Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

musttafa

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

musttafa tarafından postalanan herşey

  1. Kuranda geçen kelam ve kelimeler, dini kavramlar yanlış kullanılarak çıkarımda bulunuyor. Bu yanlış çıkarımlar kişisinin kendi fikridir, kendisini bağlar. Genel bir anlayışı yansıtmayacağı açıktır. Dini kavramlar üzerinde uzlaşamayacağımız açıktır, yapılan yanlış yorumları eleştiriyorum ve yöntemin yanlışlığına dikkat çeken birçok yazı yazdım. Aslında önceki yazılarımı okursanız, genel mantığı anlarsanız, sorularınızın cevabı var. Öncelikle siz kendi amacınızı sorgulamalısınız, dini forumda nelere açıklık getirecelsiniz ve nasıl katkınız olacak?
  2. @@democrossian Din akıl sahiplerine indirilmiştir. Kelam ve kelimeleri düz mantık yürüterek çözmeye çalışma yönteminden vazgeçilmediği müddetçe, bu yöntemle elde edilen bilgiler hayali olur. Kuran ibrettir, uyarıdır, rehberdir, hidayet kaynağıdır. Kuranda geçen bir çok kelime semboldür, ayrıca kelamlar zaten soyuttur, onun için akıl sahiplerine hitap eder. Düz mantık yürüterek, herşeyi maddesel algılayan, aklı sadece buna çalışana, herşeyi gözüyle görmek isteyen ve görüntüye vurmaya çalışanların Kurandan alacakları noksandır, çıkarımları ve izahları da eğri olacaktır. Bu bakış açısında olanlar kelamları anlayamazlar. Ayrıca bazı kelimelerin türkçesini bilmemekte, yanılgıya sebep oluyor, örneğin melek bildiğin güç demektir. Allahın meleklerine iman etmek demek, Allahın gücüne imandır, bunu anlamaktır, gücün ne olduğunu anlamak, ona göre bilinçlenmektir. Yanlış algılayanlar, hatta bunda diretenler doğru yolu bulamazlar. Kuranda düz mantık yürütenler, çabalamadan derin düşünce gerektiren konuları, alatımları, akıl sahibi olmayanlar anlar diye bir kural yoktur. İnsanın kendi beyni içinde oluşturduğu yanılgılara göre kuranı okuyanlar, değerlendirenler elbette yanlış, eğri sonuçlara ulaşır. Yanlış düşünüp doğruyu bulan yoktur, ama binlerce yanlış birer denemedir, amacıda doğruya ulaşmaktır. Yanlışlar da insana tecrübe kazandırır. İnsanlar istesede istemese de böyle faaliyetlerde bulunarak, içten gelen sese kulak vererek Tanrının sıfatlarını araştırmak için çabalamaktadır.
  3. Daha önceki yazılarımda genel olarak değinmiştim. Yaratılan ayetler; doğa, evren, insan, melek, madde, canlılık, herşey. Tanrısal güç; herşeyi yaratan güçtür, doğayıda yaratan bu güçtür. Doğanın kendiside bu gücün yansımalarından bir yansımadır, gücü elbetteki barındırır.
  4. Bazı kelime ve kavramlara kör olanlar, hatta bu kelimeleri anlamadıklarını idrak edemeyenler, biz düşünüyoruz diye belli başlı kelimeleri tekrar ederek, geneli görmeden açıklama yaptığını zanneden ve doğru sonuçları ortaya koyduğu fikrine sahip olanlar, ön yargılarına teslim olan, düşündüğü hissine kapılan düşüncesizlerdir. Kuranda bu durum körlük, sağırlık ve dilsizlik olarak ifade edilmiştir. Cahilliğini ve bilgisizliğini kabul etmeyen, ama biliyoruz zannında olanlar, yanılgıları, gördüklerini gerçek olarak algılayan, akıl sahibi olmayan, aklını kullanamayanlardır. Kendi beyinlerinin içinde şekillendirdiği resme göre düz mantık yürüterek olayları ve dini kavramları açıklamaya yorumlamaya çalışanların yanılgıları,kendileri için açtıkları, kendilerine özel cehennemdir ve bu cehennemin ateşini yine kendi beyinleriyle ürettikleri zanlarla alevlendirerek genişletmekte, doğruya giden yollardan uzaklaşmaktadırlar. Ayrıca bu cehennemlerine, sanki iyi birşey yapıyorlarmış, diğer insanlara yardım ediyorlarmış gibi hissederek onlarıda çağırmakta ve gelin denerek, yanılgılarında yanmaya davet etmektedirler. Aklı olanlar, düşünenler, kelamlardaki uyarıları dikkate alıp algılayabilenler bu yanıgılarıla dolu dünyaya adım atmazlar, mücadeleye devam ederler. Dini anlamak, insanın özünü kavramak ve yaratılıştaki hikmetleri çözmek niyetinde olup ve bu yola kendini adamış olanları, Allahı tesbih etme görevini yerine getirenleri elbette Allah doğru yolu gösterecek, destekleyecek, düşünce yollarını açacaktır. Hayat bir imtihandır, imtihanda başarılı olmak için ilimetmek ve ona göre bir anlayışa kavuşarak ilerlemek öncelikli şarttır.
  5. Kelamları; akıl sahipleri, ilmedenler, ön yargılarından arınmış olanlar, dini terimleri, sembolleri, açıklama tarzına aşina olanlar daha isabetli kavrar. Kuran arap kavmine doğru yolu bulmaları için indirilmiş, o toplumun algı seviyesine indirilmiştir. Bizler o devirdeki arap toplumu değiliz, aradan 1400 yıl geçmiş, o devirde onların konuşma tarzına, usullerine, anlatış yöntemlerine birebir hakim değiliz, düz mantık yürüterek bize çelişki görünenleri çözemeyiz, daha derin bir düşünmek ve incelemek gerekir. Üstünkörü okumanın, incelemenin kimseye yararı yoktur. Düz mantık yürüterek, kelimelerin özünü anlamadan yapılan yorumlar geçersizdir, kişinin kendi bilgisizliği ve önyargısıdır. Kuran ne bir bilim kitabı, ne bir tarih kitabı, nede evrenin fizik yasalarını açıklayan bir kitap değildir. Bu şekilde bir bakış açısı ve yorumlama yanlış sonuçlara ulaştırır. Kuranda yapılan atıflar insanı araştırmaya, bilmeye anlamaya, düşünmeye sevk etmektedir. Bu sevkiyat sonucunda bilgileri keşfedecek olan insandır, sınavda olan insandır, kuran değil. Sizin anlayışınızda sanki Kuran sınavdaymış gibi bir algılamaya sahipsiniz. Bunları fark etmediğiniz sürece Kuran hakkında yaptığınız yanlış yorumlar devam edecektir. Ne zaman idrak ettiniz o zaman durum değişir, yoksa idrak olmadan kuru kuruya düşünce sonuca ulaştırmaz, düz mantık bir yere kadar geçerlidir. Kurandaki kelamları kendi bütünlüğü içinde anlamaya çalışmak ve yorumlamak gereklidir. @@democrossian sizin ortaya koyduğunuz kuranı okuma yöntemi doğru bir yöntem değildir, düz mantıkla dini kitapların hiçbirisi okunamaz. Okunmaya kalkılırsa sizinki gibi olur, doğal sonuç. Sizin mantığınıza, okuma yönteminize sahip hiç kimsede kuranın hayatla bağlantısını düzgün bir şekilde kuramaz, herzaman yanılır. Ama pes etmeyin bir gün belki anlarsınız. Siz pes etsenizde içinizden gelen ses, uyarı sizi yerinizde durdurmaz, araştırmaya sizi sevkeder, itirazın kalkması bunu kabul edebilmeniz sizin sınavınız. Siz çözemesiniz bile sizin mirasınızı alanlar bu yükü taşıyacak, taki çözene kadar. İnsanı ilerleten bilgidir, ilerleyende bilgidir. İnsanların birbirine üstünlüğü yoktur, üstünlük takvadadır.
  6. @@democrossian Allah çalışanı, mücadele edeni destekler, ölçü budur. Ben şuyum, buyum deyip, yan gelip yatan, araştırmayan mücadele etmeyen, ölçüyü anlamamakta direnen, yanlış eksik tartan sefil olur. Bu geneldir, uyanan, aklını devreye sokan bunu anlar.
  7. Hayat bir imtihandır, sınavdır. Verilen mücadeleler sonucu, hayatın değeri anlaşılırsa hayat anlam kazanır, insan huzura kavuşur. Hayatın içinde verilen sınavla kazanılan, elde edilen, ortaya çıkarılan değerlerde insan olgunlaşır ve hayatını biçimlendirir, sıfatlanır. Bu mücadeleyi vermeyen, düşünmeyen, olgunlaşmayan sıfatsızlar hayatın içinde kaybolur, dengeyi kuramazlar. Hayata karşılık verebilmek, dengeye ulaşmak Tanrısal kavramların anlaşılmasıyla mümkün olur. İnsanoğlu bu kavramları anlayarak mücadelesini verdiğinde hayattaki gerçek yerine ulaşacaktır, zıttı durumda mücadeleyi vermediğinde, yangelip yattığında, aşağılanma ve sefillik vardır.
  8. Aslında Kuranı yanlış anlama ve değerlendirme sonucu yanlış sonuçlara ulaşıldığına ilişkin açıklama önceki iletimde var. Kurana yanlış bir gözle bakılınca, düz mantık yürütülünce yanlış çıkarımlar kaçınılmaz oluyor. Kuran bir bilim kitabı değildir, öğüttür, uyarıdır, rehberdir, Kuran dini öğretileri ve kelamları barındıran, hitap ettiği toplumun algı seviyesine indirilerek peygamber tarafından arapça bir lisan ile yapılmış açıklamalardır. Kuran anlatımında o döneme hitap eden anlatış şekli vardır. Semboller, arap mitleri, o çağdaki inançlar, önceki semavi dinlerin anlayışları anlatılmaktadır. Kuran indirilen yani, insanların algı seviyesine indirilmiş kelamların bütünüdür. Kuranda anlatılanlar soyut kavramlardır, tarih kitabı değildir, bilim kitabı değildir,. Allahın konuşması yaratmasıdır ve yaratmaya devam etmektedir. Allahın ne söylediğini anlamak istiyorsan yarattıklarına, bakacaksın yaratılışı inceleyeceksin düşüneceksin, tefekkür edeceksin! Önyargılardan kurtulup, düzgün bir şekilde Kuranı anlamaya çalışırsan bu sonuçlara ulaşırsın. Yok eğer Kuranı kabul etmiyorum, bana hidayet etmiyor dersen yine bakacağın yer Yaratılış ve Yaratılanlar olacaktır, oda yeter. İnsanın yaratılış fıtratında da bu vardır, aklını dinler düşünürsen yine bu sonuca ulaşırsın! Bunlar herkes için geneldir. Yaratıcı heryerden insana seslenmektedir, yeterki insan yönelsin, duysun sağır olmasın, incelesin araştırsın! Esas asıl ayetler yaratılanlardır, kitabda yaşamın kendisidir. Kuran(okunan) yaşamın bir okunuşudur.
  9. Teşekkürler @@dennise İnsan kavramını tanımak, tanımlamak ve tamamlamak herkesin üzerine bir borçtur ve geneldir.
  10. Nerede neyi kullancağına karar verecek olan insandır. İnsan iradesine sahip olan bir varlıktır. Düşüncenin her çeşidinide kullanır. Bilim insanın elinde kullandığı medotlardan biridir. Yaratılan ayetler bilgi deposudur, içindeki bilgiler ne kadar elde edilirse, insan Tanrıya o kadar çok yaklaşır. Bilim insanı Tanrıya yaklaştırmaktadır. İnsanın görevi zaten bilme, anlama ve Yaratıcıyı tesbihattır. İnsanlar istese de istemesede bu fıtrat gereği hareket ederler. İnsanı buna çeken sürükleyen Tanrısal güçlerin varlığıdır. Bazıları bilerek bilincinde olarak bu fıtrata uyar, bazılarıda bilincinde olmadan.
  11. Ben düşüncenin ne olduğunu açıklamadım, dinde düşünce tarzlarından birinden bahsettim, özel ismi Tefekkür'dür. Türkçe yazınca karışıklığa yol açtı galiba. Farklı farklı düşünme yöntemleri olabilir. Düşünmeye sınır konamaz, her yöntemi kullanır.
  12. @@democrossian Zor bir soru sormuşsun, herkesin elinde böyle bir mihenk taşı olsaydı, bir sorun kalmazdı, herkes herşeyi ölçebilir aynı sonuçlara ulaşırdı. Kuran rehber, ögüt, hidayet kaynağı, uyarıdır. Kuranın içinde geçen kelam ve kelimeler nasıl anlaşılacak burda da sorunlar var, burda geçen kelamların anlaşılamaması çarpıtma olduğuna delil değildir. Kuran arap toplumuna inmiştir, onların dilindedir, arapların yaşama bakış açısı, düşünce tarzları eleştirilmektedir. Kelamları anlamak algılamak insanı bir noktaya kadar taşır, insanın dini anlamasına, tanımasına yardımcı olur. İnsanı insan yapan en önemli unsur düşünebilmesidir. Düşünce tek başına yeterli değildir, İdrak edebilmelidir, akıl devreye girmelidir. Akıl ve düşünce de yeterli değildir irade oluşmalıdır. Yaratılan ayetlerin bilgisine ihtiyaç vardır, Yaratılış incelenmelidir Hayatın kendisi bir imtihandır. Akıl sağlığı çok önemlidir. Herşeyi yorumlayacak, okuyacak, kuranıda anlayacak akıldır. En iyi tartı aleti, ölçüm aleti akıldır, herşeyi tartar ölçer biçer. İşte toplum bunun için mücadele etmelidir, sağlıklı bir akıl seviyesine ulaşmak için. Kuranda anlatılanlardan çelişki gibi görülenler temsili anlatımdır, izah şeklidir, arapların anlayışına göre yapılan bir anlatımdır, semboller düz mantık yürüterek çözülemezler. Mesala insan bedeni 950 sene yaşamaz, ama anlayışı, onun hükümleri 950 de yaşar 5000 de .... gibi
  13. Dini manada düşünmenin ne olduğu üzerine görüşümü açıkladım. Beğenmeyen daha iyi bir tarif getirir, bizi aydınlatır. Ayrıca düşünmeden düşünmeye fark var. İnsanlar her şeklilde düşünebilir, bunun bir sınırı yoktur. Dini anlamak için kelamları bilmek gerekir, bu bir başlangıçtır. Mezhepler bir anlayıştır, bir yorumdur, dini yorumlamaktır. Din anlaşıldığı zaman mezhepler ortadan kalkar, bir hükmü kalmaz. Din toplumsaldır, mezhepler yani anlayışlar, dini yorumlama bireyseldir. Herkesin yorumu, anlayışı, inancı kendinedir, herkes bilgisi ölçüsünde anlar, algılar. Toplumun genel yargısı, anlayışı, kabulleri toplumun dinidir. Bireylerde toplumun bir parçasıdır, öğretileri toplumdan alır, beslenir, toplumun dışında kalan dışlanır. Eğer toplumun dini algılayışında bozukluklar varsa, kabulleri değerleride yozlaşmıştır, insanlıktan uzaktır, o toplum dağılır. Bireyin kendine özgü dini olmaz, sadece anlayışı olur.
  14. Düşünceye sınır, konamaz, o pegasusdur(burak). Özgürce uçmalıdır. Heryere bakıp görmelidir, inceleyebilmelidir. Akıl, mantık devreye girdiğinde düşüncelerde dengeye oturur.
  15. Dini anlamda düşünmek demek; Allahın yarattığı ayetlere bakarak, yaratılan ayetlerdeki ölçülere göre, indirilen ayetledeki kavramları ve uyarıları dikkate alarak kelamları anlayarak aklı kullanarak yapılan faaliyettir, kuru kuruya düşünmek, insanı ilerletmez, kısır döngüye yol açar. Bu işleride kişi tek başına yapamaz. Herşeyin test edildiği yer hayattır, insanlar önce beyinlerinde herşeyi şekillendirir ona göre yaşar, imtihan olur. Sonucunda elde edilecek olan, kişinin çabasına ve bilgisine bağlıdır. Din toplumsan bir hadisedir, bireysel bir faaliyet değildir. Toplumun içinde gelişen ortak anlayışlar, algılamalar, ortak değerler yoksa o toplum dağılır. Dini bilgileri somut bilgilerle düzenleyemezsin, doğruyu yanlışı bilimle belirleyemezsin, bilgi üretirsin sadece, onuda bir görebilsek!
  16. İşte neyin ne olduğunu akıl sahipleri, araştıranlar, düşünenler bu konuda faaliyette bulunanlar anlar, ilerleme sağlar. Yoksa yan gelip yatıp, hindi gibi düşünmeye çalışanlar, düşünüyorum zannedenler anlamaz. Anladığım kadaryla bunların senin beyninde bir karşılığı yok, bu konularda düşünmemiştin, araştırmamışsın, bir altyapın yok elbette tam anlayamazsın, çoğu kimsede anlamıyor Hiç bilmediğin konularda elbette önyargılara, dogmalara sahip olusun, herkes gibi, insan bilmediği konuda cahildir, başka konularda uzman olabilir. Bilimi yapanda insandır, insan olmazsa bilimde olmaz. Bilim bir araçtır, bilim amaç değildir, tapılacak birşeyde değildir! Çalışma alanı neyse onun üzerinde bilgi elde etmek için kullanılan bir yöntemdir, çalışmadır. Neyi nerde kullanacağını da bilmezsen boşa kürek çekersin, amaç nedir?
  17. Din bir araçtır, amaç değildir. Dinin amacı İnsanı ortaya çıkarmakdır, onu ortaya çıkarmak için kullanılan bir yoldur. İnsanlık ortaya çıktıktan sonra uygarlaşma peşi sıra gelir. Din anlaşılmadan, insanların üzerindeki ön yargılar, dogmalar kalkmaz. Din anlamayanları kullananlar çok olur, istediği yere sürerler, ibretleri tarihden almak lazım.
  18. Yartılan ayetler demek "Varlık Alemi" dir. Yukarıdaki senin iddiandır, senin zannın ulaştığın kanaatindir, seni bağlar. Yaratılışı ve yatatıcıyı akıl sahipleri herşeye bakarak inceleyerek düşünür algılar, bu algılamada oluşmuştur, mirasdır. Şimdiye kadar yaşamış olan insanların beyinleri kademe kademe algılamış ve bilgilerini bırakmışlardır. Dini, İnsanı, Yaratılışı anlayamayan toplumlar medeniyet kuramaz, zıttının bir örneği yoktur.
  19. Düz mantıkla bunlar anlaşılmaz. Akıl devrede olmazsa sözlerin içeriği de anlaşılmaz. işte bu durum körlük, sağırlık ve dilsizliktir, anlatım tarzıdır. Zaten aklı olmayan, düşünemeyen, Allahın yarattığı ayetleri incelemeyen indirği ayetlerden öğüt almayan toplumların başına gelenlerdir bunlar. Günümüzde yaşanmaktadır, ahireti(geleceği) beklemeye gerek yok! Elbetteki dini forumda dini literatürle konuşulacak, eğer beğenmiyorsanız, diğer forumlarda konuşun, içeriğinde dini terimler olmayan. Yanlış algılar eleştirilmelidir, aklı olup düşünenlerin eleştirisi değerlidir, düz mantık yürütenlerin eleştiriside doğru sonuca ulaştırmaz. Kendinize gelin!
  20. İnsan öncelikle düşünen, akılını kullanan bir varlıktır. Bilimide, felsefeyide, hayalide, istekleride gücünün yettiği herşeyi kullancak kapasitede olan İnsandır. Sadece bilimsel düşünceyle sınırlı olan insan yoktur, alt yapısı mutlaka vardır. Akıl, düşünce, irade olmadan bilim yapılamaz.
  21. Allah yarattığında doğruyu söyler, gösterir. Yaratılanları algılayamanlar, idrak edmeyenler, kördür, sağırdır, dilsizdir. Sınavda olan Tanrı diye birşey yok, imtihanı verecek olan İnsandır. Sıkıntıda olan, İnsandır. Herşeyi anlama, bilme, araştırma görevide İnsanadır. İmtihanda hayattır, herkes hayatında imtihana girer. Aklı olan bunları görür, sınavı yani hayatı algılar, kelimelerle savaşıp durmaz, kelimelere tapmaz. Aynı kelimelerin etrafında dönüp duruyorsun, takılıp kalmışsın, geç onlardan hayata bak! Herşeyi birbirine karıştırıp, düz mantık yürütünce tabikide sonuçları çıkmaz olur.
  22. @ düz mantık yürütüyorsun. Akıl düz mantık yürütmez. Ön yargılar insanı yanlış anlayışa, noksanlıklara götürür. Neyin ne olup ılmadığı hakkında yanlış bilgilerle değerlendirme yapıyorsun, sonucu da böyle oluyor, daha fazla araştırmalısın! Bildiğin şeyler hakkında yorum yap, senin için daha hayırlı olur. Bu şekilde bir çözüm üretilmez!
  23. Varolan kargaşa ortamından sıyrılmak için aklı, düşünceyi ve bilimi ön plana alıp, yaratılan ayetleri, dini, insanı inceleyerek sonuçlara ulaşmak gerekir. Yaşamda başarısız olanlar elenir, işleyen kural ölçü budur. Allahın yarattığı ayetleri, hakkıyla inceleyecek, insanlığı ortaya çıkarak toplumlar, nesiller elbetteki gelir. Diğerlerini görevlerini; yerine getirmeyenleri, istek arzuları, hayelleri ve duyguları peşinden koşanları yaşam zamanla eler. Kuranda zaten geçmiş kavimleri inceleyin, Allahın ayetlerini inkar edenlerin sonu ne olmuş bakın araştırın, ibret alın diyor. Kuran ibrettir, ögüttür, uyarıdır sadece. Bunları alacak özne İnsandır, ortada böyle bir insan anlayışı yoksa buyurun toplumların helakına. Herşey bir ölçüye(kadere) göre yaratılmış, ölçüyü bilir tutturursan başarılı olursun, yoksa toplum olarak elenirsin. Aklı ortaya çıkarıp, başımıza getirmemiz gerekir, yoksa halimiz kül.
  24. Kuranda anlatılanlar temsilidir, bizim için sembolik tarafı vardır, o dönem arapların anlayacağı şekilde, onların anlayış biçimine uygun olarak anlatılmıştır. Bizim algılamamız, anlayış biçimimiz, o dönem arapları gibi olamaz zaten! Düz mantık yürütmek doğru sonuçlara ulaştırmaz. Akıl düz mantık yürütmez, her türlü ilişkiyi bağlamı, bağları araştırarak anlar kavrar. Din akıl sahiplerine indirilmiştir, kelime kelam sahiplerine indirilmemiştir. Kelimelere tapın da denmemiştir, algılayacak olan akıldır, akıl oluşmadan yapılan algılama yanlış sonuçlara götürür, düz mantıkla anlaşılacak çok az ayet vardır, ilmetmek, bilgilenmek asıl olandır. Zanda bulunmak, aklı kullanmadan kelimenin peşinden gitmek doğru sonuçlara ulaştırmaz. Kuran herhangi bir kitap değildir, ona ilmetmeyenler(arınmayanlar) dokunamaz, yani anlayamaz. İstediğin kadar düz mantık yürüt, seni doğru sonuca ulaştırmaz, aklı kullanmak, akla sahip olmak şart.
  25. @@democrossian aslında dabbeyi senin daha iyi yorumlamanı beklerdim. İşte yer, dünya Dünyada oluşmuş, yerden çıkmış, hayvanlar arasından sıyrılıp, onlardan kısmen ayrılmış, birbiriyle konuşacak, anlaşacak düzeye gelmiş, yaratılan ayetleri inceleyen, bozgunculuk yapan, kıyametleri koparan iki ayaklı bir canlı türü oluşmuş zaten, heryerde geziyor.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.