Zıplanacak içerik

Admin

™ Admin
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Admin tarafından postalanan herşey

  1. Admin şurada bir başlık gönderdi: Yabancı Sinema
    Tibet'te Yedi Yıl (1997) Seven Years in Tibet Çok eskiden seyretmeme rağmen ve filmin çok eski olmasına rağmen, dün Dalai Lama'nın bir konuşmasını dinlerken aklıma geldi ve tekrar izledim. Avusturyalı dağcıların Hitler döneminde Tibet'te Himalayalara tırmanma ve kendi bayraklarını dikme hevesi ile başlayan ve oldukça uzun bir film olarak fakat sıkıcı olmayan bir epik yapısı ile Çinlilerin Tibeti işgali ile devam eden bir başyapıt. Her ne kadar Brad Pit rolüne görüntü olarak uymamışsada iyi oynamış diyebilirim. Film, film değerlendirmesinden çok tarih ve yaşananları anlatması açısından algınabilir bu nedenle orada neler oldu veya neler yaşandığını merak ediyorsanız ve Tibetlilerin yaşamından bir kesit görmek istiyorsanız bundan daha iyisini bulamazsınız. Kaçırmayın diyorum... Yönetmen: Jean-Jacques Annaud Oyuncular: Brad Pitt, David Thewlis, Mako Jamyang, Jetsun Pema, Lhakpa Tsamchoe, Jamyang Jamtsho Wangchuk, B.D. Wong Austrian mountaineer Heinrich Harrer (Brad Pitt) journeys to the Himalayas without his family to head an expedition in 1939. When World War II breaks out, the arrogant Harrer falls into Allied forces' hands as a prisoner of war. He escapes with a fellow detainee and makes his way to Llaso, Tibet, where he meets the 14-year-old Dalai Lama (Jamyang Jamtsho Wangchuk) -- whose friendship ultimately transforms the self-seeking Harrer. Director: Jean-Jacques Annaud Cast: Brad Pitt, David Thewlis, Mako Jamyang, Jetsun Pema, Lhakpa Tsamchoe, Jamyang Jamtsho Wangchuk, B.D. Wong
  2. Sayın üyemiz öncelikle telif haklarını dikkatle okuyunuz: http://www.turkish-media.com/forum/index.php?act=boardrules Telif haklarına uymayan hiç bir materyali kabul etmiyoruz.... Saygılar
  3. Herzamanki gibi işimi yaparken karşımda çalışan televizyonda da film seyretmeye çalışıyordum (Özgürlüğe Doğru - Into The Wild - Yönetmen Sean Penn). Birden kendimi iyice işime verdiğim bir anda, kulaklarıma şu cümleler ilişti; "I know how important it is in life not necessarily to be strong, but to feel strong, to measure yourself at least once, to find yourself at least once in the most ancient of human conditions, facing the blind, deaf stone alone with nothing to help you but your hands and your own head", acaba doğrumu anladım diye geri döndüm ve DVD'yi yavaşlatarak tekrar dinledim, evet doğru duymuştum. Şimdi hepimizin iyi anlaması için Türkçeye çevirelim, ne diyor bir bakalım; "Yaşamda güçlü olmanın gerekli olmadığını ama kendini güçlü hissetmenin ne kadar doğru olduğunu biliyorum, kendini doğru ölçebilmen için, en azından kendini bir defa antik insanın durumunda görmek, körlükle yüzleşmek, sağırlıkla tanışmak, hiç yardım almadan ve sadece kendin, ellerin ve kafan" Düşündüm acaba gene o seyrettiğim filmlerde gördüğüm sahnelerde, herkesin duygulandığı, herkesin kendini çaresiz hissettiği bir durumamı geliyorum. Bu çok yaşanan bir duygu olduğu için herkesin kendini filmdeki asinin veya güzelin yerinde görme dürtüsü olarak adlandırılabilir. Ama nedense devam edememiştim. Maddenin üzerimdeki etkisini, yaşamımdaki para değerini ve çevremin üstümdeki etkisini düşünmeye daldım. Gene öylesine hayal kuruyordum, genelde yakalardım kendimi ama bu sefer biraz uzun sürdü gibime geldi. Bazen kendimden nefret ettiğim olmuştur ama bu alıntıdaki yazı bana oldukça dokundu diyebilirim. Belkide kendi içimdeki çıkmazın, çıkış noktasını gösteriyordu. Kendimden önce yürüyemeyeciğime göre, kendimden sonrasındaki zamanı geleceğe çevirerek, yaşamak istiyorum diye haykırmak istedim. Belki kendimden başkası duymadı ama 'olsun' dedim. İki defa bağırdım, ben hep üçüncüleri en sona saklamayı seven bir insan olarak, belkide üçüncünün bir son olacağını düşünerek sonuçta geleceğin kendimi güçlü hissetmem konusunda, benden beklediklerini duyduktan sonra yapacağımı belirterek, kendi durumumu tekrar gözden geçirmeye başladım. Gözlerimle ekranda gördüğüm harfalerin yürümesi ile ellerimin klavyede bu yazıyı yazdığını fark etmem arasındaki zaman farkı beni bir anda ekrana yapıştırdı diyebilirim. Belkide ellerim, ondan arkada giden beynimden daha hızlı çalışıyordu. Bu düşündüklerimi, bu defa, unutmama izin vermek istemiyordu. Ve unutmadım... Unutmak ta istemiyorum... Kothbiro - Ayub Ogada - The Constant Gardener
  4. Hayvanlardan alınacak dersler de var. Paylaşım sitesi Liveleak'te izlenme rekoru kıran video
  5. Admin şurada cevap verdi: crazy mom başlık Yabancı Sinema
    Evet film 25 Ocak 2008 piyasa sürüldü... Ayrıca film eleştirisi veya film tanıtımı yaparken dikkat edilmesi gerekenlere dikkat etmek gerekiyor... Film kendisini anlatmaktan çok film ne anladığınızı anlatırsanız daha yararlı ve zevkli olur... Bu konuda CYRANO bir yerlerde bir şey yazmıştı onu bulursam sabitleyeceğim daha yararlı olur veya bir ara bu konuda bir başlık açarak tartışmak da yararlı olabilir...
  6. Chatmaster'ın uzun uğraşları sonucu en son sistemle donatılmış yeni sunucumuzu devreye soktuk... Bir süre daha ara ara kesinti olacak ama en büyük kesinti bölümünü atlattık... Yaptığımız yenileme Veri tabanını MYSQL 5.0 yükseltmek Diğeri ise kullandığımız back bone yazılım olan PHP 5.2 yükseltmek olmuştur... Saygılar ve güle güle kullanın
  7. Admin şurada cevap verdi: Admin başlık Yabancı Sinema
    Bütün filmi anlatsaydın
  8. Earth - Yeryüzü
  9. Admin şurada yorum gönderdi gloria'nın blog başlığı içinde şeb-i yelda...
    Yok
  10. Youtube yasağımız dünyanın dilinde New York Times Magazin’de yayınlanan makalede Türkiye’nin YouTube’a yasak koymasının ardından Türk yetkililerle Google yöneticileri arasında yaşananlar anlatıldı NEW YORK- YouTube gibi internet paylaşım sitelerine çeşitli ülkelerce konulan yasak ve sınırlamalara dikkat çekilirken, YouTube nedeniyle Türkiye ile Google arasında yaşanan soruna vurgu yapıldı. New York Times gazetesince yayınlanan geniş bir makalede anlaşmazlığın Google yöneticileri arasında yol açtığı tartışma ve görüş ayrılıkları aktarılıyor ve Google’nin üst düzey yöneticilerinden Nicole Wong’un bir gece evinde 67 farklı Türk videosuna baktığı belirtiliyor. New York Times Magazine tarafından George Washington Üniversitesi Hukuk Profesörü Jeffrey Rosen imzasıyla yayınlanan çok geniş bir makalede Türkiye’nin YouTube’ye yasak koyması, YouTube’nin operatörü Google için yarattığı sorun ve şirketin üst düzey yöneticilerinin buna tepkileri ve aralarında yaşanan tartışmalar uzun uzun anlatılıyor. Geçen yılın Mart ayında Google’nin üst düzey yöneticilerinden Nicole Wong’a Türkiye’deki YouTube aktivitesininin aniden düştüğü, basının da Türk hükümetinin tüm Türk internet kullanıcılarının YouTube’ye erişimini bloke ettiği bildirildiği kaydedilen makalede YouTube’nin, Google’ye ait olduğu “bilmediği gibi görünenö Türk yetkililerinin duruma ilişkin Google’ye bilgi vermediği belirtildi. YouTube’ye erişimin, Yunan futbol taraftarlarınca postalanan bir klipte Atatürk’e hakaret edildiği gerekçesiyle bir Türk yargıcının kararı üzerine bloke edildiğine işaret edilen makalede, Worg ve çalışma arkadaşlarının söz konusu klibi kaldırarak Türk yetkililerinden kararını gözden geçirmesini talep ettiği ancak bunun ardından Türk savcılarının “düzinelerce videolaröa “Atatürk veya Türk kimliğine hakaretö gerekçesiyle itiraz ettikleri ifade edildi. BİR GECEDE 67 TÜRK VİDEOSUNA BAKMIŞ Bu arada, Wong’un “Bir gece evde 67 farklı Türk videosuna baktımö sözlerinin de aktarılırken şöyle devam edildi: “Wong, birçok videonun İngilizce tercüme ettirdikten sonra hangilerin esasen Türkiye’de yasadışı olduğunu, hangilerinin nefret söylemlerini yasaklayan ama siyasi ifadelere izin veren YouTube’nin hizmet kurallarını ihlal ettiğini, hangilerinin de Google ve YouTube’nun korumaya çalıştığı ifade tarzında olduğunu belirlemeye konuldu. Wong ile Google’nin hukuk takımının başındaki çalışma arkadaşları arasında çok ateşli bir tartışma yaşandı." GOOGLE YÖNETİCİLERİ ARASINDA GÖRÜŞ AYRILIKLARI Tartışma sırasında görüş ayrılıklarının ortaya çıktığı, kimilerinin “agresifö bir liberal yaklaşımı sergilerken kimilerin, Google’nin Türkiye bürosunun çalışanlarını da göz önünde tutarak “daha pragmatikö bir tutum benimsediği, sonunda karar verme sorumluğunun da, çalışma arkadaşlarınca esprili bir biçimde, kendi kendine “karar vericiö sıfatını yakıştıran ABD Başkanı George W. Bush’a benzetikleri Wong’a düştüğü kaydedildi. Makalede şöyle denildi: “Wong da, Google’nin, I.P. Bloking adlı tekniği kullanarak Türk yasalarını açık bir biçimde ihlal eden videolara erişimini, sadece Türkiye için engelleyeceğine karar verdi. Bir süre için (Wong’un) çözümü, YouTube’ye erişimi yeniden açan Türk yargıçları için tatmin edici olduğu gibi göründü ancak geçen Haziran, Türk laikliğinin sembollerine yönelik tehditlere karşı bir kampanyanın çerçevesinde bir Türk savcısı, yurt dışındaki Türklerin hak ve hassasiyetlerinin korunması amacıyla suç unsuru oluşturan videolara erişimin tüm dünya için bloke edilmesi gibi bir talepte bulundu. Google da, bir ülkenin hükümetinin, dünya çapındaki internet kullanıcılarının ifade özgürlüğünün limitlerini belirleyememesi gerektiği gerekçesiyle reddetti. Etkilenmeyen Türk hükümeti, bugün de Türkiye’deki YouTube’e erişimi bloke etmeyi sürdürüyor." 24 ÜLKEDEKİ SINIRLAMALAR Son iki yılda 24 ülkede değişen oranlarının Google ve YouTube’nin bloke edildiğine dikkat çekilirken, bu yöndeki girişimlerin sadece yabancı ülkelerde rastlanmadığı belirtilerek geçen Mayıs ayında ABD’li Senatör Joseph Lieberman’ın yardımcılarının Google’den “cihatçıö olarak nitelendirdikleri düzinelerce videoyu kaldırmasını talep etmesi de bir örnek olarak gösterildi. Makalede Google ile Türkiye arasındaki anlaşmazlık, tarih boyunca yeni medya teknolojilerinin geliştirilmesinin ifade özgürlüğüne tehditleri konusunda düşünme tarzlarını her zaman etkilediği belirtildiği makalede ayrıca, internet kullanıcılarının hangi bilgilere erişebileceklerine ilişkin kararların giderek artan bir biçimde internet hizmetlerini sunucularına ait olduğuna vurgu yapıldı. New York Times’deki makalede bu bağlamda başlıca internet hizmet sunucusunu Google’nin YouTube’nin sahipliğinin yanı sıra, dünyanın tüm internet aramalarının yüzde 63’ünü kontrol ettiğinin altı çizildi. (anka) Alinti: Radikal
  11. Blog Arayüz bölümüne 5 (Beş) yeni arayüz eklenmiştir. Bunlar sırası ile: Aşk-Sevgi Infusion Pro Mavi Tropikal Blog Çok Tehlikeli Blog İyi Eğlenceler... Saygılar
  12. Tıklayın Deneyin Biyoritim (Enerjinizi Öğrenin) - Biyoritim Uyumluluk Karşılaştırma (Enerji)
  13. Admin şurada yorum gönderdi Admin'nın blog başlığı içinde Admin Blog (Günlüğü)
    Hayır daha seyretmedim.... Bir gün seyrederim... Godzi öneri için teşekürler Gloria açıklama için teşekkürler.... (Aslında gördüm bu filmin afişini ama godzinin yeni bir filmden bahsettiğini anlamadım ondan... )
  14. Admin şurada yorum gönderdi Admin'nın blog başlığı içinde Admin Blog (Günlüğü)
    Yani aynı filmden mi bahsediyoruz bilmiyorum ama izlemiştim... veya aynısı değilse izlememiştim... Benim izlediğim FireFlies, 1999 yapımı 16 yaşında bir kızın dedesini intihardan kurtarmaya çalışmasını konu alıyor.... Eğer buysa seyrettiğin düşüncemi sonra yazayım
  15. Admin şurada yorum gönderdi deniz_kizi'nın blog başlığı içinde deniz_kizi's Blog
    Bir yerlerde okumuştum bunu 'Elinize geçen gülme fırsatlarını kullanmıyorsanız, onları ileride kullanmak üzere banka hesabınıza aktarın' Öyle yapanlar vardır heralde ama içinden geldiği gibi bırak gitsin diyenlerde vardır yada benim gibi patlat kahkahayı diyenlerde vardır.... Saygılar
  16. Aslında ben bu filmi izlediğimde Türk sinema sitelerinde izi yoktu ondan kendim bir çeviri yaptım... Bildiğiniz gibi Bir filmin Türkçede çeviri karşılığı Türkçe Film ismi olarak alınmıyor birileri filme bakıp bir isim uyduruyor yada en yakın anlamı bularak satacak bir isim üretiyorlar (Orijinal İsim)... Herneyse filmin ismini Türkçe'deki ismi ile değiştirdim... Saygılar
  17. Admin şurada bir başlık gönderdi: Yabancı Sinema
    Ziyaretçi (2007) The Visitor Öncelikle bu yönetmeni bir yerden hatırlıyorum diye epeyce düşünüp bulamamıştım... Filmi seyrettikten sonra film o ismi bana kendisi getirdi. Daha önce seyrettiğim McCarth filmi Station Agent (Hayatın İçinden-İstasyon Bekçisi) o filmde olduğu gibi bu filmdede sade, basit bir atmosferi inanılmaz bir drama sahnesine çevirmiş. 11 Eylül İkiz kulelerden sonra New York'ta kaçak kalan bir çiftin yanlışlıkla bir Profesörün apartmanında kalmaları ve bu yanlışlığın başka bir tanışmışlığa dönüşerek ortaya başka bir etkileşim aracının, insanlık, çıkması ile çok enteresan ve insana acı veren durumlara dönüşmesine tanık olacaksınız. Bununla birlikte tekrar Thomas McCarthy kutlamak gerekiyor diyelim... Filmde özellikle Tarık'ın annesini oynayan Hiam Abbass inanılmaz güzellikte bir rol ortaya koymuş ve filmin yıldızı olmaya aday olmuş. Ayrıca her zaman severek izlediğim Richard Jenkins bu filmde gene rolünün hakkını dört dörlük vermiş diyebiliriz... Kaçırmayın ve Drum çalmanın zevkinide yaşamayı unutmayın diyorum... Yönetmen: Thomas McCarthy Oyuncular: Richard Jenkins, Hiam Abbass, Amir Arison, Haaz Sleiman, Laith Nakli, Waleed Zuaiter, Maggie Moore, Tzahi Moskovitz, Danai Jekesai Gurira Widowed professor Walter Vale (Richard Jenkins) discovers an immigrant couple, Tarek (Haaz Sleiman) and Zainab (Danai Gurira), squatting in his Manhattan flat and becomes wrapped up in their lives when Tarek is thrown into a detention center. A wonderful Hiam Abbass co-stars as Tarek's mother, who forges an unlikely connection with Walter. Director Thomas McCarthy's follow-up to his indie hit The Station Agent premiered at Sundance in 2008. Director: Thomas McCarthy Cast: Richard Jenkins, Hiam Abbass, Amir Arison, Haaz Sleiman, Laith Nakli, Waleed Zuaiter, Maggie Moore, Tzahi Moskovitz, Danai Jekesai Gurira
  18. Neyse elimden geldiği kadar açıklamaya çalışayım. Admin, kendisiyle kafa bulmuş (Pilav günü diye). Bildiğiniz gibi okulların REUNION günleri vardır Türkiye'de bunları Pilav Günü ile eşdeğerli olarak kutlarlar ve Sınıf veya dönem günü olarak mezuniyetlerine göre biraraya gelirler. Şimdi admin bunu biraz internetleştirerek WEB PİLAV GÜNÜ yapmış ve kafa bulmuş kendisi ile. Şimdi sizden istediği kendinize göre herkesin burada sitede buluşacağı bir gün ve saat önermeniz. Ne yapılacak: Onu da size soruyor? Aklınızdan geçenleri öneri olarak buraya yazın. Sonra bir şekilde toparlar ve listeye dönüştürerek burada tekrar size sorma yöntemi ile olacaklar ve yapılacaklar sıralanır. Dilerim bu yeterli olmuştur. Sevgiler
  19. Normalde televizyonda hiç kaçırmadığım bir seri olduğu için çoğunlukla sinema'sına pek gitmiyorum.. ama onada gitsem seveceğimden eminim...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.