Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. ne dimek minexim sen sarılmak istersinde ben sarılmazmıyım, sarıldık sarmaşık olduk bilem gülüm... orhan veli şiiri için teşekkür ederim... canımsın :hug: sarıldık üç defa sımsıkı... içimden geldi söyledim seviyorum seni...
  2. hayat olmazsa olmazlarımızdır... üzüntülerimiz, seviçlerimiz, öfkelerimiz, kavgalarımız, terk etmelerimiz, terk edilmelerimiz, çoşkumuz, sevdalarımız, umutlarımız, bir eski dostun selamı belki... ne varsa içinizde sizi siz yapan, odur bütün yaşadıklarınızdan kalan... ne bugün ne yarın, zaman bile ölüp gittiğinde sizi siz yapanlardan başka hiç bir şeyin kalmadığını göreceksiniz... bir ömre sığan bir şiire sığmaz elbette, bir "an" içinde yaşadıklarını bile anlatamazsın bir sayfa dolusu metinle... saniyenin bilmem kaçta kaçında aklından neler geçer, kalbinde neler çarpar ve kanında neler dolaşır kanla birlikte... hani ben bu anı daha önce yaşamıştım der gibi, bir şiirde o "an"larınızdan bir parça, bir şarkının melodisinde hep çok eskilerden kalmış garip bir tanıdık hüzün gibi... aklınızdan geçenlere çarpar geçer... ve anlamaya çalıştığımız hayat ondan hep sözlere dökülür... ama elde kalan hep kocaman bir soru işaretidir. en babayiğit filazof bile çözememiştir annesinin karnından gelip, karatoprağa girdiği zaman içinde ne olup bittiğini??? ondandır onların filazofluğu... bir yanıt bulmuşluklarından değil tek bir yanıt olmadığını bilirler ve her "an" yeni anlamlar bulmak çabasındadırlar... deneyip deneyip yanılmaktayız ve en çok yanılan hiç yanılmadığını sanandır...
  3. havada senin kokun var bugün sanki hiç gitmemişsin gibi çok eskiden hatırladığım bir duygu bu yaşadığım damarımda dolaşan kanımsın gibi... ellerim yine üşüyor biliyormusun ve yine su içiyorum sık sık sigarayı azaltamadım bu arada yani ben yine bildiğin gibi...
  4. leylacım bu kıs yok ortalarda kanımca hain planları var olabilir... çok pis dalarım bilesin frozenim, cadım
  5. ay inanmıyorum sanırım kötü bişeyler planlıyor bu tan vakti, kendimi çok korkmuş ve bir o kadar endişeli gördüm yaww, can kurtaran yok mu? şşşşş bak bii, sen o arabayla koşa koşa nereye gidiyon bakiim? ondanmı gecikiyon her zaman seni iki tekerli kamyonet seni
  6. ne var ne yok kardeşim bugün hava çok güzel beni bu güzel mahvetti demiş şair...
  7. Din sizin bakış açınıza göre bir kimliktir peki hangi geniş kapsayıcılıkla hangi birliktelik söz konusudur örneklermisiniz? İbrahim ve Musa peygamberler müslümanların manevi anlamda atası sayılırlar, ama soyları İsrailoğullarındandır. Bir millet dışarıdan bakıldığında bir bütün olarak algılanır, zaten etnik özelliklerin farklılık gibi yansıtılmaya çalışılmasının asıl sebebide millet bilincinden ayrıştırmak istenmesidir. Anladığım kadarıyla siz ümmetçisiniz, bu durumda ben size herhangi bir baskı yapamam, kendinizi nasıl tanımlıyorsanız öylesiniz. Sadece sormak isterim, herhangi bir İslam ülkesine gittiğinizde onlar sizi bir müslüman olarak mı görecek, yoksa Türk ve müslüman olarak mı tanıyacaklar. Alt kimliklerin ön plana çıkartılması kaosa sebeb olur elbette, bizler türlü özelliklere sahip ancak binlerce yıldır birlikte yaşamış ve ortak gelenekler geliştirmiş bir milletiz, eğer etniklik bu kadar ön plana çıkartılırsa ve bu bir ayrılık unsuru olmaya başlamışsa bu millet infilak eder. Ama zaten emperyalizmin hedefide bu, dünyanın heryerinde milletlerin içinde farklı kökenliler var ama hiç bir yerinde bu topraklarda olduğu gibi bir bölünme mücadelesi vermiyorlar... Tabi dünü saymalıyız, Rusya, Yugoslavya, Irak bunun acısını yaşamış milletler... Irak konusunda sizin kadar masumane bakmamıyorum, Türkiye'de ayrılıkçı örgütün içindeki militanlarında bir çoğu müslüman ama Mehmetçiğin kanını dökerken hiç öyle değiller. Irak'tada mutlaka Abd tuzakları ve oyunları var bunun farkındayız, ama zaten Irak'ın başına gelenlerden ve devam eden işgalin sebeb olduğu tecavüz ve katliyamlardan Irak halkı birlik olamayarak en büyük sorumlu değil mi? Oysa Iraklıların hemen hepsi müslüman ama farklı etnik köken ve farklı mezhepleri var ne güzel bir bölünme sebebi değil mi? Milliyetçilik ve ulusçuluk öncelikli olarak milli meselelerde ulusçu bir görüş sergilemektir. Şimdilerde onunda tanımı farklı yapılmakta ama bu kapının da nereye çıkacağı belli değil mi?
  8. hayır derim 38 bin gibi bir üye var nasıl tanınır ki kıss desem?
  9. bende iyiyim günlük bööölerimiz de gayet iyiler
  10. tiyatro derim keyfin nasıl desem?
  11. kilo verdim 119,5 oldum şimdi onuda bilmiyordun sen siyahx nişanlısının yanında hiç böyle maçoluk yapmıyormuş biliyormuydunuz
  12. geldim seni öptüm ve gidiyorum şimcik, aklımdasın...
  13. sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Anı Defteri - Defterleri
    naber murtisan, ne var ne yok gene uğramadın buralara yoksam sen kendine yeni forumlar mı buldun
  14. defterine uğramıyor bu cadı gene kimbilir hangi derinlere daldı ne inciler çıkartıyor Allah bilir... cadı cadı, çık dışarı kutu kutu pense oynayalım
  15. leylacım nasılsın bugün cancağızım, gül tomurcuğum kısss bööööler kovalasın seni
  16. herşeyin bir bedeli var diloşum, bilmezmisin... yaşadığın her güzelliğin, her sevginin, her mutluluğun, her aşkın bir bedeli var... derinlerde basınçtan kulakların uğuldasada, kıyıda alalade ve hoyratça yaşamaktan yeğdir sana o duyguları yaşatan derinlik... yoksa sen, sen olmazdın, o zaman bize bu duyguları yaşatamazdın kısss... canımsın sen benim...
  17. evet son söz muhteşem "insan düzeldiği zaman, dünya düzelir" ama zor bir ihtimal ne yazık ki teşekkür ederim lilacım seviyom seni menekşem evet bacım seri sonu üretim, kanımca biz öldükten sonra nesli tükenen canlılar müzesine koyarlar bizi... içi doldurulmuş ördek gibi ay çok fena canım sezenim ne güzel söyler, yeter gidip o sevgisizliğinde kendi tükensin... canımsın diloşum
  18. yeni avatarın tam maço olmuş kanımca, o ne ağzında sigara ayıp deel mi kötü ornek oluyon çocuklara, gerçi erkek deelmisiniz, kötü örnekte bir numarasınız
  19. Ortadoğunun zenginliği gözleri kamaştırıyor bu kamaşmada türlü entrikalarda Türkiye'de hedefin en başında yer alıyor, bişey olmazcılar, bu ülkede sorun mu var diyenler, herşey yolunda ekonomi büyüyor masalına inananlar, su kaynakları kurumaktaymış, petrol yasaları el kol bağlarmış, Türkiye Cumhuriyetinden, azınlıklar cumhuriyetine sürülüyoruz, ama ne ola ki bunlarda mesele mi? ortadoğuda asıl ağızları sulandıran petrolmü gerçekten yoksa petrol artık yerini başka şeylere bırakacakken asıl yaşamsal kaynaklar yani su yani dicle ve fırat mıdır iştahları kabartan... dünyanın gelecek 10/20 yılında su kaynakları en önemli etken olacak... petrolün yerini başka bir enerji alacaktır ama ya suyun yerini alacak başka bir şey varmı? geleceğini göremeyen ve planlayamayanlar, dünya değişirken o değişime seyirci kalmaktan öte hiç bir şey yapamazlar, geleceği planlayanların oyunlarında kaybolup giderler... etnikti, dindi, laiklikti, idealdi, sen haklıydın, ben haklıydım derken atı alan Üsküdar'ı geçmese bari... -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- H2O. Dünyanın ¾’ü, vücudumuzun 2/3’si. Yaşamın ta kendisi. Yaşamın temel kaynağı olan su; tarımsal üretim, endüstriyel kullanım, enerji üretimi, ulusal güvenlik gibi konularda da önemli bir yere sahip. Suyun yeterli ve uygun kalitede olması, ekonomik ve sosyal kalkınma için de gerekli. Türkiye’de suyun %75’i tarımda , %15’i evsel amaçlı ve %10’u da sanayide kullanılıyor. Sahip olduğumuz sınırlı su kaynakları, geri dönülemez biçimde tükeniyor. Türkiye’de son 40 yıl içinde 1 milyon 300 bin hektar sulak alan tarımsal amaçlı kurutma, doldurma, aşırı su kullanımı gibi nedenlerle ekolojik ve ekonomik işlevini yitirdi. Türkiye’de su kullanımıyla ilgili en büyük sorun, özellikle tarımsal su kullanımında yaşanıyor. Tarımda kullanılan suyun büyük bir kısmı yanlış sulama teknikleri ve taşıma sırasındaki kayıplar nedeniyle boşa harcanıyor. Kaçak kuyular, aşırı yeraltı suyu çekimi sonucu su kaynakları kuruyor ve yok oluyor. Hotamış Sazlıkları, Eşmekaya Sazlıkları, Suğla Gölü bazı örnekler… Sulak alanların kaybı önce kuşları, sonra da insanları göçe zorluyor. Türkiye’de suyun %10’u sanayide kullanılıyor ancak burada da su kaynaklarının aşırı kullanımı ve kirlenmesi gündeme geliyor. Tüm sektörlerde kaçak su kullanımının önüne geçilmesi ve sanayinin kullandığı suyu geri dönüştürerek yeniden kullanması gerekiyor. Yapılan araştırmalar bir litre atık suyun sekiz litre içme suyu kirlettiğini ortaya koyuyor. Su kaynaklarına yakın verimli tarım arazilerinin de sanayinin gelişimi için gözden çıkarılması diğer bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de nüfus artışı, köyden kente göç, plansız kentleşme ve su havzalarının yapılaşmaya açılmasına bağlı olarak içme suyu kaynakları kirlenip tükeniyor. Türkiye’de bugün nüfusun %7’si sağlıklı içme suyundan yoksun. Kişi başına düşen yıllık yaklaşık 1.400 m3 su miktarıyla Türkiye, su fakiri olma yolunda bir ülke. 2030 yılında Türkiye’de nüfusun 80 milyona ulaşacağı ve kişi başına 1.100 m3 kullanılabilir su düşeceği tahmin ediliyor. Bu da Türkiye’nin gelecekte su sıkıntısı çeken bir ülke olacağını gösteriyor. Biz WWF-Türkiye olarak; susuzluk tehlikesini bertaraf edebilmek için ülkemizin su kaynaklarının çok dikkatli yönetilmesi, yeraltı suyu kullanımının düzenlenmesi ve su tasarrufunun tüm sektörlerde devlet tarafından teşvik edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Suyumuza sahip çıkalım. Çünkü su varsa hayat da vardır.
  20. TEMA Diyor ki; Toprağı Koruyun, Küresel Isınmaya El Koyun!.. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Raporu (IPCC), küresel ısınmanın son 50 yılda % 90 oranında insan eliyle arttığını ve asırlarca süreceğini resmen ilan etti. Rapora göre, sera gazlarından biri olan karbondioksitin küresel düzeydeki artışı büyük ölçüde fosil yakıt (petrol, petrol türevleri,doğalgaz ve kömür) kullanımından ve tarımsal faaliyetlerden kaynaklanıyor. Metan ve diazot mono oksit(N20) oranlarındaki değişimlerin kaynağı da yine tarımsal faaliyetler. ABD, Rusya ve Japonya Atmosferi En Çok Kirleten Üç Ülke Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Raporu’na (IPCC) göre; atmosfere karbon salarak dünyayı en çok kirleten ilk üç ülke 5,5 milyar ton ile ABD, 2.8 milyar ton ile Rusya ve 1.3 milyar ton ile Japonya gibi, sanayileşmiş ülkeler. Türkiye bu sıralamada 2004 yılında atmosfere bıraktığı 294 milyon ton ile 13’ncü olarak üst sıralarda yer aldı. Sadece bu üç ülkenin yılda atmosfere saldığı 9.6 milyar ton olduğu göz önünde bulundurulursa, Türkiye’nin 294 milyon ton ile neden olduğu zarar çok düşük oranda kalıyor. Ancak, Raporda Türkiye’nin 1990-2004 yılları arasında %72,6’lık bir artış kaydederek atmosferi kirletme konusunda dünyada en hızlı artış kaydeden ülke olması ise endişe verici. Yeni Rapor da TEMA Vakfı’nın daha önceki IPCC ve NASA Raporları’na dayanarak 15 yıldan bu yana söylemekte olduğu, eğer tedbir alınmaza Türkiye 40 yıl sonra çöl olacak uyarısının artık çok uzak bir gelecek olmadığını destekler nitelikte. Uzmanlar, küresel ısınmanın etkilerinin asırlarca süreceğini kaydediyorlar. Ama mücadele için kararlı olursak ve harekete geçersek, bu etkiyi azaltabilir, en aza indirgeyebiliriz. IPCC Raporu’na göre, karbondioksit sera etkisine neden olan en etkin gazdır. Eğer topraklarımızı doğru yöntemlerle işler ve akılcı kullanırsak hem sera etkisi yaratan bu gazın azalmasını hem de organik karbon tutulmasını sağlayarak toprağın verimini arttırırız. Topraktaki Organik Karbonu Yöneterek, Toprağın Verimini Arttırabilir, Küresel Isınmanın Etkilerini Azaltabiliriz. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde toprağın tarımsal üretkenliğinin azalması tarım, mera, orman vb alanların amacı dışında kullanılarak kısmen insan etkili toprak kalitesi kaybına neden olmaktadır. Toprak kalitesi ve tarımsal verimlilik arasındaki pozitif ilişki aynı şekilde toprak organik karbonu ve toprak kalitesi arasında da mevcuttur. Dolayısıyla devam eden bozunma süreci toprak kalitesini azaltmaktadır. Bozulan ekosistem ve tarımsal topraktaki organik karbon da çözünerek CO2 ve CH4 formunda atmosfere salınmakta ve iklim değişikliği nedenleri arasında yer almaktadır. TEMA Diyor ki; Küresel Isınmaya Karşı Mücadelede Çaresiz Değiliz TEMA Vakfı, Dünyaca kabul edilen bilimsel veriler ve toprak konusundaki 15 yıllık bilgi ve deneyimleri ışığında; toprakların doğru ve verimli kullanılarak toprakta organik karbon oluşumunun ve tutulmasının arttırılmasının, küresel ısınma, açlık, erozyon, çölleşme, ormansızlaşma ve tarım alanı kaybı gibi sorunların çözümü için atılacak büyük bir adım olduğu değerlendirmektedir. Toprakta organik karbon tutulması her yönüyle kazanç sağlayan bir süreçtir. Verimliliğini kaybetmiş toprakların rehabilitasyonundan, kaynağı belli olmayan kirliliğin azaltılarak yüzey, yer altı sularının temizlenmesi gibi yan faydalarla ekosistem kalitesinin yükseltilmesine ve fosil yakıt emisyonunu azaltarak atmosferdeki CO2 miktarının azaltılmasına kadar bir çok yönü vardır. Nitekim, yapılan bilimsel tespitler; toprak işleme yöntemleri, bitkilendirme, tarımsal ormancılık(ağaç tarımı) gibi uygulamalar ile hektar başına 1.3 tona kadar organik karbonun toprakta tutulmasının sağlanabildiğini göstermiştir. İnsan Neslinin Devamı İçin Kararı Biz Vereceğiz TEMA Vakfı; Tarım, Çevre ve Orman ile Enerji Bakanları’nın biraraya gelerek ortak eylem planı oluşturmasının olumlu bir gelişme olduğunu değerlendirmektedir. Ancak bu planda sivil toplum kuruluşlarının görüş ve çözüm önerileri de mutlaka yer almalıdır. Kaybedecek vakit yoktur. Karar vericilerin bu konuda sürdürülecek mücadeleyi kağıt üzerinde değil, bizzat uygulayarak gerçekleştirmesi gerekliliği kamuoyunun beklentisidir. Kararı bizim neslimiz alacaktır, ama bu karar bizden sonraki tüm insan neslinin devamlılığını belirleyecektir. Toprak Yoksa Hayat Yok...El Koyun; Türkiye Çöl Olmasın !.. TEMA Vakfı, “Türkiye Çöl Olmasın!” sloganıyla başladığı ve “Toprak Yoksa Hayat Yok. El Koyun!” mesajı devam eden mücadelesine hız kesmeden sürdürüyor. Ülke genelinde başta halkımız, kurum ve kuruluşlar olmak üzere 300.000’ni aşkın TEMA Gönüllüsü ve Temsilcisi ile gerçekleştirilen çalışmalar, küresel ısınmanın etkilerinin azaltılması için ülkemizin yaptığı çalışmalara katkı sağlamaya devam edecektir. Saygılarımızla; Toprağına Sahip Çık ! TEMA Vakfı TEMA WEB
  21. HER YENİ YAŞ İÇİNDİR Beni bundan böyle Beklese-beklese Hüzün bekler, Çağırsa-çağırsa Hüzün Neden mi? Neden olacak.. O kadar gezilip görüldü ki.. Hep ben bir şeyden, Bir yer'den Bir kimse'den uzaktayım Ve kendimden. Ölüm beklemez beni.. Çünkü, ben gene de Bir şeye, Bir yer'e Ya da bir kimseye giderken de Kendimden uzakta olacağım İşte Bunun adı hüzündür özdemir asaf
  22. figgaro hala yapılıyor yerli malı haftası ben çocuklarımdan biliyorum ama çok komik şimdi kola, meşrubat gibi şeyler getiriyorlar ama hiç biri yerli malı değil, espiri gibi... eskiden çok sık elektirikler kesilirdi bilirsiniz, biz o zamanlar da çok eğlenirdik, rahmetli dedemin etrafını sarar masal anlattırırdık, dedecimin bildiği 2,3 masal vardı dönüşümlü olarak onları anlatırdı... ama yinede çok eğlenceli olurdu, gaz lambaları vardı, tel dolaplar vardı mutfaklarda, sokaklar daha güvenliydi biz geç saatlere kadar oynardık kapı önlerinde, rahmetli babannem tarhana yapar çatıda kuruturdu, önlüklerimiz siyahtı, yakalarımız dantel ve bembeyaz kolalı... kadınlar sokaklarda çocukların yakalarının örneklerini beğenir hemen çıkartırlardı... kukalı saklanbaç oynardık, elma dersem çık, armut dersem çıkma ... çelik çomak, bilye bir sürü sokak oyunu şimdi çocuklarımız evlerde bilgisayar, atari, playstation oynuyor... sokaklar güvensiz, insanlar korkuyor haklı olarak... hey gidi günler... eskiler böyle derdi artık bizde diyoruz ne garip... devran dönüyor, alem değişiyor... ama nereye gidiyor Allah biliyor...
  23. mutlu yıllar, sevdiklerinle beraber, sağlıkla, huzurla ve başarılarla dolu nice seneler Eren... seviyoz seni...
  24. oldukça komik olmuş sizi yılın komiği seçmeleri lazım
  25. desem ki biri sana bööööööö dedi naparsın?

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.