Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

sardunyam

Φ Süper Üye
  • İçerik Sayısı

    10.566
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    3

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. Türkiye çok ciddî bir çaresizliğin içinde ve giderek derinleşen bir bunalımın eşiğindedir. Toplumu toplum yapan değerler her geçen gün yıpranmakta, ülke hızla kutuplaşmaya, dağılma ve parçalanmaya doğru gitmektedir. Halbuki, herhangi bir toplumdan söz etmek için insanların biyolojik ve fiziksel varlığını sürdürmesi gerekir; dolayısıyla fiziksel ve coğrafi bir alana, diğer bir deyişle ülkeye ihtiyaç bulunur. Bunun yanında toplumu bir arada tutacak ve o toplumu oluşturan üyelerin bir arada insanca ve onurlu yaşam sürmesini sağlayacak düzenlemelere acil ihtiyaç duyuluyor. Mevcut koşullarda Egemenlik kayıtsız şartsız halkındır/milletindir ilkesinin tam anlamıyla teoriden pratiğe geçmesi olanaksız görünüyor. Seçimlere az bir süre kala, ABD ve AB nin desteğini kazanabilmek amacıyla her türlü taviz veriliyor; öte yandan yapay gerilimler ve tartışmalarla Türkiye derin bir uçuruma doğru itiliyor. Böyle bir ortamda, kendisini halktan/milletten yana gören/gösteren tüm tarafların bir araya gelip güçlerini birleştirmesi ve büyük bir sinerji oluşturarak güçlü bir alternatif olduğunu göstermesi gerekmektedir. Kişisel kısır çekişmelerle zaman geçirilmemelidir.
  2. Yiğit namıyla anılır, boşuna Fatih olmaz insanlar... Fethettiği şehir gibi fethettiği gönüllerde var o büyük fatihin. Yozlaşmanın kültür olduğu bir devirde, her türlü insancıl duygu ve düşünce önemsizleşiyor bütün bunlara rağmen az da olsa hala bu durumlardan insanca mahcubiyet duyanlar varoldukça daha huzurlu olacağız. Teşekkürler Damien, çok düşündürücü
  3. Bir insan hakkında yorum yaparken ya "iyi" insan deriz, ya "kötü"... Peki iyi bir insan olmanın koşulları nelerdir? İyi bir insan olmak için bir inanca mı sahip olmak gerekir, yoksa iyiniyete sahip olmak mı? Ben kendimce iyi insandan beklediğim özellikleri yazayım, sizlerde kendi fikirlerinizi yazasanız sevinirim. --- iyi bir insan olmak için bence: duyarlı, samimi, dürüst, akılcı, saygılı, düşünceli, iyiniyetli, yardımsever, vatansever, insan sever, doğa sever, paylaşımcı, insanlar içinde ayrım yapmayan, insanları ırklarına göre kayırmayan, inancına göre değil, kişiliğine göre değerlendiren, hoşgörülü, art niyetsiz olmak gerekir. Aslında daha da artabilir ama ilk aklıma gelenler bunlar. Selamlar
  4. sardunyam

    ıste ırtıca!

    Bu irticayı çok konuştuk, konuşuyoruz ve devam edeceğiz peki ama bunu nasıl aşacağız bunu konuşmadık. Asıl mesele irtica neden kaynaklanıyor, nereden destek buluyor, sebebleri ne ve bunu çözmenin yolu ne? Gelecek günlerde bizleri neler bekliyor... Biz kime karşı mücadele içerisindeyiz. İnsan düşündükçe bir çıkmaza giriyor. Saldırı bir yerden değil, bin yerden... İrtica, terör, eğitim, ekonomi, ideolojik kavgalar, mafya-devlet ilişkileri, ordunun yıpratılması, toprakların satılması, savaşa itilmemiz, milli değerlerimizin yıpratılması, etnik ayrımcılık, dini ve ahlaki çökertilme çabaları, demokrasinin işlememesi, adaletin sağlanamaması...v.s. Bütün bunların sebebi ne, nerden kaynaklanıyor. Kimler destekliyor. Ve asıl mesele ne yapacağız... Nereden başlayacağız... Selamlar
  5. Ne gibi bir cevap arıyorsunuz anlayamadık ki sevgili lena. Sizi anlamakta zorlanıyoruz kusurumuza bakmayın, demişsiniz ya her insan kendi beyin kapasitesinde yazar diye... Peki hiç hatayı kendinizde aradınız mı? Neden kimse size cevap yazmıyor?
  6. Daha öncede yazdık Gazinin günlüğünden notlar... Nasıl Kuran dinlediğini, ezan sesinden nasıl huzur bulduğunu, Cuma namazlarına iştiraklerini. Ama kendi inançsızlıklarına değerli bir isim aramakta olanlar Ata'nın sözlerini kendi işlerine geldiği gibi yorumluyorlar. Birincisi Mustafa Kemal bir peygamber değil ki, miras olarak bir ayet bıraksın. O bir önder ve bir fikir adamı olduğu için fikirlerini bırakmıştır. Zaten Kuran bize miras olarak bırakıldı bunun üzerine Yüce Atatürk bir söz söylemişmidir. Kuran hakkında, peygamber hakkında, İslam hakkında tek bir kötü söz söylediğini duydunuz mu? Saklıgerçek, ya şu kendi gerçeklerini kendine sakla artık bayatladı bu laf salataları. İş sizin söylediğiniz gibi değil hiç olmadı. Bırakın artık Mustafa Kemal üzerinden siyaset yapmayı. Daha önce pantheaa arkadaşımız da o sözleri hangi koşullarda söylediğini aktardı bize. Din bizim dinimiz inanmayın sizi kim zorluyor. Bütün vaktinizi neden bu topicte geçiriyorsunuz? Neyin savaşını veriyorsunuz? Bütün yobazlar aynıdır. İster dinci olsun, ister ateist... Ama bütün aklı başındalar faydalıdır. İster dindar olsun, ister inançsız. Yeter ki iyi niyetli olsun. Benim hayalini kurduğum bir ülke var bu ülkede insanlar inançlarına göre değil, insanlıklarına göre saygı görürler. Ve kimse kimsenin özeline girmez, kimse kimsenin değerlerini aşağılamaz, kimse kimseye önyargılı bakmaz. Benim ülkemde inananlara olduğu gibi inanmayanlara da yer var. Taki iyi niyetli olsunlar. Ama şuana kadar gördüm ki inançsızların hayal ettikleri ülkede inananlara yer yok, ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar. Selamlar
  7. Kibirli insanı kim sever? Sanırım hiç kimse... Kibirli insan ne sağduyulu olabilir ne de aklıselim. Bu tür insanların insanlığa verecekleri hiç bir şey yoktur. Hatasız kul olmaz, hata yapmamak işten değil. Önemli olan hataları iyi değerlendirmektir. Oturup üzerine düşünmektir doğru olan. İnsan kendi hatasını bilmezse hiç gelişemez. Hatada ısrarda kibirdendir. Kibirde hatadandır. Yaptığımız hatalar bizi alçaltmaz hele onları kabullenmek bilakis bizi yüceltir. Çok sevdiğim bir söz var: İnsanlar başaklara benzer, içleri boşken başları havadadır... İçleri doldukça öne eğilirler...
  8. sardunyam

    SADECE MERAK..

    kitap okumayan millet ne yapsın forumda kitap bölümünü asıl komik olan bu. aslında hepimizin önce doğru tartışmayı öğrenmemiz gerek sonra kitap tartışmaya gelir sıra. bu arada sedelina haklısın
  9. Erbaycım sizi bir kere ekti beni iki kere. ama bir daha olmayacak gitmeyecem artık.
  10. Kasımpaşalı Başbakan'dan inciler nedense hep vatandaşa rastlıyor. İçerde aslan dışarda kuzu oluyor.
  11. Sayın Bozan Ben size teşekkür ederim aslına bakarsanız, bizim sizinle daha önce fikir ayrılıklarımız yüzünden biraz ters yazılar yazmışlığımız olmuştu. Ama buna rağmen siz bütün egosal tavırları bir kenara bırakıp bizi anlamaya çalıştınız ve çok doğru anladınız bu yüzden ben size teşekkür ederim. İşte bu olgunluktur ve saygın bir davranıştır. Doğru nerede ise biz oradayız bütün aklı başında, bencillikten uzak ve amacı bir şeyleri yıkmak değil yapmak olan insanların yapması gerektiği gibi. Yanlış olduğunu düşündüğüm sözleri eleştiri hakkına sahibim herkes gibi. Hepimizin bizi biz yapan özellikleri var ama önemli olan bu özelliklerin doğruluğu değil mi? Bir insan yanlış yapıyorsa o yanlışa devam etmesi o kişiyi kendisi yaptığı gibi kendisine ve çevresine de hiç birşey kazandırmaz değil mi? Ama bütün bunları bir amaç uğruna ve örgütlü bir şekilde yapıyorsalar kazanacakları bir şey var demektir. Yada kazanmak istedikleri... Kahramanlar sadece filmlerde olur. Ama her filmin sonu aynı bitmez. Biz gücümüzü inancımızdan ve Mustafa Kemal'in emaneti Cumhuriyetimizden alıyoruz bu ikisi bize göre ayrılmaz. Ve o güç her geçen gün artarak büyüyecektir. By x men siz de çok enteresansınız, ne değişebilir efendim. Biz dünde inanıyorduk bugünde inanıyoruz, dünde cumhuriyeti seviyorduk bugünde seviyoruz. Dün söylediğimizi bugün inkar etmiyoruz. Selamlar
  12. Sayın Dipnot Bırakın artık kemalist sözleri, konu burada kemalizm değil, ama siz hep bunu bir kalkan olarak kullanıyorsunuz. Sizin kemalist anlayışınızı benimsemiyorum zaten böyle bir anlayışta yok. İnançsızlığa saygı duyabilen biriyim bu konuda da haksızlık yapıyorsunuz. Sizin beğenmediğiniz inançlı insanlar Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal'in en yakın silah arkadaşlarıydılar. Onlarda müslümandı ve ellerinde Kuran ile cepheye koştular. Siz ve biz o inanan insanların gayretleri sayesinde Türkiye Cumhuriyetinde özgür, laik ve bağımsız(!) yaşıyoruz. Laiklik inanca ve inançsızlığa saygı duymaktır. Siz inançsızlığa saygı olarak görüyorsanız onu bilemem. Ancak sizin bu sözleri bize söylerken bir de kendinize bakmanızı tavsiye ederim. Siz hangi inanca saygı duydunuz bu güne kadar. Bu topic inanç topici, burada Allah'tan söz edilmesi neden size ters geliyor. Aksine siz inanç topicinde siyaset yapıyorsunuz... Bu konu amacını aşıyor size cevap vermeyeceğim artık... Saygılar
  13. Analiz edeceğimiz bugün ki üye, Sedelina... Sedelina, bu forumda tanıdığım ikinci kişi, en önemsediklerimden... Duyarlı, zeki, dindar, duygusal, sadık, samimi, iyiniyetli, bilgili, bilgilendirici, aşık , dost, düşünceli, anlayışlı, hoşgörülü, felsefeci, vatansever, (benim gibi duygularını kontrol edemeyen), şakacı, komik, ağlarken bile espiri yapabilen, kendisiyle barışık, empati yapabilen, birlikte sabahlara kadar bir ağlayıp, bir güldüğüm bu forumdaki en yakın arkadaşımsın... Canımcım seninle vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum ve seninle eğlenirken öğreniyorum, Allah o zekanı her daim arttırsın ve inşallah yetiştirdiğin çocuklar senin kadar bilgili ve akıllı olurlar... Şuana kadar çok ağır oldu... Eeee şimdi bende ki deluuuu kişiliğe yaraşır açıklamalara geldi sıra... Sedoşcum, gıııı, birini suçlamadan önce kendimizi onun yerine koymalıyız deel mi yavrucum? Hatta ben dün gibi hatırlarım sen kimseyi suçlamayan cici bir kızdın, o zamanlar senle birlikte Memet amcanın bahçesinden erik çalardık... (yoksa o sen deel miydin) gene yanlış mı hatırlıyom, yoksa o gloria'mıydı? Fatih gemileri nasıl yüzdürmüştü haliçe doğru, bunu gecem daha iyi bilir, yumotecim de Fatihi tanımaya çalışan bir kişilik... Allah'ım sabah sabah daha fazla yazamıycam... Ben sana özel ileti yollar ayrıntıları anlatırım... SENİ SEVİYORUM...
  14. Gurur duysaydın, hiçliğin kalırdı ama kibirlenseydin kalmazdı... Sen şımarmazsın, karakteri sağlam birisin... Hiçliği biliyorsan, çok şeyi biliyorsun demektir. İltifatın için çok teşekkür ederim... Selamlar
  15. Madem ki böyle bir karar verdin hakkında hayırlı olsun arkadaşım, (aslına bakarsan bunu bende düşünmüyor değilim) Dostlar olmadan çekilmiyor burası ve dostlarımız artık bir elin parmakları kadar, bizi bekleyen dostlara gitmek zamanı geldiğinde bizde orada olacağız... Marti_Name, sen dostlarına sadık ve o kavramı bilen birisin. Umarım dostlukların hiç bozulmaz... Sevgiler
  16. Forum arkadaşlarının bir araya geleceği iftar yemeğinin bu Cumartesi günü, Sultanahmet'te bir restorantta olmasına karar verdik. Gelmek isteyen tüm arkadaşları bekliyoruz... (taurusmutis umarım sana da uyar)
  17. Emeklerine sağlık Sevgiler
  18. Sayın Evrensel Sorularınıza uzun cevaplar verdiğimizi söylüyorsunuz ama lütfen dikkat edin bu forumda siz ve haksözden daha uzun ileti gönderen yok. Asıl bu tür yazılar sıkıcı, zaman alıcı ve fazla tekrarı olan yazılar. Cevaplarımızı ne şekilde olursa olsun beğenmeyeceksiniz çünkü sizin düşündüğünüz şeyleri söylemiyoruz. Bunların dışında bir insanın başka bir insana asla soramayacağı kişisel soruları bana sormuşsunuz bu soruların cevaplarının kimseye bir fayda sağlamayacağını düşünüyorum. Siz toplumda kaos yaratmaktan başka birşey yapmıyorsunuz. Siz inanmıyorsanız Kuran'dan uzak durursunuz ve geri kalana saygı duyarsınız yok böyle yapmamakta özel bir amacınız varsa oda sizi bağlıyor. Sorduğunuz sorulara cevap vermiştim tekrar etmemin bir mantığı yok. Madem uzun iletilerden şikayet ediyorsunuz önce onu siz uygulayın. Selamlar
  19. AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesİ Olli Rehn, Şöyle buyurdu: * 301. maddeyi yumuşatın, yetmez içini boşaltın, o da yetmez, Türk’e küfürü serbest bırakın. Bu bir AB kriteridir. * PKK’ya karşı silahlı mücadeleyi bırakın. Sosyal, kültürel, özellikle siyasi çözüm yolu bulun. Bu bir AB kriteridir. * Gümrük Birliği Ek Protokolü’nü uygulayın. Limanları vakit geçirmeden Rumlara açın. Bu bir AB kriteridir. * Sİvİl-ordu ilişkileri demokratikleşti-rilmelidir. Avrupa’da ordu, sivil denetim altındadır. Bu bir AB kriteridir. * Heybelİada Ruhban Okulu’nu açın. Patrik Bartholomeos, derhal ekümenik ilan edilsin. Bu bir AB kriteridir. * Sadece Ermeni yetmez, Pontus ve Süryani soykırımını da tanıyın. Atatürk’ü artık unutun. Bu bir AB kriteridir. AK üyesi Lord Russel şöyle buyurdu: * Bİr sonraki nüfus sayımında Kürtlerin sayısı tam olarak belirlensin. * Kürtçe öğrenim imkanı yaratılıp, üniversitelerde Kürtçe dil dersleri verilsin. * Kürt ailelerin mevcut dil ve öğrenim imkanları hakkında bilgi verilsin. * Kürt kültürünün tanıtımını sağlayacak merkezler kurulsun. Dernekleri tanınsın. MÜZAKERELERİN BAŞLANGIÇ YIL DÖNÜMÜNDE MİLLETİN SABRINI DENEDİLER AB yine sıraladı!.. Rehn: Limanları Rum’a açın, 301.maddeyi kaldırın, reformlara hız verin, Terörle Mücadele Yasası’ndaki kısıtlamaları kaldırın Kretschmer: İfade özgürlüğü ve dini özgürlükler konusunda reformlar yapın, sivil-asker ilişkilerine bir an önce çekidüzen verin Dün iki AB komiseri ayrı ayrı açıklama yaparak Türkiye hakkında yazılacak olan ilerleme raporu öncesinde gerçekleştirilmesini istedikleri değişiklikleri bir kez daha açıkladılar. İlk açıklama AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn’den geldi. Rehn Türkiye’nin AB sürecinin yavaşladığını, Türkiye’nin ek protokolle ilgili yükümlülüklerini yerine tam olarak getirmesini beklediklerini belirtti. 9. paketi övdü Rehn, Türk-İş tarafından düzenlenen bir sempozyumda yaptığı konuşmada, TBMM’de görüşülmeye devam eden 9. uyum paketinin geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Refomlar açısından bir sonra atılması gereken adımın ifade özgürlüğünün AB standartlarına taşınması olacağını belirten Rehn Türklüğü aşağıladıkları gerekçesiyle bazı gazeteci ve aydınlara yönelik davaları hatırlattı. 301. maddeyi kaldırın Komisyon olarak yeni TCK’nın hazırlanma sürecinde kendi fikirlerinin de göz önünde bulundurulmasını istediklerini hatırlatan Rehn, temyiz mahkemesinin Hrant **** davasında bu ülkede ifade özgürlüğünü tehdit altına alan bir içtihat oluşturduğunu söyledi. Rehn, şunları kaydetti: “Bu konuda pozisyonumuzu net ortaya koyduk. Bu AB siyasi kriterlerinden biridir. Bizim ortak demokratik değerlerimizin bir parçasıdır. AB içinde temel haklara saygı göstermeyen bir ülke olmasını düşünemiyorum. 301. maddede yapılacak bir değişiklik Türk vatandaşlarının da çıkarına olacaktır. Terör şiddetle çözülmez Rehn, bunun yanı sıra başka bazı alanlarda da acil değişikliklere ihtiyaç olduğunu belirterek, bu alanları kadın hakları ve dini özgürlükler olarak sıraladı. Türkiye’nin terör nedeniyle çok acı çektiğinin farkında olduğunu söyleyen Rehn, şiddetin sorunları çözemeyeceğini ve Güneydoğu’daki sorunun sadece güvenlik yaklaşımıyla ele alınmayacağını ifade etti. Limanları açın Rehn, terörle mücadele yasasının getirdiği bazı kısıtlamalar konusunda endişeli olduklarını söyleyerek, bu yasanın terör suçunu belirsiz olarak tanımladığını ve ortaya net bir çerçeve koymadığını kaydetti. Rehn, girişim yapılabilecek alanlara Gümrük Birliği Ek Protokolü konusunun da dahil olduğunu söyledi. Soykırımı sorusunu es geçti Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın açıklamaları ile ilgili olarak, “ortada yanlış anlaşılma var, biz diyaloga açığız” diyen Rehn, bir gazetecinin “Fransa’da Ermeni soykırımı yoktur diyenin cezalandırılmasını öngören yasa tasarısı ifade özgürlüğünü kısıtlamıyor mu” sorusuna cevap vermekten kaçındı. Bunlar da daha önceki istekler Avrupa Parlamentosu (AP), Hollandalı Hıristiyan Demokrat Parlamenter Camiel Eurlings tarafından hazırlanan Türkiye Raporu’nda ise, Rehn ve Kretschmer’in dayatmalarına ek olarak şu isteklerde bulunulmuştu * Süryani ve Pontuslu Rumlara soykırımı uyguladığınızı kabul edin * Ankara Kürt sorununa siyasi bir çözüm bulmak amacıyla DTP’yle temasa geçsin * Üyelik yolundaki bir ülke olarak geçmişinizle yüzleşin (sözde Ermeni soykırımına işaret ediliyor) Ermenistan’la diplomatik ilişki kurun, ekonomik ambargoyu kaldırın, sınırları açın * Yüzde 10 olan seçim barajını düşürün. Kürt kökenli partiler de dahil olmak üzere daha geniş temsil sağlayın * Temel hak ve özgürlükler alanında sınırlı ilerleme sağlandı. Dini özgürlükler konusundaki taahhütleri yerine getirin. Heybeliada Ruhban Okulu’nun açın, azınlıklara mülk edinmenin yolunu açın. * Alevileri azınlık olarak tanıyın. Din dersini seçmeli hale getirin Ordunun rolü zamanla değişecek AB’den gelen ikinci açıklamayı ise AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer yaptı. NTV’nin sorularını yanıtlayan Kretschmer, siyasi kriterlerde ilerleme sağlanmasının önemine vurgu yaparak, Türkiye’nin bu konuda yapması gereken çok şey bulunduğunu söyledi. “İfade özgürlüğü, dini özgürlükler, kadın-erkek eşitliği ve son günlerde yoğun bir şekilde tartışılan sivil-asker ilişkileri gibi konular büyük önem taşımaktadır. Türkiye’nin bu alanlarda daha fazla ilerleme kaydetmesi gerekmektedir” diyen Kretschmer, “Türkiye’nin bu konularda ilerleme göstermesi lazım” dedi. AB’de durum farklı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın dün Harp Akademileri Komutanlığındaki açıklamalarına ilişkin soruya cevaben Kretschmer, AB’nin sivil-asker ilişkileri konusundaki pozisyonunun açık olduğunu belirterek, kendisinin bu konudaki görüşlerini daha önceden TESEV’in toplantısı sırasında dile getirdiğini, Orgeneral Büyükanıt’ın da konuşmasında kendi görüşlerini ifade ettiğini söyledi. Orgeneral Büyükanıt’ın, “Türkiye’de ordunun farklı bir role sahip olduğu” yönündeki sözlerini hatırlatan Kretschmer, şunları kaydetti: “Ortada iki farklı pozisyon, iki farklı görüş var. Komutanlar da TSK’nın AB’deki ordulardan farklı olduğunu söylediler. Bu durumun müzakere süreci içinde değişip değişmediğini göreceğiz. Ordu-sivil ilişkileri AB sürecinde önem taşımaktadır. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Ben bunun mümkün olduğunu düşünüyorum.” APKM, Kürt raporunu bugün görüşecek Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) genel kurulu, İngiliz parlamenter Lord Russel-Johnston tarafından hazırlanan, “Kürtlerin Kültürel Durumu” konulu küstah raporu bugün tartışarak oylayacak. Uzmanlık komisyonunun talebi doğrultusunda, daha önce cuma günü tartışılacağı bildirilen rapor, yarının gündemine alındı. Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de yaşayan Kürtlerin kültürel durumunun ele alındığı raporda, “Kürtler, dünyanın devletsiz en büyük uluslarından biridir” ifadesi kullanılıyor. “Kültürel ve dil farklılıklarının Avrupa mirasını zenginleştiren bir unsur olduğu” belirtilen raporda, “bu unsurların kişilerin ve ülkelerin kimliklerini güçlendirdiği” görüşüne yer veriliyor. AKPM raporunda, bahsi geçen ülkelere Kürtlerin kültürlerinin korunması konusunda yardım yapılması çağrısında bulunuluyor. Raporda, Avrupa Konseyi üyesi Türkiye ile birlikte İran, Irak ve Suriye’ye Kürt dil ve kültürünü, “mücadele edilecek bir tehdit olarak değil kendi ülkelerinin mirası gibi tanımaları ve bu konuda gerekli önlemleri almaları” tavsiye ediliyor. Türkiye’ye gaz verin Raporun sonuç bölümünde, “Türkiye’yi, ‘Kürt konusunu’ sadece güvenlik açısından değil, daha geniş anlamda değerlendirmesi için cesaretlendirmek gerekir” ifadesi kullanılıyor. Lord Russel’en raporunda ayrıca şu isteklerde bulunuyor: Bir sonraki nüfus sayımında Kürtlerin sayısı tam olarak belirlensin. Kürtçe öğrenim imkanı yaratılıp, üniversitelerde Kürtçe dil ve edebiyat dersleri verilsin. Kürt ailelerin mevcut dil ve öğrenim imkanları hakkında bilgi verilsin. Kürt kültürünün tanıtımını sağlayacak merkezler kurulsun. Kürt kültür dernekleri resmen tanınıp, desteklensin.
  20. Evet eğlenceli oluyor, hikayeler, hikayeler, hikayeler en azından bu hikaye gerçekçi bir hikaye
  21. Sayın Dipnot Yazılarınızın bir kısmında haklısınız, bugüne kadar sizi haklı bulduğum noktalarda yanınızda olmaya çalıştım. Ancak size katılmadığım yazılarınıza tepki gösterdiğimde anlaşılmaz bir saldırı ile karşılaştım. Bu demek oluyor ki, biz sizin her söylediğinizi koşulsuz kabul edersek siz bizi gerçek kemalist sayacaksınız aksi takdirde biz size göre takiyeciyiz öylemi? Hiç kusura bakmayın sizi bu konuda HAKSIZ çıkartacağım. Hep dikkat ettiğim husus aşırıya kaçmamaktır. Her türlü savunuda bu böyledir. Ama size göre anlamsız olsada bir inancımız var bu inanç bizi bağlıyor ve hiç bir zaman iddia edemezsiniz ki biz burada kimseye din tüccarlığı yapmadık. Ama kimin ne yaptığını, satır aralarında kime ne söylemek istediğini anlamaya yetecek zekaya sahibiz. İnanca saygı duyarız demekle inanca saygı duyulmuyor... Bunu gösterebiliyormusunuz? Hayır... İnançsızlığa saygı duyuyormusunuz? Evet... Bunu gösterebiliyorsunuz... Demokrasimi hani nerde göremiyorum... İşimize geldiği gibi, sıkıştığımızda "ben öyle demek istememiştim" diyerek yapılır takiye... Biz ne dediğimizi ve ne demek istemediğimizi biliyoruz... Bilmeyenler düşünsün... Saygı karşılıklıdır... Bana ve inancıma saygı duymayana bende saygı duymam...
  22. Ne diyelim sayın dipnot Siz almışsınız alacağınızı, size bol tıssssslı günler diliyoruz... Bu arada kimse sizden bir şey almış değil, kime bahşiş veriyorsunuz?
  23. İki embriyo, bir ana rahminde... Her şeyden habersiz bekleşiyorlarmış, sudan bir beşiğin içinde... Sarılıp birbirlerine, karanlıkta uyumuşlar öylece... Haftalar geçmiş, ikizler gelişmiş. Elleri, ayakları belirginleşmiş. Gözleri çıktıkça meydana, İkisi de çevrede olup biteni fark etmiş... Ne rahat, ne güvenli bir dünyaymış bu... Sıcak, ıslak, sevgi dolu... "Öyle güzel bir dünyada yaşıyoruz ki" demişler, "...bize ne mutlu..." Gel zaman git zaman, çevreyi keşfe girişmişler. Bu karanlık dünyayı ve hayatın kaynağını deşmişler. Onları besleyip büyüten kordonu fark edince O kordonla kendilerini var eden Anne'lerine şükretmişler. Sonra başlamış bir varoluş tartışması: "Buraya nereden geldik, biz nasıl olduk" diye sormuş ikizler... "Annemiz" demiş biri, "O bizi var etti, bize can verdi." "Ne biliyorsun" diye itiraz etmiş öteki, "Sen hiç Anneni görmedin ki...": "Belki de o sadece zihnimizdedir. Anne inancı bizi rahatlattığı için uydurduğumuz bir şeydir." Süredursun ana rahmindeki tartışma, ikizler büyüyüp gelişmişler. Rahme sığmaz olup tekmeleşmişler. Artık parmakları ve kulakları varmış kerataların... Büyüdükçe anlamışlar ki, yolun sonu yakın... Gün gelecek, bu güzelim hayat bitecek; Karanlık bir yolculuk, onları bir başka diyara çekecek. "- Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz" diye fısıldamış ikizlerden biri efkarla... "- Ben gitmek istemiyorum" diye diretmiş öteki; "doyamadım ki daha hayata..." "- Ama mukadderat alnına yazılandır; dua et, belki doğumdan sonra hayat vardır." Sormuş karamsar olan: "- Bir gün bize hayat veren kordon kesilecek. Ondan sonra başımıza neler gelecek?" Şiirle cevaplamış iyimser olan: "Birçok giden/ memnun ki yerinden/ çok seneler geçti/ dönen yok seferinden..." Ve günlerden bir gün, yer sarsılmış, duvarlar kasılmış. Dayanılmaz sancılarla ikizler beklenen günün geldiğini anlamış. Buruşuk kollarıyla birbirlerine son kez sarılıp vedalaşmışlar. Ve "ömrümüz bitti" diye çığlık çığlığa ağlaşmışlar. Azrail sandıkları bir el kesmiş onları hayata bağlayan kordonu, Ağlaya ağlaya karanlık bir koridordan öbür hayata çıkmışlar. Ya ne kadar dünya hayatına benziyor değil mi? Anne karnın daki bebek bile anneyi tasavvur edemediğinden onu yok sayabiliyor... Ama bir diğeri görmediği annesine inanıyor... Ve gerçek şu ki, hiç bir bebek annesiz dünyaya gelmiyor...ANLAYANLARA...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.