sardunyam

Çayırada Vurdum Gazmayı da Al Başımdan Yazmayı da Sen Nereden Belledin de Selbes Selbes Gezmeyi de

Dama Çıkma İz Olur Çuha Şalvar Toz Olur Gündüz Gelme Gece Gel Komşularda Söz Olur

Arkandaki Yeleği Ben Örmedim Mi Yarim Kızlarla Konuşurken Ben Görmedim Mi Yarim

Elma Attım Yasdığına Dayandı Yasdığ Da Gızıl Güle Boyandı Sennen Yatan O Sunalar Uyandı Uyan Gözlerine Kurban Olduğum

Suya Giderim Suya Elmayı Soya Soya Kaldır Yarim Peçeni Göreyim Doya Doya

Tarlası Ayrıklıya Ben Varmam Çarıklıya Allah Nasip Evlesin Boynu Gıravatlıva

Viran Bahçelerde Bülbül Öter Mı Gönül Eylencesi Gül Olmayınca Merhemsiz Yareler Onar Biter Mı Bir Gerçek Veliden El Olmayınca

Gabağın Kökenisin Üstüne Dikenisin Seni Güzeller Yesin Çirkinlere Bitesin

bende bilmiyom

sevdim işte

Elif okuduk ötürü Pazar eyledik götürü yaratılanı hoş gör Yaradandan ötürü

Kötü huy kılavuzun oldukça mutlu olacağım sanma! Sen sabaha kadar gaflet uykusundasın, ömürse kısadır. Korkarım ki, sen bu uykudan uyanınca gündüz olur.

FARABi: "Hiç bir şey kendi kendisinin nedeni olamaz. Çünkü, nedenin kendisi, oluşandan öncedir."

Sayın gugukçuk Evet doğru söylemişsin bende baktım da evimde bir Fransız malı yok. Ama yinede bişey yapmak gerek bunu yapacak olanda devlet. Devlet elindeki bütün kozları kullanmalı ama kullanmayacaktır. Sayın başbakan bakalım ne gibi bir yaptırım uygulamayı uygun görecek... Üzerimize bir bir yıkılmaya çalışılan soykırım(!) lara destek veren içimizde ki Fransızlara ne yapacağız.

Sedelina sen ordaydın ama sadece ruh olarak ordaydın Aslında kimse orda değildi, herkes neredeydi bende bilmiyorum Yemeğin devamını anlatıyorum... Arman kadına çok sert bir bakış attı ama geveze kadın hiç tınlamadı. Bütün lokanta kadını dinliyorduk kadın "ben ekilecek kadınmıyım" diyordu. Telefonda ki sevgilisi ne söylüyorsa kadın gözlerini kocaman açarak karşısındaki arkadaşına ya beni nasıl eker bu ya diyorken biz birbirimize bakıp kafa salladık. (amma dedikodu oldu be) Neyse sonra ezan okundu açtık orucumuzu aslında arman ben ve tan en çok sigaraya saldırdık. Erbay ve paula gözleme istediler ama gözlemeler yalan oldu. Arman bizi çok güldürdü. Ve de çok fena dehşetlere düşürdü. Bu arada gelmeyen arkadaşlara biraz gazel okuduktan sonra biz eğlencemize tatlıcıda devam ettik. Kendi adıma Arman'ı, Erbay'ı ve Paula'yı tanımaktan çok mutlu oldum, Erbay'ı ve Paula'yı da ayrıca tebrik ediyorum onca yorgunluklarına ve streslerine rağmen geldiler, isteyen geliyormuş yani ben bunu anladım. Arman'da başka bir işi olmasına rağmen bizleri tanımak için geldi üstelik hepimizden önce oradaydı, biz bir daha ki buluşmamızda kahvaltı yapmaya karar verdik. Sedoş hanım hep son dakka golü atıyor bana ama buna rağmen biz gidip onu gördük baktık morali yüksek mi diye yükselmekteydi. Şimdilik bu kadar

Tek kelimeyle işte bu kadar meselenin özü budur.

Kelimelerle oynamayın sayın enkas Abd büyük elçisinin doğruyu söylediğinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Büyükelçiyi çok güvenilir mi buluyorsunuz? Üstelik Türkiye'de bu konu hakkında oldukça güvenilir isimlerin yazdıkları kaynak kitaplarda varken. Atatürk değil, sizin bile, benim bile kendi içimizde neye nasıl inandığımızı kim bilebilir? Dışardan gördüğünü yorumlar insanlar çoğunlukla da yanlış yorumlar. Din hakkında ki görüşlerini okuduk nutukta da okuduk, zaman ve şartları gözönünde bulundurarak okuduk ve neyi neden söylediğini anlamaya çalıştık. Biz anlamamız gerekeni anladık. Selamlar

Bütün insanların ne düşündüğünden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Hepimizin beyninde birer çipmi yerleştirdiniz de kontrol mü ediyorsunuz? Allah var mıdır, yok mudur gibi düşünceleri ben kendi adıma çok geride bıraktım. Varolduğunu biliyorum çünkü bütün duyularım ve duygularımla bundan eminim. Sizin çelişkileriniz sizi bağlar. Bir gün çelişkiler çözümlere dönüşür mutlaka.

sayın marcus bizde bunun mücadelesini veriyoruz. Birbirimizi çıyan gibi, öcü gibi görmemeliyiz böyle görmemek içinde millet olduğumuz gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. O yüzden habire etnik farklılıkları ayrılıkçılık için kullanmamalıyız. Kendi meselelerimizi ab'nin ya da abd'nin güdümüne ve çözümüne bırakmamalıyız. Bu günlere nasıl ve hangi koşullarda geldiğimizi unutmamalıyız. Bu güzel kültürel birikimlerin kazanımlarından yararlanmak en akıllıcası. Türk Milleti kendisini meydana getiren bütün halkların birlikteliğinden oluşmuştur. O yüzden artık sen o sun, ben buyum demekten vazgeçip ortak meselelerimizin çözümüne katkı sağlamayı düşünmeliyiz. Değil mi? Selamlar

Sayın la boheme Yorum yapmakta ya da yapmamakta hepimiz özgürüz. Sadece söylemek istediğim Kuran evrenseldir bir topluma ya da bir kesime hitap etmez kendisine hitap etmesini isteyen herkese hitap eder O'nu anlamak için arab olmak gerekmez. Bir ırka hitap eder demişsin o yüzden bunu belirttim. Bütün insanların beğendiği kitaplar olabilir, olmalıdırda. Ancak Taurusmutis'in bu tespiti bizim için çok değerli zira biz Kuran okuyucuları ve muhattablarına göre en güzel kitap O. Buda bizim tercihimiz. Yani seçtiğimiz beğendiğimiz en iyi kitap. Sen başka kitapları beğenebilirsin bunun aksini söylemek mümkün değil ki... Selamlar

haklısın herkesi kabullenemeyiz zaten bu imkansız...

Laikliğin tanımı anayasal çerçevede belli zaten buna yeni bir tanım getirmek politika arkadaşımızın da dediği gibi yeni beklentiler eklemek olur. Din devletin yönetiminde olmaz çünkü devlet bir mekanizmadır devletin yönettiği milletin dini olur buda değişkendir. O yüzden devlet her vatandaşına eşit yakınlıkta olmalıdır. Devlet insanların inanç seçimlerini belirleyici olmamalıdır. Laik sistem tam ve doğru işletilse bile bir kısım insanlar bundan rahatsızlık duymaya devam ederler çünkü amaç farklı. Din devleti isteyenler bunu başka amaçlar için istiyorlar. O yüzden laiklik bizler için vazgeçilmezdir. Laiklik hepimizin inancını özgürce yaşayacağının garantisidir. Selamlar

Allah inancını bilmenin pek çok yolu var akılla bilmek, kalble hissetmek, tecrübe ile farketmek...v.s.... Sevgiyi neyle hissedersiniz sevgili la boheme ya da sevdiklerinize nasıl ve ne ile güvenirsiniz? Eğer siz Allah'ı hissedemiyorsanız ben buna müdalade edemem kimse edemez. Bu bir tercihtir. Zaten bizim üzerinde durduğumuz şeyde budur inanmakta ya da inanmamakta özgürsünüz. Ancak bir çok insanın hissettiğini söylediğinde sizde buna saygı duyun.

İşte anlaşamamızın sebebi sanırım sen sadece muhalif olmak istiyorsun ve bu senin karakterin ve ben seni böyle kabullenirim. Ama iyilik ve kötülük insanların huyları değil toplumlara ve insanlara karşı olan tutumlarıdır zaten iyilik beklentilerimiz değiştiği gibi kötülükten anladığımızda değişir. Şimdi ben kötü insan nasıl olur dersem sen ona da katagori etmek dersin ama ben kötü insandan anladığımı yazacağım daha sonra... Kişisel hatalar güzeldir ama ondan ders alıncaya kadar, hatasız insan zaten olmaz ve bir insanı bir hatası yüzünden toplumdan dışlayamayız ancak görmezden gelinemeyecek şeyler vardır onları affetmek kişilere göre zor ya da kolaydır. Sayn Adrenalin sanırım siz konuyu farklı yerlere çekmek istiyorsunuz. Bunu anlamamız zor. Birincisi o bahsettiğiniz konular ya da kurallar bir ahlak değeri değildir, seçimlerdir. Bir çok marjinal seçim var biz onlardan bahsetmiyoruz. Selamlar

****** ve de aynı zamanda boşa emektir. Karalanamayacak insanlar vardır onlardan biride Mustafa Kemal Atatürk'tür. İnsanlar yaptıkları eylemle varlık kazanırlar insanlığa ve toplumlarına yapmış oldukları hizmet ile itibar görürler. Konuya ordan bakınca bir Mustafa Kemal zaten karalanamayacak biridir. Çünkü o şerefli bir önder, iyi bir devlet adamı, başarılı bir askerdir. Ve bu vatan için yaptıkları ortadadır bunları görmezden gelmek ve Atatürk'ün salt kişiliğini ve inançlarını sorgulamak kimsenin haddi değildir. Politika +1