Saçlarına pütür pütür yapışmış,
Gözlerinin rengi ile sıvanmış
Bir avuç kuru çiçek topladım.
Kırılıp dökülmesinler diye
Sevgiyle, özenle tek tek topladım.
Yürek fideledim zamana ve mekâna,
Hasat vakti geldi yürek topladım.
Belli ki bu yıl da vuslat gecikecek
Aşıdır, serumdur, besindir her umut,
Ey sevgili umudunu diri tut! ...
Bedenim hür değil, mühlet ver bana,
Er veya geç çıkıp geleceğim sana;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...
Mevsimi geçiyormuş, geçsin varsın,
Bilmeni mutlak isterim...
Artık elimde değil vazgeçemediğim ellerin,
Göz bebeklerimden çoktan silindi cemalin,
Kulaklarım duymaz artık hoş sedalarını,
Esen deli rüzgara savurduğun saçlarını,
Artık dokunmak istemez bu yad eller,
İki kirpiğinin arasında olan dünyayı,
Sadece sana bıraktım..
Duymanı mutlak isterim...
Zaten bende olmayan sen,
Artık bende ziyan olansın...
Özlemlerini biriktirdiğim hasret sandıklarımda,
Denizin dibine gömdüğümsün..
Sevda çiçeklerini taç yaptığım,
Bir kuru
Daha az seviyorum seni..
Unutur gibi seviyorum..
Azala azala...
Aramızdaki uzaklığın karanlığında..
Geceler kısalıp.. Gündezler uzuyor öyle olunca..
Daha az seviyorum seni..
Kendini iyileştiren bir yara gibi..
Daha az..
Ve zamanla..
Sen geceyi tutyorsun..
Ben nöbetini..
Uzak dağ kışlalarında..
Görmüyoruz birbirimizi..
Usul usul sis iniyor..
Kopmuş yollara..
Işığı hafif..
Uykusu ağır koğuşlarda üstünü örtüyorum senin..
Bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda..
Yıldızları daha büyükt
Sözlerin artık ikna edemediği bu yaşımda , ağlamak da artık zor geliyor , zoruma gidiyor...
Benden sana söylemesi zor , yazması kolay bir kelime ; HOŞÇAKAL...
Aldatıldığımı bildiğim bu geceden sana son bir yazı , son bir hatıra..
Seni her çağırdığımda , artık yüreğime yumruk atamayacaksın. Ben de bir başkasının yasak bahçesine uğramayacağım.Artık ne gelmeni isteyeceğim ne de kalamanı..
Bu akşam masamdaki tek bir mumu kendim için yaktım.Senin oturduğum iskemle boş , ev boş.. İhane
Gittin sen, Tüm gidenler gibi..
Tam beni tamamlayacağını düşünürken, yine ben eksik kaldım..Gülümseyişlerim takılı kaldı yüreğimde.Sonu yok, ışığı yok bir yolda ıssız, sessiz kaldı sevdam..
Ama sen gittin; tıpkı diğerlleri gibi..Korkup kaçtın belki de bu sevdadan.Küçük bir kızdı kocaman yüreğiyle seni seven ama sen sığdıramadın kalbine; taşıyamadın doğru dürüst.. Bu kadar çabuk pes edişinde ondandı belki ..Başka cümlelerin ardına sığınman, yalan yanlış sevdalara takılman..
Gözlerine
Özledim seni..
Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir..
Beynimi uyuşturuyor özlemin..
Çok sık birlikte olmasak bile,
Benimle olduğunu bilmenin,
Bunca zaman içimi nasıl ısıttığını,
Yeni yeni anlıyorum...
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp,
Mütemadiyen bir boşluğa..
Sabahlara saçlarını okşayarak başlamaları
Akşamları her işi bir kenara koyup
Seninle başbaşa kalmaları özlüyorum...
Nasılda serttin başkalarına karşı beni savunurken;
Ve ne kadar yumuşak
Sen, yanlızlıgına inat bütün bir geceyi, sevgilinin düsüyle gecirebilir misin? Gelmeyecegini bile bile, sanki her an kapıdan girecekmis gibi gözünü kırpmadan sabaha kadar bekleyebilir misin?
Bugune kadar ne yasadıysan yasadın. ..Bunların hepsinden sıyrılıp, özünü asla yitirmeden yeni bir kimlikle baska dünyalar kurup yeni hayatı mutlu kılmak icin ugrasabilir misin?
Yağmurun altında aklında sevgilin, dudagında onu anlatan bir sarkıyla mırıldanarak saatlerce yürüyebilir misin? Oysa herkes
Uzaklar vardır
Çok uzaklar, sen bilemezsin!
Sen yürüdükçe uzayan uzaklar
Hiç senin olmayan, hiç kazanılmayan
Ve ben
O uzaklardaki senin ellerine hiç dokunamam
Ağlarım.
Elimden gelen bu kadar!..
Sen gözyaşlarımı görmezsin
Ya da gören körlerdensin
Ve ben saçların okşanmasının
Insanın yüreğinde uyandırdığı histen bihaber
Yaşarım
Elimden gelen bu kadar!
Yalanlar vardır
Hep o tanıdık bilindik yalanlar
Yalanı olmayan tek duygu aşktı hani
Ben bilmezdim
Gül bahçelerini çiğn
Ben böyle olsun istememiştim
Ya sana çok yakın,
Ya senden çok uzak olmalıydım.
Aramızda aşılmaz engeller olsun istiyordum:
Büyük dağlar, derin denizler olsun istiyordum.
Sana gelmeye gücüm yetmemeliydi;
Çaresizliğimin tüm hıncını mesafelere yüklemeliydim.
Dağda yanan bir çoban ateşi gibi,
Gökte bir yıldız gibi,
Seni görmeli
Seni yaşamalı
Ve senden çok uzaklarda olmalıydım.
Biliyorum güzelliğin yeraltı nehirlerinde benzer,
Biliyorum bir sır gibi güzelsin.
Hani anlatılmaz duygular va
Ben seni hiç sevmedimki...
Yorgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim
Bir çiçeğe gülmeni Bir güle benzemeni sevdim
Birde yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip gözlerinde durdular
Ben seni Hiç sevmedimki...
Beni yola koduğunda ayrılmayı sevdim
Kurşunları sevdim beni vyrduğunda
Ağlamayı sevdim unuttuğunda
Yalnız olduğumu anladığımda ayakta kalmayı sevdim
Yıkılmamı sevdim seni her hatırladığımda
Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği
Su
Yakar sevdan buhran geceleri
Günah yazmış kader
Bakarda görmez gözlerim gözlerindeki nemi..
Ölüm var…
Say bu geceyi hicran günlere
Bırak… biraz daha göreyim
Ne olur sende gitme..
Gözlerim kapamıcam bu gece
Bilmezsin sen..aşkından arta kalan rüyalarım
Ben hiç uyumadım senden önce
Olur ya belki bırakır gidersin diye
Her sabah akşamdan kalma bir umuda gözlerimi açtım
Sen bilmezsin anlatamadım
Bende esir hala rüyaların
Düşler yetmez yasaklım
Ne olur gitme
Gözlerimi kapamıcam bu g
İlk mektup tadında yazılmalıydı
Bir aşkın son satırları da
Sana ilk mektubum say bunu
Belki seni çok özleyeceğim
Ama bil ki seni hep çok sevdim
Ve her zaman seveceğim
Seni çok seviyorum
Her zaman seveceğim
Bin kalbim olsa sana
Hepsini vereceğim
Bir gün kaparsak gözlerimizi
Son hıçkırık göklerde
Buluşturacak bizi
Sana bu kez okeyden çaldığımız taşları değil
Yüzünün kıblesine okuyamadığım duaları yazdım
Ne ezberleyip unuttuğumuz hicaz şarkıları
Ne de zula da söndürdüğümüz
Kavuşursak biteriz biz
Biz mutlu sonlar katiliyiz
Kavuşursak biteriz biz
Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz
Herkesin bildiği bir aşk
Herkesin attığı bir imza
Herkes gibi değiliz biz
Belki biraz serseri, belki biraz deliyiz
Ama kavuşursak biteriz biz
Bir kor var içimizde yanan
Onu küllendiremeyiz
Görüşemeyiz, konuşamayız, şevişemeyiz
Bir aşk var bizi biz yapan
Kavuşarsak biteriz biz
İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz
Dokunsak kanar ellerimiz
Hiçkimseye söylemez
Gizli gi
Şimdi git
Say ki seninle içinden sevda geçen bir türkü söylemedik
Say ki gece mektuplarının en güzel aşk şiirlerini
Beraber ezberlemedik
Say ki sevda trenini kaçırdığım durakta bir süre beraber
Bekledik
Sen git
Ben gelemem bu yürekle
Ya da kal
Eylül yağmurlarını bekle
Seni yağmurdan sonra sevicem
Saçlarıma ak düşmemiş halimle
Sen yaşlardayken 18'inde, 20'nde
Seni yağmurdan sonra sevicem
Kaldırımların ıslak ve temiz haliyle
Yaşlı yüzüm delikanlı yüreğimle
Seni yağmurdan sonr
Başım Gözüm Üstüne
Senden başka yar bilmem ömür boyu gözüme,
Bak de yeter bakarım başım gözüm üstüne.
İster aşk denizine ister hicran gölüne,
Ak de yeter akarım başım gözüm üstüne.
Yılda bir olsa bile seviyorum de hele,
Senden gelmişse eğer sefadır bana çile,
Yalnız kalbimi değil koca dünyayı bile,
Yak de yeter yakarım başım gözüm üstüne.
Yeter ki sen bekle de hiç kalır sabır taşı,
Küçük bir umut bile olur gönül yoldaşı,
Razıyım ömür boyu gece gündüz gözyaşı,
Dök de
Ne güzel şey seni seviyorum demek
Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel...
Her baharda, gece gündüz, her saniye
SENİ SEVİYORUM
SENİ SEVİYORUM
SEVİYORUM SENİ
Diyebilmek ne güzel..
Çünküsü yok, nedeni yok sevmenin
Zamanı hiç yok,
Dakikalar zaman üstü...
Utangaç bir gecenin kucağında
Yağmurlar vuruyor pencereme,
Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına
Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında
Aşkın ayak seslerini duyuyorum yüreğimde
Ve hasretini içimde,
SENİ SEVİYORUM
Sesini duymak istiyor
Hüzün yıldızları parlıyor bugün gökyüzünde,
Bu gece yine için için yanıyorum,
Oturmuş seni düşünüp ağlıyorum,
Seni, gidişini, sevişini, herşeyini...
Unutamıyor işte seni şu yaralı kalbim,
Yaptıklarını hatırlayıp, pişman oluyor...
Seni düşünüyorum bu gece, karanlık gökyüzünde...
Simsiyah gökyüzünde parlayan yıldızları seyrediyorum,
Onları sana benzetiyorum,
Kararmış kalbimin bir kenarında yanan meşale misali...
Dedim ya, seni düşünüyorum bu gece,
Beni sevdiğini, bana nasıl b
Bilmeliydim bir sabah çekip gidecegini bilmeliydim
Ve sen daha kirmadan bu aşkin kalemini
Ben herşeye eyvallah deyip
Cekip gitmeliydim bu şehirden
Ben yakilacak adamim bu şehirde
Sana böyle yandigim için
Ben asilacak adamin bu şehirde
Seni böyle sevdigim için
Oysa neleri ögretti hayat bana
Sirtimdan vurulmayi
Gülerken aglamayi
Aç susuz yasamayi
Daha neleri ögretti hayat bana
Bir sana yalvarmayi ögrenemedim
Birde seni unutmayi
Ben yakilacak adamim bu şehirde
Sana böyle ya
Karlı bir akşamdı Ankara'da;
Son kez elele yürümüştük,
Bitmesin istediğimiz yola.
Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık.
Yazarsın bana demiştin.
Bende yazarım sana sık sık.
Ağlıyordum....
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
Elimi daha sıkı tuttun,
Anlıyordun....
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim,
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana,
Kitaplarım sana emanet,
İncitme kimsey
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünüyorsunuz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yal
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.
Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim, içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye
Geçmişin izlerini taşıyan sen
Yaranı deşip üzen ben
Bir merhem olursa bu sözlerim
Deşdiğim yarayı temizlerse yüreğim
Gözlerime bak hasret dolu sevdiğim
Hasretine umut bağladığım yarenim
Aşk yarası dille açılır
Yürekle kapanır
Yüreği yananın halini bir tek sevdası anlar
Sevgi ile yıkanan rüyalar da
Bir tek yareni damlar
Su ile sönen yangının ardın da külleri kalır
Alır seni başka rüyalara daldırır
Sen benim acıyı bilmediğimi mi
Yüreğimin hiç yanmadığını mı sanırsın
Bi
Güneş salına salına gelmiş pencereme,
Tatlı bir tebessümle uyandırıyor beni,
Bilmiyorki gözüme hiç uyku girmeyen geceden
Ne çok kelamım var …
Yalnız geçen geceler bitmek bilmiyor ,
Bir de üstüne hatıralar beni boğuyur ya
İşte o zaman geceye inat kapamıyorum gözlerimi
Sırf sana inat geceye yenilmiyorum..
Kalkıp bir sigara yakıyorum salonun ortasında
Derin bir nefes çekiyorum gecenin karanlığında
Sigaranın ateşi gözlerini andırıyor
Işıl ışıl yanıyor..
İşte sırf buna inat söndürüyorum
Yağan yağmurlarda ıslanmanın
O vazgeçilmez tadı vardır ya,
Hani sorsan anlatmanın da bir tarifi yoktur aslında
Insanı başka bir mutlu kılar sanki,
Bambaşka birşeydir işte,
Gördün mü anlatamıyorum
Tıpkı seninle olabilmenin,
Mutluluğunu anlatamadığım gibi...
Yağmur sonrası gökkuşağı,
Hani belli belirsiz görünür de
Doyamazsın bakmaya,
Renkleriyle hayale dalarsın,
Hiç sonu gelmeyen rengarenk hayallere..
Türlü efsaneler gelir aklına hani,
Bir anda o efsaneler canlanır gözünde,
Gördün
Görünen o ki sende değerim kalmamış,
Zaten hiç yoktu ya, neyse..
Senin değerinde bende yerle bir olmuş,
Anlamazsın ya , neyse...
Kuru bir gürültünün peşinde savrulmuş,
Anlamsız sevdanın yolunda kahrolmuşum ya, neyse...
Hatır , gönül nedir bilmek Hiç işine gelmemiş,
Bir tek kelamına aldanmışım ya, neyse...
Güzel söz,bir çift göz senin için yalanmış,
Bense sevda yollarında yaya kalmışım ya, neyse...
Aşk , sevgi bir günde değişirmiş,
Değişmeyen sevgiliyi aramışım sende ya, neyse...
Bin