Zıplanacak içerik

Panteidar

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Panteidar tarafından postalanan herşey

  1. Yağmur kardeşim; Ben yazılanları okudum. Çok söz yazmak, ezici ve alaycı konuşmalar yapmak fikrini üstün kılmak demek değildir. İnsan vardır; 2 cümleyle kitap kadar konuşur, insan vardır; kitap kadar konuşur ama konuştukları 2 cümle etmez. Allah'ın yarattıklarında tek bir kanunsuzluk göremezsiniz. Kainatta ve dünyada her olay, her gelişme Allah'ın kanunları çerçevesinde yürür. O'nun herşeyi bilimseldir. Siz önce Allah'ı bir sihirbaz gibi görmekten vazgeçin. "Ol" emrini, "Ne isterse anında yoktan var eder" basitliğiyle anlayıp Allahın ilmine, bilime sırt çevirenler Allah'ı anlamaktan yoksundurlar. Allah yarattığı her bir şeyi, daha önce yarattığından oluşturmuştur. Bu zincir ta ki kendisine kadar gider. Yokluktan, hiçlikten birşey çıkmaz. Allah alemi kendinden yaratmıştır. Bu yaratma ise zorunlu bir sudur (taşma) fiilidir. Bunu anlayamadan, kavrayamadan ne söyleseniz boştur, çürüttüğünüzü sandığınız fikir değil, görüş değil hakikattir. Hakikatleri bugün çürüttüğünü sananlar, yarın onu tekrar karşılarında bulurlar. Kürşat'ın Kur'andaki ayetlerden yola çıkarak ulaştığı sonuçlar ise tartışılır tabi. Örneğin, Allah'ın zalim olduğu sonucuna ulaşması benim tarafımdan kabul görmez. O, Kur'an'daki ayetlerle bu sonuca varmıştır. Benim inancımda ise herşeyden önce Allah gelir. Birileri çıkıp Kur'an'ı çürütebilir belki ama benim Allah inancım çürütülmüş olmaz. Bu durumda sorgulayacağım şey Allah değil, din olur, kitap olur.
  2. Ahirzaman kardeşimizin cevabına katılmasam da saygıyla karşılıyorum. Yeter ki böyle fikir ortaya konsun. Adam gibi münazara yapılsın. Tabi, ne kadar örnekler verilse de iyi taraflarından, İslam'da evlilik ve boşanma hükümleri ortadadır. Üç talak ve buna karşı zorunlu olarak geliştirilen hülle hilesi de bir gerçektir. Sonuç olarak 1400 yıl öncesinin gelişmişliğine göre düzenlenmiş hükümlerle mi, yoksa zamanımızın medeni kanunlarıyla mı evlilik yapmak ve sürdürmek istersiniz? Bu yazıdaki amaç İslam'a karşı bir eleştiri değil, şeriat düzenine ve kurulması istenen bu düzendeki çağdışı bir uygulamaya eleştiri idi. Çağdışı olmadığını savunan şeriat düzeni yanlılarının görüşü kendilerine, bizim görüşümüz de bize aittir. Hiç kimse 1400 yıl önceki din hükümlerinde modern kanunlar arayıp bulamayınca dini eleştirmesin. Çünkü o zamanın şartları o kanunlara elverişliydi. Ama hiç kimse de 1400 yıl önceki din hükümlerinin evrensel olduğunu savunup da bizi çağdışı kanunlarla yönetmeye kalkmasın. Yönetilenleri görüyoruz çünkü..
  3. " Mina'ya giderken zekerlerimizden meni damlıyordu" diye bir hadis var mı? Bu ne anlama geliyor? Niçin meni damlıyormuş? Bu hadis sahih midir? Bilen biri bunu açıklayabilir mi acaba? Bilmeyen boşuna birşeyler yazıp ta sonunda rencide olmasın baştan söylemiş olayım..
  4. Hangisi çamur? Senin ispatsız, kaynaksız, belgesiz lafların mı? Benim ayetlerle, hadislerle açıkladıklarım mı? Başka İslam yok. Kabullendin mi bu haliyle kabulleneceksin? Yalan mı talak suresi? yalan mı hülle? Yeni din peşinde isen son din Bahailik var. Hz. Bahaullah var. Ona gidersin. Ya da Nur Tv. de tebliğ yapan yeni bir peygamber var. Efendi Hazretleri İskender Ali Mihr. Git ona. İslam'a inanıyorsan talakıyla, hüllesiyle, 4 kadınıyla, kölesiyle, cariyesiyle, cihadıyla, recmiyle, burkasıyla, şalvarı, peçesiyle, hurisi, gılmanıyla kabul edeceksin. Birini reddetsen ya da eğip büksen dinden çıkmış sayılırsın ona göre. Benden uyarması..
  5. "Kadınlar okumasa da olur" dedim olmaz değil. Çünkü kadınların hoşuna gitmeyebilir yazdıklarım. Gerçi erkeğin egemenliğine razı, 4 kadına kabul, miras ve şahitlikteki eksikliklere, cennette dahi 2.sınıflığın devamına boyun eğen, burka, peçe, çarşaf ya da türban altına girmeye ses çıkarmayan akıl, mantık sahibi kadınlar okuyabilirler. Çünkü onlar Allah'ın hükümlerinin ve biz erkeklerin efendiliklerinin bilincindedirler. Ben öfkelenmiyorum. Sadece katılımcıdan fikir, görüş bekliyorum. bunlara saygım var. Ama " Bunlar, yalan, hiç değer vermiyorum, okumaya dahi gerek yok" gibi yazılar karşılığını alırlar. Sadece bu başlıkta değil, diğer başlıklarda da peşine düşer bunaltırım o tavır içinde olanları. Rencide olurlar. İyisi mi "yalan, yanlış" diyen belgesiyle, kanıtıyla gelsin. Doğru söylüyorsa ben hak vermesini, özür dilemesini, özeleştiri yapmasını bilirim. Körükörüne hareket etmeyelim yeter ki.
  6. Lise talebelerinin arasında kaldık sanırım. Bilgi sahibi olmadan fikir üretmeye kalkışıldığında, bu tablo ile karşılaşmak kaçınılmaz oluyor.
  7. Kimi kastettiğinizi yazar mısınız lütfen..
  8. Suheda; O sitedekilerde benim yazım. İçindeki alıntılar ise Kur'an'dan ve hadislerden. Laf mı şimdi söylediğin. O zaman hiç kimse yazmasın. Link versin birbirine. Ben sizler gibi copy/paste yapmıyorum. Emek veriyorum. Hepsi kendi düzenlemelerim.
  9. Suheda kardeşim; Bir şairin şiirlerini de yazsan, mektuplarını da, makalelerini de farketmez. Yeri burası değil. Doğrusu, o şairin din hakkındaki yazısını yazmak ve onu tartışmaya açmaktır. Şair, üstad köşesi değildir bu forum. Yazarsanız eğer farklı yorumları da kabullenmesini bileceksiniz.
  10. Hayhay. -http://www.blogcu.com/Pante/Din-
  11. Varlık ve yokluk. Varolan herşeye cisim diyebilir miyiz? Cisim sözcüğü tuhaf kaçtığı için belki kabul görmüyor. Buna, beden de diyebiliriz, şekil ya da biçim de. Şimdi, hiçbirşey olmasaydı, Tanrı da dahil. Sadece yokluk olacaktı., Ama varız ve varlığımızın dışında da sonsuz sayıda varlıklar olduğunun farkındayız. Kimileri bunların sadece hayal veya yansıma olduğuna inansa da, varız. Varolan bir şeyin, yokluktan farklı özellikleri vardır. Görünmez, duyulmaz, bilinmez olsa da bir varlığa sahiptir. Biz o varlığın şeklini, biçimini bilmesek de, varlık olması nedeniyle bir şekli-biçimi vardır. Belki bu şeklin-biçimin değişken özellikte olduğu söylenebilir. O halde şunu diyebiliriz miyiz. Allah ezelden beri varolan ve canlı olan bir varlıktır. Yani canlı bir madde, canlı bir cisim. Maddenin ezeli oluşu ile ancak bu canlı maddeyi, Tanrıyı kastedebiliriz. Aksi görüş bizi, "ezeli olan madde evrimle tanrıya dönüştü yani canlılığını, bilincini, ilmini sonradan edindi" fikrine götürür ki bunun içinden çıkılmaz. Bu durumda Kürşat kardeşimizin düşüncesine karşı çıkarken daha somut fikirler getirmek gerek. Aksi düşünce, yani Allah'ın cisim olmadığı, onun olmadığı düşüncesiyle - ateizmle aynı olur.
  12. 15-20 gün burdayım. Sonra yaz boyunca arada birkaç saat haricinde yokum. Eylülden itibaren inşallah yine devam ederiz.
  13. Görüyorum ki konu başlığı ile içerik ve sonuç çok farklı. Kürşat'ın fikirleri çürütüleceği yerde, Kürşat kelamcılara bayağı bir ders vermiş görünüyor. Bu durum Kürşat'ın fikirlerinin tam doğru olduğunu göstermese de kelamcıların düşüncelerinin doğru olmadığını göstermesi açısından önem arz ediyor. Sonuç olarak kelamcılar, Kürşat'ın karşısında daha çok ter döker.
  14. Evet Kürşat kardeşim. Dükkan saldırıya uğradığından, daha önce keşfettiğim cevher üzerinde araştırma, inceleme içindeyim.
  15. Berceste; Burası "Dini şiirler" bölümü değil. Dokunulmazlık istiyorsan buraya değil, şiirler bölümüne yazacaksın. Bu forum din konularının tartışıldığı bölümdür. Dolayısıyla Necip fazıl'a başka bir üstadla yanıt vermek de hakkımız olsa gerek.
  16. Berceste; Beni tanıyorsun sanırım. Dolayısıyla bu tür yanıtlara nasıl karşılık vereceğimi de iyi bilirsin. Eğer benzer tavrını tekrarlarsan misliyle karşılığını alırsın. Yazacak bir yanıtın yoksa, ortaya koyabileceğin bir fikrin yoksa çamur atma. Yazılanların hepsi İslam ülkelerinde uygulanmakta olan, ayet ve hadislerle sabit doğrulardır, gerçeklerdir. Aksini iddia eden " Hayır, böyle değildir" diyorsa benim gibi, belgesiyle, kanıtıyla gelsinler. Laf salatası yapılmasın.. Konuya devam edelim.. Hülle şartı Kur'an'da var. Ama zorunlu kalınan boşanma sonrası olarak anlaşılıyor. Bakara 230. Eğer erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe onu alması kendisine helâl olmaz. Eğer bu kişi de onu boşarsa, (her iki taraf da) Allah'ın sınırlarını muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerinde beis yoktur. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah bunları bilmek, öğrenmek isteyenler için açıklar. Yani, kazara ağızdan çıkan üç talak hadislerden dine sokulmuş, tabi yukarıdaki ayete dayanılarak. Karı ve koca aslında ayrılmak istemediklerinden, yeniden bunların birleşmesinin helal olabilmesi için, bir çeşit hile şer’iyeye başvuruluyor ve güvenilen bir üçüncü kişi ile anlaşılarak, kadın ile kısa bir süre için evlendiriliyor ve bu kişi evlendiği kadını sonradan boşuyordu. Böylece kadın eski kocasına tekrar helal oluyordu. Görüldüğü gibi, kadının hiç bir söz hakkı yoktur.. Bu şartın, kocanın karısını üçüncü defa boşamadan önce çok iyi düşünmesi gerektiği esas alınarak konduğu söylenir.. Her şeye rağmen, yapılan bir yanlışlık için böylesine bir uygulama ne derece doğrudur..? Koca karısını boşarken bir yanlışlık yapıyorsa, cezasını kadın çekmektedir.. Kadın bu durumda, istemese de bir erkekle evlenmek ve onunla cinsi münasebette bulunmak zorundadır.. Böyle bir saçmalık Allah kelamı olabilir mi..? Böyle bir uygulamaya kalkışacak olanların ahlakını beğenmedikleri batı ülkelerinde gidecekleri yer tımarhanedir..Ancak, birçok İslam ülkesinde bu kural, Şeriat hukuku, yani Allah'ın koyduğu bir kural olarak uygulanmaktadır.. Kuran'a göre Müslümanların bunun dışında hareket etmeye yetki ve hakları yoktur.. Aşağıdaki ayet de bunun açık göstergesidir. Ahzab / 36. Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
  17. Fasıl: HACC VE UMRE BÖLÜMÜ Konu: Remy Hakkında Mütefferik Hadisler Ravi: Cabir Hadis: Resulullah (sav) efendimiz buyurdular ki: "(Taharet maksadıyla) taş kullanmak tektir. Şeytana atılan taş tektir. Safa ile Merve arasında sa`y tektir, tavaf da tektir. Öyle ise sizden biri (taharet için) taş kullanacaksa bunu da tek kılsın." HadisNo: 1453 Taharet: Temizlik, Büyük tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra yapılan temizlik. Sünnetçiler içinde hala cebinde taşla dolaşan vardır taharet için.
  18. Zariyat Suresi: (Siyah renkli ayetlere dikkat) 47. Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz bizim (her şeye) gücümüz yeter. 48. Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz. 49. Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık. 50. O halde Allah'a koşun. Şüphesiz ben, size O'nun katından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım. 51. Allah ile beraber başka bir ilah edinmeyin. Gerçekten ben, size, Allah tarafından gönderilmiş açık bir uyarıcıyım. 52. İşte böyle! Onlardan öncekilere hiçbir peygamber gelmemişti ki, "O bir büyücüdür" yahut "bir delidir" demiş olmasınlar. Şimdi objektif bir irdeleme ile bir izahta bulunur musunuz? 1- Kur'an'da yazılanların tümü Allah'ın sözleri midir? 2- Kur'an, Allah, Cebrail ve peygamberden müteşekkil bir karma sistemin ürünü müdür? 3- Kur'an, Hz. Muhammed'in eseri midir? Burada, aynı Hud/1-2 'de olduğu gibi peygamber pot mu kırmıştır? 4- Kur'an'ın yazılımında katiplerin hataları mı söz konusudur? 5- Kur'an', toplanırken mi hata yapılmıştır? 6- Kur'an, Halife Osman tarafından yeniden düzenlenirken tahrifata uğramış olabilir mi? 7- Allah, bu tür hata ve çelişkilerle müslümanları mı sınamaktadır?
  19. ANADOLU Beşikler vermişim Nuh'a Salıncaklar, hamaklar Havva Anan dünkü çocuk sayılır Anadoluyum ben Tanıyor musun? Utanırım Utanırım fukaralıktan Ele, güne karşı çıplak... Üşür fidelerim Harmanım kesat. Kardeşliğin, çalışmanın Beraberliğin Atom güllerinin katmer açtığı Şairlerin, bilginlerin dünyalarında Kalmışım bir başıma Bir başıma ve uzak. Biliyor musun? Binlerce yıl sağılmışım Korkunç atlılarıyla parçalamışlar Nazlı, seher-sabah uykularımı Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar Haraç salmışlar üstüme. Ne İskender takmışım Ne şah, ne sultan Göçüp gitmişler, gölgesiz! Selam etmişim dostuma Ve dayatmışım... Görüyor musun? Nasıl severim bir bilsen. Köroğlu'yu Karayılanı Meçhul Askeri... Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini. Sonra kalem yazmaz Bir nice sevda... Bir bilsen Onlar beni nasıl severdi. Bir bilsen, Urfa'da kurşun atanı Minareden, barikattan Selvi dalından Ölüme nasıl gülerdi. Bilmeni mutlak isterim Duyuyor musun? Öyle yıkma kendini Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol İçerde, dışarda, derste, sırada Yürü üstüne - üstüne Tükür yüzüne celladın Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile Umut ile, sevda ile, düş ile Dayan rüsva etme beni. Gör, nasıl yeniden yaratılırım Namuslu, genç ellerinle. Kızlarım Oğullarım var gelecekte Herbiri vazgeçilmez cihan parçası. Kaç bin yıllık hasretimin koncası Gözlerinden Gözlerinden öperim Bir umudum sende Anlıyor musun? Ahmet Arif
  20. Bir hadise göre Ashabı Kiram karılarının pencere ve kapı aralıklarından dışarıyı seyretmelerini ve erkek görmelerini önlemek üzere evlerinin pencerelerini sıkı sıkıya kapatırlar, dışarıya bakanlara dayak atarlardı. İmamı Gazaliİhyayı Ulumuddin 2/122 Kadınlarınıza evlerinin kapısında oturmamaları için yeni elbise yaptırmayın, çünkü elbiseleri güzel ve yeni olursa kalplerine dışarı çıkmak arzusu gelir. İmam Gazali/Kimyayı Saadet sayfa:178 İbn Ebi Şeybe, Musannaf, IV/II, 420 Dışarı çıkması kesin gereken kadın ise kocasından izin aldıktan sonra dışarı çıkacak ve şu kurallara kesin uyacaktır: 1. Sıkı sıkıya örtünüp kötü giysilere bürüne, 2. Hiç çıkmamış gibi davrana, 3. Başını öne eğip kimsenin yüzüne bakmaya, 4. Kalabalığa karışmaya, 5. Erkeklerin bulunduğu yerlere yanaşmaya, 6. Herkesin dolaştığı sokaklardan uzak dura, 7. İşini bir an önce bitirip evine döne, İmamı Gazali – İhyayı Ulumuddin – 2/290 Büyük alimmiş Gazali hazretleri. Helal olsun! Allah razı olsun ondan da bu kıymetli sözlerinden de..
  21. Ziakıl kardeşim; Hani her türlü soruya cevap verecektiniz? Kürşat kardeşin gayet mantıklı ve güzel sorularını ilgiyle okurken, cevap vermeyi kestiniz? Sonunu çok merak ediyoruz? Biliyorsanız lütfen cevaplar mısınız? Bilmiyorsanız eğer, herşeyi biliyormuş gibi neden böyle bir başlık attığınızı açıklar mısınız? Yoksa her soruyu bildiğinizi mi sanıyordunuz? Kürşatın soruları bittikten sonra, benim de acizane birkaç yüz sorum olacak..Mümkünse..
  22. Kürşat kardeşim: Sen Cebirci değilsin. Olsan sıkı bir kaderci olurdun. Kader konusunu kafaya takmış biri olarak sana kaderci denilebilirse de sen kaderci anlayışı çürütüyorsun açıklamalarınla. Hadis tam senlik-benlik. Ama şimdi hangi ayet müteşabih belirtilmedikten sonra, kimin bu hadise uygun davrandığını söylemek mümkün mü? Kader konusunun geçtiği ayetler müteşabih midir mesela? Ya da nesh ayetleri? Ya da Hud/1-2 ? Allah cisimse eğer beyni var mıdır? İnsanda bilgi, irade, akıl vs. beynin ürünü olduğuna göre, Allah'ın ilmi, iradesi için bir beyne ihtiyacı var mıdır? insan Allah'ın sureti midir? Meleklerde, şeytanda cisim var mıdır? Yoksa cismi araç olarak mı kullanırlar? Allah ve alem ezeli ise, Allah alemi nasıl etkilemiştir? Devindirici etkisini kullandıysa o zaman alemden öncedir. Sonlu bir zaman önce ise, bu Allah'ın ve alemin ezeli olduğunu değiştirir mi sana göre?
  23. İslam'a göre, boşanma durumunda çocuk babaya aittir ve kadının çocuk üzerinde hiç bir hakkı yoktur. Babasız bakamazlar zaten. Hınçlarını çocuktan çıkarırlar. Öyle ki, çocuğunu emziren anne, adeta kiralanmış durumdadır. Talak 6. ayetteki, "sizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin" ifadesine dikkat edilmelidir. Ayrıca ücrette anlaşılamaması durumunda çocuğun bir başkası tarafından emzirileceği de bildirilerek anayla pazarlık konusu açık tutulmaktadır. Talak/6. O kadınların, gücünüze göre oturduğunuz meskenin bir bölümünde oturmalarını sağlayın ve onlara baskı yapmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın! Eğer yüklü iseler, doğumlarını yapıncaya kadar nafakalarını verin! Sizin için çocuğu emzirirlerse ücretlerini verin ve aranızda güzelce anlaşın. Eğer zorlaşıyorsanız, bu durumda çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir. Çocuğu kadına bırakmıyor ama kadına nafaka verilmesini öngörüyor. Nafaka miktarının tayini ise erkeğin insafına kalmıştır. Öyle kafasına göre nafaka istemek yok! Talak/7. İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır. Çocuğu üzerinde hakkı olmayan kadının, boşandığı sıra hamile olup olmadığı ortaya çıksın, hamileliğini gizleyemesin diye de önlem alınmıştır. Saklayıp da çocuğa zarar vermesin diye. Bir de hamileliği barışmaya vesile olabilir diye tabi. Bakara/228. Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. Eğer onlar Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanmışlarsa, rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz. Eğer kocalar barışmak isterlerse, bu durumda boşadıkları kadınları geri almaya daha fazla hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler. Allah azîzdir,hakîmdir.
  24. Aşağıdaki sözlerinde Atatürk'e ait olduğu iddia edilir. Yorumsuz.. Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. Hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir, adeta halkı bir kapana kıstırırlar. Benim halkım demokrasi ilkelerini gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. Batıl inançlardan vazgeçilmelidir. İsteyen istediği gibi ibadet edebilir. Herkes kendi vicdanının sesini dinler. Ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.. Atatürk-1926 Andrew Mango, Atatürk Syf.447 Zaman süratle ilerliyor. Milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişmesini inkar etmek olur.." “Evet Karabekir, Arapoğlu’nun yavelerini Türk oğullarına öğretmek için Kuran’ı Türkçe’ye tercüme ettireceğim ve böylece de okutturacağım, ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler..” Atatürk Kazım Karabekir-Paşaların Kavgası Syf,159
  25. Ne yani? Cennette zina serbest mi? Orada ahlak, namus, kıskançlık yok mu? Bunu neye dayanarak yazıyorsunuz? Hadis dahi olsa var mı bir kanıtınız? Yapmayın allahaşkına? Ne izni? Kim izin alıp da yapıyor bu işi? Gıkını çıkardı mı, sopa var sopa..Nisa 34. Sopa iznini de almışız çok şükür.. Erkek gıkını çıkardı mı sopa var mı? Hayır.. Dinimizde öyle şey olur mu? İslam kadınlara çook geniş haklar getirdiği gibi, kölelerin de hakları korunmuştur. Karısını boşamasını isteyen efendisinin isteği kabul edilmemiş, bu hakkın köleye ait olduğu bildirilmiştir. (Köle olan varsa dikkatle okusun lütfen)Yalnız bu kölelerin talak hakkı üç değil ikidir. Yani bir köle erkek karısını iki talak ile boşadığında hülle şart olur. Kadın bir başkasıyla yatmadan kocasına tekrar dönemez. Yanlış yapılmasın: Hadis No: 4062 Tanım: Nüfey' Resulullah (sav)'ın zevce-i pakleri Ümmü Seleme'nin mükatebi idi veya, nikahında hür bir kadın olan bir köle idi. Nüfey' bu kadını iki talakla boşadı. Sonra kadim geri almak istedi. Durumu Hz. Osman ve Zeyd İbnu Sabit (ra)'e sordu. Bunlar: "O artık sana haram oldu, o artık sana haram oldu!" dediler. Peki iki talaktan sonra hürriyetlerine kavuşan köleler tekrar evlenebilir mi? Hadis No: 4060 Tanım: İbnu Abbas (ra)'a dedim ki: "Bir köle, nikahı altında bulunan köle bir kadını iki talakla boşasa, sonra bunlar azad edilseler, onunla yeniden evlenmek istemesi caiz olur mu?" İbnu Abbas (ra) şöyle cevapladı: "Evet! Ona bir talak daha kalmıştır, Resulullah (sav) böyle hükmetti." Şeriat bu hakkı eski kölelere sağlıyor. İşte Şeriatin adaleti!! Kölelere duyurulur.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.