Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

yenilik

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    113
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

yenilik tarafından postalanan herşey

  1. Kaldı ki ADALETİN, hukukun en önde geleni İNSAN HAKLARI HUKUKU. Evrensel düşünenler, buna "insanlık hukuku" dememişler.
  2. Evet korunmaları insan yararına, İNSAN HAKLARI olsa gerek.
  3. KatılMIyorum. Zira özgürlük ve düşünce de insanın sahip olduğu olgular. Özgürlük ve düşünce de çeşitli etmenlerce kısıtlanmakta. Özgürlük ve düşünce de insanlık hakkı. Korunmasında adil olmak gerek. Bu nedenle BENİM için en uygun olanı Adalet insan haklarının temelidir deyimi. Sen de "Adalet İnsanlığın temelidir" dersin. İnsanlık içerisine sevgi, aşk, humanistlik vs de girer. Bunlar için hakka haklılığa gerek var mı?
  4. Adalet, Hak, Mülk, Devlet arapçadan dilimize gelmiş sözcükler. Mülk kelimesi arapçada; milk/mulk 1. sahip ve egemen olma, sahiplik, egemenlik, hükümdarlık, krallık, 2. sahip olunan şey, egemenlik alanı < Ar malaka sahip idi, egemen idi.. şeklinde kısaca "insan hakkı" anlamındadır. Bu nedenle, günümüzdeki düzenlere uygun olması açısından da insan haklarının korunmasında adillik şeklinde düşünülür. "Adalet insan haklarının temelidir" deyimi bana göre de en uygun olanı.
  5. Başından beri belirtiyorum bir türlü algılanamadı. Hipotez içerikli gözlem değil, gözlem içerikli hipotez. Neyse yazdıklarını tekrar irdeleyeceğim. Sorularımı anlatamıyorum, yada algılanamıyor. Çıkmam gerek.
  6. Teokratik devlet parlementer dahi olsa din hükümleri ile yönetilen devlette demokrasi, dolayisiyle demokratikliğin olacağını kabulenemiyorum. Devletçilik gibi soyut bir kabulden dolayı. Bence temelsiz.
  7. Bu ilavelerin bana cevap olmadığı için devam etmişim demek ki? Laisizmi seküler zihniyet ve bilinç uyguluyor da, laisizmi neden laikçi veya laik zihniyetli bir insan uygulamasın? Neden adı laik ve laikçi olarak ta geçemesin? Halbu ki etimolojide geçiyor. Bence birey bilincine sahip olan insan haşin olamaz. Zira tartışılanlar sertlik ifade etse de bir farklılıktır. Birey bilincine sahiplik, farklılığın farkında olmak demektir.
  8. Soruma yine cevap olmadı. Gözlem, eğer deney ve testten ayrı aşama ise, ve yanlışlanabilirlik için yeterli veya olabiliyor ise, tekrardan neden deney ve teste tabi tutuluyor? Bana göre sırayla: Gözlem, hipotez, deney/test, yasa/teori Sana göre ise; Gözlem, teori, deney/test, yasa
  9. Gözlem kavramı sadece görsel olarak mıdır? Yani sadece insani gözlem midir? Eğer öyle ise görecelidir ve yanlaışlayabilme özelliği taşımaz. Kastım bu. Ben de espri olarak algıladım zaten.
  10. Verdiğin yanıt tatmin edici değil. Yanıtın şu: Elbette insan. Yani laiklik, laiszm fikrine sahip laik insan. Başka da yanıt verdi isen, anlamsız bulmuş yeniden sormuşumdur. Yazılanı okuyorum elbette. Sen yinede gaale al. Fikirlerinden etkilendiğim, fikirlerini beğendiğim ilk önde bir insan olmana rağmen, elbette benimde bana göre eleştireceğim yönlerin de olması gerekiyor. Neticede benim fikirlerim de bir ..e göre algılı. Küsmece yok!..
  11. Teokratik düzende demokratiklik olur mu? Bu değerlerin olmadığı bir toplumu devletleştiren, bir arada tutan öge nedir? Geriye sadece coğrafi bölge, dil ve kültür kalıyor. Devletleşme için bunlar yeterli mi? Diğer nelerden yana olup olmadığın konuda aynı fikirdeyiz. Zayen birey bilinci bunları gerektiriyor.
  12. yenilik, 16 Oca 2014 - 15:18 tarihinde , dedi ki Şimdi de senin görüşüne ihtiyaç var. Gözlem içerisine deney, test, ve bulgu giriyormu, yoksa sadece ..e görenin gözlemi midir? Sadece gözlem yanlışlanabilirlik için yeterli midir? Yeterli ise, gözlem sonucu hazırlanan hipotez neden tekrar deneye tabi tutulsun? Tabi sen bunu kabullenmiyorsun. Şemaya göre. (Onun için önce @@Canraşit'e sordum)
  13. yenilik

    Evrensel-İnsan'a Sorular..

    Popper’in sosyal bilimler için gösterdiği gerekçeler şunlar: 1. Beşeri tarihin akışı, beşeri bilginin artışından şiddetli bir şekilde etkilenir. 2. Akli veya bilimsel metotlarla, bilimsel bilgimizin gelecekteki artışını önceden haber veremeyiz. 3. Bu sebeple, beşeri tarihin gelecekteki akış yönünü önceden haber veremeyiz. 4. Bu demektir ki, teorik bir tarihin yani teorik fiziğe tekabul eden bir tarihi sosyal bilimin imkânını reddetmemiz gerekir. Tarihsel ön-deyi için temel görevi yapacak herhangi bir bilimsel tarihsel gelişme teorisi olamaz. 5. Bundan dolayı tarihselci metodların ana hedefi yanlış kavranmıştır; ve böylece tarihselcilik çökmektedir. Bu gerekçeleri doğru görüyormusun? Doğru iseler, Marx'ın "gelecek için sosyalizm ve komünizmin kaçınılmazlığı" da yanlışlanmış oluyor. Fikrin nedir?
  14. Sen de okumuyorsun. 63. iletimde laik insan olabileceğini etimolojik olarak ta açıkladım. Ve dedim ki; "Bana her hangi bir düzen, fikir, ideoloji söyle ki, o ismi taşıyan savunucusu olmasın/olamasın." Üzerinde durmadın. Takmıışsın seküler kelimesine. Bu kelime laik kavramı ile benzerlik taşıyor. İkisi de kişiye has. Tıpkı müslüman ve islam(kişi, (islamiyet değil)) gibi. Marksist ile sosyalist gibi. Neyse ben sende "illaki benim dediğim doğrudur" yapısı görüyorum. Son zamanlarda bunun daha çok farkına varıyorum. Evet değerleri var ama, okunası olan sadece senin yazıların değil.
  15. Alkali su içmek en sağlıklı yatırımdır -WHO (dünya sağlık örgütü)- Who, alkali suyun kanser de dahil, bütün hastalıkları %80 önlediğini söylüyor Alkali su, karbonat eklenmiş su. Bir litre suya yarım çay kaşığı karbonat ekleyerek suyun pH değeri sekiz veye daha yukarı çıkartailiriz. Alkali su, en etkili antioksidandır.
  16. Bu görüşten hareketle sorum @ Canraşit'e.. Hipotez, gözlem sonucu oluşturulduğuna göre, hipotezlerin de yanlışlanabilme şartı olduğuna göre, gözlemden bir yanlışlama çıkar mı? Yoksa yanlışlama metodu sadece bilimsel deney sonucu mu mümkündür? Süreç genel olarak şöyle işliyor. Gözlem, hipotez, deney/test/bulgu, yasa/teori
  17. @@Canraşit, Sorulan soru "Nükleer" olunca, enerjisi veya atomu ne fark eder? Aslında İLGİNÇ olan sorusu vede tüm cevaplar. Soru aynen şuna benziyor. Hangisi kazanacak? 1- Sayısal sinyal (bilgisayar) 2- Arabesk
  18. Bence aksine bireyler ve guruplar laik olur. Düzen soyut kavramdır. Düzenler pratikte bulunamazlar. Laiklik toplumsal yaşam kültürüdürler. Kültürleri sosyal yaşamda pratikleştirecek insanlardır. Laik duruşu yansıtacak olan yine birey ve guruplardır. Sana göre; "Laik düzen savunulur ya da karşı çıkılır" görüşünde savunan yada karşı çıkan kimdir? Düzen savunur yada karşı çıkabilir mi? Kuralları yasaları pratiğe koyan kimdir? Her düzenin, düzeni vardır.. Madem laisizmi savunanın laikçi yada laik olamayacağını savunuyorsun, Bana her hangi bir düzen, fikir, ideoloji söyle ki, o ismi taşıyan savunucusu olmasın/olamasın. Misal vereyim; islamiyet --> islam, Marksizm --> Marksist, Bir de etimolojik sözlükten alıntı: laik "dine ilişkin olmayan, dindışı" [ Mehmet Bahaettin, Yeni Türkçe Lugat, 1924] ~ Fr laïque kilisenin devlet yönetiminden uzaklaştırılmasını savunan kişi veya görüş = Fr laïc rahip sınıfına mensup olmayan kimse << OLat laicus a.a. ~ EYun laïkós λαïκός halka ilişkin, halktan < EYun láos λάος halk +ik Not: Fransızcada sözcüğün siyasi anlamı 19. yy ortalarından itibaren yaygınlık kazanmış, 1880'lerden itibaren sözcüğün iki anlamını iki ayrı imla ile yazma usulü benimsenmiştir. Benzer sözcükler: antilaik, laikçi, laikleşmek, laiklik, laisist, laisizm
  19. Olsun, yeter ki öl, rakı olmazsa sen de ırmak gibi akan şaraptan içersin. Hem de kimlerleeee..
  20. Akademik tanım ve şemalarla örtüşüyor bu söylediklerin. Güzel bir özetleme veya başka bir dille anlatım.
  21. Yazdıkların benimkilere cevap değil. Sadece bu satır ilgili. Bu söylediğin de ayrılık oluşturan toplumsal değer, ideoloji veya inanç değil. Gözlemsel, insansal bir olgu. Yaşlılık, hastalık, hamilelik.
  22. Yapma lutfen. Ben bu tür diyaloglardan rahatsız oluyorum. Profesyonel bir tartışmacı olmadığımı söylemiştim. Benim teori ile yasa hakkında bildiğimi sordun cevap verdim. Verdiğim cevap, akademik alıntıyla vede şemalarla örtüşüyor. Daha benden ne istiyorsun? Daha açık olmalısın. Bu konuda benden bu kadar. Bilgilerimin beni rahatsız eden bir tarafı yok şimdilik.
  23. Aslında "British Academy of Sciences" alıntısı o kadar açık ve net açıklıyor ki anlamamak mümkün değil. "Tabi roman okur gibi okumamak lazım. Yanlış anlaşılmaz umarım." - E-İ - Her ikiniz de anlamadığınız kısmı belirtirseniz üzerinde tartışırız. İngilizcesi bende yok. Net'ten alıntıladım. Yasa ve teorinin daha kolay anlaşılması adına, kendi alanımdan misal vererek, dilimin döndüğünce açıklamaya çalışayım. Teori, bünyesinde ispatlanmış yasalarla desteklenen bilimsel genel konulardır. Mesela elektrik devre teorisi bilimsel bir konudur. Tüm ayrıntıları yasalarla ispatlanmıştır. Mesela, devrenin neresinde akım ne kadar akar, neresinde ne kadar voltaj var, ne kadar kısmı, nekadar direnç gösterir, bunlar ayrı ayrı ohm, jule ve, kirchhoff kanunları ile hesaplanırlar. Ama elektrik devre teorisi ise başlı başına yasalar içeren geniş bilimsel konudur. İçerdiği yasalardan her hangi birisinin doğruluğu sona erse bile teori o isimle devam eder. Zira henüz yanlışlanabilen diğer bilimsel yasalarla desteklenmektedir. Bütünlüğü, doğruluğu bozulmaz. Tıpkı evrim teorisi gibi. Evrim teorisinin içinde de biyolojik, kimyasal ve hatta fiziksel yasalar vardır. Kompleks olan teorilere göre yasalar daha basitçe ve sadece bir alanı içerir. Bilimsel yasalar daha çok matematiksel yollarla hesaplanırlar.
  24. Var mı öyle biri? Varsa öne çıksın. Mutlaka asgari çıkarlar temellidir. Devlet ve parelel devlet bireyleri de öyle idi.. Can dosttular. Hatta "özledik birbirimizi, bitsin arık bu gurbet hasreti" diye yanıp tutuşuyorlardı bir zamanlar. Kalemleri, kağıtları, aynaları, saatleri, kimi zaman da gölgeleri idi birbirlerinin... Ve hatta kimi zaman da vicdanları(!), eh kimi zaman da uykusuz bıraktıyorlardı birbirlerini.. Gece saat üçlerde.. Ve hatta ayakkabılarını bile paylaşıyorları ayakkabı kutularından. Ama ne oldu? Asgari çıkarlar gitti, CAN DOSTLUK bitti. Herkeste böyledir maalesef. O yüzden, ortak paydaların kıymetini bilelim.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.