karandiu tarafından postalanan herşey
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
Ben dinimi çok şükür içimde yaşıyorum da insanlar bilmediği birşey hakkında fikir yürütmemesi gerekmezmi? İslamın ne olduğunu bilmeden karşı çıkmak gibi.Bizim Dinimizde güzel bir Ayet var hani 1400 küsur sene önceden gelen kitapta ''Senin Dinin sana Benim Dinim bana'' İslamın herkesi zorladığını mı zannediyorsunuz bu konuda..? Zaten problem burada değilmi? İnsanlar kendi yarattıkları hukukun sonuçlarının adaletsizliğinin gözler önünde olması ne kadar sığ ve yetersiz olduğunun delili değilmi ? ayrıca durmadan değişiyorsa yanlış yapıldığının göstergesidir.
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
senin demokrasi anlayışın %2 nin hakları doğrultusunda %98 in haklarını hiçe saymak mı?
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
meraba "İspatsız olan her şey boştur..." yazılı imzaya sahip olupta oluşumu tesadüfe bağlaman ilginç aslında..Aslında inanmayanların vicdani yönü yaradılışı kabul ediyor lakin sorumluluklar insana ağır geliyor..
-
Atatürk'ün Müslüman Olmadığını Savunanlar OKU!
evrensel herkes tarafından bilinen demektir.. Dünyanın değişik yerlerindeki Müslümanların duyduğunda aynı anlamı çıkarabilmesi demektir.. dediğin gibi dünya üzerinde yaşayan bir gurubun ortak çağrı dilidir..
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
‘’ Allahin emirlerini yerine getirenler müslüman olmayan toplumlardir’’ Burada bir çelişki yok mu? Namazı kılan orucu tutan zekatı veren içki içmeyen zina yapmayan haram yemeyen insanların hakkını hukukunu gözeten haksız yere can almayan ve her türlü Allah’ın yasaklarını yerine getiren tolumlar Müslüman olmayan toplumlar mı oluyor? Bu iş iyice zıvanadan çıktı yakında şeytan Allah ın yerine konursa hiç şaşırmayacağım.. İslam alemi 700 değil 1400 küsur yıldır var bir zahmet baksaydınız BBC Televizyonu’nun İslam’da bilim adlı belgeseli koymuştum inceleseydiniz keşke..tekrar verim inceleyin hor gördüğünüz dininizin bilim adamlarının buluşları kimlere ışık tutmuş..; -http://www.dizimag.com/bbc-science-and-islam-bilim-ve-islam- Bahsi geçen 700 yıllık süre Osmanlıdan bahsediliyor olsa gerek ..Türklüğü atatürkten geldiğini düşünen bir nesil için çok ta yadırganacak bir tarafı yok.. Osmanlı bilim adamalarından da mı haberiniz olmaz ders kitaplarında size Takiyüddin Hüseyin Tevfik Paşa, Piri reis,Mimar sinan,Kadı zade, Musa paşa, Ali kuşçu vs.. Matematik, cebir ,tıp ,astronomi, coğrafya alanlarında insanlığa değil kendilerine hizmet etmişler siz İslamı başka dinlerle karıştırmayın Galileo nun hayatını okursanız engizisyon mahkemelerine bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.. Cumhuriyet döneminin en ünlü bilim adamı türkiyenin ilk bilim tarihçisi ordinaryüs prof. Aydın Sayılıyı eserlerini, tespitlerinin okumanızı tavsiye ederim.küçük bir örnek; ‘’ Aydın Sayılı, araştırmaların ana kaynaklara dayalı olarak yapılması gerektiğini düşünür; kendi çalışmalarında da bu hususa dikkat etmiştir. Bunun uygulamasının en güzel örneklerini onun makalelerinde görmek mümkündür. Örneğin İbn Sina’nın görme konusunda, eski görme teorisini kabul etmediğini, ve onun bu konuda daha çok İbn Heysem’in de desteklediği ışıklı ya da aydınlık ortamda görmenin mümkün olduğu teorisini benimsediği belirlenmektedir. Sayılı, bu saptamayı İbn Heysem ve İbn Sina’nın eserlerine dayanarak yapmıştır. Yine, ilk hastanenin Türkler tarafından yaptırılmış olduğunu belgelere dayanarak göstermiştir.’’ keza Türkiye’deki 2. Bilim tarihinin ilgi odağı Osmanlıdaki bilimsel çalışmalar olmuştur..Siz herhalde Osmanlının uzaya felan neden çıkmadığını mı sorguluyorsunuz? Şimdi soruyorum size 10 senedir darbe yapılan bu cumhuriyette siz ne yaptınız? hani din bilime engel ya sizin için devleti bağlayan din de yok..siz baş örtüsüyle uğraşırken millet uzaya çıktı..Siz halen bunlarla uğraşın.. Kur’an ın Türkçe okunması farklıdır Türkçe olarak ibadeti farklıdır bir birine karıştırmayın. Sen anlamadığın bir dili nasıl okuyup ta aklınla iradenle kabul edeceksin? Sana kimse Kur’an’ı Türkçe okuma demiyor ki nerenizden uyduruyorsunuz? Sonrada Allah ile kandırıyorlar diyorsun pes valla sen Türkçe okudun da niye Türkçesini okuyorsun diyen mi var da Allah ile kandırıldım diyorsun.. Kandırılmak nedir? Nasıl olur? Bir konu hakkında bilgin olmazsa kandırılırsın, iyi niyetini suiistimal edilerek kandırılırsın. Allah ile kandırılmak nasıl oluyor hem de elinde Allah’ın kitabı dururken. Hem de anladığın dilde tercümesi meali varken enteresan bir düşünce düşünceden öte bahane şimdi sorsam Kur’an’ı Türkçe okudun mu diye yok diyecek ama sıkmaya geldi mi Allah ile kandırıyorlar diyecek sen Türkçe okudun da anladın da sonra kandırıldın mı yoksa?
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
Anlaşılan seninle İleri demokrasi anlayışında kavram karmaşası yaşıyoruz.. Benim için ileri demokrasi, her gün şahsına kendi yayın kurumundan hakaret eden birisine yapabilecekken müdahale etmeden kanunlar çerçevesinde hak aramaktır. İnsani olguda bu değil midir? Bende bir akp üyesi olarak o gazetelerin kendi özel günümde orada olmasını istemem ve benim gibi düşünen üyeleri de göz önüne alırsan benim kendi demokratik hakkımı, özelimi demokrasi üzerinden kimse bana ileri demokrasi adı altında müdahale edemez de eleştiremez de, ben ve benim gibi düşünen akp üyelerinin hakları ne olacak? Unutma ki siyasi parti genel başkanı bir gurubun seçilmişidir o gurubun üyelerinin de demokratik haklarını gözetmesi gerekmektedir.. Sizin ileri demokrasi lafzınız ülke yönetiminden ibarettir, geçerlidir doğrusu da budur aksi halde başbakanın ileri demokrasi lafzı benim demokratik hakkıma özelimde müdahaledir insanların özeline müdahale eden kanun dışı hiçbir şey demokratik değildir.. Zaten sokulmuş güzel kardeşim nasıl soyutlandığını anlatıyorum aradan cımbızla çekip ne biçim soru bu demek te neyin nesi? Halkının %98’inin dini İslam olan bir ülkenin hangi din hangi mezhep sokulmalı gibi bir soru ancak dinin ne olduğunu bilmeyen birinden gelebilirdi ve o da geldi.. Din nedir? Dinin temel dayanağı nedir? Temel dayanaklar İnsanlara neden gönderilmiştir? Bu gönderilenler neyi ihtiva etmektedir..? Şeriat hükümleri nelerdir? Bu sorulara net cevap verilmeden İslam’ın idaredeki yerinin olurunu veya olmazını tartışmak olaya soyutsal bakmak olur.. Dilersen detaya gireriz.. Hukuk kime göredir, neye göredir? Eğer hukuk tüm yaşam için sosyal hayatın ihtiyacını düzenlemeye yönelikse bir kişi çıkıp ta bu nasıl adalet diyorsa hukukun hiçbir bilimsel yanı kalmaz hukukun bilimsel olabilmesi için herkesçe kabul görmesi gerekir.. Bu kimilerinin apo nun asılmasını, kimilerinin ise serbest kalmasını istedikleri gibi, bunun her iki taraf içinde adaletsiz olduğu düşünüldüğü gibi.. Devlet, Dinin içeriğine karışmaz mı? Peki, Cuma günleri okunan hutbelerde imamların ne okuyacağına kadar belirleyen bir devleti hangi akılla izah edeceğiz? Neyi söyleyip neyi söylememesi gerektiğini bildiren bir devlet nasıl müdahale etmemiş olabilir? Arkadaşım Allah’ın yapılması veya yapılmaması gereken emirlerinde yoruma ihtiyaç yoktur kesindir, katidir ama kişinin inisiyatifine bırakılmıştır yaparsın yapmazsın bu Allah ile kul arasındadır.. Aşağıdaki ayette gayet açık ifade vardır Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur. Bu ayette Allah’ın ne kadar bağışlayıcı olduğu bildirilmekle beraber bizim, Allah çok bağışlayıcıdır diyerek günah işlemememiz gerektiğini de yine başka bir Ayetiyle bildirmektedir; Ey insanlar! Allah'ın verdiği söz şüphesiz gerçektir; dünya hayatı sizi aldatmasın. Allah'ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın. Görüyorsun ya Allah çok bağışlayanım diyor ama sakın şeytan, bu affediciliğime güvendirerek size günah işletmesin diyor.. Gayet net ve açık değil mi? Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığınız zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır. Kur’an da İnsanların topluca Allaha ibadet ettiği yere mescit deniyordu bu ister cami ister cem evi istersen de kendi oturduğun daire bile olabilir fark etmez amaç topluca Allaha ibadettir bunun için belli bir yer mekan fark etmez ama yukarıdaki ayet farklıdır Cuma gününe özel bir ibadet şeklini ifade eder ve çağrılma fiili vardır 1400 yıldır bu fiil ezan ile yapıldığına göre ve burada ki olayın Allah’ın emri olduğuna göre bu çağırma işinin 1400 küsur yıldır camilerden yapıldığına göre nasıl bir yorum yapıla bilinir ki? Diğer emir ve yasaklara uyup uymamak nasıl ki serbest se bu da aynı ölçüdedir.. Burada Aleviler, bizim dinimiz İslam kitabımız Kur’an, Peygamberimiz Hz. Muhammed diyorsa Ayet açıktır.. Ayetin son kısmı ‘’ Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.’’ Cümlesi hür iradeye hitap etmektedir yapıp yapmamak kişiye kalmıştır.. Dinde zorlama olmadığını kişinin aklı ve iradesiyle dini yasak ve emirlerini kabul etmesi gerektiğini her zaman Kur’an da vurgulanır halen siz insan haklarından bahsediyorsunuz yorumdan bahsediyorsunuz seçim hakkı kişiye bırakılmışken daha adaletli kim olur.. Bunun senin için de geçerli olduğunun farkındasındır umarım..
-
TURKiYE ve AVRUPA BiRLiGi
Türkiye 4 dönemdir halk çoğunluğunun seçimi ile gelen bir hükümet tarafından yönetiliyor eğer faşist dikta bir yönetim görmek istiyorsan 1923-1950 senelerine bakman yeterlidir hem demokrasi diyeceksin hemde 4 dönemdir halkın oyuyla hükümet olmuş kişilere faşist diyeceksin sen ne dediğinin farkında bile değilsin.. İşine gelmediğnde ab bölücü faşist işine geldiğinde ab uyanıp kendine geldi Vallahi ömürsün..
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
Müslümanı müslümana kırdırıyorlar diyerek anlamadığın ne biliyormusun şu anki orta doğuya baktığın zaman hep yapılanmanın bizim 90 sene önce olan yapılanma gibi olmasıdır.. bunun bir anlamda farkındasın ama bir zamanlar kendine yapıldığının farkında değilsin..
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
Sen Lozanda kürtlerin gelipte biz türklerle beraber olmak istiyoruz demelerinden de bi habersin anlaşılan,tabi tarih bu şekilde öğretilince yozlaşıyor beyinler normaldir.İngiliz emperyalizmi nin ana hedefi neydi ? böl,parçala,yönet osmanlıdaki etkileri ne olmuştu ? petrol yatakları musul,kerkük,filistin dolayısı ile o coğrafi bölge parçalanmışmıdır ? bana söylermisin biz milli mücadelede ingilizlerle nerede savaştık ? adamlar kurşun atmadan hani atanızın dediği gibi ''geldikleri gibi giderler'' misali geldikleri gibi gitmişlerdir. adamlar istediklerini zaten lozanda almışlar osmanlıyı bölmüşler yönetmeye hazır hale getirmişler. senin doğunla bir işi kalmamış ki ne yapsın senin kendisi için işe yaramaz kürdünü,topraklarını..Biraz mantık.. Kemalizme laf söyleyecek kapaside olmayanlar bugün meydani bos bulduklarindan hayasizca saldirilarina baslamislardir.DEMEK KI ISTIKLAL MAHKEMELERI COK DOGRU VE YERINDE MAHKEMELERDI.Orada devlet hainleri,Kurtulus Savasina karsi olan isbirlikciler yargilandi cok iyi oldu ama noksan oldu daha cok olmasi gerekirdi ki bunlarin dilleri ta ozamandan kopartilmaliydi.Müslüman ayaklarina yatarak müslümani müslüman kirdiranlar,müslümana karsi kafirlerle isbirligi yapanlar yasama hakkina sahip degillerdir. Kapı araladığının farkındamısın ? keser döner sap döner gibi şimdi hükümet kolluk güçlerini yanına alarak ihtilal yapsa kanunu dilini kültürünü(ki nasıl bir kültürse) tamamen değiştirse karşı gelenleri sallandırsa haktır yani.. sivas kongresindeki amerikan mandasını 1946 yılında istanbula gelen amerikan savaş gemisini yapılan anlaşmaları da bilmiyorsun o zaman İslamda bilimi bakın BBC nasıl vermiş seyredin..; -http://www.dizimag.com/bbc-science-and-islam-bilim-ve-islam-
-
Atatürk'ün Müslüman Olmadığını Savunanlar OKU!
Sizde mantık namına bir şey varsa kemalist olim Hem ezana evrenseldir diyorsun bunu kabul ediyorsun ama evrenselliğin ne olduğunu bilmiyorsun garip bir durum ama her kemalistte görülen belirtiler bu yüzden panik yok.. kemalizm dikta rejimidir istediğin kadar değildir de.. hem demokrasiyi savunacaksın hemde 27 sene ne muhalefet ne halk onayı olmadan istediğin gibi at koşturacaksın karşına çıkan tek muhalefeti 7 ay yaşatacaksın sonra kapatıp üyelerinin bir kısmını asacak bir kısmını yargılayacak bir kısmınıda tecrit altına alacaksın.. kafan göre inklap yaptım diye başkalarının kanunlarını,ilkelerini kopyalayacaksın kanun yapacaksın halkın dilini,kültürünü,dinine kadar istediğin biçimde şekillendireceksin karşı çıkanları sallandıracaksın
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
''Bir devlet bakanı'nın kalkıp ta "alevilerin ibadet yeri camidir" demesi, ne derece demokratik ne derece laisizme uygundur, sen cevap ver. Ama atlama. Önemli sorularıma cevap vermiyor, sürekli ezberlerini okuyorsun.'' Cumhuriyet tarihimizde dersim katliamı gibi m.kemalin uyguladığı demokrasi vahşeti varken bunlarla uğraşmak küçük ayrıntıdır ama çok merak ediyorsan şöyle cevap verim.. Alevilik eğer islamdan farklı bir din ise birşey diyemem ama dinimiz İslamdır deniyorsa kitabımız Kur'an Peygamberimiz Hz.Muhammed dir deniyorsa Kur'anda şöyle ayetler mevcut; 7:29 - De ki: "Rabbim bana adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O'na doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi yine O'na döneceksiniz." 7:31 - Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel giysilerinizi giyin ve yiyin, için, fakat israf etmeyin, Çünkü Allah israf edenleri sevmez. 9:17 - Müşrikler kendi inkârlarına kendileri şahit olup dururlarken Allah'ın mescidlerini imar etmeleri mümkün değildir. Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Ve onlar ateş içinde ebedi olarak kalacaklardır. 9:18 - Allah'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah'dan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır. 9:108 - O mescit içinde sen kesinlikle namaza durma. Ta ilk gününde temeli takva üzerine kurulan mescit elbette içinde namaz kılmana daha layıktır. Onun içinde günahlarından arınmayı seven kişiler vardır. Allah da arınmış, ak pak olmuş olanları sever. 72:18 - Mescitler kuşkusuz Allah'ındır. O halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın. 17:1 - Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescid-i Haram'dan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O'dur. Buradaki olay yani mescid Allaha ibadet yapılan yer anlamındadır ister buna cami dersin istersen cemevi ama bir ayet varki burada farklı bir olgu çıkıyor ortaya, Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığınız zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır. burada çağrılma işi vardır Peygamber efendimiz zamanından beri bu çağrılma işi ezan ile yapılmaktadır camilerde çağrılma işi olduğuna göre bakan bir anlamda bunu ifade etmiştir yoksa isteyen gider isteyen gitmez zaten bu günkü durum bu değilmi..?
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
Türkiyedeki Laikliği sana iki kelimeyle anlatmak sanada,okuyanlarada,laikliğe de hakaret olur en önemlisi tarihe hakaret olur.. Bu Uzaylı biraz detaya girecek mazur görürsün artık.. 1924 anayasası; MADDE 1.- Türkiye Devleti bir Cumhûriyettir. MADDE 2.- Türkiye Devletinin dîni, Dîn-i İslâmdır; resmî dili Türkçe’dir, makarrı Ankara şehridir. 11 Nisan 1928 tarih ve 1222 sayılı Kanunla aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: MADDE 2.- Türkiye Devleti’nin resmî dili Türkçe’dir; makarrı Ankara şehridir. Laiklik ilkesi 1937 yılında Anayasaya girmiştir yani 13 sene sonra şimdi akıllara şu soru geliyor neden 13 sene beklenmiştir ? bir anlamda 1937 de anayasayla kemalizm ilkeleri eklenerek 2.cumhuriyet kurulmuştur bunların sebeplerine bakmadan bu işe yüzeysel bakılmaz lakin kurulan sistem başlı başına anti demokratiktir siz bir milletin yönetim şeklini,devletin yapısını,dilini,kültürünü değiştireceksiniz bunu milletten onay almadan yapacaksınız bütün muhalefet susturulduktan sonra karşınızda itiraz edebilecek bir muhalefet yokken yapacaksınız dahasıda karşı çıkıldığında yargılıyacak,hatta asacaksınız..HADİ İSTERSEN KONU BAŞLIĞINI TEKRAR BİR İRDELEYELİM.. 1924 Yılında anayasada devletin dini islam ken sonradan ne oldu da bu islam kelimesi 1928 yılında kaldırıldı ? öncelikle anayasaya giren devletin dini islam kelimesi K.Karabekir paşanın isteğiyledir, o günün muhalefeti olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası sadece 7 ay sürebilen siyasi hayatları tamamen ortadan kaldırılmış üyelerinin bir kısmı asılmış bir kısmı tecrit altına alınmıştır yani ortada karşı çıkabilecek kimse yoktur.. ohh istediğin gibi at koştur.. biraz detay.. dilersen okumayabilirsin seni boğmıyim ama 27 senelik diktatörlük 2 satırla malesef anlatılamıyor.. ''Doğuda meydana gelen Şeyh Sait İsyanı, İstiklâl Mahkemeleri'nin kurulmasına ve Takrir-i Sükûn Kanunu'nun çıkarılmasına sebep olmuştur. Diyarbakır İstiklâl Mahkemesi, TCF mensuplarından eski Urfa Mutasarrıfı Fethi Bey'i isyanla ilgisi olduğu gerekçesiyle hapse mahkûm etmiş, bu karara dayanarak ta 25 Mayıs 1925'te bölgedeki TCF'nin şubelerini kapatmıştır.3 Haziran 1925'te toplanan Bakanlar Kurulu, aldığı kararla TCF'nin ülkedeki bütün şubeleri ile birlikte kapatılmasını kararlaştırmıştır. Mustafa Kemal Paşa TCF'nin kurulmasından önceleri memnun olduğunu bildirdiyse de, daha sonra muhalefet partisinin programını tenkit ederek, TCF'nin diktatörlükle ilgili dokundurmalarından memnuniyetsizliğini ifade etmiştir. Dönemin Başvekili İsmet İnönü ise TCF'nin çıkışını; "Bu memlekette muhalefet ihtilâl demektir" şeklinde yorumlamıştır.'' Anayasadan dini soyutlama hikayesi bu...Peki neden 1937 yılında hani bana içkinlikten bahsettiğin kemalizmin 6 ilkesinden biri olan laiklik neden 13 sene beklenerek anayasaya sokuldu ? 1924 anayasındaki devletin dili islamdır kanunu yürürlükte iken değiştirildiği 1928 yılına kadar yapılan yasal düzenlemelere baktığımızda; 1924’de Hilafetin ilgası, 1925’de Şapka Kanunu, 1926’de İsviçre Medeni Kanunun kabulü,1928’de Harf inkılabı, 1929’de Alman Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunun kabulü, 1930’de İmam-Hatip okullarının kapatılması, 1932’de Ezanın Türkçeleştirilmesi.. 1937 Laiklik kavramının anayasaya geçmesi.. dikkat edilirse köklü değişikliklerin çoğu 1924-28 arasındadır görüyorsun ya devlet görünürde islam dininde bu şekilde hilafet kaldırılıyor,şapka giydiriliyor,medeni kanun değişiyor,harf inklabı yapılıyor 1937 yılında yapılan anayasa değişikliği için gerekli her türlü altyapı böylece kurulmuş oluyor. Şimdi sana ben sorim, Laiklik devleti din etkisinden,kanunlarından soyutlamak din konusunda tarafsız adil olmak ise; ''3 mart 1924 de Diyanet işleri başkanlığı kurulmuştur,En yüksek devlet memuru maaşı alan Diyanet İşleri Reisine, bakanlara verilen kırmızı plakalı bir makam aracı tahsis edilmiş ve protokoldeki yeri de bu özelliklere göre belirlenmiştir.'' yukarıda kuruluş şekli yazılı olan diyanet işleri başkanlığını devlet kontrolüne almak dine müdahale değilmidir ? halbuki Fransa ile kilise yollarını ayırmışlar herkes kendi işine bakmıştır bizde ise resmen din, devlet kontrolü,yönetimi altına alınmıştır ne kadar demokratik dimi devletten dini soyutluyorsun da dinden devleti niye soyutlayamıyorsun ? Peki devlet herkese adil eşit mesafede olduğunu söylüyorken neden sadece İslam dinini kontrolü altına almıştır ? ortodoks,katolik,protestan,musevi cemaatleri neden devlete bağlanmadı ? öyle ya herkese eşit muamele gerekli değilmi ? Herşeyi bir kenara koy 27 sene hiç bir halk seçimi olmadan,sadece 7 ay kadar görev yapmasına izin verilen muhalefet olmadan halka sormadan danışmadan hatta halkın itirazlarına bile kulak asmadan bildiğini okumak kanun çıkarıp yandaşlarıyla Halkın dilini,dinini,kültürünü,yönetim şeklini değiştirmek ne kadar demokratik ? hatta bu sebeplerden halk isyan etmiş isyan edenler ipte sallandırılmış..şimdi bu demokrasi kimin içindi ?bu cumhuriyet kimin içindi ? buna demokratiklik,laiklik değil Diktatörlük denir.. Bu yüzden konu başlığını tekrar tekrar gözden geçirin derim.. ''Teokratik dayatma olmayan ülkeler, neden anayasalarına "laiklik te olmalıdır" yazsınlar ki?'' Fransa 1905 yılında kiliseyle yazılı anlaşma imzalamış bu endişesinden kurtulmuştur..Hadi Fransanın, bunun babası benim göğsümü gere gere anayasama eklerim düşüncesini anlarız anlarız da Türkiyenin zaten dini emri altına,hükmü altına almışken niye laik kelimesini anayasasına koyar anlamış değilim lakin kendisiyle çelişmekte,bu olay din ve devlet işlerinin ayrı oluşuna ters bir durum..
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
@meraba Halen özel kavramını anladım demene rağmen anlayamamış olman üzücü..Demokrasinin sadece bir kesime değil aynı zamanda herkes için geçerli olduğunu söylüyorsak hak ve hukuk kavramlarının herkesi kapladığını düşünüyorsak burada kendi gazetesinde istediği gibi manşet atan özel bir kurumun demokratik bağlamda özgürlük anlamında yaptığının sana göre doğru bana göre yanlış oluşunun ayrımını ne belirleyecektir ? kanunlar tabiki.. Dünyada hiç bir kanun kişinin kendi özgür iradesini şekillendiremez dikta edemez bu kişinin özel bir durumdur sen benim düğünüme kimleri çağırıp kimleri çağırmayacağıma karışamazsın bu benim özgür irademdir karar bana aittir bu benim, adına ne dersen de hakkımdır aksini söyleyen hakkımı hiçe saymış olur..senin işin düğünde prosedürün uygulanıp uygulanmadığını kanunsuz olup olmadığı denetlemektir daha bunun ne gibi bir açıklaması olur ki ? eğer kanunsuz olduğunu düşünen varsa maddesiyle birlikte bunu ispat etmesi gereklidir..dava yoluda açıktır..Bak dikkat edersen kişi hakkının sadece tek taraflı olmadığından bahsediyorum.bu senin için demokratik değildir benim için ise demokratiktir bu iki zıt anlaşmazlığı kanunlar düzenler bu yüzden sana siyasi partiler kanunun okumanı tavsiye ederim.. ''Sen uzaydanmı geldin? Ne demek her türlü karar almaya hakkı vardır? Mesela ben belli bir anlayıştaki guruba olumlu, diğerine olumsuz davranacağım diyebilirmi? Bu derneği/partiyi denetleyen hiç mi hukuk diye bir erk yoktur?'' laf salatasına gerek yok.. devet edilen basın mensuplarının içinde hükümet politikalarını her türlüsünden yerden yere vuran basında vardır taraf gibi, ama bu onların davet edilmesine bir engel olmadığına göre buradaki olay karşı görüşten guruba alınmış bir tutum olmadığı aşikardır. Sözcü gazetesine bu günkü demokratik ortamda kendi özgür iradesi dışında manşet attırabilirmisin ? attıramazsın tabiki, attığı her manşetten kendi sorumlu olduğuna göre, attığı her manşette kişilik haklarına saldırı tecavüz gibi hakaret dolu kişiyi kurumu hedef alan her yayında hedef aldığı kişi veya kurum hakkını kanun yolu ile arar.. Bildiğim kadarı ile sözcü veya emin çölaşan bundan dolayı baya tazminat ödedi hatta ödüyorda..eğer kendisinin kongreye davet edilmeyerek kurumuna vaya kişilik hakkına bir tecavüz veya herhangi birşey yapıldığını düşünüyorsa Türkiye Cumhuriyeti Hukuk Devletidir hakkını mahkemelerde pek ala arayabilir kendinizi niye bu kadar kasıyorsunuz anlamış değilim.. ''Siyasi olması ona devleti temsil etme hakkı verir. Devlet ise demokratik cumhuriyettir.'' Devleti temsil yeri kendi özel seçim kongreleri değildir,Büyük kongrelerde devlet bakanı başbakan seçimleri yapılmadığına göre sapla samanı karıştırma.. "Demokrasiyi, laikliği bilmiyorsun yada bilmemezlikten geliyorsun" sözümü haklı çıkardın. "Özgür"ün anlamının "bağımsız" olduğunu da bilmiyorsun sanırım. Ya da "özgür"ün anlamının herkese özgürlük olduğunu da bilmiyorsun.'' Sen kendini Özgür ve bağımsız mı zannediyorsun ? bunun kıstası nedir ? ne kadar özgür ne kadar bağımsızsın ?
-
Atatürk'ün Müslüman Olmadığını Savunanlar OKU!
Balyoz davasının düzmece ses kayıtları http://www.youtube.com/watch?v=7Fuj06EhjT0
-
Atatürk'ün Müslüman Olmadığını Savunanlar OKU!
Hem evrenselliğini kabul edeceksin hemde türkçe okunmasının dinsizlik dine karşı olmak değildir diyeceksin peki nedir öyleyse..? ''Eger bir ülkede yasalar cikarilmissa herkesin o yasalara uyma zorunlulugu vardir'' demen bir anlamda inanır gibi oluyorsun demendir,sonradanda ben inanmıyorum demen ise tam vahim size kendi görüntüsü,sesi olan video yayınladım,resmi devlet sitesini yayınladım halen inanmadınız daha öncede söylediğim gibi bu kemalizm illetinin en kötü tarafı idrak yollarını felce uğratmasıdır esir almasıdır bu yüzden ben vazgeçtim sizden,sizi belgelerle ikna etmekten .
-
Atatürk'ün Müslüman Olmadığını Savunanlar OKU!
cidden biraz okuyun -http://yakintarihimiz.org/araplar-osmanliyi-arkadan-vurdu-mu.html-
-
Atatürk'ün Müslüman Olmadığını Savunanlar OKU!
buradaki 37.mesajı okuyun daha iyi anlayacaksınız; http://www.turkish-media.com/forum/topic/282234-hay-masallahinsallahsubaneke-dinimiz-amin/page__st__25
-
Atatürk'ün Müslüman Olmadığını Savunanlar OKU!
güzel kardeşim dil farklı birşeydir onu yazıya dökmek için kullandığın harf başkadır bu birbirini tamamlaması gereklidir özellikle harf devrimi yapıyorsan bu önemlidir, benim devamlı vurguladığım 38 harften oluşan osmanlıdaki zengin tükçesinin 29 harften oluşan latin alfabeli türkçede karşılığını bulamamasıdır erezyona uğramıştır bunu osmanlıdaki divan edebiyatına bakarak bile anlayabilirsin.. gelelim orhun yazıtlarına ve buradaki harflerin arapça olmadığını belirtmene (bu fikre nerden kapıldıysan artık) ve latinceye uyumlu oluşuna.. nasıl uyumluysa; Ben Tüklüğü,Türkçeyi biliyorumda sizde biraz yanlış algılar mevcut lakin işi arap-türk ırk eşiğine getirmişsiniz.. ''arap milleti mübarektir edebiyatı yapmayın'' kelimesi neyi anladığınızı tekrar sorgulamanız gerektiğinin göstergesi gibi geliyor bana lakin böyle bir şeyi yazmadım söylemedim ki..
-
Atatürk'ün Müslüman Olmadığını Savunanlar OKU!
sayın politika size 19 mayıs ile ilgili tarhçilerin yapmış olduğu bir programın videosunu vermiştim orada tarihçiler m.kemalin bandırma vapuruyla kaçarak değil bizzat padişah tarfından milli mücadele için görevlendirilmiş olarak samsuna yanında askerlerle ve yetkiyle gönderildiği k.karabekirinde erzuruma yine bu sebeple gönderildiği anlatılıyor bi zahmet seyredin aksi takdirde eğriyi doğruyu nasıl ayırt edebiliriz..Olaylara vicdanla değil Akıl ile bakın.. ''.Osmanli dili Arapca degildi bakin bunu bile bilmiyorsunuz,'' Bu kadar yazı yazıp ancak bu kadar işi kendi açınızdan arapsaçına döndürebilirsiniz bu da ayrı bir meziyet olsa gerek Bana bir tek yazımdan Osmanlının dilinin arapça olduğunu yazdığımı gösterirmisin.. ''Osmanli dili sadece yazma diliydi ve sadece saray erkani tarafindan kullanilirdi,yani siradan halk kendi dilini konusurdu bu da TÜRKCE'ydi'' Osmanlı dili yazma diliydi derken ne demek istiyorsunuz..sizi,yazdıklarınızı çözmekte zorlanıyorum..Dil,yazıdan önce olgunlaşır oluşur bu dili yazılı hale getirmek için harflere şekillere ihtiyaç duyulur..Osmanlı dili sadece yazma diliydi derseniz saçma bir şey çıkıyor zira osmanlı harfleri arapçadan geliştirilmiştir..Osmanlının resmi dili Türkçedir biraz araştırın.. siz halen dil ile harfleri birbirine karıştırmaktasınız bakın ingilizce,fransızca,almanca türkçe vs. bunların hepsi latin harfleriyle yazılıdır ama dile geçtiğiniz zaman hepsinin farklı kullanıldığını farklı anlamlar ortaya çıktığını görürsünüz örnek; türkçe: ekmek İngilizce: bread almanca: Brot fransızca: pain görüyorsun hepsinde aynı alfabe kullanılmakla birlikte farklı harfler ortaya çıkıyor ama hepsinin anlamı aynı oluyor burada dil yazıya hükmeder kendi dilinzdeki kelimeleri yazıya farklı şekillerde döküyorsunuz .. yahu siz ne saçmalıyorsunuz anlamış değilim size bu sayfada türk dilinin ilk yazım alfabesini göstermedim mi ? http://www.turkish-m...y1003294��uygur göktürk alfabesini harflerini nasıl bir algıyla anladınızda arapça değil diyerek türkçe yazılı olduğunu görürsünüz diyorsun ? Türkçe bir dildir güzel kardeşim kullanılan harflerde aracıdır benim devamlı vurguladığım osmanlı türkçesindeki 38 harfli alfabenin 29 harfli latin türkçe alfabesinde karşılığının bulunmamasıdır bu yüzden zengin osmanlı türkçe dili erezyona uğramıştır osmanlıdaki divan edebiyat eserlerine bakman bile ne demek istediğimi anlaman için yeterlidir.. Türklerin ilk harflerinin latin harflerine benzetmenede hayran kaldım ; neresi benziyorsa Ben Tüklüğün ne olduğunu nerden geldiğini biliyorum da sizin algıda probleminiz var lakin olayı arap türk ırk ayrımına getirmişsiniz..arapları övdüğümü felan iddia ettiğinize göre ciddi problem var..
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
@ , Dernek, vakıf, sendika, şirket gibi oluşumlar hukuken varlık kazandıkları anda tüzel kişilik kazanırlar ve bu tip oluşumlara ÖZEL hukuk tüzel kişisi denilmektedir.. Daha bunun ne gibi açıklaması olabilir anlamış değilim hukuk çerçevesinde Siyasi Partiler ÖZEL'dir.. Özel kelimesinin anlamı: yalnız bir kişiye, bir şeye ait ya da ilişkin olan; dikkate değer, istisnai. Senin,vergisi benim cebimden çıkıyor demen bu yapının özel olmasını değiştirmez bu devlet tarafından kendilerine tanınan bir istisnadır.Ayrıca basına açık değil Basın davetiyle,basın davet edilerek çağrılmıştır aksi olsaydı bahsi geçen 5 gazete kapıdan geri çevrilmiş olurdu halbuki davet edilmeme durumu vardır.. Özel kelimesini kavrayamamanız niye bu kadar güç hal aldıki? heralde vergi veriyorum benim paramla yapılıyor düşüncesi ağır basıyor olsa gerek..Birde olaya şu şekilde bak, devlet teşviği alan bir şirketin kanunlar dahilinde Özeli ne ise partilerinde özeli odur nihayetinde şirkete, benim verdiğim vergiyle bu çark dönüyor şunu yapacaksın bunu yapacaksın diyemiyorsan bu o şirketin Özel şirket oluşundan kaynaklanır.. Sonuçta kanunlarla belirlenmiş ÖZEL bir yapı var ortada ve kendisine getirilen bu özel yapı sayesinde kanunlar çerçevesinde her türlü kararı almaya,uygulamaya haizdir demektir. Lailklik bir prensiptir,ilkedir yönetim şekli değildir Demokrasi ise yönetim şeklidir birbirinden neden ayrılmasın ki? Demokrasinin içinde inanç özgürlüğü,eşitlik,hak,hukuk,özgürlük yokmudur..? Dünyada Türkiye ve Fransa haricinde Anayasısında laiklik yazan hiç bir ülke yoktur ..Bana göre Anayasada belirtilen hükümlerin içeriği gereğincede laikliğin kavram bakımından hiç bir anlamı yoktur..
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
Kişilerin özeline kişiliğine varana kadar toplumu ayrıştırmaya varana kadar manşet atması da, Askerlerin medya patronlarını arayıp atacakları başlığa kadar talimat vermesi de Demokratik bir uygulama olsa gerek..
-
Demokrasi Komedisi ve AKP
siz arabayı uçağı alırken öpücükmü veriyorsunuz ? ama laikliği bedavaya aldınız niye diğerlerini bedava alamıyorsun..? Sebep olmadan sonuç doğmaz..Laiklik sistemini doğuran sebeplere bakalım; Laikliği oluşturan sebebe bakıldığında katolik kiliseye karşı çıkarılan bir sistem olduğu aşikar yani devletten din etkisini soyutlamak bununda gerekçesi katolik inancının çok katı oluşu.. LAİSİZM, AKLIN ÖNÜNÜ MÜ AÇTI? katolik fransız kilisesi akla kuşkuyla yaklaşıyor. Hıristiyanların özgürce görüş beyan etmesine izin vermiyor, Hıristiyan olmayanların aklından yararlanmayı şiddetle yasaklıyor, aklın ürünlerini ceza konusu yapıyordu.. Bu durum Türkiyede geçerlimiydi laiklik sonrası gerçekleşmiş midir? LAİSİZM, BİLİMSEL ÖZGÜRLÜK MÜ GETİRDİ? Fransız kilisesi Katolikliğe dayalı katı yapısıyla bilimin gelişmesini engelliyordu.. Bu durum Türkiyede geçerlimiydi laiklik sonrası gerçekleşmiş midir? LAİSİZM, HALK İRADESİNİN ÖNÜNÜ MÜ AÇTI? Fransız kilisesi, monarşi yanlısıydı, halkın görüşünün yönetime yansımasını engelliyordu..Bu durum Türkiyede geçerlimiydi ? laiklik sonrasında gerçekleşmiş midir? Laiklik sistemi toplumun yararına olan tüm olguları toplum için yapıldığı kanaatini öngörürsek toplumun buna kendi karar vermesi gerekmezmiydi? Laisizmin ilanında halkın görüşü sorulmadığı gibi ilanından sonra da halkın itirazları şiddetle bastırıldı, bu itirazın sahipleri idam sehpalarına sürüldü. Dolayısıyla halk iradesi güçlenmedi, aksine zayıfladı. Şimdi DEMOKRASİ bunun neresinde..?
-
Atatürk'ün Müslüman Olmadığını Savunanlar OKU!
Allah katında, ne beyazın siyaha nede siyahın beyaza,ne türkün araba nede arabın türke üstünlüğü vardır üstünlük sadece takva sahiplerindedir..
-
Atatürk'ün Müslüman Olmadığını Savunanlar OKU!
Yani gerçekten sizinle mantıklı bir şekilde anlaşmak mümkün değil:) Ezan dili arapçadır Ezan evrenseldir dünyanın neresine giderseniz gidin arapça okunur düşünün çine gidiyorsunuz ve çinliler ezanı kendi dillerine çevirmişler çinçe okuyorlar çinliden başka kim anlar bunu Ezan çağrıdır davettir vaktin girdiğini belirtir aslına uygun olarak uygulanması gerekir Kurt'an da aynı aksi halde ''Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren'' ayetinde Alemler değil sadece araplara denirdi.. latin harfleriyle oluşturulan türkçede tam karşılığını bulamazsınız bu gün olduğu gibi, osmanlı zamanında arapça harfler kullanıldığından okunmasında kimse sıkıntı çekmiyordu keza namaz da böyledir namazı bile türkçe kıldırmışlar daha ne diyim sana. bir dili orjinalinden çevirdiğinizde karşılığını tam bulmaz bu yüzden türkçe Kuran olmaz sedece meal olur.. Yukarıda resmi evrak var imam arapça tekbir aldı diye soruşturma açılmış tutuklanmış,dinin ve insanların bu kadar baskı altına alınan bir dönemdir övdüğünüz dönem..Zaten ilk çok partili seçimde halk gereken cevabı sandıkta vermiştir... Sırf arap düşmanlığı,Kur'anın arapça oluşu osmanlının arapça harfler kullanılmasında dolayıdır latin harflerine geçiş osmanlıyla bağların koparılışıdır bu bir anlamda 632 sene hüküm sürmüş bir nesille bağ koparmadır osmanlı eserlerini okuyabilen kaç kişi var bu memlekette dünyanın en büyük arşivi talan edilmiştir hurda fiyatına bulgaristana satılmış açın okuyun biraz yandaş çarpıtan değiştiren tarihçilerinizden değil hakkı hak için söyleyenlerden dinleyin..
-
Titanic'in Yönetmeninden Osmanlı Filmi
Titanic'in Yönetmeninden Osmanlı Filmi James Cameron'un yöneteceği ''Kıtlık'' filmi, Osmanlı Devleti'nin büyük bir kıtlık yaşayan İrlanda'ya gönderdiği yardımı konu alıyor. Osmanlı Devleti'nin 1845'te büyük bir kıtlık yaşayan İrlanda'ya gemilerle gönderdiği yardımı konu alan "Kıtlık" (Famine) filminin çekimlerine önümüzdeki Ekim ayında başlanıyor. Dünyaca ünlü yönetmen James Cameron'un yöneteceği film, İrlanda ve Türkiye'de çekilecek. Tanınmış Hollywood yıldızlarının yanı sıra Türk oyuncular da kamera karşısına geçecek. Yaklaşık 50 milyon dolar bütçeli filmin 2013 yılında gösterime girmesi bekleniyor. Filmin senaristi ve proje müdürü Ömer Sarıkaya, yaptığı açıklamada, Independent Film Development Corporation (IFDC) şirketiyle ön anlaşma imzaladıklarını belirterek, Ekim ayında çekimlerine başlanacak filmin 2013 yılında gösterime gireceğini söyledi. 'TİTANİK'TEN DAHA ETKİLİ OLACAK' "Kıtlık" filminde Saoirse Ronan, Sean Bean, Colin Farrell ile birlikte Burak Özcivit ve Kenan İmirzalıoğlu'nun rol alacağını kaydeden Sarıkaya, senaryosu kendisi tarafından yazılan, "Türk denizci Fatih" ile "İrlandalı Mary"nin kıtlık zamanındaki aşklarını anlatacak film için "Titanik'ten daha etkileyici olacak" dedi. Sarıkaya, "İrlanda'nın çektiği kıtlığı ve Osmanlı'nın büyük bir devlete yakışır şekilde yaptığı yardımı merkeze alarak çekeceğimiz filmle, tarihin bu fazla bilinmeyen yönüne ışık tutmayı hedefliyoruz" diye konuştu. "Mary" karakterini İrlanda asıllı yıldız Saoirse Ronan, "Fatih" karakterini Burak Özcivit'in oynamasının planlandığını belirten Sarıkaya, "Sultan Abdülmecid"in ise Kenan İmirzalıoğlu tarafından canlandırılacağını aktardı. FİLME KONU OLAN HİKAYEYİ TESADÜFEN ÖĞRENDİ Sarıkaya, kendisini söz konusu filmin hikayesini yazmaya İrlanda'ya yaptığı bir seyahatin sevkettiğini anlattı. Dört yıl önce, İrlanda;ya gideceği sırada internet üzerinde araştırma yaparken gözüne çarpan bir ay yıldız ile Osmanlı hilalinin dikkatini çektiğini anlatan Ömer Sarıkaya, "Bu beni Dublin Limanı'nın elli kilometre uzağındaki Drogheda'ya kadar götürdü. İki yıl boyunca Türkiye'de ve İrlanda'da arşivleri taradım. Kütüphaneleri bir bir gezdim ve senaryoyu tamamladım. Filme, İrlanda'ya yardım için gelen Osmanlı donanmasındaki Türk denizci Fatih ile İrlandalı Mary'nin aşk öyküsünü de yerleştirdim" diye konuştu. BÜYÜK KITLIKTA SULTAN ABDÜLMECİD'DEN İRLANDA'YA YARDIM İrlanda'da 1845 yılında başlayarak 1851 yılına kadar süren kıtlık, 1 milyon İrlandalı'nın ölmesine 2 milyon kişinin de zorunlu göçüne yol açtı. O dönem İrlanda'nın temel besin maddesi olan patateste ortaya çıkan bir mikrobun tüm patates ürünlerini zayi etmesi üzerine başlayan kıtlık sonunda 8 milyonluk ülke nüfusu 5 milyona geriledi. İrlanda'nın çektiği sefaleti haber alan Osmanlı Sultanı Abdülmecid, bu ülkeye 10 bin pound yardım yapılmasına karar verdi. Ancak İngiliz Kraliçesi, Osmanlı'nın yardımının sadece bin poundunun kabul edebileceği yanıtı verdi. Buna karşılık Sultan Abdülmecit, nakti yardımın yanı sıra, gıda maddesi dolu 5 gemiyi gizlice İrlanda'ya gönderdi. ŞEHRİN TAKIMININ SİMGESİ AY YILDIZ Uzun bir yolculuktan sonra Dublin'e varan gemiler limana sokulmayınca, rota değiştirerek Drogheda şehrine giderek gıda malzemelerini buradaki halka ulaştırdı. Osmanlı Devleti'nin bu hareketi halkın büyük takdirini kazandı ve şehrin futbol takımının simgesinde ay yıldıza yer verildi. Şehrin en hareketli caddesinde bulunan bir otelin ön cephesine de Osmanlı'ya verilen şükran plaketi asıldı. Bunun yanı sıra Osmanlı'nın yardımı karşısında oldukça duygulanan İrlanda'nın önde gelenleri, bir mektupla Sultan Abdulmecid'e şükranlarını bildirdi. Aslı Topkapı Sarayı'nda bulunan mektupta şu ifadeler yer aldı: "Aşağıda imzaları bulunan biz İrlanda asilzadeleri, beyefendileri ve sakinleri, acı çeken kederli İrlanda halkına majesteleri tarafından gösterilen cömertlik, hayırseverlik ve alaka için en derin minnetlerimizi saygıyla takdim eder ve İrlanda halkının ihtiyaçlarını karşılamak ve acısını dindirmek üzere cömertçe yapılan 1000 sterlinlik bağış için teşekkürlerimizi arz ederiz." OSMANLI ŞEFKATİ DÜNYAYA TANITILACAK Türkiye ve İrlanda arasındaki bu tarihi bağın pek bilinmediğini ve en büyük hedefinin "Osmanlı'nın büyüklüğünü ve şefkatini dünyaya tanıtmak olduğunu" ifade eden Ömer Sarıkaya, "Bu filmde Osmanlı'nın ve devamı olan Türk devletinin ne kadar şefkatli, merhametli olduğunu, Türklerin barbar ve işgalci olmadığını gözler önüne sermek isiyorum" diye konuştu. "Geçmişimiz açısından iftihar vesilesi olan bu belgelerin dünyaya duyurulması, bilhassa ülkemiz aleyhine bazı olumsuzlukların yaşandığı şu günlerde çok mühim olsa gerek" diyen Sarıkaya, şöyle konuştu: "Geceyarısı Ekspresi ve Musa Dağı gibi asılsız filmlerle ülkemize iftirada bulunanlara karşı verilecek en güzel cevap, bu hadisenin böyle bir film haline getirilip dostluğun nasıl olması gerektiğini dünya kamuoyuna duyurmaktır. Böyle bir film, tarihi bir hakikati açıklamaktan başka, gelecekte kurulacak dostluk ve münasebetlerin hangi temeller üzerinde şekilleneceğinin de bir göstergesi olacaktır." İRLANDA'YA TAM DESTEK Başta ABD, Türkiye ve İrlanda olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde gösterime girmesi planlanan filmin Türkiye;nin tanıtımına büyük katkıda bulunacağını kaydeden Sarıkaya, kıtlık zamanında göç eden İrlandıların şu anda ABD'de önemli noktalarda olduğuna işaret etti. Önümüzdeki günlerde ABD'ye giderek yapım şirketi Independent Film Development Corporation (IFDC) ile nihai anlaşmayı imzalayacağını bildiren Sarıkaya, dün Dublin;de bir araya geldiği İrlanda Sanat ve Kültürel Miras Bakanı Jimmy Deenihan;ın kendisine tam destek verdiğini söyledi. Bakana filmle ilgili bilgiler verdiğini belirten Sarıkaya, "milli bir proje" olarak tanımladığı filmi konusunda Türk yetkililerden de çok iyi mesajlar aldığını vurgulayarak, "İrlanda Sanat ve Kültürel Miras Bakanı'yla makamında görüştüm. Bu proje için kendileri her konuda destek sözü verdiler. Böyle büyük ve anlamlı projede Türk işadamlarını da sponsor olmaya davet ediyorum. Büyük devletimizden ve hükümetimizden talebimiz, bu önemli projeye sahip çıkması ve katkı sağlaması ve bunu milli proje olarak görmeleridir" ifadelerini kullandı.