sardunyam tarafından postalanan herşey
-
NOSTALJİK ŞARKILAR TOPİCİ
benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında sevişmek ah ne hoştur yıldızların altında yanmam gönül yansada, ecel beni ansada gözlerim kapansada, yıldızların altında mavi nurdan bir ırmak, gölgede bir salıncak biz de ikimiz kalsak yıldızların altında yanmam gönül yansada, ecel beni ansada gözlerim kapansada yıldızların altında... ne keder ne yas olur yıldızların altında çakıllar elmas olur yıldızların altında yanmam gönül yansada, ecel beni ansada gözlerim kapansada yıldızların altında... zeki müren
-
NOSTALJİK ŞARKILAR TOPİCİ
hiç bir şeyde gözüm yok sen yanımda ol yeter kapkaranlık odama mehtap gibi dol yeter yağmur vururken cama, dalarken gece gama özleyen kollarıma usulca sokul yeter sızlayan her yerimin şu çileli serimin sahipsiz dertlerimin çaresini bul yeter yağmur vururken cama, dalarken gece gama özleyen kollarıma usulca sokul yeter zeki müren
-
NOSTALJİK ŞARKILAR TOPİCİ
şimdi uzaklardasın gönül hicranla doldu hiç ayrılamam derken kavuşmak hayal oldu sevda bahçelerinin çiçekleri hep soldu hiç ayrılamam derken kavuşmak hayal oldu zeki müren
-
NOSTALJİK ŞARKILAR TOPİCİ
gülünce gözlerinin içi gülüyor kendimi senden alamıyorum bilmem bakışların neler söylüyor cesaretim yok ki soramıyorum içime dert oldu mahsun bakışın seni düşünmeden duramıyorum beni öylesine aldın ki benden kendimi arayıp bulamıyorum zeki müren
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
benim şakaklarım beyazlasa gene iyi be diloşum karbeyaz oldu bütün saçlarım... bu durumda benimde sevinmem mi gerekiyor? artık 20 günde bir boyamak zorunda kalıyorum bir kızıl, bir esmer, bir sarışın, bir kumral oluyorum, şuanki renk durumum kahve/sarı tonları... bir zamanlar kestane rengiydi saçlarım mubalağa yapmıyorum saçlarım % 80 beyazladı... yaşlanıyor muyum ne? size masalda anlatırım ben yakında ne dersiniz?
-
NASIL BİR EVDE VE NEREDE YAŞAMAK İSTERDİNİZ?
gerçekten diyorum bu ev harika keşke buna benzer bir evim olsaydı kapıdan koş cup suya atla, at oltanı balık tut, yak ateşi pişir balıkları dostlar gelsin eğlenelim, ne güzel olurdu? canım kardeşim siyahx ve egzorsist balıkları tutardı, frozenim onları temizlerdi, leylam salatayı yapardı, diloşum sofrayı hazılardı, yumotem, sofrayı kaldırırdı, bende laptopumla laf yetiştirirdim sağa sola
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
leylacım nasılmış bugün haftasonun nasıl geçti meleğim benim öpüyorum yanaklarından ve sarılıyorum sana sımsıkı
-
diloş...
diloşum hikayeyi henüz okuyamadım önce sana bir sarılayım istedim nasılsın bidenem
-
Frozen......
nasılmış benim cadım, çok özledim ben seni ama, neredesin rapunzelim bidenem
-
^^siyahx^^ Anı defteri
hadi ordan kim saşmalıyormuş?
-
YUMOTEm Meleğimmm için, Meleğim seni çok seviyorum
bende seni çok seviyorum çalıkuşum meleğim...
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
bugün her yerim kırılıyor kolumu kıpırdatamıyorum hızım düştü o yüzden hızlı yazamıyorum diloşum canım iğde dalım baharım... dün bütün gün aklımda sen vardın biliyor musun ve hep dua ettim senin için, sadece senin için dua ettim... bırakma kimselere beni diloşum bende seni bırakmam kimselere... bende seni özledim meleğim, iyi olmana çok sevindim daha da iyi olacaksın Allahın izniyle... vefalım şekerden tatlım canım kardeşim özledim seni ben, nasılsın bugün... günaydın tünaydın oldu ama neyse bende seni sevmiyom gıcığım tamda bu kadar sevmiyom :wub: tamam murticim sözüm söz mangalda ne ki? hayretsin yani sende vefalı bir dostsun ve iyi arkadaşsın iyiki varsın
-
BAYAN ve ERKEK dost olabılırler mi?
bakışım söylediklerimle bağdaşıyor sevgili arkadaşım çocukluğumdan beri kız ve erkek arkadaşlarım oldu hala da var ve hiç rahatsızlık duymuyorum ancak istisnai durumları bende yaşadım, diyelimki 50 tane erkek arkadaşım var ve bunun 5 tanesinin yaklaşımı farklı oldu geri kalan 45'ini de aynı kefeye koyamam... muhafazakar toplumlarda var dedim çünkü öyle bizlere çocukluğumuzdan itibaren kız ve erkek ayrımı öğretilir ben ailemde bunu hiç yaşamadım ama çevremde çokça gördüm... okul dönemimde ve iş hayatımda erkek arkadaşlarımla çok şey paylaştım ve bir taciz ya da başka bir şey görmedim, gördüklerim zaten arkadaşım olamadılar. kadınların erkekleri taciz ettiğini göremezsiniz elbette sizin yanınızda yapmazlar ancak ben kulaklarımla şahit oldum ve gözlerimle de gördüm... kadınlar içindede ahlak yoksunu var erkekler içindede ben bunu cinsiyet ayrımı olarak algılamıyorum insan olarak değerlendiriyorum. erkeklerin hepsi taciz kollamaz, fırsatçılık yapmaz en azından ben çevremde buna az rastladım rastlamadıklarım daha fazlaydı... karakter bir insanda ya vardır ya yoktur onun cinsiyetinin önemi yok, ahlaktan yoksunlar sadece erkekler değil... söylemek istediğim budur. bunu görebilmek önemli olan demişsiniz valla benim günlük hayatımda ya da bu forumda ya da netin her hangi bir forumunda bana karşı sonsuz saygı ile yaklaşan abla, kardeş ya da arkadaş olarak yaklaşan erkek arkadaşlarıma haksızlık yapamam... o kadar saygılı ve seviyeliler ki, bu iftira olur... taciz ya da fırsat düşkünü olanlar sadece erkekler değil çalışma hayatımda pek çok kadın gördüm ki ortamda hoşlarına giden erkekleri tavlama yolu arayan... ne demeli şimdi kadınların hepsi fırsatçı mıdır? asla değil ama erkeklerin hepside fırsatçı değil... bir kadın ya da erkek arkadaşlık etmek istiyorsa eder sevgili olmak istiyorlarsa buda iki kişinin karar vereceği şey ama bir insanın kaç sevgilisi olur ki, seven insanın aklında bir kişi vardır geri kalanlar arkadaşıdır... diyelim hem bir sevgilisi var hemde gözü hala diğerlerinde bu kişilerle zaten arkadaşlık kurulmaz niyet kötüdür... kötü niyetlininde cinsiyeti olmaz...
-
BAYAN ve ERKEK dost olabılırler mi?
böyle erkekler olduğu gibi böyle kadınlarda var... aslında insanlar var demek daha doğru... bir insanın aynı anda birden fazla insana aşk duyması mümkün değil gibi geliyor bana... ya bir kişi vardır aklında ve kalbinde ya hiç kimse yoktur... eğer aç gözlülük ve hayasızlık varsa o insan zaten hiç kimseyi sevemez beklentisi belden aşağıdır o kadar... ondan ne dost olur ne arkadaş ama bunları gerçekten sadece erkekler yapmıyor böyle kadınlarda var... kadın/erkek yani insan, eğer dostluğu ve yakınlığı bulduysa bir insanda onun cinsiyetinin önemi yok, kişiliğinin önemi var... kişiliği gelişmemiş ve sürekli bir arayış içerisinde olan insanlardan kaynaklanıyor bu eğilimler... bir insanın yüzüne baktığımda önce insan görüyorum, eğer başka bir şey hissettiysem o zaman o kişi için farklı duygular geliştirebilirim... yoksa arkadaşım olması için hemcinsim olması gerekmiyor, hiç gerekmedi... benimde başıma benzeri şeyler geldi ama hepsi öyle olmadı... o insanın göstermiş olduğu eğilim arkadaşça değilse ve ondan rahatsız olduysam diyaloğumu keserim ama bütün ilişkilerde bu böyle olacak diye bir kaide yok... bu birazda bizlerin elinde... bu düşünce yapısı çoğunlukla bizim gibi muhafazakar toplumlarda var. ama aşılamaz değil... dostluklarda ve arkadaşlıklarda kriterim asla cinsiyet olmadı kişilik ve düşüncesi önemli oldu...
-
Günün Sözü
İnsanların çoğu; sevmekten korkuyor, kaybetmekten korktuğu için. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermediği için. Ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için. Ve yaşamaktan korkuyor, kendisi için değil, başkalarına göre yaşadığı için. William Shakespeare
-
NASIL BİR EVDE VE NEREDE YAŞAMAK İSTERDİNİZ?
ahanda hayalimdeki evi siyahx kardeşim bulmuş yaşasın oltalarıda hazırlayalım hemen verandada balık tutarız
-
hayatı en iyi ne anlatır?
Ülkenin batısındaki küçük bir mahallenin bir sokağının neredeyse tamamı ressamlardan oluşmaktaydı. Bu mahallede, üç katlı bodur bir tuğla yığınının tepesinde iki kız arkadaşın stüdyoları bulunmaktaydı. Alt katlarında ise yaşlı bir ressam otururdu. Günlerden bir gün kız arkadaşlardan biri zatürree hastalığına yakalandı. Genç kız günden güne eriyordu. Bir gün, arkadaşı resim yaparken o da yatağında pencereden dışarı bakıyor ve sayıyordu... Geriye doğru sayıyordu; "Oniki" dedi, biraz sonra da "onbir"; arkasindan "on", sonra "dokuz"; daha sonra, hemen birbiri ardina "sekiz" ve "yedi"... Arkadaşı merakla dışarı baktı. Sayılacak ne vardı acaba? Görünürde sadece kasvetli, bomboş bir avlu ile altı yedi metre ötedeki tuğla evin çıplak duvarı vardı. Budaklı köklerinden çürümüş, yaşlı mı yaşlı bir asma, tuğla duvarın yarı boyuna kadar tırmanmıştı. Dönüp arkadaşına "Neyin var?" diye sordu. Hasta kız fısıltı halinde" altı" dedi. "Artık hızla düşüyorlar. Üç gün önce neredeyse yüz tane vardı. Saymaktan başıma ağrı giriyordu. Ama şimdi kolaylaştı. İşte biri daha gitti. Topu topu beş tane kaldı şimdi." "Beş tane ne?" diye sordu arkadaşı. "Yapraklar, asmanın yaprakları. Sonuncusu da düşünce, ben de mutlaka gideceğim. Hissediyorum bunu." Arkadaşı ona saçmalamamasını söyleyip içmesi için çorba götürdü. Fakat o: "İşte bir tanesi daha gidiyor. Hayır, çorba filan istemiyorum. Bununla geriye dört tane kaldı. Hava kararmadan sonuncusunun da düştüğünü görmek istiyorum.. Ondan sonra ben de gidecegim." diyerek cevap verdi. Genç kız uykuya daldığında arkadaşı da alt katta ki yaşlı ressama ziyarete gitti. Bu sırada yaprak olayını da anlattı yaşlı adama. Yukarı çıktığında arkadaşı uyuyordu. Ertesi sabah hasta kız hemen arkadaşına perdeyi açmasını söyledi. Ama hayret! Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen upuzun gece boyunca aralıksız yağan yağmur ve şiddetle esen rüzgârdan sonra, bir asma yaprağı hâlâ yerinde duruyordu. Sapına yakın tarafları hâlâ koyu yeşil kalmakla birlikte, testere ağzı gibi tırtıllı kenarlarına ölümün ve çürümenin sarı rengi gelmiş olan yaprak, yerden altı yedi metre yükseklikteki bir dala yiğitçe asılmış duruyordu. "Bu sonuncusu" dedi hasta kız."Geceleyin mutlaka düşer diye düşünmüştüm. Rüzgârı duydum. Bugün düşecektir, o düştüğü an ben de öleceğim." Ağır ağır geçen gün sona erdiğinde onlar, alacakaranlıkta bile, asma yaprağının duvarın önünde sapına tutunmakta olduğunu görebiliyorlardı. Derken şiddetli yağmur tekrar başladı. Hava yeteri kadar aydınlanır aydınlanmaz, genç kız hemen perdenin açılmasını istedi. Asma yaprağı hâlâ yerindeydi. Genç kız, yattığı yerden uzun uzun yaprağı seyretti. Sonra arkadaşına seslendi. "Münasebetsizlik ettim. Benim ne kötü bir insan olduğumu göstermek istercesine, bir kuvvet o son yaprağı orada tuttu. Ölümü istemek günahtır. Şimdi biraz bana çorba verebilirsin." dedi. Akşamüstü gelen doktor ayrılırken; şimdi alt kattaki bir hastaya bakmam gerekiyor. Yaşlı bir ressammış sanırım. O da zatürree. Yaşlı adamcağız çok ağır bir durumda, kurtulma umudu yok ama daha rahat eder diye bugün hastaneye kaldırılıyor dedi. Ertesi gün doktor : "Tehlikeyi atlattınız, siz kazandınız." dedi. O gün öğleden sonra arkadaşı artık iyileşmiş olan arkadaşına alt kattaki yaşlı adamı anlattı. Yaşlı adam iki gün hastanede yattıktan sonra ölmüş. Hastalandığı günün sabahı kapıcı onu, odasında sancıdan kıvranırken bulmuş. Pabuçları, elbisesi baştan aşağı sırılsıklam, her yanı buz gibi bir haldeymiş. Öyle korkunç bir gecede nereye çıktığına akıl sır erdirememişti kimse. Sonra, hâlâ yanık duran bir gemici feneri, yerinden sürüklene sürüklene çıkarılmış bir portatif merdiven, bir de üstünde birbirine karışmış sarı, yeşil boyalarla bir palet ve sağa sola saçılmış bir kaç fırça bulmuşlar. O zaman o son yaprağın sırrı da çözüldü. Rüzgâr estiği zaman bile yerinden oynamayan yaprak, yaşlı ressamın şaheseriydi. Yaşlı adam, son yaprağın düştüğü gece oraya bir yaprak resmi yapıp yapıştırmıştı.
-
NOSTALJİK ŞARKILAR TOPİCİ
yıldırım gürses şarkıları... Bir garip yolcuyum hayat yolunda Yolunu kaybetmiş perişanım ben Mecnun misali gurbet ellerde Ümitsiz sevginin kurbanıyım ben Yalan dünya herşey bomboş Hancı sarhoş yolcu sarhoş Bir gün gibi sanki geçti seneler Ümidim kayboldu perişanım ben Alın yazımmış hayat yolunda Ümitsiz sevginin kurbanıyım ben Yalan dünya herşey bomboş Hancı sarhoş yolcu sarhoş **************************** Anla artik, anla beni Unut butun gecenleri Anla artik, anla beni Unut butun gecenleri Bitsin her şey, butun aşkim Bunu senden diliyorum Son mektubu yazarken ben saadetler diliyorum Biliyorum ayiracak bu son mektup ikimizi Bu son mektup koparacak yillar suren sevgimizi Bitsin her şey, butun aşkim Bunu senden diliyorum Son mektubu yazarken ben saadetler diliyorum ***************************** Düşen bir yaprak görürsen Beni hatırla demiştin Biliyorsun ben seni Sonbaharda sevmiştim Her sonbahar gelişinde Sarı ,sarı yapraklarda Kuru dallar arasında Sen gelirsin aklıma ***************************** Mevsimler yaz tutup çöller ağlasın Ahımda inleyen teller ağlasın Mademki sen yoksun şimdi yanımda Leylaklar dökülüp güller ağlasın Sevgilim bu yerden gittin gideli Ilgıt ılgıt esen sevdanın yeli Şu öksüz ruhumun sensin emeli Leylaklar dökülüp güller ağlasın Bu aşkın emeli sarmış gönlümü Rüzgarlar söylesin bu son sözümü Ne çare kaybettim nazlı gülümü Leylaklar dökülüp güller ağlasın ***************************** Aşkın bahardı Aşkın bahardı ümitler vardı Sen gittin diye gönlüm karardı Ah nerde o günler Unutuldu yeminler Bir kırık kalp kaldı Neden terk ettin bırakıp gittin Çaresiz kaldım gönlüm karardı
-
NASIL BİR EVDE VE NEREDE YAŞAMAK İSTERDİNİZ?
zangoçlara kolay gelsin madem
-
büyücü olsan üstekini neye cevırırdın :)
bana hala öyle gelmiyor var sende bir şey ama öğrenicez kardeşim... bende seni eskimoya çevirdim
-
İçindeki nakaratı yaz...
Gülümse biraz gülsün gözlerin Gülümse biraz bitsin kederin Unut dertleri kötü günleri Gülümse biraz gülümse biraz
-
SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
teşekkür ederim canım kardeşim
-
NASIL BİR EVDE VE NEREDE YAŞAMAK İSTERDİNİZ?
tipi tip kıss niy öyle diyon ki?
-
KAN GURUBUNU SÖYLE..
sardunyam şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Yardım - Gönüllü Yardım - Okul - Dernek - Yardım Kuruluşları0 rh + istanbul
-
^^siyahx^^ Anı defteri
ben ikinizede hastayım hastayım size kıslar