Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Admin

™ Admin
  • İçerik Sayısı

    78.029
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    367

Admin tarafından postalanan herşey

  1. ZEN VE İŞİNİZİ SEVME SANATI İşinizi ne kadar seviyorsunuz? Eğer işinizden para kazanmasaydınız hala çalışır mıydınız? Eğer para söz konusu olmasaydı, ne yapmak isterdiniz? Bu soruların her birinin muhtemel iki farklı cevabı var. Birisi vicdanınız, diğeri ise patronunuz için geçerli. Vicdanınız da, partronunuz da birer yargıç gibi. Bir iş görüşmesi sırasında başvurduğumuz konumun hayatlarımızı tamamlamak için gereken şey olduğu izlenimini vermeye çalışırız. Birçok insan bu oyunu oldukça iyi oynar. En zor sorular ise içimizden gelenlerdir: Benim için doğru iş hangisi ve hayatımla ne yapmalıyım? Birçok kişisel gelişim kitaplarının geleneksel hikmetinin basit bir cevabı var: Kendinize dürüst olun, gerçekten neyi yapmaktan hoşlandığınızı bulun ve ne olursa olsun hayallerinizin peşinden gidin. Bu, gerçek mutluluk ve başarıya götüren yol gibi gözüküyor ve bu nasihat karşısında durmak gerçekten zor. Bu yaklaşım iki önemli soruya cevap vermiyor gözüküyor: Bunlardan ilki olabilecek en iyi senaryo üzerine kurulu. Hayallerinizin işini bulduğunuzu düşünürsek, bununla ne kadar süre mutlu olacaksınız ve bu başarı hissiyatının uzun sürmesi için ne gerekecek? İkinci soru ise daha umutsuz ama aynı derecede bilindik bir durumla alakalı: İşinizi sevmiyorsunuz, ama oldukça anlaşılabilir olan durumlardan dolayı işiniz yapmak zorundasınız. Buna rağmen mutlu ve başarılı bir hayat yaşama şansına sahip misiniz? Geçmişte bir insanın doğum yeri ve ebeveynlerinin statüsü nadir istisnalar dışında bir insanın bütün hayatının coğrafi konumunu belirlerdi. Bulunan az miktarda seçenek sonucunda 'Hayatımla ne yapmalıyım?' gibi bir soru sormanın bir manası kalmıyordu. Bunun yerine 'Bana verilen imkanlarla hayatımı tatminkar bir hale getirmek için ne yapmalıyım?' diye soruluyordu. Bugün farklı bir dünyada yaşıyoruz. İş değiştiriyor, farklı derecelerle mezun oluyor ve daha iyi ve başarılı bir hayat peşinde koşuyoruz. Bunun hatalı bir yanı yok. Ama belki de daha az şanslı ve daha sabırlı atalarımızdan öğrenmemiz gereken dersler var. Çalışmanın gerekliliği gibi, bir insanın varoluşunun anlamı üzerine olan devamlı araştırması da insanlık tarihinde önemli bir yere sahip. Birçok düşünce, felsefe ve din okulu mevcut. Bunların hepsi farklı bir açıdan manalı ve erdemli bir yaşam için örnek teşkil ediyorlar. Doğu felsefi düşüncesi batı dünyasında yakın zamanlarda popülerlik kazanmaya başladı. Bu tür bir ilginin ana sebeplerinden biri düşünce, iç dünyanın yansıtılması ve geliştirilmesi üzerinde durması. Zen'in bir insanın işini sevmesiyle ne alakası olabilir? Buna bir üniversite profesörünün vermiş olduğu yanıtla cevaplayalım: Çalışmanın ana sebebi, hayatınızı kazanmak değil ama kendi bilincinizin ve aydınlanmanızın en üst seviyesine ulaşmak. Zen Budizminin resmi felsefesi aynı amacı güdüyor. Kendinizin farkına varmak ve egzersiz yoluyla aydınlanmak. Zen felsefesinde ilginç olan şey, iş dahil günlük aktivitelerin eğer %100 konsantrasyon ve kendini adama ile yapıldığı sürece pratik olarak adlandırılabilecekleri. Zen rahiplerinden herhangi birine Zen konseptini açıklaması istendiğinde bunu yapamayacağını, kendisinin basitçe sadece bunu yaşıyor olduğunu söylediğini biliyoruz. Sanırız durum bu. Aydınlanmayı asıl amaç olarak ilan etmenin problemi ne var ki pek az insanın bunun ne manaya geldiğini açıklayabiliyor olması. Daha anlaşılabilir olan bir açıklama ise Zen pratiğinin, uygulayıcılarının iç ahenki ve barışını hayatın sunmuş olduğu dış etkenlere rağmen güçlendirmiş olması. Zen'in birkaç ekolü bulunuyor. Bunların hepsi de oturma, sessiz meditasyonu (zazen) vahşi beyinden kurtulmak ve Zen boşluğunun göksel aklına ulaşmak için bir yol olarak görürler. Şaşırtıcı olabilir ama oldukça uzun bir süre boyunca hareketsiz durmak birçok insan için oldukça zor bir vazife olabilir. Zen'in boşluk pratiği akıllarımızın içinde ve kalplerimizde herhangi bir vakit ulaşabileceğimiz bir boşluk yaratmaya odaklanır. Bu tarz bir "gök-akıl" bizim hem gözlemci ve günlük hayatımızdaki enerjilerin paylaşımcıları olmamızı sağlıyor. İçimizdeki gözlemci kesim ne olmuş olduğu üzerinde bir dururken daha üst benliğimizlede bir bağ kuruyor, paylaşımcı taraf ise bizim aksiyona dahil olmamızı ve günlük yaşamlarımızı yaşamamıza olanak sağlıyor. Saf felsefik bir perspektiften Zen ve genel olarak Budizm bu dünyada bulunan herşeyin iyi veya kötü bir sonu olduğunu öğretir. O her olayın hem negatif hem de pozitif tarafları olduğunu ve bunları kucaklamanın bizim elimizde olduğunu gösterir. Hüküm süren akıl durumumuzu seçmekte ve en sıradan ve rutin olaydan bile zevk ve tatmin almakta özgür olduğumuzu belirtir. Sonuçta, her olay, ne kadar önemsiz gözüksede, her saniyeyle değiştirilemez olan geçmiş halini alır ve ömür dediğimiz şeyi oluşturur. Ne yaptığımızı beğenip beğenmesek de her şeyde pozitif bir taraf bulmayı öğrenmemiz gerekebilir. Öyleyse benim için doğru olan iş ne ve hayatımla ne yapmalıyım? Her insanın hayatı özel olduğuna göre bu sorunun cevabı da özel. İnsanların daha iyi bir gelecek için çalışmaları ve daha tatmin verici işler ve hayat stillerini araştırmaları aynı zamanda kişisel gelişimi devam ettirecek olan imkanlar peşinde koşmaları gerekliliği gözardı edilemez. Bu risk almak, deneysellik yapmak, hatalar yapmak ve bazen de geriye dönmek manasına gelebilir. Bu insan doğasına özgü bir özellik. Diğer taraftan bizim tavırlarımız ve iç felsefemiz nerede olursak olalım ve hayatta ne yaparsak yapalım hayatımızdan ve kendimizden ne kadar hoşnut olduğumuzu belirliyor. Zen geleneği insanın yaşadığı dış dünya ve iç dünyası arasındaki boşluğu doldurmak için geliştirilmiş olan ekollerden sadece biri. Başka hiçbir şey olmasa da, belki de onun "gök-akıl" felsefesi bazı insanların elde bulunan her iş ve görev için bir mana çıkarmasını sağlayabilir. Nihayetinde anında tatmin verici fırsatlar ve ödülleri arayan rastgele bir araştırma yerine hayatlarımızı heyecan verici anlamlı ama genelde zor yolculuklar olarak seçmemiz bizim elimizde. Kaynak: efeslight.com.tr
  2. KENDİ İŞİNİ KURMAK: Düş Mü, Kabus Mu? Eğer artık "çalışan" değil "kendi kendinizin patronu" olmak gibi bir düşünceniz varsa, önerilerimizi mutlaka değerlendirin. Kendi işini kurmak pek çok insanın hayalidir ama kendi işini kurmanın getirdiği zorlukları da gözardı etmemek gerekiyor. Büyük şirketlerde çalışan insanların bir kısmının, yöneticileriyle aralarında yaşanan bir gerginlik ya da iletişim kopukluğunun had safhaya çıktığı bir şirket içi toplantı sonrasında, "artık kendi işimi kursam..." diye düşündüğü olur. Özellikle mevcut işinizdeki konumunuzdan, insan ilişkilerinden memnun değilseniz, kendi işinizi kurmanın sizin için iyi bir kaçış planı olduğunu düşünebilirsiniz. Ama gerçek şu ki; kendi işinizi kurmak size gerilimli çalışma ortamlarından, patronajdan ya da uykusuz gecelerden kurtaramaz. Kendi işinizi kurmayı, hele ki yine aynı sektörde ve aynı sosyal çevrede çalışmayı sürdürecekseniz, bir kaçıştan ziyade bir girişim ve tavır değişikliği olarak görmelisiniz. Kendi İşini Kurmanın İyi Yanları Öncelikle, neden olmasın? Neden denemeyesiniz? Neden kendi kararlarınızla bir işi yönetip yönetemeyeceğinizi görmek istemeyesiniz? Üstelik, son yıllarda pek çok kişi küçük çaplı da olsa kendi şirketlerini kurmaya ve kariyerlerini o yapılar için yönetmeye yöneliyor. Tek başına olmak da şart değil. Benzer iş kollarından bir kaç arkadaş biraraya geliyor, ufak tefek birikimlerini ortaya koyup ortaklaşa şirket kuruyorlar. Kendi işinin patronu olmak, kulağa çok hoş geliyor. Günümüzde yapılan bazı araştırmalar, kariyer hayatında erkekler kadar kadınların da kendi işlerini kurmaya yöneldiklerinin altını çiziyor. Pek çok kişi kurumsal dünyayı terk ediyor ve kendi işini kuruyor. ABD'de yapılan bir araştırma bu ülkedeki her 11 erişkinden birinin kendi işini kurduğunu belirlemiş. Kendi işini kurmanın avatajları açık: Öncelikle patron sizsiniz, karar verme mekanizmanızı ortaya çıkarabilirsiniz. Kendi çalışma saatlerinizi kendiniz belirleyebilirsiniz. Hafta içine iş yığmak istemiyorsanız, haftasonları da ofisinize uğrayıp işlerinizi halledebilirsiniz. Kendi aile ve yaşam tarzınıza uyan bir çalışma temposu belirleyebilirsiniz. Kendi finanssal geleceğinizi kendinizi tayin edebilirsiniz. Kazancınızı nasıl değerlendireceğinizi kendiniz hesaplar, ona göre çalışmalarınızı yönlendirebilirsiniz. Kendi İşini Kurmanın Zor Yanları Davulun sesi uzaktan hoş gelebilir ama yakınındayken yaka silkebilirsiniz. Kendi işini kurmak da hayatınızda yeni zorluklar yaratabilir. Söz edeceğimiz zorlukların bir kısmını yaşamamanız da söz konusu. Ama genel olarak hayatınızda bir şeylerin değişeceği kesin. Bunları idare etmek, zorlukların üstesinden gelmek de sizin elinizde. Öncelikle dikkatli olmanız gerekiyor. Artık kendi işinizin patronusunuz ve işinizin başına gelecek herşeyden de sorumlusunuz. Hem devlete, hem de varsa, çalışanlarınıza karşı. Artık vergi mükellefisiniz ve belli sorumluluklarınız var. Bir çalışanken her ay maaşınızı alıp gerisini düşünmemeniz mümkündür. Ama iş sahibiyseniz, vergiler, stopajlar, KDV ödemeleri, sigorta ödemeleri, bordrolar hayatınıza girer. Bunların düzgün bir biçimde kayıt edilmesi, defterlerinizin temiz ve doğru bir biçimde tutulması şarttır. Bu tür konularda yapılacak hatalar, dikkatsizlikler size her anlamda zarar verebilir. Sakin olmanız, kontrollü davranmanız gerekiyor. Çalışanken ofisten çıkınca, siz yokken ofisteki eşyalara ne olduğunu, kimlerin nasıl performans sergilediğini düşünmeye gerek duymayabilirsiniz. Oysa kendi işinizin sahibiyseniz, ofisiniz de sizin için bir evdir. Aklınızın orada kalmasına engel olmanız zordur. Varsa, çalışanlarınızla ilişkilerinizi sağlam temellere kurmanız gereklidir. Saygı çerçevesinde ilişkiler kurmalı, onları doğru yönlendirebilmeli, iş konusunda teşvik edici ve adil olmalısınız. Metin olmanız gerekiyor. Kendi işinizin sahibi olarak, artık bir girişimci sayılırsınız. İşinizin geleceğini inceden inceye planlayarak kariyer hayatınıza iyi bir yön kazandırabilir, hem bağımsız, hem de güvenli bir biçimde geleceğinizi kurabilirsiniz. Kaynak: efeslight.com.tr
  3. Part-Time İşler: Nasıl Seçmeli? Part time ve yaz işleri ekstra gelir, yeni referanslar ve iş deneyimi kazanmak ve belki de hepsinden daha da önemlisi kendiniz ve kariyeriniz hakkında daha fazlasını öğrenmek için çok iyi bir yol. Özellikle üniversite öğrencileri, part time işlerden farklı kazanımlar elde edebilirler. Part time iş olanaklarının arttığı yaz aylarına girmeden önce, bu konudaki çarpıcı önerileri gözden geçirmenizde yarar var. Part time iş arıyorsunuz. Size bir miktar para kazandıracak olan ilk işe girmek istiyor da olabilirsiniz, mevcut kariyer alanlarında yeni bir yer edinmek de. Part time iş, mevcut iş olanaklarını araştırmak ve değişik iş çevrelerinde deneyim kazanmak için çok iyi bir yol. Kariyer amaçlarınızla bağlantısı olmayan bir iş bile sizin insiyatif ve sorumluluğunuzu kanıtlamaya yarayabilir. Dünya çapında yapılan bir araştırmaya göre insan kaynakları yöneticilerinin %89'u yeni mezunları işe alırken iş deneyimini üniversite başarısı kadar önemli buluyorlar. Bir part-time veya yaz işini nasıl bulabilirim? İş ilanları: Part time iş ararken gazete ilanlarından ya da internet sitelerindeki ilanlardan yararlanabilirsiniz. Ama bu tür ilanları gözden geçirmeden önce hangi tür işlerde çalışmak istediğinizi ve bu işten ne tür bir kazanım elde etmek istediğinizi belirlemenizde yarar var. Önünüze çıkan çeşitlilikten etkilenmemelisiniz. Bunların hepsi sizin hedeflerinizle örtüşmeyebilir. Kampüs çevrelerinde: Kampüs çevrelerinde üniversite öğrencilerine yönelik pek çok iş olanağı görmek mümkün. Öğrenci asistanlığından departman sekreterliğine pek çok iş olanağını araştırmakta yarar var. Reklamı yapılmayan işler: Part-time ve yaz işlerinin çoğu için hiçbir zaman eleman ilanı verilmez! Bu nedenle ilgilendiğiniz işverenleri bulup onlara direkt olarak çalışma talebinizi iletmek de iyi bir iş bulma yolu olabilir. Bir özgeçmiş hazırlayın ve çalışmak istediğiniz yerlere özgeçmişinizi yollayın. Genellikle ilan verilmeyen işler arkadaşlar, aile ve tanıdıklar aracılığıyla bulunur. Bu nedenle yardım için onlara başvurmakta tereddüt etmeyin. Bildiğiniz herkese bir iş aradığınızı söyleyin, sadece sorduğunuz için bulabileceğiniz iş sayısı sizi şaşırtabilir. Nasıl başlamalıyım? İlgi alanınızı belirleyin: Yeteneklerinizi geliştirmeye yarayacak ve potensiyel iş olanaklarını tanımanıza yol açacak bir iş, genelde part-time ve yaz işlerinde bulabileceğiniz en iyi senaryo. Eğer kendiniz hakkında daha çok şey öğrenmek ihtiyacı duyuyorsanız bir kariyer rehberiyle konuşmayı düşünebilirsiniz. İşverenleri arayın: Bir organizasyon hakkında daha çok şey bildikçe onlar için çalışmanın sizin için iyi bir deneyim olup olmayacağını anlayabilirsiniz. Öğrenebileceğinizin hepsini öğrenmek, yeteneklerinizi bir işverenin ihtiyaçlarıyla birleştirme şansınızı artırıyor. Başlamak için işverenlerin web sitelerine bakmak, işverenlerle broşürler ve yayımlar için bağlantıya geçmek veya organizasyonda çalışan biriyle konuşmayı düşünebilirsiniz. Özgeçmişler, açıklayıcı mektuplar ve müracaat formları: : Birçok part-time ve yaz pozisyonları sizin bazen bir özgeçmiş hazırlamak yerine müracaat formları doldurmanızı gerektirir. Müracaat formlarını eksiksiz ve dikkatlice doldurun, bazen işverenler sizin direktifleri izleme yeteneğinize bakarlar. Eğer özgeçmiş isteniyorsa, yetenekleriniz ve eğitiminizi mümkün olan en etkili biçimde iletmeye çalışın. İşi aldıktan sonra ne yapacağım? Kutlayın! Size yardımcı olan herhangi biriyle bağlantıya geçin ve başarınızı bilmelerini sağlayın. Çalışmaya bir kere başladıktan sonra bu işin size ekstra yetenekler kazandırmak, beğenileriniz ve beğenmediğiniz şeyleri öğrenmek ve iş referanslarınız geliştirmek için bir basamak olduğunu hatırlayın. Kaynak:efeslight.com.tr
  4. Vize almanın püf noktaları Türkiye’den yurtdışına yapılan seyahatlerin en büyük sorunlarından biri vize alma zorunluluğu. Avrupa ülkelerinin çoğu, ABD, Kanada gibi ülkeler Türk ziyaretçilere vize zorunluluğu koyuyor. 16 Mayıs 2004 — Tur acenteleriyle yaptığınız seyahatlerde vizeniz genellikle acente görevlilieri tarafından alınıyor. Size düşen onların size bildirdiği evrakları toparlamak. Ama eğer kendi başınıza yurtdışına gidiyorsanız, vize başvurusunu bizzat yapmanız gerekiyor. Bu noktada da vize almanın püf noktalarını bilmeniz işinizi çok kolaylaştırıyor. Öncelikle vize başvurusu şakaya gelmez. Zaman ayarlamasını çok iyi yapmalısınız. Çünkü aslında seyahat sebebiniz ne olursa olsun, ekonomik koşullarınız ne olursa olsun, size mutlaka vize verecekler, diye bir kesinlik yok. Eğer yurtdışı seyahatlerinin yoğun olduğu dönemlerde vize için başvuruda bulunrsanız, gideceğiniz ülkenin konsolosluğunun önünde sabahın erken saatlerinden başlayan kuyruklara hazır olun. Uçak biletinizi alırken de vize gerçeğini aklınızdan çıkarmayın. Vizeye başvurmak için en azından uçak rezervasyonunuzu ya da hangi taşıtla gidecekseniz, gemi, otobüs, tren vesaire, o aracı kullanacağınızı gösteren bir belgeyi edinmiş olmalısınız. Eğer vize alamazsanız, biletiniz yanacağından sadece rezervasyon yaptırmak iyi bir çözüm olabilir. ÖNEMLİ NOKTALAR... Vizeye başvurmak için öncelikle geçerli bir pasaportunuzun olması gerekiyor. Ondan sonra gideceğiniz ülkenin Türkiye vatandaşlarından vize isteyip istemediğin öğrenmelisiniz. Türkiye’ye vize uygulamayan ülkeler şunlar: Andorra, Arjantin, Arnavutluk, Bahama, Barbados, Batı Samoa, Belize, Bolivya, Bosna-Hersek, Brezilya, Dominika, Ekvator, El Salvador, Endonezya, Fas, Fiji, Filipinler, Gambia, Grenada, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güney Kore, Hırvatistan, Hong Kong, İran, Jamaika, Japonya, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Kolombiya, K.K.T.C., Kosta Rika, Makedonya, Maldivler, Malezya, Malta, Mauritius, Monako, Romanya, Santa Lucia, San Marino, Seyşeller, Singapur, Solomon Adaları, Şili, Swaziland, Tayland, Trinidad-Tobago, Tunus, Tuvalu, Uruguay, Vatikan. Pasaportunuzun türü vize işlemleri sırasında çok önemli. Yeşil pasaport sahipleri kimi ülkelere vize almadan giriş yapabiliyorlar. Ancak bu tür bir pasaportunuz yoksa, normal mavi pasaport sahibiyseniz, Türkiye’den vize isteyen her ülkeye giriş yapmak için vize almanız şart. Vize başvuruları konsolosluklarda sabah 09:00-12:00 saatleri arasında yapılabilir, başvuru yanıtınızı ise en az bir gün sonra 13:00-15:00 saatleri arasında alabilirsiniz. Vize başvurusunu seyahatten en az on beş gün önce yapmakta fayda var. Başvuru sırasında sizden ek belge istenebilir, bunun için vize işini son anlara bırakmamalısınız. Vize başvurunuzun reddedilmesi de mümkün. Evraklardaki eksikler, daha önce belirli bir nedenden dolayı vize talebinizin reddedilmiş olması, yasal veya ekonomik durumunuz gibi etkenler buna yol açabilir. BELLİ BAŞLI BELGELER... Konsoloslukların hepsi aynı tür belgeler istemezler. Onun için önceden gidip konsolosluklardan başvuru formu temin etmek ve istenen belgelerin listesini almanız gerekir. Konsoloslukların çoğu genel olarak vesikalık fotoğraf, maaş bondrosu, öğrenci belgesi, vergi levhası gibi iş durumunuzu gösteren evraklar, ev tapusu, ya da kira kontratı gibi ikamet durumunuzu gösteren belgeler, banka hesap cüzdanı, üzerindeki mallara ait tapular gibi ekonomik durumunuzun seyahat ve konaklamaya uygunluğunu kanıtlayan belgeler isterler. Şirket sahibi ya da ortağı iseniz, Ticaret Odası onaylı faaliyet belgesi, vergi levhanızın fotokopisi, sicil gazetesi fotokopisi, imza sirküleri, firma antetli kağıtta dilekçe ve ofisin mal varlığını gösteren banka cüzdanı, ruhsat, tapu gibi evraklar istenebilir. Maaşlı çalışan iseniz, çalıştığınız işyerinden konsolosluğa hitaben yazılmış bir dilekçe, dilekçeyi imzalayan yetkilinin imza sirküleri, son üç aylık maaş bordrosu ve yine ekonomik durumunuzu gösteren evraklara ihtiyacınız olacak. Sehahat nedeniniz de vize başvurularından önemli bir kriter. Öğrenim amaçlı ziyaretler için eğitim alacağınız kurumdan da belge istenecektir. Turistik amaçlı gezilerde de nerede konaklayacağınız sorulabilir. Otel rezervasyonları sorulabilir. Bir yakınınızı ziyaret ediyorsanız, onun tarafından gönderilmiş resmi bir davetiye belgesine ihtiyacınız olabilir. Ayrıca başvurularınızda ziyaret edeceğiniz ülkelere giriş ve çıkış yapacağınız tarihlerin yanısıra, tek, çift, çok girişlik ya da transit gibi çeşitli kategorilere ayrılan vizelerden hangisinin size uygun olduğunu da belirtmeniz gerekecetir. Vize dönemi sorulduğunda, seyahatinizin uzunluğuna göre bir vize talebinde bulunabilirsiniz. Aynı ülkeye yakın zamanda birden fazla kez gitmeyi düşünüyorsanız, altı ay, bir yıl gibi süreleri kapsayan vize talep edebilirsiniz, böylece tekrar tekrar vize koşuşturmacası yaşamaktan kurtulursunuz. Ancak, vize için ödeyeceğiniz fiyat bu sürenin uzamasıyla katlanır. Mali olarak bunu da hesaplamalısınız. Kaynak: ntvmsnbc
  5. İş görüşmesinde bunlara dikkat!.. ABD'de özel iş bulma kuruluşu CareerBuilder tarafından işverenler nezdinde yapılan bir araştırma, iş görüşmesi sırasında adayların yaptıkları en önemli hataları ortaya koydu. ABD'de iş başvurusu yapanların görüşmede yaptıkları bir numaralı hata, işverenle yanlış iletişim kurmaları. Bazıları önceden hazırladıkları konuşma tarzı ve ses tonuyla mülakat yaparken, bazıları da sadece tek kelimelik yanıtlarla konuşuyor. Araştırmaya göre, iletişim hatası yapanlar bazen yanıtlardan çok kişisel sorunları ve sosyal yaşamlarıyla ilgili gereksiz bilgiler verirken, bazıları da fazla samimi yanıtlar veriyor. Kimileri eski patronlarından şikayet ediyor, kimileri de para ve çalışma saatleriyle yakından ilgilenerek hata ediyor. ''Annem bir iş sahibi olmamı istediği için burdayım'' gibi konuşmalar da zararlı olabiliyor. DAVRANIŞ ŞEKLİ ABD'nin önde gelen iş bulma kuruluşlarından CareerBuilder'ın araştırmasına göre, iş görüşmesine girenlerin en sık yaptıkları ikinci hata, hazırlıksız gelinen mülakat ve iş başvurusu yapılan iş ve şirketin niteliği hakkında bilgisizlik. Patronların şikayet ettiği bir başka hata da, mülakatçıların randevuya geç gelmeleri ve cep telefonlarıyla konuşarak sık sık görüşmeyi bölmeleri. Adayların arasında çocuklarıyla iş görüşmesine gelen ya da kendisiyle görüşen müdüre karnının acıktığı için çabuk olmasını söyleyen veya bir sandviç çıkarıp yemeye başlayanlara da rastlanıyor. Mülakatta davranış biçimine çok önem veren işverenler, tırnaklarını yiyen veya çok kahve içmiş gibi sinirli duran adaylara dayanamadıklarını belirtiyor. Kendini beğenmiş ya da şirketin işe almakla büyük kazanç sağlayacağı havasında olan adaylar da özellikle antipati topluyor. İşverenlerin coşkusuz adaylardan da hoşlanmadıkları belirlendi. İş görüşmesine giren birçok müdür, adayların konuşma için hiç enerji harcamamasından ve ilgi göstermemesinden yakınıyor. KILIK-KIYAFET İş görüşmesine uygunsuz kıyafet ve makyajla gelmek de iş başvurusu yapanların bir diğer hatası. İş görüşmesine katılan müdürler, acayip görünüşlü, dövmeli, yüzünde piercing bulunan, parlak boyalı saçlar ile vücut temizliğine önem vermeyen adaylardan şikayet ederken, iş görüşmesine ayakkabısız, kirli tırnaklar, jeans ve tişörtle gelen, kalçasını açıkta bırakan yırtmaçlı etek giyen, mülakat boyunca siyah güneş gözlüğüyle oturan, hatta sarhoş mülakat yapan adaylar geldiğini söylüyorlar. Araştırma sonuçlarına göre, iş görüşmelerine giren müdürlerin şikayet ettikleri bir diğer konu da, yalan ve samimiyetsizlik. Başarılarını abartan ve bilgi düzeyleri konusunda yanıltıcı bilgi veren adaylar baştan kaybediyor. CareerBuilder'ın araştırmasına göre, iş başvuru formunda hiç tutuklanmadığını belirten bir adayın görüşmeye girdiği ofisten bir şeyler çaldığı da belirtiliyor.
  6. Postalama yaparken resim ekleme hakkınız var ama yükleyeceğiniz resmin ebatlarının çok küçük olması gerekmektedir.... ileti gönderdiğiniz forma dikkatle bakarsanız görürsünüz...
  7. Bugün bir kullanıcımızın uyarısı ile bir olaya tanık olduk. İnternette çok bilinen site Turkish-Media.Com ait olan bir bölümü tam olarak kopyalayarak sitesine yerleştirmiş ve altınada COPYRIGHT etiketi koymuş... Enteresan olduğu için bu tür konuların çok yaygın bir şekilde yapıldığı bir ülkede böyle bir bölümü açma gereği duyduk. Sitenin adresi ve bizdeki adresi lütfen dikkatle haritaların kesim yerlerine dikkat edin ne olduğunu göreceksiniz. Bunlar Scan edildikleri için bunu yapan kişi hırsızlığı gizlemek için ne yapmış görün... İşte hırsız (Daha doğrusu ahlaksız demek gerek): http://www.gezinet.net/yol_haritasi/index.asp İşte bizdeki bölüm: http://www.turkish-media.com/y_h/turk_map.htm Ayrıca belirtmek istiyoruz ki resmi işlemler başlatılmıştır... Ama gönül isterki emeğe saygı denen şeyin insanlar tarafından ve kanunlar tarafından uygulanması ve korunması en yüce değer olsun... ve altındaki copyright etiketinde şu yazıyor: Gezi Net © 2000 - 2004 Tatil ve Gezi Rehberi Tatil 'e Gitmenin En Ekonomik ve En Kısa Yolu Çok dikkatli olun bu tür bir ahlaksızlığı yapanlar size tatil diye başka şeylerde satabilirler...
  8. Online Reklam Bölümümüz Hizmete Girmiştir. Şu andan itibaren 5 dakika içinde reklamınız tamam ve koşuyor olacak. Kendi Reklamınız üzerinde her türlü kontrola sahip olacaksınız. Reklam istatistikleri ve diğer konular yanıbaşınızda size yardımcı olacak... http://www.turkish-media.com/reklam/ Pazarlama İletişimi Çözümleri Gelecekte sizi neyin beklediğini merak ediyorsanız, bugünün sorunları için ürettiğimiz çözümlere bakın! Turkish-Media.Com, reklam konusunda müşterilerine en doğru ve en etkili yöntemleri sunmayı, reklamverenin talep ve beklentilerini son noktaya kadar takip ederek onları doğru şekilde yönlendirmeyi hedeflemektedir. Bu hedefe ulaşmak için, reklam mecrası olarak Internet'i ve Internet'teki reklam yöntem ve teknolojilerini yakından takip eden Turkish-Media.Com, elde ettiği verileri düzenli olarak müşterileri ile paylaşır. Turkish-Media.Com, müşterileri ile güvene dayalı ilişkiler kurmak ve sektör etiğinin oluşmasına katkıda bulunmak için bağımsız bir istatistik firması olan Alexa.Com istatistiklerini kullanarak ve böylece Türk Internet sektöründe bir ilke imza atmıştır. Alexa.Com'in hazırladığı veriler, Turkish-Media.Com tarafından sunulan bilgilerin ölçüm süreçlerinin doğruluğunu onaylamaktadır. Evet Internet! Çünkü burası gelecek... Dünyada en hızlı gelişen sektör Internet Kaliteli hedef kitle Internet'te buluşuyor Internet, doğru hedef kitleye birebir ulaşma ve interaktif iletişim kurma olanağı sunuyor, Geleneksel mecralardaki reklamlara göre geri dönüşüm ve etkinlik açısından çok daha ekonomik, Reklamverene detaylı ürün bilgisi verme şansı tanıyor, Hızlı ve çeşitli bilgi aktarımı olanağı: Şirket sayfalarına linklerle yönlendirme, ürün tanıtımı, promosyonlardan haberdar etme gibi Kampanya sonuçları ölçülebiliyor 24 saat ve 365 gün sürekli reklam mesajını ulaştırabilme ve her an mesaj değiştirebilme avantajı Ölçülebiliyorsa değerlidir! Kullanıcı memnuniyetini ön planda tutan Turkish-Media.Com, Türk Internet kullanıcılarının ihtiyaçlarını karşılayan en geniş servis ve içerik yelpazesine sahiptir. Turkish-Media.Com en gelişmiş reklam teknolojilerini ve ürünlerini müşterilerine sunarak yaptıkları yatırımın karşılığını en etkin şekilde almalarını sağlamaktadır. Turkish-Media.Com üyelerinin profillerini takip ederek yapılan iletişim çalışmalarının en doğru kitleye, algılamalarının en yüksek olacağı şekilde sunulmasını sağlar. Turkish-Media.Com, reklam yerleştirme konusunda müşterilerini amaçlarına en uygun şekilde yönlendirir. Turkish-Media.Com, ölçümleri ve reklam teknolojileri bağımsız bir kurum tarafından incelenmiş ve onaylanmış Türkiye'deki tek portal olma özelliği sayesinde güvenilirdir.(link andersen) Turkish-Media.Com'in reklam satış, pazarlama ve proje ekipleri müşterinin ihtiyaçları doğrultusunda özel projeler geliştirerek Internet'te en doğru şekilde yer almalarını sağlar. Reklamveren, ulaştırmak istediği mesajı 24 saatten kısa bir sürede değiştirme şansına sahiptir, böylece hedef kitlesini günlük olay, promosyon ve indirim gibi olaylardan haberdar edebilir. Reklam satış departmanının uzman kadrosu, reklamveren ile devamlı iletişimde bulunarak kampanyanın sorunsuz, hızlı ve sağlıklı sonuçlanmasına katkıda bulunur. 5 Dakikadan daha az bir sürede reklamınızı ekleyin! Her gün binlerce insan portalımızı (sitemizi) ziyaret ediyor veya kullanıyor. Eğer kullanıcılarımızın ve ziyaretçilerimizin ilgileneceğini düşündüğünüz bir eşyanız veya servisiniz varsa, aklınızdan bile geçiremeyeceğiniz kısa sürede reklam satın alarak onların reklamını yapmaya başlayabilirsiniz! Seçtiğiniz planı Online ödeyebilirsiniz Online olarak reklamlarınızın istatistiklerine bakabilirsiniz Reklamınız heran Turkish-Media.Com Reklam Bölümü'nde (bölümlerinde) görüntülenecektir Ne zaman isterseniz reklamınızı değiştirebilirsiniz (Bedava)! Reklam stilini ve planını kendiniz seçin. Reklamınız görüntü bazında olduğu için kesinlikle haksızlık söz konusu olamaz. Reklamınızı gösterildiği kadar ödersiniz. Sayfalarda reklam bölümlerinin nerede olduğuna göz atmak isterseniz buraya bir bakın deriz... Reklam ödemeleriniz en güvenli yol olan PAYPAL sistemi ile yapılmaktadır. Beklemek yok... Örneklerimize bir göz atın isterseniz. http://www.turkish-media.com/reklam/
  9. İşyerinde Çalışırken arkadaşlardan birisi bu siteye girdiğini ve bir çöpçatanlık servisi olduğunu söyledi benim gibi zor arkadaşlık kuran birisi için çok hoş olduğunu belirtti. Önce biraz huzursuzlandım ama daha sonra siteye girip gizli email sistemini okuyunca rahatlıkla bir hesap açabileceğimi anladım ve 7 ay önce hesabı açtım. Önce epeyce email aldım ama onlara karşılık vermedim. Daha sonra bende diğer kullanıcıların profillerine bakarak bir kaç email atıp neler olduğunu gömek istedim. Gerçekten çok güzel bir deneyimdi. Bazı insanlar sırf birilerini rahatsız etmek için yazıyorlardı, diğer yanda bazıları çok güzel ve içerikli mailler atıyorlardı. işte onlardan birisinde onunla tanıştım (rumuz: angeleyes) ve uzun mesajlardan sonra onu iyice tanıdığıma emin olduktan sonra ikimizde istanbul da yaşadığımız için buluşmaya karar verdik. Aman Tanrım ne gündü hiç unutamam, hayatımın en heyecanlı günüydü ve ben orada iskelede bekleyen insana aradığı kişinin ben olduğunu söyleyene kadar iki saat geçmişti. Sonunda becerdim ve tanıştık. Ben ondan çok hoşlanmıştım ama o ban düşüncelerini söylemiyordu. O nedenle benden hoşlanmadığını düşündüm ama sonradan anladımki o da benim gibi duygularını zor ifade edenlerden. ilişkimiz üçüncü ayına girdi ve biz biribirimize aşık olduğumuzu düşünüyoruz. Arayan herekese aradığı şeyi bulması dileğiyle... Rumuz Kadın: meleklerölmez Rumuz Erkek: angeleyes
  10. 32 senedir ABD de yasayan Turkum. Ilk evliligimden 2 cocugum 2inci evliligimden 1 oglum var. Kadermidir kismetmidir bilemem ikisi ilede sebebsiz olaylardan dolayi bosandim. Bundan 6 ay once web sitenizi buldum ve profil i tamamladim. Bircok kisiden cevap aldim. Aldigim cevaplarin hic birisini begenmedim ve ben profilere cevap yazdim Augustos ayinda Turkoc ile mektuplasmaya basladim. Ilk telefon gorusmemiz ABD-TR arasi tam 2,5 saat di. Ilk telefon gorusmesinden sonra birbirimizden hoslandigimiz ortaya cikti ve bir sevgi dogdu. Bu sevgi ile birlikte hasretlik basladi. Evet, cok guzel anlasiyoruz. Hemen hemen ayni kokendeniz. Ilk yazismalarda Aralik ayinda gelmeyi dusunuyordum. Ama nasil oldu ise, icimizdeki hisler, sevgiler cogaldi, 27.10.01 de Turkiyede hava alaninda bulusuyoruz. Ilk isimiz nisanlanmak ABD vizesi ciktiktan sonrada ileri giden mutlu adimlarla evlenmek. Sitenize candan tessekkur ediyorum. Rumuz Kadın: Turkoc Rumuz Erkek: FALCONUSA
  11. Admin

    İnanılmaz Beraberlik

    İki ay önce can sıkıntısından bir hesap açtım ve zaman buldukça bazı kadın üyelere mesaj göndermeye çalıstım, fakat hiç bir ciddi sonuç beklemiyordum. Bende (kadın) üç ay önce bir hesap açtım ve beklemeye başladım çünkü kadın olduğum için erkeklere mesaj yazmayı uygun görmüyordum. Ayrıca belirtmek isterimki bu isimsiz email sistemi bir harika, korkmadan mesaj gönderebiliyorsunuz. Her neyse yeniden benim yani erkek, bir gün mesaj attığım kadınların birisi bana cevap verdi ve biribirimize günde altı yedi defa mesaj atmaya ve kendimizi anlatmaya baslamıştık. Biribirimizi hiç göremeden bu iki ay sürdü. En sonunda resimlerimizi göndermeye karar verdik ve dediğimizi yaptık. ikimizde biribirimizi begenmiştik. Ben (erkek) Diyarbakırda oturuyordum, o (kadın) ise istanbuldaydı. Bir gün istanbula seni ziyarete geleceğim dedim ve atladım otobüse istanbula gittim. istanbulda okuduğum için istanbulu iyi biliyordum. Hayatımın en güzel gününü geçirdim ve oda öyle olduğunu söyledi. Gerçektende belkide bu tur bir ilişkinin güzelliği herkes elinden geldiği kadar alçakgönüllü oluyor. Her neyse istanbula taşındım ve kasımın 15 de evleniyoruz... Dilerim aradığınızı bulursunuz... Rumuz Erkek: abrakadabra Rumuz Kadın: sevgi
  12. Arkadaşlık servisimiz aracılığı ile arkadaş, eş bulduysanız ve öykünüzü bizimle paylaşmak istiyorsanız bize [email protected] gönderin burada yayınlayalım... Öykünüzü nasıl anlatmalısınız: Öykünüzü isim vermeden yazınız..! Kullanıcı (Rumuz) isimlerinizi eklerseniz insanlar sizi tanır..! Mekan ve Adres isimleri vermeyiniz (Veya sahte isim veya genel isim vererek yazabilirsiniz: İlker Cafe yerine Cafe koyunuz) Nasıl başladığını yazınız (ilişkinin veya öykünün)..! İlişkinin nasıl geliştiğini yazınız..! İlişkiyi ilerletmek için (sizin veya diğer tarafın) yaptığınız hareketler ve davranışları yazınız..! Korkularınızı ve umutlarınızı yazınız (sizin ve karşı tarafın - beraber yazıyorsanız)..! Sonrası için ne düşünüyorsunuz..? Aklınıza gelen diğer konular..! Böylece diğer insanlara umut vermiş oluruz... Sevgiler Turkish-Media.Com Arkadaşlık Servisi Takımı
  13. Lütfen aşağıdaki linke tıklayarak arama motoru bölümüne geçerek sitenizi uygun dizine ekleyiniz... https://www.arrama.com
  14. En önce yavaş başlayın çünkü diğer tarafta bulduğunuz kişi size söyelediği tarz biri olmayabilir. Önce email sistemini kullanmaya özen gösteriniz. Bir başkasına e-mail gönderirken lütfen dikkatli olunuz. Kendinizle iligili bilgileri hemen vermeyiniz. Karşıdaki kişiyi sitenin yardımı ile tanımaya çalışın. Kesinlikle bu kişi ile herhangi bir gizli ilişkiye girmeyiniz. Herhangi bir kişinin sizi rahatsız etmesi durumunda siteyi haberdar ediniz veya üyeliğinizi iptal edip yeni bir kullanıcı adı ile yeni bir hesap açınız. Kendi bilgilerinizi bir baskaşına vermek yapacağınız en son iş olmalı. Yani emin olmadan gizli bilgilerinizi kesinlikle açıklamayınız. Eğer ilişkinizi bir ileri dereceye taşımak istiyorsanız, lütfen fotoğraf talebinde bulununuz. Fotoğraf size biraz olsun kişi hakkında bilgi verecektir. Daha ileri gitmek istiyorsanız, lütfen telefon görüşmesi yapınız. Bu size kişi hakkında biraz daha geniş bilgi verecektir. Kendinizi hazır hissetmeden ve her şeyi detaylı olarak düşünmeden buluşmayınız. ilk buluşma yerini dikkatlice seçiniz. Kırmızı bayrağa dikkat edin. Bununla ne demek istedik karşıdakinin sizi kontrol etmesine veya fiziksel olarak bir şey yapması kırmızı bayrak olarak adlandırılır. Veya kendisi hakkında doğru olmayan beyanlarda bulunması (Yaş, görünüş v.b.) Mutlaka ve mutlaka buluşmak için güvenli bir ortam seçiniz. Bu öneriler içinde en önemli olanıdır. Son olarak eğer bir şeyi yapmakta tereddüt ediyorsan, orayı hemen terk et ve düşündükten sonra tekrar deneme imkanın olduğunu hiç bir zaman unutma..
  15. ›› Arkadaşlık servisini kullanmak tamamen ücretsizdir. ›› Hesap açmak için kredi kartına veya başka bir karta ihtiyacınız yoktur. ›› Sistemi kullanabilmek için sadece bir e-posta hesabına ihtiyacınız olacaktır. ›› Servis tamamen gizlilik üzerine kurulmuştur. ›› Siz vermediğiniz sürece hiç kimse sizin bilgilerinize ulaşamaz (eposta dahil). ›› İstediğiniz zaman hesabınızı kapatabilirsiniz. ›› Hesabınıza resim, ses, görüntü ekleyebilirsiniz (ücretsiz) ›› Resim, görüntü ve video klipler eklenmeden önce editörler tarafından kontrol edilirler. ›› Kullanıcılar mesaj gönderebilmek için, en az bir tane ilan postalamak zorundadırlar. ›› İlanların sona eriş tarihleri belli olduğundan kullanılmayan ilanlar otomatik olarak listeden silinir. ›› Hoşunuza giden profilleri daha sonra incelemek için favorilerinize ekleyebilirsiniz ›› Çöpçatan ajanı oluşturarak yeni eklenen profilleri size haber vermemizi sağlayabilirsiniz. ›› Yardım bölümü yardıma ihtiyacınız olduğunda hemen yanıbaşınızda duruyor olacaktır. ›› Arama yapmak istediğinizde size basitten karmaşık (derin) aramaya kadar seçenekler sunulacaktır. ›› Postalanan ilanları önce editörler kontrol ettiğinden, hoş olmayan ilanlar görmeyeceksiniz. ›› Gözden kaçan, kötü görünen ilanlar için lütfen ilanların yan tarafında bulunan "Yönetimi Uyar!" linkine tıklayarak o ilanı silmemize yardımcı olunuz. ›› Lütfen şunu hiç aklınızdan çıkarmayınız: Her yerde kötü niyetli insan bulabilirsiniz. Bu kayıt yaptıran kişiler içinde geçerlidir. Özel mesajlar özel olduğu için biz kesinlikle kontrol etmiyoruz. Bu nedenle size özel mesaj yolu ile kötü söz ve kötü istek gönderen kişileri hemen bize bildiriniz. Bize bu kişileri bildirirken lütfen aldığınız mesajı gönderiniz. Bu kişilerin sisteme girişlerinin yasaklanacağından emin olabilirsiniz. ›› Eğer hala ikna olmadıysanız, bize e-posta ile ikna olmadığınız konuyu bildirirseniz seviniriz. Biz elimizden gelenin en iyisini yapmaya kararlıyız. ›› İyi eğlenceler Arkadaşlık Servisine Gider
  16. Size arkadaş bölümünde yapılan hatalar ve bunların neden hata olduğunu belirten açıklamalar sunacağız... 100 kelime ile ne anlatılır. Tanışınca anlatırım. Sex yapan kadın/erkek arıyorum. Böyle şeyleri pek sevmem ama bir deneyeyim dedim Evlenecek birisini arıyorum. Bir yıldır yazıyorum kimse yanıt vermiyor. İşte e-postam beni arayın. Arkadaş arıyorum. Ben kendimi anlatamam ama tanıyınca kim olduğumu anlarsın Her gün bu liste yenilenecektir.... ---- (100 kelime ile ne anlatılır.) Önce nelerden hoşlandığınla başla, daha sonra karşıdakinde ne aradığınla devam et. Eğer yerin kalırsa kişiliğin ve kendinle ilgili küçük özellikleri anlat deriz. Bazan bir espiri iyi gider anladınız heralde karşıdakine ne kadar sıcak ve içten olduğunuz gösterin ---- (Tanışınca anlatırım.) Tanışırsanız tabiiiiiiiii ---- (Sex yapan kadın/erkek arıyorum) yanlış yerde tezgah açmışsın deriz.. ---- (Böyle şeyleri pek sevmem ama bir deneyeyim dedim) Karşıdaki aptal değil, yanlız olduğunuz için buradasınız. Arkadaş bulmanın en etkin yolu kendinizi doğru göstermenizden geçer. Ama çok da değil yani ---- (Evlenecek birisini arıyorum) Herkes onu arıyor. Önce tanışmayı ön planda tutarsanız kimseyi daha ilk okumada korkutmazsınız ---- (Bir yıldır yazıyorum kimse yanıt vermiyor) Böyle söyleyenlerin çoğunun profil ilanları boştur. İlanını dolu dolu postalayan herkese yeteri kadar mesaj gidiyor nereden biliyoruz istatistiklerden. Bu nedenle önce kendinize bakın profilinizi dolu dolu yazın daha sonra yakının ---- (İşte E-postam hadi beni arayın) İnsanların yüzde 99 bu iş gizli yapıldığı için rahat oluyorlar. E-postanızı veriyorsanız bu işten pek anlamıyorsunuz demektir. ---- (Arkadaş arıyorum) Hadi ya bizde satın alacak gemi aradığını sandık. --- (Ben kendimi anlatamam ama tanıyınca kim olduğumu anlarsın) Oraya gelirsek sorarım ama biraz çok beklersin İyi şanslar
  17. Gördüğünüz gibi yeni bir yüz ve geliştirilmiş özelliklerle yeniden karşınızdayız. Bu forumu çok seveceksiniz. Kontrol, kolaylık, hız, yan hizmetler ve v.b. özellikler gelişimin ana noktalarını oluşturuyor. Biz herzaman olduğu gibi her konuda yazabilirsiniz. Önerilere her zaman açığız.
  18. Oyunlarla ilgili aklınıza gelen herşeyi burada tartışabilir ve bilgi edinebilirsiniz... Admin
  19. Merhaba, Yemek tarifleri forum sayfalarını hizmete sokmuş bulunmaktayız. Burayı yemek tarifleri bölümünde eksik olan bilgiler veya aklınıza takılanlara yanıt bulacağınız bir yer olarak tasarladık. Üye olabilir bildiklerinizi paylaşabilir veya diğer insanlara yardımcı olabilirsiniz. Afiyet Olsun ve Kolay Gelsin... Admin
  20. Lycos la iligili herhangi bir bilgim yok... phpbb nin herşeyini FTP kullanarak değiştirebilirsin (Görünümünü)... Bunun dışında bir şey gelmiyor aklıma... Admin
  21. Merhaba, Ne Tür Bir Yardıma İhtiyacın Var? Admin
  22. Teşekkür mektubu görüşmeden sonra yazıldığı için, iş yerinden ve sizin isteklerinize uygunluğundan bahsedebileceğiniz daha kişisel bir mektuptur. Görüşme esnasında, görüşmecinin değerlerini ve nelere önem verdiğini iyi dinlemeli ve bunları teşekkür mektubunuzda belirtmelisiniz. Etkili bir teşekkür mektubu sayesinde olumlu bir izlenim bırakır ve işe başvuran diğer kişilerden kendinizi farklı kılabilirsiniz. TEŞEKKÜR MEKTUBU YAZMA İPUÇLARI Teşekkür mektubunda edindiğiniz pozitif izlenimlerden bahsedin. Görüşme sırasında bahsedemediğiniz, pozisyon için uygun olduğunu düşündüğünüz özelliklerinizden bahsedin. Pozisyonun gerekliliklerini ve şirketin yapısını iyi anladığınızı ve o şirket için katma değer yaratabileceğinizi vurgulayın. Kendi hedeflerinizin şirket hedefleri ile olan paralelliğinden bahsedin. Görüşmenin yapıldığı atmosferi teşekkür mektubunuza yansıtın. Çok formal bir görüşmenin ardından informal bir teşekkür mektubu yazmak uygun olmayabilir. Teşekkür mektubunu görüşmeden sonra 48 saat içinde yollayın. Teşekkür mektubunun profesyonel gözükmesi çok önemlidir. Özgeçmişinizi bastığınız kağıtla aynı cins kağıda basın ve göndermeden önce kontrol edin. Eğer aynı şirkette birden fazla kişiyle görüştüyseniz, her görüşmeciye ayrı bir teşekkür mektubu yollayın. Görüşmede konuşulan konulardan, niteliklerinizden ve pozisyona olan ilginizden bahsedin. Pozisyonla daha fazla ilgilenmiyorsanız bile kibar ve pozitif bir teşekkür mektubu, gelecek için kapıları açık tutar. Teşekkür Mektubu kısa olmalıdır. Ana konuları tekrar vurgulayın ve görüşmeciye yardımları için teşekkür edin. Karşı taraftan bir cevap beklediğinizi, gerektiği takdirde daha fazla bilgi vermek için hazır olduğunuzu belirtin. Kaynak: NTVMSNBC Admin http://www.turkish-media.com/kariyer/
  23. FAZLA GÖRÜŞME GÖZ ÇIKARMAZ! ‘İş Görüşmesinde Nasıl Başarılı Olabilirsiniz ?’ araştırmasının ilk sorusu son bir yılda gidilen iş görüşmesi sayısını doğruluyor. Katılımcıların yarısından fazlası, bugüne kadar birle beş arasında iş görüşmesi yaptığını söylüyor. İş görüşmesine hiç gitmeyenlerin oranı ise yüzde 12.69. Unilever İnsan Kaynakları Müdürü Cezmi Özkunt, “Hiç gitmedim” diyenlerin hepsinin halen çalışmakta olan, bu tip bir arayış içinde olmayan kişiler olduğunu düşünüyor. Özkunt, “Eğer durum hakikaten böyle ise çalışanların yalnızca yüzde 13’ünün işinden memnun olduğunu, değiştirmeyi düşünmediğini veya yaşından dolayı bunu istemediğini söyleyebiliriz. Geriye kalan yüzde 87’lik oran da bu arayışın, gerek iş gerekse arzu edilen iş arayışının ne kadar büyük boyutta olduğunu gösteriyor” diyor. Sabancı Holding İnsan Kaynakları Daire Başkanı ve aynı zamanda Peryön Başkanı Rıdvan Yirmibeşoğlu ise ekonomik belirsizliğin devam ettiği dönem olmasına rağmen anket sonuçlarının geçtiğimiz yıl iş görüşmesine davet edilen kişi sayısının beklenenin üzerinde olduğunu gösterdiğini düşünüyor. Yirmibeşoğlu, katılımcıların üçte birinin beşten fazla iş görüşmesine giderken iş görüşmesine gitmeyenlerin oranının yüzde 13’te kaldığına dikkat çekiyor ve şöyle diyor: “Bu rakamlar bize 2002’de eskisi kadar olmasa da yoğun bir iş görüşmesi trafiğinin yaşandığını gösteriyor.” ASIL HAZIRLIK KENDİNİ TANIMAK “İş görüşmesine gitmek için mutlaka iş arıyor olmak gerekmiyor. Yeni mezunlar ya da halen çalışmakta olanlar kendilerine benchmark aldıkları kuruluşları tanımak, o gün için olmasa da gelecekteki ilişki ağlarını zenginleştirmek için amaçlı ve bilinçli temaslar kurmak yönünde teşvik edilmeli.” — CAN BI Borusan Holding İnsan Kaynakları Direktörü Araştırmanın ikinci sorusunda katılımcıların görüşmeye gitmeden önce nasıl hazırlandıklarını sorguluyor. Bin 734 kişiden 619’u başvurduğu şirket hakkında ön araştırma yaptığını söylerken, 214 kişi hazırlık yapmadığını belirtti. Finansbank İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hamdi Aydın, verilen yanıtları pratikte yaşananlarla pek bağdaştıramadığını ifade ediyor. Aydın “Genelde yanıtlar hazırlık yapıldığına yönelik. Ama pratikte insanların iş görüşmesine çok hazırlıklı gelmediklerini görüyoruz. Şirketi veya pozisyonu görüşme öncesinde araştırma gereği duyan bugüne kadar çok nadir insan gördüm” diyor. Aydın’ın düşüncelerine destek verenlerden biri de Rıdvan Yirmibeşoğlu: “Katılımcıların yüzde 57’si pozisyon ve şirket hakkında hazırlık yaptığını söylüyor. Bu oran, ankete katılanların oldukça genç oldukları düşünüldüğünde bizim yaşam tecrübelerimizle büyük ölçüde çelişiyor. Özellikle 23-30 yaş grubunda sözü edilen iş görüşmesi öncesi hazırlığı yapan kişilerin sayısının çok az olduğunu gözlemliyoruz.” Cezmi Özkunt ise katılımcıların yaklaşık yüzde 82’sinin süreç, pozisyon ve şirket hakkında az veya çok bilgi edinerek gitmesinin iletişim ve internet çağının sevindirici bir sonucu olduğu görüşünde. Can Bi’ye göre, kişi öncelikle kendini tanımaya vakit ayırmalı: Ne gibi özgün başarı öyküleri oldu? Nerede kişisel farklılık yarattı? Hangi sorunlarla karşılaştı ve nasıl çözümledi? BU İŞ İÇİN UYGUNDUM AMA... “Adaylar görüşecekleri şirket ve pozisyonla ilgili ön araştırma yapmalı. Basından ya da şirketlerin web sayfalarından yararlanabilirler. İş görüşmesine giderken dış görünüş ve giyime de dikkat edilmesi gerek. Abartıdan uzak, profesyonel bir görünüm, görüşmeyi yapanı pozitif olarak etkileyecektir.” — MÜGE YALÇIN Ernst&Young Yönetici Seçme ve Değerlendirme Müdürü Araştırmanın üçüncü sorusunda iş için uygun olduğundan emin olan kişinin neden reddedildiği sorgulanıyor. Katılımcıların büyük bölümü, gerekçe olarak deneyim eksikliğini öne sürüyor. Yüzde 20’si ise kabul edilmemelerini kendilerinin dışındaki etkenlere bağlıyor. Cezmi Özkunt, adayların diğer kişilerin kendilerinden daha iyi olduğu yönündeki yüzde 5.42’lik oranı çok ilginç bulduğunu söylüyor: “Aslında mülakat sonucunda en iyi seçilir ve diğer adaylar bu seçilene göre daha az iyidirler. Bunu yalnızca yüzde 5.2’nin kabul etmesi de bu konuda olgunluk açısından daha gidilmesi gereken çok yol olduğunu gösteriyor” diyor. Hamdi Aydın’ın reddedilen adayların ruh haline dair gözlemleri şöyle: “Kişiler genellikle işe kabul edilmediklerinde, dışsal nedenleri öne sürmeyi tercih ediyor. Görüşmecinin yeterli olmaması, kişiyi anlamaması, kendisini refere edecek bir kişinin bulunamaması gibi... Nedense kimse kendinde kusur aramak istemiyor. Dolayısıyla, dışsal etkenlerin yüzde 20 olması gerçekle pek örtüşmüyor.” Yirmibeşoğlu ise yüzde 7,97’lik ‘Bu iş için uygundum ama ilandaki iş tanımıyla görüşmede belirtilen özellikler örtüşmüyordu’ yanıtını şöyle değerlendiriyor: “İş arayanlar başvurularını yaparken iş ilanlarını tam olarak okumuyorlar veya ilandaki iş tanımını farklı yorumluyorlar. Örneğin verilen ilanda açıkça belirtildiği halde görüşmede adaylardan ‘Görev yerinin İzmir olduğunu bilmiyordum, bilseydim gelmezdim sözünü işittiğimiz oluyor. Bu ve benzeri durumlar insan kaynakları profesyonellerini işe alımlarda çok yoruyor ve oyalıyor.” ÜCRET KONUŞMAK İSTEMİYORLAR İş görüşmesinde sizi en çok rahatsız eden soru nedir?” sorusuna yanıt olarak 335 kişi “Ücret beklentiniz nedir?” şıkkını işaretledi. Bu durum, adayların görüşmede en çok ücretle ilgili beklentilerinin sorulmasından rahatsız olduklarını ortaya koyuyor. Can Bi, soruyu soranlara şu öneride bulunuyor: “O soruyu neden sorduklarını adaya baştan anlatırlarsa, görüşmenin verimliliği artıyor, karşılıklı güven oluşuyor. Örneğin ücret talebini sorarken, biz ‘Beklentinizle şirketin imkanları daha baştan birbirine uyuyor mu, onu öğrenmek istiyoruz yoksa sizinle pazarlık yapmak için bu soruyu sormuyoruz’ diyoruz.” Müge Yalçın’ın bu konudaki görüşleri ise şöyle: “Adayların ücret beklentisinin sorulmasından hoşlanmamaları biraz da şirketin o pozisyon için öngördüğü bütçeyi tahmin edememelerinden kaynaklanıyor. Yüksek söyleyip işi kaçırmak ya da az söyleyip şirketin öngördüğü maaşın altında bir ücreti kabullenmekten çekiniyorlar. Bir başka hoşlanılmayan soru da ‘Bu işe neden başvurdunuz?’ sorusu. Bu soruyla adayın kendisini hangi yetkinlikleriyle bu pozisyona uygun gördüğünü anlamak isteriz. Yine pek hoşlanılmayan; ‘En son işinizden neden ayrıldınız?’ sorusunu da sıklıkla sorarız. Adayın eski işiyle ilgili verdiği tepkiler, adayı daha iyi tanımamıza yardımcı olur.” Hamdi Aydın ‘En son işinizden neden ayrıldınız?’ sorusu çok çabuk geçiştiriliyorsa, genelde ‘altından bir şey’ çıktığını belirtiyor. Yirmibeşoğlu’na göre, ‘rahatsız edici’ diye tanımlanan sorular bir iş görüşmesinde yöneltilmesi gereken sorular. Bunların rahatsız edici algılanmasının nedeni ise soruların içeriğinden çok nasıl veya hangi ortamda sorulduğuyla ilgili... Cezmi Özkunt, özellikle pazarlık hissi verilmesi durumunda, ücret beklentisi sorusunun rahatsız verici olduğuna katılıyor. Özkunt’a göre , kurumsallaşmış şirketlerde bu sorun yaşanmıyor. Özkunt, “Burada yetkinlik temelli tek soru ‘zor bir görev’ ile ilgili olan ve rahatsızlık oranı yüzde 7. Sorun da muhtemelen böyle bir örneği hiç düşünmemiş olmak. Bu da genelde yaptıklarımızın farkında olmadan zaman geçirdiğimizi göstermekte. ‘Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?’ tamamen varsayımsal bir soru ve yanıtı mülakat yapana hiçbir şey anlatmaz. Oranın yüzde 12 olması az sorulduğunu gösteriyor, bu da sevindirici bir sonuç.” KOLAY DEĞİL AMA DOĞAL OLUN! İş görüşmesini uzun bir yolculukta uğranılan bir durak olarak nitelendiren Can Bi, iş arayanlara uzun soluklu bir kariyer öncesinde küçük savaşları değil, büyük savaşları kazanmak için mücadele etmelerini öneriyor ve ekliyor: “Rol yapmak veya kendisi gibi olmamak, olsa olsa kısa mesafe koşusunu kazandırır. Oysa başarılı profesyoneller maraton koşmayı becerenlerden çıkar.” Ankette iş görüşmelerinde doğal olmanın gerekli olup olmadığı da soruldu. Katılımcıların yüzde 58’i, “Kesinlikle doğal olmak gerektiğine inanıyorum” derken yüzde 36’sı atmosfere göre davranacağını, yüzde 6’sı ise gerekirse rol yapabileceğini belirtti. Rıdvan Yirmibeşoğlu da iş görüşmesinde doğallık sorusuna verilen toplam yüzde 42’lik ‘Duruma göre hareket ederim ve rol yapabilirim’ yanıtlarının yaygın bir hataya işaret ettiğini söylüyor. Hamdi Aydın ise yüzde 6’lık oranın gerçekte biraz daha yüksek olduğunu düşünüyor. Görüşmelerde rol yapmanın, pek de iyi bir sonuç vermeyeceğini söyleyen Müge Yalçın ise, aynı kişiyle bir pozisyon için en az dört beş mülakat yapıldığı, dolayısıyla rol yapma yeteneği ne kadar üstün olursa olsun, kişinin açık vereceği uyarısında bulunuyor. Cezmi Özkunt, insan değerlendirmenin stratejik ve çok da kolay olmayan bir iş olduğunu, var olan tekniklerin uygulamasının yine kişilere bağlı olduğunu belirtiyor. Özkunt “Yüzde 88’lik ‘emin olmama’ ve ‘hayır’ oranının söylediği şey, sonucu kabullenememenin dışında, iş görüşmelerinin uygulama kalitesinin yükseltilmesi, adaya yansıtılması konusunda insan kaynakları çalışanlarının gidecekleri daha çok yolun olduğunu gösteriyor” diyor. Can Bi ise “Mülakat bir bulmaca çözme oyunu ya da bilek güreşi değil ki! İş görüşmesinin amacı şeffaf ve dürüst bir metodolojiyle doğru insanı bulmak olmalı” diye belirtiyor görüşlerini. Müge Yalçın’a göre, iş görüşmelerinde görüşmeyi yapan kişinin yetkinliği çok önemli. Yalçın, “İş görüşmesini yapan kişinin bir başka sorumluluğu da adaya şirket ve pozisyon hakkında detaylı bilgi vermektir. Çünkü iş görüşmesinde sadece görüşmeyi yapan adayı değerlendirmez, aday da işe başvurduğu şirketi ve şirket kültürünü, görüşme yaptığı kişiyi baz olarak değerlendirir.” diyor. Kaynak: NTVMSNBC Admin http://www.turkish-media.com/kariyer/
  24. Referans mektubu yazma Psikolojide, gelecekteki performansın en iyi kanıtının geçmiş performans olduğu düşüncesi oldukça yaygındır. Şirketler, eleman alımı sırasında karşılıklı görüşmelerin ve testlerin tamamlanmasını takiben genellikle adaydan referans mektubu sunmasını isterler. Bunun altında yatan esas neden, adayın görüşmeler sırasında aktardığı bilgilerin doğruluğunu test etmektir. Psikolojide, gelecekteki performansın en iyi kanıtının geçmiş performans olduğu düşüncesi oldukça yaygındır. Şirketler adayın geçmiş tecrübelerini kendisinden dinlerken, bu tecrübeler sırasında gerçekleştirilmiş çalışmanın “kalite”si hakkındaki bilgiyi üçüncü kişilerden edinmeyi tercih ederler. REFERANS MEKTUPLARI NE YARAR SAĞLAR? Referans mektubunu yazacak kişi için de, mektubun iletileceği kişi için de zamandan tasarruf sağlar. Yeni işverenin referans verecek kişiye ulaşamaması riskini ortadan kaldırır. Yazılı bir belge olduğu için, ihtiyaç duyulduğunda geri dönülüp tekrar incelenebilir. Referansı verenin değineceği konuları kendi ağzından en doğru şekliyle yansıtır. Hakkında referans mektubu yazılan kişi, kendisi ile ilgili yazılanlardan haberdar olur. KİMLERDEN REFERANS MEKTUBU İSTENMELİ? İş tecrübesi olan adaylar referans mektuplarını önceden çalıştıkları şirketlerde birebir kontakta bulundukları kişilerden rica etmelidirler. Yeni mezun adaylar için ise durum biraz farklıdır. Bu adaylar referans mektuplarını üniversitede ders aldıkları hatta birlikte proje, tez çalışması yaptıkları profesörlerden alabilirler. Staj tecrübesi olan yeni mezunlar ise iş tecrübesi olan adaylar gibi birlikte çalıştıkları kişilerden referans mektubu alabilirler. Ancak her şeyden önemlisi referans mektubu istenecek kişinin öncelikle; hakkında referans verilecek kişi ile bire bir çalışmış, o kişiyi iyi tanıyan ve özelliklerini bilen, o kişi ile arasında olumlu ve sıcak bir ilişkisi olan, mektubun gönderileceği kişi ya da kurumca sözüne güvenilebilecek bir kişi olmasıdır. Araştırmalar referans mektuplarının çoğunun pozitif olduğunu göstermiştir. Bunun nedeni adayın kendisine referans olacak kişileri kendisinin seçmesidir. Yıllarca size bağlı çalışmış bir kişi işinden ayrılıyor ve sizden onun hakkında iş görüşmeleri yaptığı şirkete sunmak amacıyla bir referans mektubu yazmanızı rica ediyor. Bu mektubu yazarken yer vermeniz gereken konular burada. REFERANS MEKTUBU İSTEME İPUÇLARI Sizi iyi tanıdığınıza inandığınız, hakkınızda olumlu şeyler düşünen kişilerden referans mektubu isteyin. Bu mektup sayesinde, kendisinin, ileriki tarihlerde, uygun olduğu ya da olmadığı zamanlarda, yeni işveren tarafından referans kontrolleri için vaktinin alınmayacağı avantajını vurgulayın. Mektubu yazacak olan kişiye; eğitim bilgilerinizi, iş tecrübelerinizi, varsa aldığınız ödülleri ya da kazandığınız başarıları içeren bir özgeçmişinizi hazırlayıp verin. Bu bilgiler mektubu yazan kişiye kolaylık sağlayacaktır. Mektubun aceleye getirilmemesi için, mektubu yazacak kişiye ihtiyacı olan zamanı verin. Çalıştığınız işyerinden ayrılırken, ileride referanslarına başvurabileceğinizi düşündüğünüz kişilerden referans mektubu isteyin. Böylelikle bu kişilerin yazacakları referans mektubunda; çalışma alışkanlıklarınızı, kişisel özelliklerinizi, iş yerindeki başarılarınızı unutmadan referans mektubunuzu yazmalarını sağlamış olursunuz. REFERANS MEKTUBU YAZMA İPUÇLARI Öncelikle; hakkında tam ve doğru bilgi sahibi olmadığınızı düşündüğünüz ya da başka iş yerlerine tavsiye etmek istemediğiniz kişiler için referans mektubu yazmayın. Referans mektubu yazmamak, sıradan bir referans mektubunu inanmadan yazmaktan daha iyidir. Referans mektubunda, hakkında referans verdiğiniz kişi ile aranızda ne tür bir iş ilişkisi olduğunu, hangi tarihler arasında şirketinizde çalıştığını ve unvanını açık bir şekilde belirtin. Bu kişinin görev yaptığı pozisyonda üstlendiği sorumluluklardan detaylı bir şekilde bahsedin. Şirketinizde çalıştığı süre boyunca gösterdiği gelişimden ve şirkete katkılarından bahsedin. Bu kişinin kişilik özelliklerine görevi ile bağlantılı olarak yer verin. Kendisine referans olduğunuz kişinin şirketinizden ne sebeple ayrıldığını belirtin. Son olarak kendisinin ne seviyedeki pozisyonlarda daha başarılı olacağını açıkça belirtin. Sizinle gerektiğinde iletişim kurulabilmesi için iletişim bilgilerinizi ekleyin. Kaynak: NTVMSNBC Admin http://www.turkish-media.com/kariyer/
  25. İstifa mektubu yazma İstifa etmek aslında kariyeriniz ve kendi gelişiminiz için yeni bir başlangıç olabilir. Günümüzde iş değiştirme profesyonel iş yaşantısının rutin ve değişmez bir gerçeği olarak yer almaktadır. Eskiden var olan çok uzun yıllar bir şirkette çalışmanın yerini belirli bir şirkette deneyim ve bilgi kazanarak, edinilen bilgi ve deneyimin yeni kültürlere aktarılması almaktadır. Tüm bunları düşündüğünüzde istifa etmek aslında kariyeriniz ve kendi gelişiminiz için yeni bir başlangıç olabilir. Böyle bir değişimi düşünmenizin sebebi mevcut pozisyonunuzun istediğiniz gelişim ortamın sunmaması olabilir. Fakat profesyonel gelişiminizde oldukça etkili olan şirketinizden ayrılmak oldukça zor ve hassas bir karar olacaktır. İstifa mektubunuzu bu nedenle eski şirketinizde edindiğiniz deneyimi yansıtan bir yapıda yazmanız uygun olacaktır. Ayrıldığınız işyerinizle olan bağlantınızı profesyonelce sona erdirmek daha yararlı olacaktır. Eski işyerinize daha sonra geri dönebilir ya da çalışma arkadaşlarınızın referansına ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu nedenle, bazı aksaklıklar nedeniyle ayrılıyor olsanız bile istifa mektubunuzun yaklaşımı olumlu olmalıdır. İstifa mektubunuzu yazarken: İşten ayrılma nedeninizi kısaca belirtin. (Farklı bir şirkette görev alma gibi.) Bu şirkette edindiğiniz bilgi ve deneyimden bahsedin. Çalışma arkadaşlarınıza ve yöneticinize teşekkür edin. Ayrılma tarihinizi bildirin. Ayrılmadan önce gereken sürede haber verin. Sorumluluk alanınızdaki işleri tamamladığınızdan ya da ilgili kişilere devrettiğinizden emin olun. Gelecekte gerekli durumlarda yardımcı olabileceğinizi belirtin. Kaynak: NTVMSNBC Admin http://www.turkish-media.com/kariyer/
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.