Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Admin

™ Admin
  1. Eva Mendes, yeni TikTok videosunda Ryan Gosling'in kıyafetlerini çalıyor ve ilişkilerine dair nadir bir bakış sunuyor.
  2. Google nihayet kullanıcıların e-posta adreslerini değiştirmesine izin verebilir - ancak bir de püf noktası var 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Gmail, kullanıcıların uzun zamandır talep ettiği yeni bir özelliği eklemeye hazırlanıyor: Kullanıcıların e-posta adreslerini değiştirmelerine olanak sağlamak. Google, sessizce, kullanıcıların Google Drive ve YouTube gibi hizmetlerdeki tüm verilerini koruyarak yeni bir e-posta adresi almalarına olanak tanıyan bir sistemi kullanıma sunuyor. İlk olarak bir Google Telegram grubunda bildirilen bu gelişme, hem isimlerini değiştiren ve e-postalarının bunu yansıtmasını isteyenler hem de on yıldan fazla bir süredir gençlik şakalarına dayalı e-postalarla sıkışıp kalanlar tarafından çevrimiçi teknoloji forumlarında övgüyle karşılandı. Ancak bir de püf noktası var. Salı günü itibariyle, Silikon Vadisi devi yeni politikayı henüz duyurmadı ve değişiklik şu anda yalnızca Google destek sayfasının Hintçe versiyonunda yer alıyor, ancak site hizmetin gelecekte genişleyeceğini belirtiyor. Destek sayfasının İngilizce çevirisinde, "Önemli: Google Hesabı e-posta adresinizi değiştirme özelliği tüm kullanıcılara kademeli olarak sunulmaktadır, bu nedenle bu seçenek şu anda sizin için mevcut olmayabilir" deniyor. Google'ın İngilizce destek sayfası hala "Hesabınızın e-posta adresi @gmail.com ile bitiyorsa, genellikle bunu değiştiremezsiniz" diyor. Hintçe sayfaya göre Google, eski e-postayı bir "takma ad" haline getirerek kullanıcıların e-posta adreslerini değiştirmelerine olanak tanıyor; bu sayede hesap korunuyor ve bilgiler yeni hesaba yönlendiriliyor. Yahoo ve Outlook gibi diğer e-posta sağlayıcıları yıllardır takma ad özelliğini sunuyor. Hintçe hizmet sayfasına göre, kullanıcılar eski veya yeni e-postalarını kullanarak Gmail, Google Haritalar, YouTube, Google Play ve Google Drive dahil olmak üzere Google uygulamalarına giriş yapabilecekler. Yeni özelliğin bazı sınırlamaları da var. Kullanıcılar hesap adlarını yalnızca 12 ayda bir ve toplamda üç kez değiştirebilecekler, yani toplamda dört e-posta adresi kullanabilecekler. Google, bu özelliğin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kullanıcılara ne zaman sunulabileceğine dair sorulara ve yorum talebine hemen yanıt vermedi. Kaynak: CT Insider
  3. Hindistan, Japonya'yı ve Kaliforniya eyaletini geride bırakarak dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olmaya hazırlanıyor Hindistan hükümetinin kendi verilerine göre, ekonomisi şu anda 4,18 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hasılaya ulaşarak Japonya'yı az farkla geride bıraktı. Ayrıca, Vali Gavin Newsom'un yakın zamanda dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olduğunu övünerek belirttiği ABD eyaleti Kaliforniya'yı da geride bıraktı. Dünya Bankası ve IMF henüz sıralamadaki değişikliği resmi olarak kabul etmemiş ve tablolarında Hindistan'ı beşinci sırada göstermeye devam etse de, Hindistan'ın hızlı büyüme hızı (ikinci çeyrek GSYİH'si %8,2 oranında büyüdü) Japonya'yı geride bırakmanın (2026'da %1,3'lük daha mütevazı bir büyüme öngörülüyor) sadece bir zaman meselesi olduğunu garanti ediyor. Hükümet raporu, hızlı ekonomik genişlemenin devam edeceğini ve "mevcut makroekonomik durumun yüksek büyüme ve düşük enflasyonun nadir görülen bir altın çağını temsil ettiğini" öngörüyor. Ancak Hindistan'ın 2025'teki ekonomik ilerlemesi, borsasıyla eşleşmedi. Gösterge niteliğindeki yerel endeks 2025 yılında sadece %9,72'lik bir artış göstererek, MSCI gelişmekte olan piyasalar endeksinin %30'luk artışının çok gerisinde kaldı. New York'ta işlem gören en yaygın Hint borsa yatırım fonu 2025 yılında sadece %2 arttı. Bu yılki yavaş performans, fonun 2020'den bu yana gösterge endeksini %70 oranında geride bıraktığı diğer gelişmekte olan piyasalara kıyasla uzun bir süre boyunca gösterdiği üstün performansla keskin bir tezat oluşturuyor. Bu zayıf performansın bir kısmı pahalı değerlemelere bağlanabilir. Aubrey Capital fon yöneticileri John Ewart ve Andrew Dalrymple, 2026 yılına ilişkin gelişmekte olan piyasalar görünümünde, "Hindistan on yıldır primli işlem görüyor" diye belirtti. Örneğin, fiyat-kazanç oranı 24 kat ile gelişmekte olan piyasalar arasında en pahalısı ve neredeyse 27 kat ile ABD'den sonra ikinci sırada yer alıyor. Uzman gelişmekte olan piyasalar varlık yöneticisi Aubrey Capital ayrıca, bu yıl yatırım trendinin teknolojiye ve daha ucuz piyasalara yönelik olduğunu belirtiyor. Amerika ile yaşanan ticaret anlaşmazlıkları ve Rus petrol ithalatı konusundaki tartışmalar da Hindistan'ın işlem duyarlılığını olumsuz etkiledi. Ancak Ewart ve Dalrymple'a göre, "fırsatların ölçeği hala çok cazip ve ülke, yatırım evrenimizdeki en heyecan verici uzun vadeli yatırım fırsatını sunuyor." Enflasyon tarihi düşük seviyelere yakın ve Hindistan Merkez Bankası'nın faiz oranlarını düşürme potansiyeli var. Japonya'yı (ve Kaliforniya'yı) geride bırakan Hindistan, şu anda Almanya'nın elinde bulunan 3 numaralı sırayı hedefliyor. Hükümetin değerlendirmesine göre, mevcut gidişatıyla önümüzdeki üç yıl içinde, şu anda yaklaşık 5 trilyon dolar büyüklüğünde olan Almanya'yı geride bırakacak. Bu durum, elbette, ekonomisi yaklaşık 19 trilyon dolar olan Çin'in ve yaklaşık 30 trilyon dolar olan ABD'nin çok gerisinde kalacağı anlamına geliyor. Kaynak: MarketWatch
  4. Video, Melania'nın Mar-a-Lago partisindeki bir yemekte yalnız başına oturan Trump'ı tamamen görmezden geldiğini gösteriyor. Donald Trump ve Melania'nın evliliğiyle ilgili dedikodular uzun zamandır devam ediyor ve bu dedikodular pek de olumlu değil. Dedikodulara inanılacak olursa, perde arkasında her şey yolunda gitmiyor olabilir. Başkanın yemek davetleri verdiği Florida'daki şenlikli partilerde, ilk çift arasındaki mesafe gözden kaçmadı. Atlanta Black Star'a göre, Trump, eşinin dikkatini kendisinden sadece iki yaş büyük olan babasına yönelttiği Mar-a-Lago'daki etkinlikte sinirli ve yalnız görünüyordu. Tatil buluşmasından bir video viral oldu ve garip ve soğuk bir anı ortaya çıkardı. Trump, eşi Melania ile birlikte, ailesinden bir üye ile yemek yerken, First Lady'nin dikkatini yakındaki bir adama daha çok odakladığı görüldü. Bu durum, kocasının yalnız kalmasına neden oldu. Bu adam, Melania'nın babası Viktor Knavs'tan başkası değildi ve diğer yemek yiyenlerden ayrı bir masada onun yanında oturuyordu. Fox News tarafından yayınlanan bir klibe göre, Trump, eşi babasıyla gülümsüyor ve sohbet ederken sahneden oldukça uzaklaşmış görünüyordu. Video daha sonra Trump'ın yumruğunu havaya kaldırarak dairesel bir hareketle salladığını ve odadaki televizyon kameralarına el salladığını gösterdi. Bir süre kendi başına kaldıktan sonra, Melania ve babasına doğru eğildi ve sohbete katılmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Ancak sohbet kısa süre sonra eşinin başını sallamasıyla sona erdi. Video, Melania'nın Mar-a-Lago partisinde yalnız başına oturan Trump'ı tamamen görmezden geldiğini gösteriyor Donald Trump ve Melania'nın evliliğiyle ilgili dedikodular uzun zamandır devam ediyor ve bu dedikodular hiç de iyi değil. Dedikodulara inanılacak olursa, perde arkasında her şey yolunda gitmiyor olabilir. Başkanın yemek davetleri verdiği Florida'daki şenlikli partilerde, ilk çift arasındaki mesafe gözden kaçmadı. Atlanta Black Star'a göre, Trump, eşinin dikkatini kendisinden sadece iki yaş büyük olan babasına yönelttiği Mar-a-Lago etkinliğinde sinirli ve yalnız görünüyordu. Tatil buluşmasından bir video viral oldu ve garip ve soğuk bir anı ortaya çıkardı. Trump, eşi Melania ile birlikte, ailesinden bir üye ile yemek yerken, First Lady'nin yakındaki bir adama çok daha fazla odaklandığı görüldü. Bu durum, kocasının yalnız kalmasına neden oldu. Bu adam, Melania'nın babası Viktor Knavs'tan başkası değildi ve diğer yemek yiyenlerden ayrı bir masada onun yanında oturuyordu. Fox News tarafından yayınlanan bir klibe göre, Trump, eşi babasıyla gülümsüyor ve sohbet ederken sahneden oldukça uzaklaşmış görünüyordu. Video daha sonra Trump'ın yumruğunu havaya dairesel bir hareketle salladığını ve odadaki televizyon kameralarına el salladığını gösterdi. Bir süre kendi başına kaldıktan sonra, Melania ve babasına doğru eğildi ve sohbete katılmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Ancak sohbet kısa süre sonra eşinin başını sallamasıyla sona erdi. Bu garip konuşmanın videosu internette hızla yayıldı ve sosyal medya kullanıcılarının ABD Başkanı'nın garip ve rahatsız edici durumunu alay konusu yapmasına neden oldu. Sosyal medya anında Trump'ı alaya alan yorumlar ve tepkilerle doldu. Kullanıcılardan biri, "Trump, Melania'nın sadece babasıyla konuşmak istemesinden dolayı öfke ve utanç içinde. Sevilmeyen bir kaybeden olarak ifşa edilmeye dayanamıyor" diye yazdı. Başka bir kullanıcı ise şöyle yazdı: "Herkes Melania'nın kendisiyle konuşmak yerine babasıyla konuşmaya daha çok ilgi duyması nedeniyle Trump'ın ne kadar kıskanç göründüğünü gördü mü? Trump hasta, çok hasta bir adam." Üçüncü bir kullanıcı ise şöyle yazdı: "Melania, babasıyla (muhtemelen Slovence) konuşurken gülümsüyordu, Trump ise tek başına oturmuş, sinirli veya sıkılmış görünüyordu. Çok neşeli bir Noel kutlaması değildi. Barron'ın neden katılmadığını merak ediyorum." Daha önce Melania, tatil süslemeleri konusunda huysuz olmakla suçlanmıştı. 2018 yılında yapılan gizli bir kayıtta, First Lady'nin Noel süslemeleriyle kimsenin ilgilenmediğini söylediği duyulmuştu. 2022 yılında, ofisi sızdırılan ses kaydına yanıt olarak bir açıklama yayınladı. Açıklamada, "Noel benim, ailem ve Amerikan halkı için önemli bir zamandır ve tatil gününe olan bağlılığım kişisel ve son derece ciddidir" dedi. Melania, Trump'ın üçüncü eşi ve çift 2005 yılında evlendi. Çiftin 19 yaşında Barron Trump adında bir oğlu var. Kaynak: SCS
  5. Yapay zeka bir kurban daha aldı: Amazon, dünyanın en büyük teknoloji işten çıkarmasını gerçekleştirdi; 1 haftada 30 bin kişi işten çıkarıldı. Amazon, yaklaşık 350.000 beyaz yakalı çalışanının yaklaşık %10'una denk gelen 30.000'e kadar kurumsal pozisyonun ortadan kaldırıldığını duyurdu.
  6. Clinton sözcüsü Epstein dosyalarının yayınlanmasına yanıt verdi Adalet Bakanlığı, Başkan Donald Trump tarafından imzalanan bir yasa kapsamında binlerce belge ve yüzlerce fotoğraf yayınladı ve dosyalarda yer almanın herhangi bir yanlış davranış anlamına gelmediğini belirtti. Bazı materyaller, mağdurları ve devam eden soruşturmaları korumak amacıyla gizli tutulmaya devam ediyor. Hem Başkan Donald Trump hem de eski Başkan Bill Clinton, daha önce yayınlanmamış fotoğraflarda yer aldı. Görüntülerde Clinton, Epstein ve diğerleriyle birlikte bir jakuzide ve sosyal ortamlarda görülüyor. Ek fotoğraflarda Clinton, Michael Jackson, Diana Ross ve Ghislaine Maxwell ile birlikte görülüyor, ancak Adalet Bakanlığı görüntüler için herhangi bir bağlam, tarih veya konum bilgisi sağlamadı. Beyaz Saray basın sözcüsü yardımcısı Abigail Jackson, Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası kapsamında yapılan sansürlerin yalnızca mağdurlarla veya reşit olmayanlarla sınırlı olması nedeniyle fotoğrafların soru işaretleri yarattığını söyledi. Jackson, "İşte Bill Clinton, kimliği sansürlenmiş birinin yanında jakuzide. Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası'na göre, Adalet Bakanlığı'na yalnızca mağdurların ve/veya reşit olmayanların yüzlerini sansürlemesi talimatı verilmişti. Medyanın gerçek sorular sormaya başlamasının zamanı geldi," dedi. Clinton sözcüsü Angel Ureña, Beyaz Saray'ı dikkatleri başka yöne çekmeye çalışmakla suçladı ve Clinton'ın suçları kamuoyuna açıklanmadan önce Epstein ile ilişkilerini kestiğinde ısrar etti. Ureña şunları söyledi: "Beyaz Saray, Bill Clinton'ı korumak için bu dosyaları aylarca saklayıp cuma günü geç saatlerde yayınlamadı. Bu, kendilerini bundan sonra geleceklerden veya sonsuza dek saklamaya çalışacaklarından korumakla ilgili. Bu yüzden istedikleri kadar bulanık, 20 yıldan eski fotoğraf yayınlayabilirler, ancak bu Bill Clinton ile ilgili değil. Hiçbir zaman olmadı, olmayacak da. Hatta Susie Wiles bile Donald Trump'ın Bill Clinton konusunda yanıldığını söyledi." Kaynak: CLE
  7. Fenerbahçe Beko Yılbaşı Yemeğinde bir araya geldi - Biz büyük bir aileyiz....
  8. Mark Zuckerberg (Meta) 2 Milyar Dolara Çinli Bir Yapay Zeka Şirketini Alıyor Mark Zuckerberg'in şirketi Meta, bir yapay zeka girişimine 2 milyar dolardan fazla yatırım yapıyor; bu, bir ABD teknoloji devinin Çin'de kurulmuş bir platformu satın almasının nadir örneklerinden biri. Mark Zuckerberg'in Meta şirketi, birden fazla rapora göre, değeri 2 milyar doların üzerinde olan bir anlaşmayla, Çin kökenli ve şu anda Singapur merkezli, hızla büyüyen bir yapay zeka girişimi olan Manus'u satın almak için anlaşmaya vardığını açıkladı. Bu son hamle, iki büyük trendin altını çiziyor: Silikon Vadisi şirketleri arasındaki devasa yapay zeka harcamaları ve Çin'de kurulan şirketler ve girişimler etrafındaki jeopolitik hassasiyetler. Eğer aşina değilseniz, Manus, tüketiciler ve işletmeler için karmaşık dijital görevleri yerine getirebilen sözde yapay zeka "ajanları" geliştiriyor. Buradaki fikir, Manus'un teknolojisini Meta'nın ürünlerine, özellikle de Facebook, Instagram ve WhatsApp'ta çalışan Meta AI asistanına entegre etmesi. Bu anlaşma, ABD teknoloji sektörünün önde gelen bir oyuncusunun Çin'de kurulan bir girişimi satın almasının ilk büyük örneklerinden biri olma özelliğini taşıyor ve bu tür sınır ötesi anlaşmalar için, özellikle de yapay zeka alanında, bir nevi turnusol kağıdı niteliği taşıyor. Manus, sadece üç yıl önce, 2022 yılında kuruldu. Başlangıçta, küresel olarak genişlemeyi hedeflediği için bu yılın başlarında genel merkezini Singapur'a taşıyan, eski adıyla Monica.im olarak bilinen Butterfly Effect adlı bir girişimin projesi olarak başladı. Manus'un yapay zeka ajanı, özellikle özgeçmişleri tarayabiliyor, seyahat planlayabiliyor, hisse senedi portföylerini analiz edebiliyor ve minimum insan müdahalesiyle diğer çok adımlı işleri halledebiliyor; bu da onu basit bir sohbet robotundan ziyade bir tür sanal meslektaş konumuna getiriyor. Manus, kısa ömründe bugüne kadar patlayıcı bir büyüme kaydetti. Sadece bir hafta önce, Manus, büyük ölçüde abonelikler ve güçlü kullanıcılar sayesinde yıllık yinelenen gelirde 100 milyon dolara ulaştığını ve 125 milyon dolarlık bir çalışma hızına ulaştığını iddia eden bir blog yazısı yayınladı. Şirket ayrıca, Microsoft'un bu yıl Windows 11 bilgisayarlarda kullanıcıların yerel dosyalarından web siteleri ve diğer içerikler oluşturmalarına yardımcı olmak için Manus'u test ettiğini söylüyor. Meta için büyük resim Meta için Manus anlaşması, yapay zeka çiplerine ve veri merkezlerine yapılan yoğun altyapı harcamalarını ticari olarak uygulanabilir ürünlere dönüştürmeyi amaçlayan milyarlarca dolarlık bir dizi yatırımın en sonuncusu. Kurucu ve CEO Mark Zuckerberg, yapay zekayı şirketin en büyük önceliği olarak nitelendirdi: Meta, açık kaynaklı dil modelleri olan Llama ailesine büyük yatırımlar yapmaya devam ediyor ve bu yılın başlarında Scale AI'ye büyük bir stratejik yatırım yaptı; hatta startup'ın 28 yaşındaki milyarder kurucusu Alexandr Wang'ı Meta'nın daha geniş yapay zeka çalışmalarına liderlik etmesi için bünyesine kattı. Bu satın alma aynı zamanda Manus'un Çin ile olan sahiplik bağlarını da ortadan kaldırıyor. Startup, Tencent, ZhenFund ve HSG (eski adıyla Sequoia China) gibi Çinli yatırımcılardan destek almış olsa da, bir Meta sözcüsü Nikkei Asia'ya verdiği demeçte, "işlemden sonra Manus AI'da devam eden Çinli sahiplik çıkarları olmayacak ve Manus AI, Çin'deki hizmetlerini ve operasyonlarını durduracak" dedi. Bir Meta sözcüsü, Fortune'un yorum talebine hemen yanıt vermedi. Elbette, Manus'u Çin'den ayırma hamlesi, Meta'nın ABD'li politikacıların ve düzenleyicilerin dikkatini ve öfkesini çekmekten kaçınmasına yardımcı olacaktır. Teksas'tan 73 yaşındaki Cumhuriyetçi senatör John Cornyn, Mayıs ayında ABD'li risk sermayesi şirketi Benchmark Capital'ı Manus için 75 milyon dolarlık bir finansman turuna katıldığı için eleştirmiş ve X'te şu soruyu sormuştu: "Amerikalı yatırımcıların, en büyük rakibimiz olan Çin'i yapay zeka alanında desteklemesinin, Çin Komünist Partisi'nin bu teknolojiyi ekonomik ve askeri olarak bize meydan okumak için kullanmasının iyi bir fikir olduğunu kim düşünüyor? Ben değil." Manus'un kurucusu ve CEO'su Xiao Hong, satışı teknolojiyi küresel ölçekte büyütmenin bir yolu olarak nitelendirdi. Al Jazeera'ye göre sosyal medyada yaptığı açıklamada, "Sadece konuşan değil, aynı zamanda hareket eden, yaratan ve sunan yapay zeka çağı yeni başlıyor" dedi. "Şimdi, hayal bile edemeyeceğimiz bir ölçekte bunu inşa etme fırsatına sahibiz." Meta, yaklaşık 100 çalışandan oluşan ekibi daha geniş yapay zeka organizasyonuna entegre ederken Manus hizmetini çalışır durumda tutacağını belirtti. Kaynak: Fortune
  9. Dokuz Kusursuz Yabancı - ARAS AYDIN VE NICOLE KIDMAN SAHNESİ
  10. Sarı Melekler, yeni yıl öncesi düzenlenen akşam yemeğinde buluştu.
  11. Kalça bölgesindeki çukurları ve zayıflığı gidermek için basit bir ev egzersizi Eğer kalça kaslarınız zayıfsa, bu şekilde çömelmek size yardımcı olmaz. Bunun yerine yapmanız gerekenler şunlar: Bir duvara yaslanın, ayaklarınızı omuz genişliğinden biraz daha açık tutun, ayak parmaklarınızı biraz dışa doğru çevirin. Dizlerinizi 90 derece bükün, topuklarınızı kaldırın ve 20 saniye boyunca bu pozisyonda kalın. Günde beş set yapın ve 1 ay sonra kalça kaslarınızda gerçek bir değişim göreceksiniz.
  12. Moğollar savaşlarda neden durdurulamazdı? Hiç merak ettiniz mi, Orta Asya'nın uçsuz bucaksız, acımasız bozkırlarından gelen göçebe bir halk olan Moğolları tarihin en korkunç ve başarılı askeri güçlerinden biri yapan neydi? Pasifik Okyanusu'ndan Avrupa'nın kalbine kadar uzanan, Roma İmparatorluğu'ndan daha büyük bir bölgeyi nasıl fethettiler? Bu sadece kaba kuvvetle olmadı. Cevap, dahiyane strateji, devrim niteliğinde taktikler ve her erkeği doğuştan sert bir savaşçıya dönüştüren bir yaşam biçiminin birleşiminde yatıyor. Gelin zamanda geriye yolculuk yapalım ve durdurulamaz Moğol savaş makinesinin ardındaki sırları ortaya çıkaralım. Öncelikle, güçlerinin temelinden bahsedelim. Moğol atlıları. Bir Moğol için at sadece bir ulaşım aracı değildi. Kendi vücutlarının bir uzantısıydı. Yürümeyi öğrendikleri anda ata binmeyi de öğreniyorlar, usta biniciler oluyorlardı. Bu onlara savaş alanında eşsiz bir hareket kabiliyeti sağlıyordu. Avrupalı şövalyeler ağır zırhlarla yüklenmişken ve organize saldırılara güvenirken, Moğol süvarileri hafif, hızlı ve inanılmaz derecede çevikti. Muazzam mesafeleri şaşırtıcı hızlarda kat edebiliyor, araziden ve sürülerinden besleniyorlardı; bu da diğer orduları yavaşlatan ikmal trenlerine ihtiyaç duymadıkları anlamına geliyordu. Bu hareket kabiliyeti, ne zaman ve nerede savaşacaklarını seçmelerine olanak tanıyor, düşmanlarını her zaman dengesiz durumda tutuyordu. Birincil silahları Moğol kompozit yayıydı. Bu sıradan bir yay değildi. Boynuz, ahşap ve sinir liflerinden katmanlar halinde lamine edilmiş, mühendislik harikası bir yaydı. Bu tasarım ona inanılmaz bir güç ve menzil kazandırıyor, uzaktan zırhı delebiliyordu. Moğol savaşçısı bu yayı at sırtında, hatta tam hızda dörtnala giderken bile ölümcül bir isabetle kullanabiliyordu. Ulaşamayacağınız bir düşmandan üzerinize yağan ok fırtınasıyla karşı karşıya kaldığınızı hayal edin. Moğollarla karşılaşan ordular için bu korkunç bir gerçeklikti. Rakiplerini kuşatıyor, dalga dalga ok yağdırarak onları zayıflatıyor ve yakın dövüşe girmeden önce düzensiz hale getiriyorlardı. Ancak okçuluk becerileri, daha büyük ve dahiyane bir taktik sisteminin sadece bir parçasıydı. Moğol kabilelerini birleştiren vizyoner lider Cengiz Han, aynı zamanda bir askeri dehaydı. En ünlü ve yıkıcı taktiklerinden biri de sahte geri çekilme taktiğiydi. Moğollar yenilmiş gibi davranıyor, saflarını bozup kaçıyorlardı. Aşırı özgüvenli düşmanları, zaferi hissederek, düzenlerini bozup peşlerine düşüyorlardı. İşte tuzak buydu. Düşman birlikleri dağılıp düzensiz hale geldiğinde, kaçan Moğollar aniden geri döner, genellikle gizli yedek birliklerin de katılımıyla, artık savunmasız kalan takipçilerini yok ederlerdi. Bu taktiği defalarca ve ölümcül bir başarıyla kullandılar. Bu taktik, rakiplerinin psikolojisini hedef alarak, özgüvenlerini ölümcül bir zayıflığa dönüştürüyordu. Bu, savaş alanı manipülasyonunda bir ustalık örneğiydi. Başarılarının bir diğer anahtarı da psikolojik savaştı. Moğollar, korkunun herhangi bir kılıç veya oktan daha güçlü bir silah olabileceğini anlamışlardı. Bir şehre varmadan önce bile, vahşetlerinin söylentileri onlardan önce ulaşıyordu. Acımasız olduklarına dair bir ün kazandılar. Bir şehir direniş gösterirse, tamamen yıkımla karşı karşıya kalırdı. Ancak bir şehir savaşmadan teslim olursa, sakinleri genellikle bağışlanır ve imparatorluğa dahil edilirdi. Bu, teslimiyet için güçlü bir teşvik yarattı. Düşman saflarında terör ve anlaşmazlık yaymak için casuslar ve propaganda kullandılar ve çoğu zaman tek bir ok bile atılmadan şehirlerin düşmesine neden oldular. Fiziksel savaş kadar zihinsel bir savaş da verdiler. Ayrıca, Moğollar Çin ve Pers'in müstahkem şehirleri gibi yeni zorluklarla karşılaştıklarında inanılmaz derecede uyarlanabilirlerdi. Sadece pes etmediler. Fethedilen topraklardan mühendisler ve zanaatkarlar yakaladılar ve onları mancınıklar, katapultlar ve koçbaşları gibi gelişmiş kuşatma silahları inşa etmeye zorladılar. Kısa sürede, bir zamanlar göçebe savaşçılar, en güçlü duvarları bile yıkabilecek kuşatma savaşının ustaları oldular. Öğrenme, uyum sağlama ve düşmanlarından yeni teknolojileri ve stratejileri birleştirme yeteneği, onları sürekli gelişen bir askeri güç haline getirdi. Kendi yöntemlerine bağlı kalmadılar. Bulduklarının en iyisini alıp kendi avantajlarına kullanan pragmatik hayatta kalanlardı. Son olarak, her şey liderleri Cengiz Han'a geri dönüyor. Sadece kabileleri birleştirmekle kalmadı. Onlara bir amaç ve Yasa olarak bilinen katı bir hukuk sistemi verdi. Bu yasa, disiplini, sadakati ve liyakat sistemini teşvik etti. Cengiz Han döneminde, terfiler soylu doğuma değil, beceri ve cesarete dayanıyordu. Bu, en yetenekli bireylerin komuta pozisyonlarına yükselmesini sağlayarak, Moğol ordusunun en iyiler tarafından yönetilmesini sağladı. Bu, kırılmaz bir birlik ve ortak amaç duygusu yarattı. Her asker, kendilerinden daha büyük bir şeyin parçası olduklarını biliyordu. Sadece ganimet için değil, Moğol İmparatorluğu'nun şanı için savaşıyorlardı. Bu nedenle, Moğolların durdurulamaz doğası tek bir faktörden kaynaklanmıyordu. Eşsiz at biniciliği, üstün silahlar, parlak ve disiplinli taktikler, ustaca psikolojik savaş, olağanüstü uyum yeteneği ve nesilde bir kez görülen bir liderin birleştirici vizyonunun mükemmel bir fırtınasıydı. Onlar sadece savaşçılardan daha fazlasıydı. Zamanlarının en gelişmiş ve etkili askeri sistemiydiler. Onlar tarihin akışını değiştirdiler ve mirasları bize savaşta zaferin sadece güçle değil, hız, strateji ve demir gibi bir iradeyle kazanıldığını hatırlatıyor. Bu geçmişe yolculukta bize katıldığınız için teşekkür ederiz. Eğer bunu büyüleyici bulduysanız, beğen butonuna basmayı, kanalımıza abone olmayı ve bir sonraki tarih yolculuğumuzu kaçırmamak için zil simgesine tıklamayı unutmayın. Yorumlarda hangi diğer tarihi konuları keşfetmemizi istediğinizi bize bildirin. Bir dahaki sefere kadar, meraklı kalın.
  13. Fenerbahçe'nin lig şampiyonluklarını gösteren sayfa yayınlandı FUTBOLDA TÜRKİYE ŞAMPİYONLUKLARIMIZ1924’ten bugüne ülke futbol federasyonunun düzenlediği ulusal organizasyonlardaki Türkiye Şampiyonluklarımız Bu Sayfada, TFF sitesinde de açıkça belirtildiği üzere; TFF’nin 1923 yılında kuruluşunun hemen ardından, ilk olarak 1924 yılında düzenlemeye başlanan ulusal futbol organizasyonlarında, Fenerbahçemizin bugüne kadar kazandığı 28 TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞU gösterilmektedir. 1932-33 Türkiye Futbol Birinciliği ŞampiyonluğuFenerbahçe, 1932-33 sezonunda Türkiye Futbol Birinciliği'ni kazanarak ilk kez Türkiye şampiyonu oldu. 1934-35 Türkiye Futbol Birinciliği Şampiyonluğu1934-35 sezonunda Fenerbahçe, yeniden Türkiye Futbol Birinciliği Şampiyonu unvanını kazandı. /getmedia/1b689d5e-a091-461b-a91c-85e303df1df3/timeline-item3-number.png.aspx?width=162&height=147&ext=.png 1936-37 Milli Küme ŞampiyonluğuTürkiye'de futbol federasyonunun düzenlediği ikinci ülke şampiyonluğu Milli Küme oldu. Milli Küme ilk kez 1937'de oynandı. İlk şampiyon ilklerin takımı Fenerbahçe oldu. 1939-40 Milli Küme ŞampiyonluğuFenerbahçe 1940'ta Milli Küme'yi ikinci kez kazandı. Bu dördüncü ülke şampiyonluğu oldu. 1942-43 Milli Küme Şampiyonluğu 1943'de Fenerbahçe yine Milli Küme şampiyonu. 1943-44 Türkiye Futbol Birinciliği ŞampiyonluğuFenerbahçe 1944'te Türkiye Futbol Birinciliği'ni kazanarak bu organizasyondaki üçüncü şampiyonluğunu elde etti. Fenerbahçe'nin Türkiye Şampiyonluğu sayısı 6'ya çıktı. 1944-45 Milli Küme Şampiyonluğu1945'te Milli Küme şampiyonluğunu dördüncü kez kazanıyor. Bu, Fenerbahçe'nin 7. Türkiye şampiyonluğu oldu. 1945-46 Milli Küme Şampiyonluğu1946'da bir kez daha Milli Küme şampiyonu Fenerbahçe. Sekizinci Türkiye şampiyonluğu. 1949-50 Milli Küme Şampiyonluğu1950'de Milli Küme'de Lefter'li kadro ile 9'uncu Türkiye Şampiyonluğu geliyor. 1959 Milli Lig Şampiyonluğu1959'da bugünkü Süper Lig, Milli Lig adıyla başladı. İlk şampiyon Fenerbahçe oldu. Fenerbahçe böylece 10'uncu Türkiye Şampiyonluğunu kazandı. 1960-61 Milli Lig ŞampiyonluğuMilli Lig'i 1960-61 sezonunda yine Fenerbahçe kazandı. Böylece sarı-lacivertliler, 1924-61 arasında 11. kez Türkiye şampiyonu oldu. 1963-64 Türkiye 1. Ligi ŞampiyonluğuFenerbahçe 1963-64 sezonunda da şampiyon. 1964-65 Türkiye 1. Ligi Şampiyonluğu1964-65 sezonu şampiyon takımı. 1967-68 Türkiye 1. Ligi Şampiyonluğu1967-68 sezonu Fenerbahçe'nin altın yılı oldu. Kulüp 1924'ten beri 14. kez şampiyon oldu. 1969-70 Türkiye 1. Ligi Şampiyonluğu1969-70 bir kez daha Fenerbahçe şampiyon. Süper Lig'de 6'ıncı, 1924'ten beri 15'inci şampiyonluk. 1973-74 Türkiye 1. Ligi ŞampiyonluğuBrezilyalı teknik direktör Didi, Fenerbahçe'yi 1973-74 sezonunda 16'ıncı şampiyonluğuna taşıyor. 1974-75 Türkiye 1. Ligi ŞampiyonluğuFenerbahçe 1974-75 sezonunda 17'inci Türkiye Şampiyonluğunu kutluyor. 1977-78 Türkiye 1. Ligi ŞampiyonluğuFenerbahçe 1977-78 sezonunda yine şampiyon. 1982-83 Türkiye 1. Ligi Şampiyonluğu1982-83 sezonunun şampiyon kadrosu. 1984-85 Türkiye 1. Ligi Şampiyonluğu20'inci ülke şampiyonluğu 1984-85 sezonunda geldi. 1988-89 Türkiye 1. Ligi Şampiyonluğu1988-89 sezonunda 103 gollü unutulmaz şampiyonluk. 1995-96 Türkiye 1. Ligi Şampiyonluğu1995-96 sezonunda 22'inci kez Fenerbahçe şampiyon. 2000-01 Türkiye 1. Ligi Şampiyonluğu2000-2001 sezonunun şampiyon takımı. 2003-04 Türkiye Süper Lig Şampiyonluğu2003-2004 sezonunda 24'üncü şampiyonluk. 2004-05 Türkiye Süper Lig Şampiyonluğu2004-2005 sezonunda yine Fenerbahçe lig şampiyonu oluyor. Bu, Türkiye'de ülke şampiyonalarının düzenlendiği 1924'ten beri Fenerbahçe'nin 25'inci şampiyonluğu oluyor. 2006-07 Türkiye Süper Lig ŞampiyonluğuFenerbahçe'nin 26'ıncı şampiyonluk kupası Alex de Souza'nın ellerinde yükseliyor. 2006-2007 sezonu... 2010-11 Türkiye Süper Lig Şampiyonluğu2010-2011 sezonunda Fenerbahçe yine zirvede. 2013-14 Türkiye Süper Lig Şampiyonluğu28'inci şampiyonluk 2013-2014 sezonunda geliyor. NEDEN 28 ŞAMPİYONLUK?1924’ten bugüne ülke futbol federasyonunun düzenlediği ulusal organizasyonlardaki Türkiye Şampiyonlarına genel bakış 1) Türkiye’de futbol ulusal düzeyde oynanmaya, TFF'nin kuruluşunun ardından, 1924 yılında başladı. 1923 yılında resmi olarak kurulan ve FIFA üyesi olan TFF, 1924'de Türkiye'de ilk defa, o ana kadar düzenlenen şehir liglerinden farklı olarak, ülke şampiyonası düzenledi. İlk ülke şampiyonası Türkiye Futbol Birinciliği (Türkiye Futbol Şampiyonası ismi de kullanılır) adıyla düzenlendi. Bu şampiyona, 1924-1942 arasında farklı şehir liglerinin ve bölge birincilerinin arasında eleme usulü oynandı. 1942’de statü değişti. Bu yıldan itibaren İstanbul, Ankara ve İzmir şampiyonları ve bu 3 şehrin dışındaki şehir/bölge birincileri arasından eleme usulüyle gelen bir takımın oluşturduğu deplasmansız lig oluşturuldu. Bu şampiyona 1924-1951 yılları arasında ulusal olarak düzenlenmiş ve oynatılmış oldu. 2) Türkiye Futbol Birinciliği’nin ardından ikinci ulusal futbol organizasyonu Milli Küme oldu. Milli Küme, Türkiye’nin ilk deplasmanlı ligi oldu. İstanbul, İzmir, Ankara illerinde düzenlenen şehir liglerinde başarılı olmuş takımların katıldığı ve deplasmanlı lig usülüyle oynanan bu ulusal şampiyona, istisnai 3 sezon hariç 1950 yılına kadar tüm sezonlar oynandı. Milli Küme’ye İstanbul liginden o sezon ilk 4, Ankara ve İzmir liginde o sezon ilk 2 sırayı alan takımlar katıldı. (Sadece bir sezon Ankara’dan 3 takım katıldı.) Milli Küme, 1937-1950 arasında organize edildi. 3) Türkiye’nin üçüncü ülke çapındaki futbol organizasyonu Federasyon Kupası’ydı. Federasyon Kupası, 1956-57 ve 1957-58 sezonlarında oynandı. Federasyon Kupası’nın ilk sezonunda Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana takımları temsil edildi. İkinci sezonunda Adana takımları yer almadı. Milli Küme yapısına benzer şekilde sadece Ankara, İstanbul ve İzmir takımları oynadı. 4) Türkiye’nin dördüncü ulusal futbol organizasyonu ise 1959’da Milli Lig adıyla başlayan bugünkü Süper Lig oldu. İşte; Fenerbahçe'nin 28 Türkiye Şampiyonluğu, ülke futbol federasyonunun oynattığı ulusal şampiyonalardaki birinciliklerinin sayılmasından gelir. Fenerbahçe, Türkiye Futbol Birinciliği’ni 3 kez, Milli Küme’yi 6 kez ve Süper Lig’i ise 19 kez kazanmıştır. Fakat bu konu ne zaman gündeme gelse, kamuoyunda bazı kişi ve kurumlar, Fenerbahçe’nin 1959 öncesinde kazanılmış 9 Türkiye Şampiyonluğunun hesaba katılmasına çeşitli sebepler sunarak itiraz etme gayretinde bulunuyor. Şimdi onların itirazlarının doğru olup olmadığına bakalım. KARŞIT TEZLER VE CEVAPLARI1959’dan önce sadece şehir/bölge ligleri vardı, ulusal şampiyonalar yoktu. Ulusal şampiyonalar 1959'dan sonra başlamıştır.YANLIŞ CEVAP: Bu itirazın hiçbir temeli ve dayanağı olmamasına rağmen sıkça dile getirildiği için buraya aldık. Aslında bu organizasyonların isimleri bile bunların ulusal olduğunu kanıtlıyor. Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme’nin maç programlarına ve bu organizasyonlara katılan takımlara bakıldığında, bu organizasyonların bölgesel değil ulusal olduğu açıkça ortada. Bu organizasyonlar tek bir bölge ya da şehir ile kısıtlı kalmamış, farklı bölgelerin takımlarını ulusal olarak karşı karşıya getirmiştir. Dahası, TFF resmi sitesinde ilk ulusal Türkiye futbol şampiyonasının 1924 yılında yapıldığı ve şampiyonun da Harbiye olduğu bilgisi açık ve net yer almaktadır ve bu temelsiz iddiayı tamamen çürütmektedir TFF Açıklaması 1959 öncesi ulusal şampiyonalar sadece 3 şehrin (Ankara, İstanbul,İzmir) takımlarıyla oynandı. Tam ulusal değil, kısmi ulusaldır. Bu yüzden ulusal şampiyonluk olarak sayılamazlar.YANLIŞ CEVAP: Türkiye Futbol Birinciliği, çok fazla sayıda şehrin takımlarının katılımıyla oynanmıştır. Örnek olarak 1933’te 18 farklı şehrin, 1935’te 22 farklı şehrin takımları bu ülke çapındaki organizasyonda yarışmıştır. Milli Küme ise, bir sezon dışında 3 şehrin (Ankara, İstanbul, İzmir) takımlarıyla oynandı. 1941 yılında Eskişehir Demirspor’un Milli Küme’ye katılımı sonucu o sezon Milli Küme’de 4 kentin takımları temsil edildi. Ancak bu durum, Milli Küme’yi ulusal olmaktan çıkarmıyor. Neden mi? Çünkü TFF’nin Beşiktaş’a 2 şampiyonluk verdiği Federasyon Kupası da bir sezon 4, bir sezon da 3 şehrin takımlarıyla oynandı. Fakat daha önemlisi ise; 1959’dan sonra oynanmaya başlayan, bugünkü adıyla Süper Lig’in ilk 8 sezonundan 7'si de sadece 3 şehrin (Ankara, İstanbul, İzmir) takımlarıyla oynandı, sadece 1960-1961 sezonunda Adana Demirspor üç büyük kentin dışından gelerek ligde yer aldı. Diğer kent takımlarının ilk 8 sezonda Süper Lig’e katılımına izin verilmedi. Türkiye Futbol Federasyonu resmi kayıtlarına göre örnek olarak 1959 ve 1960 sezonlarında düzenlenen Lig’de yer alan takımlara aşağıdan ulaşabilirsiniz: http://www.tff.org/default.aspx?pageID=1183 http://www.tff.org/default.aspx?pageID=1184 Kısacası, Milli Küme'deki farklı şehir sayısı ile 1959-1966 arası düzenlenen Süper Lig’deki farklı şehir sayısı birebir aynıdır. Süper Lig’in ilk 8 sezonu ulusal kabul edilirken Türkiye Futbol Şampiyonası ve Milli Küme'nin ulusal olmadığını iddia etmek akla aykırıdır. Milli Küme ve Türkiye Futbol Birinciliği aynı sezon oynandı. Bir sezonda 2 Türkiye Şampiyonu olmaz.Yanlış CEVAP: 1924-1951 yılları arasında Türkiye’de 27 ulusal futbol organizasyonu düzenlenirken, (11 Milli Küme-16 Türkiye Futbol Birinciliği olmak üzere) bunlardan 20’si o sene içinde Türkiye’deki TEK ulusal futbol organizasyonu olmuştur. Milli Küme ve Türkiye Futbol Birinciliği sadece 7 kez aynı yıl içinden düzenlenmiştir ancak takımlar iki cephede birden aynı anda yarışmamıştır. Yani Milli Küme ile Türkiye Futbol Birinciliği zaman zaman aynı takvim yılı içerisinde oynandı, ama aynı anda oynanmadı. Maçlar dönem olarak çakışmadı. Bir şampiyona bitmeden diğeri başlamadı. İstanbul, Ankara ve İzmir şampiyonu hem Milli Küme’ye hem de Türkiye Futbol Birinciliği’ne katılım sağlayabildi. Takım sayısının bugünkü kadar fazla olmadığı dönemlerde Milli Küme yaklaşık 3-5 ay içinde (Mart-Mayıs ya da Temmuz) sona eriyordu. Buna bağlı olarak, futbol federasyonu aynı takvim yılına bir ulusal şampiyona daha yerleştirip, takımları davet ediyor, takımlarımız da katılıp ulusal olarak yarışıyordu. Ayrıca aynı durum İtalya Ligi Seria A’da da gerçekleşmiştir. 1921-22 sezonunda İtalya'da iki ayrı şampiyon yer almaktadır. İtalyan Futbol Federasyonu içinde ayrılık çıkması nedeniyle ikinci bir organizasyon, geri kalan takımlarla bir lig düzenlemiş ve 1 yıl süren bu ayrılığın ardından İtalya Futbol Federasyonu kendisine karşı alternatif olarak yapılan bu ligin bile şampiyonunu Seria A şampiyonu olarak kabul etmiştir. Aynı sezonda düzenlenen bu liglerde tamamen farklı takımlar yarışmasına rağmen, İtalya Futbol Federasyonu kendisine karşı düzenlenen ligi bile kabul etmiştir. Bunun yanında, günümüzde halen Dünya’nın farklı coğrafyalarından bu konuda örnekler vermek de mümkündür. Örneğin Arjantin'de futbol, uzun yıllar 1 sezondan 2 şampiyon çıkacak şekilde Apertura (Açılış) - Clausura (Kapanış) ligleri olarak oynanmıştır ve her yıl bittiğinde, o yılın 2 şampiyonu olmuştur. Hatta aynı takımın aynı yıl 2 lig şampiyonluğu kazandığı da olmuştur. Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme şampiyonları Türkiye’yi Şampiyon Kulüpler Kupası’nda (bugünkü Şampiyonlar Ligi) temsil etmedi. Bu yüzden ulusal şampiyonluk hesabına katılamazlar.YANLIŞ CEVAP: Bu iki organizasyonun şampiyonları Şampiyonlar Ligi’ne katılmadı, çünkü Şampiyonlar Ligi henüz başlamamıştı ! Şampiyonlar Ligi, UEFA'nın 1954 yılında kurulmasının ardından 1955-1956 sezonunda ilk defa UEFA tarafından düzenlenmeye başladı. Konuştuğumuz dönem ise 1924-1951 arasını kapsıyor. Dolayısıyla UEFA'nın kurulmasından ve Şampiyonlar Ligi'nin oynanmaya başlamasından önceki bir dönemdeki ulusal şampiyonaların sırf bu sebepten ötürü sayılmaması mantığa aykırıdır. Dünya’da hiçbir ülke ulusal şampiyonluklarının sayımını kulüpler arasındaki uluslararası turnuvaların başlama tarihine dayandırmaz. Öyle olsa Avrupa liglerinin hepsinde şampiyonluklar sayılmaya 1956’dan başlardı ! O halde Türkiye Kupası da Türkiye Şampiyonluğu olarak sayılsın. O da ulusal organizasyon.YANLIŞ CEVAP: Türkiye Kupası ulusal bir organizasyondur ama iki nedenle Türkiye Şampiyonluğu olarak sayılamaz. Birincisi Türkiye Kupası 1962 yılında oynanmaya başladığında Süper Lig zaten hayattaydı. Türkiye Kupası hiçbir zaman ülkenin bir numaralı organizasyonu olmadı. Türkiye Kupası, her zaman Süper Lig oynanırken, Süper Lig'in yanında ikincil bir kupa organizasyonu olarak oynandı. Yani Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme'nin farklı dönemlerde oynanma ve oynandıkları dönemde bir numaralı ulusal şampiyona olma durumu Türkiye Kupası için geçerli değil. İkincisi ve daha da önemlisi ise; Türkiye Kupası, UEFA tarafından düzenlenen dönemin Kupa Galipleri Kupası’na ülkeden temsilci yollanması amacıyla düzenlenmiş bir turnuvadır. Yani Türkiye şampiyonaları (Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme) Avrupa kupalarından bağımsız olarak çok önceden başlamışken, Türkiye Kupası, sadece Kupa Galipleri Kupası’na takım göndermek için oluşturulmuştur. Tüm Avrupa'da, ülke şampiyonluklarının altında bir değere sahip olan, ikincil önemdeki kupa organizasyonları, hiçbir ülkede ülke şampiyonluğu olarak sayılmamaktadır. Türkiye Futbol Birinciliği lig değildi, bu yüzden ülke şampiyonlukları arasında sayılamaz.YANLIŞ CEVAP: Türkiye Futbol Birinciliği’ne katılım için önce şehir liginin şampiyonu olup ardından bölge birincisi olmak gerekiyordu. Sonrasında eleme usulü oynanan maçlarla şampiyon belirleniyordu. 1942 sonrası dönemde de bölge ve şehir şampiyonları, dönemin lojistik imkanların darlığı sebebiyle deplasmansız (tüm maçlar aynı kentte) lig usulü olarak karşılaştı. Yani Türkiye Futbol Birinciliği çeşitli aşamalarda lig usulü de oynanmıştır. Beşiktaş’ın 2 kez aldığı Federasyon Kupası da önce eleme sonra da kalan takımlarla lig usülü oynanmıştır. Mesela Fenerbahçe 1956-57 sezonunda 2. turda elenerek lig aşamasına kalamamıştır. Yani Beşiktaş’ın ülke şampiyonluğu olarak sayılan iki şampiyonluğu da statü açısından elemeleri içerdiği için bugünkü anlamıyla lig usulüyle düzenlenmemiştir. Ancak bu, 1956-1957 ve 1957-1958 sezonlarındaki birinciliklerin ülke şampiyonluğu olarak sayılmasını engellememiştir. Ayrıca bugün sayılan Süper Lig'in 1959 sezonu da iki ayrı gruplu lig şeklinde oynandı, grupların birincileri şampiyonluk için oynadı. 1962-63 sezonu da benzer şekilde iki grup ve final grubu şeklinde oynandı. Keza Süper Lig'in, 2011-2012 sezonu da önce lig, sonra süper final formatında olmak üzere farklı statülerde oynanmıştır. Bunun yanında İtalya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde de, futbolun ulusal olarak ilk oynanmaya başladığı yıllarda, farklı bölgelerin takımları eleme veya playoff usulü olarak da karşı karşıya gelmiş, ancak lig formatında olmaması bu şampiyonlukların bugün sayılıyor olması bakımından hiçbir engel teşkil etmemiştir. Milli Küme ve Türkiye Futbol Birinciliği profesyonel dönemde değildi. Bu yüzden yıldız hesabına katılamazlar.YANLIŞ CEVAP: Profesyonellik oyuncuyla kulübü arasındaki anlaşmayı düzenler ancak bunun bir şampiyonanın ulusal olup olmamasıyla bir ilgisi yoktur. Futbol 1900’lü yılların ortalarına kadar dünyanın başka yerlerinde de amatör olarak oynanmıştır. Ülkemizde olduğu gibi, birçok ülkede de, ülke futbol federasyonu kurulduktan yıllar sonra profesyonelliğe geçilmiş ve fakat ilgili ülkelerin futbol federasyonu nezdinde oynatılan tüm ulusal şampiyonalardaki birincilikler, bu ülke liglerinde ülke şampiyonluğu olarak sayılmaktadır. Örnek vermek gerekirse; İtalya Ligi 1898 yılında oynanmaya başladı, çok uzun yıllar sonra profesyonel lig statüsünü aldı. İtalyan Futbol Federasyonu’na göre Genoa takımının 9 şampiyonluğu bulunmakta ve fakat takımın bu 9 şampiyonluğunun tümü amatör döneme ait. İtalya’da 9 şampiyonluğu bulunan Genoa bir kez daha ligi kazanması halinde formasına yıldız takabilecek. Örnek olarak italya ligindeki şampiyonluklara bu linkten ulaşılabilir: http://www.legaseriea.it/en/serie-a-tim/albo-d-oro Benzer şekilde Hollanda Ligi'nde futbol federasyonu 1899 yılında kuruldu. Profesyonel futbola geçiş 1954 yılında gerçekleşti, ancak Hollanda liginde şampiyonluklar ise 1899 yılından itibaren sayılmaktadır. Örnek olarak, Ajax her 10 şampiyonluğa 1 yıldız kuralı kapsamında 33 şampiyonlukla formasında 3 yıldız taşırken, bu şampiyonlukların 8’i amatör dönemdendir. Profesyonellik, ulusal şampiyonaların sayılmasında bir kıstas olsaydı, Hollanda, İtalya, Fransa ve diğer birçok ülkede de profesyonellik öncesi dönem şampiyonları sayılmazdı. SONUÇAvrupanın ve Dünyanın önde gelen tüm ülkeleri, bizzat ülke futbol federasyonunun oynattığı, ülke şampiyonunu belirleyen tüm ulusal şampiyonaları, gerek ülke tarihlerine, gerek takımlara, gerekse o dönemin efsane futbolcularına saygı duyarak, sahip çıkarak şampiyonluk sayıları içinde saymaktadır. Tek önemli kıstas, bu şampiyonaların, ülke futbol federasyonu nezdinde oynatılmış olması ve şampiyonaların bölgesel değil ulusal şekilde ülke şampiyonunu belirlemesidir. Fenerbahçe’nin 9 şampiyonluğu bulunan Milli Küme ve Türkiye Futbol Birinciliği de, bu ülkenin ulusal futbol federasyonu tarafından tertiplenmiş, kupaları ulusal futbol federasyonumuz tarafından verilmiştir. Bu şampiyonaların Türkiye Şampiyonluğu olduğu bizzat TFF sitesinde de açıkça yer almaktadır. Fenerbahçe’nin 1959 öncesi dönemde, bizzat ülke futbol federasyonu nezdinde kazandığı 9 ülke şampiyonluğunun kupaları müzede, hatıraları, o dönemki 'Türkiye Şampiyonu' manşetli gazete küpürleri ise arşivlerdedir. Bahsedilen ulusal futbol organizasyonlarında şampiyonluğu olan sadece Fenerbahçe de değildir. Bu organizasyonları şampiyonluk hesaplarına dâhil etmemek sadece Türkiye Futbol Birinciliği ve Milli Küme’yi kazanmış takımlara değil, Türk futbolunun tarihine yapılmış büyük bir haksızlıktır. Son olarak unutmayalım ki, Baba Hakkı'ları, Süleyman Seba'ları, Cihat Arman'ları, Fikret Kırcan'ları, Lefter Küçükandonyadis'leri, Gündüz Kılıç'ları hem takımlarımızın hem ülkemizin efsaneleri yapan, bu şampiyonluklarda attıkları goller, kazandıkları kupalardır. Fenerbahçe'mizin marşında isimi geçen efsanelerimiz; Cihat'lar, Lefter'ler, Fikret'ler, bu şampiyonalarda attıkları goller, yaptıkları kurtarışlar, kazandıkları Türkiye Şampiyonlukları ile efsanelerimiz olmuş ve marşımızda yerlerini almışlardır. 1924’TEN BUGÜNE; FUTBOL FEDERASYONUNUN OYNATTIĞI ÜLKE ŞAMPİYONALARINDA TAKIMLARIN ŞAMPİYONLUK SAYILARI: Fenerbahçe 28 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1933, 1935, 1944), (Milli Küme - 1937, 1940, 1943, 1945, 1946, 1950), (Süper Lig - 1959, 1961, 1964, 1965, 1968, 1970, 1974, 1975, 1978, 1983, 1985, 1989, 1996, 2001, 2004, 2005, 2007, 2011, 2014) Galatasaray 24 (Milli Küme - 1939), (Süper Lig - 1962, 1963, 1969, 1971, 1972, 1973, 1987, 1988, 1993, 1994, 1997, 1998, 1999, 2000, 2002, 2006, 2008, 2012, 2013, 2015, 2018, 2019, 2023) Beşiktaş 21 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1934, 1951), (Milli Küme - 1941, 1944, 1947), (Federasyon Kupası - 1957, 1958), (Süper Lig - 1960, 1966, 1967, 1982, 1986, 1990, 1991, 1992, 1995, 2003, 2009, 2016, 2017, 2021) Trabzonspor 7 (Süper Lig - 1976, 1977, 1979, 1980, 1981, 1984, 2022) Harbiye (Harb Okulu) 3 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1924, 1942, 1945) Gençlerbirliği 2 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1941 ve 1946) Başakşehir 1 (Süper Lig - 2020) Bursaspor 1 (Süper Lig - 2010) Göztepe 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1950) Ankaragücü 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1949) Ankara Demirspor 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1947) Eskişehir Demirspor 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1940) Güneş 1 (Milli Küme - 1938) İstanbulspor 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1932) Muhafızgücü 1 (Türkiye Futbol Birinciliği - 1927)

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.