Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Derin Su

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    28
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Derin Su tarafından postalanan herşey

  1. Siz tasavvuftan ve belki felsefeden bahsediyordunuz. Bilim, sanat ve edebiyat alanına ise Hint ve Çin'le alakası yoktur. Biraz tarih bilgisi buna yeterli. Matematik, coğrafya, optik, logaritma, denklemleri ilk kez bulanların müslümanlar olduğunu tüm dünya kabul etmişken, batılı şairler Firdevsi'den nasıl etkilendiklerini afişe etmekten çekinmezken, Sosyologlar İbn Haldun'un Mukaddimesiyle yatıp kakarken, tarih bilgisi zayıf bir kaç Türk, bunların Hinlilerce bulunuduğunu iddia ede dursun.
  2. Karşı çıkınca *** olunan bu çağdaş kültür nedir merak ettim doğrusu. Bilimden ve sanattan bahsediyorsanız, bunlar Müslüman düşünürler tarafından yıllar önce temeli atılan alanların, batı dünyasının silah zoruyla alıp kendi çıkarları doğrultusunda geliştirmesi sonucu tekellerine gibi gösterdikleri iki olgudur. Bugünkü matematik, fen, astronomi, botanik, sosyoloji, edebiyat vs. İslam düşüncesiyle şekillenen, fakat malesef bugün aslını küçümseyip başkalarının dünyalarında mülteci yaşayan aydınların(!) kendilerine has sandıkları alanlardır. Çağdaş kültür kendini İslam dünyasından apardıklarına borçludur. Bugün batılı düşünürler bunun muhakemesini yapmaya başlamışken yurdum insanı hala dogmalarla yaşıyor.
  3. Kimse kimseya başörtüsü takmadığı için yanar diyemez. Buna Allah karar verir. Bir başörtüsü insanı dindar da yapmaz dinden de çıkarmaz. Ama yukarda çelişki var diye "ünlediğiniz" satırlarda en ufak bir çelişki dahi yok. Evet, isteyen örter, isteyen açar. Evet, isteyen günah işler, isteyen işlemez. Ve sonuçta: evet, isteyen yanar, istemeyen yanmaz. Nesi çelişiyor bunun? İnancımızı az çok biliyorsanız herkesin kendi iradesiyle sınanacağına inandığımızı bilirsiniz. İsteyen komşusu açken tok yatabilir, kimse karışamaz.; ama bu komşusu açken tok yatanın bizden olmadığı gerçeğini değiştirmez.
  4. Tenzih= x Teşbih=y Gören=x Görülen=y Ya da Gören= y Görülen=x Demişsiniz; bu durumda x = y olur. Sonra demişsiniz ki “durum bu şekilde zuhur ederse x ve y yoktur; yani eşitlik durumunda. Olmayan bir şeyin faili de yoktur. Neyi mesele ettiniz anlayamadım şahsen...
  5. peki. "Ya açılacaksın, ya açılacaksın, başka alternatifin yok" diyen resmi ideolojiden daha iyi niyeli çıktın. Tebrikler.
  6. Müslüman istanbul'da jipe de biner zalim olur, Filistin'de evi buldozerle de yıkılır mazlum olur. Allah hepsini görür.
  7. Bilim dogmalar üzerine kuruludur. Bu dogmalara "aksiyom" (her hangi bir ispatı olmamasına rağmen doğruluğu genel kabul görmüş teori) adı veriliyor. Batıda ayıdınlama çağı sonrası dinin dogmaları yerini bilimin dogmaları almıştır. Bilime tapan "ne ve nasıl" sorusunu soran bu insanlar asıl soruyu ıskalamış ve "neden" sorusunu unutmuşlardır. a+b = b+a örneğinde eşitliğin iki tarafının sonucunun aynı olduğu dogmasına karşın, öyle olmadığı, birinin sağda diğerinin solda olduğu savunulabilir. Bu durumda size nasıl aynı sonucu elde ettiklerini açıklayacak ve buna inanmanızı bekleyeceklerdir. Israrla neden diye soru sorabilirsiniz, sonuç hep aynı ve katıdır. Asla değişmez. Esnek değildir. Kapsamlı olmaması kümülatif olma özelliğiyle yamanmıştır. Sürekli hata verir, çünkü bir sonraki hipotez daima öncekinden farklıdır. Nükleerden, petrolün işlenmesine, termik santralden, f16'lara hepsi bilimin eseridir. Bilimin tanrısı paradır. Para kimdeyse bilim oradadır. Bilim nankördür, kim daha çok para verirse kendini ona satar. Ölen çocukları önemsemez, yarattığı çevre kirliliğini önemsemez, açlığı önemsemez, hastalıkları önemsemez. Tek derdi para karşılığı artmak ve çoğalmaktır. Bilimi savunan insanlar da bu dogmaların esiri olmuşlardır. Savunurken adeta bir dini savunur gibidirler. Yobazları çok tehlikeli, saldırgan davranışlara sahip olabilirler. Bu hastalığın tedavisi doğadadır. Zira kendi bulduğu çözümler (örn. ilaç) daima placebodur. Kendilerine Allah'tan acil şifalar diliyorum. vesselam.
  8. Bana kimse zorla başörtüsü taktırmıyor. Annem başı açık ve modern bir kadındır. Ablam avukat, oldukça havalı bir izmir kadınıdır. Benim canım da örtünmek istedi. Özgür irademle bu kararı verdim. İster inanın ister inanmayın kimsenin etkisi altında kalmadım. Hazmedesiniz diye söylüyorum iki yıl önce ben de gayet rahat giyinirdim. Artık dünya görüşüm bu. Tavsiyem odur ki sayın evrensel başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin. Daha da yazamayacağım.
  9. Sayın Demirefe, kafasının içi örtülü olmayan hanım diye bir örnek verdiğiniz kadına bakın... Bu ülkedeki örtülü kadınları o kadın temsil etmiyor. O kadat patolojik bir düşmalıkla olaya sarılmışsınız ki, gözünüz kötü örneklerden başkasını görmüyor. Başörtüsü bir insan hakkıdır. İnsanın istediği, dilediği inanca göre yaşaması temel haktır. Birileri buna karşı çıkıyorsa zorbadır, diktatördür, baskıcıdır. Bırakın isteyen şalvar giysin, isteyen başını örtsün, isteyen atlet giysin. Size ne? Ben özgürlükten yanayım. Siz yasaktan. Bu kadar açık. Sizsiniz dogmatikçi.
  10. Bu örneği komik diye verdim. Benim bir arkadaş bu üniversitede. Hocası sen benim dikkatimi dağıtıyorsun diye finalden atmıştı. Dikkatini örtüsü dağıtmış. Dikkat bozukluğu olan hocaların üniversitesi olmalı. Önceki iletimde belirttiğim uygulamaların hepsi mevcuttur. Bunların "inanılamayacak" kadar acımasız uygulamalar olduğunun ben de farkındayım. Ankara'da çevirmen olarak çalışan arkadaş çalıştığı iş yerinin sahibi ölüp de oğluna geçince kendini kapıda buldu. Bunu yapan adam son derece inançlıdır lafa gelince. Kalan 2 kişi de el mahkum çalıştığı için başörtüsüz arkadaşların yarı fiyatına halen çalıştırılmaktadır. Bunun gibi yarı maaşla, sigortasız çalıştırılan kadınlar çok. Bir kadın 2. eş olmaya çok mu meraklı sanıyorsunuz. Beş para etmez zampara sözde İslamcıların dini kendilerine alet ederek üniversite kapılarından gencecik kızları toplamalarına zemin hazırlayan bir sistemin savunulacak bir tarafı yoktur. Laikçilere değinmiyorum, zira onlar zaten iş vermiyorlar. Üniveriste hocam beni defalarca sınıftan atıp, sonrada devamsızlıktan bıraktı. Dekana gidip şikayet ettğimde "ne haddine hocanı şikayet etmek" yanıtını aldım. Sınıfın ortasında hakeret eden 90'lık cumhuriyet kütüğü profları saymıyorum. Her ders benimle alay etmekten ders işleyemez oldurlar. Selde boğulan kadın konumuzla alakalı değil. Her dakikada 24 çocuk açlıktan ölüyor. Bunlar ayrı başlıkların konusu. Ben zaten dünya sistemine karşıyım. Tüm bunlar insanın doğadan koparılmasıyla ilgili, bunu ayrıca tartışırım. Fakat burası başörtüsünü türbanlaştırarak tecrit edenlerin konusunun yer aldığı bir topic. Çarpıtmayın. Ben iddialarımın hepsini örnek olaylarla temellendirebilirim. Sırf başörtülü diye doktor tarafından kabul edilmediği için hastane kapısında ölenleri de unutmayalım. Katil sistem ve katil muhafızları... Sırf varlığını devam ettirmek için halkına karşı yasalarıyla, normlarıyla ve ordusuyla örgütlenmiş bir devlet. Savunmaya devam edin siz.
  11. Müslüman amuda da kalkabilir.
  12. Türkiye'ye nülkleer santral başka devletlerin ayırdıkları bütçeyle yapılacak. Peki sonra? Nükleer atıkları doğada yok olmuyor. Yalnızca asla sızma yapmayacak - bunun kesin bir emniyeti yok tabi- fıçılara doldurularak gömülüyorlar. Bu atıkları yok etmenin teknolojisi nükleerin getirisinden bile pahalı olduğundan devletler buna yanaşmıyor. Ayrıca Nükleer santral kurulumunu yapmaya razı devletler yarın bir gün sökmek istenildiğinde yardım etmeyecekler. Yani bir kere bulaşıldı mı kolay kolay arınmak da zor. Kimse evinin 250 km ötesinde bir nükleer santral olsun istemez. Bu büyük bir risk. Gelişmiş ülkelerde bile her ay ufak çaplı kazalar oluyor. Bu gibi veya daha büyük kazaların Türkiye'de olmayacağını kimse garanti edemez. Nükleer santral gelecekte doğacak çocukların dahi hayatını riske atan büyük bir vebal altına girmektir. Çernobil reaktör kazasını unutmamalıdır. Ukrayna'da olan bir kaza bile kaç km etki alanına sahipti. İnsan kalmak istiyorsak nükleere karşı çıkmak zorundayız.
  13. Hayır, başörtülü kadınlara özgürlük falan gelmedi. 1940'lara kadar korkularından sokağa bile çıkamadılar. Daha sonra 1967'de Haitce Babacan'la üniveristlerde özgürlük mücadelesi başladı. Düşünün ki bir ilahiyat fakültesinde, islam tarihi hocası başörtülü öğrencisine şöyle diyodu: " Hey sen başörtülü kız. Burada böyle oturamazsın. Ya başını aç, ya sınıfı terket." Hatice Babacan o gün sınıfta bayıldı. Ankara ilahiyatın bahçesine çadır kurdu ve oradan ayrılmadı. Bu kadın bunları tek başına yaparken yanında hiç bir -sözüm ona müslüman- erkek yer almadı. Baş kapatmamak doğrudur, cumhuriyet doğrudur, herkes açık olmak zorundadır diyelim şuna. Bugün hala sokakta, otobüste, iş yerinde, üniversite başörtülüye 2. sınıf vatandaş muamelesi yapılmaktadır. Bu ülke kanunlarıyla başörtülü kadınları sistematik olarak soymaktadır, mecbur bırakmaktadır. Başörtülüyseniz yarım maaşla arka tarafta çalışırsınız. Örtülüyseniz dersten defalarca atılır, ya da haksız yere bırakılırrsınız. Başörtülüyseniz elinizdeki cv'ye bakılmaksızın en basit işlere dahi alınmazsınız. Örtülüyseniz, birileri yollarda başınızdaki örtüyü çekmeye bile çalışır.... Ben inançlı bir insan değildim, ama bu yaşananları gördükçe bu mücadelenin içende yer almak istedim. Millet olarak insafa gelin artık, bu kadar da yobaz olunmaz. İnsan haklarına saygı duyun. Anladık çok koyu dindar cumhuriyetçisiniz de, diğer dinleri de tecrit etmeyin. Sizin bu yasakcılığınızın, kötülediğiniz şeriattan ne farkı var.
  14. Ben "kapanmayı" savunmuyorum, başörtüsü takmak ve başörtüsüyle üniversiteye gitmek, çalışmak bir insan hakkıdır diyorum. Başörtülülerin haklarını savunmak başka birşey "kapanmayı" savunmak bambaşka bir şey. Beni kimsenin ne giydiği ilgilendirmiyorsa, başkalarını da benim ne giydiğim ilgilendirmemeli. Bu kadar şekilci ve minimalist olmamak lazım.
  15. Derin Su

    Radiohead

    Radiohead, Oxfordshire'lı bir İngiliz alternatif rock grubudur. Grubun üyeleri Thom Yorke (baş vokal, ritim gitar, piyano ve elektronik ses işleme cihazları), Jonny Greenwood (baş gitarist, ve diğer enstrümanlar), Ed O'Brien (gitar, arka vokal), Colin Greenwood (bas gitar, synthesizer) ve Phil Selway'dır. (davul, perküsyon) Genellikle kendi dönemlerinin en yaratıcı grupları arasında gösterilirler. Bunun en büyük nedenleri de birkaç katmandan oluşan şarkıları ve bir albümlerinden diğerine müzik tarzlarındaki radikal değişikliklerdir. Albümlerini EMI gibi büyük bir plak şirketinden çıkarıyorlarsa da çoğunluk tarafından hem müzikal hem de politik bağımsızlıklarını korudukları düşünülmektedir. Albümleri dünya çapında 23 milyon satış rakamına ulaşmıştır. http://www.dailymotion.com/video/x1aoq_radiohead-street-spirit_music
  16. Böylesine makul ve gerçekçi bir antitez görmemiştim. Sizi kutlarım, örnek bir teozof olmalısınız. Yalnız bilmek isterim bu "belkim allaha çok bağlı uzaylı" ya da "baştürde canlılar"larla bir bağlantınız var mı? Öylesine eminsiniz ki ortaya atacağınız iddialar İslamcılardan çok NASA'yı ilgilendiriyor olabilir.
  17. Eleştirilerinizin muhatabı ben değilim anlaşılan, sizin sorununuz "bizim toplum"la. Allah kolaylık versin, işiniz zor vesselam.
  18. Bütün genellemeler yanlıştır. Benim değil ailemde, sülalemde bile bir tane başörtülü kadın yok. Bağnaz laikçi oldukları için şu sıralar bana cephe almış durumdalar. Çıplak bile dolaşmaya hakkım varsa çarşafla dolaşmaya da var:..
  19. Ben de tam size bunu yazacaktım. Din, din, din... Bırakın madem...
  20. Yıkıldı neticede. Ama bilginize: eyyamcı liboşlara talibancı demek talibana hakarettir. Şahsen örümcekli - böcekli irticacı olarak böyle düşünüyorum.
  21. Derin Su

    Okulsuz Toplum

    * "Okulsuz toplum, öğrenme ediminin iki yönlü doğasını vurgulamaktadır. Tek başına tekrara dayalı öğretimde gösterilecek ısrar bir felakete neden olabilir; öğrenmenin diğer çeşitlerine de eşit derecede özen gösterilmelidir. Fakat bir yeteneği öğrenmek için okullar yanlış yerleri oluşturuyorsa, bu durum aynı zamanda, okulların eğitim için en kötü yer oldukları anlamına gelmektedir.” (sayfa 30) * "Öğretmen sahip olduğu kişiliğini yargı, ideoloji ve doktor işlevleriyle birleştirdiğinde, toplumun temel yapısını, yaşam için hazırlanması gereken süreçle amacından saptırılmaktadır. Bu üç gücü birleştiren bir öğretmen, öğrencinin yasal veya ekonomik reşit olmama durumunu meydana getiren ya da özgür toplanma hakkını kısıtlayan yasalara göre öğrencinin haklarını daha fazla kısıtlar. Ağaçları yaşken eğip ve bükmek sevgili öğretmenlerin içtenlikle yerine getirdikleri kutsal ve benzersiz bir vazifedir.” (sayfa 48) * "öğrencilerin hepsi, sadece eğitim fabrikasının bir ürünü olarak tüketicilerin bulunduğu ortamda mutlu olmak için akademik bir sürece dahil edilmektedir.” (sayfa 51) * "Yanlış hizmetler arasında okul, en sinsi olanı ve en içten içe yayılanıdır" (sayfa 79) Ivan ILLICH - OKULSUZ TOPLUM
  22. Pavese neden böyle etkiliyor beni bilmiyorum, günlüklerini zor bir dönemimde okumuştum "yaşama uğraşı" . İyi şairler genellikle intihar ediyor ya da erken ölüyorlar.
  23. Aydınlanma felsefesinin tercümesi bu; baskıcı kiliseye karşı aydınlık felsefe... Yalnız bir ayrıtıyı kaçırmamak gerek: din orada kitlelerin afyonuyken matematikten, geometriye, astrolojiden tıbba her türlü icat ve temel kavram müslümanlar tarafından yapılmış, bulunmuş. Afyon olan, sömürü aracı olan klisiye karşı söylenenleri tercüme ederek kendi felsefesi yapan yurdum maddeciliği, kendisine iki asır önceki aydınlanama argümanları dışında taze ve yeni bir söylem bulursa işte o zaman onları ciddiye alacağım. Zira o sözlerin muhatabı olan din de, o sözleri söyleyen halk da biz değiliz.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.