Admin

Benim yok ... ne yapcam şimdi: Şaka bir yana... İbrahim dendimi aklıma ilk gelen sokakta dolaşan EL ARABALI satıcılar gelir aklıma ve bu kaset. Sözün doğrusu 'BANGIR BANGIR' bağırtırırlardı İbrahimciğimi... Saygılar

Ok sorun şurada.... Aradığın cümle grubu içinde 'son' üç harften oluşan bu kelime yüzünden çıkmıyor cümle ararken eğer cümle içinde en belirgin ve en uzun kelimeyi seçerseniz sanırım çıkma ihtimali çok yüksek olarak görünüyor... Eğer 'İskoçya'nın' ararsanız hemen çıkıyor... Sanırım ondan kaynaklanıyor... Saygılar

http://youtu.be/9ypMp0s5Hiw

Sevgili Cyrano, Bu konuyu sinemadan ayırdım eğer benim görmediğim veya bilmediğim bir arama şekli var veya bir hata varsa onu bulmak gerekiyor... Bana nasıl arama yaptığını ve karşına çıkan hataları veya diğer konuları tam olarak buraya aktarabilirmisin veya resimli olarak... Teşekkürler... Saygılar

Ehe... anne Zebercet... Kulağa hoş geliyor... Annnnnnneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee.... alıştırayım dedim kulağını.... 'Anne ayşe beni dövdü', 'Anne murat saçımı çekti'... he heeeeeeeeee.... Devamını bekliyoruz...

Evet aslında daha önce yapıyordum birden ipin ucunu kaçırdım galiba. Bundan sonra yaparım artık. hatırlatma için teşekkürler Sevgiler

aslında o iletileri oradan çıkarmıştık ama Chatmaster son zamanlarda yapmıyor.... en kısa zamanda o konuda bir çalışma yapılacaktır.... Bu reklamlar google reklamları tamamen random (rasgele) geliyor. sayfanın içeriğine göre sanırım.... diğer kelimeyin nerede gördünüz sitede mi? Saygılar

çok güzeldi...

İstanbul bana sahaf'tan aldığım eski bir kitap gibi gelmiştir hep. Kitabın üstündeki tozu üfleyerek uzaklaştırdığınızda ilk karşınıza çıkan ismi oluyor işte o 'İSTANBUL' daha sonra ilk sayfayı çeviriyorsunuz ve güzellikler, hayal kırıklıkları ile karşılaşıyorsunuz... İşte böyle, son defa İstanbul'da 1980 lerde yediğim makine yağlı ekmek arası balık teknesini aradım ama nafile bulamadım.... Daha sonra büfelerden birinde yaptıklarını görünce gözlerimi kapadım ve sanki tekneden balık ısmarlıyormuşum gibi yaptım ve bir güzel ayak üstü yedim... Gerçektende olmuştu... Hepsi bu kadar

Önemli değil Arama için ben şimdi senin yazdığını aradım ve sonuç şu: gördüğün gibi en başta çıkıyor... ya en üsteeki aramayı dene yada yabancı sinema dizinindeki dizin altındaki aramayı dene... dikkat edersen yanlış kelime sonrayı bile bulmuş Saygılar

Çizgili Pijamalı Çocuk (2008) The Boy in the Striped Pajamas - The Boy in the Striped Pyjamas Acaba önce Bruno ile mi başlasam yoksa Shmuel ilemi başlasam diye çok düşündüm ama bu iki çocuğun öyküsü gerçekten de çok güzel çekilmiş. Bruno'nun ailesi Berlindeki evlerinden babasının asker olması nedeni ile Polonyada adı hiç duyulmamış bir kasabaya gönderilmesi ile tanışacağı Shmuel'in içinde bulunduğu durumu anlamakta zorluk çekecektir. İkiside 8 (sekiz) yaşında olan bu çocuklar çok çok çok güzel oynadıkları rollerini hakkıyla vermişler. Özellikle havada kokladıkları dumanın veya kokunun ne olduğunu anlamaları ile yüzlerindeki ifadelerin kameralara yansıması arasındaki zaman uzunluğunu nasıl algıladığınıza dikkat etmenizi istiyorum. Filmin sonu ise tam bir beklenmedik son diyebilirim. İpucu vermek istemiyorum çünkü oldukça önemli bir son diyebilirim... Sakın kaçırmayın.... Film John Boyne'nin kitabından sinemaya aktarılmıştır... Yönetmen: Mark Herman Oyuncular: David Thewlis, Vera Farmiga, Rupert Friend, Richard Johnson, Sheila Hancock, Jim Norton, David Heyman, Asa Butterfield, Jack Scanlon When his family moves from their home in Berlin to a strange new house in Poland, young Bruno (Asa Butterfield) befriends Shmuel (Jack Scanlon), a boy who lives on the other side of the fence, where everyone seems to be wearing striped pajamas. Unaware of Shmuel's fate as a Jewish prisoner or the role his own Nazi father plays in his imprisonment, Bruno embarks on a dangerous journey inside the camp's walls. Director: Mark Herman Cast: David Thewlis, Vera Farmiga, Rupert Friend, Richard Johnson, Sheila Hancock, Jim Norton, David Heyman, Asa Butterfield, Jack Scanlon

Bende başka bir açıdan bakayım konuya: ben çok düzenliyimdir ama evimi ayda bir temizlerim ve insanlar geldiğinde evin çok temiz derler.... Açıklama beklerler ama açıkladığımda çok düzenli olduğumdan temiz görünüyor dediğimde hep inanmayan bakışları gördüğümden artık o açıklamayıda getirmiyorum... Yalnız düzenli dediğimide şöyle anlayın; Aldığım herşeyi veya kullandığım herşeyi aldığım yere anında geri götürür aynı şekilde bırakırım çoğu zamanda aldığım şeyin altını ve kendisini temizler bırakırım... Saygılar

Öncelikle hoş geldiniz.... Edebiyat, felsefe ve sahne sanatları, ne güzel bizde sizi bekliyorduk... Saygılar

Solist (2008) The Soloist Gerçek yaşamdan sinemaya aktarılmış bu film Amerika'nın arka bahçesini gözler önüne seren bir film. Evsiz insanların (Homeless) nasıl yaşadıklarına yakından bir göz atma diyebiliriz. Bunu yaparken Amerikanın en iyi Müzik (Sanat) okulunu kazandıktan sonra içinde bulunduğu psikolojik sorunları nedeni ile okulunu yarım bırakmak zorunda kalan Nathaniel'in öyküsü diyebiliriz. Sıradan bir günde LA Times gazetecisi Steve Lopez'le tanışacak Nathaniel'in yaşamı bu tanışma ile epeyce hareketlenecektir. Enteresan bir film fakat beni fazlaca sinema açısından doyurmadı. Sıradan bir film izlesenizde olur izlemesenizde... Tabiki senfonik müzik çok güzel... Yönetmen: Joe Wright Oyuncular: Robert Downey Jr., Jamie Foxx, Catherine Keener, Stephen Root, Justin Martin, Tom Hollander, Angela Featherstone, Justin Rodgers Hall, Rachael Harris This true-life drama tells the poignant tale of Los Angeles newspaper reporter Steve Lopez (Robert Downey Jr.), who discovers brilliant street musician Nathaniel Ayers (Jamie Foxx), and the unique friendship that transforms both their lives. In helping his new friend deal with his demons, Steve ends up battling with his own. Joe Wright directs this inspiring drama based on the bestselling book by the real Lopez Director: Joe Wright Cast: Robert Downey Jr., Jamie Foxx, Catherine Keener, Stephen Root, Justin Martin, Tom Hollander, Angela Featherstone, Justin Rodgers Hall, Rachael Harris

10 soruda KEY Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel, KEY’le ilgili en çok merak edilen 10 soruyu NTVMSNBC okurları için yanıtladı. İSTANBUL - Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemeleri bugün başlıyor. Peki KEY’de ödemeler nasıl yapılacak? Listede adı olmayanlar ne yapacak? Mirasçılar da KEY alabilir mi? NTVMSNBC KEY’de merak edilenleri Ali Tezel’e sordu, 10 maddede topladı. İşte KEY’le ilgili merak edilenler... Haberin devamı KEY PARASINI NEREDEN VE NASIL... KEY alıp almayacağımızı nasıl öğrenebiliriz? Ödemeler nasıl yapılacak? Paramızı nereden alabiliriz? Bu konuyla ilgili, 31 Temmuz’dan sonra olmak kaydıyla veya 31 Temmuz’a kadar tasfiye halindeki Emlak Bankası Anonim Şirketi yönetim kurulunca önce Resmi Gazete’de daha sonra da bir web sayfasında vatandaşlık numarası girilerek ne kadar KEY ödemesi alınacağı hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Bu konuda www.keyodemeleri.com diye site var. Hak sahipleri ödeme tutarlarını T.C. kimlik numaralarını girerek bu siteden öğrenebilecek. Hak sahipleri kendilerine en yakın Ziraat Bankası şubesine giderek, T.C. kimlik numaralarıyla KEY hesaplarında biriken parayı alabilecek. KESİN BİR TARİH SÖYLEMEK MÜMKÜN DEĞİL KEY’le ilgili ödemeler tam olarak ne zaman yapılır, parayı na zaman alabileceğiz? Bunun normal şartlarda -resmi açıklamayı söylüyorum- Devlet Bakanı Mehmet Şimşek tarafından Emlak Bankası yönetim kurulunun talebi üzerine 31 Temmuz’a kadar listelerin açıklanması ve alınacak paraların açıklanması ertelendi. Tabii bu arada gayri resmi olarak Emlak Gayrimenkul Yönetim Kurulu Üyesi’nin açıklaması vardı biliyorsunuz. Orada diyordu ki; “Bu paraların 7 ila 20 Temmuz arasında Ziraat Bankası’nın ödenmesi mümkün” diyordu. Bu bana göre resmi açıklama sayılamaz. Çünkü daha top, Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na geçmedi. Ne zaman ki listeler açıklanır, listeler Resmi Gazete’de yayınlanır, o gün top Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na geçecek. Şu anda bütün bu işlemler tasfiye halindeki Emlak Bankası Yönetim Kurulu’nda. Onlar da 31 Temmuz 2008’e kadar süreleri var. O tarihe kadar açıklayabilirler. Şu gün diye kesin bir tarih söylemek mümkün değil. Hatta 31 Temmuz’dan sonra da yasa değiştirilerek bu sürenin -çünkü yasa ancak 31 Temmuz’a kadar uzatmaya izin veriyor daha fazla uzatmaya imkan vermiyor- Eylül-Ekim ayına doğru uzatılabileceğini tahmin ediyorum. Çünkü şu anda iç borçlanmanın maliyeti çok yüksek yüzde 20’leri aşmış durumda. Bu paralar da iç borçlanmaya ödeneceğine göre, yüksek meblağlar ödenerek KEY’in ödenemeyeceğini düşünüyorum. Tabii bu arada yerel seçimleri düşünürsek yerel seçimlere yakın bir tarihte ödenmesinin ödemeyi yapacak olan kişiler için daha uygun olacağını düşünebilirler. HİSSE SENEDİ Mİ, PARA MI AVANTAJLI? KEY’de para yerine hisse senedi verilebileceği de açıklandı. Hangisi daha avantajlı, hisse mi para mı? Evet, yasa gereğince Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’ndan para alabileceğiniz gibi her birimizin Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığından para değerimize düşen hisse alabilme hakkımız da var. Herhangi bir hisseyi değil, sadece Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı hisselerini alabilirsiniz. Bu hisselerde toplam hisse değerleri -3 milyar YTL. Yani 3 katrilyon-. 3 katrilyon değer içinde bize düşen rakamı bulursak; diyelim ki bize düşen bin YTL olsun, 3 milyarda bin YTL kadar bir hissemiz olacak demektir. Ne kadar hisse sahibi olacağına vatandaşlar karar versin, biz buna devede kulak gibi diyebiliriz. Ben parayı tavsiye ederim. Şundan dolayı parayı tavsiye ederim: 2008 yılına kadar olan dönemde Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı değerini 4.67 kat arttırmış. Ama aynı dönemde özel sektör ve borsaya kote olmuş şirketler değerlerini 10 ila 12 kat arttırmışlar. Bu anlamda hisse senedi alırsak değerinin çok fazla artmayacağını düşünüyorum. Ödemenin hakkımız olan para olup olmadığını nasıl anlayacağız? Bunu anlamak çok zor ama şöyle bir şey var; şayet kişi 1987 yılında başlayan KEY ödemelerinde 95 yılının sonuna kadar 9 yıl adına aralıksız KEY ödenmişse açıklanan tavan rakam kadar alması lâzım. Resmi rakamlar 1.400 YTL civarındaydı. 9 yıl boyunca adına KEY ödenmişse ve açıklanan bu rakamdan daha az olırlarsa bu kişiler az aldıklarına kani olsunlar. Ama bu kişi 9 yıldan daha az KEY ödenmiş bir kişiyse, bunu hesaplaması hemen hemen imkansız. LİSTEDE ADI OLMAYANLAR Listede adı olamayanlar için başvurulacak yol nedir? Listede adı olmayanlar için iki şık var. Eğer kişi özel sektörde çalışan birisiyse, bağlı olduğu Sosyal Güvenlik Kurumu’na eski adıyla SSK’ya müracaat edecek. Kişi o tarihlerde kamuda çalışmışsa -ister kamu işçisi olsun, ister kamuda memur olsun, ister sözleşmeli olsun- çalıştığı kamu kurumuna başvuracak. Zira Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nda olan bu senetlerin bu hisselerin liste bildirimlerini özel sektör çalışanları için SSK yaptı. Kamu çalışanları içinde çalıştıkları her bir kurum listeler halinde bildirdi. Listeyi eksik bildiren kuruma müracaat edip,”O tarihlerde ben şurada çalıştım. İşte belgelerim” diyerek belgeyle müracaat etmesi gerekiyor. Belge ile müracaat ettikleri takdirde başvurdukları kendi durumlarına göre kamu kurumu veya SSK, belgeleriyle vatandaşın getirdiği belgeleri kontrol edecek vatandaşın itirazı doğruysa bu durumda Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na yeniden liste gönderip, “Bu kişi için şu kadar ödenmesi gerekir, biz eksik bildirmişiz” diyecek. Ancak kişinin getirdiği belgeyle kamu kurumunun veya SGK’nın elindeki belgeler uyuşmuyorsa, kişinin itirazı reddedilecek. Bütün bunlardan sonra kişi yine içi rahat etmezse hatta daha da alacağı olduğunu düşünüyorsa yargı mercilerinde hakkını arama imkanı da var. Özetle; Listelerde adlarını mutlaka kontrol etsinler; adları varsa birinci basamağı geçtiler demektir. Adlarının karşısındaki rakamı kontrol etsinler. Rakama kani olmuyorlarsa ellerinde de belge bulunma ihtimali var ise o belgelerle bahsedilen kamu kurumlarına veya SSK’ya müracaat etsinler. Bundan da sonuç alamazlarsa bir mahkemeye gitmelerini tavsiye ederim. LOJMANDA KALAN MEMURLAR O dönemde lojmanda kalan memurlar KEY’den yararlanamıyor mu? Evet o tarihte lojmanda kalanlar için KEY ödemesi yapılmadı. ÖDEME SADECE EŞLERDEN BİRİNE YAPILACAK Karı koca devlet memuru ise ödeme kime yapılacak? Karı ve koca ikisi de devlet memuru ise, ödeme sadece eşlerden birine yapılacak. Tercih kullanılmazsa bu tercihin kocanın üzerinde olduğu kabul edildi. Tabii şimdi onlardan boşananlar varsa sadece kocaları alacaklar, eşleri alamayacaklar. MİRASÇILARIN DURUMU Bizzat kendimiz mi gidip almalıyız, bir yakınımız alabilir mi? Mirasçılar da KEY alabilir mi? Kişi vefat etmişse, geride kalan mirasçıları ellerinde bulunan veraset ilamıyla bankadan kendi adlarına düşen hisselerini alabilirler. Kişi hâlâ sağ ise normalde kendisinin gitmesi gerekiyor; nüfus cüzdanıyla. Ancak kişi kendi gitmek istemiyorsa noterden bir vekaletname düzenleyerek başkasının gitmesini temin edebilir. İşverenin KEY ödemelerini adımıza yatırıp yatırmadığını nasıl anlarız? Para zorunlu olarak kesiliyor muydu? İşveren ödeme yapmadıysa yine de KEY alma hakkım var mı? Kamu kurumlarında çalışanlar için herhangi bir işçi sayısı olmaksızın herkesin KEY kesintisi ödemesi yapıldı. Özel sektörde çalışanlar için ise 10 veya daha fazla işçi çalıştıran işverenleri bu KEY ödemesini yapması gerekiyordu. Eğer bu arkadaşlarımız 10 veya daha fazla işçi çalıştıran işverenlerin yanında çalışmamışlarsa adlarına KEY ödemesi yapılmamıştır. 10 veya daha fazla işçi çalıştıran işverenin yanında çalışmışlarsa onların adına KEY ödemesi mutlaka yapılmıştır. KAMUDA ÇALIŞAN HERKESTEN KEY KESİNTİSİ YAPILDI Kamuda sözleşmeli olarak çalışanların KEY alamayacakları doğru mu? Hayır. O tarihlerde kamuda çalışan herkesten KEY kesintisi yapıldı. NTV-MSNBC

Yeni Kültür & Sanat Moderatörümüz Legendary hoş geldin diyoruz Saygılar

Bebek Bakıcısı (2007) The Babysitters Konusu insanın kanını donduracak kadar tehlikeli ve bir o kadarda olurmu bu kadar diye sizi söylendirebilecek bir film. Film olarak pek o kadar güzel değil. Filmin sonu herkesi şok edecek bir şekilde bitiyor bunun içinde şimdiden beklemeye başlayabilirsiniz. Filmin en enteresan kişisi Shirley (Katherine Waterston) dur. Öyle bir yüz ifadesi varkı sanırsınızki gerçektende içinde bulunduğu durum için biçilmiş kaftan. Shirley okulunda taktirlik bir öğrencidir. Oğluna bebek bakıcılığı yaptığı Michael ile ilişkiye girmesi ile başlayan film daha sonra Shirley'nin paranın etkisinde kalması ile çok enteresan gelişmelere sahne olacaktır. İlzeyin diyorum. Yönetmen: David Ross Oyuncular: Katherine Waterston, John Leguizamo, Cynthia Nixon, Andy Comeau, Lauren Birkell, Denis O'Hare, Halley Wegryn Gross, Ethan Phillips, Alexandra Daddario, Spencer Treat Clark When honors high school student Shirley (Katherine Waterston) becomes romantically entangled with Michael (John Leguizamo), the married father of one of her baby-sitting clients, she quickly recognizes the affair's potential for turning a profit. The enterprising Shirley soon sets up a teenage prostitution ring made up of school chums who she matches up with Michael's bored married friends, all under the guise of baby-sitting. Director: David Ross Cast: Katherine Waterston, John Leguizamo, Cynthia Nixon, Andy Comeau, Lauren Birkell, Denis O'Hare, Halley Wegryn Gross, Ethan Phillips, Alexandra Daddario, Spencer Treat Clark

Jerichow (2008) Oldukça enteresan bir film. Alman yapımı. Afganistanda savaşmış bir Alman'ın, Thomas, şans eseri Ali (Hilmi Sözer) ile tanışması ile başlıyor. Daha sonra Ali sahip olduğu büfeler zincirinden günlük gelirleri toplamak için bir şöför aradığında Thomas'ı işe alacak ve çok güzel olan karısı ile Thomas arasında başlayacak yakın ilişki ile film değişik bir boyut kazanacaktır. Çok güzel bir film olmasa bile izleyin diyorum. Yönetmen: Christian Petzold Oyuncular: Benno Furmann, Hilmi Sözer, Nina Hoss, Knut Berger, Claudia Geisler, Marie Gruber While in his hometown for his mother's funeral, broke Afghan-Soviet war veteran Thomas (Benno Fürmann) winds up meeting and working for passionate Turk Ali (Hilmi Sözer), who needs a driver to help him keep tabs on his chain of snack bars. But when Thomas meets Ali's gorgeous German wife (Nina Hoss) and the sparks fly, he enters a passionate affair with her that threatens his new livelihood and friendship with the perpetually jealous Ali Director: Christian Petzold Cast: Benno Furmann, Hilmi Sözer, Nina Hoss, Knut Berger, Claudia Geisler, Marie Gruber

merhabalar Sevgiler

Merhaba, Hoşgeldiniz... Saygılar

Film ilk başladığında fark ettiğiniz ilk şey 12 kişi hepsi beyaz, ve hepsi erkek. Sanırım 1957 Amerikasında böyle oluşturuluyordu jüriler. İşte tam burada Fonda'nın o inanılmaz mimarisi ortaya çıkıyor ve yavaşça ırkçılığı, sabırsızlığı ve 11 jüri üyesinin mantıksız yaklaşımını birer birer yeniyor. Film bazen çok dramatik olsada bence bütün oyuncular nezdinde bir gösteriye dönüşmüş bir başyapıt. Senaryo çok zekice yazılmış ve yala güncelliğini koruyor diyebilirim. Saygılar

7 yıl önce yelken dersi almıştım çok zevkli bir şey olduğunu düşünüyorum ve herkesin bir defa denemesi gereken bir şey... Geçen sene bir arkadaşım Sailboat'unda 14 günlük bir Akdeniz turu yapmıştık hiç unutamam. Sailbot'un adı Magic Swan'dı Büyülü Kuğu.... Yelken çok güzel bir olay....

Charlie Banks'in Eğitimi (2007) - The Education of Charlie Banks Bu filmi size nasıl anlatsam diye uzun süre düşündüm desem yerinde olur. Anlaşılır cümleler kurmak istememden oldu bu ve filmi belkide çok sevdim ve onu tam olarak yansıtmak istememdende olmuştur diyebilirim. İki genç arasındaki enteresan ilişkiyi konu alan bu film, Charlie (Jesse Eisenberg), kibar, ilgili, alıngan ve akıllı bir tipi, ve Mick (Jason Ritter), tehlikeli fakat karizmatik, dalgacı ve prolater bir tipi canlandırıyor. Arasınız böyle bir ikiliyi dünyada hiç bir yerde bulamazsınız. Charlie Mick'i çok değişik bulmuştur ve Mick ise Charlie sevmiştir. Fakat, Charlie, Mick'in 2 öğrenciyi çok fena dövmesine şahit olduktan sonra biraz değişmiştir. Tabiki bu ilişkiye başkalarıda katılacak ve enteresan bir konu olmaya başlayacaktır. Bu ikilinin ilişkisini seyretmek çok değişik bir duygu verdi bana. Fred Durst (Yönetmen) değişik bir sinema yöntemi kullanmış diyebiliriz. Sizi oturduğunuz yerden filmi yargılamaya ve karekterlerin yerini almanıza iten bir tarza sahip. Kaçırmayın güzel bir film... Yönetmen: Fred Durst Oyuncular: Jesse Eisenberg, Eva Amurri, Sam Daly, Alex Guarino, Jason Ritter, Charles Parnell, Chris Marquette, Gabby Sherba, Sebastian Stan Years after Charlie (Jesse Eisenberg) fingers Mick (Jason Ritter) for a brutal assault, Mick shows up at Charlie's university and insinuates himself into college life, auditing classes, sleeping with Charlie's dream girl and pondering how his life might have been different. All the while, Charlie anxiously wonders whether Mick knows he ratted him out. Chris Marquette co-stars in Limp Bizkit front man Fred Durst's directorial debut. Director: Fred Durst Cast: Jesse Eisenberg, Eva Amurri, Sam Daly, Alex Guarino, Jason Ritter, Charles Parnell, Chris Marquette, Gabby Sherba, Sebastian Stan

Yıl Bir (2009) Year One Jack Black'i çok sevmeme rağmen bu film oldukça saçma sapan bir film. Kesinlikle zamanınıza yazık diyorum. Komedi olması ve insanı güldürmenin ötesinde düşünmeye itmesi şöyle dursun, kendi içinde hiç devinimi olmayan bir film diyebilirim. Kendi köyünden veya kabilesinden kovulan biraz tembel Zed ve arkadaşının daha gelişmiş toplumlara doğru yolculuğunu komedi şeklinde ele alıyor.... Yönetmen: Harold Ramis Oyuncular: Jack Black, Michael Cera, Olivia Wilde, June Diane Raphael, David Cross, Juno Temple, Oliver Platt, Christopher Mintz-Plasse, Hank Azaria, Vinnie Jones Banished from their primitive village after the tribe elders deem them too lazy, Zed (Jack Black) and Oh (Michael Cera) leave everything they've ever known behind and embark upon an adventure-filled journey through the ancient world. Co-starring Hank Azaria, Oliver Platt, Olivia Wilde and David Cross, this epic-sized laffer is a collaborative effort from comedy giants Harold Ramis (Groundhog Day) and Judd Apatow (Knocked Up). Director: Harold Ramis Cast: Jack Black, Michael Cera, Olivia Wilde, June Diane Raphael, David Cross, Juno Temple, Oliver Platt, Christopher Mintz-Plasse, Hank Azaria, Vinnie Jones