Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

suheda

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2.291
  • Katılım

  • Son Ziyaret

İletiler gönderen: suheda

  1. Bence bu polyanacilik degildir. Evet dunya kotu ama bir babanin kizina tecavuz etmesi normal karsilanacak bir durum degildir. Insanlarin saskinligi bu yuzdendir. Kaldi ki adam 24 sene hapsetmis ve adamin karisi 24 senedir birsey anlamamis, olay bastan sona tuhaf ve cok kotu. Siz boyle dusunmuyor olabilirsiniz.

     

    Size sorum su, bi babanin kizina tecavuz etmesi normal midir?

     

    Evet,arkadaşımız için bu tip şeyler galiba son derece normal ve sıradan...

    Bu olayı mantık dışı buluyorum 24 yıl boyunca öz kızını sex kölesi haline getirmiş bir baba evinin bodurumunda nasıl bir mahzen yapmış ki 24 yıl boyunca 7 çocuğun doğduğu yaşadığı büyüdüğü ve kimsenin ruhunun bile duymadığı bir yer..

    Sonra nasıl olduda tüm bu vahşeti yapan adam merhamete gelip hasta olan çocuğa acıyıp onu bodrumdan çıkartıp hastaneye götürmüş?Ve olay bu şekilde meydana çıkmış..

    Peki 7 tane çocuğun ebeliğini her seferinde kendisimi yapmış yada kızcağız her seferinde bir başınamı doğurmuş?

    Bir aylık hücre cezası alan mahkumların nasıl sağlık sorunları yaşadığını okuruz duyarız peki doğdukları andan itibaren gün ışığı görmeyen bu çocukların gelişimi normalmidir?

     

    Bir sürü soru sorulabilir bu konu ile ilgili ama benim mideme kramplar girmeye başladı..

  2. Siz kime ne anlatıyorsunuz?

    Ne zamandan beridir bu topraklarda piyonlar,kuklalar kahraman ilan edilmeye başladı?

    "6. filo defol demişler"miş vay be bu söz tüm suçlarını örtmeye yetiyor öylemi?Bizden önceki kuşak yaşadıklarını anlatırken masalmı anlatıyorlar sırf bu ucuz ideolojiler için binlerce genç ölmedimi bu ülkede?

    Siz Ankara Karşıyaka mezarını gördünüzmü hiç?farklı ideolojiler yüzünden ölmüş öldürülmüş o insanlar kimler?Yaşları kaç haberiniz yokmu?Orada yan yana yatıyorlar..

    Görüyorum ki aynı günleri büyük bir açlıkla bekleyen vampirler gene aynı yaraları kaşımaya başlamış,geçmişten ders almaktansa hala intikam diye çığlık atanlar var..

    DHP-C nin şimdiki uzantısı kimlerdir?Kimler bu büyük ideolojinize sahip çıkmış?Belliki bundanda bi habersiniz..

    Anarşizmin kol gezdiği insanların sokaklara çıkmaya korktuğu günlerimi özlediniz?

    Sözüm ona Atatürk'çü geçinip Atatürk devrimlerine karşı olanları sahiplenmek nasıl bir *********?

    Deniz Gezmiş'in ve arkadaşlarının devrim anlayışı nereden ithal edilmiştir?

    Siz hiç baskın yapılan bir evin duvarında Atatürk resmine şahit oldunuzmu?Ama Marx'ları Leninleri,Maoları görürdünüz değilmi?

    Peki ya onların illegal mitinglerinde hiç ay yıldızlı bayrak görmüşlüğünüz olmuşmudur?Hayır orak çekiçlerle süslüdür onların bayrakları..

     

     

    Siz kime ne anlatıyorsunuz?

     

    Bugün size hidrellezi hatırlatma sebebim ****** ******* biraz güneş girmesi içindir..

     

    Silahları döşenip devrim yapacaksın?Vay bee,Türk ordusu ile düşman safları gibi çarpışmaya girişeceksin ondan sonrada kendiniz bilmezler bunları Kurtuluş savaşı Çanakkale savaşı şehitleri ile bir tutacak..

     

    Devrimin şehitleri imiş Hadi hep birlikte bir fatiha okuyalım ruhlarına :D

  3. Hayatta en çok acığım insanlar tüm hayatını ******* ideolojiler için harcayanlardır :)

     

    Bu arada bugün 6 mayıs hıdrellez Türk'lerin mevsimlik bayramlarından biri çıkın kırlara içinize güneş girsin mutlu olun bırakın bu boş işleri geçmişin hatalarını yaralarını kaşıyıp kanatmayı :)

  4. sayin suheda' Türk olduğumuzu söylemeye korkar olduğumuz şu günlerde haklı bir tepki bir başkaldırıdır.. diyorsunuz ama bu ülkede yillardir sistemli sekilde Türk kelimesini islam sentezi altinda bogma planlarini göremiyorsunuz!

     

    örnegin bundan daha iyi örnek olamaz Arap suyuyla yikanmayan Türk toplulugu yani Mezhebi Alevi olan Anadolu Türk alevileri, ve bu alevilere yapilan saldirilar,, size bir cagrisim yaratmiyormu?

    cünkü bu insanlar sadece Türk kimliginle yasarlar? ikinci kimlikleri yoktur.. vede bu ülkede azinlik olmayan bu insanlara her türlü muammele hak görülür.. bunlara karsi saldiri yapanlar sözde milliyetci sözde Türk müs gibi görünen arap sentezine oynuyan seriatci milliyetcilerle,, seriatcilardir... saldirilarin tek nedeni bu insanlara karsi sadece Türk kimlikleri olmasi vede ikinci kimlikleri olmamasidir,, burda sunu anlamakda yarar var kimlerin Türk oldugumuzu söylemeye korkar hale getirmeye calistigini.. ve kimlerin Türk oldugunu söylemekden korkmadigini? vede kimlerin Türk kimligini ortadan kaldirmaya calistigini biraz daha net incelemek´de vede görmekte yarar var.

     

     

    Efendi Türkler

     

    Ben herşeyin gayet net farkındayım sizin hiç endişeniz olmasın :)

  5. Düne böyle yazıyordu medyada..

    "Hüseyin Üzmez'in birlikte olduğu 14 yaşındaki B.Ç. ve babasının şikayeti üzerine gözaltına alındığı ortaya çıktı. B.Ç.'nin annesi L. Ç. ise ‘Kızını fuhuşa zorlamak’ suçundan tutuklandı. L. Ç., Emniyet Müdürlüğü'nde üç kez fenalaşınca doktor kontrolundan geçirilerek sorgulandı."

     

    Bugünse böyle..

     

    "Yaşı küçük kız çocuğuna yönelik cinsel istismar iddiasıyla tutuklanan Vakit Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in telefon dinlemesi sonucu yakalandığı ortaya çıktı. Para karşılığı fuhuş yaptığı iddiasıyla B.Ç.’nin annesi Livaze Ç.’nin peşine düşen polis, teknik telefon dinlemesi yaparken Üzmez’in olayını ortaya çıkardı."

     

    Ha birde tabi düne kadar tecavüzdü bugünse taciz..

     

    Acaba bizmi adamı yargısız infaz ettik?Gene burnuma pis kokular gelmeye başladı ve aklıma ilk gelen şey bir tarafta İlhan Selçuk diğer tarafta Hüseyin Üzmez aynı yaşlarda zıt görüşlerde iki gazeteci..Biri devlete karşı çetecilikle suçlandı bir diğeri çocuk tacizi ile.. :unsure:

  6. Buda zevkli kısmı projenin uygulanışı..

     

    projenin uygulanışı;

    Birinci adım;

    Masaya en az beş tane kitap konuluyor. (üçgen tarzındaki bir takvimin bir yanına "kitap kardeşliği projesi" yazılıyor.)

    ikinci adım;

    Kitabın arkasında, bir kağıda 20 kişiye kadar olan boş bir isim çetelesi yapıştırılıyor.

    üçüncü adım;

    Bir kitap getirip kitaplara ekleyen kişi oradan beğendiği bir kitabı alarak okuyor.( Bu sayede beş kitap hiçbir zaman eksilmiyor.)

    dördüncü adım;

    Herkes bu projeyi en az üç kişiye yaymaya çalışıyor.

    beşinci adım;

    Bütün Türkiye herkesin katkısıyla hep birlikte kitap okumaya başlıyor.

    proje hakkında bilgi;

    mür; 0 505 79 55 125

     

    http://www.hayalkurun.com/habergoster.asp?id=628

  7. Trabzonlu İki Küçük Kardeşin Başlattığı "Kitap Kardeşliği" Pojesi Hızla Yayılıyor

     

     

    Resmi büyütmek için tıklayın Trabzon'da İlköğretim Okulu Öğrencisi 2 Kardeş, Anne ve Babalarının da Desteği ile Başlattıkları Kitap Okuma Projesi ile Tüm Türkiye'ye Kitap Okutmayı Hedefliyor. Yaklaşık 7 Ay Önce Başlayan ve 'Kitap Kardeşliği' Adı Verilen Trabzon Başta Olmak Üzere, Rize, Erzincan, İstanbul ve Erzurum'da Devam Eden Proje, Hızla Tüm Ülke Geneline Yayılıyor.

     

     

    Trabzon'da ilköğretim okulu öğrencisi 2 kardeş, anne ve babalarının da desteği ile başlattıkları kitap okuma projesi ile tüm Türkiye'ye kitap okutmayı hedefliyor. Yaklaşık 7 ay önce başlayan ve 'Kitap Kardeşliği' adı verilen Trabzon başta olmak üzere, Rize, Erzincan, İstanbul ve Erzurum'da devam eden proje, hızla tüm ülke geneline yayılıyor.

    Dumlupınar İlköğretim Okulu 5 ve 4. sınıf öğrencisi Muhammet Kamil (11) ile Emre Kalaycı (10) kardeşlerin öncülük ettiği proje fikri, yaklaşık 7 ay önce geleneksel olarak yaptıkları aile toplantısında ortaya çıkmış. Kitap okumayı seven 5 kişilik Kalaycı ailesi, o gün çevrelerindeki insanlara da kitap okutmaya karar verir. Projeye öncülük etmek de anne ve babalarının da yardımı ile küçük Muhammet Kamil ve Emre'ye düşer.

     

     

    'Bütün Türkiye kitap okusun' sloganı ile harekete geçen Kalaycı kardeşler, babalarının kütüphanesindeki kitapları teyzelerine ve esnaf amcalarına verir. Bir ay sonrasında da verdikleri bu kitapları diğer kitaplarla değiştirirler. Kalaycı kardeşler, bu şekilde 7 ayda 40 civarında insanı kitaplara abone yapıp kitap okutturur. Uygulama kısa süre birçok kişi tarafından duyulur ve taktirle karşılanır. İki küçük kardeş, her ayın belirli günlerinde söz konusu kişileri dolaşarak, onları yeni kitaplarla buluşturmaya devam ediyor.

     

    Projenin daha da yaygınlaşması gerektiğini düşünen Kalaycı ailesi, ikinci aşamada da 'özel, tüzel bütün bürolarda masaların üzerinde en az 5 tane kitap olsa ve herkes okuduğu kitabı bir kitapla değiştirse insan bu şekilde yüzlerce kitap okur' diye düşünürler. Hemen harekete geçilir ve uygulama ilk olarak öğretmen olan baba Aydın Kalaycı'nın işyerindeki masasında başlatılır.

     

    Bu çalışmanın aşamaları şu şekilde gerçekleşir: İşyeri ya da bürodaki çalışma masasına en az 5 tane kitap konuluyor. Kitabın arkasına da boş bir liste yapıştırılıyor ve kitabı okuyan herkes ismini oraya yazıyor. Masadan beğendiği bir kitabı almak isteyen kişi, getirdiği bir başka kitabı onun yerine bırakıyor. Bu sayede masadan 5 kitap hiçbir zaman eksilmiyor. Kampanyaya katılan herkes bu projeyi en az 3 kişiye yaymaya çalışıyor ve bu sayede birçok insan kitap okumaya başlıyor. Oluşturulan her masadan kitap değiştirme imkanı olduğu için de hiçbir ücret vermeden yüzlerce kitabı okuma fırsatı yakalanıyor.

     

    Şu anda Trabzon'daki birçok kişi tarafından yapılan bu uygulama İstanbul, Erzurum, Erzincan ve Rize gibi illere de yayılmış durumda. Hızlı bir şekilde tüm Türkiye'ye yayılmaya başlayan projeyi Trabzon Valiliği de, valilikteki bürolarda uygulamaya hazırlanıyor.

     

    Kitap okumayı çok sevdiklerini söyleyen Muhammet Kamil ve Emre kardeşler, ebeveynlerinin de desteği ile yakın çevrelerinden başlattıkları bir kıvılcımın bu kadar hızlı yaygınlaşmasından mutlu olduklarını dile getirdi. Herkesi kitap okumaya ve kampanyaya katılmaya davet eden Kalaycı kardeşler, bu şekilde binlerce, hatta yüzbinlerce insanın 'kitap kardeşi' olacağını anlattı. (Cihan Haber Ajansı)

  8. - Anadilde egitim hakki, kimligimizin, Kurt kimliginin kabul hakki...Kendi kulturmuzu yasayabilme hakki (daha 1992'ye kadar NEwroz'un yasak oldugunu unutmayin!), Anadilimde yayin ve resmi hizmet hakki, vs,vs. Yine sorun ve size bin kere daha ayni seyi tekrarliyayim isterseniz! Ben havadan sudan konusmuyorum ama maalesef size dedigim her soz ya havaya gidiyor ya da suya. Baska dilden mi izah etsem diye soruveriyorum kendi kendime! :)

     

    - Sizin Kurtlerle sorununuz olamaz ki, istediginiz oluyor. Koca halk YOK sayiliyor, diliyle, tarihiyle kulturuyle. Sizin ve Milliyetci Turk zihniyetinin istedigi olay bu, ve istediginiz oluyor. Milliyetci devlet yapisi hala isler durumda. Sizin bu duruma ne itiraziniz olabilir ki?

     

    Ama bizler sizlere kuskukunuz. Kalkin bir referandum yapin, Kurt halkinin Devlet'in ve Turk halkinin onlara ettigi muameleye tepkilerini arastirin. Herhalde genceceik insanlar bos yere daglara cikmadi sahalarda top oynamak barlarda kahvelerde hoyrat hoyrat gezmek yerine (ve istediginiz kadar bunu dis guclere maledin, kimse inanmaz artik boyle uydurmacalara)! Herhalde milyonlarimiz bos yere surulmedi Bati'ya? Inanin artik size ne dilden anlatacagimi sasirdim! BIZLER KUSKUNUZ DEVLETE VE SIZLERE! BIZLERI YOK SAYDIGINIZ ICIN. HAKLARIMIZI KISITLADIGINIZ ICIN! HEM KARDES DIYIP HEMDE BIZLERE SIRT CEVIRDIGINIZ ICIN. Benim bu topraklar icin kan dokmus dedelerimin kemikleri sizlamasin da kimin kemikleri sizlasin! Bosubosuna mi mucadele ettik beraberce onca savasta? YOK sayilalim diye mi, SURULELIM diye mi? DILIMIZ ve VARLIGIMIZ INKAR edilsin diye mi?

     

    Kendine farklı bir dil,farklı bir kimlik ve bir türlü söylemeye cesaret edemediği farklı bir vatan isteyen benim kardeşim değildir,olmamıştır,olamazda....

  9. Son on günde tam 13 şehit verdik,artık söyleyecek sözde bulamıyorum..

     

     

    MEHMETÇİĞİN ZAP ŞİİRİ

     

    Karanlık gecede kara sudan zap suyuna giden yol,

    Dolunay azaplığında vatanımın,

    Ay örgüsü saçlarına vurgun düşmüşüm,

    Alın yazımıza vatan ve bayrak, şehitlik yazılmış

     

     

     

    En güzel türküyü kurşun söyler özüme,

    Ola ki Tendürek ağıdı Cudi, Havar türkülerinde,

    Muhabbeti bulurum bir zaman,

    Şahadetse aslanların savaşında,

     

     

     

    Ölümsüzlük, şehitlik, bayrak hilalinde,

    Can veren, kan veren yiğitler,

    Yar gönlümüze düşende, çıktık dağların başına

    Karanlık gecede el uzattık hilale,

    Vurgun yedik seher rüzgarında,

    Gurbet türküleriyle selam ettik yar diyarına,

    Savaş türkülerinde kendimizi bulduk,

    Vatan türküsüyle huy eyledik her zaman

     

     

     

    Kürşat baskınlarında şahadetime destur verilirken,

    Tekbir-i ilahi ki bayrağımdaki iman,

    Yıldız yüceliğinde vatan olası gönül,

    Neylerim, neylerim sensiz acep?

     

     

     

    Seninle gezerim Şavşat?ı, Kars?ı,

    Seninle inerim Bingöl?den Van?a,

    Muş?tan el ederim Adıyaman?a,

    Ben deli sevdalar yaşar uykusu geçerken,

    Keleş sesinde yas tutarım,

    Ölen şehitlerin ardından,

     

     

     

    Mimarisi olduğum Anadolu?yu gezerken,

    Nasibim bir kurşun olup da, düşersem toprağa,

    Eğer, eğer toprak bana asmışsa bağrını,

    Damla damla düşüyorsa toprağa kan,

    Bayraklara sarılıyorsa tabutlar,

    Analar, analar ağlıyorsa yitik erlerinin ardı sıra,

    Gelinler, gelinler yas tutuyorsa yiğit erlerinin ardından

    Ki Türk devleti öksüz kalacaksa eğer,

     

    ***********

     

     

     

    Ay gökte kaldıkça,

    Ulu kocaların, ak sakalların duası

    Üstüne olsun.

     

    (Alıntı)

  10. Oldukça uzun zamandır şu forumdayım islam karşıtı olan yada ateist olan herkesin diline doladığı bir şeydir Hz.Aişenin yaşı bu konu o kadar çok tartışıldı ki burda,yazılan herşey bantı başa sarmaktan başka bir işe yaramadı..

    Çok merak ediyorum Hz.Aişe mevzusu olmasa idi neyi tartışacaklardı?hemen her iletiye her konuya kıyısından köşesinden bir şekilde bu konu iliştiriverilir..

    Ben bir dini bütün müslümanım çok şükür ve ben her zaman söylediğim gibi Hz.Aişenin peygamberle evlilik yaptığı zaman yaşının 9 olduğuna inanmadığımdır.,neden peygamber 9 yaşında bir çocukla evlilik yapmak istesin?

    İşte olay burada kopuyor bence..İslam kisvesi adı altında pedofili meşrulaştırmaya çalışan kişilerin uydurma senaryosudur bu,bunu her fırsatta dile getirenlerde bana göre aynı zihniyete hizmet etmektedirler..

    Öyleki bu yaş olayı bazen korkunç abartılarla önümüze çıkar ki bir çoğu yaşının 9 değil 6 olduğunda ısrar eder,zaman içerisinde bu yaşın 1 yada 2 ye inme durumu söz konusumudur acaba??

     

    Hz. Aişe validemiz peygamberimizle dokuz yıl evli kalmışlardı. Peygamberimizin vefatı esnasında İse 27 yaşında idi. Peygamberimizden sonra da 48 yıl yaşamış ve hicri 58. yılda ve 74 yaşında vefat etmiştir. Sondan başa doğru gidersek 74 ten 48 i çıkartıp kalandan da evli olduğu yılı çıkartınca evlendiği yaşı bulmuş oluruz. 74 – 48 = 26; 26 – 9 = 17 kalır ki yaklaşık 17 veya 18 yaşında evlendiği gerçeği ortaya çıkar…alıntı

     

     

    En çok hadis rivayet eden,fıkıh konusunda engin bir bilgiye sahip,sahabenin ileri gelenlerinin akıl danıştığı bir kadından Peygamber eşinden bahsediliyor,hangi mantık 6-9 yaşında bir çocuğun bir devrim içerisinde bu mevkiye gelebileceğini iddia edebilir akıl var izan var..

  11. ****

    Değil mi? Yani gelenek görenek ,Peygamber.....Noluyor ki hep vardı hep olsun

     

    Hiç bir şey konuşmayalım bunlar doğal şeyler

     

    Ben olayın doğru olduğunu söylemedim benim söylediğim sanki ilk kez böyle birşey duyulmuş gibi tepki gösterilmesine..

    Bugün gidin Günyedoğuya hemen her evde 2-3 tane hanım mevcuttur.Üstelik bir bedel karşılığında dedesi yaşında adamlarla evlendirilen gencecik kızlar..

    Onlar niçin gündeme taşınmaz?Ha bu adam ünlü bir giyim firmasının sahibi diyemi medyatik ama olay medyatik değil,olay devletin biran önce el koyması gerektiği ciddi bir sosyolojik problem..

  12. Bundan yıllar önce bir arkadaşım bana bir kitap tavsiye etti,"bir çeşit biyografi,yazar kendi Necip Fazıl,ve Osman Yüksel Serdengeçti ile olan hapishane anılarını anlatmış"dedi bir Necip Fazıl fanatiği olarak kitabı hiç düşünmeden aldım okudum müthiş bir kitabtı yer,yer gülerek ve bazende gözlerim dolarak,o büyük şairlerin insani yönlerini ve zaaflarını..yazarın adını ilk kez o zaman duymuştum Hüseyin Üzmez..

    Sonrasında bir iki kitabını daha okudum,arkasından bir döneme damgasını vuran aczimendi şeyhi ve güzel müridinin aşk hikayesinde ev sahibi olarak karşımıza çıktı..

    Şimdide bu af edilmez çirkin ötesi olayla,basından takip ettiğim kadarı ile (günahı vebali yazanın boynuna) işin içerisinde küçük kızında annesinin olduğu,beni olay içerisinde en çok etkileyen kısım bu..

    Bir anne maddi çıkar için çocuğunu gözden çıkartabilirmi?

    Aklım almıyor karşındaki insanın sapık eğilimleri olduğunu bile,bile zamanı ve mekanı ayarlayarak çocuğunu ona teslim etmek ve durumdan rahatsız olan çocuğuna "sabret"diye tembihte bulunmak,kendini savunmak içinde (bugünkü milliyette)"Üzmez ile cinsel birliktelik yaşadığımda erkekliğinin uyanmadığını, kızıma bir zarar veremeyeceğini bildiğimden Üzmez’in kızım ile birlikte kalıp kendini tatmin etmesine bir nevi göz yumdum"..diye açıklamada bulunmak..Özrü kabahatinden büyük peki ne için?Para için,bu mazeretmi?

    Para nasıl birşey ki insan kendi çocuğunu bu uğurda feda edebiliyor?

    Bülent Ersoy'la evlenen genç delikanlının(adı Armağandı yanılmıyorsam) anneside böyle birşeyler söylemişti tam olarak hatırlamıyorum ama yaklaşık şöyleydi"aralarında karı koca ilişkisi yok ama ben asla ayrılmalarından taraf değilim"26 yaşlarında genç bir delikanlı 60 yaşlarında erkektende dönme bir kadın!!! ve bu evliliğe aralarında hiç birşey olmadığını söyleyip destek veren bir anne ne için?Para..

    1,5 yaşındaki bebek olayına girmeyeceğim bile hepiniz biliyorsunuz zaten,peki ya onun annesi?

    Ben onu bunu bilmem bu insanların işlediği suçların ceza yaptırımı az,cezaların ağırlaştırılıp olayın içerisinde ki anne ve babalarından suçu işleyenle aynı şekilde yargılanmaları sağlanmalıdır..

    Türkiyede zaten tecavüz suçunun çok büyük bir caydırıcılığı yok,buda sapıkların işine yarıyor maalesef..

    Özellikle söz konusu olan çocuklarsa ya müebbet hücre cezası yada idamdan başka bir şey tanımıyorum...

  13. "Müslüman olmayan Türk değildir" sözleriyle şimşekleri üzerine çeken ünlü şair İsmet Özel, dün geceki 32. Gün'de "Ben üstünüm, çünkü Türk'üm" çıkışı yaptı... Özel bununla da yetinmedi: "Benim milletim ayrımı şöyle koymuştur. Türk mü, gavur mu? Benim milletimin koyduğu ayrım budur. Türk müdür, gavur mudur? Mesele bundan ibarettir..."

     

    Tartışmanın bir noktasında, Özel'in karşısındakileri zavallılıkla suçlaması gerilimi tırmandırdı.

     

    İsmet Özel'in "Ben burada konuşmayı kabul edecek kadara buraya gelmişim. Ben adı sanı bilinmeyen salak bir herif miyim. Onun için bu mesele 'bunlar yeni şeyler değil' falan gibi karşımda zavallı insanların konuşmasına izin verecek zihniyette bir insan değilim" sözleri üzerine araya giren Araştırmacı - Yazar Faik Bulut ile aralarında şöyle bir diyalog gelişti:

     

    F.B: İnsanlara hakaret etme hakkına sahip değilsiniz

     

    İ.Ö.: İnsanlar kendilerine hakaret edildiğini düşünüyorlarsa ona müstehaktırlar.

    F.B: Zavallaysanız, siz de zavallısınız. Edep erkanı koruyalım. Kendinizi kimseden üstün görme hakkınız yok.

    İ.Ö: Ben üstünüm, çünkü Türküm. Allah beni diğer milletlerden üstün yarattı. Çünkü Türküm.

    F.B: O sizin görüşünüz. Ama kimseye hakaret etmeye ne fırsat veririm, ne imkan tanırım.

     

    "Türkler nasıl Müslüman oldu" kitabının yazarı Erdoğan Aydın ise Özel'in bu çıkışına 'Kendini Türk hisseden, Türkçeyi anadili olarak konuşan herkes Türk'tür.' şeklinde yanıt verdi.

     

    'ALLAH BİZE TÜRKÇEYİ İSLAM DİLİ OLARAK VERDİ'

     

    İsmet Özel'in çarpıcı açıklamalarından biri Türkçe üzerine söylediği sözler oldu: "Allah Milletleri dilleri üzerinden yaratır. Allah bize Türkçe'yi bir islam dili olarak verdi. Biz Araplardan daha çok itikadi esaslara dayalı bir dil."alıntı milliyet

     

    Yazıdan çıkartılacak hisse nedir?

    Türk olduğuma göre bende üstünüm demektir :)

  14. Dün akşam Kurtlar Vadisi denilen meşum diziyi sehven izlemek zorunda kaldım...Hemen her hafta 1/2'sini izliyor reklamlardan sıkılıyor ve bırakıyorum...SEHVEN...

     

    Bir hikaye anlatıldı...Ben de, hatırladığım kadarıyla anlatayım dedim...

     

    Vaktiyle köyün ağasının güzel bir köpeği olmuş. Ağa köpeğini çok severmiş, ihtimalki köpek de ağayı severmiş...Lakin köpeğin de bir köpekliği varmış işte...Davul ve zurna sesinin hastasıymış ki her duyduğu davul ve zurna sesine ipini koparıp koşarmış. Ağa, başlarda pek o kadar da sinirlenmemiş olaya ama bir gün hasım köyde davul zurna çalmaya başlamış. Köpek yine yapmış yapacağını ve ipi koparıp o köye...

    Ağa çok içerlemiş, çok sinirlenmiş. Köyün yakınındaki iki ayrı tepeden (tepelerin arasındaki mesafeden bahsetti mi hatırlamıyorum ama orjinallik katalım ve 1 km diyelim) birine davul diğerine zurnacıyı çıkartmış ve çaldırmış. Önce zurnacı çalmış. Köpek tam yanına geldiğinde zurnacı kesmiş (hikayede galiba önce davulcu çalıyordu ama neyse ben de zurnadan hoşlanırım*) davulcu çalmaya başlamış. Köpek bu kez öteki dağa...Derken o susmuş zurnacı, zurnacı durmuş davulcu...Haliyle köpek telef olmuş.

     

    Hikaye bitti. Hikaye buydu da alınması gereken dersi unuttum...İt ürür kervan yürür değil...

     

    Bence sehven değil kasten ve bilerek izle inan bana haber izlemene gerek kalmayacak..

    Ülke iktidarının gözden çıkartıldığı zaman oluşturulan siyasi ve ekonomik krizleri terör örgütü ile olan işbirlikleri kullanılan medyanın nasıl kullanıldığını,büyük iş adamlarının devlet yönetimindeki önemini,aciz hükümetleri ve onları yöneten dışardan destekli perde arkası güçleri..

     

    Hikayeye gelince her duyduğuna koşanlara güzel benzetmeydi..

  15. Adam bir defile yaptı,tüm medyada günlerce konuşuldu öyleki yabancı basın bile kapak konusu yaptı,hemen ardından evlilikleri gündeme oturdu,duyanda bu ülkede eşi benzeri olmayan bir olay sanır,güneydoğuda gelenek haline gelmiş 80 lik alır üç kuruşa 14 lük kızı bilmem kaçıncı karısı diye....

    Bizimkilerde hayatlarında ilk kez böyle bir şey görümüş ve duymuş gibi hayretlerini bildirirler..

    Öbürüde fırsat bu fırsat ordan atlar Peygamberi örnek göstererek mukayese eder..

    Gözünü sevdiğimin medyası sen nelere kadirsin :)

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.