Siz üzüldüğünüzde neler hissedersiniz?
Ben önce kalbimde derin bir acı hissederim.
Sonra,ağlarım ağlarım ağlarım
Ve birden dururum,pili bitmiş bebek gibi.
Gözlerim boşluğa bakar artık.
Damarlarımda ki kan akmaz olur
Kalbim donar
Kış soğuğunda dışarıda kafesiyle unutulmuş bülbül gibi,
Ötmez olur,atmaz olur artık.
Bu iyi belki de...
Çünkü acıyı hissetmez olurum.
Çiçekleri solmuş,yaprakları dökülmüş
Kupkuru bir dalımdır şimdi.
Sonra,
Sonra ik
Büyük bir iç burkuntusu ve yürek acısıyla açtım bu sabah gözlerimi.Sıkça gördüğüm uzun metrajlı rüyalardan yanlızca biri belki.
Birbirini tutmayan parça parça flu sahneler bütünü.Bu sahnelerin her birinde net olan tek birşey vardı o da her sahnede bana eşlik eden erkek.
Arkamı döndüğümde arkamda gördüğüm,bir bar taburesinde otururken sağıma baktığımda, yanımda oturur bulduğum.Konuşmayan, sadece takip eden ve boş gözlerle bakan...
Hiç yüksek bir yerden tüm şehrin 5 dakikada karla kaplanı
Aşk, iki kişilik bir oyunmuş,
Ve kaçan balık,
Büyük olurmuş, duydum.
Ama ben hep,
Kalbimin sesine uydum.
Bu yüzden
Aptala çıktı adım,
Haklısın!
Pahalı kadın, olamadım...
Her damla sevgiye, vererek emek,
Nelere dayandı
Bilsen bu yürek!..
Sevende naz, olmaz diyerek,
Gönlümü ortaya koydum,
Bu yüzden
Aptala çıktı adım,
Haklısın!..
Pahalı kadın, olamadım...
Ne tek taş yüzük, bekledim yardan,
Ne de, etkilendim vardan.
Kimseye, bakmadım yukarıdan!
Turistik ote
Hep yanyana olun, ama birbirinize fazla sokulmayın,
Çünkü tapınağı taşıyan sütunlar da ayrıdır,
Çünkü bir selvi ile bir meşe birbirinin gölgesinde yetişmez....
HALİL CİBRAN
Ne güzel söylemiş değil mi Halil Cibran...
Evlilik adlı şiirinden.(Godzi teşekkür ederim ilk senin sayende okumuştum )
Bu sözler evlilik için söylenmiş ama ben başka bir yere bağlıyacağım...Benim canım afacanım,gözümün nuru örümcek adamım, bugün Anaokuluna başladı (alt komşum sağ,ben selamet )
-"An
Büyük bir savaşta yenik düşmüş tarafım ben."Yenilgiyi kabul etmek bir erdemdir"diye bir söz vardı değil mi? Yaa, yok demeyin bak,gerçi öle bir söz olsa da, ben kabul ettim, olmasa da kabul ettim...
Sizin hiç geçici sağırlık yaşamak istediğiniz oldu mu?Ben çoğu zaman bunu istiyorum da! Horlama sesi yeryüzünde ki en kötü ses olmalı! Uykum varsa sorun yok,duymuyorum bile.Ama biraz uykusuzluğa meyilliysem yandım Allahhh.Ne sarsmak,ne tekmelek ne de uyandırmak işe yaramıyor.Saniye de aynen devam
Beş yıldır hayat eczanesinden aldığım bir antidepresan kullanıyorum...
Evvelsi gece yatmadan yutmak için aldım onu kucağıma,pardon bu ilaç yutulmuyor,çiğneniyor sahi
Bildik ilaçlar gibi acı değil,tadı öle güzel ki
Yanaklarını ısırıp çiğnedim önce,sonra kollarını, ellerini...derken gözüm ayak bileğindeki minnacık kapkara ben'e ilişti.
-"Ay o güzel benini de yerim senin bennnn".dedim bileğini tutup ona göstererek.
Kocaman bir gülümsemeyle dönerek dedi ki:
-"Evet SENNN
Farkındamısın,çok hırçınsın...biraz sakin ol!
Bayramda bu eleştiriyi birkaç kişiden aldım ben.Biri annemdi...
-Kızım sen çok hırçın oldun farkındamısın?
İnanmaz gözlerle baktım anneme,sonrada gülümsedim hiçbir şey söylemeden.O gülüşümün ardında ki haykırışları kendime sakladım.
Senin hiç hayat üzerine üzerine gelmedi mi anne? Boğazının görülmez eller tarafından sıkıldığını hissetmedin mi?Eleştireceğine bunun nedenlerini sorgulasan!Ama tabi benim asabi olmak için mazeretim olam
Dün çocuklarla alışverişe çıktık.Alp örümcek adam kostümü diye yerlere attı kendini,Yaren spor ayakkabı diye tutturdu.İkisinin de bayramlık umrunda değildi.
-Hadi dönelim dedim eşime.Ben vazgeçtim hiçbirşey almıyoruz.
Vazgeçtim çünkü hayal kırıklığına uğradım.Küçükken bayramlarda yaşadığım heyecan geldi aklıma.Alınan bayramlıkları giymek için bayramı iple çekişim.Çorabıma varıncaya giyip evdekilere defile yapışım.
Sonra sordum kendime...Neden???
Bunun suçlusu biz olabilirmiydik?
Karanlık bir limanda
seni bekliyorum anne
ufka bakıyorum hep
bir türlü gelmiyorsun
seslenmek istiyorum
bağırmak istiyorum
Annneeeeeeee
(ohhh içim ısındı)
ne güzel kelime
"ANNE"
ama bağıramıyorum ki,seslenemiyorum ki
sesim yok henüz
ağzım,dudaklarımda.
"benim yaşam gemim doldu diyorsun"
küçücüğüm ben
fazla yer kaplamam
bir bilet bana da kes anne
söz bak çok seveceğim seni
karşılıksız
sınırsız
gücün kuvvetin olacağım
/
damarlarımdan
çalımlı ırmakların gökyüzüne değdiği yerde
vaz geçtim.
bi’bahar sabahıydı (anımsıyorum)
kumruların sustuğu bi’sabahtı.
çalımlı ırmaklar gökyüzüne boşalıyordu. gördüm. utandım.
damarlarıma baktım
aynı tonda akıştılar. gökyüzü gibiydi içim.
aynı ıslaklıktılar aynı genişlik
biri birine karışıyorlardı
da ben kaçırıyordum aklımı.
kuşların kanatları vardı. herkes bilir bunu. ama ben içimdekileri diyorum:
kanatsızdılar. gördüm. kıskandım.
geriye doğruydu her şey.
su
Birer birer kayıp giderde her bir sevilen, yenisi gelmez
Eline geçmez hele ki değeri hiç bilinmeyen, yürekte varsa
Sevgiden de ötesi
Sen ağlasan da boş, ışıkta yaksan nafile, odan karanlık
Hep loş, hayatın emri hep koş, bayağı bir bekledim boş
Yaşantım sanki bir savaş ve hoşta bazen, ama ateş
Kesildiğinde ve de sular durulduğunda, yoksa hep gülerdi
İnsan, hep kalırdı masum, saygıda bir kusur ettiğinde
Minnetinde değeri yok, kafalarda hesaplar yapılır ve
Mesafeler konur, fakat bu kalp un
Kelimelerin hücümuna uğrar mı sizin beyninizde! Allah Allah Allah naralarıyla bin atla, dört nala koşarak hücum etti mübarekler bana bu sabah!
Ya gidin kardeşim uyuyacam diyorum ama dinleyen kim! Bacımla günü ağartmışım sabah olmuş ben olmuşum umurları değil.Sonunda dellendim çarptım yere yastığı attım kendimi buraya!
Ya bismillahhhhhhhh..............
Siz hiç kendi şehrinizin sabahını görmeden başka bir şehrin sabahını gördünüz mü?Seviyorum ben bu interneti, ben bugün İstanbul'la ve
Bu gece yazasım var, kimseye değil, kendi kendime yazasım var… Bu blog’u seçtim… Neden bunu seçtiğime gelince, bunu seçtim çünkü bu arkadaşımı herkesten daha bir çok seviyorum…
Biz insanların çok enteresan yaratıklar olduğuna bir kez daha karar verdim bu akşam... Evet yaaa biz ne enteresan insanlarız ya... Akşam Star haberi izliyordum, haber -hatırladığım kadarıyla söylüyorum- şöyle sunuldu: "Cern’de yapılan deneyin ardından peş peşe gelen depremler kafalarda soru işaretleri uyandırmaya dev
Görüyorum ki, bir an önce varmak istiyorsun oraya. Gerginsin
kıpır kıpırsın, soluk soluğasın, yay gibisin ey yolcu
coşkunluğun ne güzel, öfken ne güzel
Sana selam, sana saygı
ey yolcu.
Fakat düşündün mü yolunun uzunluğunu?
Neler var yolunun üstünde, düşündün mü?
Koşar-adım aşabilecek misin şu dağı, geçebilecek misin?
bu hızla şu beli, tırmanabilecek misin bu solukla şu sırtı?
Ovada dikenler yollara uçmuştur, kuru dereleri seller basmıştır,
kar yağmıştır belki o tepelere? Böyle, uçar
YER:Doğançay Mahallesi,Özgürlük Ve Barış Anıtı,Karşıyaka
Güzel İzmir'imizin kurtuluşunun kutlamalarındayız.
Öyle güzel bir yer ki;
Bütün İzmir ayağımızın altında,tepenin yamaçları ağaçlarla dolu,etrafta piknik masaları var.
Birçok yer de gözünüze çarpan tabelada şu uyarıda bulunulmuş!
MANGAL YAKMAK YASAKTIR!(Eh tabi piknik masası gördü mü dayanabilir mi yurdum insanı!Uyarmak lazım.Çok da dikkate alırlar ya! Neyse o da ayrı bir mevzu...)
Daha yukarıya çıkarken havai fişekl
Konumuz ev izalasyonu değil elbet! Hayat izolasyonu ya da izole hayat... ne derseniz deyin işte!
Ne güzel olurdu değil mi? Tüm dertlerden yalıtılmış bir hayat...Girin evinize kapayın kapınızı,kitleyin üzerinizden,anahtarı da wc'ye atıp çekin sifonu!Ohhhhhhh!
Kapı çalar;tak tak tak
-kim oooooo
-Ben yan evdeki dedikoducu komşu(ya da uzağa gitmeyelim,her fırsatta kuyunuzu kazan yakın AKRABA)
-Evde yokuzzzzzzz
tak tak tak yine çalar
-kim oooooo
-Bol sancılı bir A
Susarak Özlüyorum (işte buna bıçak çekiyorum)
Sözcüklerim varmiyor uzaklarına
Birer birer düşüyor bütün öpmelerim
Ağır yenilgiler alarak
Adresinde yoklugunu kıyamet bilerek
Sadece susarak özlüyorum seni
Hiç tanımadan, ne garip
Sadece susarak özlüyorum seni
Hiç tanımadan, ne garip
Sense uzak, çok uzakta
Bir deniz gibisin resimlerde
Dokunsan Dersim olur, göçerim mecburen
Duydum çok sonradan, adın önemli değil
Acın aynı tadı veriyor zaten
Adresinde yokluğunu kıyamet biler
Sizce şu yukarıda ki afacan napıyor?
UYUYOR MU???
HAYIRRRRRR
Bizim evde yazın sonuna yaklaştıkça bir gerginliktir başladı...Okul açılacak ya!
Bazen kendi kendime düşünüyorum acaba bu oğlan aşçımı olacak diye.Çünkü Alp'in en keyif aldığı şey ben yemek yaparken beni izlemek.
Ben ocağın başına geçtiğim an,bangonun üstünde yerini alıyor.Tencerede ki yemeği karıştırmak istiyor,yumurtaları o kırsın istiyor,kek çırparken mikseri tutmak istiyor.Bir keresinde kendi başına makarna bi
Değerli hocamız,Sayın Halil ALTINKÖPRÜ'ye,
SARI GÜLLER eserini blogumda yayınlamama izin verdiği için teşekkürlerimi sunarım...
Koklamaktan kurudu, odamda sarı güller
senden başka kimseye konuşamaz bu diller
Harabeye döndü bak, sensiz olan bu yerler
sen gelince mutlaka yeşerecek bu güller
Batmasın ellerine, güllerin dikenleri
yaşantından silinsin
elem acı,günleri
Şimşekler aydınlatsın karanlık geceleri
Seller sana getirsin
Günlerdir anneme çok kızgınım..
Geçen gün öle bişey buldum ki annem tarafından uzun süre aldatıldığımı anladım.
Evet evet aldatmış, beni iki ninniyle aldatıp uyutmuş annem
Biri;dandini dandini dastana,danalar girmiş bostana
Diğeri;bahçeye kurdum salıncak,neden uyumuyorsun yumurcak!
"Radya peki sen aldatmadın mı"? demeyin sakın!
Yareni biraz aldatmışım galiba Ama o ilk çocuk tabi,ilk annelikte olur o kadar
Yarene Kayahanın e bebeğim şarkısını sölerdim o ninnilere
Hz.Aişe, Peygamberimizle yeni evlenmişti.
Eşinin kendisini sevip sevmedigini merak etmekteydi,
ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdiğini...
Hz.Aişe bu düşüncesini Peygamber Efendimizle konuşmadan edemedi.
Ey Allah ın Resulü,beni seviyor musun?
Evet, Ya Aişe tabi seviyorum!
Aişe dahasını da merak ediyordu,acaba nasıl seviyordu? Hemen sordu:
Beni nasıl seviyorsun
Peygamberimiz sevgi şeklini tanımladı eşine;
KÖRDÜĞÜM GİBİ
bu cevap Hz. Aişe yi cok sevindirdi,çünkü kördügüm açıl
Büyük bir şehrin, meşhur bir semtin de, lüks bir apartmana girdi kadın.
Doktorun sekreteri sıra siz de diyerek, yolu gösterdi genç kadına.
İsteksiz adımlarla koridorda sekreterin peşi sıra ilerledi.
İçeri girdiğinde kendinden emin ve dimdik durmaya çalıştı ama selamlaşmak için doktora elini uzattığında ellerinin titremesini kontrol edemiyordu.
Doktor Tv'de gördüğünden daha uzun ve yakışıklıydı.
Ortalıkta filmlerde gördüğü gibi ayaklarını uzatıp oturacağı bir koltuk yoktu.
Yatağına yüzlerce beden girse de
Hiç kıskanmıyorum seni biliyormusun
Sen hiç bir tende bulamayacaksın beni
Rüzgarların fısıltısında arayacaksın sesimi
Kokumu ararken, koku yetini kaybedeceksin
Aynalarda yıkılmış benliğini seyredeceksin
Pencerende hep bir güvercin bekliyeceksin
Üzülüyorum biliyormusun
Çünkü ne kadar arasan da
Bir BEN daha yok!!!