Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

ERBAY

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ERBAY tarafından postalanan herşey

  1. okey oynayacam
  2. ERBAY şurada cevap verdi: arman başlık Forum Oyunları
    iş hayatı
  3. yaw bu heykelde şarap gibi haa yıllandıkça güzelleşiyor
  4. bana sadece anlayış göstersin yeter
  5. FATİH SULTAN TEKKE olmazsa alex olabilir
  6. ehueheuhu bundan sonra ancak öyle oynar
  7. Avucumda Sevda Var Rüzgar dudaklarıma iki damla yağmur vurdu. Bir çocuk aşkı ki, koca insanlar böyle sevmemiştir. Akşamüstü Arnavutköy'deydim. ''Sevda'' diyorum, ''Sevda'' dedin mi gizli olacak ve çulsuz olacaksın ki değerini bileceksin, hissedeceksin. O zaman acısına da saygın olur. İki damla yağmur, ardını bilmediğim karanlıktan dudaklarıma rüzgarın hediyesi. Cebimde yumruk elim. Yanıyor avucumda, yanıyor verdiğin mektup. Bütün bulutları seviyorum. Bütün insanları seviyorum. Yaşamayı seviyorum. Erhan Güleryüz offfffffffffffffffffffffffffffffffffffffffff offfffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffffff içim yanıyor içimmmmmmm Anlatsalar Gülerdim Dolanıp sokaklarda, arıyordum kendimi. Tılsımın ne bilmedim, bana sen öğrettin sevmeyi. Acılardan geçerken ne hissederse insan. En fazla öyle bildim, ağlamaklı gülmeyi. En uzak derinlikler dizlerimi geçmezmiş. Anlatsalar gülerdim. Aynı denizden yine geçsem, yine aynı yolu seçerdim. En uzak yıldızlar, gözlerinden geçermiş. Anlatsalar gülerdim. Bir daha gelsem bu dünyaya, ben yine seni isterdim. Her şeyim sensin, her şeyim seni sevmemden geçer benim. Erhan Güleryüz
  8. ERBAY şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Şiir Forumu
    Naftalin Eksik olan bir yanı vardı aşkımızın bir filminde üç beş figüran dövüp ata binmemesi gibi cüneyt arkın'ın Haberin olsun vermedim eskiciye yırtık ayakkabılarımı nasıl ayrılırım ki onlardan kapınızın önünde az mı çıkarıp giymiştim Naftalinedim bende kalan yün kazağını söylemiş miydim size naftalin ki güvelere karşı kullandığı kimyasal silahıdır anıların Sunay Akın
  9. ERBAY şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Şiir Forumu
    Gerçekten Sevmek O durmadan kaçıyor; sen ardından gitmiyorsan; o günün her saatinde saklanıyor, sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan; o sana acıların en büyüğünü tattırıyor sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan; boşuna aldatma kendini, onu sevmiyorsun demektir. Elindeki içki kadehinde, dudağındaki sigarada , okuduğun kitapta, mırıldandığın şarkıda, söylediğin şiirde, gördüğün rüyada ve yaşaman için ciğerlerine doldurduğun havada o yoksa; Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan; onu sevmiyorsun demektir. Renkler onunla değerlenmiyorsa, örneğin onsuz kırmızı kırmızılığının, mavi maviliğinin farkında değilse, beyaz yalnız o giydiği zaman güzelliğini haykırmıyorsa, sabahları onu görünceye kadar güneş doğmuyorsa ve onsuz gökyüzü geceleri aya, yıldızlara hasret değilse onu sevmiyorsun demektir. Sokakta gördüğün her yüzde ondan birşeyler aramıyorsan, güzel bir manzara, hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa uykudan uyandığın zaman yaşamakta olduğundan önce onu hatırlamıyorsan, omuzlarına dökülmüş saçları, bir sis perdesinin ardında her zaman gülen, ışık saçan gözleri aklına gelmiyorsa, durup durup avuçlarının sıcaklığını özlemiyorsan; Onu sevmiyorsun demektir. Dünyada yaşayan öteki insanların senin için hala bir değeri varsa, ona karşı tutumunu toplumun köhne ve manasız kurallarına göre ayarlıyorsan ve açık açık sanki var olduğunu haykırırcasına sevgini söylemiyorsan; Onu sevmiyorsun demektir. Yok o senin için herşeyden değerliyse, gözünü yumduğun anda onu görebiliyorsan, o bütün şarkılarda, bütün şiirlerde, bütün resimlerde ise, ona muhtaç olduğunu söylemekten utanmıyorsan, senin içten ve büyük sevgine karşılık vermeyeceğinden korkmuyorsan, bütün bencil duygularından sıyrılabilmişsen onun için herşeyi, ama herşeyi yapacak gücü kendinde buluyorsan, her hali sana ayrı ayrı güzel geliyorsa, karşısında kendini bir çocuk gibi hissediyorsan, istediği anda onun için ölebileceksen, onun için yaşıyorsan ve yine onun için bildiğin bilmediğin bütün düşmanlıklara karşı koyabileceksen, o her geçen dakika sende biraz daha büyüyorsa ve kendi kendine bile çok sevdiğini bütün samimiyetinle, inanmışlığınla itiraf edebiliyorsan, bir gün o seni hiç, ama hiç sevmediğini söylese bile , senin sevginde azalma olmayacaksa ve ölünceye kadar onu aşkların en ölümsüzü ile sevebileceksen; işte o zaman onu seviyorsun demektir. O sana sevmeyi, gerçek aşkı öğretti. Sen onu hep sevecek ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın. O, hiç sen olmasan bile, seni bir parça sevmese bile.... . Ümit Yaşar Oğuzcan Mektup - Iı Biliyor musun Senden ayrılalı sakal bıraktım Zamanının akışına koyuverdim kendimi Gömleklerim kolalı degil artık Pantolonum ütülü degil Ayakkabım boyalı degil Öylesime degiştim ki Görsen tanıyamazsın Sabahları gün dogarken kalkıyorum İlk işim bir sigara yakmak oluyor Ve bir süre denizin hışırtışını dinliyorum Sonra, apansız sen geliyorsun aklıma Gözlerin, dudakların, ellerin geliyor Şimdi nerdesin kimbilir Yatagında uyuyor olmalısın Artık beni görme ruyalarında Korkarsın. Mevsim sonbahar malum ya Sende de kör olası şairlik var Boyuna hüzünlü şeyler düşünüyorum Agaçların yaprakları dökülmege başladı Keskin poyrazlar esiyor kuzeyden Kuşlar durmadan göç ediyor Ara sıra düşenler oluyor yorgun ya da yaralı Tutup okşuyorum tüylerini, gagalarından öpüyorum Ve diyorum ki Sana kavuşmak için bir göçmen kuş olmalı İşte böyle Günler, haftalar geçip gidiveriyor Saçım, sakalım birbirine karıştı Yine de her geçen gün Kendime biraz daha alışıyorum Ve biliyor musun Unutamayacagımı bile bile Seni unutmaya çalışıyorum... . Ümit Yaşar Oğuzcan
  10. Eskiden Bilmezdim Yalnızlığı Eskiden bilmezdim yalnızlığı Bir ağaç nasıl yalnız değilse ormanında Bir çiçek kendi dalında Eskiden bilmezdim yalnızlığı Yalnızlığın içinde Şimdi yalnız, yalnız mıyım Kopuk muyum dalımdan Uzağında mı kaldım ormanın Yılmaz Güney Bu Alemde Kral Tanımam! Sen hiç ölümün gölgesinde özgürlügü yaşadınmı Bir garibanın elinden tutupta hiç kadere rest çektinmi Alçağın adisine ispiyoncusuna kurşun yağdırdınmı Dedim ya gülüm ben bu alemde kral tanımam Sen zevkini sefanı sürerken ben hayat okulunu okuyordum Sen elin cilalı mermer taşlarında kibar beylerlen dans ederken Ben hergün azraillen dans ediyordum Dedim ya gülüm ben bu alemde kral tanımam Sen sıcak yatağında rahat uyurken Ben ise parçalanmış vucudumun acısıyla mahkeme duvarlarına Yaslanmış,gelmeyi bilmiyen karanlığı bekliyordum Dedim ya gülüm ben bu alemde kral tanımam İdam sehpasında bir mahkum yaşamayı ne kadar çok istiyorsa Bende seni o kadar çok seviyorum.. Aşıma katmadım haram,güzel çirkin aramam Yanlış yapanı tanımam... bu senin içinde geçerlidir gülüm Dedim ya gülüm ben bu alemde kral tanımam..! Yılmaz Güney
  11. ERBAY şurada cevap verdi: TANİA HAYDE başlık Şiir Forumu
    Akıl Gözü seni bulmakdan önce aramak isterim seni sevmekten önce anlamak isterim seni bir yaşam boyu bitirmek değil de sana hep hep yeniden başlamak isterim Özdemir ASAF
  12. Aşka ve Terke Dair Öyle Bir ilişkiye En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç çekişmelerinizin nedeni; yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur. Göz yaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkalarınızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak... Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; “Ölmek var, dönmek yok”tur. Gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını... Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya Şurasından, burasından eleştirmeye başlarsınız; “Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa...” Başkalarını örnek göstermeye, “Bak onlar nasıl yaşıyor” demeye başlarsınız Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını arasınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık yanlışını görür düzeltmek istersiniz. “Eskiden böyle miydi ya...” diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirilerin kapısı; açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından... Böyle sürmeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz. O sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür. “Ya sev böyle ya da terk et” diye gürler... Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ısıtan o rüya, bir kabusa dönüşür birden... Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size... Hoyrattır, bakmaz yüzünüze... Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar, mahkum eder; mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden... “İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için...” dersiniz, dinletemezsiniz. Ayrılırsanız, yaşayamayacağınızı bilirsiniz, ama öyle de sevemezsiniz. İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek terk edersiniz... “Madem öyle...”nin çağı başlar ondan sonra... Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir, madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde “Günah sizden gitmiştir” Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz. Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece... Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre... Ne var ki unutamazsınız, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni... Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Delikanlılar, elikanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye... Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla... “Bana ne... kendi seçimi” diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre... Ama sonra... Ansızın kulağınıza çalan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden... Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi... Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye...dönüp “Seni hala seviyorum” diye bağırmak geçer içinizden... dönemezsiniz. Görmedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız. Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla, ne de onsuz... Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, Hem “Ne olacak sonunda” kuşkusu... Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz, sürünür gidersiniz. . Can Dündar
  13. ERBAY şurada cevap verdi: EmiLY_pandora başlık Şiir Forumu
    Yaşayabilme İhtimali Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim. İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi... Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra.. Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı... Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı... Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık.. Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla... Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle... Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi.. Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu. Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri. Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben. Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim.. Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak.. Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu.. Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri. Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum. Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum. Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliğini Otobüs oluyordum bir süre Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde Otobüs oluyordum Bir ülkeden bir iç ülkeye Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum. Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin Korkuyordum Sonra iniyordum otobüsten Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum. Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda.. Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir yol üstü lokantasında Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim! Yılmaz Erdoğan
  14. Musa EROĞLU__yine karlar yağdı gönül dağıma
  15. ikiside ankette yok ama ziya doğan ve samet aybaba yı beğeniyorum.
  16. ERBAY şurada cevap verdi: içimdeki deniz başlık Şiir Forumu
    Zulmü Alkışlayamam Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!... -Boğamazsın ki! -Hiçolmazsa yanımdan kovarım. Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu? Mehmet Akif Ersoy
  17. ERBAY şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    eyy gidi günler geçen sene askerdeyken kurtlar vadisi başlayınca kışlada hayat dururdu hele böyle polatın kahramanlık yaptığı zamanlar ne alkış kopardı yaa dizi bittikten sonra bizim bölük komutanının bir yürüyüşü vardı polat halt etmiş yanında
  18. ERBAY şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    hiç sorma kardeş bende yattığım yerden kalktım walla dizi baya bi karıştı ohh çayda süper olmuş yanında memleketten getirdiğim fındıklar da iyi gidiyor isteyen varsa vereyim
  19. ERBAY şurada cevap verdi: içimdeki deniz başlık Şiir Forumu
    yaw gelde şiir sevme mümkün mü hiç böyle şiirler varken... Birisi Bir şey var aramızda Senin bakışından belli Benim yanan yüzümden Dalıveriyoruz arada bir İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki Gülüşerek başlıyoruz söze Bir şey var aramızda Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek Fakat ne kadar saklasak nafile Bir şey var aramızda Senin gözlerinde ışıldıyor Benim dilimin ucunda Nahit Ulvi Akgün
  20. ERBAY şurada cevap verdi: arman başlık Havadan Sudan Konular
    eveeeet cafe hizmette çay demlendi kurtlar vadisi seansı da bitti içmek isteyen varsa buyursun
  21. ben o gerçeğe hazırım zaten ateist. Doğru diyosun ben senin iletilerine ne diye cevap veriyorum ki ha duvara karşı konuşmuşum ha sana karşı konuşmuşum hiçbir farkı yok olsaydı zaten ateist olmazdın neyse sen yoluna devam et bakalım nereye kadar gideceksin ama aklın başına geldiğine çok geç olabilir seni ALLAH' havale ediyorum
  22. Tükkana gidecem
  23. ERBAY şurada cevap verdi: di-lara başlık Şiir Forumu
    SEVDALAR ÇOÇUK KALIR 'Limanda ışıkları izledik ayrı ayrı Karanlıktaydık... Kireç badanalı bir odada Sarılsaydık sımsıkı Kimsenin göremediği Bir yıldız olurduk...' 'Zamanla değişir Büyür insanlar Rüyalar çocuk kalır... Oysa, yaşlanmak vardı seninle Ve paylaşmak tüm yaşamı Sabahı birlikte karşılamak Birlikte yaşamak akşamı... Başaramadım sevdiğim, Bağışla... Sevdalar çocuk kalır...' Suna Tanaltay
  24. ERBAY şurada cevap verdi: jhonywalker başlık Şiir Forumu
    Canım, Sevdiğim, Yüreğim Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin... Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan... Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü, Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır... Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu. Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi. Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim. Damla damla birikiyor insan. Damla damla sevgili... Bir gün akıp gideceğiz hayata... Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin. Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur... Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde. Yılmaz GÜNEY

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.