BİLİMİN TARİFİ
Bilim, neden, merak ve amaç besleyen bir olgu olarak günümüze kadar bir çok alt dala bölünmüş, insanların daha iyi hayat şartlarına kavuşmasına, var olmayan olguları bulmasına ve yeni şeyler öğrenmesine ön ayak olan genellemedir..
HALK BİLGİSİ
Doğal bir fenomendir,bir olayı başka bir olaya bağlamadan elde edilir..Onun kullanış şekli bilimsel terimlerin ihtiva ettiği geniş şekilde değildir.Toplumda herhangi bir kimse yağmur yağışına baktığında bu olayı neden ve nedensellikle bağlamaz.Yine buna benzer radyonun çalışması,ampülün aydınlatıcı fonksiyonu başka nedensellik ve neden aramaksızın sadece "elektrik" kelimesi ile ifade edilir.İşte genel bilginin belli başlı karakteri,meydana gelen olayların birbiri ile bağlantısının mevcut olmayışıdır.
AKADEMİK BİLGİ
Neden ve nedensellik sonucu meydana gelen doğal olayların,bilimsel kanunların keşfedilmesiyle meydana gelir.
DİN NE DEMEKTİR ?
Din kelimesi garp dillerinde religion,cıkış ve ayırım bakımından Latince "religio" kelimesinden meydana gelmiştir ve sıkı sıkı bağlanma manasına gelir.Araplardan çok evvel kullanılmış olup kanun ve yol manasınada gelir.Alman bilim adamı Max Müller(1823-1900) dini insana sonsuzu anlatmak için yardım eden ruhani kuvvettir diye tarif eder.Scillermachers(1768-1834) din hakkındaki görüşü,insan vicdanını tam bir itaate götürendir.Feuerbach(1804-1872) dini tarif ederken şöyle yazar "Tanrıyı bilmek için insan arzusudur" Kant'ın (1724-1804) fikrine göre ise din vazifelerimizi ilahi bir emir olarak tanımaktır.Moris Jastrow The study of religion kitabında dini üç prensip üzerine tarif eder.
1)Bir kısım mutlak kudrete insan inancı
2)Bu kudretle ilişki kurmak için insan gayreti
3)O kudretle kurulacak bağlantı halkası
Bu en yüksek kudrete olan inanç,insan inancının temeli olup,en yüksek kaynaklar tesisine özlem çektiği insanın ruhi duygularını besler.Dua ve yalvarı ile Yaratanla arasında bir halka meydana gelir.Yine Moris Jastrowa göre "Din kendisine bağlı olduğumuz,hissettiğimiz ve bizim kontrolümüz dışında olan kudretle tabii bir inanç." diye tarif eder.Herbert Spencere göre (1820-1903) "Din insanın en derin duyguları ve sonsuz ilham kaynağıdır"..Alman idealizmin kurucusu Fichte(1762-1814) ifadesine göre "Din ahlakın kemali,ahlakın kemalleşmeside dinin esasıdır".Jean Marie Guyau (1854-1888) derki " din insanın gayesi ve insanın evren ve hakikatla münasebetinin bağıdır"
Bilim ve Din
Bilim ve din birbirini tamamlayıcıdır..Bu iki büyük kuvvet insanı ilerleme ve yücelmeye yöneltir.İnsan problemlerini çözer.Onun fiziki,ruhani,entelektüel kapasitesine açıklık verir.Bilim akıl kuvvetlendirir,din kalbe ve ruha safiyet sağlar.Birisi onu fiziki yönden hayata kavuşturur,ötekisi ruhani hayatı zenginleştirir.Bilim doğanın kuvvetlerini kontrol etmek için insana olanak sağlar,din ise insanı manasız bencil duygulardan kurtarır.Bilimin her dalı kendi alanında sınırlanmış kkonuları ve araştırmaları yapar,doğal bilimin hükmü altında ölçülemeyen ve tecrübe edilemeyen her ne varsa bilim onunla meşgul değildir.
Din İnsanın Ruhani Problemlerini Çözer
İnsan ezelden beri Yaradanı bilmek ve yaratılış sırrını çözebilmek için çaba sarf etmiştir.Ölümün korkusu onu büyük ölçüde kovaladı.Yaratılışıbndan itibaren onun en büyük esrarı şu soruların cevabını bulmak için zorladı.Ben kimim ? Nereden geldim ? Nereye gidiyorum ? Şüpheşizki insanlar bu sorular karşısında hayret duymuş,hayret duyuyor ve hayret duyacak,çümkü bilmek istediği şey bu yaratılış onu mutlak bir yokluğa mı,yoksa bir ölümsüzlüğe mi götürüyor.İnsanı tatmin eder şekilde bu soruların cevabını yalnız din verebilir.