kriptex1000

Tamam evet işte orası..Ben oraya bakmıştım zaten zaten hatta bir çanakkale hatırasıda ben eklemiştim oraya..Çok güzeldi gerçekten..

Canım evet bugün pazartesi olmasına rağmen ben çok pozitifim, sizlerin sayesinde..

Genelde arkadaşlar sana gece yağmurum demiş bende geleneği bozmiyim hem hoşumada gitti bu şekilde hitap etmek..Bundan sonra bende gece yağmurum diycem sana Foruma ilk girdiğim gün ilk cevabımı senden almıştım gece yağmurum ve burada söylenenler gibi bende seni çok sevdim..Gerçekten yazdıklarınla kendini açık olarak belli ediyorsun..Çok sıcak,olumlu ve ılımlısın..Ayrıca pozitif bulduklarımdan da birisin.. Hep sevgiyle kalman dileğiyle..

Gülsüncüm selam.. Çok sıcakkanlı olduğunu hissediyorum senin ve kanım sana çok ısındı..Özellikle Atatürkçü biri olarak seninde öyle olduğunu bir başlığından hatırlıyorum ama hangisi deme sanırım çanakkale şehitleri ile ilgiliydi..O yüzden sana daha da bir kanım ısındı napim..

Merhaba focal.. sen beni ziyaret etmişsin bende seni ziyaret edim bari dedim..Sizlerle tanıştığıma gerçekten çok memnunum..

tamam

Geç kalmış doğum günü kutlamaları kabul ediliyormuuuu?? Eğer kabul ediliyorsa doğum günün kutlu olsun golgi..

Canım hoşbuldum.. Ya ne kadar güzel..Çok güzel, yüzyüze tanışmasak bile ne kadar güzel ve iyi insanlarsınız.. Şu an çok komiğim biliyomusunuz hem yazıyorum hemde yüzümde müthiş bir gülümseme var..İşyerindeyim ve karşımda oturan arkadaşım bana bakıyor, ne oluyor diye...

Teşekkürler hepinize ... Ya ben dediğim gibi çok fazla olmadı bu foruma üye olalı ve yeni keşfediyorum ama inanın sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyum şimdi neden daha önce üye olmadım diye üzülüyorum..

Canım ya bırak sevdiği şeyle ilgilensin bence..Sıkma ve bu konuda onunla polemiğede girme derim..Hatta yapabiliyosan eğer hiç lafını bile etme..Çünkü bişeye karşı bu kadar duyarlı olduğunu bilince genelde erkekler onun üzerine daha çok gidiyor...Özellikle tartışmalı anlarda..Hem o kadar da rahatsız edici bir durum yok ortada bana kalırsa, herkesin zaafının olduğu şeyler vardır mutlaka..Bazılarında bu biraz uçlarda yaşansa bile seni rahatsız etmemeli derim ben..

Yok yok anladım zaten emre_s .. bende dedim ya zaten, görüş ayrılıkları mutlaka olacaktır tabiki..Siz konu hakkındaki görüşlerinizi belirttiniz bende benim görüşlerimi belirttim.. Diğerlerinin ise genel olduğunun farkındayım zaten arkadaşım..

Ya bende yeni gördüm arkadaşlar herkese merhaba.. Aslında forumu yeni yeni keşfediyorum açıkçası..

Temizlik, çevrendekilere iyi davranmada gerçekten güzel şeyler ve bunlar aslında olması gerekenler..Bunlar için özel bir çaba harcayan kişi zaten falso verir ama açıkçası benim favorim 9 numaralı şık..Kesinlikle çok doğru.. Bir keresinde büyük ısrar üzerine arkadaş gurubuna katılan biriyle çıktım..Adam gerçekten iyi mevki sahibi biri..Şunu söyliycem, diğer bütün seçenekler vardı onda..Ama oturduk başladı anlatmaya, işini şöyle yaparmış, şöyle olurmuş,attı tuttu..Evet belli zaten iyi bir yerdesin ama bırak seni ben değerlendirim dimi..Şirketime genel müdür aramıyorum ben.. O gün oradan kaçmak için can attım..Arabasından inip eve girdiğimde dedimki, dünyada bir o bir ben kalsam yinede olmaz...

Meliskoocum dediklerinde doğruluk payı çok fazla..Evet 5 yıldan sonra gidebildiyse yine gidebilir veya sen gidebilirsin..Biliyomusun hayat çok garip..Ben bu ayrılığı yaşadıktan sonra çok düşündüm..Günlerce gecelerce, düşündüm düşündüm düşündüm..An geldi içinden çıktım, an geldi tekrar kördüğüm oldum..Hayatıımda beni bırakacağını bir an olsun düşünmediğim adam beni bıraktı..Ayrılırken tam 4,5 saat sarılıp ağladık..Neyse ama şu varki ben sonunda şunu anladım, insanlar gün ve gün hatta an ve an değişebiliyolar..Bunu kabul etmeliyiz artık..İçinde yaşadığımız hayat ve koşullar bizi ordan oraya sürüklüyor..İsteklerimiz ve beklentilerimiz değişebiliyor..Bende çok değiştim, bu olay beni çok olgunlaştırdı..Ve kendimi çok daha iyi hissediyorum şimdilerde..Evet acı çektim ama kazanımlarımda çok oldu açıkçası.. Bence eski sevgilin olmasada yeni biri olsa bile bunlar başımıza gelebilir yani bir anda seni bırakıp gidebilir veya sen gidebilirsin..Bence olaya yeni yada eski diye bakmayı bırakalım derim..Çünkü yenide bir eskide bir..Hatta bana göre eskiyi tanıdığımız için (kaldıki ben insanların değiştiğine inanıyorum) belki ikini şansta fikrimizin daha da netleşeceğini ve bunu denemekte fayda olacağını düşünüyorum..

Gelir gelir merak etme, gelir ve seni bulur o yada birbirinizi bulursunuz...

Ben cevap verim, kesinlikle hayır bence..Çünkü ben şimdiye kadar sizin yazdıklarınız arasında argo kelimeler kullandığınızı görmedim..

Kelimeler Eksik Kelimeler eksik, kelimeler yarali. Kelimeler ciliz. Tasimiyor, anlatmiyor, tanimlamiyor bu duyguyu.Ben de... Çok baska bir sey. Sevginin ortasinda, derin acilar hisseder mi insan? Aydinlik gülümsemelerin içine, hüznü yerlestirir mi durup dururken? Gözlerine bugu,diline sitem, yüregine burukluk, çöreklenir kalir mi asirlarca? Gelmeyecegini bildigi mektup için, posta kutusunu hep ayni heyecanla açar mi? Dedim ya, baska bir sey bu. Ne kadar yalnizsam, o kadar seninleyim su günlerde. Belki de en basta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulasmasin diye, kimselerin bilmedigi, bulamayacagi yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladim. Derine, hep daha derine... Seni yapayalniz, bir tek bana biraktim. Paylasamadim Yanlis yaptim. Sana ulasan yollari kaybettim diye bütün bu saskinliklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sagimda, solumda, ne zaman dikildigini bilmedigim duvarlara çarpmam, hiç görmedigim çukurlarla bogusmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurdugu dehlizlerin, acili duvarlari gibiyim. Duvarlarim yosunlu, duvarlarim kaygan, duvarlarimdan hiç tükenmeyen sular siziyor. Tutunamiyorum. Renklerim, gün içinde degisiyor. Soluyorum, soguyorum. Günes ulasmiyor içerilerime. Küfleniyorum, yaslaniyorum. Yalnizliklar pesimde. Dokundugum her islak duvardan, pis kokulu bir yalnizlik bulasiyor üstüme. Yapis yapis, vicik vicik bir yalnizlik bu. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum. Seni sakladigim yere ulasamaz oldum. Yollar, gitgide uzadi ve karisti. Ümidimi isitacak, parlatacak, kimildatacak bir seylere ihtiyacim var. Ah onun ne oldugunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her seyin basinda, içinde ve sonundasin. Bu degismiyor. öyle içimsin ki. Birden aklima geldi, tuttum sana bir mektup yazdim dün. çok mutluydum... Gün içinde neler yaptigimi, nelere kizip, nelerle mutlu oldugumu, tek tek anlattim. Mevsimlerin ve insanlarin nasil karisik ve beklenmedik olduklarini yazdim. "Yine zamansiz yagmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayif degildi günes isinlari" dedim, "Gerçekten buradaki sarkilari hiç ögrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu.. Basindan sonuna kadar okudum da. Neler yazmisim diye merakimdan. Sonra çekmecemden bir zarf çikarip, Adini yazdim. Büyük harflerle, yalnizca adini. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüregime yakin. Yüregim sende. Sen yüregime yakin. Öyleyse mektup sende. Bu kadar içimdesin iste.

İstanbulda yaşayanlar bilirler...Yada Fatih Sultan Mehmet köprüsünden geçenler diyelim..Anadolu yakasından avrupa yakasına geçerken solda tepeye dikilmiş bir bayrağımız vardır..Ben hergün işe giderken ve dönerken oradan geçiyorum..Nasıl bir bayraktır bu, nasıl da güzel dalgalanır..İnanın hergün geçerken büyük bir hayranlıkla izliyorum bayrağımızı... Ve duyduğuma görede hiçbir yerde böyle güzel dalgalanmıyormuş bayrağımız..Öyle bir akım varmışki orda, hiç durağan bir şekilde görmedim gerçektende ben.. Gerçekten de bizim bayrağımız tüm dünya bayrakları içerisinde en güzeli bence... Kayseri 1.Komando tugayına da bayrağımızı Guinness Rekorlar Kitabına geçirdikleri içinse sonsuz teşekkürler..

ONLAR BİZİM GURURUMUZ.. Bende yaşanmış bir olayı, daha binlercesi var ama paylaşmak istedim.. Ayrıca teşekkürler Gülsün.. ÇANAKKALE'DE YAŞANMIŞ GERÇEK BİR OLAY Değerli dostum Osman Karaca sağ olsun kendi gayretleriyle kurduğu bir haberleşme ağını gayet güzel kullanmakta, gerekli gördüğü bilgileri dostlarıyla paylaşmaktadır. Gönderdiği mailler arasından seçtiklerimizi bazen sizlerle paylaşmaktayız. Son gönderdiği; "Çanakkale'de yaşanmış gerçek bir olayı" isimli yazıyı sizlerle paylaşmak istedik. Okuyalım ve tefekkür edelim. "Çanakkale Savaşı sırasında Kocadere köyünde büyük bir yaralı sargı yeri kuruluyor. Kimi Urfalı, kimi Maraşlı, kimi Bosnalı, kimi Adıyamanlı, kimi Bingöllü, kimi Halepli çok sayıda yaralı getiriliyor... Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Köyündendir ve yarası oldukça ağırdır. Zor nefes alıp vermektedir. Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek için komutanının elbisesine yapışır. Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından: - Ölme ihtimalim çok fazla. Ben bir pusula yazdım... Arkadaşıma ulaştırın, der. Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur: - Ben... Ben köylüm Lapseki'li İbrahim Onbaşından 1 Mecit borç aldıydım. Kendisini göremedim. Belki ölürüm. Ölürsem söyleyin hakkını helal etsin. - Sen merak etme evladım, der komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını eliyle okşar. Ve az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sözü de: - Söyleyin hakkını helal etsin, olur... Aradan fazla zaman geçmez. Oraya sürekli yaralılar getiriliyor. Bunlardan çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşüyor. Şehitlerin üzerinden çıkan eşyalar, künyeler komutana ulaştırılıyor. İşte yine bir künye ve yine bir pusula. Komutan gözyaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır. Pusulayı açar, hıçkırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır. Ellerini yüzüne kapatır, ne titremesine nede gözyaşlarına engel olamaz... PUSULADAKİ NOT: "Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil'e 1 mecit borç verdiydim. Kendisi beni göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma söyleyin ben hakkımı helal ettim." Siz bu olayın neresindesiniz? Bu Millet o zamandan bu zamana hangi özelliklerini kaybetti ve ısrarla kaybettirilmeye devam ediyor da bu hale geldi düşünmek gerek..." İşte ısrarla üzerinde durmaya çalışarak; "Çanakkale ruhunu sürekli kılmak gereklidir" derken bunu söylemek istiyoruz. Bu ruhtur ki; aziz milletimizi en olumsuz şartlarda bile zaferlere ulaştırmıştır. Allah'a kulluk şuuruna erişmiş, kul hakkına titizlikle riayet eden, haramı- helali bilen, hiçbir etnik ayrılığı ayrılıktan saymayan, yürekleri Allah ve Vatan için çarpan bir ruh. Aziz Türk milletinin şanlı tarihine zeval gelmesini istemeyenler; "Çanakkale ruhunu" sürekli kılmanın gayretini ortaya koymak zorundadırlar... Selâm olsun Lapseki'li İbrahim Onbaşıya, Selâm olsun Beybaş'lı Halil'e, Selâm olsun bu topraklar için can verenlere, Selâm olsun bu Vatanın her karış torağını canından aziz bilenlere.

akşamdan kalmadır, işe geç kalmıştır bir taraftan telefonu çalıyodur aralıklarla, eline telefonu geçiren onu arıyodur...ama o hala uyuyodur..

Sanırım aynen dediğiniz gibi emre_s biz bu konuda ortayı bulamayacağız.. Ama bu kesinlikle bir amaç değil bunu söylemek isterim.. Ben kendi adıma hiçbir zaman kadından taraf yada erkekten taraf olmadım..Bu konuda da olmadığımı defalarca anlatmaya çalıştım..Farkındaysanız eğer yazdığım cevapları daha dikkatli okursanız ben kadın veya erkek ayrımı yapmadan cevapladım, sürekli eş diye bahsettim..O yüzden tarafmışım gibi algılamanıza üzüldüm açıkçası.. O zaman şöyle bitiricem ne kadına,ne erkeğe,ne çocuğa,ne erkeğin erkeğe attığı dayağa,kavgaya,ne kadının kadına attığı dayağa,ne de çocukların birbirlerine attıkları tekmeye tokata KARŞIYIM... He bide herşeyde ortayı bulmuyo değiliz son söylediklerinize katılıyorum, ama burda yine bayan yada erkek ayırmadan uyarını yapsaydın yani taraf olmadan daha iyi olurdu neyse evet katılıyorum argo kelimelere ve sözcüklere,cümlelere başvurmadan da anlatmak istediklerimizi anlatabiliriz..Bu çok daha güzel ve anlamlı ve kabul edilebilir olur öyle değilmi.. Bide bu tarz konuşmaları destekleyenlerde varki asıl onlar daha da vahim durumdalar bence... Evet biraz seviye lütfen

Bu ne yaw yok şöyle olsun böyle olsun..bırakın kadınıda erkeğide ne olursa olsun...

Ya aslında bulmadı emre_s..Çok kesin bir şekilde bulmadı..Nerdenmi biliyoruz..Erkek arkadaşının çok samimi olduğu bir kız arkadaşı var, o kızla benim arkadaşım çok samimi olmuşlardı..Hatta bu ara verme olayından 2 ay sonra sanırım çocuğun doğum günü vardı ve o doğum gününe benim arkadaşım katılmadı..Zaten olay ara vermeden çıktı, yani öyle bişey olmadı..Ara verelim dendi ve 1 hafta sonra kesin ayrıldılar..Öyle bir süreç yaşanmadı yani..İşte o doğum gününde bile çok yalnızdı..Ve benim arkadaşım ona onun çok istediği bir kol saatini hediye etti..Ama partiye katılmadı..Çocuk bütün gece herkese saatini göstermiş..Ve çok hüzünlüymüş.. Neyse ya ama bende bu ara verme olayına karşıyım..Bişey bitmişse bitmiştir ya..Uyuz bir durum..

ben hiç yalan söylemem bi kere! derken bile yalan söylüyolardır bence..

Bence en doğru yorum bu..Sana katılıyorum..