sardunyam

Valla değiştirebilir ne demek değiştirebilir mi? Bu soyadı benim özlük haklarıma aykırı kişisel ve etnik yapımla uyumsuz desin değiştirirler... Ama ya şayet Ahmet gerçekten Türkse, o zaman ne olacak?

tık tık tık ben akılla fikir müsaitseniz yatıya geldik

maksat hizmet etmek olsa ve hizmet için gelen adam şerefli, haysiyetli, onurlu bir İNSAN olsa yapamadığı şey için özür diler ve çekilir... Ama bizde bu işler böyle olmuyor Akp tarihin en büyük kadrolaşmasını yapıyor... Ama ne oluyor dediğimizde hangisi yapmadı diyorlar ya hadi anladım herkes adamını kolluyorda bari işi bilene verin, aranızda hiç mi kafası çalışan, kültür seviyesi yüksek, aydın, özgür beyinli şahsiyetler yok? Verdiğin görevi halk için yerine getirecek kimseyle göbek bağı olmayan onurlu insan yok mu? Emireri mi hepsi? İçlerinde bir tane babayiğit yok mu kadrolaşma yapılırken sırf adamı olmasına bakmadan önce birde kafa yapısına bakan? Hepsi mi aynı bunların? Halk diliyle konuşuyor başbakan diyorlar ne komik halkımızın hepsi onun gibi kaba değil olsa bile bir başbakan olarak örnek olacağına yaptığı konuşmalarla kötü misal oluyor... Yakışmıyor bu ülkenin başbakanına... Bu kadar ilkelmiyiz?

delünün teki çalsın

Dinin siyaseti dünya tarihinde o kadar çok yapılmış ki... Ama biz yakın tarihimize bakalım... Örneğin Necmettin Erbakan bütün siyasi kariyerini dine dayanarak yaptı ve hatta o kadar ileri gittiki, halka "seçeceğiniz liderlerin dindar oluşuna dikkat edin aksi taktirde Allah bunun hesabını size sorar" diyebilecek kadar... Kimdi bu dindar yöneticiler tabi Erbakan ve şurekası... Ne yapıyorlardı, ister muhalefet olsunlar ister iktidar mesele inanç çemberinden asla çıkmadı... Tartışılan ve konuşulan tek şey inançtı... Onun talebeleri R.Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç dindarlığın öneminden, dindar cumhurbaşkanı seçmekten, laikliğin din karşıtlığı olduğundan, Atatürk ilkelerinin din düşmanlığı olduğundan o kadar çok söz ederler ki... Ak partinin bütün vekilleri ağız birliği etmişcesine inanç özgürlüğünden söz etmekteler... Oysa ülkemizin gerçek sorunları var ama mesele onları çözmek değil mesele dini lakırdılar ederek insanların hassas noktalarına parmak basmak verecekleri kararlara vicdanı baskı yapmaktalar... Osmanlı ruhunu canlandırmaya çalışmalarının tek nedeni Atatürk Cumhuriyetinin onların önünde tek engel oluşudur... Bu yüzden onlar Osmanlı padişahlarıyla övünürler... Elbette onlar bizim ecdadımız saygısızlık etmek olmaz ama Osmanlı İmparatorluğu boyunca büyük hatalar yapmıştır... Neden bağımsızlığımızdan ve özgürlüğümüzden feragat edelim ki, birileri dinle beyinlerimizi esir almaya çalışıyor neden onlara inanalım? O kadın gibi yüzlerce kadın ve erkek var bu ülkede... İnandıkları ve anlattıkları şeylerin çoğu akıl dışı... Ama "din" tartışılmaz sorgulanmaz nedenleri ve nasılları araştırılmazsa inanılan şey bir yığın hurafeden ileri gidemez... Kesinlikle bu arab kültüründen kurtulmak zorundayız yoksa arablar gibi kafamız kuma gömülü yaşayacağız... Birileri zenginliklerine zenginlik katarken birileri dindarlaştığını sanıp öteki dünya hayaliyle yaşayıp soyulan cebinin farkına bile varmayacak... Dünyada ancak gelişim gösterenler ve aklını kullananlar hayatta kalır doğanın kanunu bu, zayıflar ve akılsızlar her zaman yutulmaya mahkumdur...

Nedeni o kadar basit ki; Bakın dünyada hiç bir ülke yoktur ki, yönetim şekli dine dayalı olup aynı ölçüde gelişmiş olsun... Avrupa bundan 200 yıl önce yaptığı devrimlerle dini siyasal yaşamdan çıkartmıştır. Ve çıkartığı anda gelişim göstermeye başlamıştır... Mesela papazların toplum yaşamına olması gerekenden fazla müdahalesi Avrupa'da binlerce kadın cadı kabul edilerek yakılmış, binlerce bilim insanını idam etmiş, bilimle ilgilenmeyi tanrıya karşı çıkış saymış, dinleri aynı olmasına rağmen farklı mezhepleri seçen hristiyanların yüzlerce yıl savaşmasına sebep olmuş yani hayatı kaosa ve kargaşaya sürüklemişlerdir... Tıpkı Osmanlı'nın dini 1500 lerden sonra hayatın tam ortasına yerleştirip bilimden ve ilimden uzaklaşması ve düşünen insanları günahkar sayması, bulunan buluşlara değer vermemesi gibi... Zaten Osmanlı'nın çöküşüde din adamlarını devlet yönetimine karıştırmaya başlamasından sonra hızlanmıştır... Günümüze bakın dini devlet işlerine karıştıran hangi ülke (özellikle islam ülkeleri) demokrasi, bilim, teknoloji, sanat, kültür, insani değer ve dünyaya ayak uydurmada gelişme göstermiştir... Kaos ve kargaşa en çok bu ülkelerde görülür... Bu ülkelerde yaşamakta olan insanlar her türlü sömürüye maruz kalmaktadır... Çünkü dini devlet işlerine karıştırdığınızda ve çağa ayak uyduramadığınızda din baronları kendi kirli dünyevi işlerini sizlere şirin gösterir, özellikle bazı meseleleri göndemde tutarak düşünen insanları asimile etme çabasındadırlar... Atatürk bütün bunları ve çok daha fazlasını öngörerek yukarıda saydığımız devrimleri yapmıştır... Tarih ve gündem ondan dersler çıkartabildiğimiz sürece anlam kazanır... DÜŞÜNEN VE SÖMÜRÜ DÜZENİNE KARŞI DURAN BÜTÜN İNSANLIĞA SELAM EDİYORUM...

Atatürk'ün inançlı bir insan olduğunu yazdığı günlüklerden anlıyoruz... Bu yazdığınızın gerçek olup olmadığını bilmiyorum ancak sormak istediğim şudur... 1) Atatürk hilafeti kaldırmıştır. 2) Kılık kıyafet devrimi yapmıştır. 3) Alfabe devrimi yapmıştır. 4) Medreseleri kapattırmıştır, tarikatleri ve dergahlarıda. 5) Kuran'ı Türkçeleştirmiştir. 6) Dini devlet işlerinden ayırmıştır. 7) Ümmet bilincinden, millet bilincine geçmeyi sağlamıştır. 8) Bilimin ve ilimin en gerçek yol gösterici olduğunu vurgulamıştır. Bütün bunları neden yapmıştır? Bugün ki manzara için Atatürk'ün inancından yola çıkarak haklı gerekçeler arıyorsanız yanılıyorsunuz... Şuan ki Türkiye gerçeği Atatürk'ün kurduğu ve istikametini gösterdiği Cumhuriyetten uzakta. Çünkü O halkının herşeyden önce bilinçlenmesini istiyordu ve din kesinlikle siyasi malzeme yapılamazdı, ancak şimdi görüyoruz ki, inanç suistimal edilerek halk geri bırakılıyor, eğitim başta olmak üzere herşeyin içi boşaltılıyor ve Muassır Medeniyet seviyesinin çok altına iniyoruz... Lütfen sorumu yanıtlar mısınız?

2000'li yılların Türkiye'sine baktığımızda gerçekten endişe verici görüntülere ve olaylara tanık oluyoruz. Herşeyi dine uydurmaya çalışıyorlar ama nasıl bir din? Öyle bir anlayış getiriyorlar ki, insanlarımızın aklını öyle çok karıştırıyorlar ki, bu dayanılır bir şey değil... Bir insan nasıl olurda akıl süzgecinden geçirmeden ona anlatılan din kavramına yüzde yüz inanır? Nasıl sorgulamadan, nedenini, nasılını sormadan kabullenir? Bu zamanda yaşadığıma inanamıyorum imam hatip mezunu bir kadın şöyle söylüyor... "ölünce melekler bize arabça soru soracak o yüzden herkes arabça öğrenmek zorunda" bunu bana söylüyor ve bende nasıl olur böyle birşey diyorum, çünkü diyor Kuran arabça geldi... Eeee neden arabça geldi diyorum, çünkü en eski dil arabça diyor... Bunu öğrenmiş ve buna inanmış benimde inanmamı bekliyor... 6,5 milyar insan var yeryüzünde ve onlarca dil ve lehçe, şimdi nasıl olacakta herkes arabça öğrenecek? Dedim ki kadına ya Kuran Türklere inseydi Türkçe inseydi ne diyecektiniz? Ya da başka bir dünya dili... Madem öyle o zaman Allah yeryüzünde bunca dil konuşulmasına neden izin verdi? Neden arabça öğreniyoruz.? üstelik Kuran'ın indiği çağların arabçası ile günümüz arabçası çok farklı, tıpkı 1400 yıl öncenin Türkçesi gibi... Şimdi nasıl oluyor bu mantık işliyor? Anlatmak istediğim insanlar din adına ne duyarlarsa ya da bazı ulemanın ağzından ne çıkarsa koşulsuz bir kabulle kabulleniyorlar... Böyle bir geri gidiş, böyle bir kafa yapısı ile bu ülke nereye gider? Neden din bu kadar tartışılıyor ve kafalara işleniyor biliyor musunuz? Çünkü vicdanlar esir alınıyor ve akıl saf dışı bırakılıyor böylece, dünyada ne oluyor, ülkede kimler ne yapıyor, kadınların başörtüsüyle gündemi meşgul edenler saman altından neler götürüyor gören olmuyor, olsada ilgilenmiyor... İşte dinin afyon etkisi budur... Vicdanını ve aklını başkasının kontrolüne bıraktığında sen sen olmaktan çıkıyorsun, başkaları senin adına düşünüyor... Herkes istediğine inanmakta ya da inanmamakta özgür ama bunun siyasetini yapmadan... İnandığı şeyide öğrenmek için başkasının aklına ihtiyaç duymadan... İşte manzara, çember sakal, badem bıyık, çarşaf, cübbe, türban hiç olmadığı kadar yaygın ve gittikçe yozlaşan insanlar... Din böyle birşeyse eğer buna kimsenin ihtiyacı yok... Hayır vicdani bir tercihse o zaman kimse sömürmesin...

Ya Maliye Bakanı Unakıtan'ın gafına ne demeli... Mikrofonun azizliği işte... Yök başkanı için ne dedi "isterse istediğimiz gibi konuşmasın" ne demek bu? Bu ülkede görev başına getirdikleri şahıslar başbakanın ve şurekasının arzusuna göre konuşmak zorunda demek... Onların istediği gibi konuşmayanı ne yapıyorlar kimbilir?

Tarikatler tarafından kandırılıp sonra zorla alıkonan insanlara inanmıyorsun ve bana bunu ispatlayabilirmisin diyorsun, ama mesele kara çarşaf ya da türban olunca açıklama yapmak zorunda değilsin Bu darbeciler kim acaba çok merak ettim?

Resmi bir kurum olması gerekmiyor dilimizi düzgün kullanmak için ve hatta buralar çok daha etkili oluyor dilin bozulmasında çünkü sesli harfler atılıyor, sessiz harflerle anlamsız ve kısa cümleler kuruluyor, hatta o kadar dikkatsiz yazılıyor ki, kelime hataları yapılıyor... gurur duyduğumuz dilimizi nerede olursa olsun düzgün kullanalım...

Zaten ben anlamıyorum 80 yıldır bu ülkede kadınların başı ister açıktı ister çene altından annelerimiz gibi bağlı ve hatta annelerimiz girdikleri ortamda icap ettiğinde başörtülerini çıkartırlardı... Şimdi ne olduda bu kadar büyük bir mesele haline geldi, kimler bundan nemalandı, türban yetmedi altına bone takıyorlar tıpkı rahibeler gibi... Bu gelenek nereden nasıl çıktı bugünlere geldi... Kadınlar üzerinde oynanan bu siyasi rant kavgasını birgün herkesin görmesini diliyorum... İnanç bu kadar sömürülmez başörtüsü konusunda gösterdikleri hassasiyeti kadın eşitliği ve hakları konusunda göstermiyorlar... Bu işte ne kadar samimi olduklarının göstergesidir...

Gittikçe bozulmakta olan Türkçemize sahip çıkmak adına hepimiz bu güzel dilimizi daha dikkatli kullanmalıyız... Dil bir milletin varlık gösterdiği yegane unsurlardan biridir... Ne mutlu Türklüğünüzle gurur duyuyorsanız... Yanlış bir kanı, çünkü insanlar içinde doğdukları aileyi severler ve gurur duyarlar milleti sevmekte bunun gibi bişey... Yani sonuçta isteğimiz dışında bile gelmiş olsak bu dünyaya seçmesekte içinde bulunduğumuz aileyi sevmek doğamızda var... Neresinden baktığınıza bağlı bu görüş... Milliyetiyle gurur duymak yanlış değil faşizanlık yapmak yanlış.... Elbette hepimiz önce insanız... Ama aslımızı inkar etmeden...

Denk gelse ne yapardın?

sonunda oldu yani kendimi tebrik ediyorum peri padişahının kızı olan sensin ben nerden bileyim kim yaw?

Sen yukarıda ki yazıdan Mustafa Kemal'e ilah gibi tapıldığı sonucuna mı vardın? Sizin minnet duymaktan anladığınınız ruhuna bir fatiha okumaksa zaten boşuna tartışıyoruz. Biz başka bir şey anlatıyoruz Mustafa Kemal diyoruz, o bugün bu kadar rahat bir ülkede yaşamamız için 10 yıl gibi kısa bir zamanda batının 100 yılda yapamadığını yaptı diyoruz... Onun sayesinde bugün ortadoğunun en güvenli ülkelerinden biriyiz diyoruz... Mustafa Kemal'i anlamak gerek diyoruz, anlamadığımızda ya bir fatiha okuyarak geçiştiriyoruz ya da düşman oluyoruz ona... Tabi anladıkları için düşman olanlarda çok fazla... Bugün o sahip olduğun inancı Mustafa Kemal'in sayesinde bu kadar rahat yaşıyorsun... Yoksa kimbilir katolikmiydin, ortadoskmuydun, neydin... Dört bir yanı işgal edilmiş bir ülkede senin inancını yaşamana izin vereceklermiydi? Mustafa Kemal'i sevmekten ve bize bıraktığı mirasa sahip çıkmaktan herşeye rağmen onun gösterdiği yolda yürümeye devam etmekten anladığınız ilah gibi tapınmaysa eğer gerçekten sizin için yapacak şey yok... Osmanlı hayaliyle yanıp tutuşanlar boşuna hevesleniyorsunuz bu ülke bir daha o günlere dönmeyecek...

Nasıl bir ispat istersiniz size isimmi vereyim yoksa ailesi ilemi tanıştırayım? Söylemek istediğiniz yalan olduğuysa ona bişey demem neye inanmak istiyorsan ona inan. Bunlar Türkiye'nin gerçekleri siz nerede yaşıyorsunuz?

Türkçe'nizin bozuk olduğu yazdığınız bütün iletilerden okunuyor. Ayrıca bir Türkseniz eğer Türkçeniz düzgün olmalı zorundalıkta diyebilirsiniz tabi. Yabancı dil eğitimi almak kendi diline yabancılaşmak demek değildir. Biz kendi diline sahip çıkmak diyoruz. Sayın Oktay Sinanoğlu'nun söylediği gibi dili bozulan bir millet asimile olmuş demektir ve kimliğini kaybeder. Tabi siz böyle hissetmek zorunda değilsiniz sonuçta insanlar sevdikleri şeye dikkat ederler. Benimsedikleri şekilde yaşarlar...

yuk hanfendi size kartımı vereyim, kart hamili yakınımdır derim seni bekletmezler benimde DOSTUM

belkim istiyorumdur bilemiyorum

canemmmm kıyamam ben senin o duygusal kalbine, incinirmişte frozen frozen sen ne güzel insansın frozen yuksam sen peri padişahının kızımısın oldumu canem güzel lakırdı ettim sanırım

forumdamıydık upss pardon sankim ben sizi görmek istiyorumda

karşılıklı hanfendü aklımı başımdan alıyo bişey gelmiyo

Türk Kahvesi geliyo bol köpüklü

Umarım ne yaptığını gerçekten iyi biliyorsundur... Afedersin özel bir soru soracağım Türkçe'yi iyi biliyor musunuz?