sardunyam

tabiki ikisinide babama ayrı bir düşkünlüğüm var kuru fasulye pilavsız olurmu?

Kelimelerin Anlamları Ask : 1 sesli, 2 sessiz ve 2 aptaldan olusan sözcük. Nanosaniye : Trafikte isigin yesile dönmesi ve arkadaki hayvanin korna çalmasi arasinda gecen süre. Futbol : Kadinlarin kocalari yerine bilmeden evlendikleri nesne Hardware : Bilgisayarin software arizasi nedeniyle bozulmasi durumunda yumruklanan kismi. Ekip çalismasi : Bütün suçlari ekibin geri kalanina yüklemeyi saglayan çalisma biçimi. Doktor: Hastaliginizi ilaçlarla iyilestiren, sonra da sizi faturalarla öldüren kisi. Patron: Geç kaldiginizda ise erken gelen, erken geldiginizde geç kalan kisi. Gözyasi: Erkek gücünün, kadin gücü karsisinda bozguna ugratilmasina yarayan hidrolik güç birimi. Söylenti: Ses hizindan bile hizli dagilan haberler. Sözlük: Bosanmanin, nikahtan önce geldigi tek yer. Evlilik: Erkegin lisansini yitirip, kadinin master (lisans üstü) oldugu bir sözlesme. Baba: Doganin bize armagani olan banka. Gülümseme: Pek çok seyi bir dogruya ceviren egri. iyimser: Kazayla nehre düstügünde banyo yapmaya baslayan kisi. Diplomat: Size cehenneme gitmenizi öyle bir dille anlatir ki, bu yolculuk için can atarsiniz. Ofis: Gergin bir ev hayatindan sonra gevsediginiz yer. Komite: Kendi baslarina hiçbir sey yapamayan ve birlikte hiçbir seyin yapilamayacagina karar vermek için bir araya gelen insanlar

Kasım Yağmurları Artık sen eski sen değilsin Uzaksın bu çekinen sakınan sensin Omuzlarımda dünyanın bütün acıları Islatıyor beni ağır kasım yağmurları Ben ne haldeyim görmüyorsun, Sen acılara değmiyorsun Duydum ki başkasına cömertsin Yabancı kucaklarda sıcaksın Eğildi kederimden buğday başakları Matemim var söndürün ışıkları Kim yaşar böyle yasla aşkları Kim böyle durur ihanetlere karşı Kim döker bu kadar gözyaşı Yalancı, beni de aldattın Yıllar üzerimden geçer Her gün öncesinden daha beter Çalmıyor artık kapımı tanıdık yüzler Kırlangıçlar gitti, bitmiyor güzler Ne bahar kokuyor ne sümbüller Sormaz oldu hatrımı artık ümitler Kim böyle sabır üstüne sabır ekler Yalancı, beni de aldattın

Dağda belimde odun, beni ne hale kodun Tarlada ırgat avrat, hanede hazır hatun Bir uşak göbeğimde, altısı eteğimde Yedi bitirdi beni, anandaki o çene Dünyanın gailesi, yetmezmiş gibi bir de El ayak çekilince, sen bitersin dibimde Uy çalsın kemençeler de, ben bir horon tepeyim Çatlasın kaynımgiller, bari kurtlarım dökeyim Fındığı ben toplarım, kırması sana düşer Uy ellerin iyisi, geh geh gerinip şişer Üşüdüm senden baba ocağı, gözümde tüter Uy adaletsiz dünya, gücün hep bize mi yeter? Bir bezden bebem vardı, bohçamda hayallerim Kızlığım yarım kaldı, ben annemi isterim

Parada pulda gözüm yok inan baba Eloğlu kıyar gülünün fidanına Olur a dara düşerim, ihtimal Baba kapıyı kapatma Olur a dara düşerim, ihtimal Gülüne su ver unutma Olur a dara düşerim, ihtimal Gülüne su ver unutma Kınalı gelin uçuyor yuvadan Günü saati biliyor yaradan Duvağım, telim, kırmızı kemerim Dileğim bi kız, bi oğlan Olur a dara düşerim, ihtimal Baba kapıyı kapatma Olur a dara düşerim, ihtimal Gülüne su ver unutma Vurun davullar güm be de güm güm Geçer mi geçer ah sayılı gün Hem ağlarım hem giderim Bahtıma ne çıkarsa kabulüm Olur a dara düşerim, ihtimal Baba kapıyı kapatma Olur a dara düşerim, ihtimal Gülüne su ver unutma

tan bu aralar çok yoğun o yüzden gelemiyor, sanırım bir kaç ay daha böyle devam edecek... sevgili jön, ama selamını iletirim...

dahası yok diloşum dahası yok, mutsuzuz... güzel arkadaşım... ve hiç bir zaman mutlu olamayacağız biz... başkalarının acılarıyla acılanmayı öğrenenler, kendileri mutlu olacak kadar bencil olamazlar, aslında belkide mutluluğun kaynağı budur ama ben henüz bunu çözemedim... dur hele daha yolun başındayız hayat okulu her verdiğimiz sınavın ardından yenilerini getiriyor, öğrenecek daha çok şey var... büyürken öğreneceğiz, yaralanacak kendi yaralarımızı sarmayı da öğreneceğiz... onarmak mı diloşum, hiç böyle bir derdim yok... inan ki... yaralı ruhları onarmak ancak ilahi merhemle mümkün ve o yaralar insanı büyütüyor... tekamülde böyle gerçekleşiyor... o yüzden sitemkar sözlerimin içinde asla şikayet yok... sadece sitem... bu yalnızca sitem... frozenim canım çok özledim seni... umarım kızında iyileşmiştir. ben daha iyiyim... diloşum yani fiziksel olarak... selamlar

artos nerede, neden foruma gelmiyor?

avatarı gözümü ısıranısın

egzortik geliyor?

evet derim ama şartlanmadan savunmak kolay da değil derim... hayat bazen çok boş bazen de çok dolu gelir mi sana da?

yaramazısın... biraz da hınzır...

kıss sedoş gel barışalım mı? canım barışmak istedi senle, hadi hadi affettim gel barışalım...

Ne başkası oldu ne de olacak Sen çalmazsan kapım açılmayacak Şimdi içimde yanan bu ateş Sanma ki bir son bulacak Hiç utanmam gülüm divaneyim Parçalanmış dünyam viraneyim Seni herşeyden çok çok istedim Vuruldum avareyim Ne olurdu benim olsan Şu yaralarımı sarsan Bıktım artık yol almaktan Önüme çıkıp durdursan Gidiyorum buralardan Tüm rüzgarlar senin olsun Benden ayrı rüyadasın Dilerim birgün uyanırsın Yıllar sonra birgün yaşlandığında O ipek saçların ağardığında Kuru yaprak gibi dağıldığında Kalırsın tek başına Oysa seni ne çok ne çok sevmiştim Tüm çiçeklerimi sana dermiştim Şimdi ellerim boş yüreğim sarhoş Oysa neler ümid etmiştim

sonbahar.... nasılda hissetiriyor kendini, yapraklar nasıl süzülüyor yavaş ve bir şiir gibi... her bahar güzeldir ya ister ilk olsun, ister son... al işte yine bir sonbahar, yine hazan, yine hüzün... yine, yeni, yeniden şarkılar seni söyler... dillerde nağme adın... dillerde nağme adın... gülüm, bahçende güllerin soldumu, içini kemirdi mi hınzır ve gamsız duygular, aradığını buldun mu? kahrettin mi sen de bu dünyaya, bu düzensizliğe, bu kirliliğe... ağladın mı sende gecelerce... lal gibi sustunmu sende demir gibi çakılıp kaldın mı? her şeyi değiştireyim derken hiç bir şeyi değiştirememenin ezikliğini yaşadın mı? herkesi anlamaya çalışıp hiç anlaşılamadığını anladın mı? sende kızgınmı kendine, her derde koşan sana hiç koşup gelen olmayınca... salaklığına yandın mı? o pür neşenin altında yatan gamı göstermediğinden seni de aklı firarda sandılar mı? sen yine de sustun mu... lal gibi, durdun mu...? demir gibi... kitaplara sığındın mı, kendi yalnızlığına geri dönüp tek dostun sana, sana tek acıyan sana vardın mı? sonra kendine acımanın zavallılığında bulup yine başka arayışlara düştün mü? her yolu denemeli dedin mi, deneyip deneyip yanıldın, sonra her yılgınlığından yeniden doğdun mu? delilik ile velilik arasında durdun mu? o ince çizgiyi gördün mü? yine aylardan kasım... kasvetli kasım... yalnız kasım... hüzünlü güzel kasım... hoşgeldin... şimdi bu kadar efkardan sonra kalkıp bir oyun havası çalmalı mı, oynamalı mı, herkese ve herşeye inat... çalmalı bir harmandalı ve oynamalı bir zeybek... Efeler gibi... levent yüksel deyince, çok severim kendisinide bir şarkısı var ki "mutsuzsun" ölürüm... sesi insanı dinlendiren 3 erkek şarkıcı var sevdiğim... levent yüksel, yavuz bingöl ve kıraç... son günlerde de ferhat göçer... levent yüksel mutsuzsun... hepinize armağan olsun ama siz mutsuz olmayın... şarkı güzel o kadar... Bir sabah uyandığımda Camlara yağmur vurunca Perdeleri kim açacak Yüreğin bensiz sıkılmaz mı? Gittin yüreğin rahat mı? Aşk sana kaldı.... Sevişip, öpüşürken İçin acımaz mı? Ürkerek sesleneceksin Cevap yok, söyleneceksin Yatağa gizleneceksin Mutsuzsun dahası var mı?

ne kadar da doğru söylemişsin güzel arkadaşım, ama bir dengesizlik var bu işlerde insanlar tv de izledikleri shovlara o kadar alışmış ki, gerçekleri ayırt edemiyorlar, bu insanlık dışı olayıda shov havasında izleyen ve vah vah demekten öte bişey hissetmeyen çok fazla insan var... çocuk ******* denen bu kelimelerle ifade edilemeyen insanı insanlığından çıkaran siteleri yayınladıklarına inanamıyorken bu sitelere merak ettiğini söyleyip giren herkesin aynı suça ortak olduğunu düşünüyorum. aklı başında Türk hackerları yokmu ya, bu siteleri çökertemiyorlar mı, devletin bu tür suçları en ağır şekilde cezalandırması gerekmiyormu, devletin internet denen bu her türlü ortama açılan kapıları denetleyen ve gerekirse hacklamak için oluşturulmuş ekipleri olması gerekmiyormu, varda biz mi bilmiyoruz... ne yapılması gerekiyorsa üzerimize düşen biz yapmaya hazırız hatta buradaki arkadaşlarımdan rica ediyorum bir büyük kampanyada biz başlatalım ya da aklına daha farklı bir fikir gelen varsa bizimle paylaşsın akıl birliği ve el birliği ile bu konuda birşeyler yapalım, mevzu bahis olan çocuksa gelecek demektir, masumiyet demektir, bir onlar kaldı kirlenmeyen kirletmelerine izin vermeyelim... bütün duyarlı insanların bu konuda hassasiyetini biliyorum tv de shov izleyenlerin birşey yapıp yapmaması ise tamamen onların kaybettikleri insaniyetleridir... izlemeye devam etsinler hayat onlara göre shovdan ibaret ama bize göre hiç öyle değil... selamlar

kadın türü bu kadar değil tabiki arkadaşım kadın çok renkli bir kişiliktir... ama erkekler öylemi ya, genel özellikleri hep aynı, eski tip pc

ben her zaman söylerim keskin ağar adamdır diye, kıs sedoş nerde kaldıydık...

içinde sevgi barınan için bütün dünya bir aileymiş... Guatama Buddha sevgi teleskoptan bakar kıskançlık ise mikroskoptan... josh billings

talişkom gloria bu gibi derneklerde ne gibi faaliyetlerde bulunabiliriz canımın içi onları anlat hatta bağış için gerekli banka hesap numaralarını da bence buraya ekle (eklemediysen) isteyen bütçesi ölçüsünde yardımda bulunsun... bizde çocukların okulunda yardıma muhtaç çocuklar için okul bünyesinde bir şeyler yapıyoruz ama her hangi bir dernekten bir yardım gelmedi okulumuza... bildiğimiz maddi durumu elverişsiz çocukları bu derneklere bildirsek oralardan gelip ilgilenirler mi acaba? yani gloria daha fazla ayrıntı istiyoz, bizimde yapacağımız neler vardır acaba?

yavlum, yerçekimden başka ne çeker bizi bana ağır diyene bak kız aramızda en az 15 kg var beaa

seni sevmiyorum biliyorsun değil mi sedelina? sevgi seli büyük hasar bıraktı, tahmini rakam 1.000.000.000.000 ytl anaaaam fazla mı abarttım gıı? made in güzel de laf mı dilim tutuldu... ababababa

kleopatra essamı diyon yaww... o zaman ablacım affet bu kardeşini