Admin

Kaynak (2006) The Fountain Çok enteresan bir film. Hugh Jackman hiç sevmediğim için film boyunca filmle cebelleştim durdum ama bir şeye karar verdim Hugh Jackman yerine başka biri bu filmi daha enteresan yapabilirmiş. Gelelim Rachel Weisz, bu kadın rol yapmak nedir o kadar iyi biliyorki güzlliğide orada saklı. Gelelim filme sevdiği kadını kurtarabilmek için epik bir zaman yolculuğuna çıkan bir adamın öyküsü. Film bilim kurgu tarzı çekilmiş. Tom yaşamın anlamını çözümlemeye çalışan bir tip çizmektedir. Tom karısının hastalığını (kanser) iyileştirebilimek için, ona iyi gelecek bir ağacın (sonsuza dek yaşamak) izini sürmektedir. Özellikle kameraların hareketlerine dikkat etmenizi isterim... Detayları size hissetirecek bir film. Bazan çok karanlık ve gereğinden fazla gizem yüklenmeye çalışan sahneler var ama gende idare eder diyorum... Boş zamanınız varsa izleyin ama yoksa çok şey kaçırdığınızı söyleyemem... Yönetmen: Darren Aronofsky Oyuncular: Hugh Jackman, Rachel Weisz, Ellen Burstyn, Ethan Suplee, Sean Patrick Thomas, Mark Margolis, Alexander Bisping, Donna Murphy, Sean Gullette A man travels through time in an epic struggle to save the woman he loves and to understand the mysteries of life in this sci-fi drama. In three parallel stories spanning a millennium, Tom (Hugh Jackman) searches for a legendary tree believed to grant eternal life in 16th-century Spain; tries to discover a cure for his wife's (Rachel Weisz) cancer as a present-day scientist; and traverses the universe as a 26th-century astronaut. Director: Darren Aronofsky Cast: Hugh Jackman, Rachel Weisz, Ellen Burstyn, Ethan Suplee, Sean Patrick Thomas, Mark Margolis, Alexander Bisping, Donna Murphy, Sean Gullette

Forumu nasıl kullanacağınızı küçük küçük videolarla anlatsak ve size bu şekilde yardımcı olsak ne dersiniz... Lütfen oylayın ve de düşüncenizide ekleyin.... Teşekkürler

Ve Marion Cotillard oskar'ı aldı ve götürdü... unutmayın listenize ekleyin...

Oscar ödülleri sahiplerini buldu Coen kardeşlerin “No Country For Old Men - İhtiyarlara Yer Yok” filmi en iyi film ve en iyi yönetmen kategorileri dahil dört dalda Oscar aldı. LOS ANGELES - Los Angeles’ta düzenlenen 80’inci Akademi Ödülleri töreninde kazananların ve ödül adaylarının tam listesi şöyle. En iyi film Kazanan - No Country For Old Men (İhtiyarlara Yer Yok) Diğer adaylar Atonement Juno Michael Clayton There Will Be Blood En iyi yönetmen Kazanan - Joel ve Ethan Coen, No Country For Old Men (İhtiyarlara Yer Yok) Diğer adaylar Julian Schnabel, The Diving Bell and the Butterfly Jason Reitman, Juno Tony Gilroy, Michael Clayton Paul Thomas Anderson, There Will Be Blood En iyi erkek oyuncu Kazanan - Daniel Day-Lewis, There Will Be Blood (Kan Dökülecek) Diğer adaylar George Clooney, Michael Clayton Johnny Depp, Sweeney Todd Tommy Lee Jones, In the Valley of Elah Viggo Mortensen, Eastern Promises En iyi kadın oyuncu Kazanan - Marion Cotillard, La Vie en Rose (Kaldırım Serçesi) Diğer adaylar Cate Blanchett, Elizabeth: The Golden Age Julie Christie, Away from Her Laura Linney, The Savages Ellen Page, Juno En iyi yardımcı kadın oyuncu Kazanan - Tilda Swinton, Michael Clayton Diğer adaylar Cate Blanchett, I’m Not There Ruby Dee, American Gangster Saoirse Ronan, Atonement Amy Ryan, Gone Baby Gone En iyi yardımcı erkek oyuncu Kazanan - Javier Bardem, No Country For Old Men Diğer adaylar Casey Affleck, The Assassination of Jesse James... Philip Seymour Hoffman, Charlie Wilson’s War Hal Holbrook, Into the Wild Tom Wilkinson, Michael Clayton En iyi yabancı film Kazanan - The Counterfeiters (Kalpazanlar) - Avusturya Diğer adaylar Beaufort (İsrail) Katyn (Polonya) Mongol (Kazakistan) 12 (Rusya) En iyi animasyon film Kazanan - Ratatouille Diğer adaylar Persepolis Surf’s Up En iyi uyarlama senaryo Kazanan - No Country For Old Men (İhtiyarlara Yer Yok) ile Joel ve Ethan Coen Diğer adaylar Atonement Away from Her The Diving Bell and the Butterfly There Will Be Blood En iyi özgün senaryo Kazanan - Juno Diğer adaylar Lars and the Real Girl Michael Clayton Ratatouille The Savages En iyi film müziği Kazanan - Atonement Diğer adaylar The Kite Runner Michael Clayton Ratatouille 3:10 to Yuma En iyi film şarkısı Kazanan - Falling Slowly - Once (söyleyenler Glen Hansard ve Marketa Irglova) Diğer adaylar Happy Working Song - Enchanted (söyleyen Amy Adams) Raise It Up - August Rush (söyleyenler Jamia Simone Nash ve Impact Repertory Theatre) So Close - Enchanted (söyleyen Jon McLaughlin) That’s How You Know - Enchanted (söyleyenler Amy Adams) En iyi belgesel film Kazanan - Taxi to the Dark Side Diğer adaylar No End in Sight Operation Homecoming: Writing the Wartime Experience Sicko War/Dance En iyi kısa belgesel Kazanan - Freeheld Diğer adaylar La Corona (The Crown) Salim Baba Sari’s Mother En iyi görsel efektler Kazanan - The Golden Compass Diğer adaylar Pirates of the Caribbean: At World’s End Transformers En iyi sinematografi Kazanan - There Will Be Blood Diğer adaylar The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford Atonement The Diving Bell and the Butterfly No Country For Old Men En iyi sanat yönetimi Kazanan - Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street Diğer adaylar American Gangster Atonement The Golden Compass There Will Be Blood En iyi animasyon kısa film Kazanan - Peter and the Wolf Diğer adaylar I Met the Walrus Madame Tutli-Putli Meme Les Pigeons Vont au Paradis (Even Pigeons Go to Heaven) My Love (Moya Lyubov) En iyi kısa film Kazanan - Le Mozart des Pickpockets Diğer adaylar At Night Il Supplente Tanghi Argentini The Tonto Woman En iyi kostüm tasarımı Kazanan - Elizabeth: The Golden Age Diğer adaylar Across the Universe Atonement La Vie en Rose Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street En iyi makyaj Kazanan - La Vie en Rose Diğer adaylar Norbit Pirates of the Caribbean: At World’s End En iyi ses miksajı Kazanan - The Bourne Ultimatum Diğer adaylar No Country For Old Men Ratatouille 3:10 to Yuma Transformers En iyi ses kurgusu Kazanan - The Bourne Ultimatum Diğer adaylar No Country For Old Men Ratatouille There Will Be Blood Transformers En iyi kurgu Kazanan - The Bourne Ultimatum Diğer adaylar The Diving Bell and the Butterfly Into the Wild No Country For Old Men There Will Be Blood

1. E-posta gönderiyorsunuz ve gönderdiğiniz kişilere bilgi vermek, veya gönderdiğiniz kişilerin e-posta adreslerini diğerlerinden saklamak istiyorsunuz ne yapacaksınız.... Türkçe: Mynet ve Hotmail görüntüleri: Öncelikle e-posta göndermek istiyorsunuz ve bir kaç kişiyede bilgi vermek istiyorsunuz: Kime: göndereceğiniz kişinin e-postası Bilgi: Bilgi göndereceğiniz kişinin e-postası E-Posta gönderdiğiniz kişilerin, e-postalarının, gönderdiğiniz kişiler tarafından görülmesini istemiyorsanız veya diğer bir deyimle onları (eposta adreslerini) saklamak (gizlemek) istiyorsanız... Kime: kendi e-postanızı giriniz Bilgi: Gizli: E-postalarını başkalarının görmesini istemediğiniz kişilerin e-postalarını buraya giriniz. Böylece e-posta gönderdiğiniz kişiler kesinlikle biribirlerinin e-postalarını göremez ve kopyalayamazlar... Bu e-posta grubu oluşturduğunuzda çok yararlıdır ve e-posta toplayanlara diğer arkadaşlarınızın e-postalarını kaptırmamış olursunuz. Yukarıdaki resimlerde size mynet ve hotmail den e-posta gönderme bölümünü gösteriyor... Eğer Bilgi ve Gizli bölümünü göremiyorsanız mutlaka bir linkle onları açmanız gerekiyor ki bu Bilgi ve Gizli alanlarını aç diye bir linkle getirilir... Ve ingilizce e-posta şablonu kullanıyorsanız bu alanlar genellikle şu şekilde etiketlenmiştir TO: kime: CC: Bilgi: BCC: Gizli: To: Kime : E-posta göndereceğiniz kişinin e-postası CC: Bilgi: Göndereceğiniz e-postayı bilgi olarak gönderdiğiniz kişinin e-postası BCC: Gizli: E-posta göndermek istediğiniz ve e-postalarını başkalarının görmesini istemediğiniz kişilerin e-postaları buraya...

Ben olduğum durumlarda kararlarımı ben olduğum için alabiliyorsam eğer, Ben olduğum durumlarda mutluluklarımı ben olduğum için yaşayabiliyorsam eğer, Ben olduğum durumlarda üzüntülerimi ben olduğum için sahiplenebiliyorsam eğer, O bahsedilen 'yakıştırmayanlar' kendi küçük dünyalarını tekrar oluşturabilir ve yeniden tekrarlayabilirler... Önemli olan benim kendi kendime olan saflığım, temizliğim ve dürüstlüğümdür (İnsan ne ise karşıdakinede onu yansıtırmış)... Saygılar

Az çok yazdıklarımdan beni tanıdıysanız özellikle küçük bütceli amatör yönetmenlerin emek verdikleri filmleri seyretmeyi çok sevdiğimi anlamışsınızdır. Bu filmde onlardan birisi içinde ismini bazı filmlerdne hatırlayacağınız aktör veya aktristler var ama olsun.... Şans eseri yan yana gelmiş iki kadının başından geçen ilginç öyküyü anlatıyor. Kocası taksi şöförü olan Hana Laszlo, kocasının kaza geçirmesi nedeni ile kendisi kocasının borcunu almak için yapacağı yolculuğu yapmaya karar vermesi ve yolda kaynananası ile tartışarak ayrılan, Rebecca (Natalie Portman) arabasına alması ile başlayan uzun ve yorucu bir öykünün filmi. Özellikle kameranın çevreye olan enteresan yaklaşımı size değişik baş döndürücü bir film sunuyor... Ama belirtmek zorundayım bu film izlenmesi zor filmlerden bir tanesi bazan sıkıcı olabiliyor veya tekrarlara giriyor ama dedim ya amatör ve düşük bütçelerle çekilmiş... Amos Gitai enteresan bir yönetmen bazan neye odaklandığını filmin sonuna doğru anlıyorsunuz... Eğer yönetmenleri yorumlamayı seviyorsanız buda benden olsun... Kaçırmayın izleyin... Yönetmen: Amos Gitai Oyuncular: Natalie Portman, Hana Laszlo, Hiam Abbass, Carmen Maura, Makram Khoury, Aki Avni, Uri Klauzner, Liron Levo, Tomer Russo, Adnan Tarabshi, Shredy Gabarin Hana Laszlo won a Cannes Best Actress award for her portrayal of Hanna, an Israeli taxi driver, in this drama. Headed to the Free Zone to collect money owed to her husband, Hanna picks up Rebecca (Natalie Portman), a frazzled American who begs to come along. But retrieving the money won't be easy; the two wind up on a strange journey with a Palestinian woman (Hiam Abbass) who reveals that Hanna's debtor has vanished, along with all of his loot. Director: Amos Gitai Cast: Natalie Portman, Hana Laszlo, Hiam Abbass, Carmen Maura, Makram Khoury, Aki Avni, Uri Klauzner, Liron Levo, Tomer Russo, Adnan Tarabshi, Shredy Gabarin

Güçlü Bir Yürek (2007) A Mighty Heart Bu filmin, film olarak ne anlama geldiğini çok düşündüm, ne anlatılmak isteniyordu veya mesajı nedir diye... Uzun düşünmelerden sonra anladığım tek şeyin, nerede olduğunuzun önemli olmadığı ve herzaman piyonlar ve siz ve içinde yaşadığınız toplum. Birşeylerden habersiz milyonlarca insan ve birşeyleri çözdüğünü sanan biz... Film Fransız bir kadın ve eşi musevi Amerikalı bir gazeteci'nin Pakistan'da kaçırılış öyküsünü konu alıyor (Ayakabı bombacısını hatırlıyorsunuzdur sanırım. İşte o bombacı hakkında bilgi toplamaya çalışıyor veya hangi örgüt olduğunu bulmaya çalışıyor). Filmin bana ilginç gelen yeri filmin kendisinden çok Amerikalıların nasıl Pakistandaki yerel polis kuvvetlerini kullandıklarını görmek oldu... Enteresan bir film izlemek ve arkasından ne izlediğinizin yorumunu yapmak güzel... Boş zamanınız varsa söylediklerimi yapmak için izleyin derim ama yoksa bir şey kaybedeceğinizi sanmıyorum... Ama eğer Angelina Jolie hayranı iseniz o başka Yönetmen: Michael Winterbottom Oyuncular: Angelina Jolie, Dan Futterman, Irfan Khan, Jillian Armenante, Denis O'Hare, Archie Panjabi, San Banarje, Azfar Ali While in Pakistan researching a story on shoe bomber Richard Reid in 2002, Wall Street Journal reporter Daniel Pearl (Dan Futterman) is suddenly kidnapped. His pregnant wife, Mariane (Angelina Jolie), displays great courage as she desperately tries to find her husband and rise above the bitterness and hatred that surrounds her. Versatile director Michael Winterbottom directs this poignant adaptation of Mariane Pearl's real-life memoir. Director: Michael Winterbottom Cast: Angelina Jolie, Dan Futterman, Irfan Khan, Jillian Armenante, Denis O'Hare, Archie Panjabi, San Banarje, Azfar Ali

Çok güzel olmuşta Larsie resimlerin altına biraz resmi anlatsanız daha da güzel olacak... Nedir? Neresidir? Neden Ünlüdür? gibi .

Sanırız alıntı yapılan site çalışmıyor bir süre bekleyelim hala çalışmıyorsa kaldırırız veya başka bir içerikle güncelleriz... Saygılar

Sevgili Suheda, Uyarı dediğimizde bunların hepsi giriyor içine (mod, askı v.b.) Bu af değil sadece kuralların içeriği değişti ve aynı kavramı farklı tanımladık... Saygılar

İngiliz yönetmen Christopher Nolan (Batman Begins) Prestij'le ilginç filmlerine bir yenisini daha eklemiş. En basit tanımla film 20 yüzyılın başlarında Londrada iki sihirbaz arsında rekabeti konu alıyor. Eğer filme dikkatle bakarsanız 2006 filmlerinden Edward Norton'un çevirdiği The Illusionist'le çok benzerlikler ve karşılaştırmalar içeriyor. İki filminde biribirine çok yakın tarihlerde yerini alması çok enteresan karşılaştırmaların söylenmesine sahne oldu. Nolan'ın filminde, Hugh Jackman (nedense filmlerinden fazlaca bir oyunculuk tadı alamıyorum) ve Christian Bale (inanılmaz bir karekter oyuncusu olacak) iki siharbazın hayatını canlandırıyorlar bunlar Robert Angier ve Alfred Bordon. Robert ve Alfred iki genç sihirbazdır, fakat aralarında çok kanlı bir rekabet vardır ve çok korkunç bir kaza Robert'ın karısının hayatına malolacak bir sonucu getirecektir. Zaman için Robert Alfred'in sihir gücünü kıskanmaya ve onu zor duruma düşürme çabası içine girecektir. Nolan'ın filmi bir çok gidiş geliş içeren enteresan beklenmedik durumları size tattıracak bir film oduğunu söyleyebilirim. Ayrıca Olivia (Scarlett Johansson) filme katkısı açısından hoş bir sürpriz olmuş. Michael Caine işte bu adam bana herzaman klass kelimesini hatırlatıyor ve gene filme o gizemli havasını veren kişi olarak karşımıza çıkıyor. Kaçırmayın mutlaka izleyin güzel bir sihir ve gizem dolu sahneler filmi diyebiliriz... Saygılar

Aslında bir kaç ay önce seyredecektim ama şansızlık bir işim çıktı ve unuttum ama yeniden sıraya girdi...

Listemde bu hafta izlemeye calisacagim... bakalim

Merhaba, İçinizden birisi (Taylan_abi) 'yeni kurallar geldi ama hala eski uyarılarımız duruyor' dedi ve bu uyarılar hakkında ne yapacağımızı sordu... Bizde düşündük taşındık ve sonunda hep birlikte (yönetim olarak) eski uyarıların hepsinin silinmesine karar verdik.... Alınmış bütün uyarılar bir gün içinde sıfırlanacaktır... Daha dikkatli olmak için ve güzel paylaşımlar yapmak için sizden en üst düzeyde yardım beklediğimizi unutmayınız... Saygılar

Üyelerimizden rasgele seçilen bir kitlenin (ve co-adminlerimizin) katkılarıyla Forum Kurallarımızı güncellemiş bulunmaktayız... Lütfen Forum Kurallarını bir defa olsun okuyunuz... http://www.turkish-media.com/forum/index.php?act=boardrules Unutmayın forum kurallarında eksik veya fazla gördüğüz yerleri bize her zaman ÖM'le bildirebilirsiniz... Daha güzel paylaşımlara doğru, diyoruz... Saygılar

Unravel

Venus as a Boy

Hunter

Bjork - Human Behaviour

Bir müzikalmi desem yoksa karanlıkta dans edebilenlerin öyküsü mü? yoksa bir trajedi mi? Gözün arkasındakileri gösterebilenlerin öyküsü, gözümün gördüğü değil benim algıladıklarım önemli diyebilenlerin öyküsü. Hiç gözünüzle algıladıklarınızın beyniniz tarafından ne kadar algılandığını düşündünüz mü? En başından başlayalım... Çekoslavakyadan (Çekoslavakya olduğu zamanda) Amerika göç etmiş bir Çekoslavak kadın, Selma (Björk) yavaş yavaş görme yeteneğini kaybediyor ve bunu böylece kabul etmiş, Ettiği gibide kalmamış o şekilde yaşamanın güzelliğini içine yansıtmış. Kendi sorunları yetmiyormuş gibi kapitalizmin yükünü ve 10 - 11 yaşlarındaki erkek çocuğunun da yükünüde taşımaktadır. Öylesine bir kadının (insanın) çevresindeki sıradan insanlara yöneltilen kamera diyebilirim. O sıradan insanların Selmayı koruması ve kollaması bir sinema epiği oluşturmuş... Ve bir akıllı yönetmen... Sizi bütün film boyunca bir korkunun içinde tutmayı başarabilen nadir yönetmenlerden birisi diyebilirim. Makinların Selmaya bir şey yapacağı korkusu sizi film boyunca terk etmiyor. Gelelim filmin iki çarpıcı sahnesinden birincisine, tren raylarının ve trenin geçtiği köprünün üstünde hayallerini canlandırması belkide gördüğüm en güzel dans sahnelerinden birisi diyebilirim. İkinci güzel sahne ise filmin başlangıcındaki animasyon... Görmüyorsun değil mi? Sorusuna ‘What is there to see’ ‘Orada görecek ne varki’ diye cevap veren Selma sizi gene etkileyecek konuşmaların başlamasına götürecek. Yönetmen: Lars von Trier Oyuncular: Björk, Catherine Deneuve, David Morse, Peter Stormare, Joel Grey, Cara Seymour, Jean-Marc Barr, Udo Kier, Zeljko Ivanek, Stellan Skarsgård Ve size "I have seen it all" - Hepsini Gördüm- fragmanı Cursed with a disease that threatens to take her sight, Selma Yeskova (Björk) struggles to raise money for an operation that could save her son from the same fate. To ease her anxiety, Selma relies on a dream life that takes the form of elaborate musical numbers. After she's accused of stealing, Selma's musical reverie helps her persevere against mounting odds. Director: Lars von Trier Cast: Björk, Catherine Deneuve, David Morse, Peter Stormare, Joel Grey, Cara Seymour, Jean-Marc Barr, Udo Kier, Zeljko Ivanek, Stellan Skarsgård Ve Björk Müzikleri: http://www.turkish-media.com/forum/index.p...howtopic=116706

Belgeseli yeni seyrettim... Enteresan değilmi en iyi demokrasi bizde diyen bir ülkenin kendi vatandaşlarına biçtiği kapitalist gömlek... Bir İlaç veya Sağlık sigorta şirketinin CEO (Şirket Müdürünün) yaptığı para neredeyse milyar dolarla ölçülürken içinde bulundukları sistem vatandaşlarına ölümü öneriyor... Aslında önümüzdeki yıllarda bir çok ülkenin başını ağrıtacak bir konu... Neden? Vahşi kapitalizm medya ağırlıklı sistemle insanları olmayan şeylere inandırmakta usta görünüyor ve bunu Michael Moorda bize çok iyi gösteriyor (Amerikalıların Canada ve Fransa'daki sistem bakış açıları gibi...) Michael Moore gene yapacağını yapmış ve bir sistemi yalanları ile ortaya koymuş... Bazı yerlerinden hoşlanmasamda güzel bir belgesel... Hoşlanmadığım yeri ise Küba'da itfaiye istasyonunu ziyaret sahnesi verdiği mesaj sağlıkla alakalı değil ama ne yapalım Micheal Moore bu... Unutmayın tipik bir Michael Moore klasiği... Saygılar ve seyredin derim..

Güzel bir animasyon daha, belki bir farenin bu kadar akıllı oluşunamı yoksa ilişki içinde olduğu insanın farenin kendinden akıllı olduğunu kabul edinişinemi takılsak... Aslında en sevdiğim sahne Ramy'i kavanoz içine koyarak ırmağa atmaya götürdüğünde, atmaktan vazgeçmiştir çünkü farenin kendisi için pişireceğine inanmıştır. Ama Ramy kavanozdan dışarı çıktığında kurtulma içgüdüsü ile kaçmaya başlamıştır ve bir süre sonra animasyon harikası işe başlamaştır ve karanlıkta bir çift göz hareket etmektedir... İşte o gözler bir anda filme sizi dahil ederek hiç görülmemiş bir güzelliğe sizi götürmeye başlayacaktır... Kaçırmayın...

Kötü İngilizce (2007) Broken English Enteresan bir film 30 yaşında bir New Yorklu kadın, Nora Wilder (Parker Posey), bütün arkadaşları mutlu bir şekilde yaşarken o aşksızlıktan neredeyse uçurumun ucuna gelmiştir taki karşısına çıkacak olanak dışı Fransız erkeği (Melvil Poupaud) ve kendini daha iyisine hazırlamış Nora'yı kendisi ile çelişkiye düşürecek zamanların başlangıcına itecektir. Kendisine gösterdiği yakınlığı ve yaşamın öteki tarafını kendi içindeki tutarsızlıklarlıyla elinden kaçırma aşamasına gelen Nora geri yakalamak için yaptığı güzel yolculuğu hiç unutmayacaksınız ve bir Fransız erkeğinin ne olduğunu Nora'nın ağzından Nora'ca dinleyeceksiniz... Çok güzel olmasada seyredin derim... Ben aşk filmlerini çok zor beğenen bir insanım. Aşk filmlerinde özellik ararım, kimsenin yapmadığını, kimsenin denemediğini görmek isterim... Rutinler ve tekrarlar beni sıkar bu filmdede bazı bölümler tekrar ve rutinler üzerine kurulmuş ama filmin sonu işte o beni sardı... Seyredin derim.. Yönetmen: Zoe R. Cassavetes Oyuncular: Parker Posey, Gena Rowlands, Justin Theroux, Josh Hamilton, Griffin Dunne, Drea de Matteo, Nadia Dajani, Lucy Gordon, Tim Guinee, Melvil Poupaud Writer-director Zoe R. Cassavetes' charming indie yarn follows 30ish New Yorker Nora Wilder (Parker Posey), a single woman in a dead-end job whose friends are all happily engaged romantically. But love seems to elude Nora -- until she meets an oddball Frenchman (played by Melvil Poupaud) who helps her discover life beyond her self-imposed boundaries. Gena Rowlands, Griffin Dunne and Drea de Matteo also star. Director: Zoe R. Cassavetes Cast: Parker Posey, Gena Rowlands, Justin Theroux, Josh Hamilton, Griffin Dunne, Drea de Matteo, Nadia Dajani, Lucy Gordon, Tim Guinee, Melvil Poupaud

Persepolis (2007) Uzun süredir bu kadar güzel bir animasyon seyretmemiştim... Bunu her Türk izlemeli diyorum... Çok akıcı ve içerik olarak dört dörtlük bir animasyon... Marjane sıradan bir çocuk olmak istiyor ama 1978 İran'ında bu biraz zor, Politik sorunlar onun o basit çocukluğuna çok büyük etki ediyor. Film Marjane'nin çocukluk yıllarının perspektifi diyebiliriz. Bir çocuğun gözüyle İran'a bakışı ve yetişkin olarak Fransa'dan İran'a dönüşü... Film Marjane Satrapi'nin kitabı üzerine kurulmuş ve Oskar'a aday gösterilmiştir. Mutlaka izleyin diyorum... Bir şeyden daha bahsetmek istiyorum çocuğun hard rock kaseti ararken başına gelenler bana Uçurtmayı Vurmasınlar filmindeki gardiyanların emirleri uygulama espirisini hatırlattı... Bazı filmler vardır amatör ruh içine işlemiştir bu filmde onlardan birisi... Holywood'un milyarlık filmlerine karşı savaşan filmlerden birisi. Öylesine sanatçının öngörüsünü ekrana aktaran ve kendi içinde değerlendirilmesi gereken bir film... Filmde kullanılan anime tekniğinin adı durağan animasyon ve bu tür animasyon filmi çekmek çok zor... Filmin amatör bir ruhla çekimi ve bu amatör ruhun içerik ve anime olarak karşımıza böyle bir film çıkarması çok çok hoş... Yönetmen: Vincent Paronnaud, Marjane Satrapi Seslendirenler: Catherine Deneuve, Danielle Darrieux, Tilly Mandelbrot, Chiara Mastroianni, Gena Rowlands, Simon Abkarian ve Kitap: Marjane (voiced by Chiara Mastroianni) just wants to be an ordinary kid, but that isn't easy in 1978 Iran. This profound animated film follows Marjane's childhood in a repressive society, her adolescence in France and return to Tehran as an adult. Based on Marjane Satrapi's autobiographical graphic novel, this Oscar nominee for Best Animated Feature Film also features the vocal talents of Catherine Deneuve and Simon Abkarian. Director: Vincent Paronnaud, Marjane Satrapi Cast: Catherine Deneuve, Danielle Darrieux, Tilly Mandelbrot, Chiara Mastroianni, Gena Rowlands, Simon Abkarian