Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Genel

Seçilmiş Blog Başlığı

Geçmişin bir saniye,   Yaşadığın an bir saniye,   Geleceğin, o da bir saniye,   Hayatın toplasan   Üç saniye.   Değil işte   O da   Bir saniye,       Diyen bir adam arıyorum.       Adamın boynundan göğsüne bir iple sarkıttığı pankarta benzer şeyde bunlar yazıyordu. Kalabalığın ortasında, Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi, Yaşasın Halkların Kardeşliği, çeşitli sendika isimleri yazılı pankartların arasında bir meczup bu pankartla ilerl
  • bekir
Yüreğini bir sapanla fırlatan   Çocuğun çığlığında bulursun beni   Ve her dem bir çocuk olan bizleri   Alalade çocuklar olmadık ve   Kırık bir oyuncağın ardından ağlamadık   Bir oyuncağı hiç olmayanlar   Sanmayın ki ağlayacak başka   Şeyler bulamazlar       Sürgünlerin ortasında   Bir ateş yakarak ve   Geçerek tüm hayatlardan   Sıktık yumruklarımızı   Ve soğuktan ve sinirden   Isırarak dişlerimizi   Kazanamadığımız ve   kaybetmediğimiz   Bir savaşa   Ağlamaya
  • bekir
CAN KATMAK NEDİR ?       Bir yürekte Can olabilir misiniz? O yüreğe Can katabilir misiniz? Bir CAN'IMMMM kelimesine O yürekte bin anlam katabilir misiniz? Gözlerde ışıltılar, pırıltılar görebilir misiniz? Çalınmış zamanları renk renk yaşabilir misiniz? Ellerin, gözlerdeki ışıltıların o yüreğin sıcaklığını Birebir yansıttığını algılayabilir/algılaltabilir misiniz? Ya, yüzlerce, binlerce renklerin dışında renkler bilir misiniz? Can sesini duyduğunuzda; yüreğinizde ürperti ve
Misafir
Acı Şiir     Bir yerleriniz yaralanmıştır mutlaka, ya düşmüşünüzdür çocukken, ya da incinmişinizdir aşıkken   Kapanmaz sandığınız ne yaralar kapanmıştır Durmaz sandığınız ne kanlar pıhtılaşmıştır kabuk bağlayıp Hani efkar bir sis gibi çöktüğünde başınıza Bir yüz ararsınız Tüm yüzlerle yerdeğiştiren gözlerinizde Yaranızı kanatan Hep ağrıyan yerinize değmek istercesine Mazoist bir duygu çöreklenir beyninize İşte o zaman Yalnızlığın atlıları Boşanıp dizginlerinden Kar
  • ERBAY
= OKUMANIN ÜMİDİNDE YENİ HAYATLAR! = = BAĞLANTI: ---/---/--B = = OKUMA AHDİ İLE; İKRARINDA DURMAK! = = BASAMAK: 000.000.002 = = ÜMİT; BELKİ DE ÖNCEKİ SAYFADAYDI! = “DİRİLİŞ” ADLI ESERDEN KISA BİR ANLATI: Fazlasıyla dar bir yerde bir araya gelmiş yüz binlerce insan, yaşamlarını üzerinde sürdürdükleri toprağı çirkinleştirmek için tüm güçlerini harcıyorlardı. Sanki bir şey bitmesin diye toprağı taşlarla örtmüş, önemsiz bitkileri bile sökmüş, temiz havayı pis bir dumana
= OKUMANIN ÜMİDİNDE YENİ HAYATLAR! = = BAĞLANTI: ---/---/--A = = OKUMA AHDİ İLE; İKRARINDA DURMAK! = = BASAMAK: 000.000.001 = = ÜMİT; BELKİ DE ÖNCEKİ SAYFADAYDI! = “ÖZDEYİŞLER ATLASI” ADLI ESERDEN KISA BİR ANLATI: “Kitaplardan daha iyi bir arkadaş yoktur. Zaman-zaman insana dert ortaklığı eder, insanın gönlünü açar, yüreğine su serper. Gönlünün her dileğine onunla kavuşursun. Böylesine güzel bir dost; ne incitir, ne incinir.” (Kaleme Alan: Katip ÇELEBİ)   (UNUTUL
Kaçardık pencereden bazı geceler Delice bir sevinçle Gözlerimiz ışıl ışıl Gündüz yavuklumuzun yanına gideceğiz diye Özene bezene cilaladığımız çizmelerimizi Kirletmenin zevkini tadarak Bir başka gezerdik Yurttan kaçtığımız firar gecelerinde   Kaçardık pencereden bazı geceler Bekçiye gözükmeden Sessizliği kıskandıracak kadar sessizce Ve bir o kadar da mertçe Aramızda topladığımız son harçlıklarımızla Fırından yeni çıkmış sıcacık ekmek alır Koşar adım dönerdik yurda
Yazılanmı Önemliydi Çizilenmi Sevdalara.. Oysa Ben Ne Yazdım Ne Çizdim sevdamı.. İçimde Büyüttüğüm Ufaklıktın Sen.. Ben Ne kadar Büyüttüysem Seni; o kadar Ufaltmışsın Kendini.. Sen Giderken "gitme Kal Yanımda Sana ihtiyacım Var!" Diyemedimki..Diyemezdim de.. Çünkü Sen Kararlıydın Gitmeye..Ki Kalma Meraklısıda hiçmi hiç Olmamışsın.. Ben Ne Savaşlar Vermiştim Yüreğimde.. Ne Volkanlar Patlatmıştım Hep sen ol diye.. Sensiz Olmak Benim sonum Olurdu Biliyordum.. Bildikleriminde Başıma Gelmesinden Öyle
..teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem, ateş yapar.. dün gibi hatırlıyorum ayrıldığımız günü 24 ocak../..kış../..kıyamet../..felaket sanki herkes beni görmek için toplanmıştı şehir meydanında parmaklarıyla gösteriyorlardı.... “işte bu kadın terk edildi” naralarıyla BU Günlerde...dalgasını geçebiliyorum vedaların O Günlerde....serum kokularına bulaşmıştı bütün kılcal damarlarım GERÇEKTE KİM OLDUĞUNU ÇOK DÜŞÜNDÜM, özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda GALİBA a
  • shyfre
İnsanın canı neden yanar sağlığı sihati yerindeyse??Aslında beden değildir acıyan ruhtur,yürektir. Ne zaman diner yüreğimde ki bu keskin sancı? Hiç birşeyi olmamalı insanın hayatta belki o zaman mutlu oluruz. Dostların olmamalı mesela,ailen olmamalı,sevgilin olmamalı........ O zaman kimse için endişe etmene gerek kalmaz,kimseden beklentinde olmaz,kendi başına yaşar sadece kendin olanlarla yetinirsin,kimbilir belki o zaman daha çok mutlu olurduk.... Olurmuyduk? Bilmem!!! Yok etrafımızda se
  • suheda
Bu anlamsız,zamansız bir o kadar sebepsiz fırtınalarla baş etmek o kadar zor ki...   Gelişi güzel yazılmış bir not var elimde...'' Üzgünüm....''   Neyi ifade ediyor tahmin etmek güç değil elbet...Lakin sorguluyor insan işte benliğinin bir yerinde...   Buruşturup attım ama gözüm takılı kaldı...Tekrar aldım,düzelttim ve bir daha okudum.. '' Üzgünüm. ''   Ağlamak istedim...Delice,hıçkırarak...Sebebini bilmeden ağlamak...   Olmadı...Ağlayamadım...Yutkundum...   Bin parçaya bölsem her kel
Kendine iyi bak" bir "Veda" değil "elveda" cümlesidir çoğu zaman.   O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde...   "Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum."   "Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak. Ben olmayacağım. Kendine iyi bak ve beni dü
Öldürecektim seni bende   Kendimde o gücü bulabilseydim eğer... Sindiremeyecektim senden kalanları benden uzak mezarlara koymaya!!!   Diyar diyar dolaşıp yine içime gömecektim seni en sonunda... ”Ben demiştim” diyenlere, üzüntümü belli etmemek için kuşandığım   mekanik tebessümlerimin ardındaki yaşlarla sulayacaktım taze mezar toprağına ektiğim çiçekleri...   Ama ben seni içimde öldürmeye kıyamadım....         Başarabilseydim incitecektim seni...   incinmişliğimin verdiği cahi
Bu nasıl bir gidiş böyle! Hastalık bulaşmış bir köyü terk eder gibi... Suya sabuna karışmadan akıp gider gibi... Suç işlemişcesine vatanından kaçar gibi... Bu nasıl bir gidiş böyle!   İmge toplamak için mi istila ettin yüreğimi! Batırdın bayrağını göğsüme... İsteseydin... Sana el değmemiş ilhamlar verirdim... Gerek yoktu uygarlığımı ateşe vermene!   Şimdi... Küllerinde duman tüten... Ve içinde ekmek pişen kerpiç fırınların yıkıldığı... Harabe bir bedende soluk alıyor sevdan
Sen tuvalimde gökkuşağının cümle rengi...   Sen gözlerimde en keskin ışığı güneşin...   Sen alaca gecelerimin tek parlak yıldızı yakamoz misali...   Sen karakış ayazlarında içimi ısıtan samyeli...   Sen hayatın saçlarını yakalayan ellerim...   Sen yeniden doğuran beni uçuruma 5 kala...   Sen içimin gülen yüzü...   Sen geleceğe umutla bakan gözlerim...   Sen yanağımdaki beyaz papatya güne gülümseyen...   Sen hayatı yeniden keşfettiğim...   Sen hayal etmeye cesaret edemediğim.
Ne zaman kar yağsa... Soğuk bir hüzün...   Umarsız bir acı gelir çöreklenir sayrılı yüreğime... Bak anne kar yağıyor yine... Küçükken her çocuk gibi yağdığında sevindiğim kar Sanki yüreğime yağıyor anne... Çocukluğumun soğuk kış gecelerinde   Bana kocaman bir yorgan gibiydin... Yıllar seni ufalttıkça... Ben çocukluğumdaki sen gibi kocaman oldum anne... Her derdimiz için bir parça koparttık senden... Senin yüreğin dağ gibi kalırken... Benim yüreğim hala küçük bir çocuk a
Sen gölgesinde dinlendiğim kökü bende bir çınardın... Gazel dökmüş bir bahardı yokluğun!   Sen bir saçak altıydın dolu yağarken sığındığım...   Dağ başında tahta küçük bir kulübe, ayazlarda ısındığım... Tutunduğum tüm dalları kıran, korkunç bir fırtınaydı yokluğun!   Sen hep yolumun üzerinde suyu sonsuz bir pınardın... Tenimde, yüreğimde çöl yanığıydı yokluğun!   Sen ayrılığı bile sevdiren sapsarı bir güldün...   Kavuşmaların o tatlı heyecanı...   Ömrüme yüklenen anlamsız,
Ne kadar susulacaksa o kadar sustum! Kendimle konuşuyorum şimdi yalnız... Yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime, kimse duymuyor...   Sustum! Bin ah sürüp dudaklarıma, ne kadar susulacaksa o kadar sustum! Sustu benimle deniz... Sustu deli dalgalar... Sustu martılar... Umutlarımı sarıp rüzgarlara, uzaklara savuruyorum her gece.... Yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne, kimse görmüyor...   Sustum!   Tam acılarımı haykıracaktım ki, sustum... Ne kadar susulacaksa o kadar sustum! B
Seni Seviyordum   Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...   Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi   İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri   SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu   Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte...   Güldüğü zaman yukarıya bakardı;   Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...   Ne güzeldiler sen bilmiyordun...   BEN SENİ
Onlarsa daha çok arayacaklardı. Bu huzursuzluk, güvensizlik ondandı. Herkes ayaklarını yere basabildiği ölçüde mutlu olabilirdi anneme göre. Geleceğin bu denli belirsiz oluşu da, ayakları o sağlam yerden uzakta koyardı. Önündeki yemeğe hışımla uzanıp herkesten çok yeme çabasında bir koca gövde. Büyük ağabeyim. Canlı, atak. Cesur yüreği kavgadan uzak koymazdı onu. Güçlü kolları taşı iyi yontardı ama ona güzelliğini verecek sabır yoktu yüreğinde. Bir gün geldi, asker olacağını söyledi. Orduya ka
nerede hani ? güneşin olması birşeyi kanıtlamaz,gökyüzü seninle vardı ,ispatı sendin onun..   gittin bulutlar kurudu pişti ,rüzgar ateşten esti semalar kızıl gittin..gittin yerle gök bitişti... kuşların uçacak yeri yok artık,benimse yatacak ... yatmam ! ellerin yok beklerim atmam ,alçısını söküp atmam hayallerimin.. dönmem dönemem dünlerime.. susmam..ıssızlık olmasın yine, uçları çatallaştı ufuk çizgilerinin, ezgilerinin donuklaştı duygusu sabah türkülerinin... yalnızım! s
İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri, bayramlar da ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma fırsatlarıydı.   Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. İstediği; birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynısı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti.   Heykeller hazı
Düşlerim vardı Sana dair.. Ve.. Senin o karşılık gözetmeyen sevgine..       Hislerim vardı geleceğe dair Hep korktuğum, kaçtığım geçmişime.. Hiç bu kadar sevmemiştim uzun zamandır kimseyi Ve hiç bu kadar cesur değildim yürekten, Kimse için savaşmamıştım bu kadar Ve kimse için göz yaşı akıtmamıştım gönülden..       Oysa şimdi.. Bilinmez bir yere ve belirsizliğe gidiyorum, Ardımda seni Sevgisinden bile emin olamadığım seni bırakarak...       Düşüncelerim yağmur

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.