Bu güzel yazıyı okuyunca aklıma önce fanteziler, sonra astral seyahat, transandantal meditasyon, Maharishi Mahesh Yogi ve hatta Uçan Yogi'ler geldi. Biraz jemais vu'lu reenkarnatif hayvansal döngülerin, tek bir yaşama indirgendiği panteistik naturalizm kokan film şeridini seyrettiğim bu yazı, tam da Alice Harikalar Diyarı'ndanın sürrealist kıvamındaydı.
Hayatın monotonluğunu yırtan zirvelerin donduğu fotoğraf karelerini, kompulsif kağıtlara dönüştürüp kapladığımız odamızda seklüse ve mutlu yaşayan bizler, belki de Bach'ın füglerinde gaibe yada otosenaryomuza infiltre olabiliriz.
Kendimize biçtiğimiz ya da bize biçilen rollerimizi sergilediğimiz tiyatronun, tek spotunda aydınlanan mimiklerimiz mi bize ait, yoksa perinin vereceği cana hasret Pinokyo'nun tanrısından gelen ipleri mi özgür hissettiren bizi bilinmez elbet.
Olmak yada olmamamak, işte bütün mesele yada aslında önemi olmayan tek şey bu.
Eline sağlık, sevgiler...