi Tâif’tir, kimi Hayber’dir... Fethedemedik, yâ Muhammed, Senelerdir. Ne doğruluk, ne doğru; Ne iyilik, ne iyi... Bahçende en güzel dal, Unuttu yemiş vermeyi... Günahın kursağında Haramların peteği! Bayram yaptı yapanlar; Semâve’yi boşaltıp Sâve’yi dolduranlar... Atını hendeklerden -bir atlayışta- Aşırdı aşıranlar... Ağlasın Yesrib, Ağlasın Selman’lar! Gözleri perdeleyen toprak, Yüzlere serptiğin topraktı... Yere dökülmeyecekti, ey Nebî, Yabanların gözünde kalacaktı! Konsun -yine- pervazlara güvercinler, “Hû hû”lara karışsın âminler... Mübarek akşamdır; Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler! Ne oldu, ey bulut, Gölgelediğin başlar? Hatırında mı, ey yol, Bir aziz yolcuyla Aşarak dağlar, taşlar, Kafile kafile, kervan kervan Şimale giden yoldaşlar! Uçsuz bucaksız çöllerde, Yine, izler gelenlerin, Yollar gideceklerindir. Şu tekbir getiren mağara, Örümceklerin değil; Peygamberlerindir, meleklerindir... Örümcek ne havada, Ne suda, ne yerdeydi; Hakkı göremeyen Gözlerdeydi! Şu kuytu cinlerin mi; Perilerin yurdu mu? Şu yuva -ki, bilinmez- Kuşları Hüdhüd müdür, güvercin mi, kumru mu? Kuşlarını, bir sabah, Medine’ye uçurdu mu? Ey Abvâ’da yatan ölü, Bahçende açtı dünyanın En güzel gülü; Hâtıran, uyusun çöllerin Ilık kumlarıyla örtülü! Dinleyene, hâlâ, Çöller ses verir; “Yaleyl!” susar, Uğultular gelir. Mersiye okur Uhud, Kaside söyler Bedir. Sen de bir hac günü, Başta Muhammed, yanında Ebû Bekir; Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü Destan yap, ey şehir! Ebû Bekir’de nûr, Osman’da nûrlar... Kureyş uluları, karşılarında Meydan okuyan bir Ömer bulurlar; Ali’nin önünde kapılar açılır, Ali’nin önünde eğilir surlar, Bedir’de, Uhud’da, Hayber’de Hakk’ın yiğitleri, şehîd olurlar... Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı, Yerde kalmazdı ruh... kanatlıydı. Konsun –yine- pervazlara güvercinler “Hû hû”lara karışsın âminler. Mübarek akşamdır; Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler! Vicdanlar, sakat çıkmadan, Yâ Muhammed, yarına; İyiliklerle gel, güzelliklerle gel Âdem oğullarına! Yüreklerden taşsın Yine, imanlar! Itrî, bestelesin Tekbîr’ini; Evliyâ, okusun Kur’ân’lar! Ve Kur’ân-ı göz nûruyla çoğaltsın Kayışzâde Osman’lar Na’tını Galip yazsın, Mevlid’ini Süleyman’lar! Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle Geri gelsin Sinan’lar! Çarpılsın, hakikat niyetine Cenaze namazı kıldıranlar! Gel, ey Muhammed, bahardır... Dudaklar ardında saklı Âminlerimiz vardır... Hacdan döner gibi gel; Mi’râc’dan iner gibi gel; Bekliyoruz yıllardır! Bulutlar kanat, rüzgâr kanat; Hızır kanad, Cibril kanad; Nisan kanad, bahar kanad; Âyetlerini ezber bilen Yapraklar kanad... Açılsın göklerin kapıları, Açılsın perdeler, kat kat! Çöllere dökülsün yıldızlar; Dizilsin yollarına Yetimler, günahsızlar! Çöl gecelerinden, yanık Türküler yapan kızlar Sancağını saçlarıyla dokusun; Bilâl-i Habeşî sustuysa Ezânlarını Dâvûd okusun! Konsun –yine- pervazlara güvercinler, “Hû hû”lara karışsın âminler... Mübarek akşamdır; Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler! Arif Nihat Asya
  8. Müthiş birşey bakar bakmaz anlaşılıyor zaten Türkiye haritası
  9. Kralx'e kocaman sevgiler gönderirdim sana
  10. Forumdaki herkese....Kırmızı Sevgiye.. Sarısı Saygıya....
  11. suheda şurada cevap verdi: commandante başlık Güncel Konular
    Tipik bir bilimselci taktiği her yazıda burdan dine nasıl saldırabilirim mantığıyla hareket etme şekli,aslında ne kadarda **** olduğunun göstergesi değilmi konunun dinle ne alakası var???Alternatif çözüm üretemeyen insanların yaptığı gibi kendi doğurlarını dikta edebilmek için sürekli karşı olduğu bir inanca saldırmak.Birşey anlatmaya yada ıspatlamaya çalışırken sürekli dini örnek gösterip dine sataşmak bence kendi doğruları içerisinde yaşadığı çelişkinin apaçık örneği.
  12. KARACAAHMET Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet! Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet! Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde; Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde? Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta; Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta... Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek. Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek. Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık; Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık. Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz; Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz. Karacaahmet bana neler söylüyor, neler! Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler, Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm; Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bölüm... Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep; Bu mu dersin, taşlarda donmuş sükuta sebep? Kavuklu, başörtülü, fesli, başaçık taşlar; Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar, Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları; Süzüyor, sahi diye toprağa basanları. Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden, Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden. Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar, Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar. Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih! Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih! Necip Fazıl KISAKÜREK
  13. AZGIN DENİZ Hangi hissin parmağı dokundu ki, derine, Düştü bir gizli alev salkımı içerine? Hangi kabus bastı ki, seni uykularında, Birdenbire cehennem kaynadı sularında? Örtüldü baştan başa tenin beyaz bir terle, Duman duman yayılan incecik köpüklerle. Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen, Hangi ölüm şarkısı, bu dilinden düşmeyen? Hangi öfkeyle yüzün, böyle karıştı yer yer, Sana yan mı baktılar, bir şey mi söylediler? Bir şey dinleme artık, artık bir şey dinleme! Çağır, bütün günahkar ruhları cehenneme! Karşına, sahil, kaya, insan kim çıkarsa vur! Vur başına, alemde, kör, sağır, ne varsa vur! Sal her taraftan, dağdan, gökten, pencereden sal! Nihayet kala kala dünyada tek kişi kal! Necip Fazıl KISAKÜREK
  14. Peki arkadaşım ben sorayım ne olmuştuda Allah c.c ebreheyi ve orudusunu helak etti mesela 2.satırda kast edilen kurnaz plan neydi açıklarmısın???Ayetlerin bir açıklaması var değilmi burdaki olayın kaynağı neydi ayete inanıyorsun peki ayetin inmesinde ki sebeblere ve nedenlere nasıl inanmıyorsun daha öncede söylemiştim ebrehe tatilemi gidiyordu ordusuyla kuşlar tarafından saldırıya uğradığında bir zahmet açıklada öğrenelim.
  15. Sevgili Armence kızılbaşlıkta sanırsam aleviliğin bir alt koludur yanılıyorsam lütfen alevi arkadaşlar düzeltsin,onlardanda kimsenin çıkıp böyle talihsiz bir açıklama yapacağını sanmıyorum bu tamamen din düşmanı cahil bir insanın tahrik amaçla yazdığı bir yazıdan başka birşey değil. Benim bir çok alevi çok sevdiğim arkadaşım olmuştur tamam belki dini yönleri bizden farklı ama hiç birinin ağzından bu gibi yada buna benzer bir açıklama duymadım.Netice itibari ile bu yorumu yapan şahsı alevi diye isimlendirmek istemiyorum ve kınıyorum.
  16. İyi tatiller canım mutlu git mutlu dön iyi eğlen bol enerji depola işallah en kısa zamanda bende çıkarım tatile Unutmayız söz bende seni seviyorum şansın hep açık olsun....
  17. Sevgili arkadaşım alevilik Hz.Ali'nin soyundan gelmek değil Hz.Ali yanlısı olmak demektir öyleki bazıları asıl Peygamberin Hz.Ali olduğunu bile idda eder.Birde İslam dininde Alevilik diye hak bir mezheb yoktur.
  18. Alevilik Hz.Ali'yi sevmekse bende Aleviyim o zaman çünkü çok seviyorum
  19. suheda şurada bir başlık gönderdi: Balık Burcu
    Balık Burcu Kadını Genel Özellikleri Balık burcu kadını hırslı,tuttuğunu koparan, çekici, sempatik ve iyi huylu tavırlarıyla dikkati çeker. Duygusal ve romantiktir. Evcimen ve evine bağlı bir yapısı vardır. Kendini evinde huzurlu ve rahat hisseder. Balık burcu kadınının sezgileri kuvvetlidir. Güzel olan her şeyi sever ve rahatına fazlasıyla düşkündür. Toplum içinde dikkati çekmek ister ve kendiyle gurur duyar.İnce ruhludur ve sanata düşkündür. Kıskanç bir yapısı vardır ve her konuda en iyi olmak ister. İstediği her şeye ulaşmak ister ve bunun için elinden gelen çabayı gösterir. Toplum içinde neşeli ve hareketli tavırlarıyla dikkati çeker. Giyime ve kuşama , bakımlı olmaya önem verir. Balık burcu kadını çekici ve hoş mizacıyla beğenilen bir kadın tipi çizer. Güzel ve zariftir. Aşka önem verir ve duygusal anlamda derin hislere sahiptir. Daima hayalindeki aşka ulaşmak ister. Sevip,sevildiğine inandığı taktirde sadık ve tutkulu bir aşık olacaktır.aşk onun için her şeydir.İlişkisinde fazlasıyla fedakardır. Balık burcu kadını sevdiği erkeği fazlasıyla sahiplenir ve kıskanır.Evliliğe yatkındır. Çocuklarına ve eşine bağlı olur. Balık Burcu Erkeği Genel Özellikleri Balık burcu erkeği nazik, uyumlu,iyimser ve hayalperest yapısıyla dikkati çeker. Umursamaz tavırları olaylardan fazla etkilenmemesine neden olur. Düzenden ve sorumluluk almaktan hoşlanmaz. Başına buyruk yaşamaktan keyif alır. Balık burcu erkeği iş konusunda pratikliği sayesinde başarılı olur. Art niyetli değildir. İnsanlara kolayca güvenir. Balık burcu erkeği hayranlık duyduğu kadınlara aşık olur .Duygusal ve anlayışlı bir yapısı vardır.Sevdiği kadını mutlu etmek için türlü romantizm oyunlarına baş vuracaktır. Sanatçı ruhludur ve güzelliğe çok önem verir.Aşk onun için çok önemlidir. Aradığı kişiyi bulduğuna inanırsa sadık bir eş olur, yoksa çeşitli maceralar peşinde koşmaya devam edecektir. Balık burcu erkeği kişiliğini ve derin duygularını anlayan biriyle evlenip ömrünün sonuna kadar mutlu olur. Eşine ve çocuklarına düşkün, sadık ve düşünceli olacaktır.
  20. suheda şurada bir başlık gönderdi: Balık Burcu
    Elementi : Su Özelligi : Hassasiyet Yönetici Gezegeni : Neptün ve Jüpiter Metali : Alüminyum Ugurlu Günü : Persembe Ugurlu Sayisi : 7 Ugurlu Taslari : Yesil safir, opaz, mercan, ametis Ugurlu Renkleri : Deniz mavisi, yesil, mavi Ugurlu Çiçekleri : Inci çiçegi, beyaz gül, zambak Ugurlu Kokulari : Kiraz çiçegi, zambak, limon Ugurlu Müzik : Hafif müzik En Belirli Özelligi : Merhamet En Büyük Ideali : Rahat etmek En Büyük Hatasi : Kendini kötülemek En Büyük Arzusu : Dünyayi dolasmak En Büyük Yetenegi : Güzel sanatlar Dünyasal ihtiraslari hemen hemen hiç yoktur. Zenginlik onlari pek az çekecektir. Evlilik veya miras disinda zengin olan çok az Balik vardir. Gelecege ait yogun istekleri yoktur. Geçmis hakkinda sezgileriyle edindikleri bilgileri ve bugün için tatli bir hosgörüleri vardir. Bu burçta doganlar için kolay yolu seçmek tuzaga düsmek demektir. Balik'in davranisindaki çekicilik ve onun gevsek ve iyi yaratilisi sizi etkiler. O, hayal kurma ve yasamdaki yolunu sezgileriyle bulma özgürlügünü elinden almadiklari sürece, sinirlayici yasaklarin çoguna aldirmaz. Hakaretlere, karsilikli yakinmalara ve baska insanlarin öfke yaratan fikirlerine karsi daha da ilgisizdir. Onun da öfkelendigi zamanlar olur. Sonunda bir kez de öfkelenince, zeki ve igneleyici bir dille insani çok kirici sekilde alaya alabilir. Balik burcundan biriyle karsilastiginizda önce ayaklarina bakin. Dikkat çekecek kadar küçük ve narindirler, ya da aksine kocaman ve yorgun bir çamasirci kadininkiler kadar hantal olurlar. Balik'larin elleri de küçük, narin ve çok zarif biçimlidir. Ya da aksine saban sürenlerin elleri gibi kocaman ve kemiklidir. Cilt ipek gibi yumusak, saçlar ince, çogunlukla dalgali ve açik renktir. Balik'larin gözleri islak, gözkapaklari dolgun ve bakislari garip isiklarla doludur. Bu gözler sik sik, ama her zaman degil, hafifçe firlak, yuvarlak ve son derece insana hitabedicidir. Bazi Balik'larin gözleri gerçekten güzeldir. Yüzleri elastiki ve hareketlidir, bu yüzlerde genellikle kirisikliklar yerine gamzeler görürsünüz. Balik'larin pek azi uzun boyludur. Neptün vücutlari bazen acaip sekilde iri yari olursa da, olaganüstü zerafetleri yüzünden, bu pek göze çarpmaz. Yürümek yerine bir çesit akip giden görünüsleri vardir. Balik'lar dünyayi pembe gözlüklerle görme istegiyle dogmustur. Insanlarin çirkin tarafini gayet iyi bilir, bununla birlikte herkesin güzel, bütün davranislarin sevimli oldugu kendi sulak, tatli dünyasinda yasamayi yeg tutar. Balik 12. burçtur. Daha önceki bütün burçlarin bir karisimidir. Zevkine ve keyfine düskünlügü de Terazi burcundan gelir. Balik, bütün hava burçlarinin doga sevgisini ve bütün ates burçlarinin alev alev yanan arzularini kendi benliginde toplamistir. Ancak bu kati ve sabit degildir, sürekli degisir. Garip bir gücle kendini asarak dün, bugün, yarini birarada görebilme yetenegidir. Balik'lar sonsuza kadar yasayabileceklerini düsünebilirler, sik sik da sanki buna hararetle inaniyormus gibi davranirlar. Onlar genelde kendisine hiç iyi bakmaz. Fazla enerjisinin çogunu basi dertte olan akrabalarina yardim ederek, dostlarinin sikintilarini paylasarak harcar. Onlarin dertleri ruhsal ve parasal olabilir. Hangisi olursa olsun, bunlar Balik'in zaten pek güçlü olmayan sagligina ciddi sekilde zarar verebilir. Balik'larin enerjilerini kendilerine saklamasi gerekir. Mizah onlarin gizli silahlarindan biridir. Dökemedikleri gözyaslarini gizlemek için tebessüm ederler. Balik'larin yüreginde hastalara ve zayiflara karsi sonsuz bir acima duygusu ve yardim etme arzusu vardir. Yardim etmek Balik'larin önde gelen içgüdüsüdür. Huysuz ve ters Balik insanlari da vardir, ama bu görünüs sadece korumak için giyilmis ince kabuktan baska birsey degildir. Balik çok geçmeden ne kadar kolay incinebildigini ögrenir. Gözyaslari dökebilir; sonra bir baska görünmez dügmeye basarak günes açabilir. Bunlarin ikisi de gerçek degildir. Hepsi Balik'ça bir hiledir ve kendileri bile aradaki farki anlamakta güçlük çekerler. Kendine aciyarak ve kendini severek içe dönmedigi zamanlar gerçek bir azizden farki yoktur. Bütün komsularinin üzüntü ve dertlerini alacak kadar büyük yürekleri olan bir sürü tipik Balik ev kadini ve her hafta yüzlerce acikli öyküyü sempatiyle dinleyen bir sürü sabirli Balik burcu barmen vardir. Balik, sözcüklerle anlatilamayacak kadar derin olan gerçegi bir basina anlamaya çalisarak yasar hayatini. Onun dostlugunu kazanmak isteyenler, onu sevenler aklinin ve duygularinin baskalarina benzemeyen yanlarini kavramak için hayal güçlerini kullanmak zorundadir.
  21. Hımmm eniştemiz kova burcu herhalde
  22. Yahu kimi korumaya çalışıyorsunuz Allah aşkına postu beş para etmez çocuk katillerinimi?ne eğitimi ne maddiyatı ne eşitliği tam üç kez aynı soruyu sordum cevap alana kadarda sormaya devam edeceğim. Organ mafyası içerisinde ki doktorları bana nasıl açıklayacaksınız maddi sıkıtısı yüzündemi yapıyor bu işi yoksa eğitimsizliktenmi? Yapmayın ya eli kanlı katillerin avukatı kesildi herkes başımıza eminim baro onlara avukat bulmaya zorlanıyordur oysaki bizim foruma uğrasalar ne çok savunanları olduklarını görecekler. Adamın küçücük çoğunu alıp ırzına geçicek yetmedi boğazını kesecek yetmedi kurda kuşa yem olsun diye cesedini götürüp ormana atacak ve biz bu adamı neden eğitemedik asıl suçlu biziz onun bir suçu yok diyeceğiz öylemi??? Sizin hiç etrafınızda çocuğu öldürülen yada tecavüze uğrayan bir anne olmadı herhalde?İyisimi bu fikirlerinizi gidin çocukları hunharca öldürülen anne babalara anlatın mesela Serpil öğretmenin annesinden başlayın "deyin ki ona yahu seni öldürmeye çalışan ve kızını gözlerinin önünde tecavüz edip 100 bıçak darbesiyle öldürenlerin hiç kabahati yok onlar aslında masum tek suçları eğitimsizlik ve parasızlıktı"bakalım ne cevap alırsınız....Her eğitimsiz her parasız katil olsaydı ülkenin yarısı katil olurdu herhalde.Bu bir savunma şekli olamaz bunun bir mazereti asla olamaz bizim sevdiğimiz bir insanın başına böyle bir olay gelse (Allah korusun)ne yapardık acaba?Nasıl sa canı yanan biz değiliz değilmi o yüzden bol kesenden felsefi konuşmalar yapmak kolay oluyor kendinizi katilin yerine koyup yorum yapacağınıza biraz da mağdur insanları düşünüp yorum yapın.
  23. Aynı iletiyi başka bir başlıktada yazmıştın sanırım,şimdi tekrar burda yeni bir başlık açarak yazmanın anlamı ne?Bozuk plak gibi takılıp kaldığınımı ima etmeye çalışıyorsun
  24. Sevgili serengete neden bilmiyorum ama çatıştığımız halde pozitif elektirik veriyorsun bana Yahu ben tuttuğumuz asalımmı dedim suç işlemeden tabiki çözüm almak lazım hatta dikkat et bak ilk konuyla ilgili iletimde islah edilemezse diyorum sen beni ya yanlış anlıyorsun yada ben meramımı anlatamıyorum. Sana kendi başımdan geçen bir olayı anlatayım.İşe gelmek için sabah herzamanki yolumdan hızlı hızlı yürüyorum birazda geç kalmışım acelem var yanıma ayakkabi boyacısı bir çocuk geldi elinde bir çift terlik "abla ne olur ayakkabını boyayayım siftah yapayım"dedi "olmaz acelem var bak işe geç kaldım"dedim,çocuk hala ısrarla peşimden geliyor döndüm"kaça boyuyorsun"dedim"2 milyon"dedi çantamı açtım bozuk iki milyonu uzattım"al ve git"dedim çocuk yüzüme öyle bir öfkeyle baktı ki "ben dinlenci değilim ayakkabı boyacısıyım"dedi hayatım boyunca unutmayacağım bir andı,hala aklıma gelince içim burkuluyor biliyormusun?Belliki oda çok fakirdi okula gitmesi gereken bir satte ayakkabı boyamazdı değilmi?kazağının kolları aşınmış kendi ayağında yırtık ayakkabıları olan o çocuk bir suçlu olabilirmi? BEN DİLENCİ DEĞİLİM AYAKKABI BOYACISIYIM diyen o çocuk tahminen 9-10 yaşlarındaydı.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.