sardunyam

karşılıksız değil ama karşılık olarak sadece samimiyet ve dürüstlük ararım... evet arkadaşlık önemlidir. hangi takımı tutuyorsun desem?

bir gribal enfeksiyona tutuldum bir ayda zor kurtuldum... sende kahverengi gözlümüsün desem?

kral arthur

kararlılık

iyiyim derim... sende iyisin inşallah desem?

37/38 murti burdamısın işte geldim burdayım desem?

yolda giderken hep korkarım bir kedinin ya da bir köpeğin cansız bedenini görmekten ve hep görürüm nedense her gördüğümde gözlerimi sımsıkı yumar belki yanlış gördüm diye kandırırım kendimi... ama şimdi sen gözlerinle görmüşsün yapamazsın benim gibi olmamış gibi, sanmışsın gibi yapamazsın... kaç kişinin umurundaydı ki... ona merhametli gözlerle bakan kaç kişi vardı etrafta... senden başka...

iyi senden naber... nejat işler

şimdi ne demeli... işte yine o güzel edebi sözler... ve iltifat... düşünceler gelişirse ve faydalıysa güzeldir. aynı sende ki gibi... saol arkadaşım...

içki içmek meselesi beni alakadar etmiyor sadece bu topicin adını onaylamıyorum. ve topicin kaldırılmasını istiyorum. Atatürkçülüğü ve Atatürkçüleri ayyaşlarla anmak hiç hoş değil. topici açan arkadaş maksatını aşan bir şey yapmış üstelik kendi avatarında Atatürk resmi olan birinin buna daha çok dikkat etmesini beklerdim... içki kullanan herkesi ayyaşlıkla suçlayamazsınız.

sayın aslan son cümleniz hariç diğerlerine katılıyorum çok paralel düşünüyoruz. ancak laikliğin bekası buna bağlı değildir. inançtaki samimiyet için bu elzemdir. inanç özgürlüğü, inancı yaşama özgürlüğü laikliğe bağlıdır. ülkemizin gelmiş olduğu konum bugün laikliği tartışılır kılıyor bunu son derece sakıncalı buluyorum. çünkü bunu tartışmaya açmanın altında yatan çok farklı talepler var. o yüzden gözardı etmemeliyiz diye düşünüyorum. bütün bu meseleleri aşmanın en akılcı yolu tam anlamıyla demokrasi ve sosyal adalettir... genel anlamda birbirine çok yakın düşüncelere sahibiz. teşekkür ediyorum paylaşımınız için... selamlar

>Sebebi Var >Evine erken gelen kadın, kocasını yatakta genç bir kadınla >yakalayınca dehşete düşer. Kocası "Karıcığım, durumu >açıklayabilirim" der: >- Bu zavallı kızı yolda görüp arabama aldım. Karnı acıkmıştı, eve >getirip senin yemediğin rostoyu pişirdim. Ayakkabıları delikti, >"modası geçti" diye giymediğin ayakkabıları verdim. Üşümüştü, sana >doğum gününde aldığım ama rengini beğenmediğin için giymediğin >süveteri verdim. >- Eeeee! >- Kızın pantolonu yırtıktı, artık senin kalçalarının sığmadığı bir >pantolonu da verdim. Tam çıkmak üzereyken bana, "Karınızın artık >kullanmadığı bir şey var mı bu evde?" diye sordu.. Ve işte >yataktayız!..

bugünde figgaroyu analiz edesim geldi... 6 aydan fazla oldu kendisini tanıyalı, msn de de görüştüğüm çok saygılı bir arkadaşım... gerek forumda gerekse özel görüşmelerimizde ondan çok şey öğreniyorum. edebi lisanını çok beğeniyorum. gülmeyi çok yakıştırdığım ve birlikte çok güldüğüm bir arkadaşım... ne kadar derin ve edebi konular olursa olsun gülecek birşey buluyoruz ve bir 15 dakka gülerek geçiyor... ama gülerkende öğreniyor ve şaşırıyoruz... bu forumun bana kazandırdığı en değerli arkadaşlarımdan biriside figgaro... kültürel seviyesi oldukça yüksek, barışçıl, medeni, akıllı, seviyeli, sıcakkanlı, eğitimli, espirili, kaliteli, dürüst, laf cambazlığı yapmayan, samimi, açık sözlü ama kırmayan biri... kişiye göre değil kendisine göre konuşan, mesafeyi koruyan, samimiyetine güvenilir arkadaşlığın için teşekkür ederim arkadaşım... şiirlerini, yazılarını, düşüncelerini çok beğeniyorum. arkadaşlığın cinsiyete göre değil insana göre olduğunu gösterdiğin için ayrıca tebrik ediyorum. insan zaman zaman bunun sıkıntısını yaşıyor... sana başarılar ve mutluluklar diliyorum sevgili figgaro... güzel paylaşımların için tekrar teşekkürler...

tayfun taliboğlu

ne oldu komik mi geldi ne gülüyon

frozenim ablacım demekki uzaktan uzağa takip etmişiz birbirimizi bende senin için derdim aynı şeyleri düşünüyormuşuz... anı defterimde seni görmek ne güssel... şu diloşla, figgaroyada sölümde iki kelam yazsınlar... sedoş ben sana küsüm gloriayaya küsüm dünyaya küstüm oynamıyom artık

sevgili birce çok değerli bir topic açmışsın neden böyle düşündün anlamadım üzüldüm. herşeyi enine boyuna düşünmekte gerekli isterse mistik olsun şu olsun bu olsun... olasılıklar düşünülmeli... en azından arzu eden düşünmeli... o yüzden teşekkür ederim bu topic için... selamlar

sayın aslan haklısınız liselerde din eğitimi daha verimli olsa iyi olur. ancak çocuğuna din eğitimi vermek istemeyen ailelelerde var farklı mezheplerde olanlar ya da bir inanca mensup olmayanlar... o yüzden bence seçmeli din dersi olmalı ama bu seçmeli din dersi çok daha kapsamlı bir eğitim olmalı. iki sure öğretmek ya da abdest nasıl alınırdan ziyade olmalı. felsefesi öğretilmeli, tasavvuf öğretilmeli, değerli ilim adamlarının öğretileri ve yaşam öyküleri öğretilmeli. kısaca dinin düşünceye verdiği önemde öğretilmeli. cemaat olmak dışında bireysel insan olarak düşünsel gelişimi geliştirilmeli... selamlar

haklısın siyahx çamur bunlar ya ama kadınlar daha açık sözlüdür daha cesurdur... yeterki imkan verilsin... yurt dışına gitme imkanın olsa nereye gitmek istersin desem?

açılır açılır gözleri gülümün içlerinde yeşil çam ağaçları uyanışların en tazeleri odamızdan geçer gülüm seninle feriğim,fidanım,feryadım ey benim zizil parmak memleket gözlüm geceler hep peşimden koşar göğsüme takıp yönümü bulduğum kalp verdim onur verdim yetmez mi deli fişeğim...

yalnız değilim... jön beraberliğide bana vermiştin hatırlatırım yaz bakalım topice "Fenerbahçe kabiliyetsiz takım" diye... güzel maçtı gerçi ama hemen çamura yatmışsınız golümüzü vermedi diye. bal gibi ofsaytı işte... kadınlarımı daha açık sözlüdür erkeklermi desem?

diana

yeni trendler biliniyor artık... Türke söv, İslama söv, Türklüğün ve İslamın değerlerine söv... ülkeni kötüle, milletini incit, ulusal platformda rencide et sonra yazarlığın konuşulsun ama bunun aksini yapan gerçek yazarlar karalansın... işte moda bu... demagoji bu. yazar var yazamayan var, usta kalemler var, satınalınabilen kalemler var... hadi yapsınlar tercihlerini...

Bir aksilik ve değişiklik olmazsa papa efendi önümüzdeki hafta gelecek. din adamı sıfatıyla mı gelecek yoksa devlet adamı sıfatıyla mı? bu ikisi arasında ki fark çok önemli... Eğer din adamı sofatıyla gelip gerçekte yapmayı istediği şeyi yapmaya teşebbüs ederse yani ekümunikliği dünyaya tanıtma girişiminde bulunursa bu Laik Türkiye Cumhuriyetinde laikliğe %100 aykırı bir yaklaşım olacak... Bu durumda devlet ne yapacak? Başbakan nato toplantısı sebebiyle yurt dışına çıkarak kendisini bu kaostan kurtaracak... mesuliyet Cumhurbaşkanına ve başbakan yardımcılarına kalacak... Cumhurbaşkanımızın daveti ile ülkemize gelecek olan papayı geçtiğimiz papanın döneminde fener rum patriği davet etmişti. o papanın sağlık sorunları yüzünden bu davet gerçekleşmemişti. patrik bu kez bu Türk ve Müslüman düşmanı papa benekliyi (neydi benedith miydi)? davet etti. ancak fener patriğinin böyle bir yetkisi yok. kendisi bir devlet adamı değil bir din görevlisi, papa ise aynı zamanda vatikanın başı yani devlet görevlisi. yasal hakkı olmadığı halde papaya davet götüren fener patriğinin oyununu Sayın Cumhurbaşkanımız meseleyi siyasi davet platformuna çekerek bozdu. ancak henüz kısa bir süre öncesinde Türklüğe ve İslamiyetin en kutsal değerlerine, sevgili peygamberimize hakaret eden bu kendini bilmez adam ülkemize gelecek ve çeşitli ziyaretlerde bulunacak... asıl amaç katolik dünyası ile ortodoks dünyasını yakınlaştıracak olan Fener Rum patrikhanesini ekümunik başkenti olarak tanıtmak... şimdi bu adam elini kolunu sallayarak biz Türklerin ve İslamiyeti seçmiş olanların kutsallarına söverek buraya gelecek. nasıl geçecek, neler olacak bilemiyorum ama içime sindiremediğim duygular yaşıyorum. Hz. Muhammedi savaş meraklısı gösteren ve ona neredeyse çapulcu diyen adamı bu topraklar üzerinde görmek ağırıma gidiyor... onu şerefli bir konuk gibi ağırlayacak olmak ağırıma gidiyor. gönlüm gelmemesini istiyor ama sanırım bizim istediğimiz olmayacak... ama gelirse çok demokrat bir çerçevede gereken tepkiyi göreceğini umuyorum. protestoların olacağını biliyorum. Allah yardımcımız olsun ve bizlere sabır nasip etsin... dilerim papanın ve patriğin oynadıkları oyunlarda ayaklarına dolaşsın... onlar tuzak kurarlar ama Allah o tuzakları bozar... Selamlar

akp imam hatip meselesinde neden bu kadar ısrarcı acaba milletvekillerinin çoğunluğunun, bakanların büyük çoğunluğunun imam hatipli olması etkenmidir? ya da aile eşraflarının buralarda okuyor olması konuya karşı daha mı duyarlı kılıyor kendilerini... din eğitimi almak için imam hatibe gitmek şartmıdır? ancak memlekete imamda gereklidir. ancak imam olmak için okula gidenlerin daha sonra başka alanlara kaymalarının mantıklı bir açıklaması yoktur. ama bu yüzden mesele siyasi bir çerçeveye çekilmek isteniyor. din düşmanı gösterilmek istenenler var...