Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

suheda

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.291
  • Katılım

  • Son Ziyaret

İletiler gönderen: suheda

  1. doğal kabul edilmek ile doğal olmak farklıdır, eğer milyonlarca ensest (ki bu sayı belkide milyardır, gizli işler olduğu için bilemeyiz, ancak internet ortamından anlayabiliyoruz) ilişki, gay ilişki, lezbiyen ilişki vs. varsa bu insanların doğasından gelen bir durum olmalıdır diye düşünüyorum, çünkü bu şey gökten yağmur gibi inmez, insanların dürtülerinde varki böyle yapıyorlar. Ama toplum bunu doğal kabul etmiyor, yani ahlak dışı buluyor, evet bu böyledir ve benim karakterime göre ********* bir şeydir. Bana göre ahlaksızlıktır, ama ilişkilerin toplumda olmadığını hiçbir kürtürde yaşamadığını mutlak doğruymuş gibi aktarmak, bilimsel düşünceyle düşünüp bunu ahlak anlayışına aşılamak çok vahim bir durumdur. Bilim tarafsız olmalıdır, ben bu ilişki konusunda taraflı davranabilirim ama bilim adına tarafsız davranmak zorundayım. Kendi ahlak anlayışımı bilimle bağdaştırmamam gerekir. Bilimi bu şekilde kullanmamam gerekir.

     

     

     

    işte bütün anlaşmazlığımız buradan başlıyor

     

    psikolojide temel yasak ve yasa oluşuturuluyorsa, ben bu psikolojiyi bilimsel yönden eksik sayarım, zaten bilimadamlarınında bu konuda bir fikir birliği yok !

     

    yasak olarak sayarsanız, kişisel inancınızı, ahlak anlayışınızı ve bir grubun anlayışını bilime alet etmiş olursunuz

     

     

     

    O kadar araştırmalarım içinde, hiç bir yerde iki yetişkin insanın kendi iradesiyle ensest ilişki yaşamasına ceza verildiğini görmedim !

     

     

     

    Tecavüz büyük bir suçtur

     

     

    saygılar

     

    Bunun insanın doğasında olduğunu nasıl söylersin,tam tersi bu insanın doğasına aykırı bir davranıştır işte buyüzden bu tip eylemlere sapıklık ve sapkınlık deniliyor..

    Hem insanın doğasında olabileceğini söylüyorsun hemde son derece karşı olduğunu,bu tuhaf bir çelişki değilmi?

    Bilim tarafsız olmalıdır derken "ne haliniz varsa görünmü"demelidir..

    sen sosyobiyolojiyi,antropolojiyi,ahlakbilimi v.s hepsini bir kalemde nasıl silip atarsın...

    Bilim var olan olayları değerlendirip sonuca gitmezmi?Peki varılan sonuç nedir?

     

    Benim yukarıda yazdığım iletide yargıtayın bir kararı vardı"Ensest suçları ile patron tacizini,'nitelikli cinsel saldırı' kapsamında değerlendiren Genel Kurul, bu suçlarda şikayet şartı aranmaksızın re'sen soruşturma başlatılarak dava açılması gerektiğine hükmetti. "

    peki bu kararın hangi olay neticesinde verildiğini biliyormusun?ensest bir ilişki,üstelik kız kardeşin şikayetçi olmadığı bir durum..

  2. Dünyanın hemen her yerinde ensestle ilgi pek çok caydırıcı yasalar mevcuttur..

    Bizim ülkemizde yargıtay buna son noktayı koymuş diye biliyorum,gerçi hukuk bilgisi olan arkadaşlar daha iyi bilir ya.

     

    Ensest suçları ile patron tacizini,'nitelikli cinsel saldırı' kapsamında değerlendiren Genel Kurul, bu suçlarda şikayet şartı aranmaksızın re'sen soruşturma başlatılarak dava açılması gerektiğine hükmetti.

     

    Sevgili Tarafsız bu tip şeylerin internet ortamında çokça bulunması bunun yasal ve doğal kabul edildiği anlamına gelmez sende biliyorsun...

     

    Psikanaliz kuramında ensest yasağı

     

    Ensest yasağı, psikanaliz kuramı ve antropoloji de toplumun ve kültürün oluşumunu sağlayan temel yasak ve yasa olarak değerlendirilir.

     

    Antropolojide ensest yasağı

     

    Akrabalık sistemlerinin nasıl ortaya çıktıklarını incelediğinde Strauss, ensest yasağı ile karşılaştığını söyler. Bu anlamda ensest yasağı evrenseldir; yani her kültürde içerimleri değişse de kural olarak karşımıza çıkar. Akrabalık ilişkileri buna göre düzenlenmekte ve şekillenmektedir.

     

    Toplumsal ve hukuksal bağlamda ensest

    Çeşitli ülkelerde farklılıklarla da olsa ensesti suç sayan ve bu nedenle de cezalandırma yönüne giden yasa maddeleri mevcuttur

     

    Etik kurallarda yasak,hukukta yasak,bilimde yasak,dinde yasak.....eee daha neyi iddia ediyorsunuz ki hala...

    Türk Ceza Kanununda ensestin çok daha büyük cezalarla caydırılması gerektiğine inanıyorum.

    Bugünkü hürriyet gazatesinin ana sayfasında bir haber var insanın aklını başından alan bir haber,dayısının tecavüzünden çocuk sahibi olan 11 yaşındaki bir kız çocuğu..

  3. Bir tv reklamı sanırım beyaz eşya,çünkü reklamın kendisi öyle sinir bozucu ki tanıtılan şeyi idrak edemedim..

    Adam buzdolabı kapısına gider içerden maç sesi yükselmekte kaç golun hıncını buzdolabı kapısına saldırarak çıkartır kapıyı defalarca kez yumruklayıp neden diye sorar :getlost: nasıl asabımı bozdu şimdi görünce bir hışımla kumandayı kapıp kanal değişiyorum.. :angry:

  4. İçindeki Yabancı - The Brave One (2007) korku hep içimizdeydi..

     

     

    Tam benlik bir film izledim,psikolojik gerilim...

     

    Acı çeken bir kadının kötülere karşı öfkesi,film normalde klişe Amerikan tarzı bir polisiye film görüntüsü versede aslında çok şeyi düşündürüyor size,film bitince hani bazı filmlerden sonra yaşarız ya "ben olsaydım".. ben olsaydım belki onun kadar cesur olamazdım ama en azından onun gibi düşünürdüm..

    Erica (Jodie Foster)bir radyo programcısı yaşadığı şehirin sokak seslerini kaydedip güzel hikayelerle bütünleştirip anlatan mutlu bir kadın,evlilik arifesinde..

    Bir gece yarısı erkek arkadaşı ile sokak serserilerinin saldırısına uğrarlar kendisi ağır yaralanır,erkek arkadaşı ölür..

    Üç ay sonra hastaneden çıkıp evine dönen Erica psikolojik bir çıkmaza saplanır..Korkunun esiri olmuştur..

    Filmin bundan sonrası sizi duygusal olarak çöküntüye uğratıyor,yaşanan o acı olaydan sonra herşey yabancılaşıverir Erica'nın gözünde,şehir artık o eski güvenli huzur veren şehir değildir...

    Korkusu ile baş etmenin yolunu kendisini ona karşı koruyacak bir şey yapması gerektiğine inanır,gidip bir silah alır..Ve Erca'nın kötülerle savaşı başlar,artık gece yarıları sokaklardadır,yararlı bir iş yaptığına inanır,bir yanda kanunu yerine getirmeye çalışan polis memuru Mercer (Terrence Howard) diğer yanda kendi kanunlarını uygulayan Erica..

     

    Bu tarz fimleri sevenler için tavsiye edilir...

     

    Tür : Gerilim / Dram / Aksiyon / Suç

    Yönetmen : Neil Jordan

    Senaryo : Cynthia Mort , Bruce A. Taylor , Roderick Taylor

    Görüntü Yönetmeni : Philippe Rousselot

    Yapım : 2007, ABD

    Oyuncular Jodie Foster, Terrence Howard, Nicky Katt, Naveen Andrews, Mary Steenburgen

     

  5. Dünyanın neresine giderseniz gidin,hangi toplumu baz alırsanız alın,o toplumlarda edinilen ahlak kurallarının normlarını inandıkları dinlerin etkisinde kalarak oluştuğunu görürsünüz..

    Toplum üzerinde ki özellikle ahlak kavramında yerleşik kuralların sebebi dinlerdir..

    Bilimsel yönü, herhangi bir toplumda var olan değerlerin incelenmesi ile başlar,örneğin kuranı kerimde evlilik hususunda kimlerin helal kimlerin haram olduğuna dair ayetler bulunmaktadır bknz: nisa suresi 23-24..

    Mesela herkesin bildiği bir söz vardır "hırsızlık hukukta suç,dinde günah,tıpta bir hastalıktır" hukuğun,dinin,tıbbın ortak hükmü?Tıp derken psikoloji bilimini düşünün..

    Aile içi cinsel ilişkilere gelince dünyanın hiç bir yerinde,hiç bir toplumda hoş karşılanmayacak bir durumdur..

    Avustralya'yı sarsan aşk !

    ‘Kanal 9’da yayınlanan ‘60 Dakika' isimli programa konuk olan John Deaves ve öz kızı 39 yaşındaki Jenny Deaves ile ilişkisini anlattı.Kızı ile ilişki yaşayan John Deaves ise ilk başta kızı ile birlikte olma fikrinin kendisine garip geldiğini belirterek, “Duygular bazen mantığın önüne geçiyor ben de sadece kalbimi dinledim. Umarım insanlar bunun farkındadır” dedi.

    Avustralya’da ensest ilişkinin yasak olması yüzünden haklarında dava açılan Deaves çifti, mahkemeyle üç yıllık “iyi hal anlaşması” yaptı. Anlaşmaya göre, çift bu süre içinde cinsel ilişki yaşayamayacak.alıntı

     

    Peki bilim ensest ilişkiye neden karşıdır?sosyobiyoloji ve psikolojik olarak ele alıp değerlendirir ve değerlendirme sonuçlarına göre hükme varır,varılan netice olumsuz bir tablo gösteriyorsa ki öyledir,bilimsel olarakta davranışın yanlışlığı ortaya çıkar..

    Tıpkı yukarıda verdiğim hırsızlık örneği gibi yine ortak bir payda oluşur,suç,günah,hastalık..

     

    Aynı durum eşcinsellik içinde geçerlidir,eski Yunan medeniyetinde oldukça normal karşılanan bu eylem,tüm dinlerde yasak kılınmış ve bu yasağa karşı gelenlerinse lanetlendiği söylenmiştir..

    Eşcinsel davranışların nedenleri konusunda bilim adamları iki kampa ayrılmışlar. Birinci kampta, eşcinselliğin çevrenin etkisiyle oluştuğunu kabul eden bilim adamları var. İkinci kampta ise, insanların cinsel tercihlerini genlerinin yönlendirdiğini savunanlar var. Fakat, her iki grubun da ortaya koyduğu bilimsel bulgular zayıf alıntı

    Ama ortak payda buradada kendini gösterir,gerçi şuanda bazı ülkelerde yasallaşmış bir ilişki olmuş olsada..

  6. şuhedacım arkadaşın yanlış önermelerde bulunuyor..sende ona şöyle sor..her ayık gezen(uyanık olan) mutlumudur.. :online2long:

     

    not: senden daha ümitsiz vakalarım da vukuu bulmuştu.. :) semer muhabbetinde hoşuma gittii..bi canlandırdım kafamdada ayy allam koptum kafadan..amannn düştüm koltuktan..şuheda alemsiinn.. :D

     

    deeetttt :o umarım kötü bir manaya çekip canlandırmadın kafanda :unsure:

     

    Masum bir mecazdı :blushing:

  7. Bu kadar devrimci ve yurtsever düsmanligi yapilir vallahi. Su an herkesin karsi geldigi ABD'ye onlar ölümü ugruna karsi geldiler ve tam bagimsizlik icin ölüme gittiler, ama bazilari hala sadece laf olsun diye tam bagimsizliktan yanalar ve geregini yapanlarida ayni zamanda katil olarak damgalarlar. Susurlukcular ve Ergenekoncular ama yaptiklarina ragmen vatanperver olarak halaa gösteriliyorlar*******.

     

    ABD ye ölümüne karşı gelmişlermiş :) kim tarafından destekleniyorlardı?silahlarını kimler temin ediyordu?Eylemlerini kimler destekliyordu?

    Ankara ve İstanbulda çeşitli banka bürolarını soymak hırsızlık değilse nedir sizin lugatınızda?

    Bir ailenin evini işgal edip küçücük bir kız çocuğunu rehin alıp ölümle tehdit etmenin ismi nedir sizde?

    Kendi ülkesini kana buladıkları yetmemiş gibi sözde başka bir ülkeye destek vermek için adam öldürmek nedir?

    Peki ya Maraşt'a ve Tokat'ta piknik yaparkenmi öldürüldü bu büyük!! devrimciler?

    Hadi hepsini geçtik bugünün DHKP-C si kimlerle işbirliği halindedir?Büyük!!! ideolojilerini kimlerle hayata geçirmeye çalışmaktadırlar...

    Sokağa çıkıp aslında kuklası oldukları ABD aleyhine iki slogan atmakla tüm suçlarından beraat ettiler öylemi?

     

    Yıllarca ülkeyi kaosa sürükleyip binlerce gencin ölümüne yol açmak ki buna kendi arkadaşlarıda dahil ve başkalarına maşalık yapmak ne zamandan beri kahramanlık oldu bu topraklarda?

    ABD karşıtıymışlar,hayır efendim ABD nin figüranları piyonlarıydı onlar..

     

    Türk ordusu ile karşılıklı silah çatışmada öldürülenler nasıl olurda hunharca öldürülmüş oluyor onların ellerindeki askere doğrultumuş silahlar oyuncakmıydı?

    Dün onlar bügün pkk lılar benim için hiç bir farkı yok,yarında dağlarda ölen pkklılar için hunharca öldürüldü dersiniz?

  8. 301 benim bildiğim kadarı ile henüz mecliste görüşülmedi..

    Ayrıca bu maddenin kaldırılmasına kimlerin taraf kimlerin karşı olduğuda malum..

    Biz Türk düşmanı sözde aydınlar ve dtp lilerle aynı kulvarda olmayacağımıza göre -_- birde bu maddenin kaldırılmasını AB kriterlerine göre düzenliyor olmasıda cabası varmı böyle bir saçmalık?Bu tavizin artık bir sınırı olmalı..

  9. ********

    Hırsız, adam kaçıran, çocuk rehin alan,katil,ve Türk ordusu ile silahlı çatışmalara girip mevcut devrimi yıkıp yeni bir devrim peşinde olan ve uzantılarının şuan nerede kiminle omuz omuza olduğu belli olan bir ucuz ideoloji peşindeki kişileri sayfalarca alıntılarla aklamaya çalışma çabasıda neyin nesi???

     

    Çok merak ediyorum bunlar kendi ecelleri ile ölmüş olsalardı bu şekilde ağıtlar yakılacakmıydı arkalarından, hoş yaşasalardı eminim çoktaaannn kulvar değiştirmiş olacaklardı ya :)

  10. suheda

     

    kitabı okuyoruz karakterleri kafamızda biz canlandırıyoruz

     

    bir bakıyoruz film oluyor dizi oluyor hiç benim karaktere benzemiyor :D

     

    mesela sen gandalf ı aynı benim canlandırdığım gibi diyorsun.Yani senin kriterlere uyuyorsa mükemmel.. uymuyorsa sen misin uyarlayan :D şaka şaka

     

    yaprak dökümü 3265 bölüm olursa tabiki kitapla bir bağı kalamaz ama zaten bbaştan bir alakası yoktuya bence

     

    bir de kitapların isimlerinden yararlanılıyor gibi bir his var içimde :)

     

    ben polanski nin Tess ini biliyorum o harikaydı.

     

    Godziciğim benim Gandalf örneğinde söylemek istediğim kitaptaki tasvire çok güzel uyulmuş olmasıydı.Yazarın anlattığı en ince detay bile göz önüne alınarak yapılmış..

    Oysaki bir çoğunda özellikle bizim dizilerde konu bile bir kaç ayrıntı dışında nerdeyse tamamen değişikliğe uğruyor.

    Mesela okuyanlar bilir Yaprak Dökümünde ki Fikret karakteri, ne ilgisi var kitaptaki ile dizideki,hiç bir benzerlik yok çocuklu bir adamla evlenmesi dışında..

    Peki ya Dudaktan Kalbe kitabında ki Vedat karakteri!neden hala dizide yok?ki kitabın ana karakterlerinden biri olayların akışı onunla değişiyordu..Ama gördüğüm kadarı ile dizide ekarte edilmiş, Cemil karakteri ile yer değiştirmiş yani kitapta olmayan biri ile..

    Bence haklısın kitapların sadece isimlerinden yararlanılıyor..

  11. Bir filmin sizi alt üst edemiyeceğini iddia ediyorsanız Schindler'in Listesi'ni izlemediniz demektir...
    Bu filmi bir kaç kez izleyen biri olarak sizi uyarayım eğer duygusal bir insansanız sakın olaki izlemeyin!çünkü bu filmde öyle aşk meşk böcek çiçek bulamazsınız..Bu filmde ölümün karanlığı ile hayatta kalmanın mücadelesi dışında başka bir şey yok!!
    Yok izleyeceğim diyorsanız vaktinizin bol olduğu (çünkü film tam 3 saatten fazla sürüyor) ,sakin bir ortamda (bence yalnız) göreceklerinize hazırlanarak izleyin..

    Yıl 1942 yer Nazi Almanya'sı ve Nazi askerlerinin bir ırka yönelik korkunç katliamları...Soykırım..
    İzlerken bunlar gerçekten olabilirmi diye düşünüyor insan,evet olabilir ve halada dünyanın bir çok yerinde oluyor..Yahudiler yaşadıkları tüm bu katliamları şimdi kendilerinin başka insanlara yapması geçmişin intikamımıdır?
    Dile kolay tam 6 milyon Yahudi korkunç bir şekilde katledildi..Evlerine eşyalarına tüm birikimlerine el konularak 600 yıldır yaşadıkları şehirlerden bir gecede çıkartılarak ve yanlarına hiç bir şey almalarına müsade edilmeyerek ölüm kamplarına gönderilen Yahudiler..
    Ekmekler arasına konulup yutulan küçük müceferler,sokaklar dolusu valizler baskın yapılıp gitmekte en ufak şekilde direnenlerin kurşuna dizilmesi,evlerdeki gizli bölmelere saklanıp ölümden kaçabileceğini sanan çaresiz insanlar,steteskoplarla dinlenen evler ve en ufak bir çıtırtıda kurşundan delik deşik yapılan heryer..
    Sırf zevk olsun diye herkesin gözü önünde öldürülen insanlar...Hastanelerdeki hastalar herkes bu ölüm emrinden nasibini almalıydı..
    Düşünün bir sabah uyanıyorsunuz tüm şehrin üzerine kül yağdığını görüyorsunuz ne olduğunu anlamak için araştırdığınızda öldürülen 10 bin yahudinin gömüldüğü toplu mezarlardan çıkartılıp yakıldığına şahit oluyorsunuz onları çıkartma görevide yine kendi ırktaşlarına yaptırılıyor,bu nasıl bir nefrettir..
    Oscar Schindler işte tüm bu olayların içerisinde yaşayan bir adam oldukça nufuzlu biri,toplum içerisinde hatırı sayılır bir yeri olan bir işadamı..
    Emaye fabrikası işletiyor ve tüm işçlileri yahudi,bilinçli olarak onları çalıştırıyor ne kadar işçi o kadar hayat..
    Alman bir komutandan şehrin tasviye edileceğini herkesin Auschwitz'e gönderileceğini öğrenir, Auschwitz ölüm demek ,Auschwitz insanların diri diri yakılması ve gaz odalarında zehirlenmesi demek, Auschwitz insanlığın bittiği yer demek..

    Schindler doğduğu yerde Çekoslavakya'da bir silah fabrikası kuracağını söyler ve işçilerini buradan getirmek istediğini,yüklüce para verdiği Alman subay ona götürmek istediği işçlerin adları olan bir liste hazırlamasını söyler..
    Schindler'in Listesi hazırdır yaklaşık bin kişilik,insanlar bu umuda yolculuktan mutlu trenlere doldurulur erkekler ayrı trenlerde kadınlar ve çocuklar ayrı..
    Ama bir terslik olur kadınların ve çocukların olduğu tren Auschwitz'e gönderilir ölümün ve bilinmezliğin soğuk korkusu altındaki kadınlar (ben filmin burasında ağlamıştım)
    Haberi alan Schindler duruma el koymak için oraya gider...
    İsterseniz size filmin tamamını anlatmayayım,gerçi izlemeyen olduğunu sanmıyorum ama yinede izlemeyenlere saygı göstermek lazım...

    Bu filmi tavsiye falan etmiyorum,bu filmi bu müthiş 7 oscarlı dramı mutlaka izleyin savaşın korkunç yüzünü, soykırımı ve insanlık tarihinin utanılması gereken sayfalarını...

    Yapım : 1993, ABD
    Tür : Dram / Savaş
    Yönetmen : Steven Spielberg
    Senaryo : Steven Zaillian, Thomas Keneally
    Oyuncular : Ralph Fiennes, Embeth Davidtz, Liam Neeson, Ben Kingsley, Caroline Goodall, Jonathan Sagall
    Yapımcı : Steven Spielberg, Gerald R. Molen, Branko Lustig
     

  12. Hep derim kitaptan filme alınan ve kitaba sadık kalınan tek eser Yüzüklerin Efendisi öyleki ben büyücü Gandalf'ı gördüğüm zaman şaşkınlığa uğramıştım tam hayalimde canlandırdığım gibiydi...

    Evet Candide koku'dada aynı şekilde kitaptaki ana konuyla tamamen oynanmış özellikle katil..

    Bizdeki dizilerse Elif'in söylediği gibi sadece isimler aynı nerdeyse konu ile hiç ilgisi yok senaryonun.

    Biliyormusunuz ben sırf bu yüzden Rüzgar gibi Geçti filmine bakmadım,çok etkilendiğim bir kitaptı hele baş kahramanı Scarlett O'Hara...Hiç sanmıyorum kitaptaki gibi aktarılmıştır..

     

    Yani bu sorun sadece bizim Türk dizileri ile sınırlı değil,kitaplardan yola çıkılarak filme alınan hepsinde aynı sorunla karşılaşıyoruz..

    Ben bizim kitaptan diziye çevrilenlerde en çok Türk'çeye acıyorum oysaki kitaplarda ne güzel kullanılıyor heleki eski kitaplarda..

  13. Kendimi gestapo kampında hisseder oldum artık...

    Kurallarda bir yere kadar güzel,hemen hepimizin olması gerektiğine inandığımız kurallar belli...peki ya bu kadarı?

    Müdahele edilen her iletiye,her yazıya verilen yanıt hep aynı...kurallar...

    Yönetimle duvar arkasından konuşuyormuşsunuz gibi bir izlenim edindiğiniz oldumu?

    Çünkü her soruma aldığım cevap hep aynı...kurallar

    O niye gitti?kurallar...O yazı neden kilitlendi?Kurallar...Aylardır kullandığım imzam neden silindi?kurallar :)

    Bu kadar kural anayasa kitabında bile yoktur...

    Üyelerini böyle gözünün yaşına bakmadan harcayan bir forum sitesi daha varmı?Hayır yok..

    Kimse kendine pay çıkartmasın..Buraya alışıpta gidilmeyişi forumun vazgeçilmezliğinden değil...edinilen arkadaşlıklardandır..

    Ama gördüğüm kadarı ile o olmazsa olmazlarımızdan hergün bir yaprak eksiliyor,bizimde rüzgarlara kapılmamız an meselesi olmuş..

    Gel,gir,tıkla,bak,oku, ama konuşma,soru sorma....Misafir olarak gelmekle üye olarak gelmek arasında çok büyük bir fark yok nasılsa...Tıkladınmı tamam..

     

    Ali'ye aynen katılıyorum kurallar sınırsızca yönetimin keyfiyetine göre kullanılıyor...

  14. Ortada hiçbişe yok ama üzgün üzgün geziyorum ruh gibi kafayımı yemeye başladım acaba :mellow:-_-

     

    Gel kardeşim ilişiver yanıma çocukluğuna dön ve anlat :) hasta konumundan bir anda doktorluğa terfi ettirdim kendimi hani bir film vardıya akıl hastanesinde ki hastalar hastaneyi ele geçiriyor doktorlar hasta onlar doktor oluyor ;) korku filmi :devil:

  15. Ben solcu değilim ama güzelim bu işte bir terslik olmasın :)

     

    Sanırım bu konu bir İtalyan kadın adayın sözü ile gündeme oturdu o "bütün solcu kadınlar çirkindir "demişti yanılmıyorsam ,sonra bir başkası çıkıp "çirkin olabilirlar ama yatakta çok iyiler "diye yanıt vermişti.Her zaman ki gibi kadının üzerinden rant yapmaya çalışan çarpık zihniyetler işte....

     

    Bu arada Efendi senin fotoğraftakiler Türk'e benzemiyor,birde erkek kadından daha ön plana çıkmış :D kadın onun yanında sönük kalmış daha iyi bir resim bulabilirdin.....bizim ülkemizden hani şeriatçi,laik falan dedinya o bakımdan şey yaptım -_-

  16. Hep merak etmişimdir,neden bir kitap filme alınırken kitabın orjinaline sadık kalınmaz?

    Senaryo yazarları neden kitab yazarına ihanet edercesine ismini kullandıkları kitabın eser sahibini belirtirken senaryoda tonla değişiklik yapma ihtiyacı duyarlar!!

    Benim mesela bu yıl takip ettiğim iki Reşat Nuri eseri var ki dizi film halinde yayınlanıyor.biri Yaprak Dökümü bir diğeri Dudaktan Kalbe bu iki diziyi izlememde ki asıl etken okuduğum zaman etkisinde kaldığım kitaplarıdır.Ne zamana ne mekana nede kitaptaki bir çok kişiye sadık kalınmamış günümüz zamanına uyarlanan bu diziler kullanılan Türk'çe bakımındanda bir felaket..

    Dudaktan Kalbe kitabını Reşat Nuri 1925 te kaleme almış o günkü yaşam şartları göz önüne alınarak dizi yapılsaydı daha güzel olmazmıydı,eserde kullanılan saygın Türk'çe biraz daha yumuşatılarak seyirciye aktarılsa izleyicimi kaybederdi?

    Ayrıca kitapta olaylar İzmir'de gerçekleşirken neden İstanbul tercih edilmiştir ve kitabın ana kahramanlarından biri olan Vedat neden değişikliğe uğrayıp dizide ki kötü kalpli Cemil olmuştur?

    Keza Yaprak Dökümündede aynı durum söz konusu..

    Yaprak Dökümü yazarın 1930 da yazmış olduğu bir eser,yazar bu kitabını kaleme alırken göz önünde bulundurduğu şey bozulan ahlak düzeni ile felekate sürüklenen bir ailenenin dramı..

    O zamanki şartlarda abes görünen bir çok şeyin şimdiki zamanda normal karşılanıyor olmasımı enişte ilişkisini diziye sokmuş?

    Nitekim kitapta benim hatırladığım iki kız kardeşi aynı anda kullanan bir enişte yoktu..

    Kitapta kötü yola düşen evin ortanca kızının filmdeyse kocası kızkardeşi tarafından elinden alınmış mağdur çaresiz gösterilmesi neyin ıspatı?

    Bu ve bunlara benzer kitaplar yazarlarının emek vererek Türk edebiyat tarihine kazandırdığı son derece güzel eserlerdir,maalesef özüne sadık kalınmayarak okuyucu ve izleyici diye iki ayrı kitle olurşturulmaktadır..

    Bana öyle geliyor ki film şirketleri kitap okumayan bir toplumun zaaflarından yararlanmaya devam edecekler..Ve bunu yaparken Türk'çeyi katletmektedirler...

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.