Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    niye böyle dediniz bulmasamıydım içimden geçeni yazmayım ben
  2. orhan gencebay/kadere bak off uleyn offf dağıtırım buraları
  3. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    anlamı buldumda ondan canem
  4. sibel can/çakmak çakmak
  5. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    sinameki
  6. aldım bırakılan mis kokulu nergisi toplanan hüzünlere gönül bıraktım SOLUK/SUZUM Aşk nefes almak gibidir Sevdiğin kadar Doldurursun onu Yüreğine Çektiğin Her nefeste... İçindedir sevgili... Bir kez nefes almaya Alıştımı insan Bir daha unutmaz Artık onsuz yapamaz Soluduğun havaya Yerleşir kalır sevda... Artık yer ve gök Ondan ibarettir Baktığın her suret Ona benzemektedir Bir tek! Sevgilinin sözleri Benzemez başkalarına Birde, Bakamaz kimse onun gibi Senin gözlerine... Aşk nefes almak gibidir Yaşadığın sürece içindedir... sardunyam
  7. sardunyam şurada cevap verdi: arman başlık Anı Defteri - Defterleri
    Bugün masal bırakma günümdeyim, hanımefendi bu masada size... Gerektiği kadar sevilmeli sevgili ve gerektiği kadar verilmeli değer.. Aşk bilmecesinin en kısa sözcüğüdür "acı".. Ya çekersin uzun uzadıya sancısını... Ya da acı vererek sevgiliye,çıkartırsın acısını.. Kıyamadım...! Sözcükler dizildi boğazıma bir bir.. Söylemek istedim,söyleyemedim.. Kıyamadım kıymetlim...! Yutkundum... Yutamadım... Nefesimi zorlayan yerde,tam orda işte,kala kaldı sana dair söyleyeceğim tüm sözler.. "Ya haykırmalıyım tüm gücümle kulağına,ya boğulmalıyım sessizce.." Artık saat ayrılığı vururken.. Bu kadar mı hızlı kovalardı akrebi yelkovan.. Bu kadar mı sona hızlı yaklaşacaktık.. Bir "elveda" sözcüğü can çekişiyor dilimde... Bir çıksa ağzımdan,kendime gelecek tüm yaşamım.. "Sen" den ibaretti her şey.. "Sen" den sonrası bir adım sessizlik.. "Sen" den öncesi koca bir çığlık.. Kıymetlim...! "Hoşçakal" ımı bırakıyorum yüreğine usulca.. Kıymetini bil..! (alıntı)
  8. şifreleri, kodları, meridyen ve paralelleri, istikameti, start noktasını çek ettiniz mi? her şey hazır ve de nazırsa en kısa zamanda harekete geçmeyi öneriyorum, zira geçen her saniye aleyhimize işlemesin... ne olur ne olmaz bakarsınız bir muhbir bütün planlarımızı ihbar edebilir... neyse ben buraya bir masal bırakmaya gelmiştim... Ve Sen Gidiyorsun; Bu koca şehrin suskunluğunu, çırpınışlarını, sessiz ve derinden çığlıklarını, haykırışlarını, kalp sancılarını arkanda öksüzce ve yetim bırakarak.. Ve Sen Gidiyorsun; Rüzgarların saçlarını savurmasına aldırmadan, ıslak caddelerinin ayaklarını kaydırmasına bakmadan, çakan şimşeklerin korktucu gürültüsünden korkmadan... Ve Sen Gidiyorsun; Kimselere hesap vermeden ve kimselere hesap sormadan, öylece sessizliği kendine gard alarak... Ve Sen Gidiyorsun; Çantanı koluna takarak, yüreğini kaldırım köşesine atarak ve mevsimleri birbirine katarak... Ve SeN Gidiyorsun; Yüzüme bile bakmadan, bana bir veda bile etmeden, haberler bile salmadan ve kaldırımlara attığın yüreğini bile bana bırakmadan... Ve Sen Gidiyorsun; Ama ben gittiğini bile bilmiyorum, seni bekliyorum ha geldi, ha gelecek diyorum baş ucuma ama sen lanet olasıca tıkanıp kaldığım bu hastenenin kapısına bile uğramıyorsun... Ve sen gidiyorsun; Kuşlar uğramıyor artık penceremin yanına, rüzgar esmiyor da getirmiyor kokunu daha...Anlıyorum o dakika ters bir şey olduğunu da ben yine de tüm sukunetimle seni bekliyorum işte... Ve Sen Gidiyorsun; Bir postacı geliyor yanıma, başını eğmiş " geçmiş olsun, size bir mektup var" diyor, seviniyorum, buruk bir ifadeyle gülümseyip "artık ben gideyim" diyor... Ve Sen Gidiyorsun; Mektubu açıyorum binbir sabırızlıkla, önce mektubu alıyorum elime, sonra ise yatağıma düşen yüzüğünü... Anlam veremiyorum ve mektubu okuyorum tüm şaşkınlığımla... Ve Sen Gidiyorsun; Giderken de bana hatıra olarak sadece bu sayfada ki kahrolasıca sözleri bırakıyorsun... Bitti diyorsun ne kadar da kolay diyorsun, bu gidişinin hastalığımdan kaynaklanmadığını söylüyorsun, ne peki onu bile sormama izin vermiyorsun.. Ve Sen Gidiyorsun; Kuşlar konuyor penceremin yanına nemli gözlerle bana bakıyorlar, pencereye çıkıyorum ölümüne de olsa bu kalkışım ama ben aldırmıyorum...İşte o anda seni görüyorum hastanenin önündeki cadde de... Ve Sen Gidiyorsun; Onca çırpınışlarıma, "SENİ SEVİYORUM" demelerime ve gözyaşlarımı dökmeme rağmen arkana bir an olsun bakmadan gidiyorsun işte... Ve Ben Gidiyorum; Bu çivisi çıkmış dünyayı sana bırakarak, beddularımı üzerinde tutarak ve son nefesimde bile olsa "SENİ SEVİYORUM" diyerek gidiyorum işte, gidiyorum.... VE Sen Gidiyorsun.... Ve Ben Gidiyorum...
  9. Leylacım atla bidenem iki turuda birlikte atalım Cadıcım Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde,ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum... Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum! Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik Kod: DUYUN ACITIYORSUNUZ CANIMI..AMA GENEDE SUSUYORUM Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim... Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan.... Kod: BUGECE YOKLUĞUN ÇİZDİ YÜZÜMÜ..O BİLDİĞİN BASİT Bİ YARA DEĞİL...GERÇİ KİME ANLATIYORSAM BİLİYORUM ANLAMAYA GÜCÜN YETMEZZ Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini. Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan. Kod: SEN HERKESİN SENİ SEVDİĞİMİ BİLDİĞİ FAKAT NEKADAR SEVDİĞİMİ ASLA BİLEMİCEKLERİ Bİ SIRRIMSIN_YARAMSIN__ ___sEN GÖZÜMÜN GÖRMEDİĞİ FAKAT GÖNLÜMÜN HİSSETİĞİ TEK GERÇEKSİN__ İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri Kod: ARtıK HİçKimSeDen HerKse ve GözüMün gÖrMeDiĞi GöNlümÜn HİssEttİği Tek GerÇeğe Sen YıkTın Beni Sen YÜkLeDin NefReTİnİ olSun Bu DEli YüreK BuNuDa aŞacaKtır VE suSuYorum. SUSMALIYIMDA ARTIK.......... alıntı
  10. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    Çocuklarımıza doğruları öğretecektik. Onlarla birlikte sırtımızda taşıyacaktık, kutsal bildiğimiz bütün değerleri. "Hangi şartta olursa olsun, çıkarlarınıza değil gerçeklere hizmet edeceksiniz" diye haykıracaktık onlara. Şimdi tek doğrunun para olduğunu nasıl açıklayacağız onlara? Ruhun dilini unutup, paranın diliyle konuşurken... Gür ormanlarımız vardı, miras bırakacaktık çocuklarımıza. Hürmet perdeleri çekecektik pencerelere. Tencerelerde helal yemek kaynatmayı öğretecektik. Hırsız kervanlarına katılmanın onursuzluk olduğunu ders belletecektik her birine. Şimdi nasıl açıklayacağız, yağmadan payımızı istediğimizi. Omuzlarımızdaki meleklerimizi düşürdüğümüzü nasıl söyleyeceğiz, şeytan fikirlere göz kırparken? Giderek birbirimize benzerken. Leyla ile Mecnun'dan kalan aşkı öğretecektik onlara. "Annem gibi bir kız sevdim" konulu şiirler okuyacaktık. Ruh varken ten nedir ki, gösterecektik! Nakit duygularla bedenini pazarlayan kadınları gazetelerin birinci sayfalarına basmakla, kadınlığı ayaklar altına almak arasında bir fark olmadığını, nasıl söyleyeceğiz şimdi? Politik biberonla beslenen gazeteciliğin bağımsızlığını, nasıl kabul ettireceğiz onlara? "Güzel günler göreceğiz çocuklar" diye ettiğimiz yeminleri bile unuturken... Karanfillerimiz vardı ceketlerimizin sol yanında. Muzaffer ordular kuracaktık, hayatın askerlerinden. Savaşın değil, barışın kutsal olduğunu akıllarına çivi gibi çakacaktık güya! Şimdi ölüme alkış tutmanın utanılacak bir şey olduğunu hangi yüzle açıklayacağız onlara? Korkuyu hatmederek yaşadığımızı nasıl anlatacağız? Kıyametin kapılarında bekleyen gerçeklerden nasıl haberdar edeceğiz onları? Kaldıramayacağı kadar taşı, her birinin sırtına yüklerken... Çocuklar bizleri nelerden korudu da... Biz onları hiçbir şeyden koruyamadık. Onlarla oynadığımız oyundan hep biz galip çıkıyoruz ya... Bu gurur bize ait! alıntı...
  11. sardunyam şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    MERHABA Bidenem Bazen yorar insanı küçük şeyler; büyük sırlar vardır küçük şeylerin içinde. Açıldıkça açılır, boyuna posuna bakmadan... Bazen dinlendirir insanı uzaklar; uzaklığa bir yakınlığı vardır gözlerin. Gözlerin olduğu kadar gönlün de... Bazen durur tüm adımlar; adamların tembelliğinden değil, yolların düşündürücülüğünden. Öyle çetrefillidir ki, susar ayaklar da kimi zaman... Bazen sorar gözler, diller kabul etse bile. Maharet gözleri bile ikna etmektir, güzel söz söylemek değil. Bazen durur dünya, inecekler iner, sonra yoluna devam eder. Ne var ki, herkes için o duruş anı farklıdır. Kimisi içinse hiç dönmez dünya, ki o da apayrı mesele. Bazen her şeyi bir mimik anlatır, bazen gözyaşı, bazen bir kelime. Ne kadar da ağır gelir söylemek bazen bir kelime bile. Bazen bir anı, bir ömür kokar. Bazen bir daha yaşayamayacağını hisseder insan içinde bulunduğu ânı. Bazen şair olur insan, mısra kuramaz. Bazen mısra kurar insan, şair değildir. Bazen hiçbiridir, ne diyeceğini bilemeyen sıradan biridir işte... Bazen yaşadığını daha çok hisseder insan, öleceğini unutur büsbütün. Bazen yaşadığını tamamen unutur, hatta bazen her ikisini de. Bir anı bir anına uymaz derler ya insan için, ya bütün anları birbirinin aynı olsaydı. Bazen korkutmaz mı bu ihtimal insanı? Bazen korkar insan gölgesinden. Gölgesinin şahsında kendisinden. Zira kendi vücudu geçmiştir güneşin önüne. Kendi eseridir gölgesi. Bazen susar insan, dudakları çatlar susuzluktan. Bazen susar insan, söylenecek çok söz varken bile. Bazen dolar insan, kimse anlamaz. Bazen herkes anlar, kendisi kendisini anlamaz. Yalnızdır bazen insan, öyle yalnız bakar ki dünyaya. Bazense hiç yalnız değildir, nasıl baktığını bilirse. Bazen büyük görür insan kendini, ne acizliktir! Bazen aciz görür, ne büyük bir görüş! Bazen, 'bazen' değil, 'her zaman' demek gerek. Ama bilmek gerek, ne zaman? Her 'bazen'in bir zamanı vardır. alıntı...
  12. aNNe beNiM kaLbiM acıKTı... Usandım artık, okuduğum her cümlenin ardından aynanın karşısında gerçekle yüz(süz) leşen kızaran yeşil gözlerime dayanmayı öğütlemekten boşverilmişlikler beni öğütürken … Nasıl bir değirmendir ki bu kalbimi paramparça yapmayı başarıyor , senden geriye bir toz zerresi bırakmadığını zannediyor beynim ve yanıldığının farkına varmasına bir merhaba bile yetiyor… Usta bir oyuncuyum, senin adına mutluymuş gibi davranan karakteri sergiliyorum.Ruhuma alabildiğine metanet ekleyip, yüzümdeki gülümsemeye buluyorum.Rimel kullanmamaya özen gösteriyorum, tuz ve sudan ibaret olmayan gözyaşlarımı ele versin istemiyorum katran karası boya… Oysa ki ben… En gerçek halimle duruyorum hayatın kayıt cihazının karşısında, dua bile ediyorum kalbinin aşkı tattığı güne kavuşması için, kendimi rolüme fazla mı kaptırdım ne? Olsun ziyanı yok, benim kabul görmeyen dualarım da var, bu da onlardan olur belki… Bir yıl öncesini hatırlıyor zihnim, geçmiş geçmiyor bende bir türlü yada şimdiki zamanın –yor ekinde yor-ulup dönüş biletine uzanıyor elim, iki mevsim önceye…Yağmurlu bir gece, başımda kaygan bir örtü, camiye yürüyor ayaklarım, içeri girip oturuyorum tam da avizenin altına…Başıma düşerse nasıl bir ölümüm olacağını planlıyorum iki sure arası.Genç oluşuma sevinip en önde yer veriyor bana yaşlı teyzeler, adım adım yaklaşıyorum sanki Yaratıcı’ ya…Gözlerim kapalı, bak görmüyorum kimseyi hadi alıp götürsene beni, karşı koymayacağım söz… Yanlış kimseler için kullandım istek haklarımı, hep imkansızlar için...Ablam bunu “salak” olmama bağlarken, ben bu hususta tamamen kalbimi suçluyorum. Birazcık dinlese beynimin sözünü ah biraz dinlese…Annesiyle babası kavga ederken kulaklarını tıkayan çocuk gibiyim bende onların savaşında en çok zararı ben görüyorum. Kulaklarım tıkalı, bak duymuyorum kimseyi, hadi alıp götürsene beni, karşı koymayacağım söz… Bir konak vardı terkedilmiş, bahçesinde dikenli otlar, yüksek duvarları vardı hatırlarsın belki, otururdum, otururdun, otururduk… Alıştıra alıştıra kullanıyorum birinci çoğul şahıs ekinin çekimine girmiş fiilleri. “Biz” olmak ne kadar uzak, sahi sen kimdin? Nerden girdin paragrafıma, rica ediyorum git buradan, ben başka bir yaramı sarmaktayım şuan… “Farklı” olmak, “ilk kez” yapıyor olmak, “değerli” bulmak ve bunu dile getirmek 1-0 yenik başlamama sebep oluyor. İkinci golü yeme vaktim çok geç olmadı, 2-0 yenik ayrılıyorum sahandan.Kaybettiğim puanlar inan umrumda değil, bakmıyorum da önümdeki maçlara. Unuttun mu benim gözlerim kapalı, bak görmüyorum kimseyi, vazgeçtim alıp götürme beni… Masal bulmaya gitmiştim biraz acıklı bir masal oldu ama olsun zaten bizde hüzün perileri değil miyiz? Leylam, Diloşum, Zeynebim Kuzucuklarım...
  13. Ahmetcim merhaba canım nasılsın? Nasıl gidiyor herşey yolundadır inşallah
  14. YERİNE SEVEMEM/gökhan kırdar http://youtu.be/nqmOcNMJkE4
  15. Türkiye'nin geleceği için en büyük tehlike bu Fethullahçı örgüttür. Maddi kaynakları, medyası, gazeteleri, dergileri, kitapları, okulları, derhaneleri yani kısaca çok güçlü kanalları ve bağlantıları olan bu örgüt ülke insanımızın hemen hemen yarısını kandırmış ve tarafına çekmiştir. Asıl amacı İslam dinine hizmet etmek olmayan bu adam (Fethullah Gülen) gerçek manada hizmetini emperyalist Amerika için gösteriyor. 80 sonrası gelişen bütün siyasi olayların ardından bu isim çıkıyor din üzerinden gittiği için insanları etkilemesi daha kolay. Hiç kimse gözü yaşlı ağzında Allah kelamı olan birinden şüphe etmez. Zaten dinini bilmeyen insanlarımız bu gibi adamlara inanıyor. Zaten arkasında çok büyük güçler var. Bu günlere nasıl geldiği bu gücü nasıl elde ettiği belli. Atatürk'ün yolundan gitmemenin ve onun ilkelerinin önemini tam kavrayamamanın bedelini ödüyoruz. Ödeyeceğiz. Din vicdani açıdan ele alınmayıp doğru kaynaklardan öğrenilmediğinde ve özellikle bu adamların sık sık dile getirdiği gibi Kuran'ı Arapça olarak okumaya devam ettikçe içi boş ama görüntü itibarıyla dindar insanlarla doldu ortalık. Oysa insanların dinleri hakkında edinecekleri en doğru bilgi çoğul bilgidir ve müslümanlar için tek güvenilir kaynak vardır oda Kuran. Böyle yapmayıp çocuklarını dindar olsunlar diye bu adamlara teslim edenler Türkiye Cumhuriyetine ve Atasına bağlığını yitirmiş siyasi İslam'cı olarak yetişmelerine göz yumuyorlar. Bir üniversiteli genç bile pkk terör örgütünün propagandasına inanıyorsa ve bu uğurda canlı bomba olmayı göze alabiliyorsa varın siz düşünün bu yolda ölmenin onlara cennet kazandıracağına inandırılan Fethullah'çı okullarda beyinleri yıkanmış çocukların neler yapabileceklerini. Atatürk bütün bunları öngördüğü için Kuran'ı Türkçeleştirdi, dini siyasete alet etmeyi yasakladı, suistimal edenlere fırsat vermedi. Ama 80 yılda emperyalist oyunlara yenildik. Sonuç ortada. Kavram kargaşası her yerde. Din ve etnik ayrım insanları bölmekte birileri bundan nemalanmakta. Uyanamadık. Uyumaya devam.
  16. Cezaevlerinden teröristler salınıp meclise sokuluyor, pkk terör örgütüne siyasi propaganda yapan dtp liler ortalıkta rahatlıkla fikir beyan ediyor, bütün bunlara karşın birileri ulusalcı ve Türk milliyetçisi adını karalamak için çabalıyor ve hatta bununla yetinmeyip başka icraatlar yapıyorlar. Birilerini bişeyler fena halde rahatsız ediyor belli ki, kendilerine ulusalcı diyen herkesin gerçek anlamda ulusalcı olmayacağı gibi bu gidişle "ne mutlu Türk'üm diyenler" bile tutuklanacak. Türkiye'yi nereye çekmek istedikleri çok aşikar ama gerçekten çok şeytani planlar dönüyor. Sanırım bazı şeyler için zemin hazırlanıyor.
  17. ÇİLE/NME "filozof bahtı kara doğarmış" aslına bakarsan hiç bir şey göründüğü gibi değil içiçe geçmiş labirentler gibiyiz hepimiz ya her yol bize çıkıyor bazen, ya bir yere varmıyor artık anlamak istemiyorum umursamak hatta umursanmak bile. çile günlerimi doldurmak içimdeki zindana kapanmak özgür ve dilediğimce ağlayabilseydim öyle acayip bir ağlama halindeyim göz pınarlarım hazır bekliyor yutkunup duruyorum kulaklarımda bir uğultu midemde bir kramp ve etrafımı saran yalanlardan tiksinti duyan benliğim şehvetten köpürmüş bedenler beyinlerinin kontrolünü kaybetmiş kendi içinden çıkan kire bulananlar bir kez olsun baksaydınız aynaya kendinize karşıdan bakmış olurdunuz bunca yalan içinde doğruyumu arayacağım? hangi samanlıkta kaybettim iğnemi onu bile bilmiyorken! yakalım bütün samanlıkları gitsin bu dünyasal işkence başladığı gibi bitsin. sardunyam
  18. he kuzucuğum sen gel gelen olursa kapı açık çalmadan girsinler işte sen bu sabah erkenmi kalktın yoksa uyumadınmı bakem
  19. biliyorum ben zati sinsi planlarından haberdar olmayı umuyoruz bizide uyandır yaw ben aynı zamanda gececiydimde sen yoktun ortalarda kargalar az önce ettiler bidenem
  20. günaydın bidenem toplaşalım kuzucuklarım Adile teyzeniz olayım sizin ben
  21. heyt be kimin cadısı söz fazla hız yapmıycam iki tur atayım getirip cilalıycam gelirken almamı istediğin bişey var mı?
  22. sardunyam şurada cevap verdi: sardunyam başlık Anı Defteri - Defterleri
    Diloşum Sanıyorum sizin oraların ağ bağlantılarında sorun var ne oluyos yaww bi denk gelemiyoruz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.