Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

adrenalin

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

adrenalin tarafından postalanan herşey

  1. ilkönce kesinlikle kızmadığımı söyleyeyim............ha birde paylaşalım çiçekleri.... al bu ikisi sende kalsın.......
  2. az sona iki bira devireceğim yağmura karşı............
  3. AŞAĞIDAKİsatırlar Fransız tarihinin (belki de insanlık tarihinin) en dramatik aşkının kahramanları şair, filozof Abélard ile öğrencisi Héloise'ın birbirlerine yazdıkları mektuplardan alıntılanmıştır. 1079 yılında Nantes yakınlarında doğan Abélard gençliğinde felsefe ile ilgilenir. Eğitimini sürdürmek için Paris'e gider, dinbilim dersleri alır ve konuşmaları ile Paris'i adeta fetheder. 37 yaşında iken 12. Yüzyılın sıradışı kadınlarından; akıllı, eğitimli, güzel, Héloise ile tanışır. Héloise o sırada 15 yaşındadır. Felsefe eğitimi ile başlayan bu tanışıklık tutkulu bir aşka dönüşür ve Héloise 1118'de bir erkek çocuk doğurur. Gizlice evlenirler. Héloise evliliğin Abélard'ın filozof kişiliği ile bağdaşmayacağını düşünmektedir. Héloise'ın dayısı Fulbert gayrimeşru çocuk doğurduğu gerekçesi ile (kimilerine göre yeğeninde gözü de vardır) çifte karşı son derece acımasız eleştirilerde bulunur ve onları taciz eder. Abélard karısını Fulbert'ten korumak için bir manastıra gönderir. Karısını korur, ama kendisini koruyamaz... Fulbert bir iddiaya göre kendi elleri ile Abélard'ı hadım eder. Abélard'ın tüm eserleri mahkeme kararı ile yakılır. Abélard rahip, Héloise rahibe olmuştur. Bir gün Héloise'ın eline bir mektup geçer : "Elin. elin değmiş bu mektuba " satırı ile başlayan mektupla Abélard'a cevap yazar... Gerçekte 7 mektup vardır; ve bu mektupları Ronald Duncan oyunlaştırmıştır. ABÉLARD VE HÉLOISE Elin. . . elin değmiş bu mektuba. Teşekkür ederim; bana yazmamışsın ama. Aşık olduğum elin. O aşka susamışım. Hakkım var o elin yazdığı mektubu açmaya. Bir zamanlar, gövdesini gövdeme kattığım birine, Rol mü yapayım, ketum mu davranayım? Gecenin doruklarında dört nala koşturmuştuk bedenlerimizi, Daha da doruklara çıkmıştık doğan güneşlerle. Bırak, sana ait herşeye, sadakatle üzüleyim. * * * Keşke hiç yazmasaydın. Keşke ölüp gitseydi aşkın. Ölüp gitseydi de zaman alıp götürseydi benimkini de birlikte. Az kişiye nasip olmuş bir yeniden doğuş bu. Böyle doğmak isterdim, Çünkü aşkım ölümüm oldu benim. Şairlik taslamıyorum. Gerçek bu: Sen olmayan her şey için ölüyüm ben. Her gün seni unutacağım diye yeminler ediyorum, Sonra seni düşünürken kendime yakalanıyorum. Zaaflarıma kızıp köpürüyorum, Sonra iyi ki zayıfım diye şükürler ediyorum. * * * İnkar etme beni, kendini, ya da bizi. Yaz bana, gizli düşüncelerini öğreneyim. Kıskanmaya gücün varsa, Tek rakibin, öptüğüm mektupları kıskan. Küçücük bir kuş gibiyim. Havam sensin es üstüme. Küçücük bir balık gibiyim. Suyum sensin ak üstüme. Suskunluğun çöl olur bana. Suskunluğunda boğulurum. * * * Tanrım! Nasıl da gıpta ediyorum, Sevgisi bizim gibi olmayanların mutluluğuna. Nasıl da uğraştım kendimce sana kara çalmaya. Aklımdan tüm kusurlarını tekrarladım durdum. Bu da işe yaramadı. Hatalarında da sen vardın. Onları hatırlarken erdemlerin geliyordu aklıma. Filozof dediğin, lafın tek gerçeğinin yine laf olduğunu iyi bilir. Edebiyatın en iyisi bile küçücük bir yaprak kadar hayat dolu değildir. * * * Bu satırları yazarak beni inciten elinden nefret ediyorum şimdi. En tembel adam bile bir tohum ekebilir, Marifet bakmakta ektiğin tohuma. Başkalarının malıysak eğer tutkunun aracı oluruz da, Asla dillendiremeyiz onu. Köpeğe tasma takmasan da, Sadakati bağlar onu sana. Bilirsin ki isteyerek kalmaktadır yanında. İşte ben bu özgürlüğü istiyordum... Köpeğe tasma takmasan da, Sadakati bağlar onu sana. Bilirsin ki isteyerek kalmaktadır yanında. İşte ben bu özgürlüğü istiyordum.......................................burası beni bitirdi..........
  4. birden bire nedense DENİZ GEZMİŞ in son savunmasında aşağıda söylediği bu cümleler geldi aklıma.......... "Aşağıdaki sözler Amerikan tekellerinin ve onların emrindeki Amerikan ordusunun en üst rütbeli bir generalinin sözleridir. Amerika, yoksul ülkelerdeki orduları Amerikalılaştırdığından emindir. Pentagon’dan söylenmiştir ki, Pentagon, tekelleri ve Amerikan çıkarlarını silahla korumak için dünyaya ait planların ve oyunların çevrildiği yerdir. Bu sözler, sömürdüğü ülke ordularının, Amerikan orduları olduğunu iddia edercesine söylenmiş ve bu orduların Amerikan çıkarlarını korumak için görevli olduğunu belirtmek için sarf edilmiştir. Amerikalı General Edward Szutos şöyle diyor: “İnşa ettiğimiz orduların, uluslar arası düzeyde hiç bir önemi yoktur... Her ülke kendi ordusu tarafından işgal edilmiştir.” Bu sözler birer subay olan sizleri bizlerden çok düşündürmelidir."
  5. cumburlop..............
  6. iyi fıkracısı....ilbey çok iyiymiş valla varmı daha???
  7. ve şekildede görüldüğü gibi bi sevgililer gününü daha yannız geçirecez........ ben annamıyom bu gadın milletini be .......o kadar ilgilendik bak ne oldu.... sayman haraç alınmışmıydı bu hormonlu teyzeden.........
  8. sayman ortak uzatsana kardeşim ordan uyku haplarını..... çaya katam.....katamda femalem şöle uzuuuuuuuunn bir uykuya teslim etsin kendini... pek yorgun görünüyo canım.....
  9. efet öleyimdir female hanım..... forumun bi denesi seni....
  10. sen gadından annamıyon o zaman ortak.... şu fışkıran vede buram buram kokan dişiliği nası görmezsin.... allahım özenmiş bezenmişte yaratmış female hanımı... bi çay dahamı hemmen....
  11. forumun ostrojen deposu..............
  12. meraba female hanım..... bakamıyom allaaaaaaammm göslerim gamaşıyo..... female hanım bis sisnen şöle biras yürüsek cafenin ıssıs yerlerine doru diyom.... allaaam çiçekler ne gosel açıyo,kuşlar ne gosel ötüyo....
  13. naber kıs forumun fıstığı seni.....
  14. yav sayman bu femalexx de kim arkadaş.... niye demiyonus böle gozel bi hamfendinin geldiğini.......... buyrun female hanım ıscak çayınıs vede böreğinis.....saygılar efem.... allaaaam bu ne gosellik allaaaam....aşıkmı oluyom ne....
  15. günaydın arkadaşlar nassınız iyimisiniz.....evet ne var abi yiyecek içecek olaraktan.. kurt gibi açız beaaaa.. sayman günaydın azizil yok galiba??
  16. 14 şubat yaklaşıyor ve yine aklıma sen düştün...... ben seni çok sevdim ve en yakın zamanda seni izlemeye gelecem ama sen bilmeyeceksin...........
  17. BU YAZIYI BAŞKA BİR YERE GÖNDERMİŞTİM AMA YERİ BURASI GALİBA..................... İnsanoğlu nerede bir güzelliği,bir ideali,bir değeri mutlaklaştırırsa,hemen orda o değerin tam tersinin doğmasına neden olur.Vatanın kutsallaştırıldığı yerlerde vatan hainleri,"tamamen özgürsünüz "denildiği anda zorbalığın ve vahşetin en kötüsü,"herşeyimle sana güveniyorum" denildiği anda da sırttan bıçaklamalar gelir."ömrünüzün sonuna kadar birbirinize sadık kalacaksını"şeklinde kesinleştirilmiş evliliklerdende sonunda çıksa çıksa aldatma çıkar.Bir değeri öldürmenin en kolay ve çabuk yolu onu "mutlaka" haline getirmektir."vatanı her ne pahasına olursa olsun böldürmeyeceksiniz."Böyle bir vatanın bölünme şansı;bu şekilde mutlaklaştırmayanladan bölünme şansından daha yüksektir. Klasik evlilikler de çiftleri öyle bir cendereye almıştır ki aldatmamak mümkün değildir.Bence aldatmayı ve aldatılmayı peşinen kabul etmeyenlerin evlenmemesi gerekir.Şunu sakın unutmayın sevgilin yada karın yada kocan sana nasıl gelmişse,sendende öyle gidecektir.Bir başkasının yatağından sana geleni,günü gelir,sen başkasının yatağında bulursun. Ama erkeklerin arasında en şerefsizce yapılan ihanette hiç şüphesiz iş arkadaşlarının yada dostlarının karılarıyla olanlardır.Onları derhal aforoz edin.Çünkü onlar erkekler arasında ilk ve en temel konu olan"AV KONTRATINI"İHLAL ETMİŞTİR.bU bir milyon yıllık kontrata göre,başarılı bir av için birlikte çalışmaya ve yaşamaya mecbur ve muhtaç olan erkekler,geride bırakılan arkadaş karılarını aradan sıvışarak gizlice düzmezler.Erkeklerin "acaba geride neler oluyor" diye düşünüp şüphelenmesi,sürek avını güçleştirir ve avcıların avı değil birbirlerini kovalamarına sebep olur. En büyük yalancılar,her şeyi ile sana bağımlı,bütün mutluluk ve varoluş sebebini sana yülkemişve seni herşeyden çok seven ve yaşamak için sevmeye mecbur olanlar arasından çıkarÇünkü doğruluk ve dürüstlükle tehlikeye atılan onlar için hayatın tüm anlamıdır."SEN BENİM HERŞEYİM OLMASAN,SENİ BUKADAR SEVMESEM YAHUT,SANA HİÇ YALAN SÖYLERMİYDİM SEVGİLİM?"ve böylece kaybetme korkusu ilk yalanı söyletir.VE BEYAZ YALANLAR KARALARIN HABERCİSİDİR.Korkuyla söylenmiş o masum ve affedilir yalan,zamanla ihanetlerin en acı verenine dönüşür.Sevdiğinin tüm mutluluğunu,bir yalan kurmaya çalıştığını setrederek aldatmaya devam etmek,gözünün içine bakarak bile bile yalan söylemek düpedüz alçaklıktır. Yalanı söylemek başka yalanı sürdürmek başkadır.GERÇEK İHANET ORDA BAŞLAR.ne garip araba çalmak hapislik suçturda,birbirinin yıllarını çalmak suç değildir.NEDEN?çünkü yasaları aşıklar değilde mülk sahipleri koymuştur.Sevgilinin yalanları üzerine inşa edilmiş bir yaşam,ne kadar parıltılı sahnelerle ve cicilikleriyle dolu olursa olsun neticede enayice yaşanmıştır.yalanların ortaya çıkmasıyla bir büyük yangının fotoğraf albümlerinin üstünden geçmesi gibi insanın seneleri uçup gider.Hayatın birden bire içi boşalır.Anlam kaybolur ve kaset geriye doğru silinmeye başlar,leke yayılır. Yalanın ortaya çıkmasında ,bilmek ve sezmek aynı kapıya çıkar.Sezgi kanıt istemezve güven;bilerek veya sezerek bir kere kaybolursa,hayal gücü çalışmaya başlar.Şüphe insanı kemirir.Ondan sonrası........eleştiri,şikayet,dırdır ve bitmek tükenmek bilmeyen ima,dokunduruş ve sitemlerdir.Biten aşkın arkasından sevgi ve saygıda zamanla yok olup gider.Herkes yalanın kolaycılığını,dürüstlüğün zorluklarına tercih eder.Üstelik tatlı yalanlar,acı gerçeklerden her zaman daha inandırıcılardır.Ve birşeyler sezen sevgilinin yada eşin çırpınışları umursanmaz. SONRA NE Mİ OLUR..... ARTIK HİÇBİRŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAZ.......
  18. benim ilbey vakanadaya sorma rahatsızın biri ileri geri konuşunca küfürleri sıraladık ......banlandık....o yüzden vakanada 27 şubata kadar yok....o zamana kadar adrenalin salgılayacağız artık forumda
  19. forumun eşini çok seveni.....
  20. SORMA SAYMAN ANKARA KAR YAĞALDIR BERBAT....epeydir bi salladık havuzu..birazda kilo aldık üstüne üstlük
  21. şu suböreğini yesemmi,yemesemmi..... kışın ben niye bu kadar yiyorum yahu...
  22. biraz sıkışalım arkadaşlar vega gelmiş,hoşgelmiş...
  23. tamam senin içinde bi çeyrek ekmek hamsi......birde bira içecez demektir bu....
  24. sevyom ben onu....her ne kadar benim doğru yolda olmadığımı düşünsede...samimiyetini seviyom keratanın...
  25. arkadaşla buluşup hamsi ekmek yiyecez...üstünede bir iki bira....

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.