suheda tarafından postalanan herşey
-
İran, Kandil Dağı'ndaki PKK kamplarını bombalıyor
Diğer batılı ülkeler bırakın pkk yı terörist olarak nitelendirmek kıllarına bile zarar vermemizi istemezken üst düzey bürokratları gelip,gelip hapisteki milatanları ziyaret edip hakkımızda birsürü tutanaklar tutarken bize bu konuda birtek İran'mı destek oluyor?Sağolsunlar ne diyeyim.
-
MUBARET İSLAMIN YÜZ KARASI... (Türkiye'deki saf Müslümanlrı Okyanus ötesinden kim vurduya getirmek isteyen FETHULLAH GÜLEN, 'Green Cart için ABD'ye b)
Peki neden sadece dini savunanları kast ediyorsunuz?İdeolojiler farklı olabilir siz bana bir örnek gösterdiniz bende size bir örnek gösterdim o vatan haini ise diğeride öyledir o zaman ama biri sizin dediğiniz gibi dini kullanır diğeride yurtsever olduğunu söyler sonuçta sorun yurt dışında yaşama isteğinden yola çıkılmadımı?Tekrar soruyorum bu durumda tüm yurt dışında yaşayan ve orda ölen (ülkesinden sürgün edilen yada kaçan)herkesi vatan hainimi ilan edeceğiz?
-
Yorumsuz
Artık hepimiz Hizbullahçıyız El Hayat'ın Hıristiyan muhabiri Amal Andari VATAN için yazdı 22.07.2006 Bundan iki hafta öncesine gidersek Beyrut çeşitli festivallerin yapıldığı, güzel bir yaz için gelmiş çok sayıda turistle dolu bir kentti. Hepimiz ekonomik kalkınmanın heyecanını yaşıyorduk. Bugün ise burası bir hayalet şehri andırıyor. 15 yıllık uğraş sonucu oluşturulan Lübnan altyapısı 9 günde yerle bir oldu. Geceleri uyuyamıyoruz. İsrail uçakları tepemizde geziniyor. Sadece bekliyoruz.. Neyi mi? Belki de ölümü.. Kaderimiz onların elinde. Hepimiz uyku ilaçlarına bağımlı hale geldik. Her gün yeni dedikodular ortaya çıkıyor. "Yabancıları ülkeden boşaltıp soykırım yapacaklar. İsrailliler bizi tavuk gibi kızartacak" diyorlar. Artık yeni fobilerimiz var. Köprü ve kamyonlara yaklaşamıyoruz. Çünkü İsrail sürekli bomba yağdırıyor. Gazeteden çıktığımda tehlikeli diye kendi evim yerine arkadaşlarıma gidip kalıyorum. Bu bombalamalar, yiyecek ve ilaç sıkıntısı içinde dayanabildiğimiz kadar dayanacağız. Ne yaparsak yapalım biliyoruz ki ölüm bizi köşede bekliyor. Bir tarafta İsrail saldırıları, diğer tarafta vatanseverlik şarkıları boş televizyon ekranlarımızı bir süre dolduracağa benziyor. İsrail'in yaptığı şey çok tehlikeli. Ilımlı Lübnanlıları radikallerin tarafına çekiyor. Ben bir Hıristiyanım. Şimdiye dek Hizbullah'a karşı bir şey hissetmiyordum. Ama artık ben de destekliyorum. Hepimiz destekliyoruz. İsrail gemisini vurduklarında hep beraber sevindik. Biz Lübnanlılar barış istiyoruz ama maalesef seçim yapma lüksümüz yok! Buradan gitmeyeceğiz. Yenilmeyeceğiz!.. Bence bu savaş İsrailin sonunu hazırlıyor yani kendi kuyularını kazıyorlar ama farkında değiller çünkü bu haksız katliamlar hizbullaha taraftar ve sempati topluyor yani israilin silahı geri tepecek gibi.....
-
MUBARET İSLAMIN YÜZ KARASI... (Türkiye'deki saf Müslümanlrı Okyanus ötesinden kim vurduya getirmek isteyen FETHULLAH GÜLEN, 'Green Cart için ABD'ye b)
Fethullah Gülen hoca efendiyi Amerikada yaşıyor diye vatan haini ilan eden zihniyetler acaba Rusa'yaya kaçıp orada ölen Nazım Hikmeti alkışlamalarını nasıl açıklayabilirler,kendi ülkelerinden sürgün edilip başka uzak ülkelerde yaşamak zorunda bırakılan tüm insanları vatan haini diye nitelendirmeye kalkarsak bunun ardı arkası kesilmez.....
-
Kralx
Tarafsızlıktan dem vuranların taraflı tutumlarına maruz kalmış arkadaşım seni sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum...
-
Gündem Üzerine Bozan'la Röportaj
süper sevgili bozan seni alkışlıyorum hem çok eğlendim hemde çok düşündüm trajikomik bir yazı olmuş daha öncede söylemiştim galiba tarzınızı çok seviyorum. Gelelim söylediklerinize hepsine katılıyorum sınır ötesi operasyonu tamamen AKP hükümetine rant sağlar oy açısından ama ABD ile ipler gerilirmi bence konunun bu kısmı çokta önemli değil çünkü ben gerileceğine inanmıyorum iki ülkede siyasi çıkarlarını düşünüp hareket etmek zorunda hepsi danışıklı döğüş yani,gerçi sınır ötesi operasyon terörü bitirirmi?tabiki hayır göz boyamadan öteye geçmez,benim kanaatimce şuan gündemdeki tüm bu olaylar bir bütün İsrailin önce Filistin ardından Lübnana vurması ve akabinde bizim 1 hafta içerisinde 23 şehit vermemiz bana göre hepsi bir zincirin halkaları yani ABD göz dağı verip sınırı geçmeyin diyor ya bizde onu dinlemeyip geçiceğiz ya(en azından öyle görünüyor) AKP prim yapacak halk gözünde ABD de yine yapacağını yapacak hükümet olarak kimse birşey kaybetmeyecek kaybeden kim tabiki şehit anneleri ve bizler,zaten 1 haftadır dikkatimi çeken şey ortadoğu yanıyor fakat bizde tık yok özellikle başbakan son derece rahat ve mutlu tavırlar sergiliyor çok merak ediyorum şu kapalı kapılar arkasında dönen dolapları kimler kimlere neler vaad ediyor acaba?????
-
MUTLAKA İZLEYİN
Güvercinleri yetim kaldı Şarköy'ün 'ilk şehidi' Emrah Öztürk'ün baktığı beyaz güvercinler havalandıkça ablası Zehra ağlıyor: "Emrah'ımın güvercinleri... Tabutu evin önüne gelseydi güvercin uçuracaktık, artık barış olsun, ölümler son bulsun diye. Uçuramadık..." Ümran Avcı - TEKİRDAĞ Bayraklarla, davul zurnayla uğurlamıştı Şarköy onu askere. Yine öyle karşılanacaktı günü gelince, gittiği gibi coşkuyla. Bir çift ayakkabı istemişti kardeşinden, bir de kıyafet, geldiğinde arkadaşlarıyla gezerken giymek için. Askerlik anıları biriktirmişti; o anlatacaktı, arkadaşları dinleyecekti. Olmadı... Doğup büyüdüğü Tekirdağ Şarköy bayraklarla donandı, "İlk şehidimiz" dediği Emrah Öztürk için. 15 Temmuz gecesi Siirt'in Eruh ilçesinde şehit düştü 20 yaşındaki jandarma komando er Emrah Öztürk. Öztürk'ün doğup büyüdüğü Tekirdağ'ın Şarköy ilçesindeyiz. Şirin sayfiye yeri "ilk şehidimiz" dediği Öztürk için milli bir bayramı karşılarcasına bayraklarla donanmış. "Bayrak asılmış ev şehit evi olabilir" diye düşünüyoruz. Bir bakıyoruz, neredeyse hemen her yazlık sitenin önünde göndere bayrak çekilmiş. Müstakil yazlıkların çevrelediği gecekonduyu andıran beyaz bir ev şehit erinki. Balkonunda Türk bayrağı dalgalanıyor. Eve yaklaştıkça Kuran sesleri yükseliyor. Bir de hıçkırıklar. Abla Zehra balkonda sigara içiyor, bir eliyle de göz- yaşlarını siliyor. Ondan öğreniyoruz Manisa Kırkağaç'ta acemiliğini yapan Emrah'ın Eruh'a Anneler Günü'nde gittiğini. Giderken, "Anneme en güzel hediyeyi vereceğim" diyerek ayrıldığını. "Bu muydu hediyen?" diye ağlıyor abla Zehra... "Hep dağlarda, hep nöbetteydi" dediği kardeşinin ölüm haberi sabah gelmiş. Komutanlar aramışlar evi ve şahadete erdiğini söylemişler. İstemedikleri için inanmamışlar. Baba ertesi gün bölge jandarmaya gitmiş. "Pazar sabahı babam aradı. 'Kardeşin şahit oldu kızım' dedi. Ne şahiti baba dedim. Sonra telefon ahizesi düştü babamın elinden. O an bayılmış. Şehit lafını bile kullanamayacak duruma geldi." En büyük destekçilerinin Şarköylüler olduğunu söyleyen abla, "Kardeşimin şehit düştüğü haberinin buraya ulaştığı gün dükkânlar kapandı, tek bir bar, eğlence yeri açılmamış o gün. Bir günlük yas ilan edildi adeta" diyor. 'Prensim, çok özledim seni' Dua okuyor kadınlar, ardından amin sesleri yükseliyor. Derken komşular evden ayrılıyor. Anne Nursel Öztürk kapıya çıkıyor bir ara. "Prensim çok özledim seni. Nasıl da sevinerek gitmiştin askere" diyebiliyor ancak ve kapı eşiğine yığılıyor. Daha sonra inşaatçı baba geliyor. "Oğlum yokluklar, yoksulluklar içinde büyüdü. Orta ikiden sonra okuldan ayrıldı. Benim yanımda inşaatlarda çalıştı. Boya yaptı, sıva yaptı. Hayatı tam bir roman bu yüzden" diyerek şehit oğlunun yaşamını iki cümleyle özetliyor. Şehit erin eve para getirebilmek için yazları simit satan 17 yaşındaki kardeşi Emre, ağabeyiyle en son ölmeden üç gün önce konuşmuş: "Evimizde telefon yok. Bu yüzden cep telefonundan aradı. Kontör çok gittiği için uzun uzun konuşamadık. Çalıştığımı, para kazandığımı, bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sordum. 'Bana bir çift ayakkabı al oraya gelince giyeyim. Bir de arkadaşlarımla gezerken giyebileceğim bir kıyafet al abine' dedi. Para biriktiriyordum... Artık her şey bitti..." 'Hepsini mi şehit verelim?' O ara amca Fikret Öztürk geliyor eve elinde bir telgraf. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer göndermiş. Aileye sabır diliyor. Amca öfkeli: "Ucu büyüklere dokunacaksa yazın. Yok eğer ailenin dramıyla kalacaksa gerek yok. Bu aileden iki gencimiz daha gidecek yakında askere. Hepsini mi şehit verelim? Hep yoksullar ölüyor askerde. Zenginlerin çocukları gitmez zaten oralara." Bir güvercin havalanıyor önümüzden. Beyaz bir güvercin. Barışı simgeleyenlerden. Zehra kardeşini görmüş gibi heyecanlanıyor: "Emrah'ımın güvercinleri. Hep o bakardı. Tabutu evin önüne gelseydi güvercin uçuracaktık; artık barış olsun, ölümler son bulsun diye. Uçuramadık..." Hiç kız arkadaşı olmadı Siirt Eruh'ta şehit düşen 8 askerden biriydi Sedat Akça... Kardeşi Ayşegül, "İçine kapanıktı" dediği ağabeyi için şunları söylüyor: "Hiç kız arkadaşı olmadı. Askerden dönüşte ona kız bulacaktım AYDIN HASAN Ankara Piyade Komando Er Sedat Akça (20), 15 Temmuz gecesi Siirt'in Eruh ilçesi Dağdöşü köyü kırsalında şehit düşen 8 askerden birisi. Polatlı Cumhuriyet Mahallesi'nde iki katlı evin dış cephesi, boydan boya bayraklarla donatılmış. Sedat'ın, askere gitmeden önce babası Salih Akça, annesi Seyide Akça, kardeşleri Murat ve Ayşegül Akça ile yaşadığı ev burası. Polatlı Lisesi'nde "kaloriferci" kadrosunda çalışan baba Akça, taziyeye gelenlerin yanında sükûnetini koruyor. Salih Akça, "Biz Boşnakız" diyor, "Buraları vatan edindik. Oğlum, Siirt'te şehit düştü. Vatan sağ olsun." Annenin içindeki kor ateşi Postacı, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Van Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Sebahattin Uğurlu'nun telgraflarını getiriyor. Baba, "Devletin sahip çıkması iyi. Ben oğlumla gurur duyuyorum" diye tepki veriyor. Anne Seyide Akça ise, içindeki kor ateşini bir anlığına belli ediyor: "Kimden ne gelirse gelsin umurumda değil. Ben yavrumu istiyorum... O bir tanemdi..." Salih Akça, eşinden söz alarak, "5 aylık askerdi. Önce Samsun 19 Mayıs kışlasındaydı. 2 ay önce izne geldi. Bir hafta izin yaptı. Siirt'e gidecekti. Ankara'dan uçağa bindirdim" diye devam ediyor. Ağabey Murat Akça anlatıyor: "Sedat korkmazdı, cesurdu. 'Ben şehit olursam ağlamayın' derdi. Benim yanımda kuaförlük yapıyordu. Askerden dönünce ona da dükkân açacaktık. Dükkânın ismini 'Şehit Sedat' diye değiştireceğim." Sedat'ın 18 yaşındaki kız kardeşi Ayşegül Akça gözyaşları içinde alıyor sözü: "Hiç kız arkadaşı olmadı. Bir kızla biraz arkadaşlığı oldu. O da bir hafta sürdü, sürmedi. Konuşmayı pek fazla sevmezdi. İçine kapanıktı. 'Ağabey sana bir kız bulayım, ayarlayayım' derdim. Gözleri yeşildi, yakışıklıydı. Biricik ağabeyimdi. Ben en çok onu severdim. O ailenin en çok sevileniydi. Askerden gelince kız bulacaktım... Evlendirecektik." Şehidin teyzesinin oğlu Polat Ünal, hükümete tepkili: "Bu hükümet, terörle mücadelede farklı bir rejim uyguladı. Oradaki askerin mücadelesini olumsuz etkiledi. Çok yumuşak davrandı. Sanki AB için orayı ihmal etti." Kamil'in mektubu şehit düştükten sonra geldi YÜKSEL BALCI İzmir DHA İzmir, 14 Temmuz gecesi iki şehit verdi. Birisi daha 20 yaşında olan Komando Onbaşı Kamil Alkan'dı. Alkan ailesi, İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı 2 bin 600 nüfuslu Konaklı beldesinde oturuyor. Cenaze günü, hiç görülmemiş bir kalabalık toplanıyor. Beldede cenaze günü yas tutuluyor, televizyonlar açılmıyor. Yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı törenle pazartesi günü toprağa verildi Kamil Alkan. Alkan'ların yoksul evi taziye ziyaretine gelenlerle dolup taşıyor. Belediye Başkanı Mustafa Kantar ve beldenin sakinleri ailenin yanından ayrılmıyor. İki gün önce yazmış... Anne Vesile Alkan, 1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış Harekâtı'nda şehit düşen amcasının adını taşıyan oğlunun ardından "Keşke sana amcanın adını vermeseydik" diye ağıt yakıyor. Baba Mehmet Alkan gözyaşları içinde. Ödemiş'ten pazartesi günü Konaklı'ya gelen PTT aracı, belki de dünyanın en eşsiz mektubunu getiriyor. Kamil Alkan'ın şehit olmadan iki gün önce yazıp postaya verdiği bir mektup bu. Postacı, bu özel mektup için normal mektuplarda başvurulmayan bir yöntemde ısrar ediyor ve şehit mektubunu ancak imza karşılığı aileye teslim edebileceğini söylüyor. 'Mektubu açmayın' Acılı baba imza vermeyince Kamil'in dayısı Şerif Özdil imzayı atarak zarfı alıyor. Baba Mehmet Alkan, gözyaşları içinde çok uzaklardan gelen mektup için aileyi uyarıyor: "O mektubu kimse açmasın. Benim yatağımın altına koyun. O mektubu sadece ben, zamanı gelince açacağım!" Milliyet
-
Kuran a İnsan eli ile Dışardan ilave veya çıkartma yapılmışmıdır.
sayın aklınyoluislamda bakara suresini lütfen dikkatle okuyun okuyun bakalım kimler övülmüş yada kimler lanetlenmiş?????isterseniz size link bile verebilirim,yada bir sürü ayet meali yazabilirim.
-
KIYAMET!
Sizin bilimsel kaynaklarınız nelerdir sayın yamyam şu parmaklarından başka hiç bir yerini kullanamayan binbangın büyük mucidi stephan hawkgin bile tüm hayatını bu sıfır noktasını bulmaya adadığını söylemişti büyük patlama olayını çözünce haşa Allah'ın olmadığını ispat edecekti ya,öldümü haberimde yok ama belliki birşey bulamadı ses seda çıkmadığına göre peki onun bulamayıp sizin bulduğun bu büyük bilimsel açıklamayı öğrenebilrimiyim bir zahmet.
-
SOL YANIM
Bedirhan Gökçe'nin bu şiirini bilmeyeniniz yoktur ama bu küçük kız süper yorumlamış duygulanmamak elde değil dinlemenizi tavsiye ederim. http://video.samanyoluhaber.com/vid_01/video_408.wmv
-
AKIL DUVARIN ARKASINI GÖREMEZKEN NASIL OLURDA EVRENİN SIRRINI BİLİR
Bu yazdıklarınızda gerçekten samimiyseniz şüpheciliğimi mazur görün çünkü daha önceki iletilerinizi bildiğimden böyle söylüyorum.Çok mutlu oldum kendinize bu şekilde yön vermenize doğru yoldasınız kimsenin sizi saptırmasına müsade etmeyin.
-
İKİ GÖZÜM
teşekkürler iyiki varsın
-
Canım Kızım
Biz hatayı bu ilk şıkkı seçmeklemi yaptık acaba keder parlatmak çok güzeldi çok duygulandım okurken teşekkürler herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
-
Kur-an'ı kurşun yağmuruna tuttular..
Aslında kuranı kerimi kurşunlamak değil bence olay tüm müslümanlara karşı duydukları nefreti bu şekilde göstermeye çalışmışlar yani ellerinden gelse ki yapmıyorda değiller hepimizin kafasına birer kurşun sıkmak istediklerini söylemeye çalışıyorlar ama ben ilahi adalete inanıyorum herkes layığını bulacak çünkü ALLAH BÜYÜKTÜR.
-
İsrail Başbakanı’na mektup!
Yazının aslında Türkiye Cumhurriyetini eleştirirken bir yandan İsrail hükümetinin bir asker için yaptıklarını alkışlamış takdir etmiş gibi geldi bana yazar yanılıyormuyum???
-
MUTLAKA İZLEYİN
Ben sizin gibi düşünmüyorum commandante,ben bozanın tarzını sevdiğimi söylerken ciddiydim lafı tam yerine üstelik hafif bir espiri ile tadlandırarak kullanmasını gerçekten seviyorum.
-
İdamlar kaldırılmasın..
Güldürdün beni sevgili dogville
-
İdamlar kaldırılmasın..
Yanılıyorsun sevgili dogville,o kadar çokki toplumda hiç bir ihtiyacı olmadığı halde bu tip suçlar işleyen insanlar mesela yukardaki anlatılan ****** haberlerden izlediğim kadarıyla işleri yolunda hatta öldürdüğü çocuklardan birinin kardeşini yanına çırak almak istemiş.Sizin bu yaptığınız suçu belli bir kesime mal etmek değilmidir yani adam fakirse ve eğitimsizse bu kesin bir potansiyel suçludur öylemi değildir yanlış biliyorsunuz geçenlerde basında çocuk pornosuyla ilgili bir çete çökertilmişti duydunuzmu bilmiyorum içlerinde bir lise öğretmeni bile vardı yani benim sözüm hala ilk söylediğimdir kişi suça meyilliyse meyillidir bunun kültürel yada ekonomik bir durumla alakası yoktur. İdamlar kaldırılmasın.Adaletin suçlu bulup cezalandırdığı bu ********** ödüllendiren siyasilerde bence bu suça açık ortaklık etmiştir.
-
MUTLAKA İZLEYİN
Söylemeden geçemiyeceğim tarzını çok seviyorum
-
Mademki Yoklugumla Daha Mutlusun...
Müthiş bir paylaşım olmuş sevgili martı name teşekkür ederim emeğin için şu alıntıladığım yerler sanki içimden geçipte bir türlü dile dökemediğim sözler tam benlik yani tekrar sağol
-
FORUMDAN ÜÇ KİŞİYE ÇİÇEK VERECEĞİZ VE NEDEN VERDİĞİMİZİ YAZACAĞIZ..
berceste,THE BOSS,geceyağmuru,AÇA,MİNEU,taurus,natalia,gülsün,bekir,kralx,dogville,sedelina,paula,su-damlası,kısacası herkese tüm herkese birer kırmızı gül........ http://www.resimekle.com/view/23710]
-
MUTLAKA İZLEYİN
BARDAĞI TAŞIRAN ERUH BASKINI BİTLİS'TE 5 ASKERİN ŞEHİT OLMASINDAN BİR GÜN SONRA SİİRT'İN ERUH İLÇE'SİNDENDE 8 ŞEHİT HABERİ GELDİ ANKARA'NIN SABRI TAŞTI "BALYOZ OPERASYONU"BAŞLIYOR ERUH İlçesi’ne bağlı Dağdöşü Köyü kırsal kesiminde arazi arama tarama faaliyeti yürüten güvenlik güçleri, önceki gün saat 22.00 sıralarında kalabalık bir grup teröristle sıcak temas sağladı. Çatışmada 7’si asker, 1’i korucu 8 güvenlik görevlisi şehit oldu. Karanlıktan yararlanarak dağlık kesime doğru kaçan teröristlerin etkisiz hale getirilmesi amacıyla bölgeye Şirvan, Eruh, Pervari ve Siirt’ten takviye timler sevk edildi. ŞEHİTLERİN KİMLİKLERİ Çatışmada, Mersin doğumlu jandarma komando çavuş Yalçın Duman, İzmir-Ödemiş doğumlu jandarma komando onbaşı Kamil Alkan, Konya doğumlu jandarma komando er Orçun Yaldır, Tekirdağ-Şarköy doğumlu jandarma komando er Emrah Öztürk, İzmir-Kemalpaşa doğumlu jandarma komando er Mustafa Akmansoy, Tunceli doğumlu jandarma komando er Erdal Güneş, Ankara-Polatlı doğumlu piyade komando er Sedat Akça ve Siirt doğumlu geçici köy korucusu Osman Sarın şehit oldu. Siirt’te düzenlenen askeri törenin ardından şehit 7 er ve erbaşın cenazeleri memleketlerine gönderildi. Törene gazeteciler alınmadı. Şehit Jandarma Komando Er Mustafa Akmansoy’un ölüm haberi, İzmir’in Kemalpaşa İlçesi’ne bağlı Ulucak Beldesi’ndeki evine ateş gibi düştü. Acılı baba Veli Akmansoy, geçen yıl bugün oğluna düğün yaptığını söyleyerek, “Cuma görüşmüştük, 3 günlüğüne göreve gideceklerini söylemişti” diye konuştu. Şehit jandarma komando er Orçun Yaldır’ın amcasının oğlunun 11 yıl önce Şırnak’ta, 6 yıl önce de dayısının Mardin’de şehit olduğu öğrenildi. VAN ÖZALP’TA BİR POLİS ŞEHİT Yürekleri yakan bir acı haber de Van’ın Özalp İlçesi’nden geldi. İlçenin girişindeki polis noktasına dün gece 22.00 sıralarında teröristlerce ateş açıldı. Polis memuru Serdar Özkılınç şehit oldu. Bingöl’ün Genç İlçesi’nde de Yazkonağı Köyü’ndeki jandarma karakoluna düzenlenen saldırıda bir uzman çavuş yaralandı. ‘Ciğerimiz yandı, Allah da onlarınkini yaksın’ ŞEHİT Jandarma Komando Çavuş Yalçın Duman’ın Mersin Hal Mahallesi’nde Türk Bayrağı asılı evde yaşayan annesi Gülsüm Duman, oğlunun şehit olduğu haberini eve gelen askerlerden aldığını söyledi. Duman, “Bizim ciğerimiz yandı, Allah da onlarınkini yaksın. Allah da onların ocağını söndürsün, onların da ciğerleri sızlasın’’ diye konuştu. Baba Şahin Duman ise, bir kızı ve oğlu olduğunu belirterek, “Tek oğlum vardı. Onu da kaybettim” dedi. Oğlunun 45 gün kadar önce izne geldiğini söyleyen baba Duman, “Eve geldiğimde kapıda askerleri gördüm. Haberi onlardan öğrendim. Askerliği 24 Kasım’da bitecekti. Şimdi ne desek boş’’ ifadesini kullandı. Şehit erin kız kardeşi Elçin Duman ise, bir odaya kapanarak abisinin askerde çektirdiği fotoğrafa bakarak gözyaşı döktü. Asuman AKGÜN / MERSİN AKŞAM GAZETESİ
-
BURÇLARA GÖRE DİYET
İnsanların davranışlarında etkin olduğuna inanılan burçlar, yemek yeme alışkanlıklarında da belirleyici olabiliyor. Bu yüzden diyet yaparken burcunuzun özelliklerine uygun davranmak en akıllıca olanı diye düşünenlerdenseniz, okumadan geçmeyin... Koç (21 Mart - 20 Nisan) : Abur cubur yemeye son derece meraklısınız. Bu nedenle sizin için tehlike çanları çalıyor. Tuz ve alkolden uzak durarak bunun yerine bol bol su için. Domates, patates, soğan, kuru fasulye, mercimek, karnıbahar, marul, yeşil salata, ıspanak, turp, pirinç, zeytin, elma, balkabağı, ceviz gibi besinler haftalık beslenmenize mutlaka eklenmesi gerekli yiyeceklerdir. Sizin için gerekli olan tatlılar! Kayısı gibi fazla şeker içermeyen tatlılar olmalıdır. Boğa (21 Nisan - 21 Mayıs) : Yemek için yaşayanlardansınız. Fakat unutmayın ileride bu kilolar başınıza bela olur. Karbonhidratlardan kaçının. Aksi takdirde tombul bir kişi olursunuz. Sindirim güçlüğü çekebilirsiniz. Düşük nişasta, yağ ve şeker içeren bir diyet, beslenme hayatınızın gerekli bir parçası olmalıdır. Doğal iyot içeren besinler, balık ve deniz mahsulleri, yumurta, karaciğer, böbrek, buğday, ıspanak, pancar, taze meyve ve yeşil salata besin listenizde daima yer almalıdır. Ayrıca su içmek de hayatınızın vazgeçilmez bir parçası olmalı. İkizler (22 Mayıs - 21 Haziran) : Yemek yerken o kadar acele hareket ediyorsunuz ki artık bu durum sizin sağlığınızı etkiler hale gelmiş. Yemekleri çok çiğnemeden yutmayın. Az ama sık yemeyi prensip haline getirin. İkizler kemiklerinin sağlıklı olmasını istiyorsa sağlıklı beslenmelidir. İkizler de kan pıhtılaşması çok sık görülür. Balık, tereyağı ve köy peyniri, havuç, portakal, greyfurt, şeftali, erik, üzüm suyu, kuru üzüm ve badem beslenme listenizde vazgeçilmez besinler olmalıdır. Sakinleşmeniz ve huzurlu olmanız için de şifalı bitkiler ve kafeinsiz çaylar tam size göre. Yengeç (22 Haziran - 23 Temmuz) : Duygusal olmanız sizin beslenme alışkanlıklarınızı da etkiliyor. Üzüldükçe böreklere, keklere, dondurma ve şekerlemelere sarılıyorsunuz. Halbuki yengeçler, nişastalı yiyeceklerden, şeker, tuz ve baharatlardan uzak durmalıdır. Çünkü mideleri çok hassastır. Vücudunuz kalsiyuma fazlaca ihtiyaç duyar. Düşük yağ içeren süt, peynir ve yoğurt, kıvırcık lahana, domates, salata ve marul, bol miktarda taze sebze ve yağsız protein, sizin cilt ve mide sağlığınız açısından iyi olup, kilonuzu daha rahat kontrol altına almanızı sağlar. İncelmek için öncelikle kendinizle hesaplaşmalısınız. Aslan (24 Temmuz - 23 Ağustos) : Yemek sizin için adeta bir zevk haline gelmiş. Güzel lokantalar, nefis yemekler her zaman hayalinizi süslüyor. Vücudunuza önem verdiğiniz için diyet yapmakta son derece başarılısınız. İradeniz harika! Kan dolaşımınızın düzenli olması için; sığır, kuzu ve kümes hayvanları eti, karaciğer, çiğ yumurta sarısı, kereviz, elma, incir, şeftali, limon ve badem sizin için idealdir. Porsiyonlarınızı yüzde 50 azaltmanız önerilir. Başak (24 Ağustos - 23 Eylül) : Şekerleme deyince siz akla geliyorsunuz. Özellikle de çikolata hayatınızın vazgeçilmezleri arasında yer alır. Ancak bu yiyeceklerden uzak durmalısınız çünkü kalbinizde problem yaratabilir. Tuz, buğday, çavdar, yağsız sığır ve kuzu eti, peynir, zeytin, portakal, limon, kavun, elma, armut sizin ideal yiyeceklerinizdir. Kavun, elma, armut kısmen cildinizi temizlemek ve saçlarınıza bakım sağlamak için yardımcı olur. Elma ise kurtarıcınızdır. Terazi (24 Eylül - 22 Ekim) : Terazi böbrekleri, sırtın alt kısmını, temsil eder. Bezelye, mısır, havuç, ıspanak, buğday, yulaf unu, elma, çilek, badem ve kuru üzüm hep elinizin altında olmalıdır. Böbrekleriniz için çok fazla asitli içeceklerden uzak durmalısınız. İncecik ve zarif bir beden için; ince dilimler faydalı olacaktır. Akrep (23 Ekim - 22 Kasım) : Burcunuz üretim organlarını temsil eder. Solunum yolları problemleri yaşayabilirsiniz. Tahıllardan yapılmış ekmekler, balık ve deniz ürünleri, yeşil salata, soğan, kırmızı turp, taze meyve ve sebzeler içeren bir diyet tam size göredir. Doğru beslenme gerginliğinizi alıp götürür. Yay (23 Kasım - 20 Aralık) : Burcunuz kalçalar, bacak üstleri ve karaciğeri temsil eder. Doğal beslenmek için kabuklu meyveler ve sebzeleri tercih edin. Bolca çiğ sebze, yeşil biber, patates, incir, kuru erik, çilek, elma, armut, ve taneli tahılları yemeniz önerilir. Oğlak (21 Aralık - 18 Ocak) : Çalışkan bir yapınız var ve çalışırken de farkında olmadam öğün atlıyorsunuz. Oysa bu sizin için çok zararlı. Vücudunuzun vitamin ve minerallerden oluşan geniş bir besin karışımına ihtiyacı var. Burcunuz , dizleri, dişleri, kulakları ve deriyi temsil eder. Lahana, kereviz, yağsız etler, limon, portakal, inek sütü, her türlü peynir, balık, yumurta sarısı, buğday ve incirle aranızın çok iyi olması gerekir. Kayısı, badem yiyerek kuru ve alerjik eğilimli cildinizi canlandırın. Cildinizi sigara ve sigara dumanından uzak tutarak korumaya çalışın. Kova (19 Ocak - 20 Şubat) : Vücudunuzun sürekli C vitaminine ihtiyacı var. Yemek tarzınız yenilikçi. Bu nedenle değişik lezzetler tatmayı seviyorsunuz. Burcunuz el ve ayak bilekleriyle baldırları ve dokuları temsil eder. Vücudunuz sofra tuzuna çok ihtiyaç duyar. Bu ihtiyacı sofra tuzundan değil, bu maddeyi barındıran besinlerden almanız en mantıklısıdır. Çok fazla tuz aldığınızda zayıf bir kan dolaşımına, gereğinden fazla şişkin bir vücuda ve karaciğer rahatsızlıklarına açıksınız demektir. Deniz ürünleri, brokoli, havuç, turp, balkabağı, ıspanak, elma, şeftali, limon, portakal, greyfurt, nar ve ananas sizin için doğal tuz bakımından ideal besinlerdir. Balık (20 Şubat - 21 Mart) : Katı ve sıkıcı diyetler size göre değil. Yüksek proteinli, düşük yağ ve şeker içeren diyet uyguladığınız zaman kendinizi çok daha iyi hissedersiniz. Burcunuz ayaklar ile duyma, işitme, dokunma ve tatmayı temsil eder. Demir vücudunuzun başlıca ihtiyacıdır. Demir eksikliği, anemi ve düşük tansiyona sebep olur. Diyetlerinizde zengin demir içeren karaciğer, yağsız sığır eti, kuzu eti, yumurta sarısı, beyin, midye, ıspanak, soğan, arpa, marul, buğday ekmeği, kuru fasulye, elma, üzüm, limon, portakal, şeftali, hurma, kuru erik ve üzüm yer almalıdır. Maydanoz da bu listeye eklenebilir.
-
KURTLAR VADİSİ
http://www.resimekle.com/view/23008 http://www.resimekle.com/view/23010] http://www.resimekle.com/view/23011
-
HZ.MUHAMMED MUSTAFA
Sen Gidince Efendim Sevgili! Sen gitmiştin... Koyup bir başımıza, bırakıp pak ellerimizi, gurbetlerine salmıştın bizi. Yetim kaldık, öksüz kaldık ve ellerimiz kirlendi yokluğunda... Sen gitmiştin... Ayrılıkların dilini hece hece ağlıyoruz şimdi. Akşamlar iniyor dağlara ve hasretimiz yankılanıyor yamaçlarda. Sevgili! Nasıl iltica edelim sana ; huzuruna nasıl varalım, yalvaralım?!. Ve duyurabilsin mi sesini!?. Efendim, duyar misin sesimizi?.. Sevgili! Sen aşk ikliminde sultan, sen güzellik şahikasında dolunay, sen vefa göğünde hilal. Biz bir bakışının dilencisi, biz dolunay tutkunları, biz bayramı gözleyen oruçlar. Güzellik ordusunun hakanı sen, gam ruzigârinda gedalar biz. Sen imrenme, biz ayıplanma. Sen özüsün varlığın ve biz varlık iddiasında küstah yoksullar. Sen sabah yıldızlarının ışığı, biz gaflet uykusunda kervancı. Dert ve keder denizinde çığlık çığlığayız biz, kumrular ve bülbüller seni bestelemekte oysa. Çığlıklarımızı bestelere karıştırıver efendim, düşkünlerine, savrulmuşlarına kulak ver. İtivermezsin elinin tersiyle bizi, değil mi efendim?.. Sevgili! Sen gitmiştin... Yokluğunda kaybettik önce varlığımızı ve sonra yok eyledik aklımızı da. Hasretinle akan zamanlarda cevherimiz özden, madenimiz mıknatıstan ayrıldı. Sen gitmiştin... Gönüllerimiz billur kadehler gibi çalındı sengsarlara; ırmaklarımız mecralarında susuzluğa mahkum edildi. Sen gitmiştin... Çelik mermere çarptı, iradeye ateş düştü yokluğunda. Hasretinden akıllar yitirildi efendim, gönüller gölgelere düştü. Kucak kucağa güneşlerimiz söndü, dudak dudağa denizlerimiz kurudu ve sen gitmiştin efendim. Sen gitmiştin... Seninle birlikte her şeylerimiz gitti. Şehitlerimiz kefenlerinden sıyrıldı senden sonra; kanlarımız sahralar doldurdu. Kelimelerimiz anlamlarını yitirdi, kutlu erlerimiz tutsak oldu nefis ordularına... Hiçbir şey kazanmadık ayrılığında, efendim, hiç kâr elde edemedik. Aldandık, hep aldandık. Delilimizi yitirdik, delillerimizi yitirdik. Dillerimiz dilim dilim edildi efendim. Bize sevmeyi unutturdular ilkin; sonra sevginin ne olduğunu... Kendi gönlüne ihanet edenlerimiz, gönlün kendisine ihanet ediyorlardı artık. Vurgunlar yedik pes pese efendim... Ve sen gitmiştin. Sevgili! Sen gitmiştin... Biricik sığınağımız, varlığımızın övüncü, yüz akımızdın. Hayırları söyleyip gitmiştin, biz ser işler olduk. Uzun uzun emellere kapıldık, kapılanıp kaldık umutların kapısında. Yolunda yürümekten üzerimize düşen, baş kaldırdık önce ve sonra yıkılışlar gördük hep efendim. Ellerimiz vardı açıldıkça dolan, uzandıkça verilen; böğrümüzde kaldı ellerimiz. Hanım idik halayık olduk; bay idik köle edildik. Sen gitmiştin... Yanmış igsilerle kara bahtımıza kara resimler çizdiler. Aşk dervişleri avare, pejmürde, hercâyî rüzgârlara kapıldılar, dönüşlerinin ahengini kırdılar. Bölük bölük kadınlarımız, grup grup erlerimiz, demet demet çocuklarımız, kimi güler, kimi ağlarken yitirdiler kendilerini. Ve sen gitmiştin efendim... Sevgili! Hani bir aşk idin, bir güzellik idin sen, güzellikle askın kesiştiği prizmada. Güzelliğin cihanı gösteren bir ayna; aşkın o aynanın cilası idi hani. Güzelliğin olmasa efendim, aşkı hiç bilmeyecekti cihan; aşkın olmasa güzelliği hiç anlamayacaktı. Aşk pazarında mezat hep güzelliğine; güzellik yurdunda yollar hep aşkına durmuştu efendim... Ve sen gitmiştin... Sevgili! Derd ile ağlayandın; hem derde salandın!.. Gönül yurdunda çaresizlerin çaresi, hastaların merhemiydin. Saadetle yasamış, saadet çağını yaşatmıştın. Suretleri ve canları iman ile sen şekillendirmiş, "Lâ" ile "Illa"yi i'câz ile sen dillendirmiştin. Sen gidince, ey sevgililer sevgilisi, güvercinlerimiz tuzaklara esir düştü; Hüdhüdlerimizin mil çekildi gözlerine. Artık düşmanlarımız dostlar arasında; dostumuz düşman içinde. Divanelere döndük, yaya kaldık yolunda. Kendimizi unuttuk, seni bilmez olduk... Sana muhtacız!.. Sana en fazla muhtacız. En fazla sana muhtacız. Uyandır bizi uykumuzdan... Gel ey sevgili! Bir gelişle gel, bir gülüşle gel. Doğ ufkumuza, sar dünyamızı, gir gönlümüze yeniden... Sana muhtacız... Sana en fazla muhtacız... Prof. Dr. İskender Pala